Hayatın anlamı nedir?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde ls2 tarafından oluşturulan Hayatın anlamı nedir? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 10,452 kez görüntülenmiş, 94 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı Hayatın anlamı nedir?
Konbuyu başlatan ls2
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan UpBot

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Varlığınızın hiç bir unsuru evreni dışına çıkmayacak ve çıkamaycak; Nasıl son buldunuz;?
Ya da çıkacaksa çıkıyorsa siz cevaplayı ve savlayın;
BEnim algı bütünlüğüm bölünüyor ya da bölünecek mi bu bir soru? ve yanıtlanmalı yanıtlanabilir;
Ama gözlem esassa ölürken ve öldükten sonra gözlemlerim değil mi?
Bi yokluğa karışmak ve yokluğa göre yokluk olmak düşünüşümüz var bizim,
Kendi varlığımızı bölüyoruz ve tanımıyoruz;

Bi yokluğa gidip uyumak ya da bi yokluğa katışmak gibi bi düşünüşü nasıl türetiyoruz ya, Biri bana bunu anlatsın ama;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Size değil sözlerim lütfen üzerinize alımayın, Ben kendi kendine bi deli;
-

Hayır sizi evren oluturmuşsa siz evrenin kendi bütünlüğünü ve süreçlerinin bi unsurusunuz;
Ve o öğreniyor, Evren öğreniyor o zaman;
Hayır, o zaman siz hiç varolmadınız ve evrenin kendi kendini gözleminin bi biçimi oluşumu ve oluşturumusunuz, siz yoksunuz ve evren var; Siz bi evren unsuru ve içeriği, ayrıtı olarak varsınız, Ama evrene ilişkinsiniz; Yİne de kendi varlığınızı evrenden ya da evrenin oluşun bütünülüğünden bölemezsiniz içindeyken;

Hayır benim eristikliğim şu sanırım; Bilincin (ya d abelki gözlemin) bi biçimde sonlanması ve sürmemesi kesintilenmesi üzerine yönelen düşüncelere karşı savunu ve dinamik sunuyorum;
Hayat kesitinin sonlandığını hepimizi görüyoruz; Bilincim olmamakta-olmamak halinde uyuyacak ya da uyanacak demiyorsanız, ,,,)

o zaman kendi varlığınızı evrenden bölmeyin ve dışlamayın;
Ve sizi istediği gibi yeniden yoğuracak ve evirecek ve başka şeylerle yeniden katıştıracak;
Bi bütünlük ya da bütünlük unsuru olarak varlığınıza saygı duyun o zaman;

Kendinize bunu biçmiyorsanız biçmeyin ama biçiyorsanızda lütfen açıklayın, açıklama istiyoruz çünkü en doğal hakkımız;

Biz yok olacak ve hiç yokmuşuz gibi yapan şeyler olduk gibi bunu görmüyor musunuz? görmüyor muyuz?
Eristikte olsa bi yerlere-şeylere varmayı deniyorum;

Düşünce sağa sola saldırmadan, kendindeki her değili / deliği kapamadan, sorunmadan; ya da hiç hata yapmadan, kendi kendine kusursuzlar mıyız biz; Anlaşamayız deyip kaçalım mı?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bence;
Kendinizi evren içinde ama içindeyken dışında evrenden soyutlanmış ve somutlanmış (dışrak) bi varlık olarak düşünmeyi deniyorsunuz;
Evrenle özgelik ve bağıt, içrek(lik) ve bütünlük kurmuyorsunuz;
Evreni bir içrek değil bir yüzey olarak ve kendinizin onu üstünde başka bi boşlukta (benzeri) olarak düşünüyorsunuz;
Hatta bana kalırsa evren sizi ölümle dışına tükürüyormuş/tükürecekmiş gibi bahsediyorsunuz; (bundan-bunlardan-ölümden)
(Ama bana açıklama yapılmazsa bilemem ve uydururum bende)
Evren açık bir içrek olsada ötesi varoluştur,
Varoluşun yokluğunun ötesi ve ya da içergeni bilinçtir
Bilincin kendisinin ötesi kendisidir ve bilinçtir;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
(İnanın size yönelen şeyler değil bunlar; ve bi çoğuİ Genel bi ölüm ve yokolum fikrine karşı kendi savunum ya da soru cevaplanımlarımdır;)

Lütfen düşünür ve yanıtlar mısınız? Ya da ben kendimi yanlış ve kusurlu ve hileli ifade ediyorsam belirtir ve düzeltmeme yardımcı olur musunuz?

Evrenle özüt ve birseniz ölümle evrenden sökülecek misiniz?
Evrenini içindeki içrekliğiniz ve dışraklığınız, katışımınız ve birliğiniz nedir? nasıl hissediyorsunuz ya da tanımlıyorsunuz?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Lütfen bunu düşünür ve yanıtlar mısınız?
Kendinizi evrene dışarıdan gelmiş dışsal bi öge olarak mı düşünüyorsunuz?

Evrene;
İçsel bi öge ve evrene bütün bi öge iseniz ve yalnız ve salt evrene ilişkinseniz (ya da dünyaya) neden evrene bütün ve tam bir aidiyet hissetmiyorsunuz; (tam bir içindelik ve ona aitlik, onunla yaşıyorluk ve onunla yaşamaya devam edeceklik gibi)

(Lütfen yanıtlarsanız bi yerlere varacağız; Siz sorunuz/düzletiniz, (Hilemi ve art niyetimi özellikle ve en çok onu ve onları belirtiniz, ben açığım kendimi ya da kendi hatamı duymaya;) ben hepsine ve herşeye gelebilecek her soruya ve günlerce yıllarca uzayabilecek her tartışmaya ve düzeltmeye v eendimi yeniden değerlendirmeye ve öğrenmeye açığım; lütfen; doğrucunun doğrucusu olduğumu, bilenini bileni olduğumu savlamıyorum; Öğrenenin öğreneni olduğumu(zu) savlıyorum;)

Ve sizin hayatınızın bitiminden sonraki evrenkatımda-katılımda kendi varlığınızı ya da sürdürümünüzü görmüyorsunuz?

(evrene(ya da dünyaya- bu açılımı tekrar yapmayacağız; tüm ifadeler bunu belirtecek;)

eevren dışındanlık hissi için;
eğer böyleyse; ya da hem içinden hem dışından benzeri algıda; bence içinde;
Bu doğaldır çünkü siz bilinçsiniz;

(zamanlar içinden taranacak ve düzeltilecektir;)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yİne bence;
fizik maddenin yokoluşuna dair hiç bir gözlem ve veri yok;
bu yokken o zaman neden yok olacağım yerine dönüşeceğim demiyorsuunz örneğin;
Evrenin beni geri dönüşüm kutusuna göndereceğini ve yenilerini yapacağını düşünüyorum; (bu mu değil mi;))
Evrenin; benden, beni kullanarak ve dönüştürerek yenilerini ve yenilerimi türeteceğini düşünüyorum denmeli değil mi? daha mantıklı-tutarlı ve açı kdeğil mi?
Çöp kutusu yokluğa boşalmıyor üstadım;

Ama bence;
Fizik maddede kendinizi göremiyor ve bulamıyorsunuz ve fizik madde ile özdeşemiyorsunuz;
Tam olarak özdeşemiyorsunuz, içerirlik ve birliktelik bağıntıları kuruyorsunuz ancak ; ; ;
Bu doğaldır çünkü siz salt fizik madde değilsiniz;

Evren özütlükten öte özütlük hissediyor musunuz? hissetmiyor musunuz?
Evrene bağlılık ve bağımlılık, (evren içindenlik) tam bir evren içindelikten öte duygularınız ve hislenimleriniz, bulgulanımlarınız nelerdir; Duygularınızı gözlemliyor musunuz? İnanç örneğin bir duygu mudur? duygusal mıdır? Duyguların düşünceye ait bulguları var mıdır?

Evren özütlükten öte özütlük ve bağlılık-aitlik-aidiyet,dıştamlık;
Hissetmiyorsanız neden evrenle birlik ve aynılık, evren içrek özelliklik bağı kuramıyorsunuz ve bununla yetinemiyorsunuz; (evrenle tamlık ve bütünlük, dünyayla tamlık bütünlük, bedenle tamlık bütünlük; evren içinde boşlukta bölünmüş bağımsız bi bedenin tam kendin olması)

evrenin varlığını sürdürmesinden sürdürüyor ve sürdürecek olmasından gelen ve süren/süreğen son bulmayacaklık hissini neden taşımıyorsunuz?

Neden varlığınızı kendinizi ispat dayatıyorsunuz kendinize; _Bunu siz kendiniz görmeli ve bulmalısınız;

(ben olarak sürmenin gerekliliği-olmalılığı-mantıklılığı üzerinden kuram güdelim isterseniz; doğanlar ölmeyecek ya da hiç ölmeyecek, bedenlerde yepyeni ve yaralanmasız ve arızlanmasız, üremede devam ediyor;)

(Ama Tanrı olmasa da bile; (adı;) zekanın kendi içinde bi düzeni bilirliği-sistemi ya da evrenin ve varlığın varoluşun zekası ve onun kendine yeterliği ya da başka her ne olursa benzer bi kuram üretmeli değil miyiz?)

(Biz son bulacağız küskünleriyiz; )
(karalama defterine taşınan ve değersiz bulunan karalama;)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Haır;
Evrenin sizi bi boşluğa,yokluğa ya da kendi dışına yumurtladığını,doğurduğunu ve oluşturduğunu düşünüyorsunuz; (dışına atılmışlık, dışına ve dışarı varedilmişlik)
İki boyutlu yüzeysellik, tek boyutlu doğrusallık;
Bunlar kırılıyor evrende ve gelişiyor, hissediyoruz;
Evren değişiyor ve yükseliyor;
Nasılını bilmiyoruz ama hissediyoruz ve yaşıyoruz ve deneyimliyoruz;

Hangimiz ama hiçbirimiz evrenden oluşmuşluk ve tekrar evrene katışacaklık ve içindelik ve evren içrekliği bilinci taşıyoruz;
Gerçekliğin yapısı bu;
Evrene dışardan girdirilmiş, atılmış, içine bırakılmış hatta hapsedilmiş varlıklar gibi düşünülüyoruz kendimizi, Buraya taşınmışız atılmışız-koyulmuşuz ve sokulmuşuz gibi hissediyoruz, Kabul etmesekte gerçek algımız ve duyuşumuz bu;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Hoşbulduk ve hoşgeldiniz bu arada,
size bunu söylemiş miydim,
iyi ki geldiniz ve iyi ki varsınız; ve iyi ki buradasınız;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bİr soru örneğin;

Bugün; (gemişte) dünyanın yuvarlak olduğunu bilmediğimiz ve dünyayı hiç dışarıdan gözlemelemdiğimiz gibi evreni dışarıdan gözlemlemedik;
Gitsek evreni dışarıdan gözlemsek ve büyük bir daire-elips bulsak ve dışarıdaki yıldızlar ve yıldız sisitemleri gibi orada dışarıda parlayan evren sistemleri bulsak ve görsek evrene içreklik-bağlılık ve bağımlılık duyacak mıyız?

Gitsek evreni dışarıdan gözlemlesek (ama gözlemleyeyemeyiz mi? değil mi?)

Dünya üzerinde bi boşlukta dünyaya bağıntısız ve ilişiksiz olarka durabiliyoruz, Bu bizde boşluğa aitlik çağrıştırıyor; Bİzler boşluğun çocuklarıyız, DÜnya bizi doğurdu ve dışına attı; Ya da boşluktan doğduk ve dünyaya geldik konduk; Onun üzerindeyiz ama ayaklarımız ona yapışık değil ve iki ayağımız ona basmıyorken gökyüzüne aitiz;
Fizikselliğimiz ve fiziksel bedenimiz dünyaya yapışık olmadığı için dışarıdan gelmişlik (ya da aitlik) yoğunluğumuz ve duygumuz var;

Bi yüzeyin üzerinde; boşlukta, (tıpkı dünya gibi aslında,) dünyaya sadece çekimle tutunarak duruyoruz;

Yüzey algısı (yüzey üzerinde olma ve yüzeyin parçası olmama) içrekliğimizi ve içindekiliğimizi bozuyor; Bi dairenin içinde içrek olma algısını dışsal olarak taşımıyoruz; Evren kapalılığı ve açıklığı gözlemimiz yok ya da bunun gbi şeyler; İşte cevabımız;

Varlık büyük bi yüzey onun gökyüzü yokluk ve onun üstündeyiz ve arkadaki boşluk yokluk; Dağılır aklımı engelleri;

Aynısını evrene iliştiriyoruz, öykündürüyoruz;

Evrenler ve oluşlar içiçe (yada dışdışa) ya da değil; Tüm varoluşu dışarıdan gözlemsek ?

Bi doğumda ayakları yere bitişik olmayan bi unsurdan doğuyoruz; VE ölümle kalıtımız ise dünyaya bileşiyor; DÜnyaya aitliğin tek gözlemi aslında ölümün fiziksel kalıtının dünyaya bileşmesi ve kaynaşması, Bu gözlem bizde ilk oluşumumuzun buradan geldiği hissini uyandırıyor olabilir; Ama her ne olursa olsun gerçek bi gözlem olmaksızın fiziksel yapımızın dışsal olarak tasarımlanıp/taşınıp ya da dünyada oluşturulup başlatılmış olabileceği gözlemini (bilmeksizin-yapmaksızın) bu olasılığını kapatamıyoruz; Gerçeklik ispat türetmediği sürecede kapatamayacağız gibi gözüküyor;

Varlık büyük bi yüzey onun gökyüzü yokluk ve onun üstündeyiz ve arkadaki boşluk yokluk;

Sorulabilecek sorular;
Arkasındaki yokluktan ve onun yokluğundan mı gözlemleyeceğiz?
Boşluk içinde onu küreleştirip, (sarıp-kuşatıp) küresel bi gözlem imgesi mi yaratacağız;
Varlığı boşluk içine mi (dışına taşırmadan) soyutlayacağız?
Varlıktan boşluktan bölünebilir boşluk içine yoğunlaşabilir ama ??
Boşluk-yokluktan büyük bi soru ve soyut olmalı ama çok büyük; her neyse dağıldım,

(Ben böyle yapıyorum, düşünürken, bilmiyorum;)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Biz şöyle düşünüyoruz;
Dünyanın yuvarlak ve küresel oluşunun gözlemlenmesinin bilinçteki etkileri ve değişimi öncel yaşanıyor; Işığın ve sesin hızları ve birinin diğerine göre geç ulaşması gibi düşünelim; Bu küresel olarak matemetik geometri ve bilim anlayışını değiştirecek; Daha duygusal bi matematiğe ve geometriye ihtiyacımız var, Hiç duyguların matematikte denklem olduğunu düşünür müsünüz?

Doğrusal matematikle düşünemeyiz artık;
Ve bi düzlem boşluğun yüzeyi olamaz; Bi dairenin yüzeyidir ve o da doğrusal değildir, Eğriseldir ve dışa kapalıdır, Dışa kapalılık, kendi ile birleşimlik ve bütünlük açısı yapar;

Doğruda doğruluk yapan doğru yoktur;
Her doğrunun; her yüzeyin ucu kendini bulur ve kapanır; (kendine) Matematik ve bilim bunu anladığında tam olarak anladığında aydınlanacağız;

Baş ve son yok kardeşim, yok, yok,yok, yokoğlu yok;
Ne baş ne son yok, İsteyen herkes düşünür aklınıı yorar ve zorlar farkına varır;
Küresel bi şok bu ve yakında alışacağız;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Sayı sistemimiz başlıyor ve bitmiyor; ucu açık,( ileriye sonsuz gibi bi şey; ışığın ileriye gidişini benzeri temsil ediyor olabilir bilmiyorum )

Tek merkezden başlıyor ve başlangıç odak ya da merkez noktasına bir diyoruz,
Birim ölçü ya da birim uzunlukta tane ya da sayıyı belirtmese de "bir" değil mi? Ölçülemeyen bi snsuzluğu nasıl böleceğiz ve ölçeceğiz;
Bu sadece birim sabiti ama aynı zamanda bir bütünlüğü temsil eder; Her şeyin bütünlüğünü de, O da birdir ya da birliktir;
Kapalı olmayan sayı sistemi kurgulayacak yetide değilim; Ya da bi yüzeyler matematiği;
Birin bütünlük düşünülmesi ve birin sabitlikten ya da sayılıkta ; anlayamadım;

Başı olanın sonu kapanışı olmalıdır, Kendi ucuna bağlanırr kendini bulur sonunda ya da sonsuzluğunda;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Doğrusal ya da doğrusal düzlemsel hiç bi gözlemimiz yok evrende;
Ancak çekim- dünya çekim -bize doğrusal-düzlemsel,
Terazi bize dik bir düzlem sunuyor ya da ben bu gözlemde (gözlem değil çıkarımdama da) yanılıyorum; Ama dünya ölçeğini model alan yüzeysel bi masamız yok örneğin; Ki olsa da farkı göremez ve anlayamazdık muhtemelen, her neyse;

Evrende ve evren içinde bizim anladığımız biçimde doğrusal-düzlemsel bi yapı yok; Bi kare ya da küp yok, Boşlukta hiç yok; Doğrusal ya da düzlemsel matematik ve geometiri hala bunu esas alıyor; Aslına bakarsanız evreni bi küp ya d akare küpe mi çeviriyor bilmiyorum- birlikte düşünmeliyiz;

Boşluğun biçimini bilmiyoruz; Boşluk açık ve dışa sonsuz ya da dışa genişleyen ya da dışa genişleyebilir bi yapı bizim için;

Bir doğru neyi ifade eder birlikte düşünelim;

Doğru aslında kendine kapanan bi yüzeyin dış kesiti; (zaman ve hareketten bağımsız-zaman ve hareket dışında)

Örneğin dünya için, (sabit (hareket etmeyen) ve zamansız bi dünyada; bi doğruyu düşünebiliyoruz;

Örneğin dünya dışından sabit bi noktayı ya da kalemi dünya üzerine yöneltsek zaman ve hareketle birlikte eğriler ya da spiraller ya da elipsler bilmiyorum benzerlerini oluşturacaktır;
Ekliptik düzleme dik bi açıdan yapsak bunu dünyanın dönüşüyle bi doğru elde edebiliriz belki ama ucu kendini bulur-buldu diyelim;
Bulmazsa yağın spiraller ve dolambaçlar üretir, Ki tutulan kalem ya da noktada zamandan ve mekandan bağımsızdır; Kalem dünyanın çekiminde değilse dış çekimdeyse kalem kendisi dışsal ögelerle döner; ÇEkimdeyse dünyayala döner; Kaldı ki dik açı diye bi şey yoktur; Dikliğin kökeni yağın düzlemseldir, doğrusal değil, Diklik kendi başına kendi içinde bükülümlüdür; (yağın ifadesi doğaç belirdi-bende tuttum,öylesine)

Özetle doğru eğridir; Doğru kendine yön dönmüş, ucunu arayan eğridir;

Bi kareyi-dikdörtgeni alansal olarak paralel bölen doğrusal-düzlemsel matematik kullanıyoruz; Evrende varlıkta kare-dikdörtgen gören varsa söylesin-belirtsin;
Bu belirti bilimi kanıt aramaya itiyor çünkü tanrısal düzen açıklaması yeğ kalıyor yoksa;

1,5 (bi buçuk) boyutlu matematik şakası düşündük; üç buçuk atarlarsa, belki üçbuçuktan dört olur;

VE bu yazdıklarımız saçmalıklar olabilir, kendimiz türettik ve uydurduk, DÜşünce olsun diye sadece;
MAtematiğe ilişkin yorumlar yoğun hatalar barındıryor olabilir; Bilenler düzeltsin yapsın biz anlamıyoruz;
 

Thetoyman

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 May 2014
Mesajlar
88
Tepkime puanı
0
Puanları
0
bana göre yok olan var değildir, vardeğil olan var değildir;
var değil olanın var değil oluşu
var değil olanın var oluşunun gözlemi o zaman hayatınız;hayatımız; (geleceğe göre-bu apaçık)

Hayır bunu bölemeyiz;
En kaba açılımda ben ben olmayarak var olacağım ve var olmaya devam edeceğim diyebiliriz,
Ben, ben sandığımdan başka bi şey olarak (yaşayacağım ve son bulmayacağım);

Ama bütünlük (evren-dünya-hayat her neyse) sizi kendi içinden yoğururken ve oluştururken sizi kendi içinden böldümü ve dışladı mı?
Sizi kendinden başka bi şey mi yaptı;
Sizi kendinden başka bi şeylik içinde ya da kendi dışında mı oluşturdu?
İçindeyiz, içndekinin içindeyiz, varlığın içindeyiz, evrenin içindeyiz; Onun bütününden, onun içinde, ona bitişik ve onun ögeleriyle var olduk;
Ve yine (ölümle) onun ögelerine onun ögeleri olarak katılacağız ve katışacağız;
Bu durumda varlıksal hiç bir öge yok olmaycak, Evrenden enerji eksilecek ve dışarı kaçacak mı?
Ben varlığının son bulumu (bunu kısmen ya da hiç) ya da bu hayattaki bu deneyimin son bulumunu (tamamen) evet bunu kabul ediyorum;
Yine de;
Yokluk ve son bulma gözlemi yapılamaz, Akıl dışına itiniz; Gözlem varsa, nokta;
(Kendimce açıklamayı deneyeceğim veoldukça uzun sürecek kusura bakmayınız; VE konu-başlık sahibi sevgili Don Kişot ya da genel olarak tüm üyeler bizler; Konu ve içerik kirliliği düşünürse lütfen belirtsin ve başka bi alana örneğin karalama defterine taşıyayım ya da başka bir yerden devam edeyim;)

(Eristikte olsa yazmalıyım; Genel açılımlar ve türetme düşünce süreçleri için geçerli; Eristiklik, bunu kabul edebilirim ancak bilgi-çıkarım-sonuç ya da düşünce üretiyorsa ne zararı var ya da bana ve bize; Öğütleriniz ve genel izlenmileriniz varsa ve aktarırsanız beni ve yazım tavrımı düzeltirseniz ve eleştirirseniz sevinirim; )

Evet güzel yer yakalamışsınız. Fakat atladığınız yerler var. Şimdi termodinamiğin 1. yasasına göre tabi ki yok oluştan söz edemeyiz, hitlerin radyoda yaptığı konuşma teorik olarak yok olmadı. Benim söylediğim bitim, sonlanım, yok oluş bu mu ? Atladığınız yer işte bu, konu başlığı "Hayatın anlamı nedir ? " e verdiğim cevap hayatın anlamı yoktur. Çünkü sonunda yok oluş vardır demişim. Bu bağlamda kullanılan yok oluş termodinamiğin birinci yasasına uymayan bir yok oluş değil. Özsel değil varoluşsal bir yok oluş varlığın niteliğiyle ilgili bir yok oluş.

Düşünmek, iz sürmek, canlı olmak bu yetilerin yok oluşundan bahsediyorum kendi Homo sapien sapiens 'imizin.

"(Eristikte olsa yazmalıyım; Genel açılımlar ve türetme düşünce süreçleri için geçerli; Eristiklik, bunu kabul edebilirim ancak bilgi-çıkarım-sonuç ya da düşünce üretiyorsa ne zararı var ya da bana ve bize; Öğütleriniz ve genel izlenmileriniz varsa ve aktarırsanız beni ve yazım tavrımı düzeltirseniz ve eleştirirseniz sevinirim; )" Sizin tavrınızı düzeltmek benim haddim değil. Öğüt vermek çok büyük bir iştir, öğüt de verebilecek seviye de olduğumu düşünmüyorum. Eristik dedim çünkü ben kavramları düzgün kullanmayı uygun bulurum. Bazen Russell İn dediğine katılırım. Dediği gibi felsefeciler, konuşulmaya değmez bir konuyu alır , anlaşılamayacak kadar karmaşık hale getirir ve çözüm bulmadan bırakırlar. Bazıları hakkatten böyle, sizi tenzil ederim tabi. Dediğim gibi kavramların uygun kullanımına yani daha genel olarak " eristik diyalekt" kullanılıyor mu kullanılmıyor mu? dikkat ederim, tartışmada çok önemlidir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Evet güzel yer yakalamışsınız. Fakat atladığınız yerler var. Şimdi termodinamiğin 1. yasasına göre tabi ki yok oluştan söz edemeyiz, hitlerin radyoda yaptığı konuşma teorik olarak yok olmadı. Benim söylediğim bitim, sonlanım, yok oluş bu mu ? Atladığınız yer işte bu, konu başlığı "Hayatın anlamı nedir ? " e verdiğim cevap hayatın anlamı yoktur. Çünkü sonunda yok oluş vardır demişim. Bu bağlamda kullanılan yok oluş termodinamiğin birinci yasasına uymayan bir yok oluş değil. Özsel değil varoluşsal bir yok oluş varlığın niteliğiyle ilgili bir yok oluş.

Düşünmek, iz sürmek, canlı olmak bu yetilerin yok oluşundan bahsediyorum kendi Homo sapien sapiens 'imizin.

"(Eristikte olsa yazmalıyım; Genel açılımlar ve türetme düşünce süreçleri için geçerli; Eristiklik, bunu kabul edebilirim ancak bilgi-çıkarım-sonuç ya da düşünce üretiyorsa ne zararı var ya da bana ve bize; Öğütleriniz ve genel izlenmileriniz varsa ve aktarırsanız beni ve yazım tavrımı düzeltirseniz ve eleştirirseniz sevinirim; )" Sizin tavrınızı düzeltmek benim haddim değil. Öğüt vermek çok büyük bir iştir, öğüt de verebilecek seviye de olduğumu düşünmüyorum. Eristik dedim çünkü ben kavramları düzgün kullanmayı uygun bulurum. Bazen Russell İn dediğine katılırım. Dediği gibi felsefeciler, konuşulmaya değmez bir konuyu alır , anlaşılamayacak kadar karmaşık hale getirir ve çözüm bulmadan bırakırlar. Bazıları hakkatten böyle, sizi tenzil ederim tabi. Dediğim gibi kavramların uygun kullanımına yani daha genel olarak " eristik diyalekt" kullanılıyor mu kullanılmıyor mu? dikkat ederim, tartışmada çok önemlidir.

Ben emin değilim ama kendi çıldırışımdan ya da cevapsızlığımdan kaçacak bi kapı ya da;
Bu anlaşamazlık ve uzlaşamazlık ve bilemezlikten bizi çıkarabilecek bi dönemeç arıyorum;
Benim haddime değildir biliyorum ama kendimce çünkü başkları bunu yapmıyor ya da az yapıyor görüyorum;
Benden çok donanımlı ya da bilgili bi çok başka kişi ya da kimse de bu çığırtkanlığa onlarıda sokmayı deniyorum belki;
Bi sonuçsuzluk belki ama akıl kurcalaycak bi şeyler üretmek belki;
İnternetteyim ve görüyorum ki bi karmaşa, karmaşa bulutu ,insanların zihinleri-düşünceleri-özlemleri ve idealleri her şeyi ayrışmış;
Yanlışta olsa bi şey denemezsem kendimde kalırım;
VE siz ya da başkası belki sataşıyorumda ya da zorluyorum/ısrar da ama bilmiyorum;ya da neden bu uzlaşmasızlık;
Ben kendimi anlamak ve öyle düşüneni anlamak istiyorum; Örneğin ben o zaman neden bi yokoluş üretemiyorum, MEtafizik miyim? Orada benim göremediğim başka bi şey mi var yoksa benim ona gösteremediğim bi şey olmalı bu açık; İkimizden biri haklıysa diğerini haklamalı açıkçası, İkimizde yanılıyorsa iki ucundan tutup doğru olanı bulmalıyız, Her iki tarafta haklıysa da sadece tartışmaktan ve düşünmekten gelişmek yanımıza kar kalır; BEn mi kendimi anlatmasım, O mu anlatmadı;
Ben bi çözüm yolu içi nbilmiyorum yazmak istemediğim ifadeler belirip duruyor;
Eristik diyalektik kavramını bile yeni öğrendim, az bakındım, olabilir dedim, Benim şeyim bu dünyadaki tutunamazlık yaşayamazlık ve çıldırışlı gerçeklik yapısnın ve karmaşanın boğması belki beni bilmiyorum; Ama bilmiyorum, Bİ şeyler yapmalıyız mı?
Hayır sonuç olarak şu;
BEnim maddeyi-madde olmayı fizikseliği ya da bu gerçekliği kendisi oluşturup deneyimleyip gözlemleyen zeka olduğumuz fikrim ya da savım var ve bu zeka ya da bilinç doğmadı ve ölmedi deneyimden deneyime sıçrayıp yüzüyor kendi içinde ve deneyimini ölümden öncede sonrada sürdürebilir; Açıkçası fiziksellik sadece gerçekliğin görüntü yapısı ya da uzantısıdır gibi örneğin; VE bunu uzu nokumalar ve değerlendirmeler sonrası oldukça kanıksadım bende; Ve;
Ben köksel olarak bilinç aidiyetsizliğini ve ölümle bilinç ayrışması-dağılması ya da yokolması fikrini ya da salt ve mutlak madde olunması fikrini anlamıyorum; Bİlinç kesintisiz sürmeli isterse ve kendisi olarak; Ve bunu ya da aksini düşünen savunan kişi siz değilseniz bile kimlerse bana nedenlerini nasılları ve tüm açıklama ve düşünüş yönlerini, köklerini bütün düşünce süreçlerini sunmalı ki ben bulayım;
Gözlem yok deniyorsa düşünce ya da seste gözlemlenmiyor ve görünmüyor; Bu açıklama hiç bir yere çıkmaz örneğin;

"Ben şöyle kabul ediyorum" ve "olgu bu-böyle" açıklamları örneğin bende çözüm ya da uzlaşma- anlaşma ya da sizi anlama doğurumuyor; Ben kendi eksik anlatışlarımı ve nedenlerimide bulmalıyım ve kendi savımı ya güçlendirmeli ya da çürütmeliyim;
 

Thetoyman

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 May 2014
Mesajlar
88
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hayata anlamı kendimiz veririz, bu anlam, anlamsızlığı kabullenmeği de referans alabilir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
" "Yok" dediklerimiz aslında "bana göre" dir.

Ben sadece anlatmanın ya da anlamanın -anlaşmanın- bi yolunu arıyorsam;

sizce?
Ben varlığın sonsuz - öncesiz ve sonrasız ya da - bilinç içerdiği fikrini benimsediğim için mi sizinle anlaşamıyorum ay da uzlaşamıyorum;
Ya da ben bi çoğumuzun ruh dediği biçimde; bu sonsuz bilincin kendini bireyselleyebildiği yada çoğullayabildiği bi anlayışa-kavrayışa ya da kabule farketmez sahip olduğum için mi sizi anlayamıyorum,
örneğin gerçekliğin kurgusal bi yapı olduğunu düşünüyorsam size ya da bize ya da aslında kendime de nasıl bi dayanak bulabilirim ve sağlayabilirim;

Çünkü bakın, ben şunu koyacağım ortaya ;
Hayat sona erer ama gözlem sona ermez; Bu bir önerme olsun;
Ve gözlemci içinde sona ermez-eremez başka bi önerme olsun;
Ve gözlemci için sona eremeyeceğinin bilinirliği (ne dayanak) gözlemin kesintisizliği-bağıntılılığı ve bütünlüğü gibi bi ilke olsun
ama bu ilkeyi açıklayabilecek tek şeyde gözlemin bütünlüğünün bendeki mantıksallığı buluşması ve kavuşması ya da akılsal çıkarımı tutumum
olsun;

yani varlık varsa ve ben bensem ve varsam ve biliyorsam; kaynaşsam ve içindeysem yani; hepsini ve her şeyi deneyimleyeceğim öğreneceğim ve bileceğim; kusursuzca bitecek ve olacak, başka hiç bi sonuca mantıksal olarak dayanamam; din ay da inanç değil bu; bana kalırsa umut ya da hayal de değil; böyle olmalılığı mantıklı ya da en mantıklı ya da en tutarsal ve en gerçek;

Dışarıdak iyapı ve zeka, olan biten, bunların içinde yomuş gibi bunun içinde değiliş gibi yapamam;
başkaları ne diyor ya da felsefe ne diyor; her şeyi birbiriyle nasıl buluşturmalıyıZ;

nereye bakmalıyım;

(hayat yerine gözlem ve gözlemci kavramı benzeri atayacağım ve tanımlayacağım ya da düşüneceğim;)
ben kendi kendime sesli düşünüyorum izninizle;

gözlemci, gözlemle var ölümle gözlemi nereye dağılıyor, öncel bi gözleme mi katışıyor? evren alıp onu kullanıyor ve işliyor mu?
kişi bu gözlemi neden nasıl yaptı ve neden bireysel yaptı?
hayır gözlemin dışsal değerlendirildiği bi gözlem olmalı ve bu bi ilke; gözlem yok olmadıysa işlenecektir ve gözlemci onu işleyecektir;
gözlem amaçsız ve sonuçsuz mu yapıldı;
bu gözlemin öncel gerekleri-bağları ve belirlenmişlikleri olamaz mı? ya da gözlem yapma seçimi olmaksızın gözlemci var olabilir mi?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Benim görüşüm, dünyayı olduğu gibi kabullenip yaşabilmek ve huzurlu,mutlu olabilmek en erdemlisidir.

Hayır, (bu alışkanlık gibi kusura bakmayın)
eğer sorgulamlarımı, düşünüşümü, duygularımı ya da cevapsızlığı ve cevap arayışımı ve tüm bunların yarattığı çalkantıları durduracak ya da zihnimi dindirecek bi açıklama olsa örneğin; Gerçeklikteki tüm çarpıklıklar içinde giderme çabası olmaksızın ve taşımaksızın var olma; duyumsuz ve umursamazca, bilmiyorum açıklama bu mu? Ama giderme çabası tüm açıklamaları edinme-bulma anlama gereğini benzeri doğuruyor ya da iletiyor; Eğer insanlık oalrak belki yanlış bi fikirde de olsa az çok uzlaşabilmiş ve az çokta olsa yakın barış-sevgi, ilgi ve paydaşım-paydaşım eşitliği içinde yaşayabiliyor olsak belki bu kadar yoğun zorlamazdım kendimi açıklamalara ama tüm bunlar beni hasta ediyorsa ve doğal ve acısız olarak mutlu olarak tutunamıyor ve varolamıyorsam bilmiyorum;

Tüm bunları, olanları ve dünyayı belki ama;
değiştirmek için ya da anlamak için; çözüm üretmeyi ya da kafa yormadığımı düşünmeyi kabullenemem;

Örneğin olduğu gibi kabullenmek, keşke bende doğal olarak bunu yapabilsem ya da bende doğal olarak var olsa bu;
Ben kendimi sorgulamaya ya da düşünmeye ya da diğerlerine bilmiyorum kendim mi sürüyorum-itiyorum ve zorluyorum ama

Barış yapmak için gerçekleri biliyor olmak ya da onlarda uzlaşmış ve anlaşmış olmak zorunda değiliz evet ama bilmiyorum;
Hatta düşünce çeşitliliği ve karmaşasıda belki; bilgi çoğalımı-çeşitliliği ve geçerliliği için iyidir belki de; bilmiyorum;
zor bi yaşam; sustum artık;
 

Thetoyman

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 May 2014
Mesajlar
88
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Hayır, (bu alışkanlık gibi kusura bakmayın)
eğer sorgulamlarımı, düşünüşümü, duygularımı ya da cevapsızlığı ve cevap arayışımı ve tüm bunların yarattığı çalkantıları durduracak ya da zihnimi dindirecek bi açıklama olsa örneğin; Gerçeklikteki tüm çarpıklıklar içinde giderme çabası olmaksızın ve taşımaksızın var olma; duyumsuz ve umursamazca, bilmiyorum açıklama bu mu?;

Öyle değil
Burada olduğu gibi kabullenmek diyorum da yanlış anlaşıldı bu, yani "bırakalım gitsinler bırakalım yapsınlar" gibi değil. Gerçekçi olmaktan ve tabiki çözümü böyle üretmekten söz ediyorum. Kabullenmek, adil olmayan bir dünyayı kabullenmek ve buna gerçekçi çözümler aramak. Tanrı ahirette adaleti uygular demek değil de. Daha gerçekçi olmak, bu dünyadan başka gidecek yerimiz yok!! demek ve mesela, işte.. Sosyalizmi istemek mesela...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Öyle değil
Burada olduğu gibi kabullenmek diyorum da yanlış anlaşıldı bu, yani "bırakalım gitsinler bırakalım yapsınlar" gibi değil. Gerçekçi olmaktan ve tabiki çözümü böyle üretmekten söz ediyorum. Kabullenmek, adil olmayan bir dünyayı kabullenmek ve buna gerçekçi çözümler aramak. Tanrı ahirette adaleti uygular demek değil de. Daha gerçekçi olmak, bu dünyadan başka gidecek yerimiz yok!! demek ve mesela, işte.. Sosyalizmi istemek mesela...

her şey hep eşit olsun ve bu canlılık, kurgusal üretim, sanat vb. ya da bazı şeyler azalsın istemiyorum örneğin;
dinamiği köreltir ve değişimi-gelişimi nereye sürer kestiremiyorum; atalete ve başka şeye mi gibi;

Ben daha ziyade makul eşitlik ve denklik yani en azından herkese yaşamsal güvencelerin ve hak ve özgürlüklerin sunulması gibi
ya da geçim-barınma gibi sorunların bireye ait olmaması toplumsal yük olmasını ve devletleşmesini ya da toplumlaşmasını istiyorum evet ama; ÖRneğin asgari geçimin çok çok yüksek olması ve üstsel zenginliğin belirli paydalarla bölüşülmesi gibi şeyere inanıyorum;
Ama toplumsal uzlaşılar lazım tüm bunlar için; Bİlgi ya da bilinç kuracaksa bunu bu dünyada mümkün değil görüyoruz;
Arzulayanlar savaşacaksa yada kitleleri inandıracaksa karşısında kör bi karanlık ayda karşıt buluyor;
GÜç ve iktidarda bilgidemi inançta mı? bilmiyoruz ama ona (sosyalizme) inananların gerçeklikteki yoğunluğu yarım baremi (çoğunluk yarısını) aşsaydı (eylemsizce-itkisizce-kendiliğinden) gerçek olurdu, Bu benim içsel ve duygusal gerçekliği biz yapıyoruz seçiyoryz ya da demokrasi anlayışım;

Ve belki de tüm duyguları be düşünceleride besleyen bu gerçekliğin ta kendisi;
TÜm bunlar olmasa ne konuşacaktık bilmiyorum;
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst