Tanrının Tanrısı olabilir mi ?

evrensel-insan' Alıntı:

Benim senin sekilde duydugun bir ihtiyaca ihtiyacim da yok gereksinimim de yok. Bana gozlemimi algim ile alip kavramsa bilgim ile dile getirmek ve bunun tum insanligin gozlemine sunmak ve eger bir gozlem bunu yanlislarsa da yeni gozlem algi bilgi kavram ve olgulara yonelmek.

Bu daimi bir surectir.

Kisaca benim aklin yarattigi bir insanoglu disi guce de gozlemin arkasinda olan nedir seklinde bir akil yurutumune de ihtiyacim yok. Cunku beni ilgilendiren insanoglu ve onun zihinsel davranissal insanlasmasi. Bu da zaten tamamen insanogluna bagli ve onun icin onun adina ve onun elinde.

Genişletmek için tıkla ...

Demek ki sen hala ne kadar aciz olduğunu, bu kainatta bir karınca kadar bile küçük bir yer kaplayamadığını, seni var edip yaşaman için bunca nimeti sana tattıranı ve yaşam gayeni bulabilmek için sana akıl vereni, bu akıl nimetinin sorumluluğu olarak da seni sınava tabii tutanı fark edememişsin. Yani sen bir filmin yönetmeni ve yazarı dururken, direk o filmi ele almayı tercih ediyorsun. Oysa ele aldığın tek bir film, başlar ve biter. Oysa yazar, yeni filmler yazmaya kadirdir. Ama sen sadece o filmi ele aldığın için kendi sınırlarını o filmin derecesine düşürüyorsun! Oysa yazarı ele alsaydın, yeni filmleri de fark edebilecek ve her şeyin tek bir filmden ibaret olmadığını anlayacaktın. Demek istediğim, akıl ve ruh nimetini bir kenara koyarsak, insanın hayvan ve bitkilerden hiçbir farkı yoktur. Ha ben insanı akıl ve ruh nimetleri ile değerlendiriyorum dersen, o zaman da bunların sorumluluğunu yerine getirmeli ve insana verilen bu nimetlerin de kısıtlı olduğunu bilmen lazım. Çünkü bu nimetleri hiçbir insanın kendisi kendisine vermedi. Bu nimetleri veren biri olduğuna göre, demek ki bizde ki bu nimetlerin mutlağı onda var ki başkalarına dağıtabiliyor...