Mevcudatın varlığının kökeni problemi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Prens Ernak tarafından oluşturulan Mevcudatın varlığının kökeni problemi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 29,177 kez görüntülenmiş, 188 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Mevcudatın varlığının kökeni problemi
Konbuyu başlatan Prens Ernak
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Tanrı nın hiçbir şey yokken herşeyi yoktan ol demesi ile var etmesi düşüncesini Mehdi'nin beyaz atında bir savaşçı olarak prens edasıyla karşımıza çıkmasına benzetiyorum, evet Tanrı'nın arkasında da ona sahip olduğu ruhu veren, sahip olduğu zâtı veren, ona mutluluk duyma, düşmanlık etme yetisini veren oldukça kompleks ve çoğulcu bir varlıklar dünyası olması gerektiğini düşünüyorum.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Evet bir kimsenin cennete ya da cehenneme girip girmeyeceği içinde iman olup olmamasına göre oluyor diye bize öğretiyorlar, ama senin dediğin gibi bir kimsenin sadece içinde iman olmasına göre sonsuza dek kalacağı cennete alınması yada içinde iman yoksa sonsuza dek azap göreceği cehenneme alınması ne kadar mantıklı, burada ben şunu demek istiyorum: Bizim mümin ve kafirler olarak 2 ye ayrılmamızın geri planında başka sebebler olmalı,bence bizlerin hepimizin özünde-belkide ruhlarımızda- karakterlerimiz var ve bu karakterlere göre Tanrı dünya da bir derece taksimatı yapmış mesela ben bir işçi olarak bir peygamberin yerine geçemem çünkü benim karakterim buna müsaade etmez, Tanrı kendi beğendiği karakterlere sahip kimseleri Dünya'da büyütmüş, onlardan peygamberler ve devlet adamları çıkarmıştır, yani insanların bir kısmının cennet bir kısmının cehennem ehli olarak ikiye ayrılması sadece içlerinde bulunan imana göre değildir diye düşünüyorum, bu kadar çok kanunlar silsilesinin egemen olduğu bu uçsuz bucaksız evren,bu kadar çok düzenin hakim olduğu, meydana gelmesinde bu kadar çok anlaşmalar silsilesinin hakim olması gereken bu evrende, bu kadar ciddi bir düzenin,kanunların hakim olduğu bir evrende bir kısmımızın içinde iman olduğu için içinde sonsuz kalacağı bütün zevkleri yaşayacağı cennete gideceği, bir kısmımızın da içinde iman olmadığından içinde sonsuz azap çekeceği cehenneme gideceğini düşünmek ne kadar da mantıksız-gülünç olur.
 
Son düzenleme:

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Hocam bunu daha kibar anlatabilirdin, ayrıca biz evrene baktığımızda bir sürü kanunlar, bir sürü düzen görüyoruz, bundan dolayı belliki evrenin oluşması sırasında geniş bir konsensüs sağlandı, evrenin kurulmasında bu kadar büyük bir konsensüs varken niçin bir kısmımız içerisinde sonsuz zevkle yaşayacağı cennete sırf içerisinde bulunan imandan dolayı gitsin, ya da evrenin kurulmasında bu kadar büyük konsensüs,düzen varken niçin bir kısmımız içinde iman yok diye sonsuz azab yaşayacağı cehenneme girsin, bir de bu cepheden düşün, bence bu kadar büyük bir konsensüs bir karşılıklı anlaşmalar,karşılıklı kabuller sistemini haber verirki,böyle olduğunda bizde bu konsensüsün anlaşmalar silsilesinin içerisinde olmamız gerekir, evet biz neden bu dünyaya zorla gönderilmiş olalım, neden bizde bu anlaşmalar silsilesinin bu konsensüsün içerisinde yer almış olmayalım.
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Nuh tufanı, cennet-cehennem Sümerlerin kaynaklarda ayrıntılıı olarak belirtilir, tanrıların insanlara ceza vermek istemesi, gemi yapılması, tufanın olması ve gemi dışındaki canlı türlerinin yok oluşu sümer kaynaklarında mevcuttur. Sırat köprüsü zerdüştlükte de olduğu bilinmektedir. Çok tanrılı dinlerdeki 'mucize'lerin semavi dinlerde görülmesi kişilerin istek/görüşlerinden bağımsız dönemin yazılı tabletlerinden anlaşılan gerçekliklerdir.

Bilime göre insan geçirdiği milyarlarca yıllık bir evrim sürecinin ürünüdür, evrime göre doğa koşullarına uyum sağlayabilen türler devamını sağlandığı söylenir. Türün ilerleyebilmesi öznel ve nesnel koşullara bağlı olduğundan, tesadüfün bilimle ve yöntemiyle bağdaştırılamaz.

Evet bilimin halen açıklayamadıkları var, bilimin; varoluşu ya da başka bir bilimsel olguyu açıklayamaması tarihseldir. Bilimin özellikle 200 yılda ilerleyişi gözönüne aldığımızda önümüze koyduğumuz çözülemeyeceğini sandığımız soru(n)lar, yakın bir gelecekte çözülebilir.

Evrende, doğada, insanda herşey açıklanabilir/bilinebilir. Bilim için sorunlar dönemseldir.

Varlığa ve varoluşa dair genel bakış açınızı anlıyorum. ancak sizi gerek varlık gerekse varoluş hakkında açıklanabilir/bilinebilir kanısına götüren sebepleri şahsi düşüncem de yeterli bulmuyorum. yıldızlarda üretilen elementlerin birleşip dünyayı ve bizleri varetmesi sizin bunlara nesnel ve öznel koşullar demenizle veya bilimsel kanıtlarla tesadüflükten çıkmıyor. bilimede bilimsel düşünceye de saygım var hatta seviyorum da ancak gerçek denilen şey o kadarda kolay değil ve bilimin elide sandığı kadar veya gösterilmeye çalışıldığı kadar güçlü değil. varoluşun açıklanabilir olduğu düşüncesi bilimin inancıdır veya ütopyasıdır. varoluş açıklanamaz.

Eğer tek bir Tanrı varsa ve insanlara göstermek istediği bir tek doğru yol varsa bu Tanrı geçmişte ve günümüzde başarısızdır. çünkü hem geçmişte hemde de şimdi yeryüzünde birden çok Tanrı mesajı mevcuttur. kendi varlığını ve mesajını doğru iletemeyen bir Tanrı olabilir mi? elbette olamaz. öyleyse Tanrı yoktur mantıksal sonucuna kolayca ulaşılabilir. ben kabaca anlattığım bu mantaliteyi yeterli bulmuyorum. Tanrının bilinebilir olmasının zaten imkansız olduğunu düşünüyorum. Tanrı varlığı eğer gerek bilgi gerekse idrak olarak bizde olsaydı bu kez bizim varlığımızın bir anlamı kalmazdı. İnsan kendini Tanrının karşısında hissediyorsa dindardır ancak Tanrıyı biliyor ve idrak ediyor olsaydı kendi benliği kaybolurdu. ne günah işleyebilir ne düşünebilir ne haz alabilir kısaca hareket bile edemezdi bana göre. sonuç olarak Tanrı mesajını beşeri/insani/dünyevi koşullara göre iletiyor insanlara. burası böyle bir yer. hiç şüpheye ve beşeriyete meydan vermeyen bir Tanrı mesajı beklemek gerçekçi degildir. burası böyle bir yerdir. burası inanç dünyasıdır. Tanrının dileği böyledir.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Bir sürü kanunun,bir sürü unsurun sanki anlaşmışcasına bir konsensüs içinde hareket ettiğini gördüğümüz şu evrende, iyiliksever bir insanın içinde sonsuz dek eziyete uğrayacağı cehenneme ya da kötülükler işlemiş bir insanın içinde sonsuza dek zevk içinde yaşayacağı cennete gireceğinin kararının sadece içlerinde iman bulunup bulunmamasına göre verileceğini düşünmek ne kadar da mantıksız-gülünç olur.

...

Başka hesaplar olmalı
 
Son düzenleme:

Kara Kalem

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Haz 2011
Mesajlar
90
Tepkime puanı
17
Puanları
8
Din ve insan davranışının kökeni bağını irdeleyen Albert Einstein’in pasajı irdelemenizi öneriyorum.

‘Ödüllendiren ve cezalandıran bir tanrı fikrini kavramak, insanın eylemleri dışsal ve içsel zorunluluklar tarafından belirlendiği için çok zordur. Çünkü bu durumda, Tanrı’nın gözünde, cansız bir nesne hareketlerinden ne kadar sorumluysa, insan da başına gelenlerden ancak o kadar sorumlu olabilir. Bilim bu nedenle yıkıcı bir ahlaka sahip olmakla suçlanır, ama bilimi bununla itham etmek hiç adil değildir. Bir insanın etik davranışları empatiyle, eğitimle, toplumsal bağlara ve ihtiyaçlara dayandırılmalıdır; bunun için dini bir dayanağa gerek yoktur. İnsan cezalandırılma korkusuyla ve ödüllendirme ümidiyle kendini kısıtlasaydı, asıl o zaman içler acısı bir halde olurdu. Böyle düşününce, kilisenin neden ezelden beridir bilimle savaştığını ve bilime meraklı olanlara zulmettiğini anlamak kolaylaşır.

Doğa’ya asla bir hedef ya da amaç veya insana özgü gibi görünebilecek başka bir nitelik atfetmedim. Doğa’ya baktığımda muhteşem bir yapı görüyorum. Sadece yarım yamalak anlayabildiğimiz bu yapı, aklı başında bir insanda ancak tevazu uyandırabilir. Bu sahici dini duygunun mitsizimle uzaktan yakından alakası yoktur.’

Doğada, toplumsa ve insanda anlaşılamayacak sandığımız sorunlar bilimsel yöntemlerle çözülebiliyor/çözülüyorda. Bilim ve dinin karşılaştırılmasına karşıyım. Bilimin somut olgulara dayanır, gücünü ıspatlanabilirliğinden alır. Din ise inançtır, kanıt beklenemez. Tanrının varlığı ya da yokluğunu kanıtlamaya çalışmak, havanda su dökmeden farksızdır. Konuya dahil olma kapsamım ateizm-teizm üzerine değil, tek tanrılı dinlerdeki mucizelerin tamamına yakını, dönemin yazıtlarından anlaşılacağı üzere çok tanrılı dinlerde de var olduğu ve bunu nasıl yorumlanmanması gerektiğidir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
. Konuya dahil olma kapsamım ateizm-teizm üzerine değil, tek tanrılı dinlerdeki mucizelerin tamamına yakını, dönemin yazıtlarından anlaşılacağı üzere çok tanrılı dinlerde de var olduğu ve bunu nasıl yorumlanmanması gerektiğidir.

nette biraz gezdim. lehinede aleyhine de yorumlayanlar var..
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Zekası olan,plan program yapabilen,nefsi olan,ruhu olan,sevebilen,düşmanlık yapabilen bir güç nasıl oluyorda varlığı kendinden menkul oluyor,nasıl oluyorda başı ve sonu olmayan bir güç oluyor diyorsun, İslam da Tanrı'nın ontolojisi hakkında konuşulmasının yasak olduğu bilgisinden yola çıkarsak pekala Tanrı başı sonu olmayan o güç olmamalı diye düşünüyorum, bana göre evrenin başındaki güç daha az kompleksliğe sahip çok zengin halleri olan bir hayat ağacı olmalı.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Hayatı oluşturan çoklu unsurlarca veya hayatın teşekkülünde payı olan bir güç tarafından cennet karşılığında insanların bir kısmının tanrıya secde ettirildiğini düşünüyorum,diğer bir kısmının ise bu güç veya unsurlarca dışlandığını düşünüyorum, nitekim dünyamızda öyle değil mi,insanların bir kısmını tanrı kendisine seçti, bir kısmını kendisine düşman yaptı, demekki insanların inanan ve inanmayan olarak ayırt edilmesinde başka sebebler var, nitekim kan dökmenin cehenneme göndermek için geçerli bir sebeb olamayacağını tanrı kendi kanunları ile gösteriyor,şöyleki İslam tarihinde müslüman kanı döktükten sonra büyük insanlar olmuş kimseler var: Halid bin Velid ve vahşi gibi. Ayrıca İslam tarihinde sahabeler ve müslüman Türk devletleri de birbiriyle savaşmışlardır, hal böyle iken sen kan dökmek cehenneme atmanın sebebi dersen herkes sana güler diye düşünüyorum.
 
Son düzenleme:

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Bu insanlara dünyaya gelmeden önce Tanrı şöyle söylese:

Eğer Dünya'daki 100 yıllık hayatınız boyunca bana secde etmezseniz sizi şu gördüğünüz ateşte sonsuza kadar yakacam dese insanların hepsi TAnrı'ya secde eder,sen tut bu cehennemi görünce sana secde eden adamları yoluna yordamına uydurup bencilliğin, nefsaniyetin ve bilimin hakim olduğu Dünya'ya yolla,sonra Dünya'da sana secde etmediler diye sonsuza kadar yak, nerede adalet, nerede empati, nerede tutarlılık...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bu insanlara dünyaya gelmeden önce Tanrı şöyle söylese:

Eğer Dünya'daki 100 yıllık hayatınız boyunca bana secde etmezseniz sizi şu gördüğünüz ateşte sonsuza kadar yakacam dese insanların hepsi TAnrı'ya secde eder,sen tut bu cehennemi görünce sana secde eden adamları yoluna yordamına uydurup bencilliğin, nefsaniyetin ve bilimin hakim olduğu Dünya'ya yolla,sonra Dünya'da sana secde etmediler diye sonsuza kadar yak, nerede adalet, nerede empati, nerede tutarlılık...

Rahmeti sonsuz olan Tanrı sonsuz ceza veremez...ayrıca sonsuz sözü tutulamaz! çünkü sonsuzun ucu yoktur bitmez. bitmecek nihayete ermeyecek şey üzerine verilen söz yerine getirilmiş/tutulmuş sayılmaz. sonsuza kadar sözü veya vaadi paradoksaldır.

Diğer yandan Tanrı sonsuzluk vadetmeseydi insanlar Onu dinler miydi?

bir filozofa din nedir demişler..cevap için mühdet istemiş düşüneceğim demiş...müddet dolunca gene zaman istemiş..o müddet dolunca gene zaman istemiş... bu böyle devam etmiş..soruyu soranlar anlamış ki; cevap budur...eğer konuşsaydı mutlaka bir yanlış anlama olacaktı... (Tanrı vahiyle konuştu. yanlış anlamamamız mümkün mü?)

bu hikayeden şunu da çıkaralım Tanrı yukarda bahsettigim sonsuz cehennem veya sonsuz cennet vaadini/borcunu ödeyebilir mi? sonsuz bitmeyecek..sonsuzluk mümkün mü?

sonuç;

Tanrı paradoksaldır,din dili paradoksaldır,sonsuzluk paradoksaldır.Tanrı yalnızca paradoksal olarak tanınabilir. (yani Tanrı tanınamaz)..

Tanrı ,din,varoluş,akıl,mantık,duygular kısaca herşey tüm gerçeklik içinde değerlendirilmeli..din/vahiy mealen veya tevsiren değil tüm gerçeklik içinde değerlendirmeli..

varlık paradoks,varoluş paradoks,herşey paradoks..karmaşa kaos..aklen tutulacak sağlam bir dal yok..herşey bu realite içinde değerlendirilmeli...

bu yazdıklarımdan bir anlam çerçevesi çıkarın demiyorum..bir çerçeve yok..sadece yazdım..
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Kuran'da Tanrı'nın birşeyin var olmasını istediğinde ona "ol demesinin" yeterli olduğu zannedersem geçiyor;yalnız olmayan bir şeyin evrendeki gibi bu kadar çok çeşitliliği ile birlikte sadece Tanrı'nın ol demesi ile olması gerçekten bir mucize ve Tanrı'nın bu var edişi büyüleyici olması münasebetiyle gerçekten bir büyüyü andırıyor,Tanrı'nın herşeyi "ol demesi" ile yoktan var ettiği inancı karşısında ben şöyle düşünüyorum, evet bir şeyler yoktan var oldu, yalnız bu varoluşu çok kompleks bir ontolojisi olan Tanrıya atfetmekten ise çok çeşitli var edişleri olan bir "hayat ağacına" atfetmeliyiz diye düşünüyorum, böylece hayatın kökeninde Tanrı gibi bir kompleks gücü değil ondan daha az kompleks ve saf olan bir "hayat ağacı" tahayyül edeceğiz ki bu da bizi Tanrı'nın dünyada bir kısım insanlara düşmanlık yapması, bir kısım insanları sevmesi gibi kendisini insanlara yaklaştıran hüviyeti karşısında daha saf daha etkisiz daha doğal bir güce inanmaya bizi sevk edecek.
 

sametbyk

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2016
Mesajlar
23
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Kuran'da Tanrı'nın birşeyin var olmasını istediğinde ona "ol demesinin" yeterli olduğu zannedersem geçiyor;yalnız olmayan bir şeyin evrendeki gibi bu kadar çok çeşitliliği ile birlikte sadece Tanrı'nın ol demesi ile olması gerçekten bir mucize ve Tanrı'nın bu var edişi büyüleyici olması münasebetiyle gerçekten bir büyüyü andırıyor,Tanrı'nın herşeyi "ol demesi" ile yoktan var ettiği inancı karşısında ben şöyle düşünüyorum, evet bir şeyler yoktan var oldu, yalnız bu varoluşu çok kompleks bir ontolojisi olan Tanrıya atfetmekten ise çok çeşitli var edişleri olan bir "hayat ağacına" atfetmeliyiz diye düşünüyorum, böylece hayatın kökeninde Tanrı gibi bir kompleks gücü değil ondan daha az kompleks ve saf olan bir "hayat ağacı" tahayyül edeceğiz ki bu da bizi Tanrı'nın dünyada bir kısım insanlara düşmanlık yapması, bir kısım insanları sevmesi gibi kendisini insanlara yaklaştıran hüviyeti karşısında daha saf daha etkisiz daha doğal bir güce inanmaya bizi sevk edecek.

tanrının kompleks olduguna nasıl kanaat getirdigini anlamadım. hayat ağacından kastında tanrının hayat vermesi gibi bişeyse önermen mantıklı değil. ayrıca tanrının bir kısım insanları sevip bir kısım insanlara düşmanlık ettiği yanlış bilgidir kaynak verebilirsen sevinirim.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
tanrının kompleks olduguna nasıl kanaat getirdigini anlamadım. hayat ağacından kastında tanrının hayat vermesi gibi bişeyse önermen mantıklı değil. ayrıca tanrının bir kısım insanları sevip bir kısım insanlara düşmanlık ettiği yanlış bilgidir kaynak verebilirsen sevinirim.

Hocam, ilk yazı da açıklamıştım ama tekrarlarsak, ilk önce genelde semavi dinlerde özelde de İslamiyette Tanrı'nın ontolojisinin neden kompleks olduğunu açıklayayım:

Kuran'a göre Tanrı'nın ruhu ve zâtı var, ayrıca İslam kaynaklarından bize ulaşan bilgilere göre Tanrı'nın nefsi var(Bazı sufilerin nefs ile ruhun aynı şeyler olduğunu iddia etmeleri, Tanrı'nın, bize bütün herşeyi çıplaklığı ile açıklamadığını, ilahi ilme en yakın olacağını düşündüğümüz tasavvuf ehlinin bile varlığın kökeni hakkında az şeyler bildiğini gösteriyor)
Ayrıca Tanrı, insanların bir kısmını kendine düşman edinmesi bir kısmını kendine cennet ehli olarak seçmesi,sevmesi münasebetiye kendini insanlığın dünyasına yaklaştıran bir hüviyet kesbetmiştir(Bu bilgiye Kuran'dan dolayısıyla islam kaynaklarından ulaşabilirsiniz, mesela ben bir örnek veriyim: Tanrı Kuran'da insanların ve cinlerin çoğunu cehennem için yarattığını söylemesi bile insanların bir kısmını bir kısmından ayırdığını gösterir,ayrıca Tanrı cehennme ehline buğz eder.Gibi örnekleri çoğaltabiliriz)

İşte ben de Tanrı'nın bütün bu komplekslik arz eden hallerini düşündüğümüzde onun var oluşu ilk başlatan güç olamayacağını var oluşu başlatan gücün daha doğal daha saf daha etkisiz bir güç olması gerektiğini iddia ettim, işte insanları kendine hayran bırakan bütün bu büyüyü oluşturan gücü de "hayat ağacı" diye tesmiye ettim.
 
Son düzenleme:

sametbyk

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2016
Mesajlar
23
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Açıklama için teşekkür ederim.Tanrıyı kim yarattı sorusuna resmen cevap vermişsin. :D Bence gerçek tanrı, ilk sebeptir bu senin deyişinle hayat ağacı. hayat ağacı dediğin şeye bütün tanrısal özellikleri yüklersek sana bende katılırım. bu hayat ağacı dediğin şeyin bilinci yoksa ilk sebepte olamaz. eğer varsa bahsettiğin alt kademe tanrılara nasıl müsaade eder. ettiğini kabul edersek alt tanrının düştüğü hataya düşmüş olur o zaman onuda yaratan bir hayat ağacımı aramalıyız.bu böyle sonsuza kadar gider.

Bu durumun çözümü var aslında birçok bilgiye sahip olmadığımızı sende belirtmiştin keşke bilgimiz ilk sebebi anlamaya yeter seviyede olsa belkide bu mümkündür. mantığımızı kullanarak buna ulaşabiliriz. sorguladığın konu harika bir başlangıç noktası.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Açıklama için teşekkür ederim.Tanrıyı kim yarattı sorusuna resmen cevap vermişsin. :D Bence gerçek tanrı, ilk sebeptir bu senin deyişinle hayat ağacı. hayat ağacı dediğin şeye bütün tanrısal özellikleri yüklersek sana bende katılırım. bu hayat ağacı dediğin şeyin bilinci yoksa ilk sebepte olamaz. eğer varsa bahsettiğin alt kademe tanrılara nasıl müsaade eder. ettiğini kabul edersek alt tanrının düştüğü hataya düşmüş olur o zaman onuda yaratan bir hayat ağacımı aramalıyız.bu böyle sonsuza kadar gider.

Bu durumun çözümü var aslında birçok bilgiye sahip olmadığımızı sende belirtmiştin keşke bilgimiz ilk sebebi anlamaya yeter seviyede olsa belkide bu mümkündür. mantığımızı kullanarak buna ulaşabiliriz. sorguladığın konu harika bir başlangıç noktası.

Herseyin varoluşunun sebebi olan hayat ağacının bilinçli olmadığını düşunüyorum ama varolusu başlatması munasebetiyle ilkel bir farkindalığının oldugu ortaya çıkıyor, ama şu an var etmeyi durdurabilecek kadar bilinci var mı bilemiyorum,zaten bilinci ve herşeyi kontrolünde tutabilecek gücü olsaydı hayat ağacının var ettikleri yani ardılları başımıza bir tanrı koymazlardı. Sahip olduğu bilincinin kapasitesi bu kadar tartışmalı olan bir gücün var ettikleri ile konuşabildiğini iddia etmek ise kesinlikle realiteden uzak. Ama tanrı diğer varlıklar ile konuşabiliyor.
 
Son düzenleme:

sametbyk

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2016
Mesajlar
23
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Anladığım kadarıyla fikirlerinizin böyle olmasını sağlayan ilk unsur tanrının kompleks olmaması gerektiğini düşünmeniz. Aksinize tanrının kompleks hatta her sıfatta mükemmel olması bana daha mantıklı geliyor.

Hayat ağacı ilk sebep olsaydı. tanrıya kadar yada varlığına emin olduğumuz bir örnek olsun insanın oluşumuna kadar gelen süreçteki kanunları nasıl açıklayacağız kanun ve kuralları ilkel farkındalığı olan hayat ağacı sizce kurabilirmi. kurala gerek yok kendiliğinden oldu demekte mantıklı olmaz. Bu kuralları bütün sıfatları eksiksiz olan birinin koyduğunu anlamalıyız bence.

Birde aklıma takılan şey islam kaynakları dediğimiz şeyler. safsatayla yalanlarla dolu, bunların üzerine fikir bina etmek yanlış olur. İslam hakkında tek kaynağı kuran olarak kabul ediyorum
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Anladığım kadarıyla fikirlerinizin böyle olmasını sağlayan ilk unsur tanrının kompleks olmaması gerektiğini düşünmeniz. Aksinize tanrının kompleks hatta her sıfatta mükemmel olması bana daha mantıklı geliyor.

Hayat ağacı ilk sebep olsaydı. tanrıya kadar yada varlığına emin olduğumuz bir örnek olsun insanın oluşumuna kadar gelen süreçteki kanunları nasıl açıklayacağız kanun ve kuralları ilkel farkındalığı olan hayat ağacı sizce kurabilirmi. kurala gerek yok kendiliğinden oldu demekte mantıklı olmaz. Bu kuralları bütün sıfatları eksiksiz olan birinin koyduğunu anlamalıyız bence.

Birde aklıma takılan şey islam kaynakları dediğimiz şeyler. safsatayla yalanlarla dolu, bunların üzerine fikir bina etmek yanlış olur. İslam hakkında tek kaynağı kuran olarak kabul ediyorum

Konuşablien sevebilen düşmanlık yapabilen nefs,ruh, zat gibi çeşitli bileşimlerden oluşan(Kurana göre) bir güç arkasındaki tasarımı haber vermiyorsa ve ve bu kadar kompleks bir tanri eğer kendiliğinden var oluyorsa bu güce ben büyücü yaptığı işlere de sihir derim.Ayrıca bu kanunları bu hayat ağacının değil hayat agacinin, aralarinda akıl ve zekanın da bulunduğu ardıllarının koyduğunu düşünüyorum
 

sametbyk

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Nis 2016
Mesajlar
23
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Bir düşünceye göre (kurana göre) tanrı kendiliğinden var olmadı. hep vardı. zamanın dışında olduğunuda duymuştum. tabi buna inanmak zorumda değiliz. mantığımıza sığıyorsa mesele yoktur benim için. inanmasamda en azından ihtimal veririm.

diğer konuda zaten zekayı oluşturan süreçteki kanunları kastetmiştim.

aslında hak verdiğim noktalar var, ama ilk sebebin eksiksiz ve varlığının başlangıcı olmayan bir şey olması fikri bana daha mantıklı geliyor.

birde yanlış anlamazsan sadece beyin fırtınası yapıyoruz değilmi? hangimizin haklı olduğunu kim bilebilir :D tanrımı?
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Bir düşünceye göre (kurana göre) tanrı kendiliğinden var olmadı. hep vardı. zamanın dışında olduğunuda duymuştum. tabi buna inanmak zorumda değiliz. mantığımıza sığıyorsa mesele yoktur benim için. inanmasamda en azından ihtimal veririm.

diğer konuda zaten zekayı oluşturan süreçteki kanunları kastetmiştim.

aslında hak verdiğim noktalar var, ama ilk sebebin eksiksiz ve varlığının başlangıcı olmayan bir şey olması fikri bana daha mantıklı geliyor.

birde yanlış anlamazsan sadece beyin fırtınası yapıyoruz değilmi? hangimizin haklı olduğunu kim bilebilir :D tanrımı?

Hocam eksiksiz olmasına karşı değilim,tam tersine benim inandığım hayat ağacı büyüleyici bir güç, dolaysıyla yukarıda yazdığım gibi İslam dinindeki gibi kompleks bir hüviyet addedersek "benim mantığıma" göre bu Tanrı'nın arkasındaki tasarımı haber verir, yoksa benim bahsettiğim hayat ağacı da evvel ve ahir olan ve eksiksiz olan bir güç.

Tabiki beyin fırtınası yapıyoruz.:)
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst