AN'I YAŞAMAK

Evet burada yaşlılık bir YIPRANMA olarak düşünülür. Yani , insanın hücreleri çalışırken , yapılan iş belirli bazı yıpranmalara neden olur ve yaşlılık meydana gelir.

Şimdi bi düşünelim ,

Yıpranmanın meydana gelmesi için , normalde değişime uğramadan sabit duran bir cismin olması ve bu cisme etki eden ve cismi aşınmaya zorlayan bazı kuvvetlerin olması gerekir.

Peki , insan hücreleri kendiliğinden var olmuş , sabit nesnelermidir ?

Hayır , çünkü , hücreleri oluşturan atomlar , atomları oluşturan , elektron , nötron ve protonlardır.

Peki proton , elektron ve nötronlar sabit ve kendiliğinden mi oluşmuştur ? Hayır. Çünkü hepsi birer enerji yumağıdır.

Yani baktığımızda bütün nesneleri , enerjinin çeşitli yoğunluklara girerek oluşturduğu görüntüleri olarak görürüz.

Bu durumda yıpranma mümkün değildir.

Çünkü enerji yıpratılamaz , madde değildir.

Yıpranmış olarak gördüğümüz , anladığımız şey sadece , enerjinin değişik bir yoğunluk şekliyle göŕünmesidir sadece.

Ayrıca her an farklılaşan enerji yoğunluğu , oluşturduğu cisimlerin iki anda aynı cisim olarak kalmasına izin vermez. İki anda aynı kalan bir nesne yoktur.

Bu her an enerjinin , yeni nesneler meydana getirdiği anlamına gelir ki bu da , her an her şey yok olmakta , ve yeniden başka bir şekilde var olmaktadır anlaminı taşır.

Yani insanın yaşlanması söz konusu değil , sadece her AN değişen , farklılaşan varlığı söz konusudur.

Peki o zaman insan neden bebeklikten yaşlılığa ve toprağa doğru bu yolculuğu yapıyor ? Bize bu yolculuğu kim ya da nasıl yaptırıyor ?

Genç olduğunu düşünen ve hiç bir zaman yaşlanıp öleceğini düşünmeyen bir insan , sadece tek bir anda mı genç oluyor ?

Evet , insan gercekte o tek AN ın SONSUZ olduğunu bilir ve hiç bitmeyeceğini bilir aslında...

Ama gençlik bitiyor ?

Ne gençlik biter , ne de biten başka bi şey vardır. Yokluk mümkün değildir , sadece bilincin bir şekilde onu görememesi vardır.

Geçenlerde Platon (Eflatun) hakkinda bir video izlemiştim.

Platonun bir sözü varmış , buna göre eflatun " insan öğrenmez , hatırlar " diyor...

Aklını doğru düzgün kullanan bir insan , hakikatı bulabilir ki gördüğüm kadarıyla eflatun böyle biriymiş...

Akıp geçen ZAMAN yanılgısının , insana kaybettirdiği en önemli bilgi , hayatta mutlak olarak neyin değiştirilebileceğinin bilgisidir.

Çünkü akıp geçen zaman düşüncesi , hayatta sabit olarak hep var olan şeylerle yaşanıldığı yanılgısını getirir.

Geçmiş geçmişte kalmış olmasına rağmen hep bizi etkiler , orada sabit olarak durur. Geçmişte kalmış olması nedeniyle artık ona müdahale edemeyiz...

Oysa gerçek böylemidir ?

Evet geçmişi değiştiremeyiz , ama onun bize etkisini değiştirebiliriz . Tabi geçmişin şu AN bizde var olduğunu , ve şu AN bizde yaşandığını anlayabilirsek...

Biraz önce izlediğim bu videoda anlatılan paradoks 2500 yıldır çözülemiyormuş. Bu paradoks aslında hiç bir şeyin , mekanın ve zamanın sürekli olmadığını anlatıyor.

Bu paradoksun tek çözümü , benim anlatıp durduğum her AN yok edilip var edilen evren ile mümkündür...

Evet , elealı ZENO bir şekilde kainatın her an YOK edilip tekrar var edildiğini bilseydi , paradoks olmayacaktı.

Zenoya teşekkürler , ben bunu hiç düşünmemiştim. Kainatın her an yok edilip aynı anda var edildiğinin bir isbatı da onun ortaya koyduğu bu paradoks...

Hareket eden bir nesne çok kücük bir zaman dilimi içinde incelenirse HAREKETSİZ olmak zorundadır. Çünkü hareket , zaman dilimi küçüldükçe azalır ve sonunda sıfırlanır.

Yani yeteri kadar küçük bir zaman diliminde hareketli bir nesnenin hızı 0 olur.

Bu durumda hareketin oluşması İMKANSIZ dır.

Peki hareket nasıl oluşuyor o zaman ?

b@dem bırak çorbayı/zırvayı. Bilim' den din lehine ekmek çıkmaz. Bugüne kadar ben insan balçıktan oluştu teorsini savunan bilimsel açıklama duyamadım. Senin arap 14 asır önce bol keseden üfürmüş. Güneşin etrafında döndüğümüzü(arap tanrı güneşin balçığa battığını, uykuya daldığını sanır) bile bilmiyordu. Bilseydi bu da orada muhakkak önceden yazardı değil mi?

Sen şu korece başlık açan trolü görmüyormusun? Sen onu hele bir çözümle.

Niye müdahale edip silmiyorsun?