- Konbuyu başlatan
- Yöneticiler
- #61
- Katılım
- 7 Ara 2013
- Mesajlar
- 6,615
- Tepkime puanı
- 504
- Puanları
- 113
"Durağan devinemez, devinen duramaz"
Başlangıç uslamlaması
İlk hareketin olmayacağı !
Başlayan biter hareket eden durur.
Harekete başlayan durur. Başlayan hereket durur, biter. Başlamamış hareket bitmez ve durmaz
Peki termodinamik ya da felsefi taban da deniyor ki ;
hiçbir şey yoktan var ve vardan yok olamaz, bunun gibi
Başlayan her şey biter ve hareket eden her şey durur.
Harekete başlamış, ilk kez harekete geçmiş her şey ilk hareket için bir enerji gerektirir değil mi?
İlk harekete gebedir.
Durgun harekete geçemez..
Hareketin sonsuzluğu ilksizliği ve ilk hareket olmaması temel kuram
Hareketin başlamamış olması. sonsuz hareket; ilksiz hareket ve başlamamış hareket.
"Hareketsizlikten hareket doğamaz"
Durgun harekete geçemez ve durgunluk devinemez. o halde durgun değildi.
O halde durgunluk yoktu. o halde hareketsizlik yoktu.
ilk hareket yok. tanrıyı ortaya koyan ney?
Durgunluk olduğu.. Tanrının enerji yüklediği ve bir şeylerin başladığı hareket ettiği geliştiği .. Tanrı ilk hareket ettirici oldu.
İlk hareketi ortadan kaldır. Başlamayı ortadan kaldır . Ne oldu? Tanrı yok.
Hareketin Temelsizliği ; Hareketin İlksizliği ve Başlamamışlığı
Hiç bir şey yoktan doğamaz ve hiç bir şey yoktan ya da yok'a batamaz
Vardan yok'a var batamaz. Yoktan var'a var doğamaz ya da tam tersi bu oluş iki yönlüdür. Dengeli bir şekilde yoktan vara var katılır vardan yoka yok katılır bu dengelidir. Bu ikisini birden sınayın.
Hiçbir şey yoktan vara doğamaz vardan yoka ölemez batamaz
Var yokun içine giremez; yokun içinden var doğamaz
Var varın içinden çıkıp yoka batamaz
zaman sonsuz, varlık sonsuz
Evren doğuyorsa ölür
Başlıyorsa biter
Biri doğuyorsa onu doğuran koşul ikinciyi de doğurur
Tersi olsa bir bilim, bilgi ve yasadan sözedemeyiz .
İlk hareketle başlayan son hareketle durdurulabilir.
Tanrının kim tarafından nasıl ilk kez başlatıldığını ve ortaya konduğunu bilmiyorum ama ben (en azından kendim için, kendi içimde ve kendi kafamda) kesin olarak bitirdim ve durdurdum, buna bir son verdim, tanrı tartışması benim gibiler için yok hükmündedir.
Teologa bilgi verme istenci ve çabası dışında bu tartışmanın bizde hükmü yok ve olmayacak. Tartışmanın gerçek sınırı budur.
Aynı şeyi tavsiye ederim ve sizin için üzgünüm.
Dilin imkan ve sınırlarında bunu nasıl yaptığımı, ve benim için tanrısızlığın nasıl mümkün olabileceğini açıklamaya giriştim ve on yılı aşkın çabam eğer bir yere varmadıysa ve eğer meyve vermiyorsa başka bir dil ne yazık ki yok. Benim için mümkün değil.
Dürüst olunmalı ve eğer taraflar dürüstlerse.
Üçbin yıllık felsefe tarihi. Bizce ontoloji anlamında kabaca özü şu. Varlık yaratılamaz ve yokedilemez. Bu ön düşünürlerin çözümlemesi ve bizimde aynı yoldan gidip aynı sonuca erdiğimiz ilke ve kesinlik. Bence bu felsefe ve filozofinin sarsılmaz direği. Tersi kesin olarak teoloji. Ontoloji tartışması değil.
Bunu bölmeye, yıpratmaya çalışmayın derim ve filozof adayı için değişmeyecek. Havanda su dövme.
Hiçbir filozofa tanrı satamazsın.
Tersi teoloji tartışmak olur ve bir teolog bir filozofla bunu tartışmak istiyorsa her zaman söylediğim gibi tanrı vermeye gelmiş oluşun farkında olduğu kadar kendi tanrısının yiteceğini de kestirmeli ve baştan hesaba katmalı. Tersinin mümkün olduğunu sanmıyorum. Bunu daha duymadım. Tanrısından kurtulmuş bir filozof adayının bir teologdan tanrı satın aldığını daha duymadık. Er ya da geç bu tartışmalar teologların tanrılarından vazgeçmeleri ile, bilgilenme ile, son bulacak.
Bir teolog bir filozofla bunu (Varlık yaratılamaz ve yokedilemez' i) tartışıyor ve ısrarla tartışıyorsa varacağı tek gerçek sonuç şu.
Varlık yaratılamaz ve yokedilemez.
İkinci seçenek yok mu?
Ben inancımla mutluyum deyip, filozofu ve filozofiyi (felsefeyi) rahat bırakma, işine karışmama, ısrardan vazgeçme ve pesetme...
Son düzenleme: