AN'I YAŞAMAK

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Adem tarafından oluşturulan AN'I YAŞAMAK başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,898 kez görüntülenmiş, 227 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı AN'I YAŞAMAK
Konbuyu başlatan Adem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan dragon

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Gayet basit...
Tüm şüphelerden arınmış , gerçeği her halukarda kabullenmiş bir iman...
Atma Recep, bu kadar da yukarıdan uçulmaz. Çünkü eĝer tüm şüphelerden arınmış olsaydın, burada başkalarının kafasını ütülemezdin. Hâlâ %100 emin deĝilsin gibime geliyor.:D

Gerçek nedir ?
Her varlık , her şey kendisini bir VAR edene muhtaçtır. O var eden ,her şey O na muhtaç iken O , hiç bir şeye muhtaç olmamalı , doğmamış ve doğurulmamış olmalı , her şeye gücü yetmeli ve her şeyi bilmelidir...
O halde O gördüğün hiç bir şeye benzemez iken , aklın da var edicisi olarak akılla bilinemez.
Her şeyin sahibidir ve O , dilediğini yapar...
Bu , hayatın hiçbir şekilde inkar edilemeyecek yegane gerçeğidir.
Hayatının her anında bu gerçeği görebilen insan , gerçek manada İMAN etmiş insandır.
Her varlık kendisini var edene muhtaçmış...mış.
Yine kendi hayal dünyanı başkalarına dayatmaya kalkıyorsun. Hep aynı lakırdı. Kendi gerçeĝinin doĝru olduĝunu zannederek yaşıyorsun. Oysa referans aldıĝın mâlum kutsal kitabını bizzat insanlar yazdı. O kitap öyle zannettiĝin gibi gökten zembille inmedi.

Daha açık konuşayım: Piyadadaki tüm kitapları insanlar yazmıştır ve belirli bir süre sonra kendi yazdıklarına inanmaya başlamışlardır. Çünkü hepsinde insanların parmaĝı vardır; söyleyenler insan, dinleyenler insan, yazanlar insan ve kitap haline getirenler de insan. Bunun hiçbir yerinde insanlardan baĝımsız herhangi bir varlık yoktur.

Umarım anlarsın diye toparlayayım. Taptıĝın tanrı bizleri deĝil, tam tersine biz onu var ettik. Onun bize ihtiyacı var ve bize muhtaç. Milyon sene evvel esamesi okunmuyordu, günün birinde insanların nesli tükendiĝinde yine esamesi okunmayacak, çünkü onu varlayacak insan kalmayacak.


Peki , sen gerçeği görmekten neden vazgeçtin?
Bu soruyu sana yakıştıradım. Neden, biliyor musun?
Çünkü kitabında yazılanları ya bilmiyorsun, ya da onları görmezden geliyorsun. Bizim için hava hoş, ancak madem senin hiç şüphen yok, o zaman kitabındaki her cümleyi bilmen gerek aslında.
Bak ne diyor kitabın (Fatır 8. cümle):
-Kötü işi kendisine güzel gösterilip de onu güzel gören kimse, kötülüğü hiç işlemeyene benzer mi? Şüphesiz Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Artık onlara üzülerek kendini harabetme; Allah onların yaptıklarını şüphesiz bilir.

Görüyoon, diiii mi?:D
Taptıĝın tanrı dilediĝini saptırıyormuş; kimbilir belki beni ve @ls2 ´yi de saptırmıştır. İşte böyle sevimsiz bir tanrıya tapıyorsun, buna raĝmen burada bizlere onun güzellemesini yapıyorsun. Madem o dilediĝini saptırıyor, o zaman neyine o saçma sapan soruyu soruyorsun?

Eğer KABE nin rabbine inanıyorsan , sen sadece bir kul olduğunu , özgürlük dediğin şeyin , kendi varlığını İLAH yerine koyup , kendi hakikatinden uzaklaşarak , gerçek varlığınla kendi kendine girdiğin bir savaşla yine kendine ZULÜM yapmak olduğunu bilirsin.
Biliyorum, bir kulaĝından girip diĝerinden çıkacak. Ancak bu anlamsız iddialarının altında kalmayız, çünkü kendimizi ilâh yerine koymuyoruz ve kendi kendimizle savaşmıyoruz, bilakis kendi kendimizle bir hayli barışık bir hayat yaşıyoruz.
Peki, ne diyoruz? Varsa şayet, kendisi gelsin ve sizler aradan çekilsin, diyoruz!

Hasılı kısa ve öz: Sizin gibi dindarlar ilâhlık taslayarak kafanıza göre ilâh yaratıyorsunuz, onun aĝzından konuşuyorsunuz ve onunla insanların arasına giriyorsunuz. Evet; aynen bunu yapıyorsunuz.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Esasen Dragon , O nun kanıta ihtiyacı yok. Eserleriyle zaten gözümüzün önünde...

Lakin senin kanıta ihtiyacın var. Bi düşünsene beden senin , beyin senin , peki sen neredesin ?

Söyle bana sen hangisisin ?

Yazıyorsun ya , parmakların nasıl oynuyor ? Kim oynatıyor onları ? Nerede olduğunu bilemediğimiz sen mi ? :)

Lütfen önce bize bi açıkla , neredesin iki gözüm ? :)
Evet , Dragonun bu soruya cevap verememesi çok normal. Eminim hayatında böle bir soruyla hiç karşılaşmamış , böle bir konuyu hiç düşünmemiştir.

Oysa bu soru , insanın kendisini tanıması , bilmesi için olmazsa olmaz bir bilgiyle cevaplanabilir.

Bu soruyu aslında bir çok kez cevapladım...

Ancak Mevlana Hz. lerinin dediği gibi ,

" Ne kadar bilirsen bil , anlattıkların , karşındakinin anlayabildiği kadardır."...

Etrafımızda hatta kendi bedenimizde gördüğümüz her şey mükemmel bir sanat eseridir. Sadece sanat değil , her şey sınırsız bir bilginin , sonu gelmez bir kudretin göstergesidir.

Hiç kimse parmaklarını oynatırken kullandığı akılları hayrette bırakan ilmin farkında değildir. Bu öyle müthiş bir teknolojidir ki akıl sır ermez.

Bırakın o ilme sahip olmayı , ömrünü harcasa ne olduğunu bile anlayamaz.

Benim hayret ettiğim , bir resim gösterip de , bu resim kendi kendine oluşmuş deseniz kahkaha ile gülecek insanların , koca kainatın kendi kendine oluştuğuna iman etmeleridir...
 
Son düzenleme:

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
Evet , Dragonun bu soruya cevap verememesi çok normal. Eminim hayatında böle bir soruyla hiç karşılaşmamış , böle bir konuyu hiç düşünmemiştir.
Sen cevabı göremiyorsun diye cevap yok olmadı orada duruyor. Dön bi daha oku. Asıl sen sorulara cevap verememişsin hükümet gibi yanlışlarla doğruymuş algısı yapıyorsun.
Mevlana

" Ne kadar bilirsen bil , anlattıkların , karşındakinin anlayabildiği kadardır."...

Mevlana kendi anlamış sıra bize akıl satmaya gelmiş. Öyle bir şey yok.
Etrafımızda hatta kendi bedenimizde gördüğümüz her şey mükemmel bir sanat eseridir. Sadece sanat değil , her şey sınırsız bir bilginin , sonu gelmez bir kudretin göstergesidir.
Öyle bir şey yok. O senin uyduruğun. Mükemmel olan hasta olmaz. Gördünmü bak bu kadar basit çürüdün.
Hiç kimse parmaklarını oynatırken kullandığı akılları hayrette bırakan ilmin farkında değildir. Bu öyle müthiş bir teknolojidir ki akıl sır ermez.

Bırakın o ilme sahip olmayı , ömrünü harcasa ne olduğunu bile anlayamaz.

Hala uçuyorsun. Zırvalıyorsun. Yapayzeka daha iyisini yaptı yapacak haberin yok.
Benim hayret ettiğim , bir resim gösterip de , bu resim kendi kendine oluşmuş deseniz kahkaha ile gülecek insanların , koca kainatın kendi kendine oluştuğuna iman etmeleridir...

KAlem ile "tanrı" kanıtlayan kürtcünur şakirtleri argümanları bizim mahallede geçersiz. Bunlar zırvadır.
 

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
Aklını kullanan, korkmadan sorgulayan hiç bir insanca; kehf80-81 i okuyupda, üzerinde felsefe yapması sonucu imansız kalmaması düşünülemez.

-Çocuk öldüren arap "tanrı".
-Çocuğu ana-baba nın imanını çalması ihtimali(yarı yarıya) üzerine öldürüyor.
-Nasıl yani? O zaman şeytana niye mühlet verdi? İzin verdi? Çocuk katili: aarap"tanrı"


-Zır-dıt-bıt-kıt tüm tuşlar.

-ERROR-ERROR-"tanrı"error............. aradığınız "tanrı" ya ulaşılamıyor..............


:rolleyes: ☝️
 
Son düzenleme:

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Evet , Dragonun bu soruya cevap verememesi çok normal. Eminim hayatında böle bir soruyla hiç karşılaşmamış , böle bir konuyu hiç düşünmemiştir.
Bunları yazarken hiç yüzün kızarmadı, deĝil mi?
Bari bu tür acınası cevapları ulu orta yazma ki senin dürüst birisi olduĝunu düşünsünler. Sen bugüne kadar hangi sorulara doĝru düzgün yanıt verebildin ki?

" Ne kadar bilirsen bil , anlattıkların , karşındakinin anlayabildiği kadardır."...
Bak, bu doĝru işte ancak bunun böyle olduĝunu bilmediĝimizi zannedeyim deme. Yoksa kafana terliĝi yersin.:LOL:

Etrafımızda hatta kendi bedenimizde gördüğümüz her şey mükemmel bir sanat eseridir. Sadece sanat değil , her şey sınırsız bir bilginin , sonu gelmez bir kudretin göstergesidir.
Deĝildir, çünkü bir şeylerin oluşması için bilinçli bir "bilene" gerek yok. Evrim bunun en büyük kanıtı ve doĝada mükemmel(!) diyebileceĝin hiçbir şey yok.

Hiç kimse parmaklarını oynatırken kullandığı akılları hayrette bırakan ilmin farkında değildir. Bu öyle müthiş bir teknolojidir ki akıl sır ermez.
Zırva.
Bırakın o ilme sahip olmayı , ömrünü harcasa ne olduğunu bile anlayamaz.
Senin küçümsediĝin en önemli şeylerden birisi bilimdir. Halbuki bilim sayesinde günümüzdeki insanların ömrü ortalama 80´li yaşlara yükseldi. Çok deĝil, bundan 100 sene evvel insanların ortalama ömrü 50-60 civarında idi. Bunun bu hale gelmesinde senin taptıĝın tanrının payı 0 (sıfır).

Acaba 200 veya 500 sene olacakları ve bilimin geleceĝi noktayı tasavvur edebiliyor musun? Yani son 50 senedeki teknoloji ve bilimsel gelişmeleri geleceĝe uyarlamaya çalış. Denemeni tavsiye ederim, çünkü bugün imkansız dediĝin şeyler o devirde pekala olacak.
Benim hayret ettiğim , bir resim gösterip de , bu resim kendi kendine oluşmuş deseniz kahkaha ile gülecek insanların , koca kainatın kendi kendine oluştuğuna iman etmeleridir...
Kusura bakma ama yine zırva. Görünen o ki muhtemelen Said Nursi seni bir hayli etkilemiş. Hal böyle ise onun soba ile sohbetini de bilmen lazım.:D
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Peki , sen gerçeği görmekten neden vazgeçtin ?
Ooo çok havalı cümle:)

cevap net ve sade; bunları yaratıcı söyledi diye bizlere anlatılan mushaf..

ya Adem kardeş saat varsa saatçide vardır mantığı ile hareket ediyorsun sürekli. tamam saat var ama saatçide var diyelim, peki saaatçi insanlarla iletişime geçti mi? geçti iddiasında bulunanların kanıtı ne mushaf.. tamam dedik okuduk,araştırdık, mushaf içinde geçen cümlelerin hiçbiri bu iddiaya sağlam dayanak olacak düzeyde değil.. tasavvufla, teoloji ile,felsefeyle harmanlayıp bize sunuyorlar, ki sende öyle yapıyorsun.. ama yollar nerde ayrılıyor biliyor musun kardeş, o mushafın insani,ilkel,töresel yüzünü gördüğünde.. işte o zaman içindeki bağlar yavaş yavaş kopmaya başlıyor, bağlar koptukça o mushafın gerçek yüzünü dahada görmeye başlıyorsun ve tamamen koptuğunda ise ortada ne yücelik kalıyor, ne güven, ne sevgi,nede korku..

ha öyle kolay değil bu iş emek ister yürek ister en önemliside yukarda alıntıladığım cümlende dediğin gibi gerçeği görmeye çalışmayı ister.. bunlarda yetmez aslında, inancını yıkmak insanın kendi eliyle evini yıkması gibidir derler, kim kendi eliyle evini yıkmak ister ki? iste cevap gene o alıntıladığım cümlende saklı; gerçek!

gerçeğe ikimizde başka anlamlar yükledik. ki bu gayet normal Adem kardeş, Tanrıda bizlerle, bizler gibi konuşup bize gerçeği söylediğini,dosdoğru olduğunu söylüyor, bunu kendisi yapmayıp gene insan aracılıgıyla yaptığı için aslında bu durum şu an ikimizin ''gerçek'' kelimesine yüklediği anlayışla aynı. ama farkı ne; inanmayana sonsuz cehennem! bu tanrısallığa yakışmaz Adem kardeş, bu neresinden bakarsan bak insani, kendine tebaa olmayanı sevmeyen bir kral gibi islamın sözde tanrısı..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
ya Adem kardeş saat varsa saatçide vardır mantığı ile hareket ediyorsun sürekli. tamam saat var ama saatçide var diyelim, peki saaatçi insanlarla iletişime geçti mi? geçti iddiasında bulunanların kanıtı ne mushaf.. tamam dedik okuduk,araştırdık, mushaf içinde geçen cümlelerin hiçbiri bu iddiaya sağlam dayanak olacak düzeyde değil.. tasavvufla, teoloji ile,felsefeyle harmanlayıp bize sunuyorlar, ki sende öyle yapıyorsun.. ama yollar nerde ayrılıyor biliyor musun kardeş, o mushafın insani,ilkel,töresel yüzünü gördüğünde.. işte o zaman içindeki bağlar yavaş yavaş kopmaya başlıyor, bağlar koptukça o mushafın gerçek yüzünü dahada görmeye başlıyorsun ve tamamen koptuğunda ise ortada ne yücelik kalıyor, ne güven, ne sevgi,nede korku..

Ls2 , burada küçücük bi hata yapıyosun ama o küçük hata her şeyi bitiriyor...

Nedir o ?

Aslında yazılarımda hep bunu anlatmaya çalıştım , tekrar tekrar açıkladım. Ama yine senin için açıklamaya çalışacağım.

Ama lütfen emeğime binaen sen de anlamaya çalış... Lütfen...

Kabul etmesende anlaman benim için yeterli.

Şimdi , hata şu ki ;

Sen YARATICI yı uzaklarda bir yerde , alemi yarattıktan sonra karşısına geçerek , emirler , tehditler yağdıran ve , insanların gözünden uzak ötelerde bir İLAH olarak kabul ediyorsun..

Bu senin kafanda yarattığın İLAH tır...

Sana göre O , konuştuğunda insanlar , yüce bir şeyler görmelidir , bilmedikleri hiç duymadıkları bir ses , bir şekil olmalıdır ....

İşte bu büyük bir yanılgı...
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Sen YARATICI yı uzaklarda bir yerde , alemi yarattıktan sonra karşısına geçerek , emirler , tehditler yağdıran ve , insanların gözünden uzak ötelerde bir İLAH olarak kabul ediyorsun..
Bu senin kafanda yarattığın İLAH tır...
Bak, yine atıp tutuyorsun. Kendisi uzakta falan deĝil, burnunun ucundaki kutsal kitabının içinde. Aç kitabını oku diyoruz sana. Adam gibi okursan, orada her türlü tehdidi yaĝdıranın taptıĝın tanrı olduĝunu göreceksin. Tehditler, öfkelenmeler, ayrımcılık, dövme nasihatı, adaletsiz miras paylaşımı (erkeĝe 2 pay, kadına 1 pay), insanları üçe ayırması (hür, köle, kadın) vs. vs. vs.
Yoksa yine kutsal kitabından birkaç tane cümle yazayım mı?
Yani kendinden olmayanlara suçu atacaĝına, kitapta ne yazıyorsa onu olduĝu gibi tüm içerikleri ile kabullenmeye mecbursun. Bunu yapamıyorsan, kafasına göre ilah yaratan sen olmuş oluyorsun.

Sana göre O , konuştuğunda insanlar , yüce bir şeyler görmelidir , bilmedikleri hiç duymadıkları bir ses , bir şekil olmalıdır ....
İşte bu büyük bir yanılgı...
Sen de ona yok diyeceksin, ammmmaaaa dilin varmıyor söylemeye.:D
Dua ediyorsun tık yok, yalvarıyorsun tık yok, kurban kesiyorsun tık yok. Eee, senin için de heeç kolay deĝil. Hal böyle olunca taptıĝın tanrıyı nereye saklayacaĝını şaşırmış bir görüntü veriyorsun.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Sana göre O , konuştuğunda insanlar , yüce bir şeyler görmelidir , bilmedikleri hiç duymadıkları bir ses , bir şekil olmalıdır ....

İşte bu büyük bir yanılgı

Sen kafanda yarattığın İLAH ın sana seslenmesini bekliyorsun. Oysa O sadece bir HAYAL dir.

O sana kafanda yarattığın şekilde hitap edince , sen de O nu kabul edecek , işte İLAH budur diyeceksin....

Bu senin kafandaki SINIRLI bir İLAH tır...
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Sen kafanda yarattığın İLAH ın sana seslenmesini bekliyorsun. Oysa O sadece bir HAYAL dir.

O sana kafanda yarattığın şekilde hitap edince , sen de O nu kabul edecek , işte İLAH budur diyeceksin....

Bu senin kafandaki SINIRLI bir İLAH tır...
Yazılanları yine görmezden geliyorsun.
Tehdit mevzusunu ne çabuk unuttun, azizim ?:D
Kutsal kitabındaki tanrının özellikleri (konuşması, öfkelenmeler, kızmalar, korkutmalar, tehditler) tıpkı insanlar gibi. Bu nedenle biz de onu çaĝırırız elbette, bu çok mu zoruna gidiyor?
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
O sana kafanda yarattığın şekilde hitap edince , sen de O nu kabul edecek , işte İLAH budur diyeceksin....

Bu senin kafandaki SINIRLI bir İLAH tır

Oysa , O insanı , kendi sureti üzerine yarattığını bildirmektedir ki bu bize insani dediğimiz şeylerin mutlaka bir İLAHİ yönü bulunduğunu göstermektedir.

Mesela Kuranı Kerimde biz bal arısına vahyettik denilmektedir.

İnsan , bal arısından aşağı değildir...

(Devam edecek inş.)
 
Son düzenleme:

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Oysa , O insanı , kendi sureti üzerine yarattığını , insani dediğimiz şeylerin mutlaka bir İLAHİ yönü bulunduğunu bize göstermektedir.
Kendi sureti diye bir şey yok. Bunun böyle olduĝunu insanlar iddia ediyor. Sen bu bilgiyi nereden aldın?
Bizzat insanların kendisinden aldın, çünkü insan eli deĝmemiş hiçbir kitap yoktur. Hepisini bizler söyledik ve yazdık.

Mesela Kuranı Kerimde biz bal arısına vahyettik denilmektedir.
İnanmak istedikten sonra, insan her saçmalıĝa inanır. Bu yazıların insan ürünü olduĝu söylemiştim, diii mi?:)
İnsan , bal arısından aşağı değildir...
Valla insanların eylemlerine (tecavüzler, öldürmeler, yalan dolan, sahtekârlık, savaşlar, katliyamlar vs.) bakınca, bal arası insanlardan kat kat daha deĝerli bir görünüm veriyor.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Mesela Kuranı Kerimde biz bal arısına vahyettik denilmektedir.

İnsan , bal arısından aşağı değildir..

İnsani şeyler İLAH i değildir , bir şeyde insani bir yön varsa o şey İLAHİ olamaz mantığı , kafada yaratılan İLAH ile ilgilidir , gerçekle değil....

Bi sanat eseri , sanatçısının izlerini taşır. Sanatçı sanatına tüm varlığını yansıtır.

Sanat eserinin , sanatçıyla ilgisi olamaz tezi ne kadar mantıksızsa , insani olan şeylerin ilahi bir yönü bulunumaz tezi o kadar mantıksızdır..

(Devam edecek inş.)
 
Son düzenleme:

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
İnsani şeyler İLAH i değildir , bir şeyde insani bir yön varsa o şey İLAHİ olamaz mantığı , kafada yaratılan İLAH ile ilgilidir , gerçekle değil....
Bal arısını da unuttun gitin. Bakıyorum, sevimsiz(!) bir şey gördüĝün zaman teget geçiyorsun. Olsun.:D

Bir şeylerin ilâhi olduĝuna kim karar veriyor?
İnsanlar karar veriyor. Ne kadar körü körüne inanmaya meyilli olursan, o kadar çok ilah yaratırsın kendine.

Bi sanat eseri , sanatçısının izlerini taşır. Sanatçı sanatına tüm varlığını yansıtır.
Sanat eserinin , sanatçıyla ilgisi olamaz tezi ne kadar mantıksızsa , insani olan şeylerin ilahi bir yönü bulunumaz tezi o kadar mantıksızdır..
Yine geldin bu Said Nursi zırvalarına. Aynı zımbırtıları yazmak için ha bire çırpınıyorsun. Taptıĝın tanrıyı o kadar aciz bir duruma düşürüyorsun ki hiç farkında bile deĝilsin. Sanatçının izlerini taşıyormuş..muş ve tüm varlıĝını yansıtıyormuş..muş; öyle mi acaba? Bu iddiaların seni nereye götürüyor, haberin var mı?

Onun sanat eseri olarak lanse ettiĝin ve hayvanlardan üstün gördüĝün insanlar, senin aklına ve hayaline gelen/gelmeyen tüm pislikleri yapmış tarih boyunca ve hâlen yapmakta. Yukarıda bazılarını yazmıştım. Bu mu, senin yerlere ve göklere sıĝdıramadıĝın muhteşem sanatçının muhteşem sanatı?

Demek ki sana göre bu muhteşem(!) insanları yaratan bu tanrı da pisliĝe bulaşmış vaziyette. Bunu da kabul etmek zorundasın, çünkü sana göre bu durumda tüm hammaddeler tanrının parçası oluyor. Valla böyle meziyetleri(!) olan bir tanrıya tapmak istiyorsan, sen bilirsin.

Sürekli çelişkili yazılar yazıyorsun, çünkü insani dediĝin şeyler sana göre bir sanatçının izi olduĝuna göre, o insani olmaktan çıkar ve sanatçıya ait olur. Sanat kötü ise, demek ki sanatçı da kötüdür. Bunları sen iddia ediyorsun ve kabullenmek de sana düşer.

Şimdi yine sınav diye miyavlarsan, kafana terliĝi yersin. :D
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
İnsani şeyler İLAH i değildir , bir şeyde insani bir yön varsa o şey İLAHİ olamaz mantığı , kafada yaratılan İLAH ile ilgilidir , gerçekle değil...

Kafada yaratılan İLAH derken benzetme yapmıyorum. İnsana YARATMA gücü verilmiştir.

Bakara suresinde ALLAH (C.C) yeryüzünde insanın yaratılmasını anlatırken yeryüzünde bir HALİFE yaratcağım buyurmaktadır.

Halife , hilafet ettiği zatın güçleri ve yetkileri ile donanmıştır.

Evet sana verilen yaratma gücünü kullanarak sen bir İLAH yaratıyor , sonra da bu ilahı alemlerin rabbinin yerine koyarak , alemlerin RAB bine isyan ediyorsun...

Alemlerin RABBİ olan ALLAH , bize yanılmamamız için peygamberler göndermiş ve HAKİKAT ı açıklamıştır.

Şimdi sen , sana verilen YARATMA gücünü kullanıp , küçümsenecek ve isyan ettiğinde bile sana bir ceza veremeyecek bir İLAH ı yaratarak , bu İLAH ı O nun yerine koyuyor ve diyorsun ki " O bizi cezalandırıyorsa İLAH olamaz.."
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
inanmayana sonsuz cehennem! bu tanrısallığa yakışmaz Adem kardeş, bu neresinden bakarsan bak insani, kendine tebaa olmayanı sevmeyen bir kral gibi islamın sözde tanrısı

Demek tanrısallığa yakışmaz....

Hangi tanrısallığa ?

Senin kafanda yarattığın tanrısallığa...

İnanmayanların ebedi cehennemde kalması meselesini bu gözle ele alalım...

Eğer insan dediğimiz varlık kendisini ve dolayısıyla RABB ini gerçek anlamda tanıyamamışsa HALİFE olamaz. Kendisini bilmeyene HALİFE lik verilmez. Yani görünüşü İNSAN olan bu varlık , gerçek manada HALİFE insan olamaz....

Dünyada var olan mükemmel bir nizam vardır ve bu nizama göre her insan , HALİFE liği hak edecek çalışmaları yapmadığı sürece , ölüm ötesi hayatta cennet hayatı dediğimiz hayat için gerekli HALİFE lik sıfatlarını ortaya çıkaramaz ve cennete giremez.

Yani ölüm ötesi hayatta bu çalışmaları yaşarken yapmamış her insan aslında kendi kendisini , yine kendi eksikliği yüzünden cezalandırmış olur...

Dünya hayatında da bunu görürüz.

Örneğin , yapması gereken bir işi düzgün yapamayan biri , kendi kendisine azap eder ,üzülür ve hatta bu insanı intihara kadar sürükler.

Bu insanın kendi kendisini cezalandırmasıdır.

Hatta bazan , ortada hiçbir şey olmamasına , her şeyin yerli yerinde olmasına rağmen sıŕf imansızlık yüzünden hayatı anlamlandıramayan bir sürü insan , kendi cezalarını kendi elleriyle vererek intihar ederler..

Tabi onların kurtuluş ümidi kalmamıştır...

Evet tüm bu gerçekler peygamberler vasıtasıyla tüm insanlara bildirilmiştir...

Yeter ki insan aklını ve vicdanını düzgün kullanabilsin..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Yani ölüm ötesi hayatta bu çalışmaları yaşarken yapmamış her insan aslında kendi kendisini , yine kendi eksikliği yüzünden cezalandırmış olur...

Dünya hayatında da bunu görürüz

Bir gün gelip uzun bir çöl yolculuğuna çıkmak zorunda olan bir insanı düşünelim. Bu insan çöl yolculuğuna çıkmak zorunda kalacağını bildiği halde , yolculuğun güçlüklerini umursamaz ve keyfine bakar. Ve bir gün aniden yola çıkmak zorunda kalır. Hiçbir hazırlığı yoktur. Susuzluktan dudakları kuruyup da içecek bir damla su bulamayan bu insana , önceden hazırlık yapmamış olmasının verdiği pişmanlık , susuzluktan çektiği acıdan daha büyük bir acı verir .

Ona azap veren susuzluk değil , pişmanlıktır. Yapmadığı hazırlıktan dolayı kendi kendini cezalandırır. İster istemez.

Cennet ve cehennem , bu dünyada da yaşanır , cenneti de cehennemi de kendisine yaşatan yine insanın kendisidir.

Bir insan kalbini huzurlu tutmayı başaramıyorsa , isterse dünyanın en zengin , en popüler , en saygı duyulan ,en iyi şartlarda yaşayan insanı olsun mutlu olamaz.

Kafasında yarattığı İLAH ve onun düzeninin var olduğunu düşünerek yaşayan bir insan hiç bir zaman huzur bulamaz. Bu mümkün değildir. Belki kendi kendini kandırarak mutlu ve huzurlu olduğunu sanabilir ancak...

Bunları daha önceki yazılarımda geniş olarak açıklamaya çalışmıştım..

Ama daha anlatamadığımız çok şey var....
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
@Adem
Dün akşam uĝra(ya)madım diye, meydanı boş bulduĝunu zannedip, yine boş beleş aynı tekrarları ve yanlışları yazmışsın. Hangi yanlışını düzelteyim, çünkü %99´u hayal dünyandakilerden oluşuyor. Her cümlene her zamanki gibi yanıt vermesine verirdim, ama bu sefer uĝraşmayacaĝım.

Kapı gibi kafana göre kendi ilahı yaratmışsın diyoruz, kutsal kitabındaki yazılanları gözüne sokuyoruz ancak sen ne yapıyorsun?
Kör ve saĝırları oynuyorsun ve utanmadan sıkılmadan hâlâ kendinden olmayanları aşaĝılamaya çalışıyorsun. Bu hareketlerin etik deĝil ve bunu ilk defa yapmıyorsun. Benim gibilerden neftet ettiĝini anladık ancak bu kadar belli etme, yoksa sana gülerler!

Sana diyoruz ki: Kafamızda yarattıĝımız bir ilâh falan yok, piyasaya sürülmüş tüm dinlere ve tanrılarına eşit mesafedeyiz. Çünkü hepsi aynı zımbırtı. Dinleri, kitapları ve elbette tanrıları biz insanlar ürettik. Ve diyoruz ki, biz dinsiz imansız pekâlâ mutlu mesut yaşıyoruz.

Sana bunu 50 kere söylesek dahi, "Aman da huzur bulamazsınız, aman da mutlu olamazsınız aman da kendinizi kandırıyorsunuz" minvalinde saçma sapan şeyleri yazma ve ha bire tekrarlama edepsizliĝini yapıyorsun. Bre terbiyesiz zat, sana yalan mı söylüyoruz?!
Karşında çocuk veya keriz birisi mi var?
Yoksa sen anlama özürlü müsün?!

Sen mutlu deĝilsen veya huzuru bulamıyorsan, bu senin problemin.
Sen dinsiz imansız yapamıyorsun diye, herkesi kendin gibi mi belliyorsun?

Bu kadar mı safsın?!
Hayır saf falan deĝilsin ancak karşındakilere bıkkınlık verene kadar yazdıklarını tekrarlayarak haklı çıkacaĝını zannediyorsun. Çok beklersin.:(

Kafasında ilâh yaratan birisi varsa, o sensindir mutlaka. Boşuna suçu başkalarına atma, çünkü tapan sensin, inanan sensin, dindarım diyen yine sensin. Demek ki senin(!) kafanın içinde bir tanrı profili var. Hangisi olduĝu da belli.

Neden mi hangisi olduĝu belli?
Çünkü çocukluktan itibaren senin beynini belirli bir yönde(!) bir güzel yıkamışlar. İçine doĝduĝun ailenin, çoĝrafyanın, toplumun din ve kültürünün önemli bir payı var bunda. Bu yalın gerçeĝi inkâr edemezsin, çünkü dünyadaki dindarların ezici çoĝunluĝu için bu durum geçerli. Farklı bireysel vakalar yok mu, var elbette. Ancak istisnalar kaideyi bozmaz. Yani aylardan beri burada Hindu inancı yerine İslam inancının güzellemesini yapman, tesadüf falan deĝil.

Bizim tanrılarla/ilâhlarla, adına ne dersen de, işimiz olmaz. Onlardan sıyrılalı/kurtulalı bir hayli oldu. Darısı aklını/mantıĝını ve vicdanını kullananlara.

Şunu kulaĝının arkasına yaz: Huzurlu ve mutlu mesut yaşamak için ne din gerek ne de tanrı. Önemli olan vicdanlı, erdemli ve dürüst olabilmektir. Hem kendine karşı hem de kendinden olmayanlara karşı. Bunun böyle olduĝunu her gün yaşayarak görüyorum zaten.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Sana göre O , konuştuğunda insanlar , yüce bir şeyler görmelidir , bilmedikleri hiç duymadıkları bir ses , bir şekil olmalıdır ....

İşte bu büyük bir yanılgı...

Anladım ne demek istediğini. bende senin gibi savunurdum dinimi eskiden. Din gerçekçidir ve Allah ayetlerinde ''insani'' gerçeklere uygun biçimde seslenir derdim. bu metod çoğu ayette geçerli kılınabilir. mesela müşrikler peygambere erkek çocugu olmadığı için soysuz diyorlar. Yüce Allah istese peygambere erkek çocuk veremez miydi veya zaten doğanların yaşamasını sağlayamaz mıydı, elbet yapardı. ama Allah böyle yapmayıp sana kevseri verdik asıl soysuz onlar mealinde cevap verior musafta..

neyse hadi bu senin dediğin gibi olsun, peki Allahın bazı şeyleri yanlış bilmesi ile ilgili ayetlere ne diyeceksin Adem, dünya bilgimizle çelişen birçok ayet var mushafta.. bunu nasıl bir metodla anlıyorsun ?
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Demek tanrısallığa yakışmaz....

Hangi tanrısallığa ?

Senin kafanda yarattığın tanrısallığa...

İnanmayanların ebedi cehennemde kalması meselesini bu gözle ele alalım...

Eğer insan dediğimiz varlık kendisini ve dolayısıyla RABB ini gerçek anlamda tanıyamamışsa HALİFE olamaz. Kendisini bilmeyene HALİFE lik verilmez. Yani görünüşü İNSAN olan bu varlık , gerçek manada HALİFE insan olamaz....
Teoloji yapmışsın , mushafta böyle demiyor, inanmayana sonsuz cehennem diyor. açık ve net.
o yüzden teolojine saygı duyuyor ama şahsi düşüncen olduğu için tartışma girmiyorum.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst