Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
kavramlarda ortaklaşma?!

doğaya yabancılaşmanın ne olduğunu açıklamıştım. bir kez daha yineleyeyim. doğada salt olarak var olmayan mesela bardak,çanak çömlek...bunların hepsi kültür kapsamında değerlendirilen olgulardır ve kimine göre doğaya bir katkı olarak değerlendirilmektedir.

kavramda ortaklaşma ise çok ayrı bir olgudur. bu sizce mümkün müdür?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
kavramlarda ortaklaşma?!

doğaya yabancılaşmanın ne olduğunu açıklamıştım. bir kez daha yineleyeyim. doğada salt olarak var olmayan mesela bardak,çanak çömlek...bunların hepsi kültür kapsamında değerlendirilen olgulardır ve kimine göre doğaya bir katkı olarak değerlendirilmektedir.

kavramda ortaklaşma ise çok ayrı bir olgudur. bu sizce mümkün müdür?

Kavramlar evrenseldir. Burada bahsedilen ortak nokta, o kavrama verilen anlam, icerik ve ifadenin ortakligidir.

Mesela dogaya yabancilasmak, ortaya bir dogallik kendiligi koymaya baglidir. Bu da mumkun degildir, cunku dogayi ortaya anlam, icerik ve ifade olarak koyan insanogludur. Bu temelde yabancilasmak, sadece insanoglu icin gecerli olur. Cunku kendisini ortaya koyacak olan ve buna yabancilasacak olan yine kendisi olacaktir.

Iste zaten bu temelde olmasi gereken numenal yeti ortada yoksa, insanoglu zaten insanliga yabancidir.

Senin dedigin ancak insanoglunun dogadan kendini korumasi ve dogadan yararlanmasi ve dogayi kendince degistirmesi, islemesi v.s. olur.

Ayrica doganin kendi yasami yokki, buna yabancilasilsin? Sadece doga da yasam suren varliklarin yasami var.
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Bence, once kavramlarin anlam ve iceriginde bir ortaklik kurmak gerekir.

"Dogaya yabancilasmak" ne demektir ve kim/ne icin yabancilasir ve neden onun icin gecerlidir?
Doğaya yabancılaşmak, varlığınızın sürmesi için" doğaya mecbur olduğunuz "gerçeğinden uzaklaşmaktır.. İnsan bedeni doğal elementlerden oluşur.Doğadan beslenir.Teknoloji üretmesi, ürünü arttırması, felsefe/bilim/sanat üretir olması onu doğaya üstün kılamaz çünkü doğa-dışı bir yaşamda var edemez kendini..Yabancılaşma, kendisinin de bir parçası olduğu doğanın "üstünde/egemen" olduğu algısıyla/yanılgısıyla başlar..Böylece hem doğaya, hem doğallığına(kendisine) yabancılaşma başlar..Obezite, kısırlık, zeka geriliği..vakalarındaki küçümsenmeyecek artış, incelip 0 beden olmak için yapılan abuk sabuk rejimler...hormonlu gıdalar, doğal yollardan üretilmeyen/beslenmeyen hayvanların besin olarak tüketilmesi..., bu kopuşun basit gözlemlerindendir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Doğaya yabancılaşmak, varlığınızın sürmesi için" doğaya mecbur olduğunuz "gerçeğinden uzaklaşmaktır.. İnsan bedeni doğal elementlerden oluşur.Doğadan beslenir.Teknoloji üretmesi, ürünü arttırması, felsefe/bilim/sanat üretir olması onu doğaya üstün kılamaz çünkü doğa-dışı bir yaşamda var edemez kendini..Yabancılaşma, kendisinin de bir parçası olduğu doğanın "üstünde/egemen" olduğu algısıyla/yanılgısıyla başlar..Böylece hem doğaya, hem doğallığına(kendisine) yabancılaşma başlar..Obezite, kısırlık, zeka geriliği..vakalarındaki küçümsenmeyecek artış, incelip 0 beden olmak için yapılan abuk sabuk rejimler...hormonlu gıdalar, doğal yollardan üretilmeyen/beslenmeyen hayvanların besin olarak tüketilmesi..., bu kopuşun basit gözlemlerindendir.

Peki sence bu aciklaman temelinde, "dogaya donus" ne oluyor? Ya da dogaya donus ile, kendi insanligina donus farkini nasil aciklarsin?

Insanoglu dogal zihniyeti ile dogaya mi, yoksa kendine mi yabancilasiyor?, numenal yeti kullanimi bu temelde ne demektir?, numenal yeti kullanimi ile dogaya donus nasil saglanir?
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Peki sence bu aciklaman temelinde, "dogaya donus" ne oluyor? Ya da dogaya donus ile, kendi insanligina donus farkini nasil aciklarsin?

Insanoglu dogal zihniyeti ile dogaya mi, yoksa kendine mi yabancilasiyor?, numenal yeti kullanimi bu temelde ne demektir?, numenal yeti kullanimi ile dogaya donus nasil saglanir?

Bence, numenal yetinin nihai amacı ,farkındalık yaratarak (bunun evrimsel mi devrimsel mi, bireysel mi toplumsal mı, ..olduğunu bir tarafa bırakıyorum) doğal zihniyete sonradan eklemlenen hastalıklardan arındırılıp, saf doğal zihniyete doğru geri dönüş yolculuğumuzu başlatmaktır...Burada doğrusal değil, dairesel/döngüsel bir yol haritası sezinliyorum..Yani bir tür "kendine-ve doğaya- dönüş"..Bu ,dönüş arzusu olarak da kalabilir..Çok geç kalınmış olabilir demek istiyorum..Bu gün yedi milyarıncı bebek doğmuş dünyaya..Yerkürenin yükü çok fazla..
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
doğaya dönüş hala mümkün. başka bir dünya hala mümkün. düşünsel olarak insanın varmış olduğu düzey bunu görebilecek, irdeleyip sonuç alabilecek bir noktaya gelmiştir. ve bir şey daha, geriye dönüş asla mümkün değildir; zamanda yolculuk hayalden öteye bir şey değil...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Bence, numenal yetinin nihai amacı ,farkındalık yaratarak (bunun evrimsel mi devrimsel mi, bireysel mi toplumsal mı, ..olduğunu bir tarafa bırakıyorum) doğal zihniyete sonradan eklemlenen hastalıklardan arındırılıp, saf doğal zihniyete doğru geri dönüş yolculuğumuzu başlatmaktır...Burada doğrusal değil, dairesel/döngüsel bir yol haritası sezinliyorum..Yani bir tür "kendine-ve doğaya- dönüş"..Bu ,dönüş arzusu olarak da kalabilir..Çok geç kalınmış olabilir demek istiyorum..Bu gün yedi milyarıncı bebek doğmuş dünyaya..Yerkürenin yükü çok fazla..

Iyide, dogal zihniyete eklenen degil, kendisi zaten kok ve yapi olarak ve de isleyis olarak sorun.

Yalniz ben hala, doga ile insanoglunun dogalligi farkini algilayamadim.

Insanoglunun dogalligi mi dogaya donus, ozaman doganin dogalligi ne demektir?

Ya da doganin dogalligi mi, yoksa doga bunyesinde yasam surenin dogalligi mi soz konusu, bu ikisi ayni mi, farkli ise fark nedir?

Birde "saf" eklentisi yapmissin, bu eklenti ile vurguladigin nedir?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
doğaya dönüş hala mümkün. başka bir dünya hala mümkün. düşünsel olarak insanın varmış olduğu düzey bunu görebilecek, irdeleyip sonuç alabilecek bir noktaya gelmiştir. ve bir şey daha, geriye dönüş asla mümkün değildir; zamanda yolculuk hayalden öteye bir şey değil...

Konu zamansal degil ki, konu beyinde yer etmis ve insanoglunu insanlasstirmasyan verilerden, cikarsama,curutme ve yanlislama yoluyla arinmak ve kurtulmak. Bu da dogaya donus degil, insanoglunun dogalligina donustur, yani yeni dogan bebek misali. Iste bundan sonrada zihniyet birikimi dogal degil, bilincli vefarkinda olarak insansal gelisir.

O yuzden doganin bir icerigi olmadigi icin, ancak doga bunyesinde yasam surenin kendi dogalligi soz konusudur bu da insanogluna gore bir algi ve bilgi konusudur.

Yoksa doganin kendi kendini ortaya koyan bir anlam ve icerigi ve de dogalligi yoktur. Doga kavrami da, bu kavrama verilen her turlu dogallik icerigi de insanoglunun ortaya koyumudur. Ustelik doganin da bu veriden bir haberi yoktur, veri sadece insanoglu tarafli bir monologdur.
 

glsezinrs

Yeni Üye
12 Ara 2010
1,358
0
0
64
Yoksa doganin kendi kendini ortaya koyan bir anlam ve icerigi ve de dogalligi yoktur. Doga kavrami da, bu kavrama verilen her turlu dogallik icerigi de insanoglunun ortaya koyumudur. Ustelik doganin da bu veriden bir haberi yoktur, veri sadece insanoglu tarafli bir monologdur.

Diyalogdur, eğer dilini öğrenir ve dinlerseniz..
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
insan tanımladığı için, kavramlaştırdığı için; insan düşündüğü ve bu yetisini geliştirdiği için değil var olandan anlamlı sonuçlar çıkartabildiği için düşüncesi ile olanı etkime gücüne sahiptir. tüm insanların bir şekilde yok olduğunu düşünün, doğa, evren yok mu olacak?! düşünce tek başına hiç bir şey değildir ve hiç bir şeyi yaratamaz. insanın insanlaşması ve kendini yaratması düşüncenin bir ürünü de değildir. düşünce maddeden bağsız olmadığı gibi onu etkilemeyi de yine maddenin içindeki değişim, dönüşüm ve varlığı çözümlemesi ile olanaklıdır. bilgi tek başına hiç bir şeyi açıklayamaz.

doğaya dönüş metinde anlaşılır bil dille açıklanmıştır. öyle olduğu halde öküz-altında-buzağı aramnın da bir anlamı var mıdır bilemiyorum!
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
insan tanımladığı için, kavramlaştırdığı için; insan düşündüğü ve bu yetisini geliştirdiği için değil var olandan anlamlı sonuçlar çıkartabildiği için düşüncesi ile olanı etkime gücüne sahiptir. tüm insanların bir şekilde yok olduğunu düşünün, doğa, evren yok mu olacak?! düşünce tek başına hiç bir şey değildir ve hiç bir şeyi yaratamaz. insanın insanlaşması ve kendini yaratması düşüncenin bir ürünü de değildir. düşünce maddeden bağsız olmadığı gibi onu etkilemeyi de yine maddenin içindeki değişim, dönüşüm ve varlığı çözümlemesi ile olanaklıdır. bilgi tek başına hiç bir şeyi açıklayamaz.

doğaya dönüş metinde anlaşılır bil dille açıklanmıştır. öyle olduğu halde öküz-altında-buzağı aramnın da bir anlamı var mıdır bilemiyorum!

Insanoglu olmayinca varlayan olmayacak. Olan bir canli turu varsa, bu da sadece ona ait olacak. Bir olu icin doga ya da evren var mi? Dusunce kavrami yaratir, inanci yaratir, ideolojileri yaratir, etigi yaratir, metafizigi yaratir v.s.

Dusunce kisinin beyni olarak bagimsiz olmayabilir, ama; bir dusuncenin ortaya konduktan sonra oznesi ve vucudu yoktur. Eger dusunce o dusunceyi ortaya atan vucut ve ozne ile birlikte olse idi,bugun tarih olmaz ve tarihi karakterler bugune tasinamazdi.

"okuz altinda buzagi aramak" belki buzagiyi buldugunu sanan icin gecerli olmayabilir. Unutmamak gerekir ki, her beynin her konuya bakis acisi kendi duzeyindedir. Birisini tatmin eden bir konu baskasini etmeyebilir.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
öyle olmadığı kesin ve fakat insan yaşadığı, var olduğu ekolojiyi düşünmeden yaşamayı sürdürecek ise kendi bindiği dalı kesen konumuna düşecektir. doğa-ana tüm canlıları ve insanı beslemeyi biliyorsa insan onun kendine bahşettiği bu güzelliği hoyratça tüketme lüksüne sahip olamayacaktır. en azından olmaması gerektiğini düşünecek kadar insan olmayı başarmalıdır ki var-olabilsin...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Diyalogdur, eğer dilini öğrenir ve dinlerseniz..

Kusura bakma, ben bir tek insanoglunun konustugu dili biliyorum. Baska bir turun ya da insandisi bir fenomenin dilini bilmiyorum.

Bilseydim, ben de peygamber gibi Allah ve insanoglu arasinda dialog kurar, baska bir gucun dediklerini insanogluna Kuran'daki gibi ileterek insanoglu ve insandisi bir guc arasinda tercumanlik yapardim. Aslinda fena da meslek degil, cunku mesleklerimden biri olan tercumanligi sadece insanoglu bunyesinde yapiyorum.

Ayrica insandisi olan her turlu algiladigim fenomen adina da ahkam kesmek gibi, ya da teleolojik bir icerik aramak gibi bir dusuncem yok. Benim icin tek bir numenal yeti sahibi vardir, o da epistemolojik olarak insanogludur. Ileride baska bir turun canlisi ile ortak bir dil gelistirebilirsek, o zaman insanoglunun alternatifsizligi ortadan kalkar.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
bilim insanlarının bazıları yıllarını vererek maymunlarla konuşmayı başarabiliyorsa diyalog sadece insan türüne ait değildir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bilim insanlarının bazıları yıllarını vererek maymunlarla konuşmayı başarabiliyorsa diyalog sadece insan türüne ait değildir.

Maymunlarla konusmayi basarmak, tek tarafli insanoglunun algisidir. Yani maymun insanoglu eliyle ogrenmektedir. Yoksa insanoglu maymun gibi algilayamaz. Bu ayni bebek ve cocuk gibidir, bebek ve cocuk ta ailesinden, okuldan, cevreden ogrenir ve zaten bu ogrendigi onu kendine yabancilastirir. Yarin da maymun insanoglundan ogrendikce kendine yabancilasacaktir. Papaganada bir seyi ogrettiginde aynisini soyler, ama; ne soylediginin ne oldugunun bilgisinde ve bilincinde degildir. Sadece tekrar eder.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
maymunlar edimlerinde bilinçli davranışlar gösterebilmektedirler. onların yetilerinin insan türü kadar gelişmemiş olması gelişmeyecekleri anlamına gelmez. diyalog sadece dil üzerinden yürütülen bir süreç değildir. konuşmasını henüz bilmeyen bebek ile ve hatta cenin ile diyalog mümkündür ve bu metafizik bir süreç değildir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
maymunlar edimlerinde bilinçli davranışlar gösterebilmektedirler. onların yetilerinin insan türü kadar gelişmemiş olması gelişmeyecekleri anlamına gelmez. diyalog sadece dil üzerinden yürütülen bir süreç değildir. konuşmasını henüz bilmeyen bebek ile ve hatta cenin ile diyalog mümkündür ve bu metafizik bir süreç değildir.

Ben oyle bir sey demedim. Sadece bir canli turunun baska bir canli turu ile sadece ona endeksli gelismesi, o canli turunu kendine yabancilastirir oldugunu soyledim.

Cunku ortada bir dialog yoktur, bir monologun baska birine iletimi, ogretimi vardir.

Bebek ile olan dialog degildir, bebegin sorununu deneme&yanilma yoluyla anlamaya calismaktir. Cunku ortada ayni dil yoktur ve dialog da yoktur.

Eger insanoglu zaten dialog kurabilseydi, bunu oncelikle kendi turu arasinda basarirdi. Insanoglunun dili de emirsel ve monologdur. Iste iki kisi ayni dil temelinde kendi monologlariyla dialog kurmaya calismaktadir. Ama her birinin her bir kullanilan kavrama her bir yukledikleri kendi duzeylerince farklidir.

Yoksa demokrasi demokrasi olsa, bir fasist ile bir sosyalist demokrasi de anlasirdi.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
ben de tam tersini söylüyorum.

denek av köpeğine öğretildiği gibi avlanan ördekleri olduğu haliyle getirmesi öğretilmiş ve her keresinde bu şekilde davranış göstermiş. şartlı refleks diyeceksiniz. ancak ötesi var ve yaşanılan bilimsel makalelere konu olan bir örnektir. avcı iki ördeği aynı anda vurmuş ördeklerden biri canlı ve yaralı imiş. yaralı ördek uzaklaşmaya başlamış. av köpeği cansız ördeği alıp getirmek için meyil etmiş ve fakat diğerinin hareket halinde olmasından dolayı bundan vaz geçmiş ve canlı ördeği ilk kez olduğu haliyle değil/öldürmek suretiyle yakalamış ve her iki ördeği de bu şekilde getirmiş. köpek bir tercih yapmış aslında...şartlı refleksten öte bir edimdir bu.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
ben de tam tersini söylüyorum.

denek av köpeğine öğretildiği gibi avlanan ördekleri olduğu haliyle getirmesi öğretilmiş ve her keresinde bu şekilde davranış göstermiş. şartlı refleks diyeceksiniz. ancak ötesi var ve yaşanılan bilimsel makalelere konu olan bir örnektir. avcı iki ördeği aynı anda vurmuş ördeklerden biri canlı ve yaralı imiş. yaralı ördek uzaklaşmaya başlamış. av köpeği cansız ördeği alıp getirmek için meyil etmiş ve fakat diğerinin hareket halinde olmasından dolayı bundan vaz geçmiş ve canlı ördeği ilk kez olduğu haliyle değil/öldürmek suretiyle yakalamış ve her iki ördeği de bu şekilde getirmiş. köpek bir tercih yapmış aslında...şartlı refleksten öte bir edimdir bu.


Benim belirtmek istedigim, mesela bu yukaridaki ordekler ile ilgili anlatim, algi v.s. sadece insanoglu taraflidir. Burada insanoglu ordegi gozlemler ve kendi algisini dile getirir. Yani ordegin bu anlatimdaki tek rolu,insanogluna bir gozlem vermektir.
 

Nejdet Evren

Yeni Üye
19 Ağu 2008
3,589
179
63
61
benim söylediğim ise insanoğlu bunu gözlemlemeseydi de diğer türlerde şu anda var olduğu gibi bir diyalog, iletişim ve tercihler var olduğudur. bunu keşfetmek insanoğluna bir ayrıcalık bahşedebilir; şöyle ki, onu kullanmayı başarmasını sağlar vr fakat onu anlaması için yeterli deildir. insan türü tüm gelişmişliğinden övünç duyabilir, haklıdır da. ve fakat insan türü diğer tüm türleri de anlamayı denediğinde kendinin de onlarla değiştiğini, canlılık kazandığını görecektir. kısacası insanoğlu denilen bu tür salt kullanan olmayacaktır ve vahşetine son vermesi gerektiğini öğrendiğinde "doğaya dönüş" yolculuğuna başlayacaktır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst