Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Ekoloji kategorisinde Nejdet Evren tarafından oluşturulan Doğaya Dönüş başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 52,618 kez görüntülenmiş, 368 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Ekoloji
Konu Başlığı Doğaya Dönüş
Konbuyu başlatan Nejdet Evren
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Nejdet Evren

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insan kültürel yapısı ile doğa/l olana yabancılaştı. sözcüklerden, kuşanmaya ve iletişimden radyo dalgalarına kadar...bu durum onun doğaya egemen olabileceği düşüncesini ortaya çıkardı. kısmen de doğrudur. ve fakat, insan bununla yetinmedi; onu değiştirmek -kişisel istenci/ihtirasları/egosu- neyse ona göre denetim altına almak istedi. bu da kısmen doğrudur. ancak, doğanın bir efendiye gereksinimi olmadığı gibi -bu saçma düşüncesi- insanın bunu algılaması ötelendi. bütünleşmek, işte tam bu noktada algısal yanılgının bilinmesi ile kültürel dokusunda doğa ile barışık, bütünleşik olmayı bilgisel düzeye çıkarmasında ve eylem-pratiğine dökebilmesinde farklılaşmaktadır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
insan kültürel yapısı ile doğa/l olana yabancılaştı. sözcüklerden, kuşanmaya ve iletişimden radyo dalgalarına kadar...bu durum onun doğaya egemen olabileceği düşüncesini ortaya çıkardı. kısmen de doğrudur. ve fakat, insan bununla yetinmedi; onu değiştirmek -kişisel istenci/ihtirasları/egosu- neyse ona göre denetim altına almak istedi. bu da kısmen doğrudur. ancak, doğanın bir efendiye gereksinimi olmadığı gibi -bu saçma düşüncesi- insanın bunu algılaması ötelendi. bütünleşmek, işte tam bu noktada algısal yanılgının bilinmesi ile kültürel dokusunda doğa ile barışık, bütünleşik olmayı bilgisel düzeye çıkarmasında ve eylem-pratiğine dökebilmesinde farklılaşmaktadır.

Doganin bir efendiye/tanriya, ona buna v.s. bir gereksininm duymadigi, zaten insanoglu bilincinin de kendi varliginin bilincine vararak, kendinin de bir efendiye/tanriya ona/buna v.s. gereksinim duymadigi algisi, bilinci ve farkindaligidir.

Bu da zaten insanoglunun numenal insanlik algisi, bilinci, farkindaligi v.s. temelinde kendi birini tursellik duzeyine cikarabilmesi ve bunu bir butunluk ve beraberlik temelinde yapabilmesidir. Yani yasamak ve yasatmak algisi ve yasamin yarari algisidir.

Iste insanoglunun bu niumenal devrim bilinc ve farkindaligi ancak bunu hem kendine, hem turune, hem kendi turu disindaki algiladigi diger turlere parcalara hem de doganin kendisine saglamanin yoludur.

Bunun da ilk asamasi kendi varliginin bilinc ve farkindaligidir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insanın kendini fark etmesinden fark etmesine de fark vardır. salt fark etmek yeterli olsaydı ki yeterince farkında aslında, yabancılaşma sürecine karşı gelirdi. neyse ki öyle olmadığını far edebiliyoruz. demek ki sorun sadece fark etmekte değidir. Kızılderili ana/ataların dediği gibi "neyi önemser isen onun sesini duyarsın" ...önemsemekten geçiyor bazı süreçler, farkında olmak yeterli değildir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
insanın kendini fark etmesinden fark etmesine de fark vardır. salt fark etmek yeterli olsaydı ki yeterince farkında aslında, yabancılaşma sürecine karşı gelirdi. neyse ki öyle olmadığını far edebiliyoruz. demek ki sorun sadece fark etmekte değidir. Kızılderili ana/ataların dediği gibi "neyi önemser isen onun sesini duyarsın" ...önemsemekten geçiyor bazı süreçler, farkında olmak yeterli değildir.

Ben buradaki fark etmeyi, fenomenal olarak degil; numenal olarak kullandim. Bu acidan, degisim ile yabancilasma birlikte gelisebilir. Cunku degisen "eskiye/olana" yabancilasir. Buradaki faktorlerde, bilgi ve alginin getirdigi, onem, etki ve ilgi den biri/ikisi ve/veya hepsi olabilir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
kültürel olarak doğal olana karşı gelmek özünde zıtlaşan bir çelişkidir. düşüncesi ile özne , yarattığı sosyal gerçeklik ile doğal olanla zıtlaşır. bu zıtlaşma bir gerilim yaratacaktır. sentezleyerek insan bu zıtlığı aşabilir; doğaya dönüş denilen olgu budur. bir sentez.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
kültürel olarak doğal olana karşı gelmek özünde zıtlaşan bir çelişkidir. düşüncesi ile özne , yarattığı sosyal gerçeklik ile doğal olanla zıtlaşır. bu zıtlaşma bir gerilim yaratacaktır. sentezleyerek insan bu zıtlığı aşabilir; doğaya dönüş denilen olgu budur. bir sentez.

Dogal zihniyet kendi celiskisini kendi yapi ve isleyisinde tasir. Onemli olan "celiski mi/iliski mi" farkinin algilanmasidir. Insanoglunun bu zitligi asmasi icin, beyninin idaresini kendi ustune almasi gerekir. Cunku bilincalti hareket eden beyin, genelde kisiyi yonlendirir. Iste bu kisi ve beyni iliskisinin algilanabilmesi, birey bilincinin temelidir. Insanoglu beyninin idaresini aldigi icin degil; beyinde olana muhalefet ettigi icin kendi ic zitlasmasini yasar. Zaten beyinde olani aynen uyguluyorsa da, ortadazitlasma yoktur. Ama onemli olan bu karsitlik degil, kisinin beynindekileri kendisinin bilmek ve algilamak icin sorgulamasidir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
"bilinç-altı" denilen fenonemden kurtulmadıkça farkındalık denilen fenomenin ne olduğu hiç bir zaman tam olarak anlaşılamayacaktır. bu nedenle, doğal zihniyet, sosyal zihniyet ayrımı gereksizdir. zihnin/belleğin/düşüncenin doğallığı kadar ne olabilir ki? zıtlık fenomen olarak farklılaşmanın temllerindeki nedenlerin algılanması ile giderilebilecek bir durumdur. bu zıtlığı yaşayan insan türü, yapısal dünyasından uzaklaştığı ölçeklerde ona yakınlaşmaktadır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
"bilinç-altı" denilen fenonemden kurtulmadıkça farkındalık denilen fenomenin ne olduğu hiç bir zaman tam olarak anlaşılamayacaktır. bu nedenle, doğal zihniyet, sosyal zihniyet ayrımı gereksizdir. zihnin/belleğin/düşüncenin doğallığı kadar ne olabilir ki? zıtlık fenomen olarak farklılaşmanın temllerindeki nedenlerin algılanması ile giderilebilecek bir durumdur. bu zıtlığı yaşayan insan türü, yapısal dünyasından uzaklaştığı ölçeklerde ona yakınlaşmaktadır.

Buradaki sorun dogal zihniyetin hem hayvanin anima/animusundan kurtulamamis olmasi, hem de onun gerisine duserek hayvan acisindan dogadisi degil, ama; numenal insanlik acisindan insan ve insanlikdisi olmasidir. Oyuzden konu sadece fenomenal farkindalik ve bilinclilik degil; ayni zamanda numenal yeti yoksunlugu ve bunun kendi turu disi baska guclere verilme cabasi ve bunun getirdigi "bu konuda benim bir payim yok" bilincaltinin sanki bunu yapan baskabir gucmus gibi gosterme cabasidir.

Bunun algisida, once numenal farkindalik ve bu numenal farkindaligin, insanoglunun fenomeninde oldugu ve henuz epistemolojik olarak alternatifsiz oldugu bilinci ve algisidir. Cunku neyi ortaya koyan kim yok algilandigi ya da baska guce verildigi gibi, kimin ortaya kondugu nenin de insan fenomeni algilanamamaktadir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
insanın hayvandan kurtulması anlamsız bir çabadır. türler oldukları gibi vardırlar. dolayısı ile, ne insan ne de hayvan denilen türler bir diğerinden ne üstün ne de bir hiyerarşi içerisinde değillerdir. türün seçeneksiz/"alternatifsiz" olması da gereksiz bir yargıdır. buna gerek yoktur. sadece insan tür olarak şunu bilmelidir ki, doğayı kirletmektedir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
insanın hayvandan kurtulması anlamsız bir çabadır. türler oldukları gibi vardırlar. dolayısı ile, ne insan ne de hayvan denilen türler bir diğerinden ne üstün ne de bir hiyerarşi içerisinde değillerdir. türün seçeneksiz/"alternatifsiz" olması da gereksiz bir yargıdır. buna gerek yoktur. sadece insan tür olarak şunu bilmelidir ki, doğayı kirletmektedir.

Yukaridaki cumle ve bu tip bir algi insanogluna ait degil mi?

Ben hayvan derken, hayvanin icgudusel "animosity'sini,dusmanlik, husumet, kin, nefret, hasimlik v.s. olarak dogal zihniyetine yerlestiren beyin algisindan bahsediyorum ve gozlemlerim ile biliyorum ki, hayvanin bu dogalliginin insanoglu dusuncesindeki algisi, insanliga yakismiyor ve insanoglu bilinclendikce ve insanlastikca bunlarsiz da yasayabiliyor.

Iste belki hayvanin, yine insanoglu algisina gore bu dogal yapisi belki dogayi kirletmiyor, ama; insanoglunun bunu algiladigi gibi dusunce ve davranis olarak yasam ve iliskisine tasimasi, hem dogayi, hem de insanoglunu insanlik adina, "kirletiyor"

Bu kirinde insanoglunu tarih olarak nerelere getirdigi de ortadadir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
tam da bu nedenledir ki; doğaya dönüş hem gerekli ve hem de anlamlı oladır.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
yok, doğaya dönüş kavram olarak sosyal insanın vahşi tanımladığı doğal bir canlıya dönüşmesi değildir. böylesi bir korelasyon düşünülemez. insanın özce doğa ile olan ilişkisini önemseme temelinde kurması ve tüm canlı için yaşanabilir olanı yaratma çabasıdır.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
yok, doğaya dönüş kavram olarak sosyal insanın vahşi tanımladığı doğal bir canlıya dönüşmesi değildir. böylesi bir korelasyon düşünülemez. insanın özce doğa ile olan ilişkisini önemseme temelinde kurması ve tüm canlı için yaşanabilir olanı yaratma çabasıdır.

Iyi de bu zaten dogal degil, dusunsel bir soylem. Maalesef tur ve bir bilinc ve farkindaligi gerektirir ve de numenal olarak insanoglunun belirleyici ve belirtici faktor oldugunun algilanmasini gerektirir. Cunku, animosity de boyle bir algi yoktur ve insanoglu numenal olarak bundan kurtulmak durumundadir. Bu kurtulmayi dusunme yetisi de henuz sadece insanogluna aittir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bunun doğal bir söylem olduğunu dile getirdiğim bir forum, yazı, yorum hatırlamıyorum.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
forum yazımı hiç okumadan yanıt yazıyorsunuz demek istemiyorum, ...
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
bir zamanlar yer-çekimi vardı, deniliyordu ve zamanla kütle çekimi olduğu anlaşıldı. şimdi dön-dolaş kütle çekimi var mı yok mu tartışmasını yapmak gibi bir durum bu...
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
bir zamanlar yer-çekimi vardı, deniliyordu ve zamanla kütle çekimi olduğu anlaşıldı. şimdi dön-dolaş kütle çekimi var mı yok mu tartışmasını yapmak gibi bir durum bu...

Sen onu birak, gecenlerde irak'ta "dunya duzdur" dayatmasi yapildi.

Iste bilimin bilimselliginin de guzelligi buradadir. Cunku yeni bir gozlem, eski olgu ya da bilgiyi bilimsel olarak yanlislayabilir. Yoksa bilim de inanc gibi yerinde sayardi. Bilim noktalamaz, virgul koyar.

Eskiden, atom yani bolunemez parca idi. Bugun atomun parcaciklari biliniyor.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst