KADER NEDİR ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Adem tarafından oluşturulan KADER NEDİR ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,228 kez görüntülenmiş, 100 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı KADER NEDİR ?
Konbuyu başlatan Adem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Citrus

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Bu yüzden farklı insanlar belirli bir şeye farklı anlamlar yüklerler, çünkü herkesin yapısı ve yaşantısı farklıdır, doğal olarak tecrübeleri de farklıdır. Değer verme de bununla ilgilidir. Basit bir örnek verelim; piyano enstrümanı piyanist için değerli bir şeyken Afganistandaki Taliban karşılaştığı bir piyanoyu balyozlarla kırıp döküyor. Bu herkesin farklı bir aklı olduğunu göstermek için yeterlidir.

Kendi kendinizi çürütüyorsunuz. Madem piyano insanı AKIL landırıyor o halde piyonaya herkesin aynı gözle bakması gerekirdi. :)
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Kendi kendinizi çürütüyorsunuz. Madem piyano insanı AKIL landırıyor o halde piyonaya herkesin aynı gözle bakması gerekirdi. :)

Kendi kendimi çürütmüyorum çünkü piyano insanı akıllandırıyor anlamında bir şey yazmadım. Siz yanlış anlamışsınız.

Gelişim çağında edinilen tecrübeler dilinizin yapısıyla birlikte dünyayı belirli şekillerde yorumlamanıza sebep olur. Yani Talibanın yetiştirdiği bir çocuğun aklı modern toplumlarda yetişen sıradan bir çocuğun aklı gibi olmaz. İnsanın yaptıkları bilincini aşmaz derken bunu vurguluyorum. Taliban tarafından yetiştirilen bir çocuğun piyanoya değer vermesi için farklı bir bilinç edinmesi gerekir, piyanoyu başka şekilde yorumlayabilmesi ancak Taliban zihniyetini aşıp farklı tecrübeleri kavramasıyla mümkün olabilir.

Selamlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Yani piyano TALİBAN ı AKIL landiramamiş mi ? :)
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Yani piyano TALİBAN ı AKIL landiramamiş mi ? :)

Diyorum ki, Taliban aklını kuran kavramlar insan bilincinin sanat nesnelerini değerlendirebilmesine müsade etmez. Siz Talibandan sanatçı çıktığını hiç gördünüz mü? Bunda anlaşılmayacak bir şey yok.

Selamlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Diyorum ki, Taliban aklını kuran kavramlar insan bilincinin sanat nesnelerini değerlendirebilmesine müsade etmez. Siz Talibandan sanatçı çıktığını hiç gördünüz mü? Bunda anlaşılmayacak bir şey yok.

Eğer Taliban aklının kurduğu kavramlar ve bilinç sanat nesnelerini gözardı eder deseydiniz , anlar ve kabul ederdim...
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Eğer Taliban aklının kurduğu kavramlar ve bilinç sanat nesnelerini gözardı eder deseydiniz , anlar ve kabul ederdim...

Taliban aklı diye kerameti kendinden menkul bir varlık yoktur. Size bunu izah ediyorum. Taliban zihniyeti dediğimiz şey ortam tecrübesiyle (Taliban ortamı) ve Peştun kültürünün diliyle gelişen radikal bilincin yorumlarından ibarettir.

Sizin dediğiniz doğru olsaydı talebelerin ideolojik eğitim almalarına gerek olmazdı. Kodlama dili bilmiyorsanız yazılım üretemezsiniz. Aynı şekilde beyninizde Talibanın dili haricinde bir şey yoksa, Talibanın benimsemiş olduğu kavramların haricindeki kavramları anlayamaz ve benimseyemezsiniz. Dünyayı ve nesneleri ancak bu kavramlara göre yorumlayabilirsiniz. Dediğim gibi, insanın yaptıkları bilgisini aşamaz.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Taliban aklı diye kerameti kendinden menkul bir varlık yoktur. Size bunu izah ediyorum. Taliban zihniyeti dediğimiz şey ortam tecrübesiyle (Taliban ortamı) ve Peştun kültürünün diliyle gelişen radikal bilincin yorumlarından ibarettir.

Sizin dediğiniz doğru olsaydı talebelerin ideolojik eğitim almalarına gerek olmazdı. Kodlama dili bilmiyorsanız yazılım üretemezsiniz. Aynı şekilde beyninizde Talibanın dili haricinde bir şey yoksa, Talibanın benimsemiş olduğu kavramların haricindeki kavramları anlayamaz ve benimseyemezsiniz. Dünyayı ve nesneleri ancak bu kavramlara göre yorumlayabilirsiniz. Dediğim gibi, insanın yaptıkları bilgisini aşamaz.
Bu katı deterministik görüşleriniz aslında insanı bir robota dönüştürürken hayatı öle sıkıcı hale sokuyor ki....

Biz buna KADERİYE diyoruz , islam tarihinde de buna (DETERMİNİZM) çok yakin bir akım var.

Madem determinizmi tartışacağız , ne yapalım , öle olsun...
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Bu katı deterministik görüşleriniz aslında insanı bir robota dönüştürürken hayatı öle sıkıcı hale sokuyor ki....

Biz buna KADERİYE diyoruz , islam tarihinde de buna (DETERMİNİZM) çok yakin bir akım var.

Madem determinizmi tartışacağız , ne yapalım , öle olsun...

Yanlışınız var, Kaderiyye külli iradenin insanda olduğunu ve kaderi insanın yarattığı iddia eder. Mezhebin ismi kadir olmak anlamına geliyor. Özgür iradeyi reddeden ve kaderci olan mezhep Cebriyyedir.

Görüşlerim katı deterministik değil. İnsanın özgür iradesinin olmaması da hiçbir şekilde insan robottur anlamına gelmez. Robotlar metal ve plastikten imal edilir. Görece gelişmiş sensörlere sahip robotlar li-on pil enerjisiyle çalışan işlemcilerin komutlarını uygulayan hidrolik sistemlerle hareket ederler. İnsan ise organik bir varlıktır. Yani tamamen alakasız iki varlık türünden bahsediyorsunuz.

Selamlar.
 

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
İbrahimi monoteizm tam da bunu söylemiyor mu diyorsun yani?


Şimdi siz benim din, tanrı, ,insanın ve doğanın varoluşu, kutsal addedilen vahiy kitapları vb üzerine durmadığımı düşünmediği örneğin yukarıdaki ayeti bilmediğimi ve bunları irdeleyip değerlendirmediğimi mi düşünüyorsunuz;?

Özgür irade ile ilgili fikrini açar mısın?


Tamam bilgisini tekrar mı ediyor neden -kusurlu- yaratıyor. Kusurlu yarattığının kusur işleyeceğini an da bilmiyor mu? Biliyor. Bir kere yaratmasına gerek yok. Yaratmadan biliyor. Bildiğini neden eylemleştiriyor. Kendi mi sınıyor?_



Sen hiç durup hayatında ezeliyet üzerine düşündün mü?



Bana yaratıcı tahayyülünü söyler misin?



Umarım bunu yaparsın ve bunu yaptığında şu olacak .Birileri gelip anlamadığın şu diye başlayarak sana geçmişe yönelik, birebir çözdüğün sorunlara yönelik, ders verecek ve ahkam kesecek ve düşüncelerine kazanımına iletişimine hiç aldırmayacak..



Öncelikle Yaratıcı tahayyülümü açıklayarak başlamak isterim.. Sorulara bunun üzerinden cevap vermek daha mantıklı olacak..

Zaten en başta şunu belirtmek isterim.. Tanrı boyutunu tam çözemeyiz.. Bilimsel bir açıklama getiremeyiz.. Felsefi olarak yani akıl ve mantık olarak olası bir çözüm üretebiliriz ancak.. Çözümünde bizim kurguladığımız gibi olması şartı yoktur.. Kurguladığımız boyutun en azından mantıksal bir yönü varsa , bu yönde olası bir çözüm olduğunu düşünülebiliriz..


Şimdi maddeyi , uzayı , zamanı Tanrı yarattı diyoruz.. Bu durumda Tanrı nasıl bir varlık olabilir.. Kendi boyutunda madde yok , uzam ve uzay yok , zaman yok.. Bu durumda yaratıcının bir sınırının da olmadığını düşünebiliriz.. Çünkü yaptığı işleri kısıtlayacak veya kıyaslayacak bir unsur olamaz.. Diyelim insanı yarattı neye göre , ne zaman ölçüsünü hiç bir yerden kıyas alarak belirlenemez.. Yaptığı işlerde sadece sırasal bir ölçüt olabilir ancak.. Daha öncede belirtmiştim bizim düşünmemiz olsun bilgisayarın işlem hızı olsun madde engelinden dolayı zaman ölçümüne maruz kalmaktadır.. Tanrı boyutunda böyle bir engel olmadığı için hız limitsizdir ve kıyası mümkün olamaz.. Böyle bir ortamda soruyorsun ya; şimdimi , her zaman mı , hiçbir zaman mı diye.. İşte bu sorular senin zaman ortamındaki kalıplaşmış öngörülerin olur ancak.. Tanrı boyutunda zaman içeren tüm cümleler ve kelimeler anlamını yitirir.. Sadece yapılan işlemlerin sıralaması olabilir belki...

Ayrıca onun ezeli olduğunu düşünüyoruz.. Aslında bu bizim aklımızın kavrama biçimi.. Ezel zaman bildiren bir kelimedir..Yani sonsuz anlamında.. Yani zaman geçiyor ama sonsuza kadar sürüyor.. Gerçekte zaman olmayan yerde zamansal ifadeleri hiçbir şekilde kullanamayız.. An diyoruz ya o bile zamanın olduğu yer için geçerlidir.. Zamansız bir boyutu bizim aklımızın çözümlemesi biraz zor.. O boyutunda kendine göre gerçekleri vardır.. Zaten çözebilseydik Tanrının tanrı anlamı kalmazdı.. Oda sıradan bir bilgi olurdu..

Belki duymuşunuzdur.. Bunu şuna benzetebiliriz.. Bilgisayarları insan yapıyor ya.. Bilgisayarın işlemcisi düşünen bir varlık olsun.. İşlemci beni yaratan varlık acaba kaç Mhz hızında işlem yapabiliyor diye düşünür.. Bilmediği bir alem hakkında yorum yapması imkansız.. İşte bizim de maddi alemde , mana alemi hakkında çıkarım yapmamız pek olası değildir..

Diyeceksin ki işi bilinmeze atarak kurtulamazsın.. Şu anda evrenin kaynağı olarak sonsuz geçmişten mi geldiğini düşüneyim sence.. Evren zamana bağlı.. Evrene ya yoktan var oldu diyeceksin.. Ya da maddenin veya enerjinin sonsuz geçmişten geldiğini kabul edeceksin.. Sence sonsuz geçmiş mümkün mü.. En akıllıcası zamanın kurgusal bir yapı olduğun var saymak.. Yoksa zaman olası bir gerçeklik gibi gözükmüyor.. Konu detaylı ama ancak bu kadar yazabildim..

Özgür irade hakkında görüşüm şudur.. Daha öncede yazdığım yazılarda farkındalık yeteneğinin bu dünyadan olmadığını anlatmıştım..(merak edenler okuyabilir.) Yani tanrıdan gelen bir irademiz var faka bu irade kendi iç yapımıza göre kullanabileceğimiz şekilde bir araç gibi hizmetimize sunulmuş.. Yani kaynak yaratıcı fakat sorumlu olan biziz..

Kusurlu varlık diyorsun.. Sen ona kusurlu diyorsun ama ben ona özgür irade diyorum.. Kötüyü seçemeyen kusursuz varlıklar kısıtlandırılmış varlıklar olur.. Özgür varlıklar , yaratıcının istediği bu..Robot isterse yaratırdı zaten..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Öncelikle Yaratıcı tahayyülümü açıklayarak başlamak isterim.. Sorulara bunun üzerinden cevap vermek daha mantıklı olacak..

Zaten en başta şunu belirtmek isterim.. Tanrı boyutunu tam çözemeyiz.. Bilimsel bir açıklama getiremeyiz.. Felsefi olarak yani akıl ve mantık olarak olası bir çözüm üretebiliriz ancak.. Çözümünde bizim kurguladığımız gibi olması şartı yoktur.. Kurguladığımız boyutun en azından mantıksal bir yönü varsa , bu yönde olası bir çözüm olduğunu düşünülebiliriz..

Şimdi maddeyi , uzayı , zamanı Tanrı yarattı diyoruz.. Bu durumda Tanrı nasıl bir varlık olabilir.. Kendi boyutunda madde yok , uzam ve uzay yok , zaman yok.. Bu durumda yaratıcının bir sınırının da olmadığını düşünebiliriz.. Çünkü yaptığı işleri kısıtlayacak veya kıyaslayacak bir unsur olamaz.. Diyelim insanı yarattı neye göre , ne zaman ölçüsünü hiç bir yerden kıyas alarak belirlenemez.. Yaptığı işlerde sadece sırasal bir ölçüt olabilir ancak.. Daha öncede belirtmiştim bizim düşünmemiz olsun bilgisayarın işlem hızı olsun madde engelinden dolayı zaman ölçümüne maruz kalmaktadır.. Tanrı boyutunda böyle bir engel olmadığı için hız limitsizdir ve kıyası mümkün olamaz.. Böyle bir ortamda soruyorsun ya; şimdimi , her zaman mı , hiçbir zaman mı diye.. İşte bu sorular senin zaman ortamındaki kalıplaşmış öngörülerin olur ancak.. Tanrı boyutunda zaman içeren tüm cümleler ve kelimeler anlamını yitirir.. Sadece yapılan işlemlerin sıralaması olabilir belki...

Ayrıca onun ezeli olduğunu düşünüyoruz.. Aslında bu bizim aklımızın kavrama biçimi.. Ezel zaman bildiren bir kelimedir..Yani sonsuz anlamında.. Yani zaman geçiyor ama sonsuza kadar sürüyor.. Gerçekte zaman olmayan yerde zamansal ifadeleri hiçbir şekilde kullanamayız.. An diyoruz ya o bile zamanın olduğu yer için geçerlidir.. Zamansız bir boyutu bizim aklımızın çözümlemesi biraz zor.. O boyutunda kendine göre gerçekleri vardır.. Zaten çözebilseydik Tanrının tanrı anlamı kalmazdı.. Oda sıradan bir bilgi olurdu..

Belki duymuşunuzdur.. Bunu şuna benzetebiliriz.. Bilgisayarları insan yapıyor ya.. Bilgisayarın işlemcisi düşünen bir varlık olsun.. İşlemci beni yaratan varlık acaba kaç Mhz hızında işlem yapabiliyor diye düşünür.. Bilmediği bir alem hakkında yorum yapması imkansız.. İşte bizim de maddi alemde , mana alemi hakkında çıkarım yapmamız pek olası değildir..

Diyeceksin ki işi bilinmeze atarak kurtulamazsın.. Şu anda evrenin kaynağı olarak sonsuz geçmişten mi geldiğini düşüneyim sence.. Evren zamana bağlı.. Evrene ya yoktan var oldu diyeceksin.. Ya da maddenin veya enerjinin sonsuz geçmişten geldiğini kabul edeceksin.. Sence sonsuz geçmiş mümkün mü.. En akıllıcası zamanın kurgusal bir yapı olduğun var saymak.. Yoksa zaman olası bir gerçeklik gibi gözükmüyor.. Konu detaylı ama ancak bu kadar yazabildim..

Özgür irade hakkında görüşüm şudur.. Daha öncede yazdığım yazılarda farkındalık yeteneğinin bu dünyadan olmadığını anlatmıştım..(merak edenler okuyabilir.) Yani tanrıdan gelen bir irademiz var faka bu irade kendi iç yapımıza göre kullanabileceğimiz şekilde bir araç gibi hizmetimize sunulmuş.. Yani kaynak yaratıcı fakat sorumlu olan biziz..

Kusurlu varlık diyorsun.. Sen ona kusurlu diyorsun ama ben ona özgür irade diyorum.. Kötüyü seçemeyen kusursuz varlıklar kısıtlandırılmış varlıklar olur.. Özgür varlıklar , yaratıcının istediği bu.. Robot isterse yaratırdı zaten..

Ömrümün yarısı yaratıcı üzerine düşünme üçte ikisi de onu aramayla ve daha sonra ne/nasıl olduğunu araştırma, anlama-ya çalışma ve soruşturmayla geçti.

Bugün şunun söyleyebilirim ki mümkün olabilecek, soruşturulabilir tek tanrı panteizmin tanrısıdır. Her yerde ve herşeydedir ve aynı zamanda hepsidir.

Benim sana soracağım tek soru. Bu tahayyül ettiğin tanrı İbrahimi dinlerin tanrısıyla aynı tanrı mı? ya da deist vb misin?


Şimdi maddeyi , uzayı , zamanı Tanrı yarattı diyoruz..

Uzay zamansız bir oluş yoktu
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Yanlışınız var, Kaderiyye külli iradenin insanda olduğunu ve kaderi insanın yarattığı iddia eder. Mezhebin ismi kadir olmak anlamına geliyor. Özgür iradeyi reddeden ve kaderci olan mezhep Cebriyyedir.

Görüşlerim katı deterministik değil. İnsanın özgür iradesinin olmaması da hiçbir şekilde insan robottur anlamına gelmez. Robotlar metal ve plastikten imal edilir. Görece gelişmiş sensörlere sahip robotlar li-on pil enerjisiyle çalışan işlemcilerin komutlarını uygulayan hidrolik sistemlerle hareket ederler. İnsan ise organik bir varlıktır. Yani tamamen alakasız iki varlık türünden bahsediyorsunuz.

Selamlar.
Demek görüşleriniz katı deterministik değil....
Şimdi insan hiç bir SECİM yapamıyorsa bu varlığın bir ROBOT tan farkı et ve kemik olsa ne yazar ?

Siz determinist biri olarak insanları et ve kemik yığınından ibaret ROBOT lar olarak görüyorsunuz ....

Duygusuz, mekanik bir hayat... Hayatınız çok CAN sıkıcı olmalı.....
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Demek görüşleriniz katı deterministik değil....
Şimdi insan hiç bir SECİM yapamıyorsa bu varlığın bir ROBOT tan farkı et ve kemik olsa ne yazar ?

Siz determinist biri olarak insanları et ve kemik yığınından ibaret ROBOT lar olarak görüyorsunuz ....

Duygusuz, mekanik bir hayat... Hayatınız çok CAN sıkıcı olmalı.....

Sonsuzluğu determine edemezsiniz. Varlığı determine edebilecek ikinci bir varlık yoktur. Varlık kendi kendisini determine edebilir olsaydı da enerji diye bir şey olmazdı. Varlığa bir başlangıç atayamayacağınız gibi ucunu da kapatamazsınız. Enerji zaten budur. Öyle olmasaydı varlık kendisini ezelde tüketmiş olurdu. Dolayısıyla katı determinist değilim, determinist de değilim. Beni bir daha determinist olarak tanımlamanıza gerek yok, çünkü size açıkça determinist olmadığımı söylüyorum.

İnsanın robottan farkı yaşayan, bilinçli bir varlık olmasıdır. Et ve kemik yığını dediğiniz şey de biyolojidir.

Özgür iradenin olmaması duygular yoktur demek değildir. Hatta durum tam tersi. Duygular özgür iradeye imkan tanımayan şeylerden biridir.

Seçim dediğiniz şeyin temelinde düşünmek var. Peki insan neyi düşünür? Aklında ne varsa onu düşünür. İnsan aklındakileri kendi yaşam sürecinde edinir ve bu kendi tasarrufunda değildir.

Bu birikime göre, bir eylem öncesinde bir fikir bir fikre bir çağrışım sebebiyle üstün gelir ve siz de buna seçim dersiniz. Bu sadece bir yanılsamadır. Çünkü orada özgürlük yoktur, iradenin şartlanması vardır. Bu sebeple İslam tasavvufunda bile sıradan insanların özgür iradelerinin olduğunu zannettikleri, ariflerin ise onun var olmadığını bildikleri söylenmiş. Yani kendi aklınızın çalışma şeklinde dair bilinçsiz bir haldeyken özgür iradeniz olduğu yanılgısıyla hareket edebilirsiniz. Bilinçlendiğinizde ise özgür iradenizin olmadığını idrak etmiş olursunuz.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Determinist olmadığınızı sölüyosunuz ama tüm yazdıklarınız katı bir determinizmin yansımaları.

Evet insanın özgür iradesinin kısıtlı olduğunu ben de kabul ediyorum. İnsan için özgür irade , yalnızca duygu ve düşünce dünyasında geçerlidir. İnsan neyi nasıl düşünecegine, neyi doğru kabul edip etmeyeceğine kendi karar verir. Kendi kabulleri doğrultusunda yolunu çizer , eylemde bulunabildiği kadar harekete geçer.
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Determinist olmadığınızı sölüyosunuz ama tüm yazdıklarınız katı bir determinizmin yansımaları.

Evet insanın özgür iradesinin kısıtlı olduğunu ben de kabul ediyorum. İnsan için özgür irade , yalnızca duygu ve düşünce dünyasında geçerlidir. İnsan neyi nasıl düşünecegine, neyi doğru kabul edip etmeyeceğine kendi karar verir. Kendi kabulleri doğrultusunda yolunu çizer , eylemde bulunabildiği kadar harekete geçer.

Siz özgür ve irade kelimelerini yanyana getirerek varlıksal olarak anlamı olmayan bir şey üretmiş oluyorsunuz. Bu yüzden aslında sadece kelimelerle boğuşuyoruz.

Varlıksal olarak özgürlük diye bir şey yoktur. Ya da isterseniz özgürlük var olmamaktır deyin, aynı anlama gelir. Varlık ise her şeyin birbirine şartlanmış olması demektir. Bu halde insanın kararları da özgür değildir. İnsanın kendi kabulleri sadece kendi aklını sınırlarıdır. Bu sınırları ise insanın kendisi tayin etmez. Dolayısıyla insan neyi nasıl düşüneceğine de karar veremez. Bilakis verdiği karar neyi nasıl düşünebildiğinden doğar.

İnsanın eylemde bulunabildiği kadar harekete geçebiliyor olması (sizin cümleniz) zaten benim dediğime geliyor. Çünkü düşünmek de bir eylemdir. İnsan da anca düşünebildiği kadarıyla düşünür ve harekete geçer. Bu sebeple herkesin eylemleri de farklıdır. Çünkü birikimler farklıdır.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
İnsan iradesi DÜŞÜNCE konusunda HÜR dür. Düşünürken insan HAYAL de kurar ki daha önce karşılaşmadığı önceden şartlanmadığı şeyleler de vardır hayalinde...

İnsanı çok basite indirgiyorsunuz...
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
İnsan iradesi DÜŞÜNCE konusunda HÜR dür. Düşünürken insan HAYAL de kurar ki daha önce karşılaşmadığı önceden şartlanmadığı şeyleler de vardır hayalinde...

İnsanı çok basite indirgiyorsunuz...

İrade hür olsaydı irade olmazdı. İrade dediğiniz şey bir dirençtir. Direnç bir şeye karşı oluşur. Kendiliğinden direnç diye bir şey olmaz. İradenin tepkisel olması budur, yani bilgi olmadan iradeniz yok sayılır. Bebeklerde olduğu gibi, sütten ağzınız yanmamışsa yoğurdu üflemeyi irade edebileceğiniz bir bilinciniz yoktur.

Aklınızdaki tüm düşünceleri geçmiş tecrübeleriniz yaratır. Düşünmek hamura şekil vermek gibidir. Hamura verebileceğiniz şekil elinizdeki alet edevatın izin verdiği kadarıyladır. Eliniz sakatlanmışsa örneğin iyi şekil veremezsiniz. Şekil verdiğiniz hamurun kalitesi de malzemenin kalitesini aşmaz. Burada hamurun malzemesi aklınızdaki birikim, alet edevat ise yaşam şartlarınız için benzetmedir. Yani ancak bilginiz ve kapasiteniz kadarıyla düşünceler yaratabilirsiniz. Arzularımızı ise zaten bilinçaltımız zamanla yaratır. Kurduğumuz hayaller bu ikisinin bir karışımıdır. Demek ki bilginiz, bilişiniz olmayan bir konuda fikir üretemez, hayal kuramazsınız. O halde düşünmekte özgürlük değil sadece şartlanma vardır.

İnsanı basite indirgemiyorum. İnsanın neden özgür iradesi olmadığını size izah ediyorum.

Selamlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
İradenin var olmayan bir şeyin , olgunun varolmasını istemek olduğunu bu forumun başka bir başlığında açıklamıştım. İrade bir direnç değildir , neden bir direnç olsun ki ?

Insanın var olmayan bir şeyin olmasını istemesi İRADE etmesidir. Peki neden varolmayan ? Çünkü var olan bir şeyi istemek gerekmez , vardır çünkü.

O halde irade eden aslında yoktan var etmektedir.

Buraya kadar mutabıknıyız ?
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
İnsan iradesi DÜŞÜNCE konusunda HÜR dür. Düşünürken insan HAYAL de kurar ki daha önce karşılaşmadığı önceden şartlanmadığı şeyleler de vardır hayalinde...

İnsanı çok basite indirgiyorsunuz...
Daha önce karşılaşmadığı ama hayalini kurduğu şeylere birkaç örnek verebilir misiniz? :)
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Daha önce karşılaşmadığı ama hayalini kurduğu şeylere birkaç örnek verebilir misiniz? :)
İnsanın ateşi bulmasından dikiş makinasını icat etmesine , beethovenin 7. Senfonisine kadar her şeyi örnek verebilirim tenten
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
İnsanın ateşi bulmasından dikiş makinasını icat etmesine , beethovenin 7. Senfonisine kadar her şeyi örnek verebilirim tenten
Bunlar hepsi deneyime dayanıyor.
Elle düğüm atmadan dikiş makinesine geçiş olmuyor mesela.
Ateşi bulan kişi ateş yakmayı bulmadan önce nasıl yakacağını bilmiyordu.
Hayalinde bile yoktu.
Tesadüfe dayanıyor çoğu.
Beethoven bestesini yazarken kaç defa deneme yaptı bilmiyoruz.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst