Siyasal İslam

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde İdeolojiler kategorisinde Leonardo18 tarafından oluşturulan Siyasal İslam başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,203 kez görüntülenmiş, 114 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı İdeolojiler
Konu Başlığı Siyasal İslam
Konbuyu başlatan Leonardo18
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Leonardo18

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Ben başından beri bunun böyle olamayacağını söylüyorum. Özcan Y.'de bana katılıyor. Ciddi bir yorum sorunu asırlardır var. Atatürk'ün devlete bağlı bir dinayet bakanlığı kurma sebebi de zaten bu.

1) Kadından korkma diye bir şey yok. Mesela Cirit adasına gidin. Oranın geleneksel kadınları da siyah ve kapalı giysiler giyerler (Ortodoks Hıristiyan olmalarına rağmen. Hatta 19 yy Tablolarına filan bakarsanız Avrupalı kadınların çoğu uzun etekli ve başları kısmen veya tamamen örtülüdür. Arap kadınlarında bu yaygındır. Ankara' Anadolu Medeniyetleri müzesine gelin. Hitit döneminin kadınlarının 1950'lerin orta-Anadolu köy kadınlarına benzer şekilde giyindiklerini görürsünüz.

Açık havaya çıkmayan kişi bilemez. Rüzgar / Güneş / Soğuk / Sıcak bunlar insanın tenini tahriş eder. Bu yüzden özelikle tarlada çalışan veya kuru iklimlerde yaşayan kadınlar genelde örtünürler. Bir tek Antik Mısırda bunun tersi oluyor. Minos uygarlığı gibi uygarlıklarda tersi oluyor. Ama Antik Yunan + Roma medeniyetinde bile kadınların belirli düzeyde giyinmeleri bekleniyor.

Dİnde insanların kendi düşüncelerini "din" olarak satma durumu vardır. Yani "Alim" sıfatı olan kişi kendi düşüncesini "Dİn bunu emrediyor" diye satması sorunu vardır.

Ve din yaptığı hataları kabul etmemektedir. Hıristiyanlıkta da mesela pedofil papazlar olayı var. Kilise düzinelerce çocuğu cinsel olarak suiistimal eden papazları korumaktadır. Çünkü dini kurumlar için "Biz yüzyıllar boyunca yanlış biliyorduk, Size de yüzyıllar boyunca yalan söyledik" demek çok zordur.

Tasavvuf da bununla ilgili. Bundan 1000 sene önce, Hz. Muhammed'den 400 sene sonra insanlar dini sorgulamaya başlamışlar.

Sana Arapların uyuyarak oruç tutma adetinden söz ettim.


Diyorsun ki "tek din vardır". Tek din var ise, Niye Türkiye'de adam günlük mesaisine giderken oruç tutuyor da Araplar saati değiştirip Öğleden sonra 3 - Akşam 7 arası oruç tutuyor? En basit örnek.

- İslamda örtünme varsa bu kadına "senin bedenin sana aittir" demek için vardır (bu öyle bir örtünme değil).

Peki "dindar" kişi ne yapıyor?

- Tam tersini: "Bedenin sana ait değildir, erkeğe aittir, sen onun malısın" demek için kullanılır. Yani tam tersi.

Benim yorumumda "Zina" şudur:

Para karşılığı seks %95 Zina'dır. Yani cinselliği iğrenç bir şekilde yaşamaktır. birbirini seven 2 gencin cinsel ilişkiye girmesinde sorun yoktur. Tabi temiz olacaksın, önlemini alacaksın. Bilinçli seks yapacaksın. Onun haricinde sorun yok.

Ama: Hiçbir din eşcinselliği onaylamaz mesela (benim bildiğim). Hiçbir din mini-eteği de onaylamaz. İffetli olmayı savunur. Hiçbir din evlilik dışı seksi teşvik etmez. Evlilik kurumunu ve çocuk yapmayı öne çıkartır. gerçek bu.

- Kadının vücudundan ancak çarpık zihinli insanlar korkar. Ben bile korkmuyorsam din niye korksun. Bunlar saçmalıktır.

- Ganimet olayı da muhtemelen tam tersidir. Fatihin orduları Istanbul'a girdiğinde yağma ve tecavüz olmamıştır (diye biliyorum). O yüzden din muhtemelen bu konuda da bunun tam tersini önermektedir.

- Sen samimi olarak ahlakın yüzüne peçe örtmekle alakalı olduğunu düşünüyor musun?

/Neyse. Bunun saçmalık olduğunu şuradan biliyordum. Yıllar önce öyle bir arkadaşım vardı. Ben de gencim. Cİnsel özgürlük konusuna inanıyorum. Bu da beni kazanmak istiyor. Şöyle diyor "cinsellik erkeğe değil kadına yasaktır". - Nasıl yani. Diyorum. Bu da bayağı. "Evet erkeğin ihtiyacı vardır ama kadının yoktur" fikan demeye başlıyor. Kapı kapı gezen seyyar satıcı zihniyeti.

Oysa: Plajlarda erkeğin se dizinin altından göbeğinin üstüne kadar örtünmeleri gerekmektedir. Ve kadın için geçerli olan Erkek için de geçerlidir. Bizim yağlı güreşçileri bilirsiniz. Erkeğin toplum içinde maksimum soyunma oranı, dine göre, normalde odur. Ama bakın arap erkeklerine. Adam iyi yanmak için slip mayo çeker, 8 yaşındaki kız çocuğu başörtüsü ile denize girer.

- Ben o çocuğun o haline isyan ediyorum. Din mantığa dayanmıyorsa din değildir (açıkladım). O zaman mesela çocuğun hareketini engelleyen bir şeyi çocuğuna nasıl dayatırsın?

Herkes biliyor: Spor yapmak / denize girmek / biraz güneşlenmek bedene / sağlığa iyi gelir. Hatta zorunluluktur. Bunu engelledin mi? - O zaman günah işledin. Bedenin sağlıklı olmasına engel oldun. Benden sana emanettir. Sen bedenini ya da eşinin bedenini hor kullanıyorsun. Bitti. Bu kadar.

Onun için (inanmasan bile) sana Yaşar Nuri Hoca Okumanı öneririm. Bizim çocukluğumuz TV'de bunları sürekli açıklardı. Şimdi vefat etti. Okuman gerekiyor.

+ Bu tür tartışmalar hep var hep olacaktır. Laikliğin / sekülarizmin tercih edilmesinin sebebi budur.

Mesela Fransa geçen sene tutuklanan pedofil papaz ve onun başındaki papaz olayını belki duymuşsunuzdur. Bu yargılama ve tutuklama laik devlet eli ile gerçekleşmiştir. Çünkü kilise bu tür şeyleri örbas etme ve bunlara göz yumma eğilimindedir.

İslam'a inanılan ülkede örtülü öğretmen / devlet görevlisi istemememin sebebi budur. "İslami toplum" = "yozlaşmış / bozuk toplum"

cevap yazarsan bunları sana tek tek açıklarım. :)
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Yani olay siyasallaştırmadan önce, çeşitli toplumların kültüründe var.

Çeşitli dinlerde kadınların iffetli / namuslu olmasına önem veriliyor çünkü aileyi korumak gerekiyor, + o zamanlar korunma yöntemi filan yok. istenmeyen gebelik / cinsel hastalıktan korunmak için bu bir çeşit zorunluluk.

Çarpık dinde ise: "Kadın benim malımdır, kendim bile doğru dürüst göremiyorum, zaten kimse de görmesin" anlayışı var.

Biz bu sonuncuya karşıyız. Çarpık din olduğu için.

Tabi, Türkiye'de bu bir "camiler miğferimizdir, minareler süngülerimizdir" meselesidir. Tamamen şov amaçlı. Artık dini konu da değil. Dini kullanarak güç elde etme çabası.

Bu son iki unsurda dinde yasaktır. Birincisi dinin çarpıtılmasıdır. İkincisi, Kuran'daki Firavun hikayesi gibi, dinin siyasallaştırılmasıdır.

Ki bu büyük bir baş belasıdır. Siyasal din: Papalık + Katolik kilisesi, Avrupa'da yaşanan savaşların çoğunun sebebidir. 1500'lü yıllarda her yerde farklı mezhepten Hıristiyanlar bu yüzden birbirlerini kırmışlar. Bu olay da ancak 1800'lerde laiklik + Ulus Devlet zihniyeti sayesinde son bulmuş.

İslam dünyasına bakın: Osmanlı zamanında Türk - Arap Savaşı vardı. Şimdi Mezhep savaşları var. Eskiden İran-Irak savaşları olurdu. Şimdi Libya'da derebeyleri savaşıyor. Diğer taraftan bir takım adamlar kendini "halife" ilan ediyor filan.

Yani Siyasal İslamın başarılı olduğu tek dönem orta çağ idi. O döneme uygun olduğu için bu sistem İslamın büyüyüp gelişmesini sağlamış. 19 yy'dan itibaren zaten Arap miliyetçiliği filan gelişiyor. Sonra biri düğmeye basıyor, 1970'lerden itibaren böyle bir dine dönüş çabası var.

Ben bu mantıksızlığı anlamıyorum. Siyasal İslamcıların neyi savundukları bile belli değil. + İran / S.Arabistan olayında olduğu gibi, bütün işleri kendileri gibi Şeriat olan ülkelerle savaşmak.

Hepsi de tamamen güç oyunu. Toplumsal sözleşmenin amacı bu türden güç oyunlarını bitirerek, gücü tekrar halka vermektir. Zaten de bu sebepten, yayılmasından korktukları için, Müslüman bir ülkenin laik olabilmesini sindiremiyorlar, ve bence Erbakan zamanından beri bu tür kişileri S. Arabistan + İran finanse ediyor. Feto'ya da bence bunlar para veriyor. Petrol zengini prensler + İran. Be öyle diyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ben başından beri bunun böyle olamayacağını söylüyorum. Özcan Y.'de bana katılıyor. Ciddi bir yorum sorunu asırlardır var. Atatürk'ün devlete bağlı bir dinayet bakanlığı kurma sebebi de zaten bu.

1) Kadından korkma diye bir şey yok. Mesela Cirit adasına gidin. Oranın geleneksel kadınları da siyah ve kapalı giysiler giyerler (Ortodoks Hıristiyan olmalarına rağmen. Hatta 19 yy Tablolarına filan bakarsanız Avrupalı kadınların çoğu uzun etekli ve başları kısmen veya tamamen örtülüdür. Arap kadınlarında bu yaygındır. Ankara' Anadolu Medeniyetleri müzesine gelin. Hitit döneminin kadınlarının 1950'lerin orta-Anadolu köy kadınlarına benzer şekilde giyindiklerini görürsünüz.

Açık havaya çıkmayan kişi bilemez. Rüzgar / Güneş / Soğuk / Sıcak bunlar insanın tenini tahriş eder. Bu yüzden özelikle tarlada çalışan veya kuru iklimlerde yaşayan kadınlar genelde örtünürler. Bir tek Antik Mısırda bunun tersi oluyor. Minos uygarlığı gibi uygarlıklarda tersi oluyor. Ama Antik Yunan + Roma medeniyetinde bile kadınların belirli düzeyde giyinmeleri bekleniyor.

Dİnde insanların kendi düşüncelerini "din" olarak satma durumu vardır. Yani "Alim" sıfatı olan kişi kendi düşüncesini "Dİn bunu emrediyor" diye satması sorunu vardır.

Ve din yaptığı hataları kabul etmemektedir. Hıristiyanlıkta da mesela pedofil papazlar olayı var. Kilise düzinelerce çocuğu cinsel olarak suiistimal eden papazları korumaktadır. Çünkü dini kurumlar için "Biz yüzyıllar boyunca yanlış biliyorduk, Size de yüzyıllar boyunca yalan söyledik" demek çok zordur.

Tasavvuf da bununla ilgili. Bundan 1000 sene önce, Hz. Muhammed'den 400 sene sonra insanlar dini sorgulamaya başlamışlar.

Sana Arapların uyuyarak oruç tutma adetinden söz ettim.


Diyorsun ki "tek din vardır". Tek din var ise, Niye Türkiye'de adam günlük mesaisine giderken oruç tutuyor da Araplar saati değiştirip Öğleden sonra 3 - Akşam 7 arası oruç tutuyor? En basit örnek.

- İslamda örtünme varsa bu kadına "senin bedenin sana aittir" demek için vardır (bu öyle bir örtünme değil).

Peki "dindar" kişi ne yapıyor?

- Tam tersini: "Bedenin sana ait değildir, erkeğe aittir, sen onun malısın" demek için kullanılır. Yani tam tersi.

Benim yorumumda "Zina" şudur:

Para karşılığı seks %95 Zina'dır. Yani cinselliği iğrenç bir şekilde yaşamaktır. birbirini seven 2 gencin cinsel ilişkiye girmesinde sorun yoktur. Tabi temiz olacaksın, önlemini alacaksın. Bilinçli seks yapacaksın. Onun haricinde sorun yok.

Ama: Hiçbir din eşcinselliği onaylamaz mesela (benim bildiğim). Hiçbir din mini-eteği de onaylamaz. İffetli olmayı savunur. Hiçbir din evlilik dışı seksi teşvik etmez. Evlilik kurumunu ve çocuk yapmayı öne çıkartır. gerçek bu.

- Kadının vücudundan ancak çarpık zihinli insanlar korkar. Ben bile korkmuyorsam din niye korksun. Bunlar saçmalıktır.

- Ganimet olayı da muhtemelen tam tersidir. Fatihin orduları Istanbul'a girdiğinde yağma ve tecavüz olmamıştır (diye biliyorum). O yüzden din muhtemelen bu konuda da bunun tam tersini önermektedir.

- Sen samimi olarak ahlakın yüzüne peçe örtmekle alakalı olduğunu düşünüyor musun?

/Neyse. Bunun saçmalık olduğunu şuradan biliyordum. Yıllar önce öyle bir arkadaşım vardı. Ben de gencim. Cİnsel özgürlük konusuna inanıyorum. Bu da beni kazanmak istiyor. Şöyle diyor "cinsellik erkeğe değil kadına yasaktır". - Nasıl yani. Diyorum. Bu da bayağı. "Evet erkeğin ihtiyacı vardır ama kadının yoktur" fikan demeye başlıyor. Kapı kapı gezen seyyar satıcı zihniyeti.

Oysa: Plajlarda erkeğin se dizinin altından göbeğinin üstüne kadar örtünmeleri gerekmektedir. Ve kadın için geçerli olan Erkek için de geçerlidir. Bizim yağlı güreşçileri bilirsiniz. Erkeğin toplum içinde maksimum soyunma oranı, dine göre, normalde odur. Ama bakın arap erkeklerine. Adam iyi yanmak için slip mayo çeker, 8 yaşındaki kız çocuğu başörtüsü ile denize girer.

- Ben o çocuğun o haline isyan ediyorum. Din mantığa dayanmıyorsa din değildir (açıkladım). O zaman mesela çocuğun hareketini engelleyen bir şeyi çocuğuna nasıl dayatırsın?

Herkes biliyor: Spor yapmak / denize girmek / biraz güneşlenmek bedene / sağlığa iyi gelir. Hatta zorunluluktur. Bunu engelledin mi? - O zaman günah işledin. Bedenin sağlıklı olmasına engel oldun. Benden sana emanettir. Sen bedenini ya da eşinin bedenini hor kullanıyorsun. Bitti. Bu kadar.

Onun için (inanmasan bile) sana Yaşar Nuri Hoca Okumanı öneririm. Bizim çocukluğumuz TV'de bunları sürekli açıklardı. Şimdi vefat etti. Okuman gerekiyor.

+ Bu tür tartışmalar hep var hep olacaktır. Laikliğin / sekülarizmin tercih edilmesinin sebebi budur.

Mesela Fransa geçen sene tutuklanan pedofil papaz ve onun başındaki papaz olayını belki duymuşsunuzdur. Bu yargılama ve tutuklama laik devlet eli ile gerçekleşmiştir. Çünkü kilise bu tür şeyleri örbas etme ve bunlara göz yumma eğilimindedir.

İslam'a inanılan ülkede örtülü öğretmen / devlet görevlisi istemememin sebebi budur. "İslami toplum" = "yozlaşmış / bozuk toplum"

cevap yazarsan bunları sana tek tek açıklarım. :)

dostum ben basit düşünmeyi ve her düşüncenin temeline bakmayı seven biriyim. bu nedenle tüm bu yazdıklarına karşılık öncelikle ana bir sorum olacak. böylece düşüncelerini üzerine kurduğun temeli anlamaya çalışacağım.(sanırım ondan sonra daha verimli tartışabiliriz)

anladığım kadarı ile dine ''mantık'' kıstasi ile yaklaşıyorsun.(yanılıyor olabilirim)

tam nasıl ifade edeceğimi bilemedim ama ana sorum şu;

kendi din anlayışında kullandığın ölçü ne? ve bu ölçünün dayanağı ne? (başka bir deyişle neden geleneksel olarak bu zamana kadar gelmiş anlayışlara /yorumlamalara/analizlere inanmayalım da sana inanalım?)
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
İlk olarak ben din adamı değilim. Bu yüzden büyük oranda belirli kişilerin savundukları düşüncelere inanmayı tercih ediyorum (Kendisi din adamı olmayan çoğu kişi gibi).

Bir yandan da aslında bana genç yaşta öğretilen şeylere inanıyorum. Bana öğretilenler AKP öncesi Türkiye'nin genel İslami görüşleridir. Bu inançların bazılarını zaman içinde kaybettim, bazılarını halen muhafaza ediyorum.

Benim bu yargılarımın temelini soruyorsun: Mantık konusunu zaten açıkladım. Benim Descates'in teorilerine benzer bir teorim var. Mesela bir yerde "Tanrı evrenin kitabını matematik dilinde yazmıştır" diye diye bir şey okumuştum. Yani yaşadığımız evren matematik temelinde yazılmışsa, ve bu evrenin bir yaratıcısı varsa, bu varlık mantıklı bir varlık olmalıdır. Bu yüzden onun "önerileri" diye bir şey varsa (Ki din temelde budur). Bu öneriler mantıklı olmak zorundadır.

Mesela "40 C sıcakta yedi yaşındaki kıza başörtü bikini giydir kendin (babası olarak) yanında slip mayo ile dur" diyorsa 2 olasılık vardır:
  1. Bu Tanrı mantıksızdır. Ama Tanrı "En yüksek varlık" değil midir? - "Değildir" diyorsan, o zaman Yunan mitolojisindeki gibi insani özellikleri olan kıskanan, intikam alan, yalan söyleyen, Kadınları hamile bırakan, çapkınlık yapan, birbiriyle rekabet eden, Ya da Eski Ahitteki Tanrı gibi mesela "intikam alan" insana benzer bir Tanrı'ya inanıyorsun demektir. Oysa ki Müslümanların Kutsal kitabındaki Tanrı böyle değil. Sadece İsimlerine bakarak anlayabilirsin. Benim anlayışım "en yüksek varlık" olan bir yaratıcıdan söz ediliyor.
  2. Biz anlamıyoruz. Yani ben "7 yaşında çocuğun ne günahı var? Bu çocuğun teni güneş görmeyecek mi? Biraz deniz suyuna ihtiyacı yok mu? Rahat hareket etse iyi olmaz mı? Kadına bu kadar eziyet eden inanç olabilir mi?" dediğimde yanlış yapıyorum. Yani ben cahilim. Orada benim anlamadığım bir şey oluyor. Mükemmel varlık olan Tanrı orada benim göremediğim bir şey görüyor. Belki Güneş + Deniz suyu cilt kanserine sebep oluyor filan. (ki zannetmiyorum öyle bir şey olduğunu).

Yani başka konulara da girecektim. Ama Hayır. Şimdilik sadece mantıktan söz edeceğim.

Çünkü eski dinler ile modern dinler arasında bir fark var. En büyük fark da bu. Eski dinlerde de bir takım alegoriler, benzetmeli anlatımlar var. Ama tek tanrıcı dinlerde bu benzetmelerin önemi azalıyor. Arkasındaki düşünceler / kavrayışlar daha çok önem kazanıyor. Ki bunların en önemlisi de bence mantıktır.

Bizde de cennetteki yılan benzetmesi filan var örneğin. Ama eski dinlerde mesela güneş, Amon-Ra'nın arabası olarak kabul edilirdi, Şimşek Thor'un çekicini sallamasından kaynaklanırdı, Mevsimler Freya'nın yer altında inmesinden ve Wotan tarafından kurtarılıncaya kadar orada kalmasından filan kaynaklanırdı.

Yeni dinler, daha bilimsel bakarlar. Hatta Yahudiler galiba ölüm sonrası hayata bile inanmıyorlar (Bazı yorumlara göre). Mesela Yerküre'nin Atlas'In sırtında durduğuna da inanılmıyor. "Evren tanrı tarafından yaratılmıştır" deniyor. Yani olayın "hikaye" kısmı azalıyor. "Mistik, anlamsal, felsefi" yönü artıyor.

Bu yüzden evet. Cevap: Mantık. Yeni dinler daha mantıklı (olmalı). :)
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Bu kendi yazdıklarım bana Eski Ahitteki Hz. Musa'nın on emri alma hikayesini anımsatıyor. Musa Dağa çıkıyor, Yanan ateş ile konuşuyor, ve tıpkı 1956 "On Emir" filmindeki gibi dönünce bir bakıyor, Buzağılar yapılmış, festival düzenlenmiş, Put'a tapınılmış, (Filmde gösterilmiyor ama o zamanlar dini festivallerde cinsellik filan da yaygındı).

Bu hikayeye ben tamamen inanmıyorum. Yahudi halkı Firavundan kurtulmuş, denizler aşılmış, çöller geçilmiş, insanların filmdeki gibi salak olacaklarına ben inanmıyorum (Daha Başlarında peygamberleri var, 2 günde hemen şaşırıp puta tapmalaları bence olanaksız).

Önemli olan hikayenin mecazı. Bu mistik kitaplarda da vardır. Bu konuya burada giremem. Derin bir konu. Ama anlatılan şey nefsin herşeyi çarpıtmak konusundaki kabiliyeti ve ısrarcılığı. Yani Tanrı bir şey söylüyor, İnsan önce bunu anlıyor, İnsan bunu çarpıtıyor, Tanrı hatırlatıyor, İnsan tekrar önce anlıyor, İnsan tekrar çarpıtıyor. BU dediğimi dinin kendisi söylüyor: Bir emir ya da bilgi, ya da mesaj geliyor. Her seferinde, önce anlaşılıyor, sonra çarpıtılıyor ve amacından saptırılıyor.

3 kere yazdım. Semavi dinlerin konusu bu çünkü. Adem, Nuh Tufanı, İbrahim, Son peygambere kadar. Yani dinin çarpıtılabildiği konusu semavi dinlerin 1 numaralı konusu zaten.

Neyse çok da girmeyeceğim Ama mesela Alın size On Emir (Yahudilik / Hıristiyanlık + İslamın temeli):

"
  1. Karşımda başka ilahların olmayacak.
  2. Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.
  3. 'nın, Rab'ın ismini boş yere ağza almayacaksın.
  4. gününü takdis etmek için onu hatırında tutacaksın. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün efendin Rab'e Sebttir. Sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü Rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı.
  5. Babana ve anana hürmet edeceksin.
  6. Öldürmeyeceksin.
  7. Zina etmeyeceksin.
  8. Çalmayacaksın.
  9. Komşuna karşı yalan şahitlik yapmayacaksın.
  10. Komşunun evine tamah etmeyeceksin, komşunun karısına, yahut kölesine, yahut cariyesine, yahut öküzüne, yahut eşeğine, yahut komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin. (Wikipedia)"
-Hangisi saçma bunların?
- Mantıklı bir Tanrı'Nın Mantıklı ve zor olmayan talepleri bence.

1 de: Ömer Hayyamın da öyle "... Tövbeler olsun Tanrım, yoksa sen sarhoş musun?" diye biten bir şiiri var.

Bunun Anlamı: Semavi dinlerin Tanrı'sı bir Şarap ve Eğlence Tanrısı Dyonisos değildir (Benim anlayışıma göre). O yüzden ya
1) Ortada mesaj filan yoktur (sen bunu savunuyorsun)
ya da
2) Mesaj mantığa uygun olmak zorundadır.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
enim bu yargılarımın temelini soruyorsun: Mantık konusunu zaten açıkladım. Benim Descates'in teorilerine benzer bir teorim var. Mesela bir yerde "Tanrı evrenin kitabını matematik dilinde yazmıştır" diye diye bir şey okumuştum. Yani yaşadığımız evren matematik temelinde yazılmışsa, ve bu evrenin bir yaratıcısı varsa, bu varlık mantıklı bir varlık olmalıdır. Bu yüzden onun "önerileri" diye bir şey varsa (Ki din temelde budur). Bu öneriler mantıklı olmak zorundadır.

Kime göre neye göre mantıklı?

Aklı da Allah yaratmıştır öyleyse akılda vahiydir. (ve akıl nakilden üstündür) anlayışına yakın bir görüş. ama gerek bu görüşe gerekse sizin mantık ölçünüze kurandan referans bulmak zor.(isteyen elbet bulur). hadi kurandan referans çıkardık diyelim. bu anlayışları ''elçilik/peygamberlik'' inancına sığdırmakta zordur. tanrı madem akıl ve mantıkla hareket etmemizi istiyor o vakit elçi göndermenin ne anlamı var?

Sanırım dini inançtan kopamıyorsunuz ve kendi algınızda dininizi reforme ediyorsunuz. bunu bende denemiştim ancak sonuç hüsran oldu. dini metinleri akılla,mantıkla ,dünya bilgimiz ve çağımız anlayışıyla reforme etmek -kendini kandırmadan- mümkün değildir. kierkegaardı çok severim banada çok faydası oldu onun dinini savunma biçimide fideizmdir. (yani din dilinin çelişkilerle dolu olduğu,insanın anlamasının mümkün olmadığı,saçma bulunsada inanılması gerektiği gibi şeyler.ama bunu temellendirişi ve savunuşu mükemmel burada kısaca anlatmam imkansız)



Neyse çok da girmeyeceğim Ama mesela Alın size On Emir (Yahudilik / Hıristiyanlık + İslamın temeli):

"
  1. Karşımda başka ilahların olmayacak.
  2. Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.
  3. 'nın, Rab'ın ismini boş yere ağza almayacaksın.
  4. gününü takdis etmek için onu hatırında tutacaksın. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün efendin Rab'e Sebttir. Sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü Rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı.
  5. Babana ve anana hürmet edeceksin.
  6. Öldürmeyeceksin.
  7. Zina etmeyeceksin.
  8. Çalmayacaksın.
  9. Komşuna karşı yalan şahitlik yapmayacaksın.
  10. Komşunun evine tamah etmeyeceksin, komşunun karısına, yahut kölesine, yahut cariyesine, yahut öküzüne, yahut eşeğine, yahut komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin. (Wikipedia)"
-Hangisi saçma bunların?
- Mantıklı bir Tanrı'Nın Mantıklı ve zor olmayan talepleri bence.

Dini inanç kendi içinde elbet mantıklıdır (teoloji yordamı ile). kendi içindeki mantığı yaratan şeyde iman/itikattır.

yani iman/itikat yoksa mantığıda çöker. kısaca demem o ki , sen hangisi saçma bunların diyorsun işte bana bu itikat sebebi ile.

ama bende itikat yok ve bunların çoğu bana sana geldiği kadar mantıklı gelmiyor. (umarım anlatabildim)

bak istesen bizim kültürümüze göre en itiraz edilemezi olan;
  • Babana ve anana hürmet edeceksin. olanla ilgili birşeyler söyleyim. bende anama babama elbet hürmetliyim benim kültürümde bu ancak bir tanrı bunu derken herşeyi hesaplamalı. toksik ebeveylik diye birşey var. yetersiz veya sağlıksız anne babalar yüzünden hayat boyu derin ruhsal sorunlar yaşayan insanlar var. anne ve babayı kutsallaştıran şeylerden biride semavi dinlerdir. bu kutsallık sebebi ile çocuk anne ve babasının davranışlarını yeterince sorgulayamıyor (ne yaparlarsa yapsınlar yaptıklarının doğru olduğunu düşünüyor) hakkını arayamıyor,birey olamıyor, kendinde açılan yaraları farkedemiyor ve sarma yoluna gidemiyor vb. (bilimsel araştırmalar var ben kısaca söylüyorum ama daha kapsamlı şeyler )
evet..görüldüğü gibi bu en kuvvetli /doğru gibi görünen öneri bile tartışmaya açık..
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Kime göre neye göre mantıklı?

Aklı da Allah yaratmıştır öyleyse akılda vahiydir. (ve akıl nakilden üstündür) anlayışına yakın bir görüş. ama gerek bu görüşe gerekse sizin mantık ölçünüze kurandan referans bulmak zor.(isteyen elbet bulur). hadi kurandan referans çıkardık diyelim. bu anlayışları ''elçilik/peygamberlik'' inancına sığdırmakta zordur. tanrı madem akıl ve mantıkla hareket etmemizi istiyor o vakit elçi göndermenin ne anlamı var?

- Bunu Tanrı söylemiyor. Bunu ben söylüyorum.

Sana şöyle bir soru sorayım: Diyelim ki Alpha Centauri'de uzaylılar var. Bu uzaylılar "Pitagor teoremi yoktur" veya "E=mc2 yanlıştır" diyebilirler mi? "Su molekülü bir oksijen ve 2 Hidrojen atomundan oluşmuyor, bizde yok" diyebilirler mi? Asla.

Mantık evrenseldir. Yaşadığımız evrende her şey matematiğe uygun olmalıdır. Bu benim deneyimlediğim şey. Vahiy ile filan gelmedi. Dinden de tamamen bağımsız.

Sen ya da bir başkası, Newton Fiziğinden bağımsız bir şey inşa edemezsin. Kim olursan ol. nerede olursan ol. Bu böyle. :)

Sence Alpha Centauri'de dünya benzeri bir gezegen olsa, Buradaki uzaylıların bizim matematik kurallarımızdan farklı matematik kurallarına sahip olmaları mümkün mü? Açık açık soruyorum. yanıtla.

Sanırım dini inançtan kopamıyorsunuz ve kendi algınızda dininizi reforme ediyorsunuz. bunu bende denemiştim ancak sonuç hüsran oldu. dini metinleri akılla,mantıkla ,dünya bilgimiz ve çağımız anlayışıyla reforme etmek -kendini kandırmadan- mümkün değildir. kierkegaardı çok severim banada çok faydası oldu onun dinini savunma biçimide fideizmdir. (yani din dilinin çelişkilerle dolu olduğu,insanın anlamasının mümkün olmadığı,saçma bulunsada inanılması gerektiği gibi şeyler.ama bunu temellendirişi ve savunuşu mükemmel burada kısaca anlatmam imkansız)

- Ben Kriegegard'ı okumadım. O kadar derin felsefi bilgim yok.

Ama ortalama Müslümanlar İslamın bir mantık dini olduğunu söylerler. Ben de bu kişilere katılıyorum.

Dini inanç kendi içinde elbet mantıklıdır (teoloji yordamı ile). kendi içindeki mantığı yaratan şeyde iman/itikattır.

yani iman/itikat yoksa mantığıda çöker. kısaca demem o ki , sen hangisi saçma bunların diyorsun işte bana bu itikat sebebi ile.

ama bende itikat yok ve bunların çoğu bana sana geldiği kadar mantıklı gelmiyor. (umarım anlatabildim)

Bu dediğimin inançla alakası yok. Ben "Tanrı'nın insandan bu istedikleri mantıksız mı?" diye sordum:


  1. Karşımda başka ilahların olmayacak.
    [*]Kendin için oyma put, yukarda göklerde olanın, yahut aşağıda yerde olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.
    [*] 'nın, Rab'ın ismini boş yere ağza almayacaksın.
    [*] gününü takdis etmek için onu hatırında tutacaksın. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün efendin Rab'e Sebttir. Sen ve oğlun ve kızın, kölen ve cariyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. Çünkü Rab gökleri, yeri ve denizi ve onlarda olan bütün şeyleri altı günde yarattı.
    [*]Babana ve anana hürmet edeceksin.
    [*]Öldürmeyeceksin.
    [*]Zina etmeyeceksin.
    [*]Çalmayacaksın.
    [*]Komşuna karşı yalan şahitlik yapmayacaksın.
    [*]Komşunun evine tamah etmeyeceksin, komşunun karısına, yahut kölesine, yahut cariyesine, yahut öküzüne, yahut eşeğine, yahut komşunun hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin. (Wikipedia)"
- Bunlar mantıklı şeyler. Günümüzde inançsız olsan da çoğu insanın zaten yaptığı şeyler değil mi?

bak istesen bizim kültürümüze göre en itiraz edilemezi olan;
  • Babana ve anana hürmet edeceksin. olanla ilgili birşeyler söyleyim. bende anama babama elbet hürmetliyim benim kültürümde bu ancak bir tanrı bunu derken herşeyi hesaplamalı. toksik ebeveylik diye birşey var. yetersiz veya sağlıksız anne babalar yüzünden hayat boyu derin ruhsal sorunlar yaşayan insanlar var. anne ve babayı kutsallaştıran şeylerden biride semavi dinlerdir. bu kutsallık sebebi ile çocuk anne ve babasının davranışlarını yeterince sorgulayamıyor (ne yaparlarsa yapsınlar yaptıklarının doğru olduğunu düşünüyor) hakkını arayamıyor,birey olamıyor, kendinde açılan yaraları farkedemiyor ve sarma yoluna gidemiyor vb. (bilimsel araştırmalar var ben kısaca söylüyorum ama daha kapsamlı şeyler )
evet..görüldüğü gibi bu en kuvvetli /doğru gibi görünen öneri bile tartışmaya açık..

- KOnuyla alakası yok ama bende Susan Forward + Craig Buck'un çok güzel bir kitabı var. "Zor bir ailede büyümek" diye. Tavsiye ediyorum.

Neyse, 10 Emir'e dönelim. Başörtüsü olayı gibi düşün. Burada "eleştirmeyeceksin, her dediklerini yapacaksın, koşulsuz itaat edeceksin" demiyor ki "Saygı göstereceksin" diyor. Neticede psikiyatri kitabı da değil. Bizdeki "Büyük küçüğü sevecek / Kollayacak, Küçük Büyüğü sevecek / Sayacak" gibi bir şey. Temel aile değeri.

Hemen şunu ekleyeyim: Nicole Kidman + Rusell Crowe'un oynadığı 2018 yapımı "Boy Erased" filmi vardır. Aşırı dindar bir aile'Nin eşcinsel olan evlatlarını zorla değiştirmeye çalışmaları anlatılıyor.

Yani demem o ki, Diğer dinlerde de dindar kişilerin en büyük sorunu, bir şey bildiklerini zannedip mantığa / Bilime aykırı hareket etmeleridir.

Bunlar Batılı ve eğitimli kişiler, ama filme konu olan olaylar gerçek. Ciddi ciddi klinik kurup dinin de yardımıyla (Filmi izleyin) eşcinsel gençleri yeniden eğitebileceklerini sanıyorlar.

Oysa bütün bilimsel sonuçlar sana bunu olmayacağını göstermiş. Eşcinsellik normal bir olgudur ve toplumun belli bir yüzdesini etkileyen bir olgudur. Bu insanların "normal" yapılması da mümkün değildir. O halde bu insanları sevmeye / oldukları gibi kabul etmeye ne oldu?

- Yani yobazlık da seçimdir. Her şeyi bildiğini farz etmek de seçimdir. "Önce bir bilimsel verilere bakayım, doktorlar psikologlar, bilim adamları ne diyor? Ben kendi çocuğuma niye böyle bir şey yapıyorum? Aklı başında bir Tanrı benden bunu ister mi?" demek de seçimdir.

Ama genelleme yapabilirsin. Maalesef, genel olarak, inançlı kişilerde bu mantık duygusunun genelde aksak olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ben halen, "Önce mantık" diyorum ve mantıklı / akıllı bir inancın mümkün olduğunu savunuyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Ben buna katılıyorum. Ben diğer dinlere de uzak değilim. Örneğin kilisede evlenen adam da tanıyorum.

Konu bence ateizm / deizm tartışmasına dönmemesi. İnansam da inanmasak da İslamiyet diye bir din var.

Ben bu başlığı "kadınların sadece yüzü ve elleri açıkta kalacak" gibi sığ ve yüzeysel bir komutun Tanrıya ait olamayacağını söylemek için açtım.

Daha doğrusu, böyle bir şey normal şartlarda yapılabilir. Ama insanların bedenlerine eziyet etmeleri ve bunu siyasi görüş adına yapmaları günahtır. Gelin bunu tartışalım.

Bu sıcakta goril gibi giyinilmez. Hata ya kitaptadır ya insandır. Bence hata insandan kaynaklanıyor. 🙂
Bende konunun farklı şekillere kalıplara gitmesini istemeyen biriyim İslamiyet diye bir din mutlaka var çünkü 4 kutsal metinlerin en sonuncusu olmasıdır ...İnsanların siyah pence ile dolaşması aslında birer dini anlayıştan ve gerekliliklerden ötürüdür Dönemin şartlarını bu zamanın çağındaki bakış açısıyla değerlendirmek yanlış olur bayanların saçlarının gözükmemesi devamında başörtüsünü uygun bir biçimde yapması dini inanışların gereğidir çok geçmiş zamanlarda ki süreçler zorlu süreçlerdi o dönem içerisinde bir emrin gelmesiydi...Dönemimiz içerisinde ki örtünme ve kapanma durumları diyanetin uygun gördüğü şekilde olması makul olandır....İnanışlar gereği insanların sıkıcana kapanmasında insanların din ve hüvviyet özgürlüklerinden kaynaklanıyor olmasıdır Demokrasi değil İLERİ DEMOKRASİYİ savunuyorsak insanların din ve hüvviyet özgürlüklerine saygı göstermek öncelikle insanlık görevimiz sonrasında kişinin demokrasi hakkına saygımızdan dolayı olması gerektiğidir

Böylesi.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
siya
Muhakkak. Ama siz siyasi konuları nasıl ele alıyorsunuz? Bu yöntemle mi?

Siyasi konuları ele alışım ilk manada hangi bakış açısında olduğum değil yada konular tamamiyle bodoslama dalarak değil tam anlamıyla objektif tarafsız bir bakış açısıyla bununla birlikte ise öncelikle karşı tarafı iyi dinlemek sonrasında düşünce kalıplarını iyi kavramak devamında ise sürec için en uygun yolu belirleyerek siyasi konuları ele alıyorum...

Bana inanırmısın bilemiyorum ama söylemek isterim ki bende hiçbir konuda tarafgirlik olmuyor sadece burası için demiyorum her konuda yeterki duruşumda pozisyonumda eksilme olması ta bi benimde bazı konularda sevdiğim taraf olduğum noktalar olabiliyor ama hata gördüysem hangi yer olursa olsun eleştirisel de olsa uygun bir dille sürece dahil olup düşüncelerimi söylüyorum fakat ben sadece eleştiri yapan biri değil bir eleştiri yaptıysam mutlaka hoşnut olunmayan bir süreç olduğu için yapmışımdır fakat sadece eleştiride kalmayan biriyim akabinde çözümü de söyleyen biriyim..

Yakın zamanda yaptığım eleştiride İşçilerin Kıdem Tazminatına dönük işlenecek sürecin hatalı bir süreç olduğunu ifade ettiğim gibi akabinde de çözüm önersini de sunduğumdu....Özgür düşüncede en aşağıdan en yukarıya kadar her kesimle hassas olmak gerektiğine inanırım yalnızlık hissi veren sözler yerine içi dolu sözleri tercih eden bir siyasi görüşüm vardır Benim için çözümsüz diye bir sorun yoktur her sorunun mutlaka bir çözümü ve birden fazla cevapları olduğuna inanan biriyim ve işin içine girişince samimi ve istekli olunca aslında çözümsüz sorun olmadığını insan yaşadıkça görebiliyor önemli olan kırmamak ve gerçekten samimi lolup çok çalışmak olmasıdır..

Böyle.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Kendini kandıryorsun dostum..umarım sende bir gün vazgeçersin kendini kandırmaktan.. madem ben yanlış anlıyorum yuzyıllarca tüm müslümanlar yanlış mı anladı,ayetlerin başını sonunu mu kaçırdılar? uygulamaya bak.. acı gerçeklere şahit ol..

Herkes inanmak istediği değerler üzerinden inanabilir ama benim yaşanmışlarımın üzerine başkasını tanıyamam ALLAH mutlak var ve gerçekten inanmayan kendi adına çok şey kaybettiğini rahatlıkla söyleyebilirim...Dünyada din ve vicdan özgürlüğü vardır ben kalkıp kimseyi yargılayamam fakat üzerime bir parça birşey düştüyse sadece söyler geçerim üzerinde hassas konularda çok duramam

Ayetlerin parça parça alınması aslında uygun değil ayetin başından sonuna kadar ki olan süreçlerde ki tercümeleri iyi okuyup anlamak gerekir mesela yusuf suresı 111 ayetten oluşur bizler yusuf suresınde gecen bır yerdekı tercumeyı alıp ortalıga koyarsak o zaman o surede bıze verılmek ıstenen esas meseleyı anlayamamış oluruz tam anlamıyla yusuf suresının 111 ayetınıde okumak gerekıyor cunku burada gecen surecler bıze daha ap ayrı ınce cevaplar verıyor demek ıstedıgım elınıze kıtapcıdan bır kıtap alıp o kıtabın sadece orta yuzeyınde kı yerı okuyup on plana çıkarırsak kıtabın gerçek başlangıcıyla sonundakı bıtışıde farklı yorumlamış olacagızdır aslında gerçek kıtapta oyle degıldır o yuzden demem o kı kutsal metınler yorumlanmak ıcın degıl ıyı bır ogut alabılmek ıcın yol gosterme anlamındadır dıyebılırım..

Öyle.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Sence Alpha Centauri'de dünya benzeri bir gezegen olsa, Buradaki uzaylıların bizim matematik kurallarımızdan farklı matematik kurallarına sahip olmaları mümkün mü? Açık açık soruyorum. yanıtla.

evet. bildiğimiz kadarı ile matematik teorimiz evrenin her yerinde geçerli. ama bu kurduğunuz mantalite veya örtüştürme deistik bir tanrı (veya şahsi tanrı anlayışınız) için kabul edilebilir .ama siz ise semavi dinlerin tanrısıyla örtüştürmeye çalışıyorsunuz. bu durumda semavi dinlerin tarihten bu yana gelen teolojisini çöpe atmış oluyorsunuz.

Ama ortalama Müslümanlar İslamın bir mantık dini olduğunu söylerler. Ben de bu kişilere katılıyorum.

işlerine geldiği gibi mantalite sistemleri vardır. onların yalanlarını anlamanız için bayağı uğraş vermeniz gerekir. madem mantık dini diyorlar bir soru sorayım; (hemde en temel soruyu)

611 li yıllarda peygamber olduğunu söyleyen birine benim 2019 yılında inanıp. şahadet ederim ki o Allahın elçisidir demem ne kadar mantıklı? tamam inanç ekseninde mantıklı . ancak bilgi düzeyinde ne kadar mantıklı? evrensel hukuk normlarının kabul ettiği kanıt/delil düzeyinde ne kadar mantıklı? ve siz matematik diyorsunuz öyleyse bilimsel metodolojiye göre bu şahadet ne kadar mantıklı?

devam edelim; siz matematiği bu dinin tanrısına atfederseniz bu dinin tanrısı hangi mantıkla; elçime inanmayanı yakarım kaynar suda haşlarım sonsuza kadar onlar cehennemde kalacak diyor?

bana kurduğunuz mantıkla çelişmeden bu soruyu cevaplayınız?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Herkes inanmak istediği değerler üzerinden inanabilir ama benim yaşanmışlarımın üzerine başkasını tanıyamam ALLAH mutlak var ve gerçekten inanmayan kendi adına çok şey kaybettiğini rahatlıkla söyleyebilirim...Dünyada din ve vicdan özgürlüğü vardır ben kalkıp kimseyi yargılayamam fakat üzerime bir parça birşey düştüyse sadece söyler geçerim üzerinde hassas konularda çok duramam

Ayetlerin parça parça alınması aslında uygun değil ayetin başından sonuna kadar ki olan süreçlerde ki tercümeleri iyi okuyup anlamak gerekir mesela yusuf suresı 111 ayetten oluşur bizler yusuf suresınde gecen bır yerdekı tercumeyı alıp ortalıga koyarsak o zaman o surede bıze verılmek ıstenen esas meseleyı anlayamamış oluruz tam anlamıyla yusuf suresının 111 ayetınıde okumak gerekıyor cunku burada gecen surecler bıze daha ap ayrı ınce cevaplar verıyor demek ıstedıgım elınıze kıtapcıdan bır kıtap alıp o kıtabın sadece orta yuzeyınde kı yerı okuyup on plana çıkarırsak kıtabın gerçek başlangıcıyla sonundakı bıtışıde farklı yorumlamış olacagızdır aslında gerçek kıtapta oyle degıldır o yuzden demem o kı kutsal metınler yorumlanmak ıcın degıl ıyı bır ogut alabılmek ıcın yol gosterme anlamındadır dıyebılırım..

Öyle.

eyvallah dostum. ama şunu bil ki bana isnattan başka birşey değil iyi anlamamak üzerine yazdıkların. yanlış anlama inancın gereği böylesin böyle olmak zorundasın (iyi niyetinden şüphem yok yani)

yıllarımı verdim ben bu dini anlamaya.

sözde teoloji ve hakikat iddiası altına gizlenen islam öğretileri; gerek diğer insanlara gerekse diğer din ve inançlara karşı; isnat,hatta iftira,yaftalama,ötekileştirme,kötüleme,karalama doludur.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
eyvallah dostum. ama şunu bil ki bana isnattan başka birşey değil iyi anlamamak üzerine yazdıkların. yanlış anlama inancın gereği böylesin böyle olmak zorundasın (iyi niyetinden şüphem yok yani)

yıllarımı verdim ben bu dini anlamaya.

sözde teoloji ve hakikat iddiası altına gizlenen islam öğretileri; gerek diğer insanlara gerekse diğer din ve inançlara karşı; isnat,hatta iftira,yaftalama,ötekileştirme,kötüleme,karalama doludur.

Yok neden yanlış anlayım hoşca bir sohbet diyelim...herkesin görüşüne inanışına saygı duyarım dinlerde zorlama yoktur neticede yeter ki bizler insan olabilmenin deger ve anlamını iyi kavrayıp birbirimize o güzellikte saygımızı sunalım en güzelide bu olur.

Benim çok sevdiğim bir hikaye var konusu gelmişken sana anlatmak isterim..

Yıllar önce iki kılıç ustası varmış bu kılıç ustalarından biri yıllarını kılıç sanatına vermiş işler gunlerce ugrasır kılıçlarını piyasada pazarda satmak uzere sunarmıs bıraz asabı ve sertmıs kendı dogrularının uzerınden hıç çıkmazmış ama ne yazık kı gunlerce ugrasıp kılıçlarını çok az kışıye satabılıyormuş ama az ılerıde karşıda bır kılıçcı varmış o kılıçcı öglene kadar hıçbırşey yapmazmış ogleden sonra kılıçları işler akşam oluncada yatarmış dıger gun oldugunda ıse yaptıgı bırkaç kılıç ın hepsını satarmış

Aslında bırı gunlerce kılıç yapıp az mıktar satarken bır dıgerıde az kılıç yapıp yeterı kadarını satarmış...

Aslında her ıkısınınde kazancı aynıymış ama dıgerı çok ugrasıp az satması onu uzuntuye sevkedıyormuş bır gun dayanamamıs kılıçcının yanına gıtmış kardes ogleye kadar yatıyorsun ama yaptıgın tum kılıçlarını satıyorsun bunu nasıl yapıyorsun ben gecelerce ugrasıp çok az satıyorum demış....

Kılıccıda demıs kı muhım olan kılıç yapmak degıl o kılıçlara sevgını katabılmen demış dıger kılıccıda gulmuş kılıcca sevgı katılırmıymış demış dıger kılıçcıda evet katılır efendı demış

Sattıgın kılıcı almaya gelene dogru soz ve guzel bır tebessum yaparsan kılıcında da sevgıler dolasır demış onemlı olan ısı kusursuz yapmak degıl onemlı olan kılıçların gerçek sahıplerını bulabılmek demek demış...

Buradan sunu söylemek ıstıyorum...

Bırseyı yıllarca arayabılırsın belkı omrun sonuna kadar arayabılırsın ama gerçekten de sevgını yeşertmeden ararsan bızım kılıçcıda oldugu gıbı aradıkların hıç bır zaman sana gerçek yanıtı vermeyecektır sadece kendı gormek ıstedıgın cevaplara ulaşacaksın guzel ınsan bazen ınsan kalp gözünü iyi açabilmesi gerekir..

Böyle.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
sadece kendı gormek ıstedıgın cevaplara ulaşacaksın guzel ınsan bazen ınsan kalp gözünü iyi açabilmesi gerekir..

ehehe:)

maalesef şaka gibi ama gene mecburen; isnat,yaftalama,kötüleme,karalama yapıyorsun:) çünkü güzel ahlaklı super dinin bu işte bayağı bir ustalaşmış:)
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
ehehe:)

maalesef şaka gibi ama gene mecburen; isnat,yaftalama,kötüleme,karalama yapıyorsun:) çünkü güzel ahlaklı super dinin bu işte bayağı bir ustalaşmış:)
Şöyle bir örnek daha vereyim aslında kendimden daha iyi bilirim... :)

Bazen çok nadirde olsa seevmediğim bir kitap alırım sırf dış kap ı güzel diye ama okudukça sıkılır sonrasında bırakırım sonrasında len para verdik biraz okuyalım bari derim kaldıgım yerden yine başlarım okumaya ama nafile yine bırakırım...

Buradan şunu bağlamak isterim güzel insan...

Biir insan birşeyi sevmedimi nereden başlarsa başlasın sadece kendi dünyasındaki bakış açısıyla olaylara bakıp değerlendirir ve kendi almak istedikleri yeri parantezleyip cımbızlayıp alır....

İnsan yıllarca okusada okudugundan pek anlam çıkaramaz hale gelir bazen ömür bitmeye yakın gelsede artık o kitap anlam yüklenmiştir bile degersizleşir onun nazarında...

Ben sadece Kuranın tercümesini okumadım incil ve tevratı da okudum..her dinde farklı bir anektod almaya farklı değerler yakalamaya çalıştım...ama hiçbirine ön yargı esasıyla okumadım sonuçta ALLAH tan gelenlerdi....

Bak güzel insan ...

Bazen hayatta farkında olmadan bilerek yada bilmeyerek bir çok konulara ön yargılar ile bakıyoruz ama bazen güzellikleri göremeden detayları kaçırabiliyoruz..

Benim sıkça anlattıgım bir hikaye vardı lafı açılmışken sunmak isterim belki burada okumuşundur bilemem ben yinede sunmak isterim..

Yıllar once carsıya gıtmek uzere yuruyerek evden cıkmıştım yolda yururken uzerım oldukça guzel gıyınımlıydı ama oyle bır an yaşadım kı hayatım boyunca hıç unutmadım..

Yolda yururken yolun karsı tarafında kagıt toplayan sıcak altında ceket gıyınmış ustu başı kırlı yırtık elbıselı bır ınsan gordum kedısıne yardım etmek ıstedım fakat bıraz bakıp ızlemek daha dogru olur dedım gonlunu kırmamak ozellıkle onurunu kırmamak benım ıcın onemlıydı bıraz ızledım o ınsan durdu yere oturdu ceketının cebınden ekmek cıkardı ıcınde uzun bır salam vardı belkı o ekmek çöptendı bılemem yoldan geçen ınsanlar onu dışlıyorlardı sert ıfadelerle bakıyorlardı ama o oyle bırşey yaptı kı gozlerım doldu....

Çıkardığı ekmeğı tam yemek uzereyken yanına kedı geldı rızkını almak uzere kedıye hıc dusunmeden yarım ekmegın ıcındekı salamın hepsını verdı paylaştı bu gerçektende ısı sevgıyle yapanın kazanabılecegı bır durumdu ...Bu ana denk gelınce o kadar çok şukrettım kı benım yaşam çemberımde bu ınsan halen yaşıyor kendısını ve bu onurlu davranışını halen anlatırım....

Buradan şunu anlatmak ıstıyorum..

Ön yargılarla degıl gerçekten bırşeyler alabılırmıyım yada neler sorular çıkarıp nelerı cevaplara kavuşturabılırım demelıyız ...Dınler hıcbır zaman ınsanlara zorlama yapmadı seçimler her zaman insanlara aitti tıpkı hz ısanın 12 havarsının olup yahuda ıskaryot un ıhanet etmesı gıbı secım ınsanlarındı ve her zaman oyle oldu....Bırşeyı aramak sadece yeterlı degıl aradıgın şeylere on yargı ıle bakmamak ve gercekten bırşeylere kavusmak gonulden severek ınanmak onemlıdır..

İnsan sevmedıgı bır ısı zorla yapar sadece ekmek kapısı ıcın ama bır ınsan ısı sevdımı ıs yerı kendının olmasada ıs yerını sahıplenır...

bız ne o nede bu yontem dıyoruz olması gereken anlayarak bılerek kavrayarak yapabılmek olmasıdır dıyebılıyoruz hayatın her alanı ıcın bu uclu çok onemlı tekrar bu ucluyu hatırlamak gerekırse ANLAMAK--BILMEK---KAVRAMAK diyebilirim..

Böyle.
 
Son düzenleme:

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
arkadaslar oncelikle merhaba herkese,
islam evreni anlamlandirmakta 21.yuzyilin modernist yaklasimi nazarinda sinifta kalmis ve boylece diger tum mitler gibi tarihteki yerini yeni/revüze edilmiş işlevsel inanclara birakacak bir olgudur bence cokta abartmamak gerekir zira insan akli cok inanc eskitmistir
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Kime göre neye göre geride kalmış senin şahsi düşüncen bizim düşüncemize göre İslam oldukça uzun medeniyetler yaşamış bir süreç içerisindedir ki buna en yakın örnek 600 yıllık Osmanlı İmparatorlugunun adalet içinde hüküm sürdüğü İslamiyetin en ALTIN yıllarını yaşadığı süreçler diyebiliriz Pencerenin neresinden baktığınla ilgili bir durumdur..

Böylece.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Ben hep şunu söylerim

İnsanlar sadece bir dinin kutsal dinin sunduklarını okumasınlar fırsatları olunca İncili--Tevratı--ve Zebur uda okusunlar devamında Kuranı da okusunlar her biri ALLAH tan gelendir aralarında farklılıklar olsada okumaktan zarar çıkmaz elbette insan inançlı ise bir dini yaşamak zorunda fakat diger dinleri ve inanışları ve gelenek göreneklerinide bilmeleri oldukça önemli..

Ama inanışları neyse o degerde kalabılmelerı çizgilerini bozmamalarıda onlar açısından önemli....Mesela ben kiliseleri çok merak ediyordum bir gün istanbulda gezerken istanbulda Sanantonıa kilisesine arkadaşımla birlikte girdim şansımıza tören yapılıyordu pür dikkat töreni izledim farklı rituelleri vardı ama saygıyla izledim burada en çok hoşuma giden hepimizin ortak olan ALLAH a karşı duyarlı oldugumuzu farketmış olmam oldu...

Dınlerın ortak olan en buyuk yanı ALLAH tır belkı ıbadet şekıllerımız farklıydı ama hepımız orada o gun ALLAH ıcın vardık onların torenlerını sadece ızledım aralarına yenı katılanlara taktım torenıde yapıyorlardı kendılerını yadırgamadım cunku ınanışları ve geleneklerı boyleydı

O yuzden demem o dur kı ınsanların ınanıs içerisinde olması ve tek olan ALLAH a baglılıklarını sunması çok güzeldi..

Hayatımda ıncılı tevratı ve kuranı okudum bır tek zebur kaldı onuda fırsatım olursa netten okumak ıstıyorum....

Hangı dın ve ınanış olursa olsun oncelıkle ınsan oldugumuzu unutmamak ve ınsanlara ve degerlerıne karşı saygılı olmak gerektıgını savunan bırıyım..

Sızler bır ınanısta olmasanız bıle karsı taraf sızlere ne kadar saygıda kusur etmıyorsa sızlerınde o saygıyı esırgememenız ınanan her dın ınsanları ıcın oldukça önemli vurgusunu yapmak ısterım...

Böyle.
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
işlerine geldiği gibi mantalite sistemleri vardır. onların yalanlarını anlamanız için bayağı uğraş vermeniz gerekir. madem mantık dini diyorlar bir soru sorayım; (hemde en temel soruyu)

611 li yıllarda peygamber olduğunu söyleyen birine benim 2019 yılında inanıp. şahadet ederim ki o Allahın elçisidir demem ne kadar mantıklı? tamam inanç ekseninde mantıklı . ancak bilgi düzeyinde ne kadar mantıklı? evrensel hukuk normlarının kabul ettiği kanıt/delil düzeyinde ne kadar mantıklı? ve siz matematik diyorsunuz öyleyse bilimsel metodolojiye göre bu şahadet ne kadar mantıklı?

devam edelim; siz matematiği bu dinin tanrısına atfederseniz bu dinin tanrısı hangi mantıkla; elçime inanmayanı yakarım kaynar suda haşlarım sonsuza kadar onlar cehennemde kalacak diyor?

bana kurduğunuz mantıkla çelişmeden bu soruyu cevaplayınız?

- Elbiss'in yazdıklarına bak mesela. "Dinayet'in belirttiği haliyle örtmek lazım" diyor hala.

Yakmayı haşlamayı bırak. Ortalama Müslüman gelmiş ve sana cevap yazıyor. Oku: "Dinayetin belirttiği şekilde örtmek lazım. İleri demokrasi lazım. AKP / Tayyip lazım" filan diye geziyor.

Sen "Haşlamaktan" bahsediyorsun.

Geç bunları: "Baş örtüsü iğrenç bir yanlış anlamadır" diyemiyor.

"Yakma" konusu da aynı. Altı boş tamamen. Bana sağlam bir şey getir bende cevap vereyim. Bu ne şimdi.

Ben sadece başörtüsü olayının mantıksızlığından söz ediyorum. Sen "ateistim" diyorsun. Birazdan "Ama hayır, örtmek sevaptır" filan diyeceksen ben senle tartışamam bu saate. Kusura bakma :)

eyvallah dostum. ama şunu bil ki bana isnattan başka birşey değil iyi anlamamak üzerine yazdıkların. yanlış anlama inancın gereği böylesin böyle olmak zorundasın (iyi niyetinden şüphem yok yani)

yıllarımı verdim ben bu dini anlamaya.

sözde teoloji ve hakikat iddiası altına gizlenen islam öğretileri; gerek diğer insanlara gerekse diğer din ve inançlara karşı; isnat,hatta iftira,yaftalama,ötekileştirme,kötüleme,karalama doludur.

- Konu yine saçma sapan yerlere gidiyor.

Ben başörtüsü konusuna odaklanıyorum. İslam'da "mahrem yerini örteceksin" diyor. Plajda denize şemsiye ile gireceksin demiyor.

BU konuda anlaştık. Şİmdi "diğer dinleri karalama var" diyorsun. Bende sana şunu söylüyorum.

Olayın en başında "mantıklı olamam" diyorsun. Mantıklı olamazsan bir şey diyemem ki. Kendini patlat o zaman. Terörist ol. İŞİD ol.

Benim kast ettiğim meseleyi tamamen gözardı edip saptırıyorsunuz. Bunu daha önce de yaptılar.

Ben "Öyle bir örtünme biçimi yok" diyorum. Siz "Diğer inançlara saygı yok" diyorsunuz. Bütün tarihsel gerçekleri gözardı ederek.

BU ciddi bir tartışma olamaz.

Başörtüsü konusunun yanlış anlaşıldığını kabul ettiniz. Ciddi ciddi soruyorsanız. diğer dinlere tolerans göstermemenin de yanlış yorumdan, yani Tanrı'dan değil, insandan kaynaklandığını zaten söyledim sayılır.

Yani dikkatli okuyun biraz.

arkadaslar oncelikle merhaba herkese,
islam evreni anlamlandirmakta 21.yuzyilin modernist yaklasimi nazarinda sinifta kalmis ve boylece diger tum mitler gibi tarihteki yerini yeni/revüze edilmiş işlevsel inanclara birakacak bir olgudur bence cokta abartmamak gerekir zira insan akli cok inanc eskitmistir

- Ben böyle bir şey söylemedim. Tersini de söylemedim.

Sadece şu anki haliyle başörtüsü sevdasının İslam ile alakası olmadığını, hatta artık kültürel bir olgu bile olmadığını, tamamen siyasal bir hareket ya da bilinçsizlikten kaynaklanan bir hareket olduğunu söyledim.

İslam dininde kadın bedeni ile ilgili böyle bir saplantı yoktur. Bu saplantı insan kaynaklıdır. Din ile de alakası yoktur.

Konuyla alakasız şeyler yazıyorsunuz.

Kime göre neye göre geride kalmış senin şahsi düşüncen bizim düşüncemize göre İslam oldukça uzun medeniyetler yaşamış bir süreç içerisindedir ki buna en yakın örnek 600 yıllık Osmanlı İmparatorlugunun adalet içinde hüküm sürdüğü İslamiyetin en ALTIN yıllarını yaşadığı süreçler diyebiliriz Pencerenin neresinden baktığınla ilgili bir durumdur..

- Tarih bilginiz de çok kıt. İslam uygarlığı, Orta çağ boyunca Batı'Nın "daha ileri olan" uygarlığı idi. Da buna "altın çağ" diyemeyiz. "Altın çağ" belki üç halife dönemi filandı. O dönemde Bizans + İslam dünyası başabaş gidiyordu. Ama salgınlar, Moğol istilası, saray entrikaları filan vardı.

Yani mantıklı konuşalım.

Diğer mesaj: Konumuz bu değil. Ciddi ciddi konunun suyunu çıkartıyorsunuz.

Ben Başörtüsü salgınının siyasi ve gösterişe dayalı bir olay olduğunu söyledim. Bunu savunuyorum. Bunu tartışalım.

+ Yakın Zamanda İstanbul'un Fatih / Eyüp semtlerinde dolaştım. Süleymanie caminin orada sorun başörtüsü bile değil. Çok eşlilik filan başlamış. Afganistanlı mollalara özenen tipler var. Cüppeli sarıklı bir takın insanlar var. Yabancı sandım ama Türkçe konuşuyorlar. "Sakal peygamberin farzıdır" konusuna inanan var.

Buyrun bakalım.

Ben bunu tartışıyorum. Diyorum ki plajda, adam kendisi slip mayo ile denize giriyor (islama göre erkekler de göbek artı dizlerinin altında kadar giyinik olmalıdır) adam kendisi normal giyiniyor. Kız arkadaşı / karısı başörtü mayo giyiyor.

Ben bunun sebebini soruyorum. Sİz bana "Allah var mıdır?" diyorsunuz. Ben kimseye Tanrı var ya da yok demedim.

Gelin çok eşliliği tartışalım. Tamam o zaman. "Çok eşlilik iyi bir şeydir" deyin o zaman. Bir yoruma göre o da İslamda var. Çok eşlilik de olsun mu?

(Açık açık tartışıyoruz yani)

Şalvarla denize giriliyor. Tamam. O zaman çok eşlilik de İslamda var. O da olsun?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst