KADER NEDİR ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Adem tarafından oluşturulan KADER NEDİR ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,226 kez görüntülenmiş, 100 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı KADER NEDİR ?
Konbuyu başlatan Adem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Citrus

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
İradenin var olmayan bir şeyin , olgunun varolmasını istemek olduğunu bu forumun başka bir başlığında açıklamıştım. İrade bir direnç değildir , neden bir direnç olsun ki ?

Insanın var olmayan bir şeyin olmasını istemesi İRADE etmesidir. Peki neden varolmayan ? Çünkü var olan bir şeyi istemek gerekmez , vardır çünkü.

O halde irade eden aslında yoktan var etmektedir.

Buraya kadar mutabıknıyız ?

Söylediğiniz şey zaten direnç.

Bir şey isteyebilmek için bir şeylerin bilincinde olmanız gerekir. İki şey/olgu arasındaki farkın bilincinde olmadan herhangi bir istek oluşamaz.

İrade zaten bu farkın ortaya çıkardığı tepkidir. Dolayısıyla istenenin bilincine ermenizi sağlayan diğer şeylere karşı bir dirençtir irade.

İrade eden yoktan var etmekte değildir, yanılıyorsunuz. İradenin işlevi aklınızda bildikleriniz kadarıyla olumlu hislerin oluşmasına sebep olacak düzenlemeler yapmak yönünde vücudu kullanmaktır. İrade aklınızda kurmuş olduğunuz hedefe ulaşabilir de ulaşamayabilir de, bu iradenin kendi elinde değildir.
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
İnsanın ateşi bulmasından dikiş makinasını icat etmesine , beethovenin 7. Senfonisine kadar her şeyi örnek verebilirim tenten

Bu örnekler doğru değil.

Dikiş makinası icat edilene kadar dikişin uzun bir tarihi var. Süreç soğuğa karşı hayvan postlarını birbirine tutturmakla başlıyor, bunun için yüzyıllar boyu ip yerine bitkiler kullanılıyor. Dikiş için makinalar kullanılmaya başlanması da böyledir. Önce alakasız şekilde belirli mekanik işleyişler anlaşılıyor, sonra zamanla makinalar üretiliyor.

Müzik de böyledir. Ritime karşı duyarlı değilseniz zaten müzik yapamazsınız örneğin. Müzisyenler sesleri ve ses aralıklarını öğrenirler/bilirler, beyinleri sesleri belirli şekillerde kategorize eder ve teoriler de bu şekilde yazılmıştır. Doğal olarak eserler zamanla daha kaliteli gelir. Beethoven zaten uç bir örnektir, ama süreç farklı değil, önce öğrenim sonra tasarım.

Kısacası hiçbiri gökten zembille inmez, yoktan var edilmez, uzun süreçlerle ve deneyimle oluşurlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Direnç, insanı herhangi bir şey için zorlayan bir duruma karşı konulmak üzere ortaya konan güçtür. İrade ile direnç arasındaki tek bağlantı, irade edenin iradesinin yerine gelmesi için belli bir GÜÇ kullanması olabilir. İradenin herhangi bir şekilde DİRENC ile alakasi olamaz.

İrade edilen şey irade sahibinin beyninde oluşan bir fikir olarak bir SEÇİM dir ki , bu seçim var olmayan bir olgunun önce hayalde var edildikten sonra hayata geçirilmek üzere eyleme geçilerek meydana getirilir.

Örneğin insan alemi düşünür ve derki bu alem yaratıcısız olamaz !

Ve ortada daha önce kendisinde varolmayan iman iradesini oluşturur ve iman eder...
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
İrade etmek diye bir şey yoktur. İradenin iki şey/olgu arasındaki farkın bilincine ermek ile oluştuğunu size izah ettim. Kendiliğinden irade diye bir şeyin neden imkansız olduğunu da açıkladım. Yani irade ve güç iki ayrı şey değildir. İrade gücün yön kazanmasıdır ve bunu sağlayan da bilinçtir. İradenin direnç ile alakası olmamak şöyle dursun, biz direnç kavramını bile kendi irademiz sayesinde anlamlandırabilmekteyizdir.

İradenin bir sahibi yoktur. Beyinde oluşan fikir de seçim değildir. Hayalde var edilen şeylerin diğer bilgilerden üretildiklerini, bu üretimin de tecrübelere ve yapımıza dayandığını açıkladım. Yoktan var edilen bir şey yoktur.

Bilmiyorum kaçıncı kere yazıyorum, insanın neyi nasıl düşünebileceği kendi seçimi değildir. Doğumunuzdan sonra harici dünyadan aldığınız bilgiler ve izlenimler düşüncelerinizi yaratır. Örneğin alemin yaratıcısı fikrini size başkaları vermiştir. Bu sizden kaynaklanan orijinal bir fikir değildir. Beyniniz bu kavramları dille alır ve onları kendi tecrübelerine göre işler. Bu sebepten dinlerde mezhepler türer, çünkü herkesin bir kelimeye getirebileceği yorum ve anlam farklıdır.

Yazdıklarımı biraz olsun anlamak maksadıyla okursanız memnun olacağım. Bir itirazınız olursa da 'şu söylediğiniz şu sebepten yanlış' şeklinde izah etmeyi deneyin.

Selamlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
İrade etmek diye bir şey yoktur. İradenin iki şey/olgu arasındaki farkın bilincine ermek ile oluştuğunu size izah ettim
Hem irade yoktur diyorsunuz hem de iki şey olgu arasındaki farkın bilincine varmaktır diyorsunuz. Eğer iki şey arasındaki farkın bilincine varıyorsanız birini SECERSİNİZ ki bu da irade etmektir.

Örneğin siz buraya yazmadan önce bir yazınız varmıydı ? Hayır ... Önce hayalinizde yazınızı YOK iken var ettiniz, yazıyı VAR etmeniz size daha güzel geldi ve İRADE nizle yazıyı VAR etmeye karar verdiniz ve klavye üzerinde bir GÜÇ kullanarak iradenizin gereğini yerine getirdiniz. Yoksa size bu yazıyı yazmanızı bir FISILDAYAN mı vardı ?

Farz edelim ki biri size bu yazıyı yaz dedi. Siz herkesin her dediğini yapan biriyseniz,katı determinist anlayışınızı hemen ben de kabul edeceğim.....
Yani irade ve güç iki ayrı şey değildir. İrade gücün yön kazanmasıdır ve bunu sağlayan da bilinçtir. İradenin direnç ile alakası olmamak şöyle dursun, biz direnç kavramını bile kendi irademiz sayesinde anlamlandırabilmekteyizdir
Bu yazdıklarınız çok mantiksız. Güç iradenin aletidir ve onu kullanır. Yukarıda açıkladım.

İradenin direnç ile alakası olmamak şöyle dursun, biz direnç kavramını bile kendi irademiz sayesinde anlamlandırabilmekteyizdir.

Hani irade yoktu :) Burası cok anlamsız açıklamaya muhtaç...



İradenin bir sahibi yoktur. Beyinde oluşan fikir de seçim değildir. Hayalde var edilen şeylerin diğer bilgilerden üretildiklerini, bu üretimin de tecrübelere ve yapımıza dayandığını açıkladım. Yoktan var edilen bir şey yoktu

İrade sahipsiz olabilirmi ? İradeden siz ne anlıyorsunuz?

Her var dediğimiz şey müstakil bir varlık olarak zaten başka varlıkların birleşımiyle oluşur, meydana gelen yeni varlik YOK tan var olmuş başka bir varlıktır.

Örneğin size iki kol eklesek siz başka bir varlık olursunuz...

Öyleyse hayalde var edilen şeylerin diğer bilgilerin birleşimi olması onların yeni bir varlık olmadığını göstermez.
Bilmiyorum kaçıncı kere yazıyorum, insanın neyi nasıl düşünebileceği kendi seçimi değildir. Doğumunuzdan sonra harici dünyadan aldığınız bilgiler ve izlenimler düşüncelerinizi yaratır

...
Örneğin alemin yaratıcısı fikrini size başkaları vermiştir. Bu sizden kaynaklanan orijinal bir fikir değildir. Beyniniz bu kavramları dille alır ve onları kendi tecrübelerine göre işler
Her fikir orjinaldir . Kımse kimseye bir şeyi düşünmeyi dikte edemez. Ben size fikrimi dikte edebikiyormuyum örneğin ?
Bu sebepten dinlerde mezhepler türer, çünkü herkesin bir kelimeye getirebileceği yorum ve anlam farklıdır.
Tabi farklıdır çünkü herkesin İRADESİ farklıdır.
Yazdıklarımı biraz olsun anlamak maksadıyla okursanız memnun olacağım. Bir itirazınız olursa da 'şu söylediğiniz şu sebepten yanlış' şeklinde izah etmeyi deneyin.
Ben de aynı şeyleri sizin için söyleyecektim
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Hem irade yoktur diyorsunuz hem de iki şey olgu arasındaki farkın bilincine varmaktır diyorsunuz. Eğer iki şey arasındaki farkın bilincine varıyorsanız birini SECERSİNİZ ki bu da irade etmektir.
İrade yoktur demedim. İrade etmek diye bir şey yoktur dedim.

İki şey arasındaki farkın bilinci değerlendirmenin oluşmasıdır. Bu değerlendirmeler ise tecrübelerinizle birbirlerine kıyaslanarak bilgiyi yaratır. İradeye yön veren budur. Kısaca seçim diye bir şey yoktur, iradenin bilince göre verdiği tepki vardır.

Örneğin siz buraya yazmadan önce bir yazınız varmıydı ? Hayır ... Önce hayalinizde yazınızı YOK iken var ettiniz, yazıyı VAR etmeniz size daha güzel geldi ve İRADE nizle yazıyı VAR etmeye karar verdiniz ve klavye üzerinde bir GÜÇ kullanarak iradenizin gereğini yerine getirdiniz. Yoksa size bu yazıyı yazmanızı bir FISILDAYAN mı vardı ?

Buraya yazmam ya da önceden yazacaklarımı (sizi okuduktan sonra) düşünmem seçim değil tecrübelerimin yarattığı değerlendirme ve motivasyonlar kadarıyla dünyaya verdiğim reaksiyonların bütünüdür. Yani verdiğim/verebileceğim kararlar beynimin an içinde bilgiyi nasıl işlediğine bağlıdır.

Farz edelim ki biri size bu yazıyı yaz dedi. Siz herkesin her dediğini yapan biriyseniz,katı determinist anlayışınızı hemen ben de kabul edeceğim.....

Öyle bir şey yok fakat olsa da söylediklerim hala geçerli olur. Çünkü başkalarının dediğini yapıp yapmamanız da neyi nasıl değerlendirebildiğinize yani tecrübelerinize bağlıdır.

Bu yazdıklarınız çok mantiksız. Güç iradenin aletidir ve onu kullanır. Yukarıda açıkladım.
Güç dediğiniz şeyin temeli enerjidir. Biz organik varlıklar olarak bu enerjiyi besinle sağlarız. Her şeyin temeli besindir. İrade dediğimiz şey de enerjinin biyolojik bir varyantıdır.

İradenin direnç ile alakası olmamak şöyle dursun, biz direnç kavramını bile kendi irademiz sayesinde anlamlandırabilmekteyizdir.

Hani irade yoktu :) Burası cok anlamsız açıklamaya muhtaç...

Dediğim gibi, irade yoktur diye bir iddiam yok. İradeyi yönlendirenin bilinç olduğunu söylüyorum.

İrade sahipsiz olabilirmi ? İradeden siz ne anlıyorsunuz?
İrade organik varlığın deneyime tepkisidir. Nasıl bir sahiplik söz konusu olabilir ki? Kim neye sahip? Kimlik nedir? Sahiplik nedir? Bunlar kültürel olarak kullanılan kavramlardir. Gerçekte bir anlamları yoktur.

Her var dediğimiz şey müstakil bir varlık olarak zaten başka varlıkların birleşımiyle oluşur, meydana gelen yeni varlik YOK tan var olmuş başka bir varlıktır.

Örneğin size iki kol eklesek siz başka bir varlık olursunuz...

Öyleyse hayalde var edilen şeylerin diğer bilgilerin birleşimi olması onların yeni bir varlık olmadığını göstermez.

Varlıklar var olan enerjiden oluşurlar. Yoktan oluşmazlar.

Orada şunu dedim; eylemler ya da hayaller yoktan oluşmaz, deneyim ve birikimle (diğer şeylere bağlı olarak) oluşur. Yani verdiğiniz cevap zaten söylediğim şeyle ilgili değil.

...

Her fikir orjinaldir . Kımse kimseye bir şeyi düşünmeyi dikte edemez. Ben size fikrimi dikte edebikiyormuyum örneğin ?

Hayır her fikir orijinal değildir. İnsanlar da gayet insanları bir şeyi düşünmeye dikte ederler. İnsanoğlunun tarihi ideolojik sömürü ve beyin yıkamalarla doludur. Günümüzde de örnekleri çoktur.

Düşüncelerinizi bana dikte edemezsiniz ama belli kavramların bilincinde olmayan insanlara edebilirsiniz. Dediğim gibi, kendi yapınız ve yetiştiğiniz şartlar neyi nasıl düşünebileceğinizi belirler.

Tabi farklıdır çünkü herkesin İRADESİ farklıdır.

Hayır, iradenin işlevi birdir. Farklı olan algılar ve bilinçtir.

Ben de aynı şeyleri sizin için söyleyecektim

Ben sizin yazdıklarınızı anlıyorum ve kendime göre saptadığım hatalarınızı yazıyorum.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
İrade yoktur demedim. İrade etmek diye bir şey yoktur dedim
En azından artık İRADE nin varlığını kabul ettiniz. Bu güzel bir gelişme...

Ancak burada büyük bir mantık hatası var. İrade var ama irade etmek yok öylemi ?

Koşucu var koşmak yok ?
Öğretmen var öğretmek yok ?
........:)
Kısaca seçim diye bir şey yoktur, iradenin bilince göre verdiği tepki vardır
Bakın olay bu işte. İradenin bilince verdiği tepki diyorsunuz. Yani bilinçteki olgu akıl tarafından değerlendirilir ve SECİM yapılır.

Örneğin bilinçte YARATAN olgusunun diğer insanların bazıları tarafından kabul edildiği, bazıları tarafından edilmediği bilgisi vardır. Siz buna BİLINÇ diyorsunuz. Oysa bu bence sadece hafızadır ama biz yine bilinc diye devam edelim. Bu insana iman konusunda baskı yapılsa , ailesi onu zorlasa bile o bilincindeki (size göre) her şeye rağmen kendi seçimini yaparak ya inanacak, ya da inanmayacaktır. İnanırsa bu baskı ya da zorlama yüzünden değil kendi seçimi olur,inanmazsa da....
Buraya yazmam ya da önceden yazacaklarımı (sizi okuduktan sonra) düşünmem seçim değil tecrübelerimin yarattığı değerlendirme ve motivasyonlar kadarıyla dünyaya verdiğim reaksiyonların bütünüdür. Yani verdiğim/verebileceğim kararlar beynimin an içinde bilgiyi nasıl işlediğine bağlıdır.
Beyninizin an içinde nasıl işlediği sizin SEÇİMINİZ dir.
Çünkü başkalarının dediğini yapıp yapmamanız da neyi nasıl değerlendirebildiğinize yani tecrübelerinize bağlıdır
Sizin tecrübeleriniz , sizde değer kazanır anlam bulur. Degerlendirme sizin yaptığınız bir iştir ve sizin SECİMİNİZ dir.
Dediğim gibi, irade yoktur diye bir iddiam yok. İradeyi yönlendirenin bilinç olduğunu söylüyorum

İradeyi sizin BİLİNÇ dediğiniz hafıza yönlendiremez. Ancak onun yapmak istediği şeyi yapmasına yardımcı bilgiler verebilir.
Orada şunu dedim; eylemler ya da hayaller yoktan oluşmaz, deneyim ve birikimle (diğer şeylere bağlı olarak) oluşur. Yani verdiğiniz cevap zaten söylediğim şeyle ilgili değil
Verdiğim örnekte yazdığınız yazı vardı. Siz yazmadan önce yazınız VAR idiyse burada hayaller YOK tan oluşmaz diyebiliriz.
Düşüncelerinizi bana dikte edemezsiniz ama belli kavramların bilincinde olmayan insanlara edebilirsiniz. Dediğim gibi, kendi yapınız ve yetiştiğiniz şartlar neyi nasıl düşünebileceğinizi belirler
Demekki dikte etmek yok , herkese kendi İRADESİ ile kabul ettirebilmek var..
 
Son düzenleme:

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
En azından artık İRADE nin varlığını kabul ettiniz. Bu güzel bir gelişme...

Ancak burada büyük bir mantık hatası var. İrade var ama irade etmek yok öylemi ?

Koşucu var koşmak yok ?
Öğretmen var öğretmek yok ?
........:)

Konuda irade yoktur şeklinde bir ifadem olmadı. İradenin varlığını sonradan kabul etmiş değilim. İlk mesajdan itibaren itiraz ettiğim kavram özgür irade. İrade değil.

İrade etmek, yani iradenin reaktif olmayan, kendinden kaynaklanan faaliyeti diye bir şey söz konusu değildir. İrade olgusu vardır. İrade olgusunu irade kendisi yaratmaz. Dediğim gibi, irade tepki olarak oluşur.

Koşu olgusu vardır. Öğretmek/öğrenim de vardır. Koşucu ve öğretmen dediğimiz kavramlar ise birer birikim ve bilinç halidir. Koşucu diye salt bir irade yoktur. İradenin şartlara verdiği tepki koşucu kavramını yaratır. Buna sebep olan dildir.

Bakın olay bu işte. İradenin bilince verdiği tepki diyorsunuz. Yani bilinçteki olgu akıl tarafından değerlendirilir ve SECİM yapılır.

Örneğin bilinçte YARATAN olgusunun diğer insanların bazıları tarafından kabul edildiği, bazıları tarafından edilmediği bilgisi vardır. Siz buna BİLINÇ diyorsunuz. Oysa bu bence sadece hafızadır ama biz yine bilinc diye devam edelim. Bu insana iman konusunda baskı yapılsa , ailesi onu zorlasa bile o bilincindeki (size göre) her şeye rağmen kendi seçimini yaparak ya inanacak, ya da inanmayacaktır. İnanırsa bu baskı ya da zorlama yüzünden değil kendi seçimi olur,inanmazsa da....
Dediğim gibi aklın yaptığı değerlendirme bilgisini aşmaz. O halde ne seçiminden bahsedilebilir? Karar bilgiye göredir. Verilen bir karar birikimden elde edilen optimum tepki imkanının kavramsal olarak belirlenmesidir. Bu bir seçim değildir. Şartlanmadır.

Hafıza ve bilinç tam olarak aynı şey değil. Hafıza katman katmandır ve hafızanın işlemediği durumlarda da duyularınızdan kaynaklanan bilinç işler.

İman yani emin olma da bir seçim değildir. Neye iman edildiği birikiminizle ilgilidir. Dilde aynı isim verilse bile içerikte herkes başka başka şeylere iman eder. Mevzu baskı ya da zorlama olgusu değil. Bunların aklınıza yapabilecekleri etkidir. Etkilenme düzeyi ve reaksiyonlar birikim sayesinde üretilen yorumlar tarafından belirlenir. Kısaca etkilenen şey tecrübelerinizin oluşturduğu bilinçtir. İrade de bu bilince reaksiyon verir.

Beyninizin an içinde nasıl işlediği sizin SEÇİMINİZ dir.
Bu söylediğinizin hiçbir anlamı yok, bilmem farkında mısınız. Beyninizin nasıl işlediği genetik, oksijen seviyesi, glükoz, hormonlar, algılar, vb tarafından şartlanır. Çoğu psikolojik rahatsızlık ya da takıntılı davranışlar da bağırsak bozukluğu ya da böbrek üstü bezlerinin salgıladığı hormonların kan basıncınıza yaptığı etkilerden kaynaklanabilmektedir. Bunların hiçbirini iradeniz tayin etmez. İrade sadece bilgiye ve algıya tepki verir.

Sizin tecrübeleriniz , sizde değer kazanır anlam bulur. Degerlendirme sizin yaptığınız bir iştir ve sizin SECİMİNİZ dir.
Daha önce de izah ettim ama aynı şeyi tekrarlamaya devam ediyorsunuz. Değerlendirme duyularınızla veri toplayan beyninizin yaptığı bir iştir. Normal şartlarda elinizi sıcak bir yüzeye koyarsanız onu soğuk olarak değerlendiremezsiniz. Tecrübelerin bende değer kazanmaları onları benim yarattığım anlamına gelmez. Benim onları tecrübe ettiğim anlamına gelir.

İradeyi sizin BİLİNÇ dediğiniz hafıza yönlendiremez. Ancak onun yapmak istediği şeyi yapmasına yardımcı bilgiler verebilir.

İradeyi yönlendiren şey tecrübelerin bilincidir. İrade bilinç ve algı olmadan işleyemez. İsteği ya da yönelimleri oluşturanın zaten iki şey arasındaki farkın bilincine ermek olduğunu izah ettim.

Verdiğim örnekte yazdığınız yazı vardı. Siz yazmadan önce yazınız VAR idiyse burada hayaller YOK tan oluşmaz diyebiliriz.
Yazdığım yazı ben yazmadan önce potansiyel olarak vardı. Tohum potansiyel olarak ağaçtır. Ama tohum ve ağaç aynı şey değildir. Her potansiyel somutlaşacaktır diye bir kaide yoktur. Tohumun ağaç olabilmesi için uygun şartlar gereklidir.

Demekki dikte etmek yok , herkese kendi İRADESİ ile kabul ettirebilmek var..
Kabul veya red iradi bir şey değildir. Bilincin yorumlama kapasitesinden ibarettir. Bu insanın iradesinde olan bir şey değildir.

Selamlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Konuda irade yoktur şeklinde bir ifadem olmadı. İradenin varlığını sonradan kabul etmiş değilim. İlk mesajdan itibaren itiraz ettiğim kavram özgür irade. İrade değil.
Yani (Sizce) irade var ama özgür değil. Sizin bilinç dediğiniz edinilmiş tecrübeler bu iradeye yön veriyor.

Yani insanda bir irade var , bu irade insanın kontrolünde değil ve fakat insanda bulunan bir irade yani isteme yetisi öylemi ?
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Yani (Sizce) irade var ama özgür değil. Sizin bilinç dediğiniz edinilmiş tecrübeler bu iradeye yön veriyor.
Evet, tam olarak bunu söylüyorum.

Yani insanda bir irade var , bu irade insanın kontrolünde değil ve fakat insanda bulunan bir irade yani isteme yetisi öylemi ?
İnsanda bir irade var demek yerine genelleştirebiliriz. İrade zaten yaşam dediğimiz şeydir. Su ile yaşayan (ki yaşamın kaynağı sudur) her varlık birer iradedir. İradenin potansiyel tepkiselliğini, yani kapasitesini de aktif olarak o varlığın fiziksel yapısı ve harici şartları belirler.

İstemeyi bir yeti olarak düşünmek doğru değil. Çünkü isteme yaşamsal bir zorunluluktur.

İnsanda bilincine varılan şeyler ve tekrarlanan fiiller zamanla beynimize bir çalışma karakteri kazandırır. Beynimizde uyarımlar yorumlandığı kadarıyla istek pozitif ya da negatif olarak yön kazanır. Madde bağımlısıysanız ne demek istediğimi daha kolay anlarsınız. Bağımlı olduğunuz maddeyi tüketmediğinizde salgılanan hormonlar oldukça olumsuz iç deneyimlere sebep olur. Bu bağımlılıktan kurtulmak için iradenin devreye girebilmesi ancak bazı kavram ya da olguların bilincine varmış olmanızla mümkündür. Bunların bilincine varmamışsanız bağımlılığınız devam eder ve negatif bir tepki oluşmaz.

Örneğin, zararlı bir şeyi tüketen fakat bundan lezzet alan bir şempanze kendisine tükettiğini şeyin zarar verdiğini anlayamaz ve onu tüketmeye devam eder. İnsan beyni ise dili ile soyut bağdaştırma yapabildiği için öğrenim ve anlayış olanakları çok daha fazladır. İnsan, zararı tükettiği şey ile özdeşleştirebilir ve onu tüketmeme yönünde eylem ortaya koyabilir. Dolayısıyla insandaki iradeyle şempanzedeki iradenin farkını yaratan şey insanın daha gelişmiş beynidir, yani bilinçtir. Ama bu demek değildir ki her insanın beyni her şempanzenin beyninden üstündür. İnsanın beyni zaman içinde son derece yanlış bir şekilde yapılanmış olabilir. Böyle bir insan bir şempanzeden daha sersem olacaktır. Bir Ferrari ile bir Hyundai düşünün. Ferrarinin hali hazırdaki iç aksamını bozuk şekilde bağlantılarsanız sağlam çalışan Hyundai Ferrariye üstünlük sağlar.

Kısaca irade an içinde özgür değildir ve bilgiyi/bilinci aşmaz.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Evet, tam olarak bunu söylüyorum.


İnsanda bir irade var demek yerine genelleştirebiliriz. İrade zaten yaşam dediğimiz şeydir. Su ile yaşayan (ki yaşamın kaynağı sudur) her varlık birer iradedir. İradenin potansiyel tepkiselliğini, yani kapasitesini de aktif olarak o varlığın fiziksel yapısı ve harici şartları belirler.

İstemeyi bir yeti olarak düşünmek doğru değil. Çünkü isteme yaşamsal bir zorunluluktur.

İnsanda bilincine varılan şeyler ve tekrarlanan fiiller zamanla beynimize bir çalışma karakteri kazandırır. Beynimizde uyarımlar yorumlandığı kadarıyla istek pozitif ya da negatif olarak yön kazanır. Madde bağımlısıysanız ne demek istediğimi daha kolay anlarsınız. Bağımlı olduğunuz maddeyi tüketmediğinizde salgılanan hormonlar oldukça olumsuz iç deneyimlere sebep olur. Bu bağımlılıktan kurtulmak için iradenin devreye girebilmesi ancak bazı kavram ya da olguların bilincine varmış olmanızla mümkündür. Bunların bilincine varmamışsanız bağımlılığınız devam eder ve negatif bir tepki oluşmaz.

Örneğin, zararlı bir şeyi tüketen fakat bundan lezzet alan bir şempanze kendisine tükettiğini şeyin zarar verdiğini anlayamaz ve onu tüketmeye devam eder. İnsan beyni ise dili ile soyut bağdaştırma yapabildiği için öğrenim ve anlayış olanakları çok daha fazladır. İnsan, zararı tükettiği şey ile özdeşleştirebilir ve onu tüketmeme yönünde eylem ortaya koyabilir. Dolayısıyla insandaki iradeyle şempanzedeki iradenin farkını yaratan şey insanın daha gelişmiş beynidir, yani bilinçtir. Ama bu demek değildir ki her insanın beyni her şempanzenin beyninden üstündür. İnsanın beyni zaman içinde son derece yanlış bir şekilde yapılanmış olabilir. Böyle bir insan bir şempanzeden daha sersem olacaktır. Bir Ferrari ile bir Hyundai düşünün. Ferrarinin hali hazırdaki iç aksamını bozuk şekilde bağlantılarsanız sağlam çalışan Hyundai Ferrariye üstünlük sağlar.

Kısaca irade an içinde özgür değildir ve bilgiyi/bilinci aşmaz.
Peki insandaki sevgi, nefret,hırs ,öfke , kıskançlık , merak, merhamet gibi duyguları yine su ve besinlerden mi öğreniyoruz ? Ve bunların irade üzerinde herhangi bir etkisi varmıdır ?
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Peki insandaki sevgi, nefret,hırs ,öfke , kıskançlık , merak, merhamet gibi duyguları yine su ve besinlerden mi öğreniyoruz ? Ve bunların irade üzerinde herhangi bir etkisi varmıdır ?

Su yaşamın oluşumunun temelidir. Besinler yaşamın gelişiminin ve idamesinin temelidir. Yaşamsal eğilimleri dikte eden temel komutlar genetik materyalde zaten program halindedir.

Sevgi ve merhamet gibi kaliteli özellikler duyarlı/hassas varlıklarda ortaya çıkar. Ruhsal yönünüze hassas değilseniz sizde bunların esamesi okunmaz. Bu özellikler öğrenilen şeyler olmaktan ziyade o varlığın yapısındaki bir kalite/yatkınlık nedeniyle ortaya çıkar. Bu yatkınlık çocukluk çağından itibaren davranışlarda gözlemlenebilir. Doğuştan yatkınlığı olmayan varlıklarda dahi bu potansiyel her zaman vardır ve düşük bir ihtimal olsa da sonradan da imkan kazanabilir.

Nefret, hırs, öfke, kıskançlık, merak gibi tandanslar yaşamın rüzgarında doğal olarak oluşur. Zihin durulaşırsa bunların etkinliği azalır. Ruhsal yönünüzün bilincinde değilseniz, ya da biraz bilincinde olduğunuz halde oluşmuş başka bilinçler üstün geliyor ise belirttiğiniz tandanslar varlığa hükmeder.

Psikolojik açıdan sevgi enerji kaynağıdır. Nefret ise enerjiyi tüketir. İrade bu iki ters yön arasındaki gerilimdir ve bilince göre dümeni kırar.

Selamlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Yani (SIZCE) canlılar sudan BALIK olarak çıktı sonra sürüngen sonra maymun sonra belki goril hoooop derken insan oluverdi :)
 
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Yani (SIZCE) canlılar sudan BALIK olarak çıktı sonra sürüngen sonra maymun sonra belki goril hoooop derken insan oluverdi :)
Jet soru-cevap vereyim. En basit haliyle bir evrim yoksa bulunan milyonlarca yıllık fosiller nereden geldi?
 
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Yani (SIZCE) canlılar sudan BALIK olarak çıktı sonra sürüngen sonra maymun sonra belki goril hoooop derken insan oluverdi :)
Konuya müdahil değilim ama evrime inanan biri için bütün bu kader tartışmaları boş.
Kuranda günlük hayatla ilgili çok şey yazar ama 250 milyon yıl gezegen üzerinde dolaşmış devasa dinozorlar yazmaz.
Mesela Ahzab suresi 53.ayet te peygamberin hanımlarıyla peygamber öldükten sonra evlenmeyin diye bir ibare geçiyor. Bu ayet hangi maksatla indirilmiş olabilir? Allah bu ayet yerine binlerce farklı konuda ayet gönderemez miydi?
Ey iman edenler! Yemek için çağrılmaksızın ve yemeğin pişmesini beklemeksizin (vakitli vakitsiz) Peygamber’in evlerine girmeyin, çağrıldığınız zaman girin. Yemeği yiyince de hemen dağılın. Sohbet için beklemeyin. Çünkü bu davranışınız Peygamber’i rahatsız etmekte, fakat o sizden de çekinmektedir. Allah ise gerçeği söylemekten çekinmez. Peygamberin hanımlarından bir şey istediğiniz zaman perde arkasından isteyin. Böyle davranmanız hem sizin kalpleriniz, hem de onların kalpleri için daha temizdir. Allah’ın Resûlüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra hanımlarını nikâhlamanız ebediyyen söz konusu olamaz. Çünkü bu, Allah katında büyük bir günahtır.
Bir anlığına İslamın hak din olduğunu varsayarsak bütün kararlarımızın Allah tarafından alındığını da varsaymamız gerekir. Din ve bilimsel açıdan durum böyle.
 
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Yani (SIZCE) canlılar sudan BALIK olarak çıktı sonra sürüngen sonra maymun sonra belki goril hoooop derken insan oluverdi :)
Bir tanrı hayal ediyorum, milyar yıllık evrendeki bütün sırları tek bir kitap içerisinde toplasın. 10 bin yıllık medeniyetin bütün ahlaki ve diğer gereksinimlerini tek bir kitapla sağlasın.
Sence böyle bir kitap mümkün mü? Bu kadar geniş bir zaman diliminin gereksinimlerini tek bir kitaba sığdırabilirmisiniz?
Neandertal ya da Neandertal insanı, günümüzden yaklaşık 250 bin ila 40 bin yıl önce yaşamış . ismi "Homo neanderthalensis"dir. Fosilleri muhafaza etmeye müsait kireç taşı mağaralarda yaşadıkları için haklarında en fazla bilgi sahibi olunan ve bunun bir sonucu olarak modern kültürde tipik " " kalıbını yaratan tarih öncesi insan türüdür.
Söz konusu bu insanları yaratan Allah değil midir?
Eğer bu insanlar gerçek değiller ise, bulunan fosiller neyin fosili?
Sapiens_neanderthal_comparison.jpg
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Yani (SIZCE) canlılar sudan BALIK olarak çıktı sonra sürüngen sonra maymun sonra belki goril hoooop derken insan oluverdi :)

Bakınız, bunun bizcesi sizcesi yoktur. Hakikat tektir. İnsan onun bilincine erer ya da ermez.

Organik yaşam suda başlar, uzun süreçlerle gelişir. Dünya gezegeninde bulunan elementler organizmaların gelişimleri ve farklı iklimlere yönlenen evrimsel süreçleri boyunca gereken desteği sağlar. Yaşamın sistemi budur. Bu konu güneşin varlığı gibi tartışmaya kapalıdır.

Evrim hakkında bilgiler edinmek istiyorsanız doğru kaynakları ciddiyetle incelemeniz gerekir. Konuya hakim olmak için gereken bilgileri doğru düzgün edinmeden fikir sahibi olmak ise ne size ne de başkasına yarar sağlar.

Eğer evrimi dini inançlar yüzünden kabul etmiyorsanız belirtmek isterim ki Kuran'ı ben de okudum ve evrimle çelişen bir bölüm göremedim. Belki çoğunluk gibi siz de okuduklarınızı gelişigüzel yorumlamışsınızdır. Kullanılan bir dili doğru yorumlamak biraz çaba ister.

Selamlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Bakınız, bunun bizcesi sizcesi yoktur. Hakikat tektir. İnsan onun bilincine erer ya da ermez
Bu konuda size sonuna kadar katılıyorum.
Organik yaşam suda başlar, uzun süreçlerle gelişir. Dünya gezegeninde bulunan elementler organizmaların gelişimleri ve farklı iklimlere yönlenen evrimsel süreçleri boyunca gereken desteği sağlar. Yaşamın sistemi budur. Bu konu güneşin varlığı gibi tartışmaya kapalıdır
Tesadüflerle bu kadar komplex varlıkların oluştuğunu savunan bir düşünce sisteminin yanlışlığı benim için ebediyyen tartışmaya kapalıdır...
Evrim hakkında bilgiler edinmek istiyorsanız doğru kaynakları ciddiyetle incelemeniz gerekir. Konuya hakim olmak için gereken bilgileri doğru düzgün edinmeden fikir sahibi olmak ise ne size ne de başkasına yarar sağlar.
Evrimi gayet iyi biliyorum...
Eğer evrimi dini inançlar yüzünden kabul etmiyorsanız belirtmek isterim ki Kuran'ı ben de okudum ve evrimle çelişen bir bölüm göremedim. Belki çoğunluk gibi siz de okuduklarınızı gelişigüzel yorumlamışsınızdır. Kullanılan bir dili doğru yorumlamak biraz çaba ister.
Kuranı iyi okumanızı tavsiye ederim..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Darwin bile teorisinin gerçek olabilmekten çok uzak olduğunu türlerin kökeni kitabında itiraf etmişken hala atalarının MAYMUN olabileceğini düşünenlerin bulunabilmesi çok ilginç.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst