Tanrının Tanrısı olabilir mi ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe kategorisinde Avdan tarafından oluşturulan Tanrının Tanrısı olabilir mi ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,465 kez görüntülenmiş, 80 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe
Konu Başlığı Tanrının Tanrısı olabilir mi ?
Konbuyu başlatan Avdan
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ümit Zafer Bağcı

felsefehayat

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 May 2011
Mesajlar
46
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
41
tanrının tanrısı çok gereksiz bir tartışma... sorunun kökeni şu aslında:

tanrıyı hangi psikoloji ve içgüdüler yarattı?
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Deneyelim, sonrasız olan öncesizdir de, Öncesiz ve sonrasız değil olan önceli ve sonralıdır,[/ quote]

Zaman zaten bu temelde iki ucludur. Oyuzden mekanin zamana ihntiyaci yoktur. Cunku mekan her yonuyle zamansiz, yani daimidir.

Bu durumda başlar ve biter; Varoluş başlayıp biten bi şey olabilir belki ama bilinç başlayışsız ve bitişsizdir,

Buradaki mantik gecersizdir. Cunku var ve olmak biribirini tamamlar. Birisi insanoglunun algisi digeri kavram ile olusturdugudur. Bilinci izah etmistim. Insanoglu ile paraleldir, daha once yoktur.

Çünkü bitmiş olsaydı nasıl yeniden doğardı, Neden doğardı;

Dogum kendi basina bir sey degildir, olan bir seyden meydana gelir. Ayrica dogada dogum da yoktur.

Ama tüm bunların dışında zamansal bi önce olmayış fikrini sunabilecek yeterli kavrayışım olduğunu düşünmüyorum,

Bunun dusunce ile ilgisi yok, mekanin zamansiz olabilmesi bilimseldir. Zaten zaman insanoglu urunudur.

Bu bana daha çok okumalarımın verdiği bi fikir, Tabi ki salt okumalarımdan edindiğim bi fikir de değil ve zamana zaman algı ve biliş içinde kendi gözlem ve farkındalıklarımda da oldu bu yönde ama bunlar aktarılabilir şeyler değiller, Kişisel anlık kavrayışlardan öte değiller;

Bilimsel olmayan seyler gecerli degildir. Sadece senin kendi inancini kendine dogrulamandir.



Bilinç bilinç içinde gözlemlenir,

Bilinci gozlemleyen insanogludur

Gözün gözlemi değildir kanıt olan, Düşünüşün ve bilişin gözlemidir; Gözlem kişiye ve özneye aittir ve ona değer ifade eder ve belki de akratılamaz,

Burada bahsedilen gozlem bilimsel gozlemdir. Goz ile bagli degildir. Fenomen, yani gozlemlenebilir belirisin gozlemlenmesidir.

Sözler neyi ifade edebilir ki, Terminolojiler kavramsallaştırmalar ve anlatımlar farklıysa nasıl uzlaşabilirz ki, Belki siz beyni ve algı yetisini bilinç olarak kavramsallaştırıyorsunuz, Belki de değil ama neden insanoğlundan başka bilinç ya da biliş formu olduğunu ya da olabileceğini hiç düşünmüyorsunuz,

Iste o yuzden su an bilimsel temelde sana yanit veriyorum.


BU benim ifade sakarlığım olsun; Ama devam eden ifade bütünlüğü ile bi değer ifade ediyor sadece bu ifade;
Ama benim için en temel ve açık olan şu zamanın bi başı olsa bi yerde başlaması ve bi yerde de bitmesi bi sonu olması gerekirdi;

Zaman insanogluurunudur ve zamanin her zaman oncelik ve sonralkik sorunu vardir. Bu temelde, olcum olarak kullanilan zaman baskadir, mustakil bir seyin zamani baskadir. Bir mekanda bir yerde olmus bir seyin zamani baskadir. Zaman bir belirtim aracidir baslangic anlamina gelmez.

Zaman bi yerde nasıl başlayabilir; Zaman hiç başlamaz ya da başlamamalı;

Zaman baslamaz, bir seyin zamani olarak bir olcumdur. Mesela A 1970 de dogdu. Cumlesinde zaman A'nin doguimunu olcum olarak ortaya koyar. Bu A nin 1970 oncesi /sonrasi dogmadigi a nlamindadir. Zaman bir seyin bir olcum ile belirtilen noktasidir.

Anın dinamiği yani şimdiliği bi kalp atımı ya da bu eksik bi benzetme ise buna benzeyen ya da benzemeyen başka bi şekille ve biçimle ya da anlamla tarif ve ifade edilmeli belki de ama bilmiyorum; Ya da belki zamanda tıpkı bi mekan gibi düşünülmeli ve örneğin mekan içinde bi yerde bi yere gitmek gibi algı için bi form ya da biçim gibi düşünülmeli; Örneğin bi mekanın başı sizin onu gezmeye başladığınız başlangıç noktasıdır sadece, Belki bunun gibi; Zaman sadece algı için bi boyut ya da bi yeti, Ben sadece bi yerden bi yere uzayan ve ilerleyen çizgisel-doğrusal bi zaman düşünmüyorum;

Zaman sadece ve sadece mustakil var olan varlik icin gecerlidir. Onun ile ilgili tum zamansal bilgi olarak kullanilir. Mekan zamana bagli degildir, yalniz bir seyin dogumu ve olumu zaman ile ifade edilir. Bu da o seyin tam o aninin noktsalanmasi anlamindadir.

Mesela suradaki bos tarlaya bir ev yaptiginda is o evi yapmaya basladigin olcum zaman ile ortaya konar. Ayrica zaman gecmisi ve hatta insanoglu oncesini zamansal ortaya koymak icin kullanilir. Yalniz tum ortaya koyumlar zaman olarak INSANOGLU ONCESINE GITSE BILE, ORTAYA KOYULUS ZAMANI INSANOGLU VARLIGIDIR. Ayni dinazorlar gibi. Dinazorlari iunsanoglu kendi varliginda ortaya koyar, zaman olarak ise kendi varligi oncesi ortaya koyar.

Buna en guzel ornek, dogan bir bebegin evine geldiginde hersey ondan zamansal olarak oncedir. Iste bebek kendi zamaninda evdeki bir esyayi daha sonra kendi zamaninin oncesi olarak ifade eder. Mesela 20 yasindaki bir genc evdeki bir esyayi gosterip "bu 40 senelik" diyebilir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Deneyelim, sonrasız olan öncesizdir de, Öncesiz ve sonrasız değil olan önceli ve sonralıdır,[/ quote]

Zaman zaten bu temelde iki ucludur. Oyuzden mekanin zamana ihntiyaci yoktur. Cunku mekan her yonuyle zamansiz, yani daimidir.

Buradaki mantik gecersizdir. Cunku var ve olmak biribirini tamamlar. Birisi insanoglunun algisi digeri kavram ile olusturdugudur. Bilinci izah etmistim. Insanoglu ile paraleldir, daha once yoktur.

Dogum kendi basina bir sey degildir, olan bir seyden meydana gelir. Ayrica dogada dogum da yoktur.

Bunun dusunce ile ilgisi yok, mekanin zamansiz olabilmesi bilimseldir. Zaten zaman insanoglu urunudur.

Bilimsel olmayan seyler gecerli degildir. Sadece senin kendi inancini kendine dogrulamandir.

Bilinci gozlemleyen insanogludur

Burada bahsedilen gozlem bilimsel gozlemdir. Goz ile bagli degildir. Fenomen, yani gozlemlenebilir belirisin gozlemlenmesidir.

Iste o yuzden su an bilimsel temelde sana yanit veriyorum.

...

Her neyse üstadım ben bu tartışmayı sürdürmeyi istemiyorum kendi adıma;
Ki beni bu noktaya getiren şuydu, Tanrının bilinemez olduğunun söylenmesi, Bu sarfedilmiş olmasaydı bu kadar ifade denemeyecektim;
Aslında benim ortaya koymak istedeğim bu başlık için daha öncede belirttiğim gibi Tanrının benim için bilinemez değil olduğu idi; Bunun nedenliği ve nasıllığı sorulması üzerine ben Tanrı gözlemi fikrimi derinleştirdim ve buralara savrulduk; Saçtığım tüm bu sözleri, (gözlem fikri dışında diğer ilgili alanları) toparlayacak ifadesel yetkinlik içinde olduğumu sanmıyorum; Ki bi çoğu doğaç ya da düşünmeden doğan ifadeler idi belki, Zaman ve belki diğerleri ile de ilgili;
Ama Tanrılık gözlemi konusunda savım daha net;
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Her neyse üstadım ben bu tartışmayı sürdürmeyi istemiyorum kendi adıma;
Ki beni bu noktaya getiren şuydu, Tanrının bilinemez olduğunun söylenmesi,
Bunu soleyen ben degilim. Ben insanoglundan ornek vererek anne baba ve evlart seklinde bir uclemden bahsettim. ONCESIZ BIR SEYIN MUMKUNSUZLUGUNU DE BILIMSEL OLARAK IZAH ETTIM. Yani bir sey oncesiz demek, bilimsel degildir ve sadece aklin kendini inandirdig dogrudur. Ustelik kavram zamansaldir ve zamanin belirtileninin disinda mutlaka oncesi vardir. O yuzden zaman olcum olarak sadece o an ve o sey icin gecerlidir. Bu da aslinda zaman diliminde sadece o mustakil var olan sey icin zamansal noktalamadir.

Bu sarfedilmiş olmasaydı bu kadar ifade denemeyecektim;
Aslında benim ortaya koymak istedeğim bu başlık için daha öncede belirttiğim gibi Tanrının benim için bilinemez değil olduğu idi;

Tanri ve her cesidi insanoglu aklinin bir urunudur. Teolojik olarak ve hangi tanri ise ona verilen anlam ve icerik temelinde aklinin inancini dogrulayarak gerceklestiren icin vardir, gerceklestiremeyen icin yoktur, kararsiz icin de bilinemez.

Tum bunlar da ontolojik temel bunyesindedir.

Epistemolojik olarak tanri bir kavramdir ve kavram ile ilgili olan da sosyal bilgidir.

Bilimsel olarak ise, gozlemi olmayan hic bir sey bilimsel degildir. O yuzden gozlemi olmayan bir tanrinin varliksal var/yok/bilinemez tartismasi da bilimsel degildir.

Bunun nedenliği ve nasıllığı sorulması üzerine ben Tanrı gözlemi fikrimi derinleştirdim ve buralara savrulduk; Saçtığım tüm bu sözleri, (gözlem fikri dışında diğer ilgili alanları) toparlayacak ifadesel yetkinlik içinde olduğumu sanmıyorum; Ki bi çoğu doğaç ya da düşünmeden doğan ifadeler idi belki, Zaman ve belki diğerleri ile de ilgili;
Ama Tanrılık gözlemi konusunda savım daha net;

Tanrinin gozlemini aciklar misin? Yani bu gozlem tum insanoglunumu kapsiyor, yoksa senin sadece kendi inancina dogruladigin gercegin bir gozlemimi.

Sonucta tanri kavrami bilimsel olmadigindan ve GOZLEMI OLMADIGINDAN YANLISLANMASI MUMKUN DEGILDIR. Yani ne varlayan ne yoklayan ne de bilinmez kilan, bunu ancak kendine dogrulasr ve digerini de yanlislayamaz. Cunku akilci temelde gozlemi olmayan hic bir sey yanlislanamaz ve yanlislanamayan hic bir sey de bilimsel degildir.

Basligin sorusuna gelince, dedigim gibi yaratanin yaraticisi kisir dongusu vardir. Tanrinin tanrisi ... sonsuza kadar gider ve hangi tanrida akil onu kabul ederek durursa, bu onun sadece inanci olur.

Eger tekrar tanri kavramini ortaya atanin insanoglu olduguna donersek demekki insanoglunun otaya attigi tanrinin tanrisi, o tanriyi ortaya atandan ya da anne baba cocuk temelinde en azindan bir uclem soz konusudur.

Samimi ve dusunce belirten mesajlarin icin tesekkurler.

Tanrinin varligi-deizm

Tanrinin yoklugu-ateizm

Tanrinin bilinemezligi-agnostisizm

Tum bunlar teolojik tanrinin varligi adina ortaya atilmis duruslardir.

Hic biri digerini yanlislayamaz ve herbiri kendi dogrusunu ancak kendi inanci ile kendine dogrular.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
tanrının tanrısı çok gereksiz bir tartışma... sorunun kökeni şu aslında:

tanrıyı hangi psikoloji ve içgüdüler yarattı?

Guzel bir soru?

Akilciligin elde ettigi gozlem ile akilda beliren soruya yanit bulamamasi yaratti. Insanoglunun kendini kendi eliyle kendi disi bir guce teslim etmesi yaratti. Yasamin bitmesi ve olumden umulan medet yaratti.

Kisaca aklin tatmin olma egosu yaratti.

Insanoglunda icgudu yoktur, yasam yetisi vardir. Buradaki psikolojinin ana nedeni, insanoglunun kendi varliginin farkindasizligi kendini kendi eliyle caresiz birakmasi. Kendi aklinas kendini teslim etmesi

Yalniz bunun tarihsel temeli ise anaerkil toplumdan ayrilistir. Anaerkil toplumda insanoglu kendisinin geldigi yeri gordu ve kutsa,llastirdi, ne zaman disisinin gucsuzlugunu gordu kutsallik kayboldu ve boyle geldiugi yeri gordugunu unutup, geldigi yeri baska bir gucte aramaya basladi ve basta bilemedikleri her gordugunu tanri yaparak, pooliteizme gecti, sonra monoteizmi gorsel (put pitoresk ay gunes v.s.) gorsellige tasidi ve en sinunda da tanriyi soyut ve erisilmez kildi.

Asil soru 21. yuzyilda birey ve bilgi toplumu ve caginda hasla insanoglunun beyninde tanrilastirma eylemi yapmasina ve aklina uygun tanri yaratmasina ihtiyac duymasi, neden? Ustelik bilim teknik v.s. bunca ilerlemis ve cogu inanc bilimsel olarak curutulmusken.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Tanrı var mı yok mu bilmiyorum ama tanrının var olduğunu kabul edersek tanrının tanrısı olma ihtimali nekadar yüksek olabilir ? Evrenin yaratıcısı dediğimizde aklımıza ''Tanrı,Allah'' gelir.Ama sadece evrenin yaratıcısı deriz.Eğer Tanrı evreni yarattıysa bu sadece yüceliğinin sadece evrende geçerli olduğu anlamına gelir.Kutsal saydığımız kitaplardada sadece ''evren''in yaratıcısı diyor Peki ya evrenin ötesinde ? Şuan teknolojimiz yüksek olsa ve yeni bir evren yaratma ihtimalimiz var mı ?Şuan bizim için muhteşem olan evren ya bizim gibi bilim insanlarının eserleriyse ve onlar için sadece mikroorganizmadan ibaretsek ? Tanrınında bir Tanrısı olabilir mi ? veya Tanrının Tanrısının Tanrısı ve bu böyle uzayıp gidiyorsa...

Tanri evreni NEREDE YARATTI? yani evreni yaratirken kendi nerdeydi? Aynen iste oyle uzayip gider. Akil kendini inanc olarak nerede dogrularsa orada durur ve TANRI O AKLA GORE ORDAN BASLAR DA, HANGI TANRI.

Insanoglu tarihi boyu binlerce tanri ortaya atmistir.

Tanrinin olup olmadigini bilmeme durusu, teoloji de agnostisizmdir. Ustelik bu tanri dini olmayan ve insanoglunun yasam ve iliskisine yon vermeyen ve karismayan tanridir, yani Allah olamaz. Cunku Allah sosyal bilgi olarak insanoglu yetisi ve ozellikleri tasir. Agnostisizmdeki tanri ise, sadece aklin tanri ile ilgili vardigi kendine dogrucu noktasidir.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Asil soru 21. yuzyilda birey ve bilgi toplumu ve caginda hasla insanoglunun beyninde tanrilastirma eylemi yapmasina ve aklina uygun tanri yaratmasina ihtiyac duymasi, neden? Ustelik bilim teknik v.s. bunca ilerlemis ve cogu inanc bilimsel olarak curutulmusken.

çünkü tanrı arayışı taa yaratılışında genlerine fıtratına yerleştirilen bir bilgi..

asıl soru daha kendi yaratılışının farkına varmadan bir damla pislikten nasıl oldu da bu hale geldim in cevabını veremeyen beyinlerin hala yaratılışını inkar etmesidir..teknoloji,bilişim,iletişim...v.s. bunların hepsi materyal ve bu sakat düşünce de materyalizmin eseri..madde düşünceyi yaratamaz,insan düşünen bir varlıksa bu düşünce yi yerleştireni aramanız gerekir,hangi gelişmiş süper bilgisayar düşünebilir?

düşünebilseydi noel babadan oyuncak roket isteyeceğine noel baba yoktur derdi..yanlış cevap..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
...

Tanrinin gozlemini aciklar misin? Yani bu gozlem tum insanoglunumu kapsiyor, yoksa senin sadece kendi inancina dogruladigin gercegin bir gozlemimi.

Sonucta tanri kavrami bilimsel olmadigindan ve GOZLEMI OLMADIGINDAN YANLISLANMASI MUMKUN DEGILDIR. Yani ne varlayan ne yoklayan ne de bilinmez kilan, bunu ancak kendine dogrulasr ve digerini de yanlislayamaz. Cunku akilci temelde gozlemi olmayan hic bir sey yanlislanamaz ve yanlislanamayan hic bir sey de bilimsel degildir.
...

Bu sorunun yanıtlanabilmesi için gözlemcinin bir Tanrının varolduğunu varsayarak bi Tanrıyı nasıl gözlemleyeceği/gözlemyebileceğini düşünerek cevap vermesi ya da yanıt araması gerekmektedir,

Beni bu arayışın götürdüğü yaklaşık sonuçlar;
- Bi Tanrı dışsal olarak gözlemlenemez, Gözlemlemenez çünkü kişiyi yarattığına dair tutarlılık sunmalıdır, Tutarlı veri sunmalıdır, Hatta bu da yeterli değildir, Bu da kişinin kendinin yaratıldığının kişiye gösterilmesidir, bu mümkün müdür? Kişiyi yarattığını kişiye göstermelidir, Bu yaratım öncesidir, Bi Tanrı size irade bahşettiğini siz nasıl sunumlayabilir-gözlemletebilir; Sizce-bizce bu mümkün mü? Bilinç içinde bilinçsizlikten (bilinç öncesinden), ,irade içinde iradesizlikten (irade öncesinden) söz edilemez;
- Bi ikincillik yoksa, Tanrı tek ve salt varlıksa (varlık öncesinde) Tanrılık için gerçek ikna ve bilirlik doğuracak gözlem; her şeyin varsızlığı çinde sizin tarafınızdan yaratılması ve oluşturmasıdır, bunun dışında hiç bir veri sizin tam olarka bilirliğiniz, görmüşlüğünüz, iknanız, ikrarınız sonucunu doğurmaz; Dışsal bi şeyin size yaratım yapmasını göstermesindne dahi söz edilemez, Sözde Tanrı teklik içindedir, Bunlar kavramlarla anlatımı karmaşık sonuçlar doğuran düşünsel çıkarımsamalar, Kişi bunu ve bunları kendi düşünerek gözlemleyebilir ve görebilir
-Tanrılık gözlemi Tanrılıktır, Tanrılık'ın kendisidir; Tanrı kendi varlığından başkasının varlığına tanık olamaz;
-Tanrı sen ve seni olarak gözlemlenemez; Tanrı yalnızca ben (ya da biz (ben ve o)) olarak gözlemlenebilir, Diğer gözlemlerin hiç biri kendini bilirlik ifade etmez;
Tüm bunların dışında kaldı ki, Tanrının varlığı birlikse ve kendinden başkalık ve diğerlik içermiyorsa (ki içeremez), Bu durumda kendinden başkalık , tasarlayamaz, yaratamaz; Yani yaratacak ve yapacak ve işleyecek kendinden (kendi, varlığından) başka cevher, öz ve içerik yoktur; (Ya da onun kendini oluşturanda)

Ben tüm bu düşüncelerimi ve kişisel biliş-kavrayış ve duyuşlarımı yeterince aktaramamış ifade edememiş ya da edemiyor olabilrim yanlış ve eksik aktaryor olabilirim tüm bunlar olabilir ama artık bunu gerçekten uzatmak istemiyorum; Bu benim için bi ispat-kanıt-sunu dinamiği değildir; Bi başkası için bu düşünceler ya da anlatımlar bi değer ya da anlam ifade etmiyor olabilir,

ama benim için;
Tanrı bilinemez genel geçerliliği kurulamaz, Çünkü benim için bilinebilirdir, Tüm varolan Tanrıdır, Tasarımcı aynı zamanda deneyimleyicidir, Tanrı tüm varolandır ya da yoktur demek arasında bi farkta yoktur gibi çünkü bu ifade de bi Tanrı varlığı bulunmaz da sonuç olarak; Bunun bilimliğini ya da bilimselliğini sorgulamanın ki bence bi alemi yok, Kişiye kalmış, Bu benim subjektif geçerliliğim, Benim için sonuç budur, Düşüncemin ürettiği keskin ve berrak biliş ve sonuçtur, Benim için bunda şüphew ya da ikilem yoktur, Bu durumda Tanrı bilinemez genel geçerliliği kuran kişi örneğin bu geçerlilikten beni dışlamalıdır ya da yalnızca kendini içlemelidir;
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Bu sorunun yanıtlanabilmesi için gözlemcinin bir Tanrının varolduğunu varsayarak bi Tanrıyı nasıl gözlemleyeceği/gözlemyebileceğini düşünerek cevap vermesi ya da yanıt araması gerekmektedir,
Beni bu arayışın götürdüğü yaklaşık sonuçlar;
- Bi Tanrı dışsal olarak gözlemlenemez, Gözlemlemenez çünkü kişiyi yarattığına dair tutarlılık sunmalıdır, Tutarlı veri sunmalıdır, Hatta bu da yeterli değildir, Bu da kişinin kendinin yaratıldığının kişiye gösterilmesidir, bu mümkün müdür? Kişiyi yarattığını kişiye göstermelidir, Bu yaratım öncesidir, Bi Tanrı size irade bahşettiğini siz nasıl sunumlayabilir-gözlemletebilir; Sizce-bizce bu mümkün mü? Bilinç içinde bilinçsizlikten (bilinç öncesinden), ,irade içinde iradesizlikten (irade öncesinden) söz edilemez;
- Bi ikincillik yoksa, Tanrı tek ve salt varlıksa (varlık öncesinde) Tanrılık için gerçek ikna ve bilirlik doğuracak gözlem; her şeyin varsızlığı çinde sizin tarafınızdan yaratılması ve oluşturmasıdır, bunun dışında hiç bir veri sizin tam olarka bilirliğiniz, görmüşlüğünüz, iknanız, ikrarınız sonucunu doğurmaz; Dışsal bi şeyin size yaratım yapmasını göstermesindne dahi söz edilemez, Sözde Tanrı teklik içindedir, Bunlar kavramlarla anlatımı karmaşık sonuçlar doğuran düşünsel çıkarımsamalar, Kişi bunu ve bunları kendi düşünerek gözlemleyebilir ve görebilir
-Tanrılık gözlemi Tanrılıktır, Tanrılık'ın kendisidir; Tanrı kendi varlığından başkasının varlığına tanık olamaz;
-Tanrı sen ve seni olarak gözlemlenemez; Tanrı yalnızca ben (ya da biz (ben ve o)) olarak gözlemlenebilir, Diğer gözlemlerin hiç biri kendini bilirlik ifade etmez;
Tüm bunların dışında kaldı ki, Tanrının varlığı birlikse ve kendinden başkalık ve diğerlik içermiyorsa (ki içeremez), Bu durumda kendinden başkalık , tasarlayamaz, yaratamaz; Yani yaratacak ve yapacak ve işleyecek kendinden (kendi, varlığından) başka cevher, öz ve içerik yoktur; (Ya da onun kendini oluşturanda)

Ben tüm bu düşüncelerimi ve kişisel biliş-kavrayış ve duyuşlarımı yeterince aktaramamış ifade edememiş ya da edemiyor olabilrim yanlış ve eksik aktaryor olabilirim tüm bunlar olabilir ama artık bunu gerçekten uzatmak istemiyorum; Bu benim için bi ispat-kanıt-sunu dinamiği değildir; Bi başkası için bu düşünceler ya da anlatımlar bi değer ya da anlam ifade etmiyor olabilir,

ama benim için;
Tanrı bilinemez genel geçerliliği kurulamaz, Çünkü benim için bilinebilirdir, Tüm varolan Tanrıdır, Tasarımcı aynı zamanda deneyimleyicidir, Tanrı tüm varolandır ya da yoktur demek arasında bi farkta yoktur gibi çünkü bu ifade de bi Tanrı varlığı bulunmaz da sonuç olarak; Bunun bilimliğini ya da bilimselliğini sorgulamanın ki bence bi alemi yok, Kişiye kalmış, Bu benim subjektif geçerliliğim, Benim için sonuç budur, Düşüncemin ürettiği keskin ve berrak biliş ve sonuçtur, Benim için bunda şüphew ya da ikilem yoktur, Bu durumda Tanrı bilinemez genel geçerliliği kuran kişi örneğin bu geçerlilikten beni dışlamalıdır ya da yalnızca kendini içlemelidir;

Koyulastirdigim ilk cumle, sorulan soru icin yeterli bir yanit tesekkurler.

Diger yanitlarin senen kendi aklinin kendin icin inannarak kendine dogrulamasidir. Tartisilmasi da anlamsizdir.

Yalniz istersen teolojik temelde tum bu aciklamalarin tanrinin varligi tartismasi dusurunda hangi durusa girdigini yazisabiliriz,

Buradaki sorunda, senin kendine inanarak dogruladigin tanrini insanogluna ya da sana yasam ve iliski de bir yon ve yonlendirim verip vermedigi ve bu tanrinin insana ait olan yetisel ozellikler tasiyip tasimadigi ve son olarak ta senin bu tanrin ile aranda kurdugun bagda dunyevi bir din sisteminin olup olmadigidir.

Cunku boyle bir sistemin varligi seni teist yapar.

Boyle bir sistemsiz tanri varligi inanci seni deist yapar.

Eger aklinin inanarak dogruladigi tanrinin bir fenomen ile ozdeslestirilmesi bu ozdeslestirdigin temelinde seni;

Eger evren ile ozdeslesme ise-panteist

Eger madde ile ozdeslesmis ise-hyloteist

Eger ozdeslesme tek ise-monoteist

Eger ozdeslesme cok ise-polyteist

Eger ozdeslesmede bir fenomen yok da sadece numenal bir ozdeslestirme ise-oznel teist yapar.

Tanrin erisilemez, ulasilamaz v.s. ise-noncognitivist

Yapar.

Inancin temelinde dogruladigin icin inancsiz ya da bilinemezci teolojik duruslari ornek vermedim.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
çünkü tanrı arayışı taa yaratılışında genlerine fıtratına yerleştirilen bir bilgi..

asıl soru daha kendi yaratılışının farkına varmadan bir damla pislikten nasıl oldu da bu hale geldim in cevabını veremeyen beyinlerin hala yaratılışını inkar etmesidir..teknoloji,bilişim,iletişim...v.s. bunların hepsi materyal ve bu sakat düşünce de materyalizmin eseri..madde düşünceyi yaratamaz,insan düşünen bir varlıksa bu düşünce yi yerleştireni aramanız gerekir,hangi gelişmiş süper bilgisayar düşünebilir?

düşünebilseydi noel babadan oyuncak roket isteyeceğine noel baba yoktur derdi..yanlış cevap..

Bilim bilimsel olarak gozlemden yola cikar ve gozlemini ortaya koyar. Eger henuz epistemolojik olarak aciklayamayacak bir soru var ise, bunu da sirf akli inandigini kendine dogrulasin diye bir insanoglu disi bir guce baglamaz.

Tanriyi ortaya atan acaba nasil bir beyindir ve illa okuz altinda akilci buzagi arar. Bilimin bilimselliginde onemli olan CEVAP VEREBILMEK/VEREBILMEMEK DEGIL; VERILEN CEVABIN TUM INSANOGLUNU KAPSAYAN TEMELDE GOZLEME DAYASNMASI VE OLGUSALOLMASIDIR.

Iste zaten o yuzden cevap verme durumunda kendini hisseten her bir akil tarihler boyu binlerce cesitlilikte ve anlam ve icerikte tanrilar ortaya atmislardir. Islamin Allah'i da bunlardan sadece biridir.
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Tanrı'nın tanrısı var ise bir de tanrı için gönderilen peygamber ve kitaplar olması gerekir. Dısının dısının dıdısı... :)

Sart degil, aklin her tanri inanci illa teist temelde degildir, deist temeldedir de; yani tanri ile kendini inandiran arasinda bir din yoktur. Anadolu kokenli tum tasavvuf inanclari bu temeldedir. Tanrisi ile kisinin arasindaki iliski sadece kendi inandiklari temelindedir.

Kitapli tanricilik-teim

Kitapsiz tanricilik-deizm
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
...

Diger yanitlarin senen kendi aklinin kendin icin inannarak kendine dogrulamasidir. Tartisilmasi da anlamsizdir.

Yalniz istersen teolojik temelde tum bu aciklamalarin tanrinin varligi tartismasi dusurunda hangi durusa girdigini yazisabiliriz,
...

Tüm bunlar bi yana benim bi Tanrı kavramı taşıyor olmamın sebebi sadece yeryüzünde tanımlı bi kavram oluşu ve geçerli bi kavram oluşu;
Benim yaptığım sadece var olan, var bulunan bu kavramı en doğru şekilde yeniden tanımlamak ya da kelimenin anlamın ifade ettiği doğru odak noktasına taşımayı denemek; Özetle Tanrı tüm varolan her şeydir; Öte yandan milyarlarca benimseyicisi olan bu kavramı taşıyan kimseler ile de çatışma değil uzlaşı dinamiği geliştirmek örneğin amacım; Bu durumda bunu kaldırıp atamam ya da yok sayamam; İnsanlarla ortak bi Tanrı kavramı uzlaşısı için fikir yürütürüm; Dışlayarak ya da değilleyerek ancak karşıtlaşma ya da kutuplaşma oluşturabilirim değil mi? Ben bunu sadece bi kavram olarak kullanıyorum, Dildeki her hangi sözcük gibi bi sözcük benim için; Benim için bir varlık değil; Benim inandığım ya da benimsediğim bi Tanrı varlığı yok ama tanımladığım bi Tanrı kavramım var, Tanrının bi sözlük tanımı olsaydı örneğin ne olmalıydı benim Tanrı düşüncem; Buradaki en doğru tanımı yapmak benim çabam, Dediğim gibi bi objektif bi sözlük olsak yoktur ya da vardır mı yazacağız; Bi sözlük Tanrıyı varolanı yaratan ya da tasarlayan şey ya da kim olarak tanımlarsa örneğin bu da eksik olur; Salt tüm varolandır Tanrı, Sadece bu, Varolumu tesadüflerle açıklamıyorum da; Tüm varlık birdir, Bir olan ve salt kendi olan bilinç kütlesel bölünme-dağılım ya da benzeri ile ya da tanımlayamacağımız herhangi olgu ile kendi benliğini kendiliğini çoğullamış ve dağıllamıştır; Sen ve ben aynıyız, olabiliriz, Çoklu zaman, çoklu mekan, çoklu gerçeklik, çoklu benliik deneyimliyor olabiliriz, Ya da sonsuz olasılık her şey oalbilir, Aslında tek özdeş benlik kendini kendi içinde başkalaştırmış olabilir benzeri bi algı bu; Ve bilincin evrimi ile aslında gelecek olarak algıladığımız ya da deneyimleyeceğimiz bi geleceğimiz bizi yarattı ya da kendini ve aslında kendi geçmişini yarattı benzeri bi algı bu; Kendimizin geçmişiyiz belki de bizim zaman algımızla, Bölünmüş bi tanık ya da gözlemci yok esasen özetle, Tanık ve gözlemci her ikisi bir ve hepsi-herkes-herşey bir, Ben hepsiyim ya da hiç biriyim; Bu bir gözlem ya da inanç olabilir mi diyebilirsiniz, bu bir benimseme ya da inanma diyelim ama bana sorarsanız yine de bu düşünme, biliş ve farkındalıktan doğan bir benimseme ve inanmadır ve gözlemi gelecektedir, Gelecek bunu doğrulayacak ya da yanlışlayacak; Bekleyip göreceğiz, Bizi mzaman algımızla trilyonalrca yıl hatta milayarlarca yıl hatta sonsuz sürmüş gibi gelecek zaman deneyimlenmesi önemli değil, Varlığın birliği ve tüm varolanlığı bir hal ya da gözlem içinde deneyimleyeceğine inanıyorum; Bunun dışında her sonuç bana kusurlu bir varlık tasarlatır ya da modelletir;

Şunu da belirtelim; Tanrı varolan her şeydir (varlık),
Karşıtında;var olmayan her şey (yokluk) bulunur;
Tanrı varolmayan şey değildir; Yani vardır (vardır olan şeydir, (şey ve kim))
(Yani) Varolmayan şey (de) Tanrı değildir, Yani Tanrı yok(yokluk) değildir;
Bir varolan ve varolmayan her şeydir;
Tanrı kaynak ya da "bir" değildir, Tanrının varlığı ve birliği varlık varlık olgusu, varolan bütünlüğü olarak birliğidir ve tekliğidir, İkinci bir tüm varolan yoktur evet;

(Burada yaklaşık olarak varlık adılının kendisi Tanrı gibi oldu, Kusura bakmayın, Sadece düşünsel ve ifadesel denemelerdir bi kısmı gibi oldu, Yazmak ve düşünmek, denemek eğlenceli geldi sadece;)
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Tüm bunlar bi yana benim bi Tanrı kavramı taşıyor olmamın sebebi sadece yeryüzünde tanımlı bi kavram oluşu ve geçerli bi kavram oluşu;
Benim yaptığım sadece var olan, var bulunan bu kavramı en doğru şekilde yeniden tanımlamak ya da kelimenin anlamın ifade ettiği doğru odak noktasına taşımayı denemek; Özetle Tanrı tüm varolan her şeydir; Öte yandan milyarlarca benimseyicisi olan bu kavramı taşıyan kimseler ile de çatışma değil uzlaşı dinamiği geliştirmek örneğin amacım; Bu durumda bunu kaldırıp atamam ya da yok sayamam; İnsanlarla ortak bi Tanrı kavramı uzlaşısı için fikir yürütürüm; Dışlayarak ya da değilleyerek ancak karşıtlaşma ya da kutuplaşma oluşturabilirim değil mi? Ben bunu sadece bi kavram olarak kullanıyorum, Dildeki her hangi sözcük gibi bi sözcük benim için; Benim için bir varlık değil; Benim inandığım ya da benimsediğim bi Tanrı varlığı yok ama tanımladığım bi Tanrı kavramım var, Tanrının bi sözlük tanımı olsaydı örneğin ne olmalıydı benim Tanrı düşüncem; Buradaki en doğru tanımı yapmak benim çabam, Dediğim gibi bi objektif bi sözlük olsak yoktur ya da vardır mı yazacağız; Bi sözlük Tanrıyı varolanı yaratan ya da tasarlayan şey ya da kim olarak tanımlarsa örneğin bu da eksik olur; Salt tüm varolandır Tanrı, Sadece bu, Varolumu tesadüflerle açıklamıyorum da; Tüm varlık birdir, Bir olan ve salt kendi olan bilinç kütlesel bölünme-dağılım ya da benzeri ile ya da tanımlayamacağımız herhangi olgu ile kendi benliğini kendiliğini çoğullamış ve dağıllamıştır; Sen ve ben aynıyız, olabiliriz, Çoklu zaman, çoklu mekan, çoklu gerçeklik, çoklu benliik deneyimliyor olabiliriz, Ya da sonsuz olasılık her şey oalbilir, Aslında tek özdeş benlik kendini kendi içinde başkalaştırmış olabilir benzeri bi algı bu; Ve bilincin evrimi ile aslında gelecek olarak algıladığımız ya da deneyimleyeceğimiz bi geleceğimiz bizi yarattı ya da kendini ve aslında kendi geçmişini yarattı benzeri bi algı bu; Kendimizin geçmişiyiz belki de bizim zaman algımızla, Bölünmüş bi tanık ya da gözlemci yok esasen özetle, Tanık ve gözlemci her ikisi bir ve hepsi-herkes-herşey bir, Ben hepsiyim ya da hiç biriyim; Bu bir gözlem ya da inanç olabilir mi diyebilirsiniz, bu bir benimseme ya da inanma diyelim ama bana sorarsanız yine de bu düşünme, biliş ve farkındalıktan doğan bir benimseme ve inanmadır ve gözlemi gelecektedir, Gelecek bunu doğrulayacak ya da yanlışlayacak; Bekleyip göreceğiz, Bizi mzaman algımızla trilyonalrca yıl hatta milayarlarca yıl hatta sonsuz sürmüş gibi gelecek zaman deneyimlenmesi önemli değil, Varlığın birliği ve tüm varolanlığı bir hal ya da gözlem içinde deneyimleyeceğine inanıyorum; Bunun dışında her sonuç bana kusurlu bir varlık tasarlatır ya da modelletir;

Şunu da belirtelim; Tanrı varolan her şeydir (varlık),
Karşıtında;var olmayan her şey (yokluk) bulunur;
Tanrı varolmayan şey değildir; Yani vardır (vardır olan şeydir, (şey ve kim))
(Yani) Varolmayan şey (de) Tanrı değildir, Yani Tanrı yok(yokluk) değildir;
Bir varolan ve varolmayan her şeydir;
Tanrı kaynak ya da "bir" değildir, Tanrının varlığı ve birliği varlık varlık olgusu, varolan bütünlüğü olarak birliğidir ve tekliğidir, İkinci bir tüm varolan yoktur evet;

(Burada yaklaşık olarak varlık adılının kendisi Tanrı gibi oldu, Kusura bakmayın, Sadece düşünsel ve ifadesel denemelerdir bi kısmı gibi oldu, Yazmak ve düşünmek, denemek eğlenceli geldi sadece;)

Yazilanlardan algiladigim kadari ile sen kendini inandirdigin ve inancina kendine dogrulama adina dusunce ve bilgi ortaya koyabilen bir panenteistsin.

Mesela benim teolojik duruslardan birisi olan bu panenteizme karsi bir durusum olsa ve ditelim ki toplumsal kisilik sahibi bir tanrisal temelde antiteizm icerikli ateist olsam yani senin inancinin tam tersini savunan "tanri yoktur" durusunu savunsam; senin ile yazdiklarin uzerine tartismam gerekir ve kendi inancim ve bilgimce de kendi savundugum tanrinin yoklugunu sana bir cesit aciklamam ve seni belki de buna inandirmam gerekir.

Gelgorki ben bir serbest dusunur olarak ve teolojik bir durusu olmayan bir beyne sahip olan bir birey olarak ve ustelik teolojinin her bir durusunun birini digerine kendi dogrulugunu kabul ettirebilmesinin ya da digerlerini yanlislayabilmesinin hem bilimin konusu olmadigini bilen hem de bilimsel boyle bir olanagin olmadigini bilen olarak; boyle bir tartismaya girmeme gerek yok.

Ustelik toplumsal kisilik degilde sadece bireysel bir durusu olan bir teolojik durus sahibi diyelim bir ateist olarak sadece neden ateist oldugunu senin ile tartisarak degil de, kendi ideolojik inancsal bir durus olarak anlatmama da gerek yok.

Ben bu konuda sadece teolojik durusun ne oldugunu ve bunun bilimsel ve bilissel bir icerigi olmadiginive bu duruslarin insanoglu yasam ve iliskisindeki etkisinin sosyo-psikolojik yonunu ancak bir sorun olarak ortaya koyabilirim. Bunu da zaten eger yeni ve eski lakabimin baslik ve mesajlarindan arastirirsan detayli anlatimlar seklinde konu ve kavramina gore bulunabilirsin.

Benim bu sitede toplam en azindan 4000 baslik ve mesajim var. Herbiri insanoglunun ilgilendiren her bir konu ve kavramda detayli aciklasmalar icerir.

Istersen su anki ya da eski ayni lakabim ile ilgiili baslik ve mesajlari site bolumlerinden basta felsefe psikoloji sosyoloji antropoloji mantik v.s. bolumlerinden bulabilirsin. Etik alanlardaki (dini milli sosyal siyasal toresel ahlaki geleneksel v.s.) ile ilgili baslik ve mersajlari da ilgili bolumlerden bulabilirsin.

Samimi icten ve kendince kendini ve inancini neden bu inanci tasidigini aciklayan mesajina gelince; benim verdigin algi olarak ogrenmek istedigim bu inanmis oldugun tanrinin kavramsal icerigi disinda, senin yasam ve iliskinde sana yon veren ve seni teslim alan bir anlam ve icerigi olup olmadigi. Hani islamdan ornek verirsek, imtihan, gunah sevap yasam sonrasi v.s.

Bir de ogrenmek istedigim sekuler yoinunun olup olmadigi yani fizik otesi yonun.

Mesela yasam sonrasina bir inancin var mi?

Fizik otesi aklin yarattigi varliklara (seytan, cin, peri, melek) v.s. bir inancin var mi?

Insanoglu disindaki fenomenlerin sana bir etkisi olduguna (fal, buyu, mistisizm) v.s. inancin var mi?

Varolus tasavvuf v.s. gibi bir fenomene yukledigin bir insanoglu ozelligi oznelligi (akil, bilinc) var mi?

Doga, evren, dunya gibi fenomenlerin kendine has yetileri (kanun, kural gizem sir teleolojik degerler) var mi?

Insanoglunun "dogalligi vardir ve budur" temelli bir insanoglunu evrimsel dogal bir teslimiyete baglaman var mi?

Kusura bakma belki sorular fazla oldu ama, senin dusunce ve bilgi iceren aciklamalarindan bunlara kendi gorusun olarak yanit verebilecegini dusundugum icin sordum.

Son bir soru insanoglu turu fenomeninin, ne ile (madde, meta, mal, kul, kole, kader alin yazisi , hayvan, maymun v.s.) ozdeslestiriyorsun ?

Ya da insanoglu niteliginin insanoglu ile bagini nasil kuruyorsun. Bu yeti insanogluna mi ait, yoksa baska bir guce mi?

Akilli tasarimcilik, great design v.s. temelli amac ve gaye tasiyan yani teleolojik bir evren dunya doga v.s. var mi?

Neyse fZla uzattim. Cunku yanitlarinin aciklayici ve bilgi icerir olacagini umuyorum. Yani sadece inanc verilen ya da "takdir-i ilahi seklinde degil.

Son soru olarak fizik otesinin mitoloji, efsane, mistisizm, ve genelde mantiksal olanagi olmayan bir sekilde aciklanan sosyal bilgileri hakkindaki gorusun nedir? Mesela "genc osmanin kelle koltugunda uc gun savasmasi gibi, herkulun gucu gibi, ejderha gibi, canavar, dev gibi, bir kisinin 900 yil yasamasi gibi, nuhun gemisi gibi, gokten zembil ile inen kurban gibi, denizin musa eliyle yarilasi sopanin yilana donusmesi gibi tabi bu efsaneler mitler ve mistisizm saymak ilee bitmez.

Ayrica lutfen, kendiuni cevap verme adina da zorlama; istedigie yanit verir istedigine vermezsin.

Butun bu sorulardan amacim yanitlarini yorumlamak v.s. degil; sadece seni senin tanittigin gibi dusunce olarak tanimak ve gnostik bilgi olarak sosyal bilginin temelini ve genisligini ve de butun bu yanitlara verilecek cevaplardan hangiu temele ( felsefi metafizik-varliksal/ontolojik/teolojik/fizik otesi ve etik degerlere sahip oldugunu ve savundugunu senin verdigin sekilde ogrenmek.

Ne bir niyet okumak, ne tartismak ne de okuz altinda buzagi aramak, ne seni etiketlemek ya da dusunce ve bilgini sabitlemek v.s. gibi bir ne niyetim ne de amacim var.

Yapmak istedigim bir yerde inancsal ideolojik sosyal bilgi alis verisi.

Eger butun bunlari "bu kim ki beni sorguluyor" gibi degerlendireceksen de, bu mesaji unut ve sana boyle bir algi vermis isem de senden ozur dilerim.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
...

Samimi icten ve kendince kendini ve inancini neden bu inanci tasidigini aciklayan mesajina gelince; benim verdigin algi olarak ogrenmek istedigim bu inanmis oldugun tanrinin kavramsal icerigi disinda, senin yasam ve iliskinde sana yon veren ve seni teslim alan bir anlam ve icerigi olup olmadigi. Hani islamdan ornek verirsek, imtihan, gunah sevap yasam sonrasi v.s.

Bir de ogrenmek istedigim sekuler yoinunun olup olmadigi yani fizik otesi yonun.



Üstadım bunlar yazmakla bitmez ama tüm içtenliğimle olabildiğince açık dürüst ve keskin yanıtlar vermeye/sunmaya çalışacağım size, Ve hatta şunu düşünüp yanıt sunduğum duygu durumun düşünce durumun kendimce karmaşalı olmasını gözönünde bulundurarak kendimi daha açık ve berrak hissettiğim bi dönemde belki yeniden; Sosyal olgu ve gözlem değerlendirmesini yaptığınız için yanıtlarım uzayabilir hatta uzayan ve süren yanıt ve yorumlarla oldukça da sürebilir eğer ilgilenirseniz; Çünkü içtenlik duygusallık bi yana anlaşılmayı bekleyen, uzlaşılmayı arayan bi yanımız da var;

Bizde herkes gibi toplumsal, ailesel benimsemelerle inanç içinden adım attık dünyaya; Daha erken yaşlardan başlayan güçlü sorgulamalarımız oldu; Vazgeçiş ve geri dönüşlerimiz hatta, Zor yaşayanlar vardır bu dünyada bilmem bilir misiniz, Zor tutunananlar, Kendimi böyle tanımlarsam bilmiyorum yanılır mıyım, Bunu anlatıyorum çünkü yukarıda sözü geçen metafizik ve mistik alanlara biraz gireceğim; Belirttiğim gibi oldukça sıradan ve sade bi hayat içinde bilinmeyen ruhsal zihinsel zorluklar ya da acılar, Bütün yaşamım düşünmek ya da okumak benim, Diğerleri olamamak, diğerleri gibi hissedememek ya da bilinen anlamda hayatın içine girememek, akıp gidememek, bililnmeyen acılar, bilinmeyen acılar gibi bi şey bu; "Aslında bende isterim düşünmedne konuşmayı, güzel elbiselerle makyaj yapıp dolaşmayı" diyen bi şarkı var, İlk gençlik yıllarımız arayışlarla okuamlarla geçti, Felsefeden psikolojiye bilimden edebiyata kadar bakındık ama bi şeyler eksikti, Uzak doğu felsefesi ve öğretileri ikle devam etti okumalar daha sonra ve sonra içsel çekimlerle mistisim, metafizik diyebileceğimiz alanlara yöneldik; Bi başkasına çekici gelmez gelmeyebilir ama "bunlar bizim gibi" içinde bulduk kendimizi bazı şeylerin, Hayatımın son yılları belki ruhsal kanal bilgileri olarak sunulan üç kaynağı (Kasyopya,Ra,Pleiades) okumakla geçti sadece, VE belki de biraz Maharaj, Bu size tuhaf gelebilir, Nihat genç bi programında şöyle diyor,Gazetelerde köşe yazanlar için, Ben beynime gidecek lafı üç beş senede bi zor buluyorum, Bunları okuduk çünkü gerçeklikteki hiç bi şey düşüncemize gitmiyodu ya da içine girmiyodu uymuyordu artık, Bu belki sadece bu duygu dutrum içinden anlaşılabilecek bi şey evet; Ama böyle hala internet geziyorum ve okuyorum ama kafamı toparlamak için yine bunlara dönüyorum bazen; Neden diyebilirsiniz, TEkrarlayan rüyalardan, garip hislerden, uzaylı kabuslarından ve benzer şeylerden bahsetmek istemiyorum size ya da başkasına ama ilk kez internet aldığımda bunları araştırıyordum ben çünkü ben kimim neyimi arıyordum ve bunlar hayatımın parçasıydı;

Şunlar anlatır beni, bu çılgınlıklarla acı çektim;
Aklım zihnim bedenim neyim, varlığım parçalansın ki gerçek çırçıplak önümde olsun tüm bu olanlar nedir bu çılgınlıklar nedir?
Görmekten gözlerim yansın ki, gözlerim yanacaksa yansın, gerçek gözlerimi aklımı yakacaksa aklımı alacaksa alsın ki bu nedir
Bi baphomet simgesi var aklımda hatırlıyorum, oymuş, şeytanmış, iluminatiymiş, karanlıkmış, akmış kim varsa bu gerçeğin arkasında bozan biri varsa gücü neyse ne kimse kim meydan okuyorum, Delilik ölüm yangın her neyse her şey igöze almış, Aklımı tutuşturuyorum delilikler içinde;
Tanrıya meydan okuyorum varsan çık göster kendini,
Bi bilme hali diyor yukarıda belirttiğim kaynaklardan birinde, bu bilme hali neyse beni bulsun, ne bileceksek bilelim,
Gerçeği size söylesek dağılır giderdiniz, kemikleriniz ayrılırdı diyor yine o kaynaklardan birinde, Böyle bi şey varsa; bu neyse kemiklerim ayrılsın, aklım yarılsın, başıma ne gelirse bilmekten gelsin, gerçekten gelsin diyorum;
Bu dünyada olan biteni, tüm gerçeği, apaçık çırçıplak gerçeği göremediğim için, dünya acılarını gideremediğim için, savaşları acıları durduramadığım için delilikler içinde yanıyorum, Tir tir titriyorum sabahlara kadar,

İnsanlar metafizik, fizikötesi yok diyorlar, en çok bana diyorlar, En çok bana demeyin bunu, Bana demeyin ne olur;
Fizik ötesi benden sonra öte ötesidir,
Acı benden sonra fazla ötesidir;
Delilik, Ben deliliği delirttim;
Metafizikin tek kanıtı o var diyen insana güvenmek, insana güvenmek, insan inanmak, insan bilmek;


Mesela yasam sonrasina bir inancin var mi?

Yaşamın öncesi yok ki sonrası olsun, Yaşam süreğen ve kesintisiz; Boşluksuz yaşam, Boşlukları (varolan boşlukları) dolduran yaşam, Ama yaşam fikrimin büyük çoğunluğu belirttiği üç ya da dört kaynak esinlidir, ama ben bunlar ıkendi bilişimde kendi yöntemlerimdle oldukça doğruladım gibi ama bunlar mistik ya da metafizik deneyim ve algılar sadece;

Fizik otesi aklin yarattigi varliklara (seytan, cin, peri, melek) v.s. bir inancin var mi?

Bu konudaki düşüncelerim Tanımlandığı ve bize anlatıldığı gibi değil, Benim için fizik ötesi değiller; Varoluşu çok farklı zaman ve mekanlarda deneyimleyen çok farklı bilinç ya da bilinç bütünlükleri olabilir; Cin, peri, melek, şeytan ismim yok benim, Ayırdığım gayırdığım nesne varlık yok, Nesne varlık her şey birdir benim gözümde, İsmide adıda birdir, Ne insan ne melek var, Varlık deneyimleyen varlık var, Bilinç var, Benim tüm gerçeğim bu; ama okuduğum ve belirttiğim hikaylerde çok farklı anlatımlar var; Örneğin cin'e tekabül edebilecek anlatımlar ya da şeytana tekabül edebilecke bi uzay uygarlığı var; Ama benim böyle bi tanımlamam yok, Ben bi düşünce formu derdim örneğin cin için sadece;

Insanoglu disindaki fenomenlerin sana bir etkisi olduguna (fal, buyu, mistisizm) v.s. inancin var mi?

Fal, büyüyü bilemem böyle inançlarım yoktu, Hiç te olmadı ama; Ama kendi akıl yitimlerim ve deliliklerimde gözlemlediğim ve çok çok güçlüce farkına vardığım dış etkiler var ve bu inkar edilemez; Ben hala inanıyor değilim ama okuduklarım ve olanlar ve geçmişim, ve gözlem ve her şey ortada, Bunu delilik melilik, akıl bozukluğu felan tarif etmez edemez, Yedi iklim cihan bilim olsun aksini iddia etsin, Bu kör dünya gerçeği görünen değildir, Lütfen benim için aksini iddia etmeyiniz, Evet siz kabullenmeyiniz ama bana lütfen bunun aksi yönde savunu ve sunu yapmayınız; Bunun çok çok ötesindeyim;

Varolus tasavvuf v.s. gibi bir fenomene yukledigin bir insanoglu ozelligi oznelligi (akil, bilinc) var mi?

Bunu tanımlayamadım ve tam anlayamadım ama tasavvuf inceledim az çok; Halk şiiri güzel, tasavvuf kapalı, üstü örtülü saçmalıklar; Bi kaçı ve az anlatım hariç;

Doga, evren, dunya gibi fenomenlerin kendine has yetileri (kanun, kural gizem sir teleolojik degerler) var mi?

Bilmiyorum, bilemem ama bunu yanıtlasam, Nispeten yukarıda belirttiğim kaynakların yorumlamarı olurdu;
Örneğin şunu diyorlar, Bir yasası var ve geçmişte insanlığa temasla da (uzaydan gelenler) sunuldu ve insanlık bunu çarpıttı yasayı getirenlere Tanrılar olaraa tapındı ve getiren aracılar geri çekildiler, hatta alıntı yapayım durun;

"her türlü varlık, duygu, olay ve durum sizsiniz! Siz her şeysiniz, birliksiniz, siz sonsuzluk, sevgi ve ışıksınız! İşte Bir’in Yasası budur"

Özgür irade yasası var ve bu evren bi özgür irade evreni ya da bölgesi oalrka tanımlanıyor; VE şuna benzer bi ifade var, yaratılıştaki (varolumdaki) en önemli yasa özgür irade yasasıdır,
Bir de sevgi yasasından bahsedilier yine RA material'de;

Insanoglunun "dogalligi vardir ve budur" temelli bir insanoglunu evrimsel dogal bir teslimiyete baglaman var mi?

Hayır sanımıyorum ama tam anlamamışta olabilirim bu soruyu;

Kusura bakma belki sorular fazla oldu ama, senin dusunce ve bilgi iceren aciklamalarindan bunlara kendi gorusun olarak yanit verebilecegini dusundugum icin sordum.

Keşke o metinleri hiç okumamış ben saf kendi düşüncelerim ile yanıtlayabilseydim, Ama artık bu mümkün değil, Düşüncenin içine giren ve çıkmayan, yerleşen istesen bile kaldırıp atamadığın düşünce ve düşünme kalıpları oldular benim için ve bunun için üzgünüm, Çünkü muhtemelen sizde diğerleri gibi buna ya da bunlara inanmıyorsunuz ve gözardı edeceksiniz bunu, Bu sizin için benim baktığım yerden gördüğüm gibi gördüğüm bi sosyal olgu olmayacak, Tüm bunlar belki bi fenomen olarak değrlenmeyecek ve sınıflanmayacak, Dogmalar olacaklar; Oysa insanlık benim gibilerin nedenlerini gözden geçirmeli, Bu değerli ve önemli; ama bu böyle oluyor, Bunu ve bunları öncesinden benim gibi ve böyle görmeyen biri artık öyle görmüyor, Bu benim bu hayatta en ço kzorlanmalarımdan biridir de aynı zamanda;

Son bir soru insanoglu turu fenomeninin, ne ile (madde, meta, mal, kul, kole, kader alin yazisi , hayvan, maymun v.s.) ozdeslestiriyorsun ?

Balçığın dibine batmış kadar maddenini dibine batmış, Bilincini maddeye yapıştırmış, iliştirmiş, üleştirmiş;
Kul ve köle mi? Ben bu dünyadayım hala ve filmin sonunu görmedik!!!
Kulluk ve kölelik için ben sunduğum kaynakların linkini sunacağım, Sosyala bi olgu oalrka incelemek isterseniz ve bi kaç hafta ya da belki biraz fazlası zaman ayırırsanız ve okursanız ve bunların gerçek olabileceğini düşündüğümüzü düşünürseniz bu yanıt ortaya çıakcaktır; Bu linkte sunduğum üç kaynağında tamamı değilse de çok büyük bölümleri var;

Ya da insanoglu niteliginin insanoglu ile bagini nasil kuruyorsun. Bu yeti insanogluna mi ait, yoksa baska bir guce mi?

Ruh ya da bilinç taşıdığı öngörülen ya da düşüneülen herhangi biri için insan olmak ya da insanoğlu olmak gibi bi ikilem yok, doğmayacak; O varlığın ıdeneyimleyen bi deneyimleyici; Hiç bi şey başka bi güce ait değil ve olmayacak; İnsanoğlu kendi otoritesi olmayı öğrenmeli diyor o kaynaklardan biri; Bunu da alıntılayalm;

"Size, dersinizin otorite olduğunu söylemiştik; kendi kendinizin otoritesi haline gelmek ve karar sürecinizi hükümettekilere, ebeveynlerinize, öğretmenleriniz ya da tanrılara bırakmaya son vermek olduğunu. Dünya halkının özerk olmasının zamanı gelmiştir."

Akilli tasarimcilik, great design v.s. temelli amac ve gaye tasiyan yani teleolojik bir evren dunya doga v.s. var mi?

bu konuda bilgi sahibi değilim, Bi akıllı tasarımsa bu tasarımlayan aynı zamanda deneyimleyen benim anlayışım bu; Evren benim bu okumalalarla da birlikte derinleşen algımda bi yaratım, oluşturulum ya d yapım diyelim yaratım sözcüğünü hiç sevmiyorum ben;
Geleşen ve öğrenen evren; Yine okuduğum kaynaklardan biri Evrenin neler yapabileceğine karışmayın diyor, bunu yanlış anlamayın, Bu şu anlamda, Olasılıklara ve her şeye açık olun neler olur bilinmez, Her şey olabilir; Her şey değişebilir

Neyse fZla uzattim. Cunku yanitlarinin aciklayici ve bilgi icerir olacagini umuyorum. Yani sadece inanc verilen ya da "takdir-i ilahi seklinde degil.

Kusura bakmayın, Belki beş-on yıl önce, Yan itüm okudumlarımı böylesine işlemesen ve sağlamadan önce yanıtlayabilmiş olasydım, Ben olan benin yalın perspektifi daha açık görülecekti, ama şu durumda belirtilen kaynaklar benim dünya görüşüm bakışım gibi oldu, Bi sosyal olgu olarak milyonlarca okuyucusu var onların incelemek isterseniz, ama fark ne olurdu farkı soruyorsanız okumamış olsam, Muhtemelen şunlar olurdu, Tanrı fikrim tam silinmemiş varla yok arası olurdu; Ölümden sonra yaşam inancım yine kesin ve keskin biçimde olurdu; Bu muhtemelen hiç bir metafizik okuma yapmasam ve Tanrıya inanmasam bile olurdu; Ki bu okumaları hiç yapmadan bu okumalara çok yakın sezgisel-düşünsel dünya görüşümüz vardı, bunalr bizle bu nedenle çok güçlü temas kurdu, Kasyopya olarak belirtilen metinlerde rehberlik oalrka sunulan bazı düşünce kalıplarını ve cümlerleri tam hayatım boyunca önceden duymuş hissettiğim çok oldu,
Bunun dışında bunları okumsam daha akılcı, Her şeyi akla danışan, akla soran, akla güvenen, aklın ak demediğine kar ademeyen bi tablo ve portre çiziyor olurdum; Hala ve hala öyle ama bu verilerin bi kısmını düşünce veritabanı için kullanıyorum, Hiçbirine bi din inanıcısı gibi koşulsuz kabüllü ve salt inanmıyorum, Hepsini güçlüce değerlendirmeye ve sorgulamaya devam ediyorum ancak yine de o metinlerin gerçeklik anlatısı benim büyük ölçüde de benimsemelerim gibi oluverdiler bunu da inkar edemem;

Son soru olarak fizik otesinin mitoloji, efsane, mistisizm, ve genelde mantiksal olanagi olmayan bir sekilde aciklanan sosyal bilgileri hakkindaki gorusun nedir? Mesela "genc osmanin kelle koltugunda uc gun savasmasi gibi, herkulun gucu gibi, ejderha gibi, canavar, dev gibi, bir kisinin 900 yil yasamasi gibi, nuhun gemisi gibi, gokten zembil ile inen kurban gibi, denizin musa eliyle yarilasi sopanin yilana donusmesi gibi tabi bu efsaneler mitler ve mistisizm saymak ilee bitmez.

İşte bu nedenle yukarıdaki açılımlar yaptım, VE sosyal olgu ve gözlem dediğiniz için olabildiğince doğal düşünüşümle ve içtenliğimle yanıtlamaya çalıştım, çabaladım, Aksi taktirde metafizik bi içeriği ya da erspektifi olabildiğince geride tutuyorum ben yorumlarımda ya da dış dünyada; Lütfen yanlış anlamayın;

İnsanlar insandırlar mucizeleri yoktur; Ben aslında muzice olmayan bize bugünelrde doğaüstü gelebilecek insanasal yetiler olabileceğini düşünüyorum ama bunlar varsa ve olası olsa bile kişilere özgü ve kişiler bağışlanmış şeyler değiller olarak, Yani bi mucize varsa ve yaılabiliyorsa herkes ya da hiç kimse; Bir örnek vereyim, Piramitlerin, taşların ses rezonansı ile hareket ettirilerek yapılmış olabileceğini söylüyor, Yukarıda paylaştığım içerik, Buna benzer bi şeyi Tibetli keşişlerin yaptığın ıgören bi Almaan ya da İngilize ait bi söylence var interntete, doğru mu bilmem, Va Royal Castle olaraka bilinene mekan var, Örneğin bu benim için bi fenomen ve olabilirlik düşünüşümde; Ama yine benim okuduğum kaynaklar diyor ki İsa normal doğumdan olma sıradan bi adamdı, Marangozun tekiydi, Ruhsal gerçekleri anlatırdı ve bi mucizesi yoktu, Tüm bunlar çarpıtıldı; Birinin yapıp, yapabilip diğerinin yapmayacağına hiç bi zaman inanmadı mben, Peygamberlik, şuluk, buluk, velilik, bilmeme nelik farketmez; Hiç bi zaman; Akıl benim yolum, Ben akıl yolundayım;
Mitolojik ve dinsel olayları nsembolik yorumlamalar gerektirdiğini düşünüyorum;
İnsanoğlunun ömür süresinin geçmişte oldukça uzun olabileceğine dair yine sunduğum içeriklerde de bi yanıt var; Bunu bilemem ama böyleyse bunun bi açıklaması vardır ve olmal ıbenim sadece bu benim gerçeğim, Geçerli bi sebebi ve açıklaması vardır içinde her şey olağandır ve doğaldır;
GEnç Osman'ı sizden duydum, Anlattığınız ve anladığım gibiyse biz hiç tarih okumayalım o zaman, Biz de bunu anlatıyoruz işte, Zaten yalan olanı ne diye okuyalım;
bunalara inanmıyorum benim fizik ötesi dediğim şey bu ve bunlar değil yanlış anlamayın; Dine ve Tanrıya inanıyor bile olsam bunlara inanamazdım, Kulp bulurdum, SEmbolizma derdim, Başka bi şey anlatıyor derdimi, YAnlış yorum çeviri derdim;

Yıkabilecek gücüm olsa sadece cehennem saçmalığı bu dünyayı yıkmam için geçerli sebeptir; Tanrının Tanrı olduğunu bilsem gene de tehdit ederim meydan okurum cehennem diye bi yer yaptıysa, Benim bildiğim inandığım bu;
İnsan yakmayı sorarım, Sorum sorum sorarım, sorularla yakarım benim bildiğim inandığım bu;
Fırsatını bulursam yalanı yapanın yalanı başına yıkarım; Benim bildiğim inandığım bu;
Kapı kapı dolaşıp çocuklar öldürülmesin, şekerde yiyebilsinler diye Teyzelerden amacalardan imza isteyebilirim benim bildiğim inandığım bu,
Bi barış günü, bi birlik günü insanlık iş güç bırakıp tankların topların önüne yürüyüp savaşa dur diyecekler benim inandığım bu; Ben böyle mucizlere inanırım;
...
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
sanalmanik Nickli Üyeden Alıntı:Mesela yasam sonrasina bir inancin var mi?
Yaşamın öncesi yok ki sonrası olsun, Yaşam süreğen ve kesintisiz;

Anladim, yalniz ben bu soruyu senin bir mustakil var olan varlik, yani dogan yasayan ve olen acisindan sormustum. Yoksa tabiki doganin bunyesinde, dogum da yasam da olum de yok. Sadece gozxlem veren degisim, donusum baskalasim ve olusum var.

Buradaki sorum, tamamen senin inancina yonelik bir soruydu.

Yani diyelim; ruha ve onun bedenden ayrilacagina, yasam sonrasi hayata, reenkarnasyon tya da cennet/cehennem temelli fizik otsi ile ilgili idi sorum.

Yoksa bilimsel olarakm mustakil var olan varlik dogmadan once doganin bir parcasidir, oldukten sonra da bir parcasi olacaktir.

Buradaki mustakillik senin su an sen olarak olan butunlugunun yasam bittiginde artik sen olarak devam etmemesi. Yani mustekilliginin bozulmasi anlaminda.

Acik, samimi ve detayli vermis oldugun bilgiler icin tesekkurler.

Dedigim gibi amacim tartismak, elestirmek v.s. degildi; sadece anlatim yetini gozlemledigimden senin kendi dusunceni tanitabilmen adina senden o sorulara yanit istedim ve yanilmadigimi da gordum. :)

Felsefi ontolojik temelde savundugun bir izmin var mi, mesela idealist misin?

Yukaridaki tasavvuf ve insanoglunun dogalligi ile ilgili sorulari verildigi gibi anlamadigini dusunuyor musun? Eger oyle ise neresine ve nasil anlamadigini aciklayabilirsen, belki senin daha net olarak anlayabilecegin sekilde sorulari yeniden duzenliyebilirim.

Yani sence hangisi oncedir madde mi dusuce mi?

Serbest iradenin oldugunu dusunuyormusun?

Kisaca kendi dusunce sekline teolojik baz da deist diyebilir misin?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Fizik ötesi ve metafizik tanımlamam;
Ötesi, fazla ötesi, ötesi ötesi;
bu acı içinde böyle, biliş içinde böyle, duygu içinde böyle, kavrayış-biliş ve farkındalık içinde böyle;
Benim tek fizikötesi metafizik tanımım bu, Olağan bi şey yani bi fenomen değil, Fenomenal bi şey değil, Algıyı, bilişi düşünceyi fazla ve fazla ötesi ve fazla ötesi ötelere ve ötelerde zorlamak ve uyandırmak ve bunun fiziksel zihinsel etkilerine direnmek/daynmak ve sabretmek; Benim tek fizik ötesi ve metafizik tanımım bu; Bi şeylerin kımıldaması ya da mucizeler değil; ,Ve bunun fiziksel bi ölçümü yok, Sadece bedensel gözlem;

Aklın ve zekanın potasiyeli sınırsızdır; Fiziksel imgelemin çok çok ötesinde gider; Zihin gerçekten zorlanabilir, baskılanabilri ve sonuç üretir; VE sonuçlar gerçekten çarpıcıdır, Zihin sorulan sorulara yanıt üretir, İşi budur, Görevi ve işlevi budur; Öğrenme azmi ve direnci ile oluşturulmuş sorgu zihinde yanıtsız kalmaz kalamaz, Cevap aklı patlatır gelir, Biliş ve kavrayış dünyayı yıkar sarsar gelir; Aklın içine girer sığar, Bundan kuşku şüphe olmaz; Bu uyanıksız dünyada büyük sorular evet zihni sarsar; Zihininizden isteyin, Varolumun üç boyutlu modellemesini isteyin, Ama yavan bi isteyiş değil; Bu değil olması varolumun daha yüksek ve güçlü bi kavrayışını isteyin ve zihninizi gözlemleyin; Oluyorum olsum varımın, tutarlı bilinçli yüksek duyuşunu isteyin, İsteyin alacaksınız; Köprüler yıkar gelir; ama köprüleriniz onalr ıyerinde bulamazsınız, Eski inanç ve düşünce kalıplarını onları yerinide bulamazsınız, Söker alır atar, Zihinaltınız, çalkantılar, bilişler, kavrayışlar, Kavrayış, kavrayış sözsüz, Bilmek sözsüz, Adı sadece bilmek ama kendisi

Tir tir, zangır zangır titiryorum duygularımı salıverdiğimde; Aklım bilişim, ufkum dünyalara sığmıyor, Delilik, biliş,farkındalık yüzüyor zihnimde; Sanki dünyayaı tutup yerinden kaldıracağım atacağım evrenlere öyle inanç, güç ve cesaret geliyor, Bu normal bi duygu durum değil, Bİliyorum ve farkındayım, ama ben bunu olağanlık içinde görüyorum, Bunu bir sorun ya da ne hastalığı, Hastalık değil bu; Kör bilim, aptal bilim, salak bilim, bilmeyen bilim;

Hiç dünyada hiç duymadığınız bi sesi duydunuz mu?
Binlerce insanın sesinini bileşmişçesiymişçesine bi ses kulağınızda senfoniler söyledi mi?
Hiç gece rüyanızda senfonik olarak düzenlenmiş bi Türküyü yankı seslerle dinlediniz mi?
Dünyayı patlatan seler düşlüyorum ben; Aklıma sığmıyor çılgınlığ, Seslerin büyüklüğü;

Böyle yazınca delilik olur, Bu bilim olmaz, Bİlim mişim yok kardeşim, Dünya masalı, dünya yalanı, Aklımda olup bitenlerin kopan fırtınaların yüzde birini bilselerdi

Tanrı Manrı yok kardeşim,
Varsa cehennemini başına yıkacağım;
İnsanlara cehennem dayatanların cehennemelerini başlarına yıkmaya geldim ben bu dünyaya, şimdi biliyorum;
 

evrensel-insan

Kahin
Yeni Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
3,434
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
68
Fizik ötesi ve metafizik tanımlamam;
Ötesi, fazla ötesi, ötesi ötesi;
bu acı içinde böyle, biliş içinde böyle, duygu içinde böyle, kavrayış-biliş ve farkındalık içinde böyle;
Benim tek fizikötesi metafizik tanımım bu, Olağan bi şey yani bi fenomen değil, Fenomenal bi şey değil, Algıyı, bilişi düşünceyi fazla ve fazla ötesi ve fazla ötesi ötelere ve ötelerde zorlamak ve uyandırmak ve bunun fiziksel zihinsel etkilerine direnmek/daynmak ve sabretmek; Benim tek fizik ötesi ve metafizik tanımım bu; Bi şeylerin kımıldaması ya da mucizeler değil; ,Ve bunun fiziksel bi ölçümü yok, Sadece bedensel gözlem;

Aklın ve zekanın potasiyeli sınırsızdır; Fiziksel imgelemin çok çok ötesinde gider; Zihin gerçekten zorlanabilir, baskılanabilri ve sonuç üretir; VE sonuçlar gerçekten çarpıcıdır, Zihin sorulan sorulara yanıt üretir, İşi budur, Görevi ve işlevi budur; Öğrenme azmi ve direnci ile oluşturulmuş sorgu zihinde yanıtsız kalmaz kalamaz, Cevap aklı patlatır gelir, Biliş ve kavrayış dünyayı yıkar sarsar gelir; Aklın içine girer sığar, Bundan kuşku şüphe olmaz; Bu uyanıksız dünyada büyük sorular evet zihni sarsar; Zihininizden isteyin, Varolumun üç boyutlu modellemesini isteyin, Ama yavan bi isteyiş değil; Bu değil olması varolumun daha yüksek ve güçlü bi kavrayışını isteyin ve zihninizi gözlemleyin; Oluyorum olsum varımın, tutarlı bilinçli yüksek duyuşunu isteyin, İsteyin alacaksınız; Köprüler yıkar gelir; ama köprüleriniz onalr ıyerinde bulamazsınız, Eski inanç ve düşünce kalıplarını onları yerinide bulamazsınız, Söker alır atar, Zihinaltınız, çalkantılar, bilişler, kavrayışlar, Kavrayış, kavrayış sözsüz, Bilmek sözsüz, Adı sadece bilmek ama kendisi

Tir tir, zangır zangır titiryorum duygularımı salıverdiğimde; Aklım bilişim, ufkum dünyalara sığmıyor, Delilik, biliş,farkındalık yüzüyor zihnimde; Sanki dünyayaı tutup yerinden kaldıracağım atacağım evrenlere öyle inanç, güç ve cesaret geliyor, Bu normal bi duygu durum değil, Bİliyorum ve farkındayım, ama ben bunu olağanlık içinde görüyorum, Bunu bir sorun ya da ne hastalığı, Hastalık değil bu; Kör bilim, aptal bilim, salak bilim, bilmeyen bilim;

Hiç dünyada hiç duymadığınız bi sesi duydunuz mu?
Binlerce insanın sesinini bileşmişçesiymişçesine bi ses kulağınızda senfoniler söyledi mi?
Hiç gece rüyanızda senfonik olarak düzenlenmiş bi Türküyü yankı seslerle dinlediniz mi?
Dünyayı patlatan seler düşlüyorum ben; Aklıma sığmıyor çılgınlığ, Seslerin büyüklüğü;

Böyle yazınca delilik olur, Bu bilim olmaz, Bİlim mişim yok kardeşim, Dünya masalı, dünya yalanı, Aklımda olup bitenlerin kopan fırtınaların yüzde birini bilselerdi

Tanrı Manrı yok kardeşim,
Varsa cehennemini başına yıkacağım;
İnsanlara cehennem dayatanların cehennemelerini başlarına yıkmaya geldim ben bu dünyaya, şimdi biliyorum;

Son cumlelerin senin bir sekuler ve ateist oldugunu ortaya koyuyor.

O zaman bunlara paralel olarak degerlendirirsek; metafizigin varliksal ideolojilerinden materyalizmi savundugunu soyliyebilir miyiz?

"Yani hersey maddedir ve tek gerceklik nesnelliktir." cunlesine katiliyor musun?
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Bilim bilimsel olarak gozlemden yola cikar ve gozlemini ortaya koyar. Eger henuz epistemolojik olarak aciklayamayacak bir soru var ise, bunu da sirf akli inandigini kendine dogrulasin diye bir insanoglu disi bir guce baglamaz.

Tanriyi ortaya atan acaba nasil bir beyindir ve illa okuz altinda akilci buzagi arar. Bilimin bilimselliginde onemli olan CEVAP VEREBILMEK/VEREBILMEMEK DEGIL; VERILEN CEVABIN TUM INSANOGLUNU KAPSAYAN TEMELDE GOZLEME DAYASNMASI VE OLGUSALOLMASIDIR.

Iste zaten o yuzden cevap verme durumunda kendini hisseten her bir akil tarihler boyu binlerce cesitlilikte ve anlam ve icerikte tanrilar ortaya atmislardir. Islamin Allah'i da bunlardan sadece biridir.

bilimin açıklayamadığı ve gözlemleyemediği ve hatta bir akıl yürütme bile yapamadığı olayların failine biz tanrı diyoruz..

maalesef amazon ormanlarında yaşayan en ilkel kabilede ki yerli bile bunu anladı siz anlayamadınız,çünkü siz görmediğiniz bilmediğiniz şeye inanmıyorsunuz..

bilim bir şeyi açıklamak için gözleme dayanır ve bazı sorular sorar,bu sorular elde ettiği verilere göre değişir..neden ,nasıl,ne zaman,nerede,...gibi ama bilim şu soruyu sormaz kim tarafından...sizin de ıskaladığınız soru bu işte...eline bir madde alıyorsun ona dair her türlü sorunun cevabını bilim eliyle açıklıyorsun..demiyorsun ki bu madde buraya nasıl geldi...çünkü cevabınız yok ne bilimin ne sizin ve hiç bir zaman olmayacak...işte bu cevabını bilemediğiniz şeyin cevabını bilen bir'e biz tanrı diyoruz...sizde bir tane arasanız iyi edersiniz yoksa bilim siz e bazen doğru şeyler söylese de çoğu zaman aldatmaya devam edecek..big bang de olduğu gibi..
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Tanrı Manrı yok kardeşim,
Varsa cehennemini başına yıkacağım;
İnsanlara cehennem dayatanların cehennemelerini başlarına yıkmaya geldim ben bu dünyaya, şimdi biliyorum;

tanrının cehennemine ulaşmadan önce bu dünya cehenneminde kadınların,masum çocukların,elden ayaktan düşmüş yaşlıların kanına girenlerin cehennemini yık ondan sonra sıra tanrının cehennemine gelsin..bu işler klavye başında olmuyor maalesef..

veya iyi bir psikiyatra görün..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst