AN'I YAŞAMAK

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Adem tarafından oluşturulan AN'I YAŞAMAK başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,436 kez görüntülenmiş, 227 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı AN'I YAŞAMAK
Konbuyu başlatan Adem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan dragon

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
neyse hadi bu senin dediğin gibi olsun, peki Allahın bazı şeyleri yanlış bilmesi ile ilgili ayetlere ne diyeceksin Adem, dünya bilgimizle çelişen birçok ayet var mushafta.. bunu nasıl bir metodla anlıyorsun ?

Kuran - ı Kerimde yanlış olan herhangi bir şey yoktur.

Hangi yanlıştan bahsettiğini açıklarmısın ?

Teoloji yapmışsın , mushafta böyle demiyor, inanmayana sonsuz cehennem diyor. açık ve net

İnanmayana sonsuz cehennem konusunu açıklamaya çalışmıştım.

Ahiret alemine , kendi hakikatini bulamadan ( iman edip gerçeği bulamadan ) giden insan , kendisine verilen güçlerin tamamını kullanabilme yeteneğine artık ulaşamayacaktır.

Bu durumda insan , ahiret aleminde kendi sevdiği ve alıştığı bir ortamını kendisi oluşturamayacak , dolayısı ile bir CENNET hayatından MAHRUM kalacaktır...

Bu ise EBEDİ cehennem demektir.

Bunu ormana düşüp , tek başına yaşama eğitimi almamış bir insan örnegi ile açıklamaya çalışmıştım.

İslam , her insan için çalışıp kazandığından başkasının olmadığını bize bildiriyor.

Çalışıp kazanılacak şey nedir ?

HALİFE özellikleri taşıyan insanın , YARATICI nın isim ve sıfatlarını kendisinde ortaya çıkarabilmek için gerekli çalışmaları yapmasıdır.

İnsan dünyaya kendisinde bulunan bu özellikleri unutarak gelmiştir ve bunları hatırlaması için çalışması , doğru bilgi ve inanç sahibi olması gerekir.

Örneğin ALLAH ın MUDİLL ismi vardır. Dalalete düşüren , yani yanıltan anlamında.

İşte insan , kendisinde ALLAH ın MUDİLL ismini ortaya çıkartıp , HADİİ ( doğru yolu gösteren ) ismini geri bırakmışsa dalalete düşer , kendi kendisini yanıltır. Tabi insan aynı zamanda kuldur , ve dalalete düşen kuldur.

Yine ALLAH ın MUAZZİP (azap eden ) ismini ortaya çıkartıp , ER RAHMAN ( merhamet eden ) ismini geri bırakmışsa kendisine ve tüm aleme , elinden gelen azabı yapar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
bende senin gibi savunurdum dinimi eskiden.

Bu arada ben dinimi savunmaya çalışmıyorum , buna gerek yok.

Sadece EL HADİİ ismini açığa çıkartmaya çalışıyorum ...
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Kuran - ı Kerimde yanlış olan herhangi bir şey yoktur.
Hangi yanlıştan bahsettiğini açıklarmısın ?
Yanlış olan şey yokmuş..muş. Miras pasajları, dövme tavsiyesi, insanları hür, köle ve kadın diye ayırması, tarafgirlik yapılması, savaşa teşvik, dinsiz imansızlar ve kendinden olmayanlara hakaretler ve tehditler savrulması, erkeĝin üstün görülmesi vs. vs. vs. Yanlışlar saymakla bitmez.
İnanmayana sonsuz cehennem konusunu açıklamaya çalışmıştım.
Açıklayamazsın demiştik. Açıklayamadın da!

Ahiret alemine , kendi hakikatini bulamadan ( iman edip gerçeği bulamadan ) giden insan , kendisine verilen güçlerin tamamını kullanabilme yeteneğine artık ulaşamayacaktır.
Hakikati bulmak, iman etmek deĝil. Yani daha ilk cümlen şimdiden güme gitti.
Bu durumda insan , ahiret aleminde kendi sevdiği ve alıştığı bir ortamını kendisi oluşturamayacak , dolayısı ile bir CENNET hayatından MAHRUM kalacaktır...
Zırva.
Bu ise EBEDİ cehennem demektir.
Yine zırva, çünkü insanların özgürce yaşamasına izin vermiyor, kendine tapılmıyor diye kafasına göre cezalandırmak istiyor senin tanrın. Yani ortada kindar bir tutum var.
Bunu ormana düşüp , tek başına yaşama eğitimi almamış bir insan örnegi ile açıklamaya çalışmıştım.
Yine açıklayamadın, çünkü hayal dünyandakilerin gerçeklerle hiç ilgisi yok.

İslam , her insan için çalışıp kazandığından başkasının olmadığını bize bildiriyor.
Çalışıp kazanılacak şey nedir ?
HALİFE özellikleri taşıyan insanın , YARATICI nın isim ve sıfatlarını kendisinde ortaya çıkarabilmek için gerekli çalışmaları yapmasıdır.
İnsan dünyaya kendisinde bulunan bu özellikleri unutarak gelmiştir ve bunları hatırlaması için çalışması , doğru bilgi ve inanç sahibi olması gerekir.
İnsanları hayali bir varlıĝın kölesi olması gerektiĝi zırvasına sen inanabilirsin ancak bizlerin bu kadar aptal olduĝunu bekleme. İnsanlar ne elde ettilerse, hepsini kendi imkanları dahilde yaptılar. Bilim ve teknoloji insanların sayesinde buraya kadar geldi. İnsanların ömrü bilim sayesinde uzadı. Bunda senin taptıĝın tanrının hiçbir payı yoktur.

Kimbilir, gün gelecek belki ölüme bile çare bulacaklardır. Ol(a)maz deme, çünkü 100 sene evvel imkansız denilen şeyler, günümüzde olaĝan/sıradan hâle geldiler.

Mesela 3D yazıcılar var, bununla organların yapay olarak üretilmesine başlandı. Bu yönde büyük başarılar ve ilerlemeler var. Bu teknolojinin 100, 200, 500 sene sonra varacaĝı noktayı hayal edebiliyor musun?
Kemik, burun, kulak, böbrek, kalp derken, kimbilir belki insan beynini kopyalamanın bir yolunu bulacaklar.

Sen hayal etmesini seversin, biraz da bu yönde dene. Mesela yapay zeka diye bir şey var. Daha çok seyler var, hepsi insanlar sayesinde oldu. Bilgilerine bilgi kattılar ve daha yolun sonuna gelinmedi. Bunun için ne dine ne de tanrılara ihtiyaç duydular. İşte tam bu nedenle dindarların bir kısmı bilime düşman hâle geldiler.
Örneğin ALLAH ın MUDİLL ismi vardır. Dalalete düşüren , yani yanıltan anlamında.
İşte insan , kendisinde ALLAH ın MUDİLL ismini ortaya çıkartıp , HADİİ ( doğru yolu gösteren ) ismini geri bırakmışsa dalalete düşer , kendi kendisini yanıltır. Tabi insan aynı zamanda kuldur , ve dalalete düşen kuldur.
Taptıĝın tanrıya lanse edilen tüm isimleri insanlar uydurdu. Senin tabirinle, hepsi insani. Yani resmen kendi kendini kandırıyorsun.
Yine ALLAH ın MUAZZİP (azap eden ) ismini ortaya çıkartıp , ER RAHMAN ( merhamet eden ) ismini geri bırakmışsa kendisine ve tüm aleme , elinden gelen azabı yapar.
Ortaya çıkan bir şey yok. İtiraf ettiĝin gibi bizzat tanrın insanlara azap/eziyet ediyor, onların birlik beraberlik içinde yaşamasını istemiyor, onları tehdit ediyor, onların birbirleri ile savaşmasını istiyor, kast sistemi gibi üçe ayırıyor (hür, köle, kadın) vs.
Yani atıp tuttuĝun gibi eziyeti kendi kendimize yapmıyoruz, bilakis emir/dayatma/zorlama yukarıdan geliyor. İnkâr etme, çünkü İslam dini kayıtsız şartsız bir teslimiyet bekler. Tapacaksın, buna mecbursun. Sadece bu önemli bu din için. Bu nedenle ha bire tekrarlayarak açıklayamazsın, çünkü mantıkla açıklanabilecek bir şey yok ortada.
Peki, ne var?
Tapınma var.
 
Son düzenleme:

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Bu arada ben dinimi savunmaya çalışmıyorum , buna gerek yok.
Yok devenin nalı!
Elbette savunuyorsun.
Aylardan beri burada yemek veya çorba tariflerini(!) yazdıĝını iddia etmeyeceksin herhalde.:D
Yahu bir kere de doĝruya doĝru, dersen, bir yerin mi eksilecek?

Sadece EL HADİİ ismini açığa çıkartmaya çalışıyorum ...
Senin ne kadar bilgi birikimin var ki, millete göya doĝru yolu gösterme veya onlara rehberlik etme derdine düştün?
Sen bunu yapmaktan ziyade, müslüman inancın doĝrultusunda kafanda kurguladıĝın dinsel masalları anlatıyorsun. Bu arada Said Nursi edebiyatı yapmaya yelteniyorsun.
Artı; El Hadii kavramı da insanidir, bunu unutma.

Senin yaptıĝın din güzellemeleri havanda su dövmekten öteye gitmiyor. Çünkü tek taraflısın ve diĝer tüm dinleri kââle almıyorsun.

Bak, taptıĝın tanrı ne diyor: "Şüphesiz, Allah, iman edenleri dosdoğru bir yola yöneltir." (Hac pasajı, 54. cümle)
Ferman çıkmış bir kere. Kendinden olmayanların (dinsiz imansızların, gavurların, müşriklerin, kâfirlerin vs.) doĝru yolu bulmaları imkansız. Bu nedenle başkalarını suçlamayı bırak artık.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bu başlıkta yeterince birbirimizi anladık gibi arkadaşlar bu nedenle kısır döngüye girmeden yeri geldikçe başka başlıklarda devam ederiz diye cevap hakkımı kullanmıyorum.. sevgiler..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Öbür başlıkta BİLINEMEZ olandan bahsetmiştik...

Bilinemez olanın , bilinemez oluşu eğer varlığın bilinemez yönüne bakıyorsanız yine BİLİNEMEZ dir..

Ancak bilinebilirlik alemi , BİLİNEMEZ olan tarafından , bir şekilde VAR edilmiş , her şey yerli yerinde , akıl ve mantıkla birbirine bağlanmış , zaman , mekan olusturulmuş , belli bir düzende akıl ve mantık kaideleriyle birlikte , alemin işleyişi için , kanunlar konularak , KAOS değil bir düzen meydana getirilmiştir.

Yerçekimi , termodinamik kanunları , akıl ve mantık kaideleri vs...

Bu arada BİLINEMEZ olan da , akıl ve mantık kaideleri ile bu alemde BİLİNEMEZ olarak bilinebilir olmuştur.

O halde biilnebilirlik aleminde akıl ve mantık kaideleri mutlak geçerli iken , bilinemezlik aleminde geçersizdir.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Yani gördüğümüz alemde , bu iki alemin birlikte yaşandığını , bilinmezlik aleminin bilinirlik aleminde yerini BİLINMEZ olarak bilinmesi şeklinde aldığını görüyoruz...

Gördüğünüz her varlığın iç yüzünü araştırdığınızda , sebepler zincirinin sonuna ulaşılamayacağını , ve her şeyin sebebinin en sonunda bilinmeze uzanacağını görürüz.

Örneğin insan , kendi aklını düşünse , aklı oluşturan sebebin beyindeki elektro kimyasal olaylar olarak görecek , elktro kimyasal olayların da sebebi şudur diyecek en sonunda da BİLİNMEZ e ulaşacaktır.

Bunu tüm varlık ve oluşlar için genelleyebiliriz...
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Bilinmezlik aleminin hiç bir kuralı , hiç bir sınırı ve hiç bir tanımı olmadığından O alem bize gizliliği açık (EZ ZAHİR) olacak şekilde GİZLİ dir.

Yani biz O nun sadece gizli (EL BATIN) olduğunu biliriz.

Ayrıca biliriz ki , her şeyin sebebi O dur...
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
İşte insan , kendisine baktığında , bilinmeyen bir yerden gerçek mahiyeti bilinmeyen düşünceler , fikirler akıp durmakta olduğunu görür...

Ama öyle bir akış ki bu , her düşünce bilinen bir varlığa işaret ederken , başka bilinen bir varlıkla ilişkisi ortaya çıkar derken onunda diğer varlıkla bağı olduğunu görürüz.

Her varlık bir diğeri ile muhakkak bağlıdır.

Eğer öyle olmasaydı bir düzen nasıl meydana gelebilir , yeryüzünde cari olan fizik , kimya , mantık kaideleri nasıl yürürlükte olabilirdi ?

İnsan şöyle kendisine bir baksa nerede olduğunu bilebilir mi ?

Evet , ben falanca şehrin falanca mahallesinde evimin odasında oturuyorum diye cevap veren biri kendisini bir bedenden ibaret görmektedir.

Ben , dediği bedenidir....

Bu bedende olan ve BEN in bu bedenden ibaret olduğunu düşünen acaba kimdir ?

Akıl mı ?

Beyin mi ?

Kimsenin kendi beynini görmesine , bilmesine imkan var mıdır ?

Onu da geçelim , o beyne acaba "KENDİ BEYNİM" diyen kimdir ?
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
@Adem
Sen de haklısın, orada kapı gibi kalp varken, beynin lafı mı olurmuş,
Bilinmezlik aleminin hiç bir kuralı , hiç bir sınırı ve hiç bir tanımı olmadığından O alem bize gizliliği açık (EZ ZAHİR) olacak şekilde GİZLİ dir.

Yani biz O nun sadece gizli (EL BATIN) olduğunu biliriz.

Ayrıca biliriz ki , her şeyin sebebi O dur...
Bilmiyorsun, öyle olduĝuna inanıyorsun. Halbuki var olduĝu iddia edilen tanrı(lar) hakkında hiçbir şey bilmiyoruz, çünkü onlar hakkında bizlerden baĝımsız hiçbir bilgi bize sunulmadı. Piyasadaki tüm bilgilerin kaynaĝı biz insanlarız.
Tanrıların nasıl olması gerektiĝine biz karar veriyoruz. Niyahetinde onları kukla gibi biz oynatıyoruz.

Tanrı hususu hakkındaki bilgilerin direkt ondan kaynaklandıĝını ispatlayamazsın. Yapabileceĝin tek şey, kendi hayal gücünü kullanarak aklına gelenler olacaktır. Yani inanç(!) döngüsünün dışına çıkamazsın, bu nedenle ısrarla "biliyoruz, biliriz" kavramlarını kullanma çabaların, çok yanlış bir tutum.

@Adem, keşke azıcık baĝımsız ve tarafsız bakmaya çaba göstebilsen, bunun böyle olduĝunu anlamaman için bir sebep yok.
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Odun ,

Sana bi soru ....

Senin bedeninde sensen başka biri var mı ?

Bu soruya mantıklı bir cevap verirsen , sana söz bağımsız ve tarafsız olmaya gayret göstereceğim...

Cevabını bekliyorum...
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Odun ,

Sana bi soru ....
Soru soruyormuş...muş.
Sana dünya kadar yazı yazdık, soru sorduk, sen hangisine yanıt verdin ki?
Ver(e)medin tabii ve hep görmezden geldin. Hakkımda iyi düşünmediĝini de biliyorum ve dünya kadar hakaret ettin. Şimdi de gelmişin buraya, hiçbir şey olmamış gibi hareket ediyorsun.

Senin bedeninde sensen başka biri var mı?

Bu ne biçim soru?
Beni ben yapan şey, doĝduĝumdan bugüne kadar yaşadıklarımdır, deĝer yarĝılarımdır, çevremdir, öĝrendiklerimdir, edindiĝim bilgilerdir ve elbette hafızamdır. Tüm bilgiler/veriler beynimizde işleniyor ve depolanıyor. Bedenim öldüĝünde (tüm organlarım iflas ettiĝinde), bu verilerin hepsi yok olacaktır, çünkü onları muhafaza eden kap, bu şekli ile yok olmuştur. Daha doĝrusu bedenim dönüşüme uĝrayacaktır. Yem, toprak, gübre vs. olacaktır.

Beynin hasar görürse (kaza, hastalık vs.) ve hafızan bir şekilde silinirse, bambaşka bir kişiliĝe/benliĝe bürünme riski var ve hatta kendi farkındalıĝını kaybediyorsun. Mesela Alzheimer/demans hastalıĝından müzdarip olanları bu tehlike bekliyor. O kadar kötü bir durum ki, kendi ismini bile hatırlamıyorsun.

Bir önceki iletinde sormuşsun. Evet, kendi beynini görebilirsin. Onu görmek istiyorsan, MRT çektir.:D

Bu soruya mantıklı bir cevap verirsen , sana söz bağımsız ve tarafsız olmaya gayret göstereceğim...
Cevabını bekliyorum...
Peki, verilen yanıtın mantıklı olduĝuna kim karar verecek?
Sen mi, güldürme beni.
Bu mu senin baĝımsızlıĝın ve tarafsızlıĝın?
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Odun , bu kadar kolay bi soruya bile cevap veremedin...

Ne diyeyim ki artık🤔
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Odun , bu kadar kolay bi soruya bile cevap veremedin...

Ne diyeyim ki artık🤔
Yine boş beleş konuştun!
Senin bu tutumun ne anlama geliyor, biliyor musun?
"Ben körü körüne tapmaya devam ediyorum", demek!
Tamamdır; sana iyi inanmalar diliyorum. Ama inanırken lütfen "biliyoruz, biliriz" kavramlarından uzak dur, çünkü filozofluk(!) yapmaya hevesli birisine hiç yakışmıyor.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Şöyle bir soru duydum :

" Madem siz YARATICI nın kendiliğinden var olduğunu söylüyorsunuz , o zaman ALEM de kendiliğinden var olmuş olamaz mı ?"

Şimdi alemdeki her şey , başka bir şeye ihtiyaç duyar. Alemde gördüğümüz hiç bir şey , başka bi şeyler olmadan var olamaz.

Mesela bir yıldız , hidroĵen olmasaydı var olamazdı. Cekim kuvveti olmasaydı vs. vs. sonsuz sayıda şey olmalı ki yıldız var olsun.

Hatta bu sonsuz sayidaki şeylerin de var olması için sonsuz sayıdaki şeye ihtiyacı vardır.

Bundan dolayı , varlığı hiçbir şeye ihtiyaç duymayan bir YARATICI olmak zorundadır...
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
İşte insan , kendisine baktığında , bilinmeyen bir yerden gerçek mahiyeti bilinmeyen düşünceler , fikirler akıp durmakta olduğunu görür...

Ama öyle bir akış ki bu , her düşünce bilinen bir varlığa işaret ederken , başka bilinen bir varlıkla ilişkisi ortaya çıkar derken onunda diğer varlıkla bağı olduğunu görürüz.

Her varlık bir diğeri ile muhakkak bağlıdır.

Eğer öyle olmasaydı bir düzen nasıl meydana gelebilir , yeryüzünde cari olan fizik , kimya , mantık kaideleri nasıl yürürlükte olabilirdi ?

İnsan şöyle kendisine bir baksa nerede olduğunu bilebilir mi ?

Evet , ben falanca şehrin falanca mahallesinde evimin odasında oturuyorum diye cevap veren biri kendisini bir bedenden ibaret görmektedir.

Ben , dediği bedenidir....

Bu bedende olan ve BEN in bu bedenden ibaret olduğunu düşünen acaba kimdir ?

Akıl mı ?

Beyin mi ?

Kimsenin kendi beynini görmesine , bilmesine imkan var mıdır ?

Onu da geçelim , o beyne acaba "KENDİ BEYNİM" diyen kimdir ?

Oysa bütün alem ve insanın kendisi bir BİLİNÇ ten ibarettir , ve akıldan öte olan varlığın her anda farklı bir görüntüsünün , aslında yine kendisinin oluşturduğu bu bilinç ile seyredilmesinden başka bir şey değildir.

Yine insana bakalım :

İnsan bazı şeylerden hoşlanır ,sever bazı şeyleri ise sevmez .

Peki neden ?

Kısa bir cevap : " Çünkü de ondan " 😆

Buradaki çünkünün anlamı , sevilen şeylere şekil verip , onlara SEVILEN sıfatını veren yine insandır demektir. İnsandaki akıl üstü varlık , kendisinin kullanımına YARATICI tarafından emanet olarak verilen YARATMA gücü ile bunları yapar.

İşte insanın bilmesi gereken , yaratılmış olanın , kim tarafından , nasıl ve ne amaçla , her anda yeniden yaratıldığıdır.

Bunu bilen insan için tek bir FAİL vardır , ve fakat O tek failin sonsuz görünüşlerinin her ne kadar birbirine zıt olsada , hükümlerini sürdürdüklerini de görür...
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Gerçeği göremeyen biri için hayatta tutunduğu her şey , kısacık bir zaman diliminde yokolup giderken , onlara sağlam bağlarla bağlı hakikati göremeyen kişiden bir şeyler koparır gider.

Sevdikleri , bağlandıkları şeyler hep geçicidir , geçip giderlerken onlara bağlı insandan kopardıkları , o insanın neşesi , huzurudur..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Şöyle bir soru duydum :

" Madem siz YARATICI nın kendiliğinden var olduğunu söylüyorsunuz , o zaman ALEM de kendiliğinden var olmuş olamaz mı ?"

Şimdi alemdeki her şey , başka bir şeye ihtiyaç duyar. Alemde gördüğümüz hiç bir şey , başka bi şeyler olmadan var olamaz.

Mesela bir yıldız , hidroĵen olmasaydı var olamazdı. Cekim kuvveti olmasaydı vs. vs. sonsuz sayıda şey olmalı ki yıldız var olsun.

Hatta bu sonsuz sayidaki şeylerin de var olması için sonsuz sayıdaki şeye ihtiyacı vardır.

Bundan dolayı , varlığı hiçbir şeye ihtiyaç duymayan bir YARATICI olmak zorundadır...

İnsan için , yeryüzündeki en büyük soru herhalde ,

" NİÇİN VARIZ , NE İÇİN YAŞIYORUZ ?"

Sorusudur. Bütün filozoflar bu VAROLUŞ sorunu üzerinde kafa yormuş , hepsi bir cevap aramıştır.

Bi soru , düşünün dağdaki bir çoban için de geçerli değilmidir ? Bu soruyu sadece FİLOZOF lar mı düşünür ya da düşünmelidir ?

Herhangi bir konuda eğitim almamış , bir insanın VAROLUŞ sorunu yokmudur ?

Hayır , bu soru tüm DÜŞÜNEN insanlar için geçerlidir...

Tabii DÜŞÜNME yetisi bulunmayan insanları MUAF tutabiliriz.

Çocukluğumda , biz dünyadayız , dünya uzayda , peki uzay nerede ? diye düşünürdüm hep...Bir türlü sonuca ulaşamaz , buhranlar içinde kalırdım. Her nasılsa bu sorunun cevabını bilen biriyle karşılaşamayacağımı düşünürdüm...

Ta ki , " LA MEKAN " ( MEKANSIZLIK ) Kavramıyla karşılaşıncaya kadar. Bu sorunun cevabı çok basitti....

Bu kavram AKIL dışı olanı belirtiyordu bir bakıma ki , gerçek akıl , kendi sınırına ulaşıp :

" Burası benim sınırımdır , buradan sonrası , olsa olsa , beni ve dolayısıyla tüm alemi her " " AN " yeniden var eden , ve benim varlığımın kaynağı olan YÜCE varlığa aittir "

Diyebilen akıldır.....

Yoksa kendi sınırlarında dolaşıp , her şeyi daracık havsalasına sığdırmaya çalışan akıl , kendisinde HABERSİZ olan akıldır...

Çocukluğumda bir de en çok , ZAMAN nedir ? Sorusunu sorardım kendi kendime. Doğru düzgün bir tarifini hiç duymamıştım.

Dedim ki , zaman nasıl oluşuyor ? dünyanın kendi ekseni ve güneş etrafında dönmesiyle değil mi ?

O halde , dedim ZAMAN sadece değişimdir. Olayların birbirini takip etmesidir.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Gelelim asıl BEYİN yakıcı soruya ....

Madem ki her şeyin aslı akıl dışı olandır , o halde aklı nasıl ve neden bir referans olarak kabul edelim ki ?

Referans olarak alınması gereken akıl dışılık olması gerekmez mi ?

İşte KURALSIZLIK alemi .....
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Gelelim asıl BEYİN yakıcı soruya ....

Madem ki her şeyin aslı akıl dışı olandır , o halde aklı nasıl ve neden bir referans olarak kabul edelim ki ?

Referans olarak alınması gereken akıl dışılık olması gerekmez mi ?

İşte KURALSIZLIK alemi .....

Orada herhangi bir kural YOK tur , olamaz...

Safi ÖZGÜR lük....

Özgürlük bu değilmidir ? Hiç bir kural bağlamıyorsa sizi , işte bu gerçek ÖZGÜRLÜK tür.

Ama bir sorun var.

Hiç bir kural bağlamıyorsa SİZ i derken , hiç bir kuralın olmadığından bahsediyorsak , SİZ dediğimiz şeyin , VAR olması için gerek şart olan kurallar da yok oluyor demektir.

Örneğin " BEN " kelimesinin oluşabilmesi için bir kural vardır. B , E , N harflerini sırasıyla yazma kuralı. Bu harfleri sırayla yazmasanız BEN bile diyemezsiniz...

Bırakın ki BEN olgusunun var olmasını...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst