Tanrı iyi insanları sever. kötü insanları sevmez.

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde NuriKara tarafından oluşturulan Tanrı iyi insanları sever. kötü insanları sevmez. başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 5,905 kez görüntülenmiş, 79 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Tanrı iyi insanları sever. kötü insanları sevmez.
Konbuyu başlatan NuriKara
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Kendim o kadar bilmiyorum. Ama eskilerin bana söylediğinden hatırladığım kadarı:

Tam tersi: İslamda dayak en son çaredir mesela.

Şimdi modern ceza sistemleri bile, insanları cezalandırmaktan çok, rehabilite etmeyi amaçlıyor. En azından Norveçte filan bu böyle. Dayağın devam ettiği nadir eğitim sistemlerinden biri bizimkisidir.

O yüzden: Tanrıdan bahsediyoruz. Tanrı niye böyle bir şey yapsın? :)
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Neyse işte. Bunları araştırman gerekiyor. Basit köylü buna inanabilir. Ama senin biraz araştırman gerekiyor. Burada ne kast ediliyor? diyebilmen lazım.

Bu son yazdıklarınızdan sonra düşünce ekseninizi daha iyi kavradım. eyvallah. yeterince araştırdığımı düşünüyorum bakış açımızdaki temel fark 'ne kast ediliyor' cümleniz ile özetlenmiş oluyor. yıllarca Kuranı Tanrı sözü olarak ''ne kast ediliyor'' diye anlamaya çalıştım yolum haliyle tasavvufla da(arabi-mevlana) keşişti bu sureçte. caner taslaman,ahmet hulusi . bunların bakış açılarıda etkiledi bir süre. sonra tarihselçilik, hadisilerin reddi falan. olmadı işte dostum. en sonunda Kurana Tanrı sözü olarak değil insan sözü olarak bakınca sırlarını(!) açtı bana. kalbim mutmain oldu. prof. Ahmet Arslanın güzel bir sözünü hatırlıyorum; islamın başı yalan,ortası yalan sonu yalandır. Kuran savunulamaz dostum.(karma yada spritüalizm ile harmanlayıp savunman bana göre anlamlı değildir)ben en sonunda bu idrake ulaştım. ve tekrarlıyorum senin inanç biçimin çok güzel. sana ve senin gibi düşünenlere ne karşıtlığım olabilir! olamaz. ben kardeşlerimle de konuşmazdım. ama şartlar ortada islam giderek dahada kötü biçimde bu halkın aleyhine kullanılan bir inanç haline geldi. bu kötü niyetli,ahlaksız insanların elinden bu kuvveti almalıyız diye düşünüyorum artık. feto denen sümüklü şerefsiz kendi insanımızı devşirip bize kurşun sıktırdı, menziliydi,ismailağasıydı bir psikopatın sokakta kedi köpegi tekmeleyip öldürmesi gibi psikopatça halkı kullanıyor, uydurulan şeriata (kendi anlayışındaki şeriata) inanan bir sürü insan diğerlerinin hayatına karışmaya çalışıyor vb..
 
Son düzenleme:

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
O zaman kolay gelsin hocam. Ama dediğim gibi kendinize yapıyorsunuz. Bu dediklerinizin gerçek islamla bir alakası yok.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
O zaman kolay gelsin hocam. Ama dediğim gibi kendinize yapıyorsunuz. Bu dediklerinizin gerçek islamla bir alakası yok.
Gerçek islam nedir?
Kültürlerin, fikirlerin, alışkanlıkların, adetlerin, düşüncelerin en küçük insan topluluklarında bile değişebildiği bir dünyada genelgeçer bir "gerçek, doğru, mutlak" anlayıştan nasıl bahsedebiliyorsunuz?

Mutlak doğru inanç bilgisi kavramını kim oluşturdu: Gökten inen melek mi? Yoksa gerçek inancı yüzlerce senedir çeşitli şekillerde uygulayan müslümanlar mı?

Biz suçluyu suçlu yapan zihnindeki kötü düşünceler midir? Yoksa suç işlemesi midir?
Bir inancı gerçek yapan o inancın ilk nasıl çıktığı mıdır? yoksa nasıl uygulandığı mıdır?
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Gerçek islam nedir?
Kültürlerin, fikirlerin, alışkanlıkların, adetlerin, düşüncelerin en küçük insan topluluklarında bile değişebildiği bir dünyada genelgeçer bir "gerçek, doğru, mutlak" anlayıştan nasıl bahsedebiliyorsunuz?

Mutlak doğru inanç bilgisi kavramını kim oluşturdu: Gökten inen melek mi? Yoksa gerçek inancı yüzlerce senedir çeşitli şekillerde uygulayan müslümanlar mı?

Biz suçluyu suçlu yapan zihnindeki kötü düşünceler midir? Yoksa suç işlemesi midir?
Bir inancı gerçek yapan o inancın ilk nasıl çıktığı mıdır? yoksa nasıl uygulandığı mıdır?

İşte şu yazdığın 3 satırlık çözümlemeyi kardeşlerimin idrakine aktarabilsem sağlıklı bir iletişim kurulacak aramızda ama olmuyor Kutalpkişi..

var mı bir önerin diyecem ama biliyorum ki bu aktarılabilen değil kazanılabilen bir idrak.. genede varsa bir önerin yazarsan sevinirim..

bir konu açıyorum kendiniz araştırın diyorum mesela.. sonra söylediklerinden anladım ki (nete bakıp teyitte ettim) islamcılar netide sarmış,googlede ilk onları getiriyor maalesef.. sonra yok abi öyle bişi yada bilgi kirliliği.. haliyle kısa zamanda mesela alınamayacak gibi görünüyor..
 
Son düzenleme:

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
İşte şu yazdığın 3 satırlık çözümlemeyi kardeşlerimin idrakine aktarabilsem sağlıklı bir iletişim kurulacak aramızda ama olmuyor Kutalpkişi..

var mı bir önerin diyecem ama biliyorum ki bu aktarılabilen değil kazanılabilen bir idrak.. genede varsa bir önerin yazarsan sevinirim..

bir konu açıyorum kendiniz araştırın diyorum mesela.. sonra söylediklerinden anladım ki (nete bakıp teyitte ettim) islamcılar netide sarmış,googlede ilk onları getiriyor maalesef.. sonra yok abi öyle bişi yada bilgi kirliliği.. haliyle kısa zamanda mesela alınamayacak gibi görünüyor..

Malesef aktarılamıyor. İnanç, uzun yıllar boyunca kişilikleri ile birleşmiş. İnançlarını reddedemiyorlar çünkü onu reddederlerse kendilerini de reddetmiş olurlar. Düşünce kanalları inançlarına göre şekillenmiş, bir bilgiyi öğrenirken veya dışarı aktarırken ya o bilgiyi kanala göre uyduruyorlar ya da tamamen karşı çıkıyorlar.

Bu yüzden ben sıklıkla önce basit bilgiler verip sözlerimin ardından "değil mi?" deyip onlara da onaylatıyorum. Yeteri kadar bilgi verdikten sonra ilk başta inancından ötürü kabullenemediği bilgiyi bana anlatmasını istiyorum. Haliyle az önce kendi onayladığı şeyleri yalanlayamayacağı için ya susuyor ya da kıvırmaya başlıyor. Bu sayede en azından onlara sorgulamanın ne olduğunu öğretmeye çalışıyorum.

Zihni dogmalarla dolu birisiyle tartışıyorsanız tavsiyem, ya reddedemeyeceği kadar göz önünde olan bilgilerle konuşun, ya da tartışmayı kazanmayı boşverip doğru yere giden ama hakaret olmayan sözlerle kışkırtın, en azından etrafındakiler onun gerçek yüzünü görmüş olurlar.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Gerçek islam nedir?
Kültürlerin, fikirlerin, alışkanlıkların, adetlerin, düşüncelerin en küçük insan topluluklarında bile değişebildiği bir dünyada genelgeçer bir "gerçek, doğru, mutlak" anlayıştan nasıl bahsedebiliyorsunuz?

Mutlak doğru inanç bilgisi kavramını kim oluşturdu: Gökten inen melek mi? Yoksa gerçek inancı yüzlerce senedir çeşitli şekillerde uygulayan müslümanlar mı?

Biz suçluyu suçlu yapan zihnindeki kötü düşünceler midir? Yoksa suç işlemesi midir?
Bir inancı gerçek yapan o inancın ilk nasıl çıktığı mıdır? yoksa nasıl uygulandığı mıdır?

- Sen konuyu biliyor musun?

Ben gerçek islam konusunu tartışırım ama herkese cevap yetiştirecek halim yok. Ben mesela 2017'den beri arada Ateist Forum + Turan Dursun Forum'a gidiyordum.

Bazı genç arkadaşlar orada toplanmışlar. Sabahtan akşama kadar "Din şöyle kötüdür / din böyle kötüdür" abuk sabuk, inançlı kimsenin kabul etmediği şeyleri İslam diye pazarlayıp cevap yazan olursa da hemen "aaa ama biz ateistiz" filan diye saldırıyorlar.

O yüzden önce bunu konuşmak gerek. Aralarında bir de genç var. Adam koyu ülkücü ama ateist (Koyu ülkücü ve ateist?!!)

Üstün kişi:

- Ben o dediğini gerçek hayatta yaparım tabi ama buralarda başıma gelen şey:

1 ay boyunca laf anlatmaya çalışıyorum. 1 ay sonra diğer forumdan tanıdığım işsiz-güçsüz bir adamın beni işlettiğini fark ediyorum.

Zaten farkındaysan tartışmıyorum. Sadece genel doğruları hatırlatıyorum. Sözünü ettiğim iki sitede uygulamada var olmayan acayip bir İslamiyetten söz ediliyor. Artık yanlış yorum bile demiyorum. Tamamen bilim kurgu.

Hatta adamlara "iyi bayramlar" diyorsun "ben ateistim /* bayram kutlamıyorum" filan diyor.

Ben o yüzden 2007 yılında buralara yazmayı bıraktım. Çünkü adamın işi yok.

Hatta ben öyle birini de tanıdım: Adam şizofrendi. Okul / iş filan yok. Bütün gün (o zamanlar) Messenger vardı, forumlara yazardı filan.

Da şu anda ondan beter. Ben mesela felsefi entelektüel sohbet arıyorum. Turan Dursun forum çıkıyor. Yok Ay tanrısı, yok eski mısırda ayet bulunmuş, filan.

Yani yine aynı şeyi söyleyeceğim: Bir konuda konuşmak için bilmen gerek. Mesela komünizmi bilmeden solcu muhabetti yapamazsın.

Din bilgisi aile + ateist forumdan ibaret olan kişi ile ben tartışmak zorunda mıyım? Önce biraz öğrensin, sonra tartışsın.

Kaldı ki abuk sabuk başlıklar. Orayı kuran adamı anlamaya çalışıyorum. Dine küfür etme harici bir şey yok. Olsa gider yazarım.

"Gerçek İslam" dediğim, yani bu hayali dünyanın dışında kalan İslam. Sokaktaki örtülüyü çevirip sorsan anlatır sana. Nuri Kaya filan oralarda da takılıyor, ondan diyorum. Cidden kafayı yemişsiniz bence.

Amacı da anlamadım. Bence sırf denyoluk olsun diye yapıyorlar.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
- Sen konuyu biliyor musun?

Ben gerçek islam konusunu tartışırım ama herkese cevap yetiştirecek halim yok. Ben mesela 2017'den beri arada Ateist Forum + Turan Dursun Forum'a gidiyordum.

Bazı genç arkadaşlar orada toplanmışlar. Sabahtan akşama kadar "Din şöyle kötüdür / din böyle kötüdür" abuk sabuk, inançlı kimsenin kabul etmediği şeyleri İslam diye pazarlayıp cevap yazan olursa da hemen "aaa ama biz ateistiz" filan diye saldırıyorlar.

O yüzden önce bunu konuşmak gerek. Aralarında bir de genç var. Adam koyu ülkücü ama ateist (Koyu ülkücü ve ateist?!!)

Üstün kişi:

- Ben o dediğini gerçek hayatta yaparım tabi ama buralarda başıma gelen şey:

1 ay boyunca laf anlatmaya çalışıyorum. 1 ay sonra diğer forumdan tanıdığım işsiz-güçsüz bir adamın beni işlettiğini fark ediyorum.

Zaten farkındaysan tartışmıyorum. Sadece genel doğruları hatırlatıyorum. Sözünü ettiğim iki sitede uygulamada var olmayan acayip bir İslamiyetten söz ediliyor. Artık yanlış yorum bile demiyorum. Tamamen bilim kurgu.

Hatta adamlara "iyi bayramlar" diyorsun "ben ateistim /* bayram kutlamıyorum" filan diyor.

Ben o yüzden 2007 yılında buralara yazmayı bıraktım. Çünkü adamın işi yok.

Hatta ben öyle birini de tanıdım: Adam şizofrendi. Okul / iş filan yok. Bütün gün (o zamanlar) Messenger vardı, forumlara yazardı filan.

Da şu anda ondan beter. Ben mesela felsefi entelektüel sohbet arıyorum. Turan Dursun forum çıkıyor. Yok Ay tanrısı, yok eski mısırda ayet bulunmuş, filan.

Yani yine aynı şeyi söyleyeceğim: Bir konuda konuşmak için bilmen gerek. Mesela komünizmi bilmeden solcu muhabetti yapamazsın.

Din bilgisi aile + ateist forumdan ibaret olan kişi ile ben tartışmak zorunda mıyım? Önce biraz öğrensin, sonra tartışsın.

Kaldı ki abuk sabuk başlıklar. Orayı kuran adamı anlamaya çalışıyorum. Dine küfür etme harici bir şey yok. Olsa gider yazarım.

"Gerçek İslam" dediğim, yani bu hayali dünyanın dışında kalan İslam. Sokaktaki örtülüyü çevirip sorsan anlatır sana. Nuri Kaya filan oralarda da takılıyor, ondan diyorum. Cidden kafayı yemişsiniz bence.

Amacı da anlamadım. Bence sırf denyoluk olsun diye yapıyorlar.

Belirtmek istediğim: "Gerçek" en eski olan veya kitaplarda yazan değil, insanların uyguladığı şeydir. Yani ben kitaba uymasa bile müslümanların günlük hayatlarında uyguladıkları dini gerçek islam olarak görüyorum. Çünkü kitaptakinin aksine bir şeyler değiştirme becerisi olan şey insanların zihnindeki islam.

Sorularımı islam üzerinden sormamın sebebi eski mesajlarla bağlantılı olmasıydı. Yoksa ben ne müslümanım, ne islam hakkında tartışacak bir bilgim ne de isteğim var.

Özetle: Gerçek olan teoride değil pratikte olan şeydir.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Belirtmek istediğim: "Gerçek" en eski olan veya kitaplarda yazan değil, insanların uyguladığı şeydir. Yani ben kitaba uymasa bile müslümanların günlük hayatlarında uyguladıkları dini gerçek islam olarak görüyorum. Çünkü kitaptakinin aksine bir şeyler değiştirme becerisi olan şey insanların zihnindeki islam.

Sorularımı islam üzerinden sormamın sebebi eski mesajlarla bağlantılı olmasıydı. Yoksa ben ne müslümanım, ne islam hakkında tartışacak bir bilgim ne de isteğim var.

Özetle: Gerçek olan teoride değil pratikte olan şeydir.
İnsanların uyguladığı şey, pratikte uygulanan şey, insanların kendi gerçekleridir. Şuanda birden fazla islam var, gerçek birden fazla olamaz.

Önemli olan ise pratikte olan şey, kimseyi etkilemeyen gerçeği s.keyim. Ama ben Allah'a ve kitabına inandığımdan bir gerçek arayışım var, yoksa bakış açın çok sağlıklı bence, bence.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
- Bu tarihsel bir olgu ama. Dİn savaşları da bu yüzden çıktı. Orta çağ ve öncesinde din yaşamın her alanına karışan bir şeydi. Sonra bilim ortaya çıkınca bu önce azaldı. Sonra din insanların en öznel konusu haline geldi. Senin mesela inancından bana ne? niye sevineyim? niye üzüleyim? git sokakta "ben ateistim" diye bağır. Kim önemser?



- İyi de sen Tanrı'nın aklını mı okuyorsun? Kimin cennetlik / kimin cehennemlik olduğunu sen nereden biliyorsun? Yan da insan olup da bunu bilen var mı?

El Biss:

2019'un şöyle çok ilginç bir filmi var "Oray" diye. Ben böyle Alman sinemasını da çok seviyorum:

DVD olarak izlemenizi de öneririm.

Film başlarda sanki bir El-Kaide / Terörist hücresini anlatıyor gibi. Ama değil. Aşırı dindar bir adamın hayatı anlatılıyor. El Biss'İn sondan ikinci paragrafta anlattığı şey oluyor. Yani katı ve koyu dindar bir kişinin yaşam mücadelesi anlatılıyor ve dinin bu gençleri uyuşturucudan / nihilizm'den nasıl kurtardığı anlatılıyor.

Neyse yani ben laik bir insanım. Ama laik kişilerin din-karşıtı olduğunu sanıyorsanız, yanılıyorsunuz.

Din karşıtlığı, belki Pozitivizm'de Auguste Compte felsefesinde vardır. Ama Pozitivizm zaten başlı başına bir dindir. Kutsal günleri / bayramları vardır. Kabesi'de Auguste Compte'un Paristeki evidir.

Ki pozitivistler bile, Dİnin toplumsal yaşamdaki önemini kabul ederler.

Yani algı hatası yapmayalım. Müslüman olup da İslamı bilmeyen insan çoktur. Ama Müslüman olmayıp da islamı bilmeyen insan da çoktur. BU bilgi eksikliğinin giderilmesi gerek.

Bu arada iyi seneler forumdaki herkese :)

Güzel insan nasıl yazılara başlasam tam anlamıyla bilemiyorum fakat şunu söylemek isterim ki dünya yeryüzeyinde ki dinler birer araç değil aslında ihtiyaç neden ihtiyaç biliyormusun insanların ögrenmesi ve deneyimlemesi devamında ise ögretilerle etrafına güzellikler katabilmesi için oldukça önemli..

İnsanlar arasında sınıf din dil ırk ayrımı yapılmaması gerektiğini savunan biriyim devamında ise sen sucusun o bucu gibi demelerinide istemeyen biriyim her insanın kendine göre yaşantısından elde ettiği dogrular ve yanlışlar mutlaka vardır bunda bende dahil sende dahil önemli olan insanların insanlara karşı insancana değerler ve sunumlar sergileyebilmesinin yanı sıra hatalardan dersler çıkarıp dogru kararlar ve adımlar atabılmesı gerektıgıdır...

Hayat zaman içerisinde insana neler göstereceği belli olmaz bugün güçlüyken yarın zayıf olabilirsin yada tam tersi olabiliyor önemli olan yaşadığımız hayat içerisinde kendimize neler katabildiğimiz devamında ise etrafımıza neler sunabildiğimizdir

İnsanlara dini değerlerden yaklaşmayı sevmeyen biriyim çünkü benim benimsediğim bir yol değil daha çok insanları anlamayı dinlemeyi ve sonrasında ise varsa çözüm üretmeyi seven biriyim..

Yaşantımda deneyimleyerek bir çok şeyler gördüm ve öğrenmeye çalıştım ama halen o kadar çok eksikliklerim var ki anlatamam her konuda kendimi zayıf gucsuz ve caresız olarak görmekteyim çünkü bizler insan ve kuluz her daim ayakta kalmak için yardıma muhtacız vucudumuz aslında o kadar korumasız kı ufak bır darbede hasar alabılıyor

Ben hayatımda hiç ALLAH ı sorgulamadım gelene şükrettim sonrasında sorgulayacak biride asla olmadım kimin nereye gidecegine de ben asla karar veremem karar mercihi ALLAH tır

Şunu bilmek gerekiyor ki

Birbirimizden ögreneceğimiz çok şeyler var fakat inanan insanlar olarak çok çalışmak gerekiyor insanları sınıflamadan düşenin elinden tutarak yolda ilerlemek gerekiyor hangi din olursa olsun hepsi ortak olan ALLAH ı seviyor ve varlığını kabul ediyor ben buna bakarım insanlara ortak degerlerimiz olan ALLAH tan ötürü saygı duyarım ve hepimiz saygı duymak zorundayız inananlar olarak...

Alman sinemasını çok takip etmiyorum fakat söylediğin filme zamanım oldugunda izlemeyi umut ediyorum...genelde netflix den program akışını takip etmekteyim..

Nice senelere...

Böyle.
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Üstün Kişi:

- Bu dediklerin doğru ama şöyle: Ben mesela oruç tutmuyorum. Ama oruç tutabilen ve mesela bu sırada kötü düşünmekten uzak durabilen insanlara saygı duyuyorum. Hacca filan da herkes gitmiyor veya gidemiyor. 5 vakit namaz kılan var. Haftada bir tek cumaları camiye giden var. Hiç kılmayan var.

Yine YNÖ TV programlarında bunu da açıklardı: "Günün bütün namazlarını toplayıp 1 seferde kılabilirsiniz" derdi. ve tüm bu mehzepsel bireysel farkları açıklardı.

Benim devreye girdiğim yer daha çok konunun siyasete dokunduğu nokta. Yani dini siyasetle yönetilen. "Arap halkı cahildir, demokrasiyi bilmez" denilen ülkelerin durumuna bakıyorum ve değişimin şart olduğu sonucuna varıyorum.

Neden mi?

Çünkü eskiden padişahlık vardı. Sonra 1950'lere kadar sömürgecilik vardı. İngiliz / Fransız geliyordu, seni senin yerine yönetiyordu. Şimdi öyle mi? Orta doğunun haline bakın. İran'ın haline bakın. Böyle rezalet olabilir mi? İçlerinde akıllı bir tek Kürtler var. Böyle bir coğrafya olabilir mi?

Atatürk benim dediğim konularda lafını sözünü esirgememiştir. Mesela kadınların ve erkeklerin aynı masada oturamadığı Osmanlı düzeninden söz ederken "Böyle barbarca bir adet olabilir mi?" demiştir. Bu haremlik selamlık oturma düzeni ile Mesela 1960'larda ABD'de Siyah ve Beyaz insanların aynı lokantaya girememesi arasında ne fark var?

Veya başörtüsü: Biz kimseye yasaklamadık ki. İsteyen evinde sokakta örter. Onun inancı / kültürü öyleyse ben niye karışayım? Ama olayı siyaset malzemesi yapınca 1) topluma zarar veriyorsun 2) Dine zarar veriyorsun.

Yani "Çoğunluk haklı" değildir tabi. Yeri gelince o çoğunluğu da eğitmen gerekebilir. YNÖ (rahmetli) bunu yapıyordu.

- Benim dediğim: T.Dursun + Ateist forumunda öyle şeyler yazılmış ki, İstanbul'da Fatih semtinde cübbeli adamlar türedi mesela (imam değil ama imam kılığında dolaşıyor) gidip onlara sorsan açıklar sana. Ben onu kast ediyorum :)

Elbiss:

- Güzel şeyler yazılmış. Oray filmini de tekrar tavsiye ederim. Almanya'da yaşayan Türklerle ilgili, güzel bir film.

- Sen bunları dediğim diğer iki forumda yazmış olsaydın, orada bir de bayan arkadaş var. Çoktan forumdan atılma yoluna girmiştin. :)

/Ben zamanında bu tarz forumların kuruculuğunu yaptım. Şöyle bir şey var: İnsanları gelip de paylaşım yapmaya ikna etmek asıl zor olan şey. herkesin sıkılıp gitmesi için 1-2 denyo yetiyor. Milletin işi-gücü var. başlıklar filan saçmaysa millet zaten açıp gidiyor.

O yüzden ben oradaki zihniyeti çözemediği söylüyorum.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Elbiss:

- Güzel şeyler yazılmış. Oray filmini de tekrar tavsiye ederim. Almanya'da yaşayan Türklerle ilgili, güzel bir film.

- Sen bunları dediğim diğer iki forumda yazmış olsaydın, orada bir de bayan arkadaş var. Çoktan forumdan atılma yoluna girmiştin. :)

/Ben zamanında bu tarz forumların kuruculuğunu yaptım. Şöyle bir şey var: İnsanları gelip de paylaşım yapmaya ikna etmek asıl zor olan şey. herkesin sıkılıp gitmesi için 1-2 denyo yetiyor. Milletin işi-gücü var. başlıklar filan saçmaysa millet zaten açıp gidiyor.

O yüzden ben oradaki zihniyeti çözemediği söylüyorum.

Söylediğin filme vakit bulduğum en kısa zamanda bakmayı umut ediyorum...

Forumlar düşünce ve fikirlerin ve neticesinde görüş ve önerilerin buluştuğu ortak paylaşım alanlarıdır Forumların olması geleceğe ışık tutması anlamında oldukça değerlidir İnsanlar düşünce ve fikirlerini sentezleyip sunum yaptığı her ana akım fikir değerlidir fakat sana uyan bir başkasına uymayabilir işte böyle konularda saygı ve uslup hatta ahlakı degerler kendinde yer edindiriyor bu konularda düşünceyi sunan kişinin düşüncesini karşı tarafa enpoze ettirmeden sadece düşüncesini sunması ve sadece düşüncesini sunmak yetmiyor sunacağı düşüncesini sentezleyip sadeleştirerek sunabilmesi gerektiği çok önemli bir konudur.

Her insan her düşünce ve fikrinde mutlak haklı değildir bazı zamanlar mukahase ederek bazı zamanlar istişare ederek bazı zamanlar ise sadece empati duyarak konu ve kavramları ele alabilmek gerekir..

Forumlarda konuşma ve anlatım hatta uslup ve edebi yaklaşım oldukça önemlidir düşünce ve fikre katılınmadığında karşı tarafa eleştiriselk bir fikir sunduğumuzda akabinde neden bu fikri sunduğumuzun da tezlerini ortaya koayabilmek oldukça önemlidir.

Yazışmak benim düşünceme göre konuşmaktan çok daha zofr bir süreçtir konuşurken bazı süreçleri daha belirgin mimik hareketleri ile anlatabiliriz fakat yazışırken yapacağımız tek bir yazım hatası butun yazının ahenkini ve neticesini değiştirir...

Yazışırken karşı tarafta hangi fikir ve düşünce olursa olsun ilk önce karşı tarafında bir insan olduğunu ve akabinde ise onu yargılamadan sadece ana fikir ve düşüncesinden yola çıkarak süreçleri ilerletmek gerekiyor fakat sadece netice böyle yada bununla sınırlı değildir karşı tarafın düşüncesinde nasıl hatalar ve yanlışlar olabileceğini düşünüyorsak bizlerinde yanlışları ve hataları olabileceğini mutlaka düşünmemiz gerektiği çok önemlidir..

Fikir ve Düşünce paylaşımı aslında real hayattaki alışverişe benzetebiliriz bu alışverişte tek kazanan yoktur

Şöyle örnek vermek isterim..

Bugün pazara çıktınız ev için bir şeyler alacaksınız sebze meyve diyelim....Pazarda alışveriş için dikkat edilecekler nelerdir işte güvenilir adres olması ilk akla gelir neden güvenilir adres olmasına bakıyoruz çünkü karşı tarafın size verdiği samimiyet olgusudur yazışmada da samimiyet ve içtenlik gerçekten de çok önemlidir devam edelim peki pazarda sadece samimiyet ve içtenlik yeterlimidir hayır asla değildir samimi ve içten olup ta kelek yapanda olabiliyor yani içiyle dıışı bir olmayan insanlarda olabiliyor

Böyle durumlarda dikkat edilecek bir hususta size istediğiniz meyvayı nereden verdiğidir bu yer çok önemlidir az çok hangi meyvanın nerede taze oldugunu hepimiz biliyoruz detaya girmek istemiyorum böyle durumda karşı taraf size meyvayı taze yerden veriyorsa bir ilişkinin saglıklı olmasına yönelik atılan degerlı adımlardır fakat bu yeterli mi hayır asla değil size çaktırmadan farklı yerden de meyvaları koyabılır buna ben el çabuklugu dıyorum...

Böyle durumda sıze verılen poşetın ıçındekılerı pazardayken açıp bakamazsınız anca evde bakabılırsınız neden poşete pazarda bakamıyoruz İLİŞKİ--GÜVEN sebebinden dolayı fakat bunlarda yeterli olmuyor güzel insan yapılacak en degerli etmen sadeece pazarda bitmiyor İLİŞKİ-GÜVEN esasında GÜVEN kısmını pazarcı alırken İLİŞKİ kısmını alışveriş yapan biz insanlar alıyoruz nasıl biz pazarcıdan GÜVEN bekliyorsak pazarcıda bizden İLİŞKİDE şeffaflık narinlik ve hoşğörü beklemektedir..

Böyle durumlarda sizler ilişki seviyenizi gerçek ve real üzerinde tutarsanız işte gerçek bir forum olmasada pazarcı ile alıcı arasında bir FORUM oluşmuş olur karşılıklı güven ve ilişkiye dayalı çok güzel bir maneviyat oluşmuş olur...ben böyle alışverişlere karsılıklı kazanımlara WİN WİN diyorum yani KAZAN KAZAN ilişkisinde karşılıklı kazanım diyorum burada pazarcıda kazanıyor alıcada kazanıyor

Forum demek sadece bir yerde açılmış platformların oluştugu alanlar demek değildir Eğer hayata dikkat edersek ve hayatı anlamaya çalışırsak gerek farkederek gereksede farketmeyerek hayatımızın bir çok alanında FORUM ile iç içeyiz bunu farkedebilmek oldukça önemli...

Yazıları bağlamam gerekirse...

Belki baştan sona kadar bize göre haklı olabiliriz fakat bu kime göre neye göre sorularını bize verir ki buda felsefenin ve felsefenin içinde olanların en temel taşlarından sadece bir tanesidir Felsefe başlı başına sorunlar yumagının en net sekılde çözüm e ulaştırılmasında insanlar için en temel olgularındandır ...

Felsefeyi anlayabilirsek ona sınıflama yada dgeer yuklemeden gerçekten çözüm yolları ulaştırmada bir aracı rol kımlığını yukleyebilirsek aslında ılışkının dogasını ve kımyasınıda gerçek manada anlamaya yaklaşmış oluruz ama unutmamak gerekır kı felsefe hıcbırzaman net cevaplar vermez sadece çözüm odaklı olur sonuç kısmı felsefede olmaz çunku felsefenın ucu açık ve gidebildiği her yere kadar ilerler önemli olan sürecin nasıl ve ne şekilde ilerleyebildiğidir..

Nasıl insanın gelişiminde ve değişiminde sınır yoksa felsefede öyledir değişimde ve gelişimde ucsuz bucaksız çok ama çok önemli neticeler verir

Felsefenin din ile ilişkisi aslında çok farklı yönlerden bakış açıları vererek olur felsefe dini yargılamaz yada sonuca ulaştırmaz fesefe dinde sorgular ve netıceler ıçın arasıtırma rolunu ustlenır....Aslında felsefe ile ilgili çok şey yazabilirim şimdilik neticeleri senin düşüncelerine göre açık bırakayım belki sende birşeyler eklemek istersin diye...

Diğer sitede derken o siteyşi ben bilmiyorum fakat söylediğim üzere her insanın düşüncesi olur saygı duymak kendi fikrimizi empoze etmeden anlamlandırmak ve neticeler için çözümler üretebilmek dhaa esas olandır diye düşünmekteyim...

Sevgilerimle.

Böyle.
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Forumlar düşünce ve fikirlerin ve neticesinde görüş ve önerilerin buluştuğu ortak paylaşım alanlarıdır Forumların olması geleceğe ışık tutması anlamında oldukça değerlidir İnsanlar düşünce ve fikirlerini sentezleyip sunum yaptığı her ana akım fikir değerlidir fakat sana uyan bir başkasına uymayabilir işte böyle konularda saygı ve uslup hatta ahlakı degerler kendinde yer edindiriyor bu konularda düşünceyi sunan kişinin düşüncesini karşı tarafa enpoze ettirmeden sadece düşüncesini sunması ve sadece düşüncesini sunmak yetmiyor sunacağı düşüncesini sentezleyip sadeleştirerek sunabilmesi gerektiği çok önemli bir konudur.

- İşte sözünü ettiğim yerlerde bu yok. Ne döndüğünü de anlamadım. Bugün bir radyo programında "dedikodu yapmayın, dedikodu size zarar verir" diyorlardı. Dedikodu olsun diye yazmıyorum. Bende madur durumdayım. Google'a "felsefe forum" yazınca bunlar çıkıyor gerisi de malum :)

Yazışırken karşı tarafta hangi fikir ve düşünce olursa olsun ilk önce karşı tarafında bir insan olduğunu ve akabinde ise onu yargılamadan sadece ana fikir ve düşüncesinden yola çıkarak süreçleri ilerletmek gerekiyor fakat sadece netice böyle yada bununla sınırlı değildir karşı tarafın düşüncesinde nasıl hatalar ve yanlışlar olabileceğini düşünüyorsak bizlerinde yanlışları ve hataları olabileceğini mutlaka düşünmemiz gerektiği çok önemlidir..

- Geçmişte bu böyle idi. Şimdi sanal platformlarda gerçek olmayan kişiler de var. Bunu da hatırlamak gerek. 2000'li yıllarda belki kültürsüz / cahil ama gerçek kişiler vardı. Şimdi haberleri takip ediyorsunuzdur. Mesela Donald Trump Facebook + Twitter'de kendisini destekleyecek paylaşım filan yapılsın diye Ukraynalılarla anlaşıyor.

O yüzden birçok kişi, 2000'lerde "ben kimseyi dışlamam" düşüncesinden "gerekirse mesajları bloke edebilirim" sonucuna varmıştır.

Bir de dediğim gibi: Bu tür yerlerde önemli olan dediğiniz gibi kişiler açısından çekici olmayı sürdürebilmek. Belli bir seviyenin altına indin mi, zaten insanlar 1-2 hafta içinde unutuveriyorlar. :)

Mesajın kalanı:

ilmeseniz de olur bence :)

Bunlar iyi amaçlar. Yine anılar geçidi yapmayacağım ama önemli olan bu dediklerinizi sağlayabilmek.

Tek sorun: TV gibi düşünün. Mesela bizin jenerasyon için (internet öncesi) "bu çocuklar ne akıllı, ne çok şey biliyorlar, herşeyden haberleri var" deniyordu. Biz mesela belli yaşa kadar noel baba / leylek hikayelerine inanan nesillerden farklıydık. Eğitimin tabi ki önemi vardı. Ama asıl unsur televizyon. Özellikle TRT'de çok bilgilendirici ve ilgi çekici şeyler olurdu.

Yine eskiden medyayı bir çeşit halk için eğitim aracı olarak görme eğilimindeydik. Tabi bu dediğimin 90'lrdan itibaren reyting, ilgi çekme, Okan Bayülgen gibilerin sürekli eleştirdiği türden medya ile alakası yoktu.

Hatta ben halen bunun belli oranda bir bilgi edinme aracı olarak kalması gerektiğine inanıyorum. Yine de 2000'lerde gelindiğinde birçok insanın TV'si olmamaya başladı. Hem mesela haberlerde olumsuzluklardan bıkıyorlar. Hem "bir film izlemek için 2 saat zap yapıyorsun" filan diyorlar. Olan arkadaşlarım da "ses olsun" diye ufak bir TV bulunduruyorlar filan.

İnternet ve forum olayı da öyle bir şey:

O şekilde kullanırsan çok yararlı, eğlendirici ve bilgilendirici, insanın moralini yükselten bir deneyim olabilir.

Diğer taraftan, önlem almazsan. Mesela Facebook'un Twitter'in oyuncağı olursun ve bilgilerini reklam şirketlerine satarlar.

Ya da çeşitli platformlarda, eğer ki muhatap alırsan, kendi söylediğine bile inanmayan figüranlar var. 1 ay boyunca çene patlatırsın, sonra anlarsın ki adam bu işi para için yapıyor, Ya da daha beteri: Adam deli çıkabiliyor. Anlarsın ki sabaha kadar boşuna yazmışsın.

Yani medyanın geneli iyi kullanılırsa çok faydalı. Ama çağın gerçeği, dikkat etmezsen zaman katliamına dönüşür.

Burada mesela felsefe tartışıyoruz. Lise / Üniversite yıllarımdan beri yapmadığım bir şey. Yani olumlu / insanı geliştiren / keyif alınan bir faaliyet.

İşte diğer iki forumda bunu pek göremedim. O yüzden "Bunların amacı ne?" diye sordum. İnsanın gerçekten çok vakti olması lazım. kendi zamanını çöpe atmak isteyen bunu başka şekilde de yapabilir. O açıdan pek anlamadım :)
 
Son düzenleme:

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
- İşte sözünü ettiğim yerlerde bu yok. Ne döndüğünü de anlamadım. Bugün bir radyo programında "dedikodu yapmayın, dedikodu size zarar verir" diyorlardı. Dedikodu olsun diye yazmıyorum. Bende madur durumdayım. Google'a "felsefe forum" yazınca bunlar çıkıyor gerisi de malum :)



- Geçmişte bu böyle idi. Şimdi sanal platformlarda gerçek olmayan kişiler de var. Bunu da hatırlamak gerek. 2000'li yıllarda belki kültürsüz / cahil ama gerçek kişiler vardı. Şimdi haberleri takip ediyorsunuzdur. Mesela Donald Trump Facebook + Twitter'de kendisini destekleyecek paylaşım filan yapılsın diye Ukraynalılarla anlaşıyor.

O yüzden birçok kişi, 2000'lerde "ben kimseyi dışlamam" düşüncesinden "gerekirse mesajları bloke edebilirim" sonucuna varmıştır.

Bir de dediğim gibi: Bu tür yerlerde önemli olan dediğiniz gibi kişiler açısından çekici olmayı sürdürebilmek. Belli bir seviyenin altına indin mi, zaten insanlar 1-2 hafta içinde unutuveriyorlar. :)

Mesajın kalanı:

ilmeseniz de olur bence :)

Bunlar iyi amaçlar. Yine anılar geçidi yapmayacağım ama önemli olan bu dediklerinizi sağlayabilmek.

Tek sorun: TV gibi düşünün. Mesela bizin jenerasyon için (internet öncesi) "bu çocuklar ne akıllı, ne çok şey biliyorlar, herşeyden haberleri var" deniyordu. Biz mesela belli yaşa kadar noel baba / leylek hikayelerine inanan nesillerden farklıydık. Eğitimin tabi ki önemi vardı. Ama asıl unsur televizyon. Özellikle TRT'de çok bilgilendirici ve ilgi çekici şeyler olurdu.

Yine eskiden medyayı bir çeşit halk için eğitim aracı olarak görme eğilimindeydik. Tabi bu dediğimin 90'lrdan itibaren reyting, ilgi çekme, Okan Bayülgen gibilerin sürekli eleştirdiği türden medya ile alakası yoktu.

Hatta ben halen bunun belli oranda bir bilgi edinme aracı olarak kalması gerektiğine inanıyorum. Yine de 2000'lerde gelindiğinde birçok insanın TV'si olmamaya başladı. Hem mesela haberlerde olumsuzluklardan bıkıyorlar. Hem "bir film izlemek için 2 saat zap yapıyorsun" filan diyorlar. Olan arkadaşlarım da "ses olsun" diye ufak bir TV bulunduruyorlar filan.

İnternet ve forum olayı da öyle bir şey:

O şekilde kullanırsan çok yararlı, eğlendirici ve bilgilendirici, insanın moralini yükselten bir deneyim olabilir.

Diğer taraftan, önlem almazsan. Mesela Facebook'un Twitter'in oyuncağı olursun ve bilgilerini reklam şirketlerine satarlar.

Ya da çeşitli platformlarda, eğer ki muhatap alırsan, kendi söylediğine bile inanmayan figüranlar var. 1 ay boyunca çene patlatırsın, sonra anlarsın ki adam bu işi para için yapıyor, Ya da daha beteri: Adam deli çıkabiliyor. Anlarsın ki sabaha kadar boşuna yazmışsın.

Yani medyanın geneli iyi kullanılırsa çok faydalı. Ama çağın gerçeği, dikkat etmezsen zaman katliamına dönüşür.

Burada mesela felsefe tartışıyoruz. Lise / Üniversite yıllarımdan beri yapmadığım bir şey. Yani olumlu / insanı geliştiren / keyif alınan bir faaliyet.

İşte diğer iki forumda bunu pek göremedim. O yüzden "Bunların amacı ne?" diye sordum. İnsanın gerçekten çok vakti olması lazım. kendi zamanını çöpe atmak isteyen bunu başka şekilde de yapabilir. O açıdan pek anlamadım :)
Mesajını okudum fakat bugün epey yorgunum fırsatını bulduğumda mesajına geri dönüş yapıcam bugün için 2 konu açıp çıkacağım oldukça güzel yazılar yazmışsın bende bir kaç yazı ılk fırsatını bulduğum anda yazacağım söz veriyorum.Senle sohbet etmek keyıf verici paylaşım için teşekkürler.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
- İşte sözünü ettiğim yerlerde bu yok. Ne döndüğünü de anlamadım. Bugün bir radyo programında "dedikodu yapmayın, dedikodu size zarar verir" diyorlardı. Dedikodu olsun diye yazmıyorum. Bende madur durumdayım. Google'a "felsefe forum" yazınca bunlar çıkıyor gerisi de malum :)



- Geçmişte bu böyle idi. Şimdi sanal platformlarda gerçek olmayan kişiler de var. Bunu da hatırlamak gerek. 2000'li yıllarda belki kültürsüz / cahil ama gerçek kişiler vardı. Şimdi haberleri takip ediyorsunuzdur. Mesela Donald Trump Facebook + Twitter'de kendisini destekleyecek paylaşım filan yapılsın diye Ukraynalılarla anlaşıyor.

O yüzden birçok kişi, 2000'lerde "ben kimseyi dışlamam" düşüncesinden "gerekirse mesajları bloke edebilirim" sonucuna varmıştır.

Bir de dediğim gibi: Bu tür yerlerde önemli olan dediğiniz gibi kişiler açısından çekici olmayı sürdürebilmek. Belli bir seviyenin altına indin mi, zaten insanlar 1-2 hafta içinde unutuveriyorlar. :)

Mesajın kalanı:

ilmeseniz de olur bence :)

Bunlar iyi amaçlar. Yine anılar geçidi yapmayacağım ama önemli olan bu dediklerinizi sağlayabilmek.

Tek sorun: TV gibi düşünün. Mesela bizin jenerasyon için (internet öncesi) "bu çocuklar ne akıllı, ne çok şey biliyorlar, herşeyden haberleri var" deniyordu. Biz mesela belli yaşa kadar noel baba / leylek hikayelerine inanan nesillerden farklıydık. Eğitimin tabi ki önemi vardı. Ama asıl unsur televizyon. Özellikle TRT'de çok bilgilendirici ve ilgi çekici şeyler olurdu.

Yine eskiden medyayı bir çeşit halk için eğitim aracı olarak görme eğilimindeydik. Tabi bu dediğimin 90'lrdan itibaren reyting, ilgi çekme, Okan Bayülgen gibilerin sürekli eleştirdiği türden medya ile alakası yoktu.

Hatta ben halen bunun belli oranda bir bilgi edinme aracı olarak kalması gerektiğine inanıyorum. Yine de 2000'lerde gelindiğinde birçok insanın TV'si olmamaya başladı. Hem mesela haberlerde olumsuzluklardan bıkıyorlar. Hem "bir film izlemek için 2 saat zap yapıyorsun" filan diyorlar. Olan arkadaşlarım da "ses olsun" diye ufak bir TV bulunduruyorlar filan.

İnternet ve forum olayı da öyle bir şey:

O şekilde kullanırsan çok yararlı, eğlendirici ve bilgilendirici, insanın moralini yükselten bir deneyim olabilir.

Diğer taraftan, önlem almazsan. Mesela Facebook'un Twitter'in oyuncağı olursun ve bilgilerini reklam şirketlerine satarlar.

Ya da çeşitli platformlarda, eğer ki muhatap alırsan, kendi söylediğine bile inanmayan figüranlar var. 1 ay boyunca çene patlatırsın, sonra anlarsın ki adam bu işi para için yapıyor, Ya da daha beteri: Adam deli çıkabiliyor. Anlarsın ki sabaha kadar boşuna yazmışsın.

Yani medyanın geneli iyi kullanılırsa çok faydalı. Ama çağın gerçeği, dikkat etmezsen zaman katliamına dönüşür.

Burada mesela felsefe tartışıyoruz. Lise / Üniversite yıllarımdan beri yapmadığım bir şey. Yani olumlu / insanı geliştiren / keyif alınan bir faaliyet.

İşte diğer iki forumda bunu pek göremedim. O yüzden "Bunların amacı ne?" diye sordum. İnsanın gerçekten çok vakti olması lazım. kendi zamanını çöpe atmak isteyen bunu başka şekilde de yapabilir. O açıdan pek anlamadım :)
Fake hesaplardan bahsedıyorsun evet ne yazık kı başarılı olabılmek adına kullanılan gerçeklıkten uzak bır ıvme dıyebılırız saklambaç oynamaya gerek yok kı gerçeklıge ne kadar yakın olursak surecın bıze sundugu realıst degerlerı daha yakınen gormus olabılırız 2000 lı yıllar gelısım ve sekte atlama yıllarıydı neden boyle dıyorum cunku 2000 lı yıllara gırdıgımızde MILENYUM ÇAĞ dıyorduk sımdılerde ıse ROBOTIC ÇAĞ lara gırıyoruz eee halıyle gerçeklıkten ve realıslıkten uzaklaşmamız normal cunku herşey sanal yapay zeka uzerıne ılerlıyor dogru ıle yanlışı begenı ve hıtlere bakarak degıl dusuncenın ve ana fıkrın ıcınde ararsak o zaman daha net fıkırlere sahıp olabılırız...

Bır ınsan bır öyle bir böyle diyorsa o yapaydır dıyebılırız bıze realıst elde tutulur bılgı ve fıkır daha fayda verır bu yuzden böyle sureçleri daha iyi koklamak gerekir diye düşünüyorum...

Hayatımızda zararlı ve faydalı verılerı ıyı analız edıp sadece ıhtıyacımız olanını almak fazlasını almamak bıze yeterlı olandır dıyebılırım...

Eskiler ve eskiler bunu bir süreç olarak gör ve sürekli değişen ve gelişen bir süreç olarak gör mesela eskiden saklanbaç körebe taştan taşa gibi bir çok sokak oyunları oynanırdı şimdilerde yeni nesillerde çağ digitalleşerek akıllı tabletlerle oyunlarla kendini gösterdi fakat tekonlojı ve dunya degısıyor gelecek çağ robotıc çağ dersek gelecekte yapay zeka ıle gorsellıgı arttırılmış yakı gerçek ıle oyunu bırebır ıcınde oyanayarak gorecegız devamında yazısmaları seslı yaparak yapay zekası gelıstırılmış bılgısayarlar kullanıcaz gıbı...

her yuzyıl degısımınde dunya yenı bır kabuga ve degısıme gırecek Programlar ve ıcerıklerde farklılık gosterecek olmaması gereken ve bıze ters gozuken bır durum ama yenı nesıl acısından baktıgımızda aslında bızım boyle dusuncelerde olmamız onlara ılkel gozukecek

Icerıkler gorseller kulturlerımıze ve degerlerımıze uygun halde olması gerekır fakat bu raytıng getırmıyor yada buyuk kazanç saglamıyor gelışım ıcerısınde bır cok sektor oluyor hepsı bır yumak halınde oluyor o yuzden gelışıme bakarken aslında bız aılelere deger ve yargılar hatta odevler dusuyor evlatlarımıza baba ogul degılde abı kardeş hatta arkadaş gıbı olmalı ve olabıldıgınce hayatı onlara tum şeffaflıgı ıle anlatmalıyız cunku hayat goruldugu gıbı toz pembe degıl..

Kulturel zayıflık sadece bızım ulkemız ıcın gecerlı degıl dunyanın genelınde hızla yayılmaya basladı ıste böyle konularda olabıldıgınce hassas ve katkı verebılen olabılmelıyız dıye dusunmekteyım..

Sana sözümü biraz geç tuttum ama sözümü unutmadığımı sunmak istedim geç cevap yazdığım için kusura kalma güzel İNSAN...

Böyle.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Niçin yaratılmışız, kendimiz için mi, onu tatmin etmek için mi. Tanınsın diye, bilinsin diye, kulu olalım diye, sevilsin diye... Neden çocuk sahibi oluruz, sevilelim diye mi? Tanrının çocuklarıyız. Sadece İsa değil, her insan. Tanrı bizi kendisini takdir edelim diye yaratmadı, kendimiz için yarattı. Seven böyle yapar.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Nuri Kara hocam çok masumsunuz, keşke konunun ilk mesajında dediğiniz gibi olsa, evrende İyilik/güzellik törpülenmiştir, mümkün mertebe aza indirilmiştir. İnsanlığın hayatı/geçmişi/geleceği bile bu düşüncenizi iptal eder. Mevcudiyetin kökeni bencillik üzerine kurulmuştur.
 
Son düzenleme:

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Nuri Kara hocam çok masumsunuz, keşke konunun ilk mesajında dediğiniz gibi olsa, evrende İyilik/güzellik törpülenmiştir, mümkün mertebe aza indirilmiştir. İnsanlığın hayatı/geçmişi/geleceği bile bu düşüncenizi iptal eder. Mevcudiyetin kökeni bencillik üzerine kurulmuştur.
Saol, o senin masumluğundan doğan güzel bakış.

Mevcudiyetin kökeni çift taraflı. Bu kadar karamsar olmaya gerek yok, en azından kendimizi ve çevremizi değiştirebiliriz. Kendimiz ve çevremiz düzgün olursa, büyük bir başarı elde edilmiş olur.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Saol, o senin masumluğundan doğan güzel bakış.

Mevcudiyetin kökeni çift taraflı. Bu kadar karamsar olmaya gerek yok, en azından kendimizi ve çevremizi değiştirebiliriz. Kendimiz ve çevremiz düzgün olursa, büyük bir başarı elde edilmiş olur.
İyimser olmamız gerektiğini noktasında çok haklısınız :)
 

UpBot

Kahin
Yeni Üye
Katılım
14 Ocak 2021
Mesajlar
1,017
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Faydalı bir konu olmuş fikri olan var mı? :)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst