- Konbuyu başlatan
- Yöneticiler
- #101
- Katılım
- 7 Ara 2013
- Mesajlar
- 6,615
- Tepkime puanı
- 504
- Puanları
- 113
Çoğunluk teizmin (tektanrılı dinsel inancın) tersinin ateizm (tanrısızlık) olduğunu düşünür oysa Türkiye'de çığ gibi büyüyen ateizm değil de deizmdir . Neden?
Deizme geçenler başka bir dine geçmiyor ama dinden çıkıyorlar ve tanrıya inanmayı da sürdürüyorlar. İslamdan yoğun bir kaçış/çikış sözkonusu ama Türkiye özelinde ilk durak ateizm değil de deizmdir.
Türkiye de
ateist= solcu, marksist, materyalist, dünyacı, maddeci, arzucu vb uzayan bir liste anlamına gelir, ateistin maneviyatı olamaz (öyle algılatılmıştır)
İnsanlar ama özellikle gençler aslında mevcut dinleri olan islamla büyük çelişki yaşar ve islamdan ayrılır ama ateizmi seçmiyorlar.
Bunu ilk sebebi yukarıda söylenen algı, anlayış ve muhafazkarlıktır. Kişi eşitliğin sağındaki ifadeleri sevmiyor. Hala muhafazkar ve manevi hissediyor ve hissetmek istiyor .Ateist gruplara giderse Türkiye de ateistler tüm bu değerlere (maneviyat muhafazkarlık denen) nerdeyse çoğu zaman açıktan alenen saldırır ve tüm bunları aşağılar. Yani tabiri caizse şunu der. Ateizm paketini alıyorsan bunu al, paket bu, komple:.
Olayın diğer boyıutu ve ikinci yüzü ise şudur. Toplumsal yarılma, kutuplaşma ve özelikle sosyal medya ve forumlar vb aracılığıyla süren geçmiş dindar ateist atışmalarıdır.
Türkiye de bu süreçler eski sağ sol çatışması ve karşıtlığı gibi derinleşmiş ve çok uçlarda yaşanmıştır. Burada iki tarafında tarıtşma kültürü yetersizliği, tavrı ya da diğeri tarafı manipüle etme çabaları ya da düşünceleri empoze etme çabaları ve biçimi yaygın ve etkilidir .Özellikle ateistler için şu özeleştiri beklenebilirdi. Eğer bir ileri ki aşamanın kendileri olduklarını ve atezimin daha ileri de ve ilericil olduğunu varsayıyorlarlarsa daha ılımlı ,dengeli, daha kontrollü bir tartışma sürdürmesi gereken yani bu tartışmayı dengelemesi gereken taraf ateist tarafı olmalıydı. Türkiye de ateist dindar tarıtşamaları tam bir kavga ve ateist tarafın diğer tarafı güçlü biçimde yoksayması küçümsemesi gibi algılanabiliyor. Muhafazakar (ya da değişmek isteyen eski muhafazakar) bakıyor ve hem sınıf farkını hem ona, o kişiye dönüşmek istemeyeceğini de görüyor ve arada bocalayıp deist oluyor. Yani muhafazkar taban deist oluyor.
Bunda daha önceki tartışmalar ve dindarın katı tutumu tavrı ve otoriter faktörleirnde rolü olsa da yine de denge tarafıının ateistler olması gerkeceğini düşünenlerdenim çünkü diğer tarafı bilgisiz ve geride adddenenler onlarsa, uygun bilgi ve iletişim akışı yolunu dengesini sağlaması ve koordine etmesi ve diğer tarafı ilk ayrıştırmaması gereken de onlar olacaktı.
Tanrısız olmama rağmen şunu söyleyebilirdim. Kabaca Türkiye de ateistler oalrak adlandırlıan kümenin çok büyük bir bölümü bilim bilim diye böbürlenen, sınıfıyla övünen, alt sınıfları küçümseyen şımarık, olduka nahoş bir topluluk görünümündedir. Yani ilk bakışta bu izlenmi verir.
Yani buradaki sınıf ilişkileri/çelişkileri ve sınıflararası ilietişim daha uygun düzenlenmiş olsaydı ya da ateist takım daha kucaklayıcı ve birleştirici olsaydı tabi ki ateizm de çığ gibi büyüyebilirdi. Buradaki sorun biliminde henüz yetersiz ve çelişik açıklamaları değildir. Sınıf çatışması ve sınıfsal uyum farkları ve iletişim zorlukları ve yanlış iletişim tabanları ve tüm bunları sonucu olarak gelişen önceki çatışık zemindir.
Şuna benzer bir anekdot toplumda yaygındır.
Orta sınıf özgürlükçü düşünceli, solcu, sosyalist, marksist insanlar bakar durur ve biz kiminle devrim yapacğaız ya da yapacaktık Proleter alt sınıflarla. Kim onlar?
Orta sınıfa, kendi sınıfına bir bakar. Onlardan şöyle sözzeidyordur. Bilgisiz, aşırı,/aşırcı diğeri/öteki vs (başka kavramlar da var ama onları yazmadım)
Yukarıdaki çelişkinin aynısı tekrarlıyor.
Şunu her fırsatta söylüyorum. Dindar ateist tartışmalarının Türkiye özelinde temel çelişkilerinden bazıları da şunlar.
Alt sınıf muhafazkarlar ateist addetdikleri profille özdeşim kuramıyor.; Yani onun yeinde olmak, onun yerine geçmek ve o olmak, ona dönüşmek ve benzemek listemezdi. Onu rol model almazdı. İdolü yapamazdı.
Başka bir şey de o sınıfın bireyi gibi hissedeme sorunu.
Bi diğeri de şu. Ateist, dindar tarıtşmalarında hem yeterli özveri yok hem yeterli empati yok.
Empati iletişim de en önemli şeydir. Taraflar, taraf olarak ve birbirine karşıt ve zıt olarak/kalarak bu iletişimleri sürdürüyor ve bunlar baştan kopuk geçiyor ve çoğu zamanda kavgaya dönüşür ya da iki taraflı açmaz sonuçsuz bri tartışmayı sürdürürler.
Şuna inanıyorum. Yazılmış tüm bilim evrim kitapları ya da tanrının neden ve nasıl olamayacağını açıklayan progpaganda kitapları yerine toplumun tüm kesimlerinin sevip, beğendiği onayladığı bir insanı düşünelim. Böyle birini bulamadım ama Türkiye için aklıma rahmetli Barış Manço geldi .Ona benzer biri çıkıp şunu deseydi. Ben tanrıya inanmıyorum ya da ateistim ve böyle bir tanrıın olamayacağını düşünüyorum çünkü çocukken onun insanları cehhenemde yakacağını söylediğini duydum. Böyle bir tanrıya inanmak istemezdim. Tüm insanları seviyorum, birlik barış kardeşliğe ve bir arada yaşamay inanıyorum, kendimce manevi değerlerim ve duygularım var.
Bu emin olun o kitaplardan daha fazla insanı düşünmeye sevkebilirdi. Toplumda duvar/çarpışma etkisi yaratırdı.
Yukarıda yazılanlar bilgi/bilgisizlik, araştırma ve bilim kitapların ne yazdığı sorunundan daha önemli ve öncedir.
İnsanlar insanları da seçiyor. Bilgiyi seçerken onu dağıtanı da seçiyor. Taraf olurken kimin taraf olduğuna bakıyor, gruba bakıyor, aidiyet hissedemiyor.
Gerçek sorun budur..
Son düzenleme: