- 23 Ara 2012
- 4,763
- 319
- 83
Anlıyorum senin görüşün budur.Peki yazdıklarıma bir izahat getirebilir misin?
Benim görüşüm değil, ezoterik olarak açıklaması bu şekildedir. Hangi bölüme izahat getireyim?
Anlıyorum senin görüşün budur.Peki yazdıklarıma bir izahat getirebilir misin?
Cehennemde yanmak daha önce de ifade ettiğim gibi bir sembol yani ruhun yanında götürdüğü yüklerden arındırılmasıdır ve inanmamak da tabii ki bir yüktür fakat dünyada iyi işler yapan kişiler, ölmeden bu yükten arınabilir, kalan kısım için de mutlaka kısa bir süre de olsa cehennemde bulunacaktır.
İnsanların kalp güzelliği önemlidir, hangi hayırlı işleri yaptıkları ya da kötülükle ne kadar uğraştıkları mühimdir.
Yunus Emre'den yine bir örnek vermek gerekirse:
Ümmete ümmet diyen ümmet kaydını yiyen
Eğer ümmeti isen di İslam dinine hak
Yunus Emre Divanı - Mustafa Tatçı
Divan eserinde İslam dinini övüyor fakat mezhep ayrımı kabul etmiyordur beraberinde yine der ki:
Sen seni ne sanursan, ayruga da anı san
Dört kitabın ma'nisi budur eğer var ise
Yunus Emre Divanı - Mustafa Tatçı
Dört kitabı da okuduğunu ifade etmiştir ve tüm dinlerin esas anlamının "Kendin için ne istiyorsan başkası için de onu iste." anlamını taşıdığını söylemeye çalışmıştır.
Dinler insanı mutlu etmek için vardır oysa o günün koşulları çok zordu ve bazı ayetler de o koşullara göre caydırıcı olması için sert şekilde düzenlendi fakat özünde dinler sadece insanı iyi yaşamaya teşvik için vardır.
Hangi insan kendisi için istediğini samimiyetle başkası için de isteyebilir ki? İnsan kıskanç ve hasettir, hep bana der, asla başkası için iyi dilekte bulunmaz hatta başkalarının işinin yolunda gitmemesi için de dua eder. İyi ve güzel işlere kafa yoran insanların, korkmasına hiç gerek yoktur.
Benim görüşüm değil, ezoterik olarak açıklaması bu şekildedir. Hangi bölüme izahat getireyim?
Baştan aşağı kurduğum her cümleye.
Bu durumda cehennem de ebedi(sonsuza kadar) olmuyor değil mi?Günahkar insan arındıktan sonra yeni hayat planları ile yoluna devam ediyor değil mi?
Baştan aşağı kurduğum her cümleye.
Açıkladım ya tesir naklidir bu eski bir uygulamadır. Ne sorduğunu anlamadım ki, başka ne var açıklanacak o cümlelerde?
---------- Mesajlar Birleştirildi at 16:52 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 16:50 ----------
Evet her varlık arınmaya mecburdur, seçimleri ile bu süreyi uzatır ya da kısaltır. Dönüş O'nadır ve her varlık bu aşamaya er ya da geç ulaşır.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 16:56 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 16:52 ----------
Ne soruyorsun bana, anlamıyorum ki?
Allah kendi ruhundan üflememiş olsaydı insan nasıl tanrısal bir varlık olabilirdi ki? İnsanı tanrısal yapan Allah'ın kendi ruhundan bir parçayı insana aktarmasıdır bu yüzden şah damarından daha yakındır.
Sen ne soruyorsun bana, yazdıklarının cevabı bu çünkü.
---------- Mesajlar Birleştirildi at 17:02 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 16:56 ----------
İnsan-ı Kamil mertebesine ulaşan her varlık, tanrısal bir varlıktır. Yaratılanlar içinde en şereflisi olmasının nedeni budur. Bizim gibi normal insanlar için bu geçerli değil çünkü beden yapımız buna engeldir. Tekamül ettikçe bedenin ek işlevleri de devreye girer. Bu demek değildir ki, insan tanrıdır. İnsan sadece Allah'ın yeryüzünde temsilcisidir. Allah'ın ruhundan taşıdığı bir parça ile yeryüzünde O'na en yakın varlıktır. Şah damarından daha yakın olma nedeni budur.
Bunu yazdıklarıma cevap olarak kabul ediyorum.Teşekkür ederim.
Verdiğin cevabın panenteizmin tanımı olduğunu düşünüyorum.
Tanrı ayrı bir varlık ancak insanlar da Tanrısal bir varlıktır.O halde insan Tanrı'dır ve zıt anlam kuralı gereği Tanrı insandır.
Doğru mu anlamışım dediklerini?Aydınlatır mısın beni?
Hiç alakası yok, beni hiç anlamamışsın.
Kur'an'da birçok surede geçer: "Dönüşünüz O'nadır." veya "Dönüşünüz ancak banadır." Bu ruhsal parçanın tekamül etmesi sonucu varacağı son noktadır, Allah'da yok olmak ya da bütünlenmek anlamına gelir.
Ruhsal parçanın tekamül etmesi, ruhun insan olduğu anlamına gelmez. İnsan gölge bir varlıktır, ruhsal parça tekamül ettikçe insan-ı kamil mertebesine ulaşır ve yaratılanların en şereflisi haline gelir. Tanrısal varlık olan ruhsal parçasıdır, beden değil yani o ruhsal parça dönecektir O'na ve beden toprak olacaktır.
İnsan şu aşamada tanrısal bir varlık değil gölge bir varlıktır. Ruhsal parçası tekamül ettikçe insan-ı kamil aşamasında tanrısal olur fakat asla Bir yani Allah değildir sadece O'nun ruhundan bir parça taşır, beden ölünce o parça tekamül etmeye devam eder ve son noktada O'na ulaşır.
Tanrı şayet yönetici varlık anlamında kullanılıyorsa tabii ki insan da yönetici varlık olacaktır.
İnsanların haline bir baksana, tanrılık iddiası da ne demekmiş, iki yakamızı bir araya zor getiriyoruz.
Hiç alakası yok, beni hiç anlamamışsın.
Kur'an'da birçok surede geçer: "Dönüşünüz O'nadır." veya "Dönüşünüz ancak banadır." Bu ruhsal parçanın tekamül etmesi sonucu varacağı son noktadır, Allah'da yok olmak ya da bütünlenmek anlamına gelir.
Ruhsal parçanın tekamül etmesi, ruhun insan olduğu anlamına gelmez. İnsan gölge bir varlıktır, ruhsal parça tekamül ettikçe insan-ı kamil mertebesine ulaşır ve yaratılanların en şereflisi haline gelir. Tanrısal varlık olan ruhsal parçasıdır, beden değil yani o ruhsal parça dönecektir O'na ve beden toprak olacaktır.
İnsan şu aşamada tanrısal bir varlık değil gölge bir varlıktır. Ruhsal parçası tekamül ettikçe insan-ı kamil aşamasında tanrısal olur fakat asla Bir yani Allah değildir sadece O'nun ruhundan bir parça taşır, beden ölünce o parça tekamül etmeye devam eder ve son noktada O'na ulaşır.
Tanrı şayet yönetici varlık anlamında kullanılıyorsa tabii ki insan da yönetici varlık olacaktır.
İnsanların haline bir baksana, tanrılık iddiası da ne demekmiş, iki yakamızı bir araya zor getiriyoruz.
Hocam, bu yaşam planlarına gerek duymadan, günümüze kadar seyr-ü sülük ile fenafillah ve bekabillah gibi makamlara ulaşıp insan-ı kamil olan bir sürü evliya var, hatta bu evliyalar Dünya'yı yönetiyorlar. Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın Marifetnamesi'nde bu konu detaylıca işlenir.
Plan olmadan dünyaya gelmenin bir anlamı yoktur. Planları vardır fakat daha ileri tekamül derecesine sahiplerdir.
Dünyayı yöneten varlıklara yardım eden evliyalar var.
Dünya'yı yöneten "varlıklar" derken insan olan Tanrı'lardan bahsediyoruz değil mi?
Hayır, dünyadan sorumlu daha üst planlar var, yeryüzüne inmiyorlar. Hz.İsa'nın "Baba" diye seslendiği plandaki varlıklardan bahsediyorum. Yarı insan olanlar da var ama onlar yeraltı şehirlerine çekildi. Hızır ve evliyalar bu üst planlara destek veriyor.
İsa peygamber "baba" diye Allah'a hitap etmiyor mu?
Dünya'dan sorumlu en üst yönetici varlığa hitap ediyor.
Tanrı'nın oğluyum derken o yönetici varlığı kastetmişti., Bir yani Allah'ı değil.
Müslümanlar da; Hristiyanların baba, oğul ve kutsal ruh diye şirk koştuklarını iddia ediyorlar. Halbuki sizin anlattıklarınıza göre hristiyanların iddialarının da bir temeli ve gerçekliği var değil mi?
Peki, kendime güldüğümü kabul edelim ve konuyu kapatalım. İnanmıyorum, biliyorum ve sizin hatırınız için rol yapamam. Söylediklerimin sonuna kadar arkasındayım, kimin neye güldüğü ya da bana mı güldüğü de zerre kadar umrumda olmaz, rahatça gülebilirsiniz sıkıntı yok.
İnanmıyorsunuz, biliyorsunuz, bu yüzden heralde daha neye itiraz ettiğimi bile anlayamadınız.![]()
Özür dilerim,yine anlamadım.Anlamadığım yeri tekrar tekrar sormak istiyorum.Çünkü bilmemek ve öğrenmek istemek çok doğal bir şey değil mi?Demek ki sen de bazı şeyler biliyorsun ve ben de öğrenmek istiyorum.
Beden ve ruhu ayıralım ve beden bir gölge olsun. Orası tamam.
Sen ruha Tanrısal bir özellik yüklüyorsun. Orası da tamam.
Ve ruh senin deyiminle kâmile erdiğinde O'na ulaşacak yani Tanrı'ya ulaşacak diyorsun.E o da tamam.
Fakat cancağzım bu bildiğin panenteizm işte.Bak panteizm demiyorum.Çünkü tanrısal bir ruha sahip olarak atfettiğin insandan başka ayrı bir Tanrı'nın da olduğunu kabul ediyorsun.
Biliyor olduğumu iddia etmeme itiraz ediyorsunuz çünkü bildiğimin doğruluğunun kanıtı yok size göre, gayet iyi anladım merak etmeyin, çok şükür IQ seviyem yüksektir.
Biraz fazla yükselmiş galiba IQ seviyeniz.
Biliyorsunuz herşeyin fazlası zarar.
Zararı yok, sizi görünce insan haline daha çok şükrediyor.
Hayatınız insan beyninin yarattığı bilim dışındaki konulara mesafeli yaşayın sonra öteki tarafta gerçekleri gördüğünüz an beni hatırlarsınız.