AN'I YAŞAMAK

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Adem tarafından oluşturulan AN'I YAŞAMAK başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,434 kez görüntülenmiş, 227 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı AN'I YAŞAMAK
Konbuyu başlatan Adem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan dragon

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Şimdi bir düşünelim ,

Bir insana , herhangi bir konuda yaptığı ya da yapmadığı bir iş için CEZA veriliyor. Bu ceza da yapılan iş , ceza veren tarafından sevilmeyen bir iş olduğu için , işi yapan kişinin hoşlanmayacağı bir durumla karşılaştırılmasıdır değil mi ?

Mesela insanlar ateşe maruz kalmaktan hoşlanmaz , ateş insana azap verir.

Sevilmeyen o işin karşılığında yapan kişi AZAP landırılacak demektir...
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Bir insanın azap çekmesini inceleleyelim.

Azap çeken insanın bir bedeni olması gerekir deilmi. Bu bedenin aynı zamanda , sinir sistemi ve sinir sisteminden gelen bilgileri değerlendiren bir beyni olmalı.

Bedene ateş değdiğinde sinir sistemindeki hücreler , yanıyoruz diye beyne haber gönderir ve beyin , yanıyormuşuz diye üzülmeye başlar.

Buraya kadar AZAP anatomisi kısaca budur.

Peki burada AZAP çeken kim oluyor ?

Beyin mi ?

Siz bunların hangisisiniz ?

Beyin mi , beden mi , sinir sistemi mi ?
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Siz bunların hangisisiniz ?

Beyin mi , beden mi , sinir sistemi mi

İnsan denilen varlık bunlardan hiçbiri olamaz ...

Olabilir diyen varsa buyursun.

Beden , sinir sistemi , beyin hepsi İNSAN a ait organlardır.

Peki insan nerde ?

Bizim BEN dediğimiz varlık BİLİNÇ ten ibarettir. Hani içimizde durmadan konuşup durur ya. İşte o BEN insanı bir birey yapar.

Her birey İNSAN ise tek bir İNSAN var demek olmaz mı ?

Bireylerin isimleri değişsede İNSAN oluşları değişmez.

Öyle ya A bireyi insan ve B bireyi de insan ise insanlık bireylerin çokluğu ile çoğalmıyor demektir.

Milyarlarca birey ve tek bir İNSAN....

Bu mümkünmüdür ?

Bizi TEK insan oluşuna götüren akıl iken , akıl vardığı yerde HAYRET e düştü.

Hayret aklın son durağı....
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
İnsan denilen varlık bunlardan hiçbiri olamaz ...
Olabilir diyen varsa buyursun.
Uçmuşsun yine; boş beleş atmasyon modundan bir türlü çıkamıyorsun. Ha bire patinaj yapıyorsun.
Sanki sana söylenenlere kulak asıyorsun!
Son mesajını ilk defa görenler sana kimsenin yanıt vermediĝini zanneder. Halbuki durum tam tersi!
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Şimdi bir düşünelim ,

Bir insana , herhangi bir konuda yaptığı ya da yapmadığı bir iş için CEZA veriliyor. Bu ceza da yapılan iş , ceza veren tarafından sevilmeyen bir iş olduğu için , işi yapan kişinin hoşlanmayacağı bir durumla karşılaştırılmasıdır değil mi ?

Mesela insanlar ateşe maruz kalmaktan hoşlanmaz , ateş insana azap verir.

Sevilmeyen o işin karşılığında yapan kişi AZAP landırılacak demektir...
Sevilmeyen bir iş yaparsak, vay halimize imiş.
Peki, neymiş o sevilmeyen(!) işlerden birisi?
Ali Imran (12. cümle):
İnkâr edenlere de ki: “Sizler yakında mağlup edilecek ve topluca cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü bir yataktır."

Senin söylemeye dilin varmadıĝı ve bu nedenle kamufle etmeye çalıştıĝın sevilmeyen işlerden birisi inkâr etmektir!
Yani resmen "Beni sevmeyen/kabullenmeyen acı çeksin!" diyor, senin şu yerlere göklere sıĝdıramadıĝın mâlum tanrın.
Aklınca uyanıklık yaparak kelimeleri cilalayıp, yani sevimli hale getirip millete yutturacaksın. Yemezler azizim. :)

Bir de inkâr diyor, iyi mi! :)
Sanki bu tanrı kendi varlıĝını %100 kanıtladı da insanları onu inkâr etmekle suçluyor. Olmayan şeylerin veya varlıĝı kanıtlanmamış şeylerin inkârı olmaz.

Dipnot: Aşaĝı yukarı 70 tane cehennem tehditi var kutsal kitabında. Her biri diĝerinden daha sevimli(!). Seç beĝen al.

Şimdilik sıvıştım...
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Milyarlarca birey ve tek bir İNSAN....

Bu mümkünmüdür ?

Bizi TEK insan oluşuna götüren akıl iken , akıl vardığı yerde HAYRET e düştü.

Hayret aklın son durağı

Yani tüm bireylerde yaşayan tek bir İNSAN vardır ( İNSAN -I KAMİL )

Tabi bu gerçeğe akıl ve mantık yoluyla ulaşmış olsak da herkesin kolayca kabul edebileceği bir olgu değil. Belki bu konu üzerinde ayrı bir başlık açmamız gerekecek , lakin konumuzu kesintiye uğratmadan devam edelim ....

Azap çeken bireyi inceliyorduk.

Ateş ile azap çeken bireyin bana ait dediği bedeni bir zarar görmektedir.

Oysaki insan bedeni ateşe dayanıklı veya ateşten etkilenmeyen bir yapıda olabilirdi. BEN bilinciyle yaşayan birey , eğer imkanı olsaydı , bedenini , tüm zararlardan korunabilecek biçimde tasarlar ona göre düzenlerdi. Oysa bireyin bedeni İNSAN olması bakımından bazı zayıflıklar içerecek şekilde oluşturulmuştur ki , insanda ortaya çıkacak BEN liğin , zayıflıklarının farkına vararak , gerçek İNSAN a doğru yol alması , aklını kullanan ve kendisi için çaba gòsterebilen bir varlık olması mümkün olsun.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Yani birey olarak yaşayan BEN lik sahibi birey insan , bir birey olmaktan çıkıp gerçek İNSAN olma yolunda ilerlemelidir , ki önündeki SONSUZ hayatta karşısına çıkabilecek her şey ile etkileşimi , ona zarar verecek şekilde olmasını bırakın gördüğü şeye hükmetmek şeklinde olsun.

İnsan , dünyadayken bile bir çok şeye hükmetmektedir. Bilgisi ve aklı sayesinde.

Bir ormana bir şekilde düşmüş bir birey düşünelim. Bu kişi eğer tek başına yaşamak için gerekli bilgilerle donatılmış ve böyle bir duruma önceden hazırlık yapmış biri ise , orada kolay ve rahat bir biçinde hayatını sürdürebilir.

Ama eğer buna hiç hazırlığı yoksa ayılara yem oldu demektir...

Zavallı ayılara kabahat bulamayız , çünkü onlar bir şekilde karınlarını doyurup yaşamaya çalışıyorlar sadece.

İşte İSLAM a inanmayıp , ebedi hayata hazırlık yapmayan BİREY de bu şekilde kendini ormanın ortasında bulup ayılara yem olan bireye benzer..

Yani şunu yap , bunu yapma diye tepeden emirler vererek , yaptıklarınıza ya da yapmadıklarınıza sırf kızdığı için sizi azaplandıran İLAH , sadece sizin kafanızda yarattığınız İLAH tır.
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Yani birey olarak yaşayan BEN lik sahibi birey insan , bir birey olmaktan çıkıp gerçek İNSAN olma yolunda ilerlemelidir , ki önündeki SONSUZ hayatta karşısına çıkabilecek her şey ile etkileşimi , ona zarar verecek şekilde olmasını bırakın gördüğü şeye hükmetmek şeklinde olsun.
İnsan , dünyadayken bile bir çok şeye hükmetmektedir. Bilgisi ve aklı sayesinde.
Bir ormana bir şekilde düşmüş bir birey düşünelim. Bu kişi eğer tek başına yaşamak için gerekli bilgilerle donatılmış ve böyle bir duruma önceden hazırlık yapmış biri ise , orada kolay ve rahat bir biçinde hayatını sürdürebilir.
Ama eğer buna hiç hazırlığı yoksa ayılara yem oldu demektir...
Zavallı ayılara kabahat bulamayız , çünkü onlar bir şekilde karınlarını doyurup yaşamaya çalışıyorlar sadece.
İşte İSLAM a inanmayıp , ebedi hayata hazırlık yapmayan BİREY de bu şekilde kendini ormanın ortasında bulup ayılara yem olan bireye benzer..
Baştan sona zırva!
Aylardan beri yaptıĝın sadece tarafgirlik ve İslam tebliĝi. Peki, neden yapıyorsun?
Çünkü kendinden olmayanları, yani İslam´ı ve tanrısını kaale almayanları akılsız, aptal, gerizekalı olarak görüyorsun ve hatta onlara hayvan muamelesi yapıyorsun. Sonra sözde bilgi ve akıldan dem vuruyorsun. Yani çelişkiler içinde yüzüyorsun. Ayrıca terbiye/erdem denen bir şey var ancak senin bundan haberin yok gibi.
Yani şunu yap , bunu yapma diye tepeden emirler vererek , yaptıklarınıza ya da yapmadıklarınıza sırf kızdığı için sizi azaplandıran İLAH , sadece sizin kafanızda yarattığınız İLAH tır.
Kafamızda yarattıĝımız bir şey yok, tam tersine ha bire sinirlenen, tehdit eden, kızan/öfkelenen veya tuzak kuran bizzat senin tanrın. Tembellik yapacaĝına ve burada atıp tutacaĝına, bir zahmet şu kutsal kitabını dürüstçe ve tarafsızca(!) okumanı tavsiye ederim.

Sana yukarıda bizzat kutsal kitabından bir örnek vermiştim (Ali İmran, 12. cümle). Yani yalan yalnış şeyleri iddia ediyorsun. Dürüstsen kitabındaki tehditleri, küfürleri ve hakaretleri olduĝu gibi kabul edersin. Kimbilir belki de kabul ediyorsun, çünkü sadece bu konu başlıĝı altında şimdiye kadar bizlere demediĝini bırakmadın.

Bak kutsal kitabında ne yazıyor, yani taptıĝın tanrı ne diyor:
Hac, 19. cümle: - İşte bu iki grup, Rableri hakkında tartışmakta olan iki karşıt topluluktur: Kâfirlere cehennemde ateşten elbiseler biçilecek, başlarının üzerinden de kaynar su dökülecektir. "

Ancak o kadar kızmış/öfkelenmiş ki, hızını almıyor ve devam ediyor (Hac 20 ve 21. cümleleri de evlere şenlik gibi, ilgisi olanlar okusun, derim):
Hac, 22. cümle:
- Çektikleri ıstıraptan dolayı ne zaman cehennemden çıkmak isteseler, gerisin geriye onun içine itilecekler ve kendilerine: “Tadın bakalım bu yakıcı azabı!” denilecek.

Hasılı durum ne ise, onu söylüyoruz ve yazıyoruz. Senin gibi bir yerimizden uydurmuyoruz!

Şimdilik yine sıvıştım...
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Evet Odun ,

Bahsettiğin Ayet - i Kerimeler görünüşte korkunç tehditler içeriyor.

Bu sadece bir uyarıdır , eğer dünya hayatında yapılması gerekenleri yapmazsanız başınıza gelecekler hakkında haber vermektir.

İslamı bir bütün halinde incelerseniz bunun böyle olduğunu görürsünüz.

Sizin için şu an bir tercih zamanıdır. İsterseniz size gelen uyarıcılara kulak asmaz , bunlar uydurma şeylerdir deyip , dünyada elinizde olanlarla yetinerek , öldükten sonra YOK , ya da TOPRAK olmak ümidi ile hayatınıza ölüm gelip çatıncaya kadar devam edersiniz.

Daha önce de söylediğim gibi , her var olan ancak O nun kuludur , ibadeti de her ne şekilde olursa O nadır....

Bunu elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım inş.
 
Son düzenleme:

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Evet Odun ,

Bahsettiğin Ayet - i Kerimeler görünüşte korkunç tehditler içeriyor.

Bu sadece bir uyarıdır , eğer dünya hayatında yapılması gerekenleri yapmazsanız başınıza gelecekler hakkında haber vermektir.

İslamı bir bütün halinde incelerseniz bunun böyle olduğunu görürsünüz.
Vay be, sonunda yanıt verme cesaretini gösterdin. :D
Yahu bir kerecik eĝri oturup doĝru konuşamaz mısın?
Görünüşte deĝil, bilakis dobra dobra korkunç tehditler savuruyor.
Uyarı..mış falan filan, geçeceksin bunları bir kere. Unutmadık; bu zımbırtıları sevimsiz(!) şeylerin bedeli olarak yutturacaktın.

İşin özü şu: Piyasadaki tanrı(lar) insanları ötekileştiriyor, inananlar inanmayanlar olarak ikiye ayırıyor. Yani ayrımcılık yapıyor. Peşinden gitmeyenleri hem haşlıyor hem hakaret ediyor hem de tahtalı köyde işkenceye tabi tutacaĝını cümle âleme ilân ediyor.

Hatta birkaç kere tahtalı köyü bile beklemeden burada bazı toplumlara topluca katliyam uygulamış zaten. Bunu biz uydurmuyoruz, çünkü kendisi söylüyor bunları. Hani sınav yeriydi bu dünya?

Bu dünya hayatında yapılması gereken aslında ne biliyor musun?
Kimseyi kırmadan, üzmeden, hayali varlıklara tapmadan ve başkalarının yaşam tarzına tecavüz etmeden özgürce yaşayabilmek.

Sizin için şu an bir tercih zamanıdır. İsterseniz size gelen uyarıcılara kulak asmaz , bunlar uydurma şeylerdir deyip , dünyada elinizde olanlarla yetinerek , öldükten sonra YOK , ya da TOPRAK olmak ümidi ile hayatınıza ölüm gelip çatıncaya kadar devam edersiniz.
Elbette uydurma. Ne zannettin ya? Sizler bugüne kadar neyi somut olarak ispatlayabildiniz ki?
Zaten bu nedenle dinler inanç olmaktan öteye bir adım gidemeyeceklerdir.

Sen yazdıklarımı hiç okumuyorsun anlaşılan. Dedik ki; bize aracıya falan gerek yok. Kendisi gelmeli ve bizzat kendisi anlatmalı. Yani şu sözde elçiler, uyarıcılar kısmına en iyisi hiç girme.

Bir şeyleri ümit falan da etmiyoruz, çünkü tüm canlıların eninde sonunda pili bitecek, kimisi yakılarak kimisi ise gömülerek bu hayata by by diyecek. Bunun umutla uzaktan yakından hiç alakası yoktur, çünkü hayatın ta kendisi budur aslında.

Daha önce de söylediğim gibi , her var olan ancak O nun kuludur , ibadeti de her ne şekilde olursa O nadır....
Deĝildir. Bunun böyle olmasını sen umut ediyorsun. Sen kölelik yapabilirsin ancak bizleri buna bulaştırma, çünkü ayıp oluyor artık.

Bunu elimden geldiğince açıklamaya çalışacağım inş.
Açıklayamazsın, çünkü kutsal kitabında hepisi apaçık izah edilmiş zaten. Eĝer bu mâlum kitabı "Okudum" diyorsan, apaçık olduĝunu kendisinin iddia ettiĝini bilmen lazım. Sen buna raĝmen açıklama ihtiyacı duyuyorsan, demek ki kendi kutsal kitabına inanmıyorsun. Demek onun içinde yazılanların yetersiz olduĝunu da düşünüyorsun.

Bak, kitabın bu hususta ne diyor:
Hac, 16. cümle: İşte biz onu (Kur'ân'ı) böylece, apaçık âyetler olarak indirdik. Şüphesiz Allah dilediğini doğru yola eriştirir.

İkinci cümle de bir hayli ilginç: O dilerse doĝru yola erişirmişiz.
Yani tee en başından ayvayı yemişiz de haberimiz yok.:D

Ben boşuna demiyorum; istediĝiniz her şeye inanın ancak süsleyip püsleyip onun reklamını/güzellemesini yapmayın. Çünkü böyle yaparak onu çok aciz bir duruma düşürüyorsunuz. Hasılı boş beleş çene yoracaksın yine.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Adem yıllarımı verdim açıklamaya çalışmak için , insan sözü ve vesikası olarak bakarsan anlarsın (kuran arap töresiyle anlaşılır) ilahi bir kaynak, evrensel bir tek tanrının sözü olarak anlamaya çalışırsan, ilk başta duygusal olarak din adamları veya dindarlarca yapılan açıklamalara meylediyorsun, bunlarla yetinmeyip daha derine inmeye çalışırsan tarih öğrenmeye başlıyorsun, felsefede haliyle yanında eşlik ediyor, sonra bilim falan derken genel kültürün gelişir..ama uyumsuzluk ve çelişkilerde artar... sonra caner taslaman ve benzerlerine meyledersin.. sonra hikmet felsefesi ve tasavvuf inancından vazgeçmemek için son düşünce metodun olur.. ama bir süre daha geçince bakarsın ki tasavvuf zemininde de tutunamıyor kuran ayetleri.. en son duygusal ve psikolojik durumun uygunsa,cesaretinde varsa inancını bırakırsın, bunlar yoksa zaten bu anlattığım süreclerin herhangi bir yerinde eleştriyel yaklaşmayı ve sorgulamayı bırakırsın..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
erişirmişiz.
Yani tee en başından ayvayı yemişiz de haberimiz yok.:D

Şimdi güzel söledin Odun...
Hoşuma gitti....
Haberin yok.
Bu arada ne diyim artık , afiyet olsun :)

Odun , ls2 kimseyi yolundan döndürmeye uğraşmıyorum. Bu benim harcım değil.

Tekrar söylüyorum ,

Leküm diniküm veliyedin...

Sizin dininiz size , benim ki banadır. Ben biliyorum ki , herkes ne için yaratılmışsa ona ulaşacaktır.

Burada sadece içimden taşan , gördüğüm hakikatleri , bir kuyuya haykırmak misali dışa vuruyorum.

İçimi döküyorum yani...

Payı olan varsa alır , gerisini bilmem.

Aslına bakarsanız umurumda da değil. Çünkü herkesin bi sahibi var.

İnanmayabilirsiniz bana tabii , ama buraya bir şeyler yazacaksanız , bir itirazınız varsa lütfen akıl ve mantık çerçevesinde olanlarını yazın .

Mantık , mantıkla çürütülür. Ben akıl ve mantık ile yürüyorum . Eger itirazınız varsa lütfen , neye ne ile itirazınız olduğunu yazın.

Olur mu ? :)
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Şimdi güzel söledin Odun...
Hoşuma gitti....
Haberin yok.
Bu arada ne diyim artık , afiyet olsun :)
Yine yazdıklarımdan tek gram anlamamışsın ve tek bir kelimeyi cımbızlamışsın, hatta cümledeki son kelimeyi!
Elbette kitapta yazılanlardan haberim var, çünkü bu mâlum kitabın içindekiler hakkında muhtemelen senden daha fazla bilgiliyim. Sayemde ufkun genişliyor, farkında bile deĝilsin.

Eĝer bu tanrı göya dilediĝini yapıyorsa, tamam mı, elçilerı, kitapları göndermesi kadar saçma bir şey yok. Hele senin aylarca buradaki tebliĝvari güzellemelerinin hiçbir kıymeti yok. Ayrıca şu sınav mevzunuz tamamen çöpe gider. Masum çocukların/kadınların göz göre tecavüz edilmesi mevzsuna girersem, feleĝin şaşar. Bu tecavüz(!) mevzularını senin sevmediĝini pekâla biliyorum. Anladın mı, yoksa daha detaylıca anlatayım mı?

Odun , ls2 kimseyi yolundan döndürmeye uğraşmıyorum. Bu benim harcım değil.
Elbette döndürmeye çalışıyorsun, böyle olmasa, burada aylardan beri tebliĝ yapmazdın. Mecbur kalmadıkça taptıĝın tanrının adını yazmamaya özen gösterdin, ancak hangi tanrından bahsettiĝini küçük çocuklar bile çoooktan anlamıştı.

Tekrar söylüyorum ,
Leküm diniküm veliyedin...
Sizin dininiz size , benim ki banadır. Ben biliyorum ki , herkes ne için yaratılmışsa ona ulaşacaktır.
Bu cümle Muhammed zayıfken piyasaya sürüldü, yani Mekke´de iken. Ancak Medine´de palazlanınca bu sözünü büyük ölçüde unutmuştur. Orada dediĝim dedik, kestiĝim kestik moduna dönüştü. İnanmıyorsan Mekki ve Medine pasajlarını kıyasla!

Burada sadece içimden taşan , gördüğüm hakikatleri , bir kuyuya haykırmak misali dışa vuruyorum.
Içimi döküyorum yani...
Bunu yaparken aĝzından çıkanı kulaĝın duymadı. Çünkü bizlere demediĝini bırakmadın. Şimdi o sevimsiz(!) laflarını burada tekrarlamayacaĝım. Meraklısı yazılanları baştan sona okur.

Payı olan varsa alır , gerisini bilmem.

Aslına bakarsanız umurumda da değil. Çünkü herkesin bi sahibi var.
Sahibimiz yok. Bunu kulaklarının arkasına yaz bir zahmet.

İnanmayabilirsiniz bana tabii , ama buraya bir şeyler yazacaksanız , bir itirazınız varsa lütfen akıl ve mantık çerçevesinde olanlarını yazın .
Pişkinlik işte buna derler. O kadar çene yorduk, çarşaf çarşaf yazdık; şimdi de bu saçmalıĝı mı iddia ediyorsun?

Mantık , mantıkla çürütülür. Ben akıl ve mantık ile yürüyorum . Eger itirazınız varsa lütfen , neye ne ile itirazınız olduğunu yazın.
Elbette, çürütülür. Ancak sende ne düzgün mantık ne de doĝru dürüst bir argüman var. Lafa bak ya; itirazımız varsaymış...mış.
Okuyanlar bilir, sana zibilyon kere itiraz ettik. Peki, sen ne yaptın? Görmezden geldin; insan utanır bir kere!

Bundan sonraki hal ve hareketine bakacaz. Acaba kaç gram yol almışsın...:D
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Adem yıllarımı verdim açıklamaya çalışmak için , insan sözü ve vesikası olarak bakarsan anlarsın (kuran arap töresiyle anlaşılır) ilahi bir kaynak, evrensel bir tek tanrının sözü olarak anlamaya çalışırsan, ilk başta duygusal olarak din adamları veya dindarlarca yapılan açıklamalara meylediyorsun, bunlarla yetinmeyip daha derine inmeye çalışırsan tarih öğrenmeye başlıyorsun, felsefede haliyle yanında eşlik ediyor, sonra bilim falan derken genel kültürün gelişir..ama uyumsuzluk ve çelişkilerde artar... sonra caner taslaman ve benzerlerine meyledersin.. sonra hikmet felsefesi ve tasavvuf inancından vazgeçmemek için son düşünce metodun olur.. ama bir süre daha geçince bakarsın ki tasavvuf zemininde de tutunamıyor kuran ayetleri.. en son duygusal ve psikolojik durumun uygunsa,cesaretinde varsa inancını bırakırsın, bunlar yoksa zaten bu anlattığım süreclerin herhangi bir yerinde eleştriyel yaklaşmayı ve sorgulamayı bırakırsın..

Öncelikle ls2 , sen gerçek manada hiçbir zaman iman etmemişsin...

Kusura bakma , sadece düşüncelerimi söyleyip gerçeği ortaya koymaya çalışıyorum. Bence diğer imansızlar gibi sen de , bahaneler uydurup , sana zor gelen şeriat hükümlarinden ( bir süre ) kurtulmanın yolunu bulmuşsun...

Tabii seçim senindir. Her insan dilediği gibi inanmakta hürdür...

La ikrahe fiddin. ( BAKARA - 256)

Yani dinde zorlama yoktur.

İslam devletlerinde yahudi , hristiyan veya dinsizlere hiçbir zaman dokunulmamış , rahatça yaşamışlardır bu nedenle. Tabi devletle savaşmadıkları sürece..

Madem İMAN yok , akıl ve mantık yoluyla YARATICI nın varlığını bilabilmeli insan.

Basit bir örnek...

Bir erkek çok güzel bir kız görse ona tutulur , öyle bir güzellikki , ona bakmaya doyamaz , onun için neler feda eder kimbilir...

Peki bu erkeğin tutulduğu kıza o güzel şekli veren kimdir ? O karşı konulamaz güzellik , acaba hangi güzellik uzmanının elinden çıkmıştır ?

Bu güzelliğı acaba kaç bin yıl tasarlasa yerine oturtabilir ?

Sadece görünüşü de değil. Bir kadının tüm konuşmaları , hareketleri gülüşü yani tüm halleri o na başka bi güzellik katar bir erkeğin gözünde...

Peki , söyle bana , hangi kadın doğmadan önce şöyle güzel böle alımlı olayım deyip düşünmüştür ?

Bu o nun kendi eseri değildir ki .

Sadece ona verilmiş bir nimettir ....

Peki kim tarafından ?
 

odun

Filozof
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
12 Şub 2022
Mesajlar
950
Tepkime puanı
148
Puanları
43
Konum
Kime ne
Kusura bakma , sadece düşüncelerimi söyleyip gerçeği ortaya koymaya çalışıyorum. Bence diğer imansızlar gibi sen de , bahaneler uydurup , sana zor gelen şeriat hükümlarinden ( bir süre ) kurtulmanın yolunu bulmuşsun...
Bu ne yine?
Bahaneler uyduryormuşuz....
Yahu karşında keriz falan mı var?
Ne tam bir laftan anlamayan bir tip çıktın.
Tabii seçim senindir. Her insan dilediği gibi inanmakta hürdür...
Yok ne olacaktı?
Biz sen miyiz ki, kurbanlık koyunlar gibi her şeye "Meee!" diyelim.
La ikrahe fiddin. ( BAKARA - 256)
Yani dinde zorlama yoktur.
İslam devletlerinde yahudi , hristiyan veya dinsizlere hiçbir zaman dokunulmamış , rahatça yaşamışlardır bu nedenle. Tabi devletle savaşmadıkları sürece..
Bunlar boş beleş laflar; zorlama yokmuş...muş. Gören de Müslümanlar teee İspanya´ya kadar ellerinde çiçeklerle gittiklerini zanneder. Ha sahi, onların orada ne işi vardı?
Bak, Tevbe 29. cümlesi ne diyor?
- Kitap verilenlerden, Allah'a, ahiret gününe inanmayan, Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan, hak dinini din edinmeyenlerle, boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın.

Madem İMAN yok , akıl ve mantık yoluyla YARATICI nın varlığını bilabilmeli insan.
Tam tersine, akıl ve mantık yoluyla dinsiz imansız olup çıkarsın. Eĝer azıcık dürüst isen ve piyasadaki tüm dinlere ve kitaplarına eşit mesafede yaklaşmayı becerebilirsen, tüm dinleri teget geçersin aslında. Ancak bunun için içine doĝduĝun ailenin, toplumun ve ülkenin kültür ve inançlarından sıyrılabilmen lazım. Bunu her babayiĝit yapamaz, çünkü çocukluktan itibaren insanların beyni din mevzuları ile ütüleniyor.

Basit bir örnek...
Bir erkek çok güzel bir kız görse ona tutulur , öyle bir güzellikki , ona bakmaya doyamaz , onun için neler feda eder kimbilir...
Peki bu erkeğin tutulduğu kıza o güzel şekli veren kimdir ? O karşı konulamaz güzellik , acaba hangi güzellik uzmanının elinden çıkmıştır ?
Bu güzelliğı acaba kaç bin yıl tasarlasa yerine oturtabilir ?
Sadece görünüşü de değil. Bir kadının tüm konuşmaları , hareketleri gülüşü yani tüm halleri o na başka bi güzellik katar bir erkeğin gözünde...
Peki , söyle bana , hangi kadın doğmadan önce şöyle güzel böle alımlı olayım deyip düşünmüştür ?
Bu o nun kendi eseri değildir ki .
Sadece ona verilmiş bir nimettir ....
Tamamen hayal dünyasında yaşıyorsun.
Peki kim tarafından ?
Geldik yine, zurnanın zaaart dediĝi yere!:D
Her kim ise, hemen gelsin buraya. Seni ona şikayet edeceĝim; "Adem Efendi senin koymuş olduĝun hükümleri hiçe sayıyor, hatta sınav mevzusunu görmezden gelerek dinsiz imansızlara tebliĝ yapıyor ve onların kafasını ütülüyor. " diyeceĝim.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Öncelikle ls2 , sen gerçek manada hiçbir zaman iman etmemişsin...

Kusura bakma , sadece düşüncelerimi söyleyip gerçeği ortaya koymaya çalışıyorum. Bence diğer imansızlar gibi sen de , bahaneler uydurup , sana zor gelen şeriat hükümlarinden ( bir süre ) kurtulmanın yolunu bulmuşsun...

Tabii seçim senindir. Her insan dilediği gibi inanmakta hürdür...

Gerçek imanda neymiş?? 5 vakit namaz kıldığım zamanlarımda var. bu ölçü bence gerçek imana delil, kabul etmiyorsan gerçek imanı tanımla eyy kalbi mutmain Ademm:)

Zor falan gelmiyordu, aksine geçici ve sonlu olan bu dünyadaki hiçbir şey imanımla boy ölçüşemezdi.. (beşeri zafiyetler elbet vardı ama bunlar esası yerinden oynatamazdı)

İnsan dilediği gibi inanmakta özgür falan değil Adem kardeş, ya kabenin rabbinin dediği gibi inanacaksın yada sonsuz cehennem. Bu rabbin karşısında kişilik haklarından,bireysellikten,vicdan özgürlüğünden veya düşünce özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. bunun sebebi o zamanlar bu kavramların henüz varolmamasıdır elbet. Yaratan olmanın verdiği meşruiyetle hala ''kulluk' savunulabiliyor ve halk tarafından kabul görüyor ama dilediği gibi inanmak olayı her anlayış, ekol veya mezhep tarafından şiddetle reddedilmekte, şirk ve küfür gibi ürkütücü kavramlarla insan düşünce sistemi bloke hatta felç edilmeye çalışılmaktadır . bunun nedeni açıktır, çemberin içinde tutulmalıdır kitleler yoksa herşey dağılır ve biter...
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Gerçek imanda neymiş?? 5 vakit namaz kıldığım zamanlarımda var. bu ölçü bence gerçek imana delil, kabul etmiyorsan gerçek imanı tanımla eyy kalbi mutmain Ademm:)

Gayet basit...

Tüm şüphelerden arınmış , gerçeği her halukarda kabullenmiş bir iman...

Gerçek nedir ?

Her varlık , her şey kendisini bir VAR edene muhtaçtır. O var eden ,her şey O na muhtaç iken O , hiç bir şeye muhtaç olmamalı , doğmamış ve doğurulmamış olmalı , her şeye gücü yetmeli ve her şeyi bilmelidir...

O halde O gördüğün hiç bir şeye benzemez iken , aklın da var edicisi olarak akılla bilinemez.

Her şeyin sahibidir ve O , dilediğini yapar...

Bu , hayatın hiçbir şekilde inkar edilemeyecek yegane gerçeğidir.

Hayatının her anında bu gerçeği görebilen insan , gerçek manada İMAN etmiş insandır.




Zor falan gelmiyordu, aksine geçici ve sonlu olan bu dünyadaki hiçbir şey imanımla boy ölçüşemezdi.. (beşeri zafiyetler elbet vardı ama bunlar esası yerinden oynatamazdı)

Peki , sen gerçeği görmekten neden vazgeçtin ?

İnsan dilediği gibi inanmakta özgür falan değil Adem kardeş, ya kabenin rabbinin dediği gibi inanacaksın yada sonsuz cehennem. Bu rabbin karşısında kişilik haklarından,bireysellikten,vicdan özgürlüğünden veya düşünce özgürlüğünden bahsetmek mümkün değildir. bunun sebebi o zamanlar bu kavramların henüz varolmamasıdır elbet. Yaratan olmanın verdiği meşruiyetle hala ''kulluk' savunulabiliyor ve halk tarafından kabul görüyor ama dilediği gibi inanmak olayı her anlayış, ekol veya mezhep tarafından şiddetle reddedilmekte, şirk ve küfür gibi ürkütücü kavramlarla insan düşünce sistemi bloke hatta felç edilmeye çalışılmaktadır . bunun nedeni açıktır, çemberin içinde tutulmalıdır kitleler yoksa herşey dağılır ve biter.

Eğer KABE nin rabbine inanıyorsan , sen sadece bir kul olduğunu , özgürlük dediğin şeyin , kendi varlığını İLAH yerine koyup , kendi hakikatinden uzaklaşarak , gerçek varlığınla kendi kendine girdiğin bir savaşla yine kendine ZULÜM yapmak olduğunu bilirsin.
 

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
Bence diğer imansızlar gibi sen de , bahaneler uydurup , sana zor gelen şeriat hükümlarinden ( bir süre ) kurtulmanın yolunu bulmuşsun...

Bu kanıya nereden vardın? Hakikat olmadığının, uydurma oluğunun farkına varmış olmasınlar? "Zor gelen" savın senin kendi hüsnü kuruntun, avuntun!.
İslam devletlerinde yahudi , hristiyan veya dinsizlere hiçbir zaman dokunulmamış , rahatça yaşamışlardır bu nedenle. Tabi devletle savaşmadıkları sürece..
Cizye nedir? Canına dokunmamanın karşılığıdır. 3. sınıf vatandaşlık ne zamandan beri rahat yaşam oldu?
uzmanının elinden çıkmıştır ?

acaba kaç bin yıl tasarlasa yerine oturtabilir ?
Tamam biz de onu diyoruz zaten. Sen seni bir tasarlayan, sanatçı var iddiasındasın. Ama bunu tasarlayanı bir türlü varlayamıyor, kanıtlayamıyorsun. Bir de üstüne kusurlu olana, kusursuz tasarlanmış diyorsun. Öyle bir şey yok. O senin uyduruk iddian. Sanatçı, Eser sahibi varsa bunun varlığını herkes kabul eder. Bir tablonun sen yapanını dünyada kabul etmeyen hiç bir insan gördün mü? Michelangelo' yu kabul eden insanlık, dünya, senin "arap tanrını" gerçekten olsa niye kabul etmesin ve varlamasın? Az akıl mantık!.. Hülasa çocukken hangi çevreye, neye maruz kaldıysan işte o batıl, hurafe yanılgısındasın.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Tamam biz de onu diyoruz zaten. Sen seni bir tasarlayan, sanatçı var iddiasındasın. Ama bunu tasarlayanı bir türlü varlayamıyor, kanıtlayamıyorsun

Esasen Dragon , O nun kanıta ihtiyacı yok. Eserleriyle zaten gözümüzün önünde...

Lakin senin kanıta ihtiyacın var. Bi düşünsene beden senin , beyin senin , peki sen neredesin ?

Söyle bana sen hangisisin ?

Yazıyorsun ya , parmakların nasıl oynuyor ? Kim oynatıyor onları ? Nerede olduğunu bilemediğimiz sen mi ? :)

Lütfen önce bize bi açıkla , neredesin iki gözüm ? :)
 

dragon

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eki 2022
Mesajlar
441
Tepkime puanı
27
Puanları
28
Konum
dünya
Üniversite Bölümü
Sosyoloji
Ünvan
dünyalı
O nun kanıta ihtiyacı yok. Eserleriyle zaten gözümüzün önünde...
O birilerinin eseri dediklerinin zibilyon tane sahipleneni var. Bu mantıkla benimde kanıta ihtiyacım yok, ben yaptım ol dedim oldu hepsi. Hadi bana inan, iman et o vakit.


Bi düşünsene beden senin , beyin senin , peki sen neredesin ?
Düşünmeyen biz değil sensin. Saçmalıyorsun.
Yazıyorsun ya , parmakların nasıl oynuyor ? Kim oynatıyor onları ?
Zırvalıyorsun. Parmakların nasıl oynadğı, kimin oynattığı bilimce biliniyorda. Sen bize şu: balçık-->adem nasıl oluyor ınu bi açıkla bilimsel olarak. Da görelim. Demek balçık hokus pokusla Adem oldu.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst