KADER NEDİR ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Adem tarafından oluşturulan KADER NEDİR ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,234 kez görüntülenmiş, 100 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı KADER NEDİR ?
Konbuyu başlatan Adem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Citrus

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Öncelikle anlamamız gereken bir durum var...

Tanrı cezalandırmak için kukla yaratır mı?...

Bir zamanlar Rabbin meleklere buyurdu: ‘Ben kuru çamurdan, biçimlendirilmiş balçıktan bir insan yaratmayı diledim. Hilkatini tamamlayıp da ruhumdan üflediğim zaman ona hemen secde edin!’ Bütün melekler derhal secde ettiler.” (Hicr, 15/28, 29)

Bu söz insanın yaratıcısından bazı özellikleri aldığını ve onun sahip olduğu özgür iradeden pay sahibi olduğunu ortaya koyar.. Yoksa kukla varlıkların cezalandırılmasının bir anlamı yoktur..

---

Zamandan bağımsız bir varlığa önceden biliyordun neden yarattın sorusu yöneltilemez.. Onun için önce sonra yoktur.. Varlık var edilmişse onun hakındaki her bilgiye sahiptir.. Zaman bizim için var onun için yok.. Bu durumda önceki sonraki olmaz her şey aynı anda vardır.. Öyle olunca da zaten her şeyin bilgisine sahipsin demektir..

Düşüncelerimiz Onu da bizim gibi zaman kalıbına sokarak hataya düşmektedir.. Yaratıcıyı da bizim gibi bir yapıya indirgeyip düşünmek en büyük yanılgılarımızdan birisidir..

Tabi ki yaratıcının alemi hakkında tam bir bilgiye sahip olamayız.. Ama en azından birazda olsun anlamamız mümkündür..
Kendi evrenimiz kafamızda kırılması zor kalıplar oluşturmuştur.. Bu yüzden yaratıcının boyutunu hayal etmek bizim için zordur.. Düşüncelerimiz bu evrenin kalıpları ile oluştuğu için Tanrıyı da kendi boyutumuza çekeriz... İnsan için biçilmiş elbiseyi tanrıya giydirmek mantık dışıdır.. Bu yüzden düşünürken kalıpları kırmamız daha özgür düşünmeyi öğrenmemiz gerekir..

Sadece su bazlı canlılar olduğu düşünülüyordu ama bu değişti.. Asit içinde canlı yaşayamaz deniliyordu değişti.. Yine Bu evrenin tek yaşam ve varoluş biçimi olduğunu düşünmek sığ bir bakış açısıdır..

Sadece su bazlı canlılar haricinde canlılar mı keşfedildi? Kaynak verir misiniz? Asidik ortamlarda yaşayan canlılar zaten 100 yıldan fazladır biliniyor...

Yanılgılardan bahsediyorsunuz ama kendi söyledikleriniz de sadece varsayımlara ve anlamsız önkabullere dayanıyor. Zamandan bağımsız bir varlık zaten kendi kendine bir tartışma konusudur. Bu varlığın bilgi sahibi olduğu ise başka bir tartışma konusu. Örneğin kendisi için zaman olmayan varlığın nasıl eylemde bulunabildiğini açıklamalısınız, keza bilmek fiilini de tanımlamanız gerekir. İfadelerinizin anlamlı olup olmadığı başka türlü anlaşılamaz. Özgür düşünmek kalıpları kırmak güzel ama anlamı olmayan düşüncelere inanmak pahasına değil.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Tamam bilgisini tekrar mı ediyor neden -kusurlu- yaratıyor. Kusurlu yarattığının kusur işleyeceğini an da bilmiyor mu? Biliyor. Bir kere yaratmasına gerek yok. Yaratmadan biliyor. Bildiğini neden eylemleştiriyor. Kendi mi sınıyor?_
Kusurlu olmayan YARATILAMAZ olandır içtenlik. Varlığın bilinebilmesi için SONSUZ değil sınırlı yani kusurlu olması şarttır. O halde görünen hiçbir varlık kusursuz olamaz.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kusurlu olmayan YARATILAMAZ olandır

Buna yargı diyoruz

Burada onlarca soru sorulabilir, yüzlerce ama şunu yazacağım

Tüm varolan yaratılmamıştır o halde tüm varolan kusursuzdur

Varlığın bilinebilmesi için SONSUZ değil sınırlı yani kusurlu olması şarttır.


varsayım

yukarıda açıkladım

O halde görünen hiçbir varlık kusursuz olamaz.

Yukarıda yanıt verdim

Her hangi soruya yargı yazmak dışında cevap verecek misin sen?_

Herşeyi bilen herşeye kadir tanrı günah işleyeceğini bile bile günah işleyecek kulu ya da hatta günahın kendini ve günah eylemini neden yaratıyor_?

Herşeyi biliyorsa (önceden) herşey mutlak onun kontrolündeyse, beni ve eylemi mi o dizayn edip yarattıysa neden suç/kusur günah ya da onu seçecek ve yapacak kul yaratıyor

Yok özgür irade vermiş miş. Madem biliyor, madem istediğini yapabiliyor baştan hiç günah işlemeyen kul yaratır
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kusurlu olmayan YARATILAMAZ olandır içtenlik. Varlığın bilinebilmesi için SONSUZ değil sınırlı yani kusurlu olması şarttır. O halde görünen hiçbir varlık kusursuz olamaz.


Tek soru tek cevap
Sadece cevap lütfen ama sadece cevap

Bu dünya da olmuş olacak bitecek tüm herşeyi tanrı baştan biliyor mu bilmiyor mu?

Bu dünya da olmuş olacak herşeyi tanrı hiç yaratmasa bile ve yaratmaksızın ys da yaratmadan önce bilebilir mi bilemez mi?

Benim eylemim -beni yaratmaksızın bile- ve beni yarattıktan sonrada ben herhangi bir eylemi yapmadan önce tanrının bilgisinde ya da kontrolünde mi değil mi;?

Bu dünya da olmuş olacak herşey tanı yaratırken ne yaratmak istediyse öyle oluyor mu olmuyor mu?

Lütfen sadece anlaşılmayan soru varsa düzeltme talebi rica edeceğim. Bunun dışında sadece soruma cevap bekliyorum herhangi, türden açıklama değil. Bunun tersi iletişim değil
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Buna yargı diyoruz

Burada onlarca soru sorulabilir, yüzlerce ama şunu yazacağım

Tüm varolan yaratılmamıştır o halde tüm varolan kusursuzdur
Evet varolan O dur ve yaratılmamıştır, kusursuzdur . Sen sorunda insanı neden kusurlu yarattı ? Diye soruyorken şimdi insan kusursuzdur mu diyorsun ? Hayır tüm var görünenler VARLIK değil sadece O nun gölgeleridir.

ADEM in manası "YOKLUK" tur.

Varlık sonsuzdur ve bilinemez, akla sığmaz. Bilinen ve görünen sadece O nun gölgeleri,görünüşleridir.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Tek soru tek cevap
Sadece cevap lütfen ama sadece cevap

Bu dünya da olmuş olacak bitecek tüm herşeyi tanrı baştan biliyor mu bilmiyor mu?

Bu dünya da olmuş olacak herşeyi tanrı hiç yaratmasa bile ve yaratmaksızın ys da yaratmadan önce bilebilir mi bilemez mi?

Benim eylemim -beni yaratmaksızın bile- ve beni yarattıktan sonrada ben herhangi bir eylemi yapmadan önce tanrının bilgisinde ya da kontrolünde mi değil mi;?

Bu dünya da olmuş olacak herşey tanı yaratırken ne yaratmak istediyse öyle oluyor mu olmuyor mu?

Lütfen sadece anlaşılmayan soru varsa düzeltme talebi rica edeceğim. Bunun dışında sadece soruma cevap bekliyorum herhangi, türden açıklama değil. Bunun tersi iletişim değil
Bu suruların tümünün cevabı EVET , O her şeyi bilir...

Her şey zıddıyla bilinir ve sevap varsa günahda olmak zorundadır. RAHMET varsa GAZAP , SEVGİ varsa nefret de vardır. Sevilen varsa sevilmeyen de vardır. İnsanın iradesi ya sevileni ya da sevilmyeni, ya Rahmeti Ya da Gazabı seçmektir. Gazabı seçen GAZAP bulur, RAHMET i seçen Rahmet...
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Herşeyi bilen herşeye kadir tanrı günah işleyeceğini bile bile günah işleyecek kulu ya da hatta günahın kendini ve günah eylemini neden yaratıyor_?

Herşeyi biliyorsa (önceden) herşey mutlak onun kontrolündeyse, beni ve eylemi mi o dizayn edip yarattıysa neden suç/kusur günah ya da onu seçecek ve yapacak kul yaratıyor

Yok özgür irade vermiş miş. Madem biliyor, madem istediğini yapabiliyor baştan hiç günah işlemeyen kul yaratır
Günah kusurlu olmaktır, kötülük YOK luk demektir. Mesela zina eden bir insan biraz SABIR etse ve nikah kıysa yaptığı eylem GÜNAH değil SEVAP olur. O halde buradaki günah SABIR ve NİKAH ın yokluğudur.

Varlık SONSUZ ve bilinemez olduğuna göre varlığın GÖRÜNÜR olabilmesi ancak SONSUZ olmayan SINIRLI yani KUSURLU-GÜNAHKAR ve bilinçli bir varlık ,yani İNSAN ile mümkündür. Varlık insan ile kendisini , kendinde ve yine kendisiyle seyretmektedir. Akıp geçen bir zaman yoktur ve dünyanın başlangıcındaki YOKLUK durumu şu anda varlıkta yaşanırken , bizim şu an ve gelecek dediğimiz VARLIK durumlarıda aynen yaşanmaktadır.

Fakat insan kendisinin GÜNAHKAR - KUSURLU ve SINIRLI olduğunu bilir ve aynı zamanda bunun sebebinin , kendi aslına bakıp ona hayran olarak sevgi ve mutlulukla yaşaması gerektiği olduğunu düşünebilir. Ya da isyan ederek başkaldırabilir ki bu ancak kendisiyle savaşmasıdır. Çünku her insanda İSLAM fıtratı saklıdır. Adam öldüren vicdan azabina tutulur, zina eden başına geleceklerden korkar, mutlu olamaz...

Yani günahkar insanlar sonradan yaratılmamış, ezelden beri var olan varlıklardır ki YARATILMALARI yalnızca SONSUZLUK taki GÖRÜNMEZ durumlarının GÖRÜNÜR lüğe tebdil edilmesidir. Bu arada GÖRÜNMEZ durumlarıda aynen bakidir.

Neden günahkar insanlar yaratildı sorusuna cevap olmuştur umarım...
 
Son düzenleme:
T

TENTEN

Ziyaretçi
Evet varolan O dur ve yaratılmamıştır, kusursuzdur . Sen sorunda insanı neden kusurlu yarattı ? Diye soruyorken şimdi insan kusursuzdur mu diyorsun ? Hayır tüm var görünenler VARLIK değil sadece O nun gölgeleridir.

ADEM in manası "YOKLUK" tur.

Varlık sonsuzdur ve bilinemez, akla sığmaz. Bilinen ve görünen sadece O nun gölgeleri,görünüşleridir.
Soruya cevap vermiyorsun.
insan kusurlumu değil mi?
Ayrıca yaratılmış herşey onun gölgesi olması ne demek?
Gölge oluşabilmesi için ışık ,ses vb taşıyıcı şeyler gerekiyor.
Gölge denilince neyi kastettiğini hiç anlamadım. :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bu suruların tümünün cevabı EVET , O her şeyi bilir...

Peki yarın günah işleyebileceğim bir durumla karşılacağım diyelim ve günahı seçeceğim. Tanrının bildiği de bu çünkü bu olacak. Hala o günahı işlememeyi seçme hakkım var mı?

Sana göre tanrı her neyi biliyorsa o olacak ve her ne olacaksa onu da biliyor

Kader kaza nerede?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bu suruların tümünün cevabı EVET , O her şeyi bilir...

Peki Adem. Kötülük problemini/paradoksunu geçtim.

Bir keresinde dedin ki özgür irade istediğin herşeyin olmasıdır. (Bana göre öyle değil)

Sanırım; Tanrı olmak, istediğin herşeyin istediğin gibi olmasıdır ve sanırım tanrı olmak istediğin herşeyin tam olarak istediğin gibi olmasıdır. Doğru mu?

Ya da şöyle de sorabilirim. Tanrı herşeyi tam istediği gibi yaratır değil mi? Yani onun yaratımında hiçbir tesadüfe yer yoktur ve ne olacağının kestiremeyeceği hiç bir durum yoktur ve tam olarak ne yapacağını ne olacağını bilerek yaratır değil mi?
Yani Tanrı tam olarak ne istiyor diliyorsa tam olarak o olur değil mi?
 
Son düzenleme:
T

TENTEN

Ziyaretçi
Günah kusurlu olmaktır, kötülük YOK luk demektir. Mesela zina eden bir insan biraz SABIR etse ve nikah kıysa yaptığı eylem GÜNAH değil SEVAP olur. O halde buradaki günah SABIR ve NİKAH ın yokluğudur.

Varlık SONSUZ ve bilinemez olduğuna göre varlığın GÖRÜNÜR olabilmesi ancak SONSUZ olmayan SINIRLI yani KUSURLU-GÜNAHKAR ve bilinçli bir varlık ,yani İNSAN ile mümkündür. Varlık insan ile kendisini , kendinde ve yine kendisiyle seyretmektedir. Akıp geçen bir zaman yoktur ve dünyanın başlangıcındaki YOKLUK durumu şu anda varlıkta yaşanırken , bizim şu an ve gelecek dediğimiz VARLIK durumlarıda aynen yaşanmaktadır.

Fakat insan kendisinin GÜNAHKAR - KUSURLU ve SINIRLI olduğunu bilir ve aynı zamanda bunun sebebinin , kendi aslına bakıp ona hayran olarak sevgi ve mutlulukla yaşaması gerektiği olduğunu düşünebilir. Ya da isyan ederek başkaldırabilir ki bu ancak kendisiyle savaşmasıdır. Çünku her insanda İSLAM fıtratı saklıdır. Adam öldüren vicdan azabina tutulur, zina eden başına geleceklerden korkar, mutlu olamaz...

Yani günahkar insanlar sonradan yaratılmamış, ezelden beri var olan varlıklardır ki YARATILMALARI yalnızca SONSUZLUK taki GÖRÜNMEZ durumlarının GÖRÜNÜR lüğe tebdil edilmesidir. Bu arada GÖRÜNMEZ durumlarıda aynen bakidir.

Neden günahkar insanlar yaratildı sorusuna cevap olmuştur umarım...
Bir insan neden zina eder?
Çünkü her insan aynı derecede yaratılmamıştır.
Cinsel ilişkide her insan aynı derecede zevk almaz.
Bazı insanlar cinsel ilişkiye girmezlerse uyuşturucu krizinde olduğu gibi kriz geçirirler.
Bu krizden kurtulmak için yaptıkları eylemlere ALLAH ceza veriyor.
Psikiyatrik ilaçlar mesela bu krizlere engel oluyor.
Kumar bağımlılığı varsa o bile ortadan kalkıyor.
Tabi hepsini tedavi etmek imkansız.
Bazı hadım benzeri ötenazi vb seçenekleride insan haklarına aykırı olduğu için yapmıyorlar.
ALLAH garanti belgesi vermeyen sorumluluktan kaçan bütün suçu insanlara yükleyen bir tanrı olarak tanımlıyorsun.
ALLAH dilemedikçe dileyemezsiniz diyen ayeti görmezlikten geliyorsunuz.
İmtihan için yaratıldık diyenlerde aynı hatayı yapıyorlar.
İmtihan test deney vb şeyleri insanlar kusurlu ürettiklerini ayıklamak için yapar.
ALLAH kusurlu mu yaratıyor da sonradan test ediyor.
Ayrıca insan ALLAH'In yarattığı şeyleri kullanarak üretim yapıyor.
Yani kullandığı malzemelerin özelliklerini kendisi belirlemedi.
Ama ALLAH için böyle değil herşeyi ALLAH belirliyor.
Hakim sıfatı var.
Bunu insanlar ALLAH'ı mahkemelerdeki hakime futboldaki hakeme işyerlerinde patrona okuldaki öğretmene askerlikte komutanlara benzeterek şirk koştuklarının farkında değiller.
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Bu suruların tümünün cevabı EVET , O her şeyi bilir...

Her şey zıddıyla bilinir ve sevap varsa günahda olmak zorundadır. RAHMET varsa GAZAP , SEVGİ varsa nefret de vardır. Sevilen varsa sevilmeyen de vardır. İnsanın iradesi ya sevileni ya da sevilmyeni, ya Rahmeti Ya da Gazabı seçmektir. Gazabı seçen GAZAP bulur, RAHMET i seçen Rahmet...

İradenin bilinçle ilişkisini ve neden seçim demek olamayacağını size açıkladım. Cevap vermediniz ve hala aynı ezberi okumaya devam ediyorsunuz... O zaman tartışmanın anlamı ne?
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Soruya cevap vermiyorsun.
insan kusurlumu değil mi?
Ayrıca yaratılmış herşey onun gölgesi olması ne demek?
Gölge oluşabilmesi için ışık ,ses vb taşıyıcı şeyler gerekiyor.
Gölge denilince neyi kastettiğini hiç anlamadım. :)
Evet insan kusurlu SINIRLI dır.
Gölbgenin sahibi, gölge, ışık, ses vb hepsi O dur..
Peki yarın günah işleyebileceğim bir durumla karşılacağım diyelim ve günahı seçeceğim. Tanrının bildiği de bu çünkü bu olacak. Hala o günahı işlememeyi seçme hakkım var mı?

Sana göre tanrı her neyi biliyorsa o olacak ve her ne olacaksa onu da biliyor

Kader kaza nerede?
Akıp geçen zaman olnadığına göre bu soruyu ezelde soruyorsun, ve ezelde yarın ne yapacağim dediğin şeyi yaptın. Seçimler de ezeli yapılmıştır. Bilinen VAR olandır (EZELİ olarak).
Peki Adem. Kötülük problemini/paradoksunu geçtim.

Bir keresinde dedin ki özgür irade istediğin herşeyin olmasıdır. (Bana göre öyle değil)
Sanırım Tanrı olmak istediğin herşeyin olmasıdır ve sanırım tanrı olmak istediğin herşeyin tam istediğin gibi olmasıdır. Doğru mu?

Ya da şöyle de sorabilirim. Tanrı herşeyi tam istediği gibi yaratır değil mi? Yani onun yaratımında hiçbir tesadüfe yer yoktur ve ne olacağını kestiremeyeceği hiç bir surum yoktur ve tam olarak ne yapacağını ne olacağını bilerek yaratır değil mi?

Yani Tanrı tam olarak ne istiyor diliyorsa tam olarak o olur değil mi?
Tam olarak ne istediyse o OLMUŞTUR.
İradenin bilinçle ilişkisini ve neden seçim demek olamayacağını size açıkladım. Cevap vermediniz ve hala aynı ezberi okumaya devam ediyorsunuz... O zaman tartışmanın anlamı ne?
Kusura bakmayın vaktim oldukça yazıyorum...
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Kusura bakmayın vaktim oldukça yazıyorum...
Vaktiniz oldukça yazmanız kusur değil. Ben tartışılan mevzuyla ilgili sizinle iletişim kurdum, sizin argümanları görmezden gelip bildiğinizi okumaya devam etmeniz doğal olarak beni samimiyetiniz hakkında şüpheye düşürür. Çünkü argümanlar konunun içinde duruyorlar, siz onlara karşılık argümanlarınızı yazmadığınız halde benim eleştirmiş olduğum ifadelerinizi tekrarlamaya devam ediyorsunuz. Bu tavrınızın tanımı nedir?

Bir mevzuyu tartışırken hedef yapabildiğimiz kadarıyla hakikati belirlemekse kusura bakmayın böyle bir tartışma şekli yoktur. Hayır ben hakikatle değil sadece kendi düşündüklerimle ilgileniyorum diyorsanız bunu önceden söyleyin ben de boşa yazmamış olurum.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Anlamadığınız şu diyenlerin anlamadıkları şu...

Ben sünni müslüman bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldim. Annem babam ailem inançlıdır. Annem namaz kılar ,dedem annanem namazını kılardı, dedem rahmetli Kuran okur hafız felan olmamı isterdi. Babannem namazını kılar, hoca kızıdır. Hoca babam der. Hoca babam dediği zamanın alimi 7 köyde tanınan din adamı. Gayet inançlı bir şekilde yetiştim. Çok güçlü bir tanrı inancım vardı hatta bunu tanımlarken derin ki azizler kadar ve aziziler gibi inanırdım. Tanrı dilimden düşüncemden düşmez çıkmazdı. Duasız adım atmazdım.
17 yaşımda 3 kez Kuran okudum ve neredeyse ayet ayet ezbere bilirdim. Bir defter dolusu not çıkardım. Yaşamım düşünmekle hayatı sorgulamakla geçti. Üniversite yıllarında bana sadece yüz ifadesi nedneiyle dışarıya verdiğim izlenim nedeniyle düşünen adam diye takılırlardı.
Yani şunu diyorum. Ben dinsiz, inançsız, azınlık kültürüyle felan da yetişmedim. Siyasi bir kültürle de yetişmedim.

2-3 yıl önce 2006 da üye olduğum bir foruma 2009 da yazdığım şeyler karşıma çıktı. İslam inancını, inanca saygıyı felan savunuyormuşum. 15 sene önce dindardım. Ben daha düne kadar dindardım.

Tanrıyı bilim öğrenerek, bir ideoloji öğrenerek, birinin fikirlerinden etkilenerek, birinden tebliğ alarak, diğer insanların fikirlerinden ya da bir izim'den etkilenerek ve ya da buna benzer bir şeye mensup olarak felan bırakmadım.
Doğal olarak anlamak için ve bilmek için, kendi varoluşum üzerine düşünürken, tüm bu olanlar üzerine düşünürken kendinden gelişti. Özel olarak tanrıyı sorgularken tanrısızlıkta keşfetmedim. Dünyada olan biten işleri, acıyı, derdi yani bu varoluşu anlamaya çalıştım. Bir yerde varlığın/varolanın doğup gelemeyeceğini keşfettim. Bu tanrısızlık demekti bunu net bir şekilde keşfettim. Döndüm kendi geçmişim gibi bocalayan insanlara bunu aktarmaya çalıştım baktım herkesin kafası karışık, iş başka yönlere gidiyor ne desen anlamıyorsun susuyorum ve ara ara bir şeyler yazarsam da yazıyorum. Hepsi -bu.

Kuran ayetlerinin ne olduğunu (bugün unutsam da) az çok biliyorum (ama bildiğim zamanda tamamen tastamam ayet ayet biliyordum). Tanrının zamanlı zamansız olması, varlığın başlayıp başlamayacağı, yaratılıp yaratılamayacağı ,öyle mi böyle mi olacağı vs vs üzerine ben 40 bin saat kafa patlattım..

Bana; tanrı, zaman, oluşma, yaratma hiç bir şey açıklamanıza gerek yok. Kendinize açıklayın. Sizi tatmin ediyorsa amenna inançlı inançlı takılın buna kimsenim diyeceği yok, bana ne!
Ha inancı bırakıp bilgilenme, bilgi, düşünme, sorgulama, akıl, mantık vb zemininde bunlar üzerinde duracaksak tüm bunlar üzerine yeniden eleştirel bir şekilde düşünün ve durun derim. Diğer türlü ondan da bana ne!

Benim tarafımda refleks olarak bakın yaptığım şudur. Dolandırılan iki arkadaşın bilgi alıp almayacağıyla ilgili bir şeyler yazmak ,bunun dışında bir şeyle de ilgilenmiyorum, ha felsefe/bilgi tamam amenna...
ve Adem ben senin gönderine yazacakta değildim. Geçmişte aramızda oluşan karmaşık iletişim nedeniyle ben senin gönderilerine yazmıyordum hatta okumuyordum bile ta ki benim "Denemeler ..." başlığıma attığım bir yazıyı alıp "Ateist sorulara cevaplar" diye bir gönderi açana kadar.

Yani bunu anlattım, bunu anlamanızı istiyorum, işinize geleni değil...
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Peki Adem.

Bir keresinde dedin ki özgür irade istediğin herşeyin olmasıdır.
Sanırım; Tanrı olmak, istediğin herşeyin istediğin gibi olmasıdır ve sanırım tanrı olmak istediğin herşeyin tam olarak istediğin gibi olmasıdır. Doğru mu?

Ya da şöyle de sorabilirim. Tanrı herşeyi tam istediği gibi yaratır değil mi? Yani onun yaratımında hiçbir tesadüfe yer yoktur ve ne olacağının kestiremeyeceği hiç bir durum yoktur ve tam olarak ne yapacağını ne olacağını bilerek yaratır değil mi?

Yani Tanrı tam olarak ne istiyor diliyorsa tam olarak o olur değil mi?

Tam olarak ne istediyse o OLMUŞTUR.

@xmatrix; bu ikisini oku; alt alta topla çıkar böl çarp düşün ve ne istiyorsan onu yap ve anlayınca da gel ben burdayım

Kısa bir açıklama

Sorun yok.. Yüce tanrınız tam bu bu anı tam böyle yaratmış ve tam olarak benim bunları yazmamı sizin onları yazmanızı dilemiş ve oldurmuş olmalı. Sorun yok..
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yüce tanrınız beni kim ve nasıl düşleydiyse tam o oluyorum; işte kaderim... Benim için sorun yok.. Böyle iyi.

Yazdıklarımla ilgili sorun çatışma vb yaşarsanız tanrınıza bildirin düzeltsin çünkü oradan düzeliyor.
Anlamadıklarımı da tanrınıza bildirin anlamamı sağlayan bir gelecek oldurursa oldurur/oldursun

Ben tanrının istediği, ol dediği, yaptığı ettiğiyim. Öyle gözüküyor..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
. İnsanın aklını doğumundan itibaren maruz kaldığı harici etmenler yapılandırır. Peki burada iradenin konumu nedir? İnsan, tabiatın mantıksal yasalarının bilincine erişebildiği ve çevresinde algıladığı fenomenleri tanıyabildiği ölçüde anlamlandırmalar yapar, bu anlamlandırmalarla da tecrübelerini yorumlayarak kendine belirli bir zihinsel hareket alanı oluşturur. Bu alan insanın bilincini nitelikli hale getirir. İrade ise bu alanda tepkin hale gelerek eylemleri belirler. Dolayısıyla akıl tabiidir, tabiatın süreçlerinde oluşur.
Demek DÜŞÜNME yetisini , olaylara varlıklara anlam verme KABİLİYETİNİ insana kazandıran şey cansız , bilgisiz ve tamamiyle edilgen varlıklar olan taş toprak ağaç vb. gibi şeyler olduğunu düşünüyorsunuz.....

İnsana AKIL veren bu edilgen, bu cansız , akılsız varlıklar olamaz. Bilakis bu varlıklara bir anlam veren , onları olmaları gereken yere koyan, gerektiğinde onlari kendi yararı için kullanan insan aklıdır. İnsan aklı olmasa onlara kim değer verecek ? Kim onlara ŞUDUR diyebilecek ki ?
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Demek DÜŞÜNME yetisini , olaylara varlıklara anlam verme KABİLİYETİNİ insana kazandıran şey cansız , bilgisiz ve tamamiyle edilgen varlıklar olan taş toprak ağaç vb. gibi şeyler olduğunu düşünüyorsunuz.....

İnsana AKIL veren bu edilgen, bu cansız , akılsız varlıklar olamaz. Bilakis bu varlıklara bir anlam veren , onları olmaları gereken yere koyan, gerektiğinde onlari kendi yararı için kullanan insan aklıdır. İnsan aklı olmasa onlara kim değer verecek ? Kim onlara ŞUDUR diyebilecek ki ?

Ağaçlar (ya da bitkiler) cansız değildir, büyürler, gelişirler, uyarılara tepki verirler.

Dryobalanops_Aromatica_canopy.jpg


Aklın soyut bir kavram olduğunu belirttim.

Citrus' Alıntı:
Akıl soyut bir kavramdır, akıl derken insanın beyninden ve dilinden söz ediyoruz. Birikim ise bedenimizin doğumdan itibaren gelişim sürecinde beş duyu aracılığıyla topladığı verilerdir. Örneğin bebekken aklınız yoktur, çünkü herhangi bir yaşanmışlık yoktur. Demek ki akıl dediğimiz şey süreçle oluşur.

Düşünme kabiliyeti sadece insanda yoktur. Bunu bir kedinin bir odaya girmek istediğinde kapıyı kullanması şeklinde örnekledim. Kuşların birbirlerini seslerinden tanıması ya da fillerin sosyal yaşantıları gibi sayısız örnekler de verilebilir. Kısaca hayvanlar da düşünür. Dediğim gibi insanın temel farkı dili sayesinde yaratabildiği soyut bağdaştırmalardır. Eğer çocukluğunuzda herhangi bir dil öğrenmemiş olsaydınız soyut düşünemezdiniz ve doğal olarak diğer canlılarla iletişim kurmak için bedensel geriliminizi kullanırdınız.

Anlam verme kendiliğinden var değildir. Tecrübe olmadan bir şeylere anlam veremezsiniz. Bu yüzden farklı insanlar belirli bir şeye farklı anlamlar yüklerler, çünkü herkesin yapısı ve yaşantısı farklıdır, doğal olarak tecrübeleri de farklıdır. Değer verme de bununla ilgilidir. Basit bir örnek verelim; piyano enstrümanı piyanist için değerli bir şeyken Afganistandaki Taliban karşılaştığı bir piyanoyu balyozlarla kırıp döküyor. Bu herkesin farklı bir aklı olduğunu göstermek için yeterlidir.

Selamlar.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst