Tanrı iyi insanları sever. kötü insanları sevmez.

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde NuriKara tarafından oluşturulan Tanrı iyi insanları sever. kötü insanları sevmez. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,731 kez görüntülenmiş, 79 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Tanrı iyi insanları sever. kötü insanları sevmez.
Konbuyu başlatan NuriKara
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Dinler icat edilebilir(görünmeyen tanrı da icat edilebilir), "Halbuki daha önce şöyle bir yazı yazmıştım... ...görülemeyen bir tanrı.." fikrimin değiştiğini belirtmek istemiştim.

Sorgulamayı bıraktım, ki buna da sorgulayarak karar verdiğimi düşünüyorum. Sorgulamayı bıraktığım iki konu var: Tanrının var olduğu, kutsal kitapların tanrının sözü olduğu. Bu ikisinin sadece inanç olduğunun(delil olarak bir dayanağının olmadığının) farkındayım, bu yüzden başka şeyleri sağlıklı bir şekilde sorgulamama engel olmuyor. "Evren kendi kendine olabilir, kutsal kitaplar benzer insanların sözü olabilir" bu inançlarıma rağmen diyorum.

Kutsal kitapların tanrının sözü olduğu inancı benim için çok yeni. Eskiden peygamberlerin yazdığını düşünürdüm, aynı zamanda insana peygamber olabilme potansiyelini tanrının verdiğini düşünüyordum.

Bu inancım, ilk inancımla(tanrının var olduğu) çelişmediği için var. Evreni tanrı düzenledi, evren tanrının kitabıdır. Evrene bakarak tanrıyı tanımaya çalışıyorum, kutsal kitaplar ise nereye bakmam gerektiğini söylüyor.

Gerçeklerle, hislerimle çelişmediğini düşündüğüm için, kutsal kitapların tanrının sözü olduğuna inanabiliyorum. Eğer çeliştiğini düşünseydim(eskiden düşünürdüm, bu yüzden sadece çağına hitap ettiğini düşünüyordum) kutsal kitapların tanrının sözü olduğuna inanmazdım.

Evrim vs. kutsal kitapların söylediğinden bağımsız olarak sorgulanmalı; Evren tanrının kitabıdır, eğer kutsal kitaplarda tanrının kitabıysa gerçeklerle, hislerle çelişmemelidir(çelişmezler).
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
İslam hep vardı demiyorum.

135. Onlar, "Yahudi veya hıristiyan olun ki doğru yolu bulasınız" dediler. Sen de şöyle de: "Hayır! Biz, Hanîf olan İbrâhim’in dinine uyarız. O, müşriklerden değildi."
136. "Biz Allah’a ve bize indirilene; kezâ İbrâhim, İsmâil, İshak, Yakub ve torunlarına indirilenlere; yine Mûsâ ve Îsâ’ya verilenlere ve bütün peygamberlere rableri tarafından gönderilenlere inandık. Onlar arasında ayırım yapmayız; biz O’na teslim olmuşuzdur" deyin.

Ama İbrahim'in dini hep vardı. O evrene(gerçeklere, hislerine) baktı.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Kıyamete kadar değiştirilemeyen olan kitab Kur-an değildir, öyleyse Allah kimleri sever? ilk başta İbrahim'e inananları sevdi sonra Musa'ya sonra İsa'ya sonra Muhammed'e. İncil bozulduğu zaman hemen Kur-an gelmedi Allah o arada kimi sevdi? Kur-an geldiğinde Kur-an'dan haberi olmayanlar vardı, Allah onları sevmedimi? Çok önceden Kur-an değiştirildiğinde Allah kimleri seviyordu? Peki Allah ehli-sünnetimi, Kur-an'cılarımı seviyor? Ancak değişen bir kitab mezheplere ayrılır. Allah'ın işidi sevmediğini söyleyeyim, bu insanlar biz müslümanız demiyorlarmı. Kimisinin dillendirdiğini kimisinin bilinçaltında olanı söyleyeyim: Allah müslümanları sever, sadece müslümanları sever. Müslümanların %90'ı için önkoşul şudur müslüman bir ülkede doğmak, dolaylı olarak Allah Türkiye'de doğanları sever. Siz düşünmekten aciz dindar kesime şunu söyleyeyim: siz düşünecek kadar bile dininize değer vermiyorsunuz. Ancak kendinizi kandırırsınız, Allah kalpleri bilir. Merak etmeyin Allah bu dünyada cezalandırmaz, yani düşünmenize gerek yok.

Allah daha dünya kurulmadan önce iyi olanı seviyordu ve kıyamete kadar bu böyle devam edecek, melekler iyi olanlara şefaat edecek, zira onlar melekler gibidirler, güzel olana melek gibi denir ve iyi karakter güzeldir. El emeği gözün nurudur iyi karakter. Kalbinize sesleniyorum, kalpleriyle görenlere.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Allah teala, boyunlarından zincire vurulmuş olarak cennete götürülen kimselerden hoşnut olur. hadis. Buhari ve ebu davut

(burada kasdedilen savaş esirleridir, müslümanlar adamları,kadınları zincirlemiş götürüyor Allah bu sahneye hoşnutlukla bakıyor niye çünkü onlar müslümanları tanıyıp müslüman olacaklar ve cennete gidecekler miş..miş )

Buhari hadisi bu NuriKara. yani ayeti bile nesh eder gerekirse buhari hadisi o kadar sağlamdır bizim sunni gelenekçilerin çoguna göre..

Allah iyi olanı falan sevmiyor,sevemez,sevmeye kalktığı anda dini çöker, müritleri darmadağın olur. (her mezhebe veya tarikata göre Allah farklı konuşur elbet ama hiçbirindeki Allah iyileri sevmez,sevemez, öyle her iyiyi seviyorum çiçek böcek laylaylom bir dünya yok NuriKara. din yada mezhep kuracaksan bir sınır çizeceksin mecburen. ya çemberin içindesin ya dışında!

umarım anlatabildim..

yıkacaksın bu kutsal kalkanı ile korunan zırvaları genç.. şu an için öyle görünüyorsun bana göre buradan.. niyet hayr akıbet hayr:)
 

M3CSL

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ağu 2016
Mesajlar
258
Tepkime puanı
30
Puanları
28
Yazmıyım diyorum ama fırsat veriyorsun:)
hiçbirindeki Allah iyileri sevmez,sevemez
1. Bakara, 195
(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
Al-i İmran, 134
Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.

Çok fazlasınıda bulabilirim.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Allah teala, boyunlarından zincire vurulmuş olarak cennete götürülen kimselerden hoşnut olur. hadis. Buhari ve ebu davut

(burada kasdedilen savaş esirleridir, müslümanlar adamları,kadınları zincirlemiş götürüyor Allah bu sahneye hoşnutlukla bakıyor niye çünkü onlar müslümanları tanıyıp müslüman olacaklar ve cennete gidecekler miş..miş )

Buhari hadisi bu NuriKara. yani ayeti bile nesh eder gerekirse buhari hadisi o kadar sağlamdır bizim sunni gelenekçilerin çoguna göre..

Allah iyi olanı falan sevmiyor,sevemez,sevmeye kalktığı anda dini çöker, müritleri darmadağın olur. (her mezhebe veya tarikata göre Allah farklı konuşur elbet ama hiçbirindeki Allah iyileri sevmez,sevemez, öyle her iyiyi seviyorum çiçek böcek laylaylom bir dünya yok NuriKara. din yada mezhep kuracaksan bir sınır çizeceksin mecburen. ya çemberin içindesin ya dışında!

umarım anlatabildim..

yıkacaksın bu kutsal kalkanı ile korunan zırvaları genç.. şu an için öyle görünüyorsun bana göre buradan.. niyet hayr akıbet hayr:)
Sünnileri boşver. Onlar sünneti reddetmedikçe adam olamazlar, bundan daha eğreti çok hadis var.

Aynen katılıyorum iyiyi severse dini çöker birçoğunun. Ben hadisleri reddediyorum Kuranı kendime göre yorumluyorum. Kutsal kalkanı yıkmama gerek kalmıyor, kendimle çelişmiyor.


Yazmıyım diyorum ama fırsat veriyorsun:)
hiçbirindeki Allah iyileri sevmez,sevemez
1. Bakara, 195
(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
Al-i İmran, 134
Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.

Çok fazlasınıda bulabilirim.
Sence Allah iyilik edenleri sever ama müslümanları cennete atar?, bir önkoşul varsa yemişim sevmesede olurmuş zaten yanıp çıkacaklar. Kuran iyileri sever diyorda müslümanlar neden demiyo, diyemiyo. %1'lik bir kesim bile yokturki hristiyan müslüman ayırt etmeden Allah'ın cennetine soksun, geneli müslümanları sokar, sonra Allah iyileri sever demek, komik.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Yazmıyım diyorum ama fırsat veriyorsun:)
hiçbirindeki Allah iyileri sevmez,sevemez
1. Bakara, 195
(Mallarınızı) Allah yolunda harcayın. Kendi kendinizi tehlikeye atmayın. İyilik edin. Şüphesiz Allah iyilik edenleri sever.
Al-i İmran, 134
Onlar bollukta ve darlıkta Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenenler, insanları affedenlerdir. Allah iyilik edenleri sever.

Çok fazlasınıda bulabilirim.

Evet tabiki bulabilirsin, şevkat, merhamet ve sevgi dolu yüzlerce hadiste bulabilirsin.

ancak dostum sanırım ben eksik anlattım buradaki iyilikte, şevkat,merhamet ve sevgide çemberin içindekileri (müminleri) kapsar.

bu çok açıktır. şöyle açayım;

bu hadiste savaş esirlerinden bahsediliyor. mesela sen kadının veya küçük bir kızın babasını,kocasını ,kardeşini savaşta öldürmüşsün. sonra geri kalanları boynundan zincirleyip islam topraklarına doğru götürüyorsun. bu sahneye Allahın yorumu hoşnutluk muş. yani Allah bu yapılanı İYİLİK olarak yorumluyor. işte sana iyilik(!) burada iyilik senin düşüncene,ahlakına,vicdanına bırakılmıyor. Allah bu sahneye iyilik diyor. ve sende buna iyilik demek zorundasın. aksi taktirde çemberin dışına atılırsın.

günümüzden örnekle iyice açayım;

feto denen sümüklüye biat etmiş pilot ankara gölbaşında 50 polisimizi bombayla öldürdü. ama bu bir iyilikti onları şehit edip cennete göndermişti. işte bu kafanın beslendiği yer hadislerdir. peygamberle veya Allahla rüyalarında görüşen bu insanların sözleride hadis ve ayet niteliğindedir (hadis dünyası ve tarikatları incelersen dediklerimi anlarsın)

bir örnek daha; mesela fetonun peçetesini yiyenler var bunun kaynagıda hadislerdir. peygamberin sümügünü ,idrarını üstüne başına çalanlar ve içenler vardır. (hadisler var yani)

ben bugun islamı yalanlıyorsam ana dayanağım tabiki kurandır. ancak kuran -hadis eleledir. hadisleri reddeden biri bir süre sonra kuranıda reddedecektir benim tecrübelerime göre.. ama cehennem korkusu ve inancını kaybetme korkusuna karşı gerekli cesareti gösteremeyenler bunu yapamayabilir..ama okuyan, araştıran ve sorgulamaya devam eden biri eninde sonunda kendi düşüncelerine güvenmeye başlayacak ve haliyle yeterli cesareti kendinde bulacak ve bu dogmaları yıkıp geçecektir..
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Sonuç olarak, çevrenizde hristiyanlar olmadığı için pekbir sorun teşkil etmiyor, toplumumuzun yarısı hristiyanlardan oluşsaydı, büyük sıkıntılar doğardı, bir arkadaşımın hristiyanlar cehenneme gidecekleri şiddetle savunması soruna dönüşürdü, bir tartışmada hristiyan değilmisin cehenneme gideceksin işte denilmesi 360 kişilik bir grupta bir tane hristiyan olduğu için oda koyu hristiyan olmadığı için pek sorun değil, annemin dinlerini yaymak amaçlı kapıları gezen hristiyanları duyması onlar benim kapıma gelselerde azarlasam demesi gelmedikleri için vede hayatımda ilk defa böyle birşey duyduğum için sorun değil.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Ek olarak, müslümanlar cennete gider demenizin altında bir sebep daha var, kendinizi sırf müslüman olduğunuz için üstün görüyorsunuz. Tembel hergeleler. Yani değer yargınız b.ku yemiş, bunun size zararı var. Değerli olmak için müslümanım demeniz yeterli, siz öyle sanıyorsunuz. Bende diyorumki iyi insan değerli insandır. Ben eşsek gibi çabalarken siz ben müslümanım dersiniz eşit hale geliriz.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Bu konuyu ele alırken konuya modern ahlak anlayışı ve dinin ahlak anlayışının çelişmesi açısından bakmakta fayda var. Özellikle bu çelişkiyi günün hayat şartlarının getirmiş olduğu değerlerin geçmişten gelen toplumsal/dinsel değerlerle birlikte yaşanmasında görüyorum. Örnek olarak;
farklı cinsel yönelimlerin çeşitli dini kurumlar tarafından daha ılımlı karşılanması,
kadın haklarına daha fazla önem verilmesi,
köleliğin yanlış bir şey olarak görülmesi verilebilir.

Peki geçmiş onlarca asırda coğu toplumlda sıradan olarak karşılaşılan ve dinlerde de günümüzdekine zıt bir tepkiyle karşılaşılan bu durumların zaman içerisinde sıradanken sıradışı, doğruyken yanlış olmasının sebebi ne?
Bunun nedeninin çeşitli ulaşım ve iletişim olanakları sağlanan globalleşme ve gelişen dünyanın insan hammaddesini daha verimli kullanmak amacıyla ortaya çıkardığı yeni değerler sistemi olarak görüyorum. Yani; eşcinseller toplumdan dışlanıp öldürülürse bu insanların fayda verme gücü boşa gitmiş olacaktı, kadınlara daha az fırsat verilerek onların fayda verme gücü boşa harcanacaktı, amaç verilmeden zorla kullanılan insanların daha verimli çalışması sağlanamayacaktı.

Uzun lafın kısası toplum, bilinçli açgözlülüğünü daha iyi tanıyarak gelişmesi önünde engel olan değerleri revize etti.
 

kış güneşi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Eyl 2013
Mesajlar
36
Tepkime puanı
21
Puanları
8
Yaş
44
Üniversite Bölümü
fine arts
Din ile ilgili güzel bir flim seyrettim.. yer meksika , kırsal az nüfuslu dağlık bir kasaba . 14 yasında bir çocuk var, erkek çocuk Meryem Ana ile irtibata geçtim diyor.. Köyün papazı dahil her kez destekliyor,, oo gürü halinde törenler, ziyaretçi akını, , vs..
Daha büyük bir kiliseden piskopos yrdımcısı geliyor olayı araştırmaya,

papaza" olay dedir, böğle bir komik olaya nasıl ınanıyorsunuz" deyip fırça atıyor.
papaz " siz her halde Ayda falan yasıyorsunuz, bu işte KAPİTALİZM .Tanrının unuttuğu bu kasabanın ekonomisi canlandı, TV^ye çıktık, kimin umrunda ki gerçekler diyor..

Tanrı ve Kapitalizm !!
 

zula bula

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Eki 2019
Mesajlar
3
Tepkime puanı
1
Puanları
3
Konum
merkezim
tanrı'nın sevdiği iyi insan kötülük yaptığında onu gene sevecek midir
tanrı'nın sevmediği kötü insan iyilik yaptığında onu sevmeyecek midir
tanrı'nın sevmekten ve sevmemekten beru olması lazım gelür
iyinin de kötünün de ölüp dünya sahnesinden inmesini beklemekten gayrı çaresi olmayan
ve bizimle başı her dem daim belada olan tanrı'ya selam ola
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
tanrı'nın sevdiği iyi insan kötülük yaptığında onu gene sevecek midir
tanrı'nın sevmediği kötü insan iyilik yaptığında onu sevmeyecek midir
tanrı'nın sevmekten ve sevmemekten beru olması lazım gelür
iyinin de kötünün de ölüp dünya sahnesinden inmesini beklemekten gayrı çaresi olmayan
ve bizimle başı her dem daim belada olan tanrı'ya selam ola
Tanrı iyiyi sevdi. İyi olan kötülük yaptığında artık iyi olamaz. Bu bir problem değil. Yüce olan sevmekten beri değildir: yüceliğinin kaynağıdır. Bizi seven tanrıya selam ola.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
İnancımla gurur duyuyorum. Aslında duymuyorum, banane sizden. Yinede birini okumuştum, müslüman olmaktan gurur duyduğundan bahsediyordu. Neden diye sormak lazım: kişiden kişiye değişir bunun cevabı. Vereceği cevaba göre haklıymışsın, gurur duyulacak bir inancın varmış diyebilirim. Sonuçta öz abim hristiyanların cehenneme gidip gitmeyeceği konusunda Allah bilir diyor. Vahşilikleriyle gurur duyanlara gelince. Vahşi Allah'ınız ile başarılar... Dileyen dilediğiyle gurur duyadursun. Benim gururum inanç gözetmeden iyi olanı yüceltmek. İyiyi seven Allah'a selam olsun. İyiyi seven iyi, vahşiliği seven vahşidir. Vahşilerin tanrısıda vahşidir. İyilerin tanrısıda iyidir, herkes kendisine göre ona karakter atfedecek.

Bir soru doğdu, en azından benim için. Belki tanrı gerçekten vahşidir. Beni sevmiyordur. Ben ona iyi olmaya çalışıyorum dediğimde sen Kurana teslim olmadın der. Beni cayır cayır yakar. Neye inanırsam inanayım tanrı birdir, bir karakteri vardır. Bir kişi hariç herkes yanılıyor. Tanrı iyi insanları sever diyen birsürü kişi var. Ancak iyinin ne olduğunda çelişiyorlardır. Müslümanlardan kendi aralarında çelişiyor. Tanrının yaptığı işe bakın, lan bari kendini tanıtsaydın, ona göre davranılsaydı. Kendini tanıtmadan sana uygun davranmamızı bekleme. Zaten beklemiyordur bence. Sorun kalmadı. Allah kendisi için değil, bizim için istiyordur. İyi olan onsuzda iyi olur. Sorun kalmadı. Sorunlar için bekliyorum, ihbar hattı.
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Tanrıyla nasıl tanıştığınızı anlatır mısınız lütfen.

Eğer hala peygamberseniz -muhtemelen- tanrı ile dolaylı yoldan iletişim kuruyorsunuz. Mümkünse beni de tanıştırabilir misiniz.

- Bu tamamen içsel bir meseledir. Arada bir çeşit telefon hattı vardır. Din bu telefon hattıdır. Ama hat görünmezdir. Görünmez olduğu için kimsenin tekelinde değildir. Hele siyasal İslamcıların ya da islami teröristlerin hiç değildir. :)

Danimarkada doğmuş olsaydınız Tanrı ile tanışmayacaktınız. bir danimarkalı entellektüel sebepler,dindarların davranışları veya dinsel öğretilerin çelişkileri vs sebebinden tanrı tanımaz olmuyor.kültürel olarak tanrı tanımaz oluyor. yani tanrı ile tanışmıyor bizler gibi. sanırım anlatabildim..

- Tam tersine. İstanbul'un merkezine gidin. Rus Ortodoks kilise, Anglikan kilise, Rum Ortodoks kilise, Sinagog, Cami, Alevi cemevi, Mevlevihane, hepsi iç içedir. Danimarka da öyle. Güçlü medeniyetlerde hep öyledir. DAnimarkada olsaydınız, muhtemelen felsefe ile / pozitif bilimlerle daha erken tanışacaktınız, ama Tanrı ile de bir yerden sonra tanışacaktınız. "Tanışmak" ile ne anlaşılıyor? Tanışmakla ile 5 yaşında dini okula gönderilip başörtülü olmayı kast ediyorsanız bence olayın bir kısmını kaçırıyorsunuz. Dinin illa ki dayatılması gerekmiyor. bir yerden sonra herkes öğrenebilir. Yani yanlış bir benzetme olmuş bence.

Nuri Kaya:

75. Aynı şekilde biz İbrâhim’e göklerin ve yerin melekûtunu görüp kavrama imkânı veriyorduk ki kesin inananlardan olsun.
76. Gecenin karanlığı onu kaplayınca bir yıldız gördü. "Rabbim budur" dedi. Yıldız batınca da "Batanları sevmem" dedi.
77. Ayı doğarken görünce, "Rabbim budur" dedi. O da batınca, "Rabbim bana doğru yolu göstermezse elbette yolunu şaşırmış kimselerden olurum" dedi.
78. Güneşi doğarken görünce, "Rabbim budur; zira bu daha büyük" dedi. O da batınca dedi ki: "Ey kavmim! ben, sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım."
79. "Ben, O’nun birliğine inanarak yüzümü, gökleri ve yeri yoktan yaratan Allah’a çevirdim ve ben müşriklerden değilim."

Bu sana göre bir masal. Buna takılmadan şunu sorayım: Bir insanın kültürel olmayan sebeplerden tanrıya inanması mümkün mü? Mümkün değilse dinler nasıl ortaya çıktı? Çünkü dinlerin ortaya çıkabilmesi için hiç kimse inanmıyorken birisinin inanması gerekiyor.

- Bu derinlemesine tartışılması gereken bir konu. Bizim atalarımız (Şamanist inançta olanlar) size göre dinsiz mi? Bir de aklıma insanların inşa ettikleri ilk mabetler, Göbeklitepe / Stonehenge filan geliyor. O yüzden ilk inançlar aslında çok kapsamlı bir konu. Ama kısaca diyebilirim ki içi boş bir konu değil. Tam tersine, maymundan insana geçtiğimiz dönemde, insanlar bir şeylere inanmaya başlıyor. Bu o dönem için gayet önemli bir gelişim. Yoksa uran-gutan kalacaktık :)

dinlerin temeli ; ruhçuluk,totemcilik çok tanrıcılık..sonrasında tek tanrıya dönüşüm var. (ki hala tek tanrıcı olmayan yerlerde var) bu yalan iftira!! islam hep vardı falan diyorsan mesela sadece türk mitolojisini incele yeter. bunada üşenirsen arkeolojik kazılara bak netten (arkeoloji 200 yıllık falan bir insan etkinliği) .

aha bak orduya gidip görmek lazım. kibele(ay tanrıçası)


topragı kazıyoruz bunlar çıkıyor dostum..her ümmete peygamber gönderilmiş falan. apaçık yalan. var mı bir Türk peygamber? var mı amerika kıtasında bi tane peygamber? o herşeyi ben yarattım diyen ibrahimi dinlerin tanrısının bırak cosmosu amerika kıtasından bile haberi yok..

- İşte bilmiyorsun. Bilen birisi mesela Eski Türk şamanizmine bir şey diyemez. Çok derin bir mevzu. Amerikan yerlililerinin inancı da öyle hokkabazlık değil. Mesela toprağa / bizonlara, akarsulara saygı var adamda. Mesela ben yürüyüş yaparken adamın birine rastladım. Akarsuyu temizleyip düzeltiyor. "Ne yapıyorsunuz?" dedim. "Su rahat aksın" diyor.

- bu ne demek biliyor musun? - Su öylece el koyabileceğin bir şey değil. nesne değil. Toprağın, ağacın, suyun da ruhu / canı var. Bu sence boş inanç mıdır? Mdraid'de COP 25'e katılan ülkelerin yarısı bu dediğimi anlasa dünya kurtulmuş olacaktı.

Dİn böyle bir şey. Olaya sadece islamın belli bir yorumu olarak bakmamalısın.

İslam hep vardı demiyorum.

"her ümmete peygamber gönderilmiş falan. apaçık yalan." kesinlikle katılıyorum, her topluma peygamber gönderilmemesi benim için soru işareti.

Anlatmaya çalıştığım, bütün inananları aynı kefeye koyup sen kültür yüzünden inanıyorsun diyemeyiz. Bir insan bir şeye çevresinden bağımsız bir şekilde de inanabilir.

- İslam'ın kibirli iddialarından biri bütün peygamberlerin aslında Müslüman olduğudur. Müslüman ise "Tanrı'ya teslim olmuş kişi" demektir. Ben bu konuyu da çok düşünmüşümdür.

Üstün İnsan:
Bu konuyu ele alırken konuya modern ahlak anlayışı ve dinin ahlak anlayışının çelişmesi açısından bakmakta fayda var. Özellikle bu çelişkiyi günün hayat şartlarının getirmiş olduğu değerlerin geçmişten gelen toplumsal/dinsel değerlerle birlikte yaşanmasında görüyorum. Örnek olarak;
farklı cinsel yönelimlerin çeşitli dini kurumlar tarafından daha ılımlı karşılanması,
kadın haklarına daha fazla önem verilmesi,
köleliğin yanlış bir şey olarak görülmesi verilebilir.

Peki geçmiş onlarca asırda coğu toplumlda sıradan olarak karşılaşılan ve dinlerde de günümüzdekine zıt bir tepkiyle karşılaşılan bu durumların zaman içerisinde sıradanken sıradışı, doğruyken yanlış olmasının sebebi ne?
Bunun nedeninin çeşitli ulaşım ve iletişim olanakları sağlanan globalleşme ve gelişen dünyanın insan hammaddesini daha verimli kullanmak amacıyla ortaya çıkardığı yeni değerler sistemi olarak görüyorum. Yani; eşcinseller toplumdan dışlanıp öldürülürse bu insanların fayda verme gücü boşa gitmiş olacaktı, kadınlara daha az fırsat verilerek onların fayda verme gücü boşa harcanacaktı, amaç verilmeden zorla kullanılan insanların daha verimli çalışması sağlanamayacaktı.

Uzun lafın kısası toplum, bilinçli açgözlülüğünü daha iyi tanıyarak gelişmesi önünde engel olan değerleri revize etti.

- Avrupa'da, ROma döneminde, kölelik çok yaygındı. Ekonomi hatta ordu köle gücüne dayanıyordu. Hısitiyanlıktan sonra kölelik bitti ve serflik / ağalık yaygınlaştı. Kölelik rönesansta tekrar yaygınlaştı çünkü bazıları "Siyahlar maymundur / insandeğildir / ruhları yoktur / dolayısı ile dinen köle yapılabilirler" sonucuna vardılar.

İslamiyette kölelik var. Ama islamiyette de feodalizm daha yaygın. Roma / Eski Yunan gibi büyük çaplı kölelik semavi dinlerin gelişinden sonra büyük oranda yasaklandı. Bu yüzden farklı sömürü yollarına gidildi. feodalite gibi, kapitalizm gibi.

Kış Güneşi:
Din ile ilgili güzel bir flim seyrettim.. yer meksika , kırsal az nüfuslu dağlık bir kasaba . 14 yasında bir çocuk var, erkek çocuk Meryem Ana ile irtibata geçtim diyor.. Köyün papazı dahil her kez destekliyor,, oo gürü halinde törenler, ziyaretçi akını, , vs..
Daha büyük bir kiliseden piskopos yrdımcısı geliyor olayı araştırmaya,

papaza" olay dedir, böğle bir komik olaya nasıl ınanıyorsunuz" deyip fırça atıyor.
papaz " siz her halde Ayda falan yasıyorsunuz, bu işte KAPİTALİZM .Tanrının unuttuğu bu kasabanın ekonomisi canlandı, TV^ye çıktık, kimin umrunda ki gerçekler diyor..

Tanrı ve Kapitalizm !!

- Vatikan'ın da 21 yy'da halen "Gerçek şeytan çıkarma / yalan şeytan çıkarma" gibi adetleri var. Bir de papalığın cenneten yet satması gibi şeyleri var. Yahudilerde de Kudüs'Ün bir tepesi var. Herkes oraya gömülmek istiyor. Parasını verip oraya gömülürsen kıyamette ilk sen dirileceksin filan.

Bu kapitalizmden çok toplum psikolojisi ile alakalı. YNÖ hayatı boyunca Tv'de, kitap aracılığıyla bu "hurafe" dediğimiz konuyu anlatmaya çalıştı. Dİğer dinlerde de, mesela protestan din bilimcilerde benzer konular / tartışmalar her zaman var.

Yani kelimeyi şehadet getirince olmuyor. Kelimeyi şehadet ilk adımdır. dinle çok haşır neşir olmasan bile, bu ömür boyu sürdürmen gereken belli bir minimum araştırma yapma sorumluluğu getiren bir konudur. Gerçek inanç böyle bir şey.

Sürü sepet, düşünmeden uygulama yapan insan her dinde var. Mao boşuna yasaklamadı zaten. Din bazen öyle bir noktaya getirir ki, topluca, ben bunları dinden nasıl ıslah ederim? sorusunu da sorman gerekebilir.

Da bunun dışında Auguste Compte'un kurduğu "pozitivizm kilisesi" de bir dindir. Dine bu kada rdüşman olan kişi bence pozitivist olmalı. Çok ilgin ayinleri / duaları, kutsal bayramları filan da var. Bence Bu kişiler pozitivist olmalı o zaman. :)
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
- Tam tersine. İstanbul'un merkezine gidin. Rus Ortodoks kilise, Anglikan kilise, Rum Ortodoks kilise, Sinagog, Cami, Alevi cemevi, Mevlevihane, hepsi iç içedir. Danimarka da öyle. Güçlü medeniyetlerde hep öyledir. DAnimarkada olsaydınız, muhtemelen felsefe ile / pozitif bilimlerle daha erken tanışacaktınız, ama Tanrı ile de bir yerden sonra tanışacaktınız. "Tanışmak" ile ne anlaşılıyor? Tanışmakla ile 5 yaşında dini okula gönderilip başörtülü olmayı kast ediyorsanız bence olayın bir kısmını kaçırıyorsunuz. Dinin illa ki dayatılması gerekmiyor. bir yerden sonra herkes öğrenebilir. Yani yanlış bir benzetme olmuş bence.

Olabilir,elbet bir kısmı kaçırmışımdır. ama felsefe ve doğa bilimlerini önce almalı Tanrıyla ve dinle daha sonra tanışmalıydık. adil olan bu olurdu yani. sözümün özü; biz beynimizin gelişmediği ve dünya hakkında yeterli bilgiye ulaşmadığımız (çocukluk)dönemde tanrıyla tanıştık. başka deyişle ;zihnimiz ,duygularımız ve mantık örüntümüz önce tanrıyla ve dinle inşa edilmemeliydi.. tanrı ve din gücünü burdan alıyor bu durum adil değil, adil olmayanda ilahi değildir. (adil/adalet kavramıda dinsel/yüce temelli bir kavramdır. iki dinsel kavramla bir cümle kurdum ama umarım anlatmak istediğim anlaşılır)


- İşte bilmiyorsun. Bilen birisi mesela Eski Türk şamanizmine bir şey diyemez. Çok derin bir mevzu. Amerikan yerlililerinin inancı da öyle hokkabazlık değil. Mesela toprağa / bizonlara, akarsulara saygı var adamda. Mesela ben yürüyüş yaparken adamın birine rastladım. Akarsuyu temizleyip düzeltiyor. "Ne yapıyorsunuz?" dedim. "Su rahat aksın" diyor.

- bu ne demek biliyor musun? - Su öylece el koyabileceğin bir şey değil. nesne değil. Toprağın, ağacın, suyun da ruhu / canı var. Bu sence boş inanç mıdır? Mdraid'de COP 25'e katılan ülkelerin yarısı bu dediğimi anlasa dünya kurtulmuş olacaktı.

Dİn böyle bir şey. Olaya sadece islamın belli bir yorumu olarak bakmamalısın.

Şamanizmide islamıda birbirleri ile kıyaslayacak kadar bildiğimi düşünüyorum. tek bir örnek vermişsiniz . bu yeterli gelmedi. siz nasıl bir örtüştürme yapıyorsunuz? açarsanız bende düşüncelerimi belirtirim.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Olabilir,elbet bir kısmı kaçırmışımdır. ama felsefe ve doğa bilimlerini önce almalı Tanrıyla ve dinle daha sonra tanışmalıydık. adil olan bu olurdu yani. sözümün özü; biz beynimizin gelişmediği ve dünya hakkında yeterli bilgiye ulaşmadığımız (çocukluk)dönemde tanrıyla tanıştık. başka deyişle ;zihnimiz ,duygularımız ve mantık örüntümüz önce tanrıyla ve dinle inşa edilmemeliydi.. tanrı ve din gücünü burdan alıyor bu durum adil değil, adil olmayanda ilahi değildir. (adil/adalet kavramıda dinsel/yüce temelli bir kavramdır. iki dinsel kavramla bir cümle kurdum ama umarım anlatmak istediğim anlaşılır)
Güzel bir mantık, ilk önce felsefe ve doğa bilimleri sonra Allah inancı, çünkü adil olan bu, birşey daha ekliyim. Felsefe ve doğa bilimlerinden bağımsız şekilde inananlar için Allah inancı Akıllarını kalplerini köreltiyor, çelişkiler olmasa bile(birçok yerde var) öğrenmeye gerek duymuyor. Allah inancı örnek olarak kullanılmamalı. Yani başka batıl olan bütün inançlar, aklın kalbin körelmesine yol açar, batıldan kastım Allah inançlarıda dahil, sırf Allah'a inanıyor diye batıllıktan çıkmıyor. Herkesin inancı baatıl değil, bazıları düşünmüşte inanmıştır, bazıları ise o öyle demiş diye, batıl inançlar zaten her tartışmadan kaçıp kendilerini belli ederler, bu böyle derler aslını astarını aramazlar.
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Olabilir,elbet bir kısmı kaçırmışımdır. ama felsefe ve doğa bilimlerini önce almalı Tanrıyla ve dinle daha sonra tanışmalıydık. adil olan bu olurdu yani. sözümün özü; biz beynimizin gelişmediği ve dünya hakkında yeterli bilgiye ulaşmadığımız (çocukluk)dönemde tanrıyla tanıştık. başka deyişle ;zihnimiz ,duygularımız ve mantık örüntümüz önce tanrıyla ve dinle inşa edilmemeliydi.. tanrı ve din gücünü burdan alıyor bu durum adil değil, adil olmayanda ilahi değildir. (adil/adalet kavramıda dinsel/yüce temelli bir kavramdır. iki dinsel kavramla bir cümle kurdum ama umarım anlatmak istediğim anlaşılır)

- Buna katılıyorum. Laik eğitimin amacı bu zaten. TR'de okullara din dersi zaten darbe dönemlerinde gelmiştir. İnsanlar itaatkar olsun diye. Bu siyaset amaçlı kullanılan dindir. Gerçek din değildir.

- Ama ailen inançlı ise (bununla kast ettiğim Budizm filan da olabilir). Sen çocukken "ölünce insanlar nereye gider?" diye sorduğunda çoğu kendi inancını sana aktarır. Pek azı "bilmiyoruz" filan der. Çoğu cevabı bilmese bile mantıklı bir cevap üretmeye çalışır.

Bence evreler vardır. Mesela leylek hikayesine, diş perisine, noel babaya inandığın bir dönem vardır.
Sonra laik eğitim almışsan, bunları sorguladığın dönem vardır. Bu dönemde dini inançları da sorgulayabilirsin.

Sonra (bazılarında) Tanrı ile bağları yeniden oluşturduğun dönem gelir. En azından bende öyle oldu. Ama bu dönemde zaten yetişkinsindir.

Bunun tersi: "ağaç yaşken eğilir" mantığıdır. Bence tamamen gereksiz ve yanlıştır. Bunun kökeni, geçmiş zamanlarda eğitimde şiddetin ve korkunun sıkça kullanıldığı dönemdir aslında. "Hocanın vurduğu yerde gül biter" mantığı. ya da "kızını dövmeyen dizini döver" mantığı. Kesin bilgilerin olduğu, bu kesin bilgilerin zorla dayatılması gereken gerçekler olarak kabul edildiği dönemlerden kalma bir zihniyet bu.

Şamanizmide islamıda birbirleri ile kıyaslayacak kadar bildiğimi düşünüyorum. tek bir örnek vermişsiniz . bu yeterli gelmedi. siz nasıl bir örtüştürme yapıyorsunuz? açarsanız bende düşüncelerimi belirtirim.

- Örtüşme aramıyorum. Benim söylediğim: insan maymunluktan çıktığı anda mistik anlamlı duvar boyaları, kült objeleri, açık hava tapınakları, uyuşturucuların kullanıldığı ayin sahneleri filan inşa etmeye, bir takım ruhlara, büyülere inanmaya başlıyor. Hatta sabit bir şey arıyor. Bu yüzden gök bilimine yönelmeye, ayın / güneşin evrelerini incelemeye başlıyor. İlk aşama bu.

Sonra organize dinler ortaya çıkıyor. Yazı yaygınlaşınca, bu sefer kutsal kitaplar filan ortaya çıkıyor.

Örtüşme de şöyle var. Mesela Mısır panteonu çeşitli kentlere göre farklılık gösteriyor. Aynı panteon farklı dönemlere göre farklılık gösteriyor. Ama işleyiş bakımından temelde aynı şey. Yani önemli şeyler hep aynı. Mesela o zamandan beri değişmeyen bir şey: günahların kuş tüyünden azsa tanrı / tanrılar seni seviyor. Ama kalbin günah doluysa, cehennem benzeri tuhaf diyarlara gidiyorsun filan.

Mesela yalan söyleyeni seven bir ilah yok gibi bir şey. Tüm inançlarda doğruluk / dürüstlük teşvik edilmiş.

Ama dinde de modernizasyon var. En modern din de nereden baksan yine islam'dır. Mantıksız şeylerin çoğu kaldırılmış. Her seferinde bu "mantık" olgusu artıyor. yani dinin de bir evrimi var. Ama zamanda bize daha yakın dinler, yine bize göre, daha mantıklı dinler.

Hepten teolojik tartışmaya girdik ama bence bu böyle.

Güzel bir mantık, ilk önce felsefe ve doğa bilimleri sonra Allah inancı, çünkü adil olan bu, birşey daha ekliyim. Felsefe ve doğa bilimlerinden bağımsız şekilde inananlar için Allah inancı Akıllarını kalplerini köreltiyor, çelişkiler olmasa bile(birçok yerde var) öğrenmeye gerek duymuyor. Allah inancı örnek olarak kullanılmamalı. Yani başka batıl olan bütün inançlar, aklın kalbin körelmesine yol açar, batıldan kastım Allah inançlarıda dahil, sırf Allah'a inanıyor diye batıllıktan çıkmıyor. Herkesin inancı baatıl değil, bazıları düşünmüşte inanmıştır, bazıları ise o öyle demiş diye, batıl inançlar zaten her tartışmadan kaçıp kendilerini belli ederler, bu böyle derler aslını astarını aramazlar.

- ben bu iki unsurun bağımsız olduğunu düşünüyorum. Demin de izah etmeye çalıştım. fen, felsefe, bilimin yolu ayrıdır.

İnancın mistisizmin yolu ayrıdır. Yani ikisi bence bağımsız olgular. Bizim zamanımızda bu böyle. Artık gayet modern takılan, evrim vs. gibi şeylerle hiçbir sorunu olmayan, ama düzenli kiliseye / camiye / Stuppa'ya giden insanlar var.

Çünkü İnanç olayı da bir yolculuktur. çeşitli evreleri vardır. Kişiden kişiye değişir. Nasıl felsefeye yatırım yapıp kendini felsefe konusunda geliştiriyorsan, dinde de "inandım bitti" yoktur. İnancın ne olursa olsun, çeşitli aşamalar, anlayışlar, kavrayışlar vardır. Zaten herkes her şeyi anlayacak diye bir şey de yok. Ona eğilimine göre kendin karar veriyorsun.

Benim dediğim: mesela evrimi yadsımak normal değildir. Ya da "ben Müslüman partiyim bana oy verin" demek normal değildir.

Bu dediğimi de hem felsefe söylüyor, hem (araştırırsan) din söylüyor. YNÖ'nün bütün kitapları bunu anlatıyor.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Güzel bir mantık, ilk önce felsefe ve doğa bilimleri sonra Allah inancı, çünkü adil olan bu, birşey daha ekliyim. Felsefe ve doğa bilimlerinden bağımsız şekilde inananlar için Allah inancı Akıllarını kalplerini köreltiyor, çelişkiler olmasa bile(birçok yerde var) öğrenmeye gerek duymuyor. Allah inancı örnek olarak kullanılmamalı. Yani başka batıl olan bütün inançlar, aklın kalbin körelmesine yol açar, batıldan kastım Allah inançlarıda dahil, sırf Allah'a inanıyor diye batıllıktan çıkmıyor. Herkesin inancı baatıl değil, bazıları düşünmüşte inanmıştır, bazıları ise o öyle demiş diye, batıl inançlar zaten her tartışmadan kaçıp kendilerini belli ederler, bu böyle derler aslını astarını aramazlar.

Kuran madem yaratıcının son mesajıdır ve hakikat iddiasındadır aynı bir alpagut gibi tüm dünya ile veya tüm beşer ile cenk edebilecek potansiyelde olmalıydı. bu kadar basit, var mı bu özelliği yok! öyleyse batıl ..



- Örtüşme aramıyorum. Benim söylediğim: insan maymunluktan çıktığı anda mistik anlamlı duvar boyaları, kült objeleri, açık hava tapınakları, uyuşturucuların kullanıldığı ayin sahneleri filan inşa etmeye, bir takım ruhlara, büyülere inanmaya başlıyor. Hatta sabit bir şey arıyor. Bu yüzden gök bilimine yönelmeye, ayın / güneşin evrelerini incelemeye başlıyor. İlk aşama bu.

Sonra organize dinler ortaya çıkıyor. Yazı yaygınlaşınca, bu sefer kutsal kitaplar filan ortaya çıkıyor.

Örtüşme de şöyle var. Mesela Mısır panteonu çeşitli kentlere göre farklılık gösteriyor. Aynı panteon farklı dönemlere göre farklılık gösteriyor. Ama işleyiş bakımından temelde aynı şey. Yani önemli şeyler hep aynı. Mesela o zamandan beri değişmeyen bir şey: günahların kuş tüyünden azsa tanrı / tanrılar seni seviyor. Ama kalbin günah doluysa, cehennem benzeri tuhaf diyarlara gidiyorsun filan.

Mesela yalan söyleyeni seven bir ilah yok gibi bir şey. Tüm inançlarda doğruluk / dürüstlük teşvik edilmiş.

Ama dinde de modernizasyon var. En modern din de nereden baksan yine islam'dır. Mantıksız şeylerin çoğu kaldırılmış. Her seferinde bu "mantık" olgusu artıyor. yani dinin de bir evrimi var. Ama zamanda bize daha yakın dinler, yine bize göre, daha mantıklı dinler.

Hepten teolojik tartışmaya girdik ama bence bu böyle.

ama işte siz böyle deyince vahye ne gerek var o zaman? demek zorundayım. şamanizm kendi kendini daima modernize ederek ilerliyordu zaten vahye dayalı dinler geldi ve bu ilerlemeyi durdurdu. din kurumsallaştı ve güçlüler /devletler ve din adamları için daha kullanışlı hale geldi..

teolojiye tabiki girmeyelim. sizin din ve tanrı anlayışınızı kavraya bilmiş değilim ama anladığım kadarı ile gayet güzel. sizden insanlığa zarar gelmez. kimsenin inancına karışmak istemem ama bu akp denen parti yüzünden annem babamın duyup üzülme ihtimali rağmen kardeşlerimle konuşmaya başladım. açıkca artık inanmadığımı söyledim yani. sonrada üzüldüm. onları inançlarından etmeye çalışmazdım siyaset ve din bu kadar içiçe girmeseydi. onlar inançsızlığı kaldırabilecek seviyede değiller üzülmem bundandır.. sözün özü kurumsallaşan din halkın aleyhine kullanılıyor ve buda beni üzerek ve haliyle öfkelendirerek din karşıtı söylemlere itiyor..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst