Mevcudatın varlığının kökeni problemi

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Prens Ernak tarafından oluşturulan Mevcudatın varlığının kökeni problemi başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 29,066 kez görüntülenmiş, 188 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Mevcudatın varlığının kökeni problemi
Konbuyu başlatan Prens Ernak
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

Quantum

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Eyl 2015
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
quantum, şimdi bu ne: ''Atomlardan oluşan cansız varlıkların cansız olduğundan emin miyiz?Atomun yoğunlaşmış enerji olduğunu biliyoruz ve atomu var edenin , tüm evreni kaplıyan kuantum alanları olduğunu biliyoruz.Eğer ki evrenin bir sonu varsa , evrenin bittiği yerde kuantum alanı da son bulur.Kuantum alanının olmadığı yerde madde de olamaz.Yani kısacası maddeyi var eden , evrenin dokusunu oluşturan kuantum alanlarıdır.Biz bu kuantum alanlarının varlığını göremeyiz , sadece dolaylı olarak varlığından haberdarız.'' ... şimdi bu yazdıklarınızı bir daha okuyun ve biraz düşünün... sonra da, nickinizi kütle, yahut yol (yani mesafe ya da uzaklık), yahut hız, ya da ivme, yahut da debi , olmadı direnç, akım şiddeti, yahut potansiyel farkı gibi klasik fiziğin kavramlarından biriyle değiştirin... ve sonra acele etmeyin... quantumu da öğrenebilirsiniz... ama acele etmek yok... sevgiler...

Kuantumu veya sicim teorisini biliyo musunuz da konuşuyosunuz , yoksa hiçbirşey bilmeden mi bana karşı çıkıyosunuz anlıyamadım?Bütün evreni kaplıyan bir doku vardır.Bu doku , çok küçük boyutlarda , kendi içine kıvrılarak diğer boyutları oluşturur.Sicimlerin bu farklı kıvrımlarda , farklı titreşimleri sonucunda atomaltı parçacıklar oluşur.Aslında tüm maddenin yapıtaşı sicimler iken , aynı sicimlerin farklı atomaltı parçacıkları oluşturmasının sebebi , kıvrımların farklılığından dolayı farklı titreşmesidir.Sonuçta maddeyi var eden , gözle göremediğimiz , bütün evreni kaplıyan , kendi üzerine kıvrılarak diğer boyutları oluşturan , evrenin dokusudur.Sicimlerin ne şekilde titreşeceğini , dolayısıyla hangi atomaltı parçacığı meydana getireceğini belirleyen , evrenin dokusudur.Aşşağıdaki belgeseli 43 ncü dakikasından itibaren izlerseniz benimle aynı şeyi söylediğini görürsünüz.Tüm evreni kaplıyan bir yapı , bir doku vardır.evrenin ruhu dediğim de budur.

 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
İslam'ın temel inançlarına aykırı olan nedir ayrıca bu görüşleri icat eden ben değilim Yunus Emre, Hallac, Arabi, Mevlana, Şems, Hacı Bektaş v.s. ne demişse bugüne kadar ben de aynısını söylüyorum.

Ne diyorlar? ahiret inançları yok mu?

Yaratıcıyı bilmek için ermiş olamaya gerek yok diyorum sen "peygamberler niye var o zaman" gibi alakasız bir yorum sunuyorsun.

tasavvuf düşünce sistemi ile yaratıcının varlığına ulaştığını iddia edenlerin iddiası şahsidir. zaten yöntemde şahsidir. bu içe dönük çalışmasını dışarı kanıtlayamadıklarına göre yüksek iman ve takva sahibi olanlara inanılabilir. sonuçta kanıt gene takva ve imandır.

Astral beden yok diyorsun peki o zaman ölünce beden toprak olduğuna göre ruh öte aleme nasıl geçecek zannediyorsun?Astral bedenin olmadan dünya yaşamında yaptıklarının bilgisi-kaydı nasıl incelenecek sanıyorsun? Ruh ile beden arasındaki bağı kuran astral bedendir. Hindular, Budizm aynı şeyi söylüyor diye bu gerçeği inkar mı edeceğiz? Zaten tüm inanç sistemleri aynı şeyi söylüyor, illaki bir farklılık arama çabası niye?

.

Ruhun öte aleme geçişine inanıyoruz bunda sorun yok. ancak bu geçişe inanıyor olmam astralcı senaryo ve masallara inanmamı gerektirmez. ve İsra suresi 85. ci ayet varken. fazla senaryo yazamazsınız.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Ne diyorlar? ahiret inançları yok mu?

tasavvuf düşünce sistemi ile yaratıcının varlığına ulaştığını iddia edenlerin iddiası şahsidir. zaten yöntemde şahsidir. bu içe dönük çalışmasını dışarı kanıtlayamadıklarına göre yüksek iman ve takva sahibi olanlara inanılabilir. sonuçta kanıt gene takva ve imandır.

Ruhun öte aleme geçişine inanıyoruz bunda sorun yok. ancak bu geçişe inanıyor olmam astralcı senaryo ve masallara inanmamı gerektirmez. ve İsra suresi 85. ci ayet varken. fazla senaryo yazamazsınız.

Ahiret inancım yok diye bir cümle sarf etmedim, hangi başlıkta böyle birşey yazmışım?

Şahsilik falan söz konusu değil gerçek tektir fakat gerçeğe ulaşmada izlenen yöntemler farklı olabilir.

Senaryo yazabilmeyi çok isterdim aslında tiyatroya-sinemaya da merakım var ancak böyle bir kabiliyetim yok maalesef yine de senaryo önerin için teşekkür ederim, bende böyle bir ışık görmüş olmana sevindim.:):smile:

İsra Suresi (85. ayet);

"Bir de sana Ruhtan soruyorlar. De ki: Ruh Rabbimin emrindendir. Size ise pek az bilgi verilmiştir."

Ruh diye bahsedilen Tevrat, İncil ve Kur'an'da Cebrail'dir. O dönem Cebrail ve vahiy sistemi hakkında çok fazla soru soran olmuş, Cebrail'in güvenilirliği sorgulanmıştır. Bunun üzerine de bu ayet ile cevap verilmiştir.

Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesinde yine Kutsal Ruh "Cebrail"dir.

Tevrat-Tora-Tanah'da da yine Kutsal Ruh olarak bilinen Cebrail'dir.

Kısacası Ruh tekildir ve Cebrail için kullanılır.

Bence sen cımbızla ayet çekmek yerine vakit yarat da tüm kutsal kitapları bir oku, karşılaştırmalı incele ondan sonra konuşalım yoksa böyle bir yere varamayız değerli donkişot:)
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ahiret inancım yok diye bir cümle sarf etmedim, hangi başlıkta böyle birşey yazmışım?

Şahsilik falan söz konusu değil gerçek tektir fakat gerçeğe ulaşmada izlenen yöntemler farklı olabilir.

Senaryo yazabilmeyi çok isterdim aslında tiyatroya-sinemaya da merakım var ancak böyle bir kabiliyetim yok maalesef yine de senaryo önerin için teşekkür ederim, bende böyle bir ışık görmüş olmana sevindim.:):smile:

İsra Suresi (85. ayet);

"Bir de sana Ruhtan soruyorlar. De ki: Ruh Rabbimin emrindendir. Size ise pek az bilgi verilmiştir."

Ruh diye bahsedilen Tevrat, İncil ve Kur'an'da Cebrail'dir. O dönem Cebrail ve vahiy sistemi hakkında çok fazla soru soran olmuş, Cebrail'in güvenilirliği sorgulanmıştır. Bunun üzerine de bu ayet ile cevap verilmiştir.

Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesinde yine Kutsal Ruh "Cebrail"dir.

Tevrat-Tora-Tanah'da da yine Kutsal Ruh olarak bilinen Cebrail'dir.

Kısacası Ruh tekildir ve Cebrail için kullanılır.

Bence sen cımbızla ayet çekmek yerine vakit yarat da tüm kutsal kitapları bir oku, karşılaştırmalı incele ondan sonra konuşalım yoksa böyle bir yere varamayız değerli donkişot:)

gerçekten harikasın. sen bana tavsiyede bulunacağına önce ahiret inancını öğren

Şahsilik falan söz konusu değil gerçek tektir fakat gerçeğe ulaşmada izlenen yöntemler farklı olabilir. bu ne demek!? tasavvufçular şahsi idrakları dışında bir kanıt sunabiliyor mu? gerçek tekmiş yöntemler farklıymış pöff ne alaka ya. neyse dijital ezberden konuşuyorsun tartışmaya gerek yok artık eyvallah..
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
gerçekten harikasın. sen bana tavsiyede bulunacağına önce ahiret inancını öğren

Şahsilik falan söz konusu değil gerçek tektir fakat gerçeğe ulaşmada izlenen yöntemler farklı olabilir. bu ne demek!? tasavvufçular şahsi idrakları dışında bir kanıt sunabiliyor mu? gerçek tekmiş yöntemler farklıymış pöff ne alaka ya. neyse dijital ezberden konuşuyorsun tartışmaya gerek yok artık eyvallah..

İnanılır gibi değil, ben ahireti öğreneceğim öyle mi? Cidden komiksin...

Tartışma böyle kavga eder gibi yapılmaz zaten en güzeli senin bildiğin sana benim bildiğim de bana kalsın.

Şahsi yol izlemek demek; kafana göre canın ne isterse o yöne gitmek ve sonunda nereye varacağının meçhul olması demektir.

Tasavvufçular farklı yollar izlerken bile gerçeğin yolundan hiç sapmamışlardır.

Neyse tam bilmediğin konularda sağdan soldan duyduklarınla yorum yapıp bir de bana ezberci demen komikten de öte tuhaf...
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Tasavvufçular farklı yollar izlerken bile gerçeğin yolundan hiç sapmamışlardır.

Tasavvuf bir düşünce sistemi sadece..bir felsefi akım gibi sadece yani.. gerçeğin yolu olduğu iddiası kendi iddiasından ibaret..din ile hiç sorgulamadan özdeşleştirmen yanlış..senin sorunun tasavvufu hiç sorgulamaman..temelinde açıklanamaz çelişkileri var..en yaman sorunu iyilik ve kötülüğü ayıramaması.. ahiret ve hesaplaşma inancı ile bu sebeple sorunları var.. neyse sen umutsuz vakasın boşa tartışıyız..şu elemanın ismi neydi unuttum onun dediklerini hakikat olarak algılamaya devam et mutluluklar..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Mevcudatın kökeninde çeşitli formatlarda can verebilme kabiliyetine sahip bir güç,bir hayat ağacı olduğu düşünülebilir,

bu cümleyle ve yargıyla başlıyor bu yazı ve salt olarak ele alınırsa bir yaklaşım-
"düşünülebilir" bir olası ya da varsaymadır
varsayma ise -bir hipotez-
bir olasılığı düşünüyor bu yazı ve (ya da) bu varsayımı-varsaymayı canlandırıyor-açıklıyor ve sorguluyordur

tam aksi önerme ise;
mevcudatın kökeninde-kökensizliğinde çeşitli formatlara can verebilme kabiliyetine sahip/haiz bir güç ya da hayat ağacı olamazdır; olduğu düşünülemezdir

başka bir açılım ; -cümle deformasyonu-bileşenleri
mevcudatın kökeninde-kökensizliğinde çeşitli-çeşitsiz formatlara ve anti formatlara/formatsızlığa can verebilen/alabilen (ya da vermeyen) kabliyetli-kabiliyetsiz bir hayat ağacı/verici vardır ve yoktur

---
hipotezi hipotezlerle destekleyen hipotez hipotezler ormanında yürür!

---------- Mesajlar Birleştirildi at 15:24 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:42 ----------

Mevcudatın kökeninde çeşitli formatlarda can verebilme kabiliyetine sahip bir güç,bir hayat ağacı olduğu düşünülebilir,

siz olduğunu düşünebildiğinize göre daha en başından bu cümle olanaklıdır ve doğrudur da
düşünülebilirdir ve düşünülebilir olduğu da doğrudur; açıktır; gerçektir
varlık ve 'var'-olan bu düşünmeyi olanaklı kılar

-

bu cümle'nin yüklemi 'düşünülebilir'dir; böyle ele alındığında ise;
düşünülebilme olarak bu cümle ve yüklemi görevini yapmaktadır, işlevini yerine getirmektedir ve bir gerçeklik sağlıyor
evet düşünülebiliyor-düşünülebilmektedir
bu olanaklı ve mümkün değil mi?
bu cümle zaten bu-bunu düşüne-düşünüle-bilmenin mümkünlüğünü/mantıklılığını-geçerliliğini açıklamaktadır

-
düşünebilme işi-fiili ise diğer şeyleri açıklıyor
ve bulgulamaktadır;
düşünebilmekle mümkün -ve de düşünmekle-
diğer açıklamalarda ve tüm açıklamalarda
ve elimizdeki tüm açıklamalar -düşünmeklerin ürünü ve düşünülebilmeklerin ürünüdür
ve ellerimizideki (tüm ellerimizdeki) tüm açıklamalar da -diğer- düşünmeklerin ürünüdür ya da olmalı değil mi?

o halde düşünmeyedevam
ve kavramları yoğrumaya devam
muğlak kavramlar zamanla belirecektir ve aydınlacaktır
-
kavramlar üzerine ve tüm bu şeyler üzerine düşünmeliyiz
ve daha da
o halde düşünmeye devam
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Arkadaşlar yazıyı zaman zaman güncelliyorum, diğer sitede pek rağbet görmedi,burada yazı hakkında daha çok yorum yazıldı.:rolleyes:
 
Son düzenleme:

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Acaba mevcudatın başındaki bu güç var ettikleri ile iletişime geçebildi mi,mevcudatın en başındaki bu güç var ettikleri ile iletişime geçebildi mi dedim;çünkü akıl bize, mevcudatın kökenindeki bu gücün mümkün mertebe "sade" mümkün mertebe "öz" mümkün mertebe "saf" olması gerektiğini söylüyor,biz mevcudatın kökenindeki bu gücü ne kadar kompleks tanımlarsak, bu güce ne kadar komplekslik addedersek akıl da, o gücün, o komplekslik ile "hayatın en başındaki güç olmasının zorluğundan"yola çıkarak o gücün arkasında başka bir güç ya da güçler olduğunu bulacaktır, yani mevcudatın en başındaki başı sonu olmayan bu güç kompleks değil sade, öz,saf olmalıdır,çünkü bu gücü kompleks-farklı bileşenlere sahip tanımlarsak o güç yaratılmış demektir(daha doğru ifade ile bir evveli vardır demektir),dolayısıyla farklı bileşenlere sahip-yani kompleks bir gücün arkasında başka bir güç ya da güçler vardır

Arkadaşlar yukarıdaki anlatımım hakkında yorum yapacak var mı
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
yorumlara dönecek misinz?
ben aslında şunu bekliyordum-arakadaşlar düzenlemler yaptım-edit

ya da ilgileniyor musunuz? gerçekten yorumlarla

nereye varmaya çalışıyorsunuz siz? biz yardımcı olalım-nereye varmaya ve öğrenmeye ya da
arkadaşlarda katılırsa ?

biraz daha açalım isterseniz konularla; geniş anlatımlarla da
başlama bir paradigma-problem daha baştan ; Varlık başlayamaz ya da başlatıcısı onun başlamaz;
güç başlamamıştır
kendisi başında duramaz-kendisi zamansızdır
bir ilerisi yoktur-bir ileri ve geri zamanı;
varlığın değil ama kendinin olmaması yoktur; olmama durumu tatmamış-ifşası
-varlıksızlık durumu yok (varlıksızlık-olmama-durumu yok) -varlığa ilişkin

başlangıç-(başlama) kavramını yokladınız mı?

köken bir zaman başlaması mı? ilerisi mi? gerisi mi? öncesi nedir? kendisi mi? yokluk mu? kendi için yokluk mu? güç ya da tanrı her ne diyorsanız ona işte

zamanın başlaması olanaksız

köken olan şey zamanda değil zamanda mı? nasıl?

köken olan şey için zaman var mı?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
true blue Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Acaba mevcudatın başındaki bu güç var ettikleri ile iletişime geçebildi mi,mevcudatın en başındaki bu güç var ettikleri ile iletişime geçebildi mi dedim;çünkü akıl bize, mevcudatın kökenindeki bu gücün mümkün mertebe "sade" mümkün mertebe "öz" mümkün mertebe "saf" olması gerektiğini söylüyor,biz mevcudatın kökenindeki bu gücü ne kadar kompleks tanımlarsak, bu güce ne kadar komplekslik addedersek akıl da, o gücün, o komplekslik ile "hayatın en başındaki güç olmasının zorluğundan"yola çıkarak o gücün arkasında başka bir güç ya da güçler olduğunu bulacaktır, yani mevcudatın en başındaki başı sonu olmayan bu güç kompleks değil sade, öz,saf olmalıdır,çünkü bu gücü kompleks-farklı bileşenlere sahip tanımlarsak o güç yaratılmış demektir(daha doğru ifade ile bir evveli vardır demektir),dolayısıyla farklı bileşenlere sahip-yani kompleks bir gücün arkasında başka bir güç ya da güçler vardır.

Evren veya evrenler birşeyin içinde olabilir mi?(yani dışında bişey olabilir mi) cevap net; olamaz. yani evrenin veya varsa onun dışındaki evrenlerin bir dışı olamaz. öyleyse mevcudiyet sonsuzdur. başı veya sonu olamaz. sonsuz varolanın yaratımlar gerçekleştirmesi ve bu yaratımlar gerçekleştikçe kompleks bir yapıya dönüşmesi mantıklı değil çünkü sonsuzluk problemimiz var. sonsuzluğu herhangi bir yerinden tutamazsınız. tuttuğunuz an da paradoks oluşur. diyelim ki dediğiniz gibi oldu başta saf bir öz vardı ve yarattıkça/yaratım oldukça kompleks hale geldi. bu durumda da bizimle iletişime geçmesi bana göre saçmadır. kendi yarattığınız şeyle asla doğrudan iletişime geçemezsiniz. yani onun seviyesine inemez onu kendinizden ayrı göremezsiniz. ama biz yaratılanlar onu kendimizden ayrı görebiliriz. zaten öylede görüyoruz. öyle olmasaydı kendi varlığımızdan/benliğimizden bahsedemezdik. bu böyle olmak zorunda bana göre. yaratıcıyı ''orada bir yaratıcı var uzakta bilmesekte görmesekte'' seviyesinde bilmek zorundayız. eğer bu böyle olmasaydı bizler müstakil varlığımızdan /benliğimizden bahsedemezdik bana göre..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
mevcudatın kökenindeki güç bilinçli bir yaratıcı mı ve kendinin farkında mıdır?

mevcudatın kökenindeki güç bilinçli bir yaratıcı mı ve kendinin farkında mıdır? -(varlıksızca- varlık var etmesizce- varlık yok/yokluk durumunda iken de saltlık olarak -kendisi ise belirgen-ortada ve var ya da iken de)

(ilgili güç- köken ya da için bu sorularımız da)
varetmesizce var mıdır? (başlangıçta-ortada her ne ise orda)

(yaratmadan önce halinde ve varolmadan-varetmeden önce halinde -için;
kendisi saltık olarak (yaratıcı muktedir olan) yaratmamış (güç); ya da bir yaratııcı
potansiyel olan o şey - (varlık saltığı-kökeni) -kendi zamanında ya da zamansızlığında (bizim zamanımızdan ayrı oalrak) kendi benliği ve varlığı ile salt ortalıkta mıdır?/bilinirlikte midir? (kendince tabi)

kendi saltığı/kendi yalını eşittir;

mevcudatın yokluk-yokluğunda hemfikiriz diyelim ama kendisi -zamansız? sa?
güç zamansız?

mevcudatın öncesine bir saltık koydunuz/güç -sonrasına da bunu koyarsınız ve dengelenir-varlık gelip geçici -erici/zamanlı olur ve varolan o güç -öncel ne ise o
sonral da o olur -baki kalan- öncel ise de -aynı zamanda da sonraldır;
zaman bu ikisi arasındadır; varlık için
zaman onun için hiç olmadı yine bakın

önceki o ise sornaki de o dur - o onu açıklar-bunu açıklar tanım;
varlığın öcnesine bir başlatıcı koymak sonuna bitirici koymak ya da başlatıcınında aynı zamanda bitirici-bitirebilici de olmasını tanımlar ;
yani başlangıçta varolan ve bititşe de var kalan olur- o hep vardır
ve hep zamansızdır sadece
varlığın başlamalılığı bitimlliğini/esas tanımlar

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:45 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:38 ----------

zaman başlayan ve biten varolan ve yok olan-oladabilen bi şey ise o gücün hayal ürünüdür her şey
bu ikisi arasında kalır; zaman yutukları -yamaçları; (varsa bir tanrı hafızası ve güç -hafızası ya da)

tümvaredici tümyokedicidir; tüm yoketmesi tüm diğer şeyleri onun hayal ürünü yapar?

tümvaretmeye muktedir tümyoketmeye muktedirdir_eşit;

başlamış ve bitmiş varlığının mutlak yokluğu_ya da mutlak yokluğunda ;(dan bakışta ise) gücün hafızası/hafızasında olursun sadece; (ki kendi bağımsız varlığın zaten tanılamaz?)

zaman o şey için başlayıp bitebiliyor mu? o güç için de_ o başladı mı mı? var mıydı?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:46 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:45 ----------

önce durumu sonrayı aynı ve bileşik -eşit- tanımlar -içerir de?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
mevcudatın kökenindeki güç bilinçli bir yaratıcı mı ve kendinin farkında mıdır?

mevcudatın kökenindeki güç bilinçli bir yaratıcı mı ve kendinin farkında mıdır? -(varlıksızca- varlık var etmesizce- varlık yok/yokluk durumunda iken de saltlık olarak -kendisi ise belirgen-ortada ve var ya da iken de)

(ilgili güç- köken ya da için bu sorularımız da)
varetmesizce var mıdır? (başlangıçta-ortada her ne ise orda)

(yaratmadan önce halinde ve varolmadan-varetmeden önce halinde -için;
kendisi saltık olarak (yaratıcı muktedir olan) yaratmamış (güç); ya da bir yaratııcı
potansiyel olan o şey - (varlık saltığı-kökeni) -kendi zamanında ya da zamansızlığında (bizim zamanımızdan ayrı oalrak) kendi benliği ve varlığı ile salt ortalıkta mıdır?/bilinirlikte midir? (kendince tabi)

kendi saltığı/kendi yalını eşittir;

mevcudatın yokluk-yokluğunda hemfikiriz diyelim ama kendisi -zamansız? sa?
güç zamansız?

mevcudatın öncesine bir saltık koydunuz/güç -sonrasına da bunu koyarsınız ve dengelenir-varlık gelip geçici -erici/zamanlı olur ve varolan o güç -öncel ne ise o
sonral da o olur -baki kalan- öncel ise de -aynı zamanda da sonraldır;
zaman bu ikisi arasındadır; varlık için
zaman onun için hiç olmadı yine bakın

önceki o ise sornaki de o dur - o onu açıklar-bunu açıklar tanım;
varlığın öcnesine bir başlatıcı koymak sonuna bitirici koymak ya da başlatıcınında aynı zamanda bitirici-bitirebilici de olmasını tanımlar ;
yani başlangıçta varolan ve bititşe de var kalan olur- o hep vardır
ve hep zamansızdır sadece
varlığın başlamalılığı bitimlliğini/esas tanımlar

tüm bu paradokslar veya daha fazlası '' bilinçli bir yaratıcı olamaz'' savına kanıt olamaz bence Sanalmanik. sonuçta varoluş aşkınlık içeriyor,aşkınlıkta paradoks. yani özetle paradokslardan kanıt olmaz. paradoks paradokstur :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113

"başlangıç sonla ilişkili bir kavramdır -sonu olmayan başlangıç olamaz ve tanımlanamaz"


---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:52 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:52 ----------

son olmayanda başlama olmaz;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 20:59 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:52 ----------

ben sorular sordum sadece -yanıt gelirse çeşitlenebilir ancak kişi? (yanıtlar kendi cevabını doğrurur sürecini zaten-özetlerde)
düşünmeli ya da sorgulamalı- eğer değer bulursa
bir kabul-bir sunu (ya da öyledir de değil bunlar -öyledir açıklaması değil -hiç-) değil
- bir akıl dürtme /düşünce dürtme ya da kelime oyunu olsa bile -düşündürtme içerirse ne ala?
gerisi yavan civa ve hikaye olurdu?
bana cevap vermeli/sunmalı değil tabi

kanı ya da paradoks önemli değil sorularımızın üzerinden geçmek atlamak durmakla ilgili idi bu
sorunun neresidnen -nasıl- geçtiğinizle ilgili
ya da yazma ve okuma cevap yetiştirmede birbirimize?

açıklayın ve açıklayın
kendinizdekini kendinize açıklayın
zihninizdekini- zihinizde neler olduğunu - o verinin ve verilerinde nasıl durduğunu-olduğunu ve -gerçek zihninizde ne durduğunu o boşluklarda - kendinize bi açıklayın/
(kendiniz görün anlamında bu)
ortaya koyun ya da koyalım hep birlikte

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:04 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 20:59 ----------

bilinçli bir yaratıcı var ve de yok -yoktur
ve de olabilir ve de olamaz derseniz ne olur-dersek
hem vardır hem yoktur -eşit
hem olabilir hem olamaz eşit-aynı anda;

-

bilinçli bir yaratıcı olmadığını savını savlmaya ya da güçlendirmeye ( ya da oraya varmaya ille de) girişmedik-kişilerin yazılarına destek için de -genişletmek için sorular sorduk

kişinin kendi yanıtları içindir -yazdıklarımız
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Evren veya evrenler birşeyin içinde olabilir mi?(yani dışında bişey olabilir mi) cevap net; olamaz. yani evrenin veya varsa onun dışındaki evrenlerin bir dışı olamaz. öyleyse mevcudiyet sonsuzdur. başı veya sonu olamaz. sonsuz varolanın yaratımlar gerçekleştirmesi ve bu yaratımlar gerçekleştikçe kompleks bir yapıya dönüşmesi mantıklı değil çünkü sonsuzluk problemimiz var. sonsuzluğu herhangi bir yerinden tutamazsınız. tuttuğunuz an da paradoks oluşur. diyelim ki dediğiniz gibi oldu başta saf bir öz vardı ve yarattıkça/yaratım oldukça kompleks hale geldi. bu durumda da bizimle iletişime geçmesi bana göre saçmadır. kendi yarattığınız şeyle asla doğrudan iletişime geçemezsiniz. yani onun seviyesine inemez onu kendinizden ayrı göremezsiniz. ama biz yaratılanlar onu kendimizden ayrı görebiliriz. zaten öylede görüyoruz. öyle olmasaydı kendi varlığımızdan/benliğimizden bahsedemezdik. bu böyle olmak zorunda bana göre. yaratıcıyı ''orada bir yaratıcı var uzakta bilmesekte görmesekte'' seviyesinde bilmek zorundayız. eğer bu böyle olmasaydı bizler müstakil varlığımızdan /benliğimizden bahsedemezdik bana göre..

Ben mevcudatın en başındaki güç yarattıkça kompleks bir hal alıyor diye bir cümle kurmadım...Aslında burada biraz da ben bildiklerimizi eleştiriyorum,biz mevcudatın en başındaki gücü(tanrıyı) seven, düşmanlık yapan,var ettikleri ile konuşabilen,var ettiklerinin işleriyle ilgilenebilen bir güç olarak tasavvur ediyoruz,ve bu tasavvurlarımız(bu bileşenler) tanrıya komplekslik veriyor,ben de şunu demek istiyorum,eğer bizler herşeyin başındaki bu güce komplekslik verirsek bu durumda tanrının arkasında onu var eden başka güçler ve ya güç olması gerekir;çünkü herşeyin başındaki gücün kompleks bir yapıda olmasını akıl almıyor,mantıkımız bunu kabul etmiyor,ben ise herşeyin başında bulunan bu güce "hayat ağacı" diyorum, ve bu hayat ağacının sade, saf , öz olduğunu,tanrılarımız gibi sevmek,düşmanlık yapmak,var ettikleri ile konuşmak,kullarının işlerini görmek gibi kompleks bileşiklere sahip olmadığını hatta belki de bilinçli dahi olmadığını iddia ediyorum.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
yazım sürmek değil de? bi kaç yıl sonra -eğer ilginiz kesmezseniz- ve bu konuda ki yoğun düşünmezi sürdürüseniz eğer anlamında bu tabi- yazdıklarınızı-yazdıklarını yani yazacaklarını -ve geleceğin noktayı yani- varacağın -okumak isterim-isterdim sanki;

düşünüyorsunuz zaten özgünce bu durumda yanıtlara ihtiyacınız yok ya da zihinizde duranı-oluşanı- zaten açıklıyorsunuz kendinize gibi bir hal

düşünüyorsanız ve kendi yanıtlarınzı veriyorsanız ve vermeyi sürdürüyorsanız ve sürdüreceksenizde
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Ben mevcudatın en başındaki güç yarattıkça kompleks bir hal alıyor diye bir cümle kurmadım...Aslında burada biraz da ben bildiklerimizi eleştiriyorum,biz mevcudatın en başındaki gücü(tanrıyı) seven, düşmanlık yapan,var ettikleri ile konuşabilen,var ettiklerinin işleriyle ilgilenebilen bir güç olarak tasavvur ediyoruz,ve bu tasavvurlarımız(bu bileşenler) tanrıya komplekslik veriyor,ben de şunu demek istiyorum,eğer bizler herşeyin başındaki bu güce komplekslik verirsek bu durumda tanrının arkasında onu var eden başka güçler ve ya güç olması gerekir;çünkü herşeyin başındaki gücün kompleks bir yapıda olmasını akıl almıyor,mantıkımız bunu kabul etmiyor,ben ise herşeyin başında bulunan bu güce "hayat ağacı" diyorum, ve bu hayat ağacının sade, saf , öz olduğunu,var ettikleri ile iletişime geçemediğini,tanrılarımız gibi sevmek,düşmanlık yapmak,var ettikleri ile konuşmak,kullarının işlerini görmek gibi kompleks bileşiklere sahip olmadığını hatta belki de bilinçli dahi olmadığını iddia ediyorum.

Bu iddia veya inancınıza birşey diyemem. herşey olası..

ancak bu düşünceleriniz bir nevi; ben Dinlerin Tanrısını anlamıyorum böyle bir Tanrı olamaz anlamına geliyor. ve kendi vehminiz de daha akla ve mantığa uygun Tanrı veya yaratıcı tasarlıyorsunuz. ama böyle bir Tanrıda burada olanlar ve kötülük probleminden kaçamaz. şahsen bizlere hiçbir yol göstermeyen,açıklamaya yapmayan-yapamayan,vaadde bulunmayan bir şeyi yaratıcı olarak göremem ve inanamam. bu insanı tamamen yalnız ve umutsuz bırakmaktır..

ayrıca mesela sevgi bir duygudur . Tanrının duyguları olması mantıklı değildir böyle şeyleri mecazi anlamamız ve aşkınlık içinde yoğurmamız gerekir..yoksa bilinçli bir Tanrıya inanmak elbette mümkün değildir..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
yanıt gelmediğine göre bir post fazla- kendine yazım;
yazdıklarınızı düzenlemeyi ve yorumlamayı deneyeceğim çünkü bence çok açık bu
düzeltelim hep birlikte ya da yeniden bir deneme daha
bir tür redakte ve yorum olarak değerlendirin-düşünün -istersenzi siz vbilirsinzi-cevap ya da yorum sunuyor ve bekliyor değilim-kendine düşünme azizim)

--

bi tür kendinden varolan varetmemiş şey tanımladınız sanırım
(numen ve yeti ya da antinomi kavramlarına gözgezderebilirsiniz sanırız -felsefe bunları yüzyıllardır belki de binyııllardır tartışıyor"dur -aynı bulanıklığı yaşayanları görüp buna sevineceksiniz/sevinebilirseniz bile ya da- ben ce -en azından-bir ihtiyaç tır bu!)

dönersek kendine varolana ya da kendini varedene -varetmemiş olan aslında ama-
kendinden vargelen çünkü
aksi taktirde kendisi varedilmeye-varolunmaya ihtiyaç duyar- sizde paradoks böyle pek açık değil bu

ya da bilinçli varetmemiş-varolagelme/vardevinme-devindirme potansiyeli barındırır şey ya da kendi doğası gereği (içinde/dışında) bilinçli ya da bilinçsizce de olsa varlık türetir ya da içinde varlık oluşabilir şey -köken; bir yeti -bir yeti olarak ya da güç barınağı-sığınağı-kuşağı bu
kendi beslemesi ya da doğası ve gereği-gerekliliği ile (sonuçta da) varlık üretir ve varlık onun doğasından oluşuyor -çıkıyor- özfışkırma
nitel bir tanım bu
varlığı nitelliyorsunuz-niteliyorsunuz -adlandırma ya da tanımlamaya girişme

--

varlık sebebi ve dayanağı ya da güç ya da nitelik ya da yetilik
varlığın sebebi ve dayanağıdır bu
kendisi varlıktır çünkü aksi olsa diyorsanız ve diyorsunuz da sanırım o da varetmeli ve varolmalı
güç güç değildir
hep varolan bir potansiyel içinde varlık başlıyor;

yaşam potansiyeli taşıyan kendliğindenlik tanımladınız ya da hep varolan-varedilegelmemiş;
bunu ağaç olarak yansıttınız sanırım ama bu açık değil -sizdeki tanımlaması ve belirtisi bu

bi tür kendinden varolan/varolana gelen (hep) varetmemiş şey tanımladınız sanırım
bu neyi tanımlar -sizce?

bilinçli varetmemiş-varolagelen (mevcudat) potansiyeli barındırır şey ya da kendi doğası gereği (içinde/dışında) bilinçli ya da bilinçsizce de olsa varlık türetir-yansıtır şey
ya da içinde varlık oluşabiilir-doğa kök ya da fauna benzeri bu değil mi? enerji
-sonsuz zeka diyor bazıları ve evrensle zeka zihin diyenler var mesela bunun gibi bir içrek arayışı ya da bir merkez mi sizce?
yoğun öz-öziçi

sadelik zihne ilişkin bir kavram-kompleks karşıtı
ya sadedir ya değildir ne sadedir ne değildir-gerçeklik onu açıklar bi ölçüde sonsuz açıklamaya girişir -kendini

--

varlık sebep ve dayanağı ya da güç (varolma nedeni ya da nasılı arayışında oraya çıkan dayanak sorunu bu)
-hepvarlığın dayanağı yoktur aslında- hepvarolanın dayanağı da bulunamaz
kendi varolması ya da hep varolmasıdır zamanla belirlenemez
başka şeylerle de aslında
tanımlar onun içinde oluştu-zihin dışında nedir?

cevap arayışına -neden bulgusuna ilişkin veri
anlatım ya da bu

kendinden varolmuş bir ağaç ya da kendinden- hep var- bir ağacın beslemesi varlık iken biz
kendi doğası gereği uzayan bir ağaç mı bu monik bir yapı mı tanımlıyorsunuz
eğer öyleyse - kendisinin kendisi (olan) bu varlığı bölmez ayrıştırmaz köke nve köken olmayan (şeyler) diye

hiç dikilmemiş bir ağaç hep orada vardı ve varlık uzatıyor ve döküyor
kendi içinde kayboluyor mudur?

doğası gereği varlık diken bu ağaç hep orada mı? orada mı kalacak ve orada mıydı kimse hiçbişey dikmesizce o ağaç -ağaç olarak var

neden bir kök ve köken arıyorsunuz-heryerindedir ve heryeridir değil mi bu durumda varlık onun evidir
kökeni de kendisini ya da tümlüğünü tanımlar -içerir

--
güç ya da köken şeyi-enerjisi ve durumu bizimle ya da kendi türettiği şey ile de
iletişime geçebildi mi yi ben (tam) anlamadım
(objektif atomla biz nası iletişime geçiyoruz ve atom bizimle nasıl iletişime geçiyor mesela bir soru)
-farkında değil diyorsunuz -gibi-temel olarak bu öz
zaten bu var ve doğası -kendiliğinden oluyor (varlık ondan) anlamında sanırız bu

gücün bir bilinci var mı yok mu sorusunu doğrurur ve gücün bilinçliliğini ve kendini ve bu (bilmesi-bilmemesi sorunu) yapıyı ayrıştırarak farkedebilirliği sonuçları
sorgu bu durumda
güç ayrı mı varlıktan ya da ayrılıyor mu boyutsal -vs.vb. olarak ta

varlık kendini farkedebildi mi sorusunu doğuur bu?
(burda gereçekten ilgilendiğiniz nedir? onu soruyorum -varlığın kendini bilmesi mi -gücün ya da)
varlık gözlemci mi? kendisi bir gözlemci değildir? başlangıç gücü mutlak bir gözlemci değildir bir enerjidir diyorsanız yakın olarak -gözlemci oluşturduğunda ne oldu? kendini gözlemdi mi (gözlemci arayıclığıyla ya da ve) gözlemci onunla irtibata geçebildi mi? ve geçer mi? geçebilir mi? kendini tanımlar mı?
gözlem neyi tanımlar?

örn. (güç su olsun-örnekte)
su bilinçsizce bir insan oluştursa yeti olarak -içindeki devinimle
insan suyu tanımlasa/görse suya baksa ne olurdu?

suyun insanın bilmesi nedir?
insan suyun nüvesi uzantısı
suyun kendin bilmesi sizin soru x olsun
insanın onu bilmesi suyu ne kadar tanımlar ya da tanımlar mı?

insan su mudur değil midir? nasıl tanımlanır/tanımlarsınız ya da

bence tanımız şu sizin
varlık-mevcudat yetisi olan hiçlik
-varlık var yetisi taşıyan hiç durumu -bengi
var yetisi taşıyan bengi-lik

gücün kendi bengiliğini ve varolmasını tanımlarsanız vargelmesini ve zamansızlığını tanımlarsanız? ya da ve uzayını düşünürseniz?

yeti ya da nitelik olarak varlığın (mevcudat) bilinçli bir tasarım olmadığını; doğal olanın-kendi içsel potansiyelinin- türetimi(doğal yeti-güç) uzantısı ve belirtisi belirimi olduğunu savunuyorsunuz-sanız doğru yerdeyiz ve doğru da anladık sizi
en azından anlaştık bu durumda
 
Son düzenleme:

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Bu iddia veya inancınıza birşey diyemem. herşey olası..

ancak bu düşünceleriniz bir nevi; ben Dinlerin Tanrısını anlamıyorum böyle bir Tanrı olamaz anlamına geliyor. ve kendi vehminiz de daha akla ve mantığa uygun Tanrı veya yaratıcı tasarlıyorsunuz. ama böyle bir Tanrıda burada olanlar ve kötülük probleminden kaçamaz. şahsen bizlere hiçbir yol göstermeyen,açıklamaya yapmayan-yapamayan,vaadde bulunmayan bir şeyi yaratıcı olarak göremem ve inanamam. bu insanı tamamen yalnız ve umutsuz bırakmaktır..

ayrıca mesela sevgi bir duygudur . Tanrının duyguları olması mantıklı değildir böyle şeyleri mecazi anlamamız ve aşkınlık içinde yoğurmamız gerekir..yoksa bilinçli bir Tanrıya inanmak elbette mümkün değildir..

Dinlerin tanrısına inanıyorum, gerçekten bize kutsal kitapları gönderen bir tanrımız var,yalnız mevcudatın-herşeyin en başındaki olmadığını düşünüyorum(neden öyle düşündüğümü açıkladım,ayrıca sizin " kendi vehminiz de daha akla ve mantığa uygun Tanrı veya yaratıcı tasarlıyorsunuz" sözünüzle anlattıklarımın akla ve mantığa uygun olduğunu onayladığınızı anladım).Ayrıca sizin " bizlere hiçbir yol göstermeyen ,açıklama yapmayan-yapamayan,vaadde bulunmayan bir şeyi yaratıcı olarak göremem ve inanamam. Bu insanı tamamen yalnız ve umutsuz bırakmaktır" sözünüze katılıyorum...:)
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Dinlerin tanrısına inanıyorum, gerçekten bize kutsal kitapları gönderen bir tanrımız var,yalnız mevcudatın-herşeyin en başındaki olmadığını düşünüyorum(neden öyle düşündüğümü açıkladım,ayrıca sizin " kendi vehminiz de daha akla ve mantığa uygun Tanrı veya yaratıcı tasarlıyorsunuz" sözünüzle anlattıklarımın akla ve mantığa uygun olduğunu onayladığınızı anladım).

Üzgünüm ama hayır tam olarak öyle değil :) Tanrıyı veya yaratıcıyı bilinçsizleştirmek otamatikmen ; neden? temelli soruları ortadan kaldırır. böylece akılsal ve mantıksal çatışmalar törpülenir. ve bu bir nevi çatışmalardan /paradokslardan kaçmaktır.

Yaratıcı bizleri bu formatta yarattığı an da çatışma başlamıştır ve bundan kaçış yoktur. Tanrı böyle yarattığına göre onun dileğide budur. yani bizler bu formatta yaratıldıktan sonra sizin deyişinizle Tanrıyı bu dünyada ''seven, düşmanlık yapan,var ettikleri ile konuşabilen,var ettiklerinin işleriyle ilgilenebilen bir güç'' olarak algılamamız ve yargılamamız gayet normaldir, olması gerekendir. bir an kendinizi Tanrı yerine koyun. insanı yarattınız dünyaya attınız. ortamda bu; nasıl açıklardınız bu durumu ? veya sonsuzluğun herhangi bir yerinden birden bire yoktan varettiğiniz bir bilince ne derdiniz? neden diye sorarsa ne derdiniz? kısaca Tanrıyı böyle algılamamız onun mevcudiyetin başında farklı olduğunu göstermez bana göre..
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst