,cennetkondusuyla
CENNET VE CEHENNEM VARMI?
İki görüş ;
1.Ateistler,deistler ve bazı inançlar için yoktur.Söylenecek bir şey de yok.
2.Bunların dışındakiler için vardır.
Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?
ÖMER HAYYAM
Sanırım sorunuzun can alıcı noktası da burası.
Cehennem: Kimsenin gitmek istemediği bu yer için, kutsal kitaplar ve bunları yorumlayanlar tarafından, nerde olduğu,ne gibi ceza /azap ların olduğunun çeşitli yorumları yapılmış.
Kimse gitmek istemediği için cehennemi burada bırakarak,herkesin(inananların) öldükten sonra gitmeye can attığı cennete gelmek istiyorum.
Nerde?
Oda önemli değil.(Bana göre)
Önemli olan nasıl bir yer ve neler sunuyor.
Bu sorulara yanıt bulmak için Kutsal Kitap , dini kaynaklara ve yorumlara inmekte yarar görüyorum.
Nasıl bir yer?
Tüm istek ve arzuların mükafat olarak verildiği yer. (Benim yorumum)
Neler var? (Bana göre)
1.Saraylar /çadırlar , hizmetçiler ve her türlü yiyecek/giyecek var.
... Orada nefislerinizin arzuladığı herşey sizindir ve istediğiniz herşey de sizindir. Çok bağışlayan, çok esirgeyen (Allah)tan bir ağırlanma olarak. (Fussilet Suresi, 31-32)
Cennetin içinde inciden bir saray vardır. O sarayın içinde kırmızı yakuttan yetmiş konak vardır. Her konağın içinde yeşil zebercedden (zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) yetmiş ev vardır. Her evin içinde yetmiş taht, her taht üzerinde de her renkten yetmiş yatak vardır. Her evin içinde yetmiş sofra, her sofranın üzerinde de yetmiş çeşit yemek vardır. Keza her evin içinde yetmiş adet hizmetçi vardır... [Tezkireti'l Kurtubi, s. 323/554]
Muhakkak ki cennette (mümin için) içi boşaltılmış bir tek inciden bir çadır vardır. Bu çadırın eni altmış mil (yaklaşık 100 km) mesafe genişliğindedir. Bunun her köşesinde (mümine mahsus) birtakım ev halkı vardır ki onlar başkalarını (yani birbirlerini) göremezler. (Ancak) Mümin onları dolaşıp ziyaret eder. [Tezkireti'l Kurtubi, s. 325/560]
Cennet ehlinin en aşağı derecede olanının baş ucunda 10.000 hizmetçi, her hizmetçinin elinde farklı renkte altın ve gümüşten iki sahan ve içlerinde ayrı ayrı meyveler vardır. En son yediğini de ilk iştiha (açlıktan gelen istek, haz) ile yer... [Ramuz el-Ehadis-1, s. 71/5]
2.Sınıflar vardır
Cennet yüz derecedir. Müteakip iki derecenin arası, yer ile gök arası gibidir. Firdevs en yükseği olup, cennetin orta yerine düşer. Ve onun üstü Arşı Rahmandır. Cennetin ırmakları buradan kaynar. Allah'tan istediğinizde Firdevs Cenneti'ni dileyin. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 200/4]
Ayrıca hadislerde Adn Cenneti'nden de bahsedilmektedir.
Firdevs Cennetleri dörttür: İkisinin ziynetleri, kap-kacakları ve içindekiler altındandır. İkisinin ise ziynetleri, kapkacakları ve içindekiler gümüştendir. (Adn) Cenneti'ndekilerle Allah'ın vechi (yüzü) arasında ancak bir Ridayı-Kibriya (büyüklük perdesi) vardır. Ve bu nehirler (süt, bal, şarap ve su nehirleri) Adn Cennetinden kaynar sonra diğerlerine dağılır. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 272/4]
Bir başka hadis de ise ;
... Bir kerpici beyaz inciden, bir kerpici kırmızı yakuttan, bir kerpici de yeşil zeberceddendir (zümrüt cinsinden parlak, kıymetli bir taştandır). Çamuru halis misk, çakılları lü'lü (parlak, kıymetli), otları zaferandır. Cennet ehlinin en aşağı derecesinde bulunan kişinin seksen bin hizmetçisi, yetmiş iki eşi olacaktır. Ayrıca onun için inci, zeberced (zümrüt cinsinden parlak, yeşil, kıymetli bir taş) ve yakuttan yapılmış bir çadır dikilecek ve bunun uzunluğu Cabiye (Şam topraklarında bir şehir adı) ile San'a (Yemen'de bir şehir adı) arası kadar olacaktır. [(Tırmızı), Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 412/10114]
Cennet ehlinin en aşağı derecede olanının baş ucunda 10.000 hizmetçi, her hizmetçinin elinde farklı renkte altın ve gümüşten iki sahan ve içlerinde ayrı ayrı meyveler vardır. En son yediğini de ilk iştiha (açlıktan gelen istek, haz) ile yer... [Ramuz el-Ehadis-1, s. 71/5]
3.Şarap var.
Gerçek şu ki, ebrar olanlar (iyiler, doğru olanlar), elbette nimetler içindedirler. Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmektedirler. Nimetin parıltılı-sevincini sen onların yüzlerinde tanırsın. Onlara mühürlü, katıksız bir şaraptan içirilir. Ki onun sonu misktir. Şu halde yarışmak isteyenler, bunun için yarışsınlar. (Mutaffifin Suresi, 22-26)
İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar, içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir mağfiret vardır... (Muhammed Suresi, 15)
4.Ebedi gençlik var.
Cennet ehlinin vücudu kılsız, yüzü sakalsız, gözleri sürmelidir, gençlikleri zail olmaz (tükenmez), elbiseleri eskimez. [(Tırmızı), Kütüb-i Sitte-14, s. 451/6]
Cennet ehli cennete, otuz ya da otuz üç yaşında sakalsız, kılsız ve gözleri sürmeli olarak girecekler. [Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 411/10109]
Cennete sürmeli ve sakalsız olarak Yusuf (a.s.) güzelliğinde, Eyüp (a.s.) muhabbetinde ve otuz yaşlarında gençler olarak girersiniz. [Ramuz el-Ehadis-1, s. 249/15]
İnsanlar, düşük çocuktan şeyhi faniye (yaşlıya) kadar, otuz üç yaşındaki oğullar olarak, Adem (a.s.) yaratılışında ve Yusuf (r.a.) güzelliğinde, Eyüp (a.s.) ahlakında sürmeli ve süslü olarak haşrolur. (Ve öyle cennete girerler.) [Ramuz el-Ehadis-2, s. 507/6]
.. Ona giren nimete mazhar olur, eziyet görmez, ebediyet kazanır, ölümle karşılaşmaz. Elbisesi eskimez, gençliği kaybolmaz. [(Tırmızı), Kütüb-i Sitte-14, s. 451/6]
5.Huriler var.
(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 25)
Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır. (RAHMAN/70-72)
Yanlarında iri gözlü, bakışlarını kocalarından başkalarına çevirmeyen hanımlar vardır. (SAFFAT/48)
İri gözlü hûriler, Saklı inciler gibi,Yaptıklarına karşılık olarak verilir. (VAKİ'A/22-24)
Biz kadınları yeniden inşa ettik (yarattık). Onları bâkireler yaptık. (VAKİ'A/35-37)
Cennetteki huriler yakut ve mercan gibidirler. Adam onlardan birinin yüzüne bakar da, kendini onun yanağında, aynada gördüğünden daha berrak görür. Onların incilerinin en ednası (en küçük, en önemsiz) şark ile garbi ışıklandırır. [Ramuz el-Ehadis-2, s. 337/7]
Cennette hurilerin toplanma yerleri vardır. Seslerini yükseltecekler, yaratıklar onların sesi kadar güzel bir sesi o ana kadar hiç duymamış olacaklar... [ Büyük Hadis Külliyatı, s. 409/10099]
Cennete giren her bir kimsenin baş ve ayak ucunda iki huri durur ve ins ve cinnin işittiği en güzel sesle neşide (şiir) okurlar... [Ramuz el-Ehadis-2, s. 384/7]
'İnciler gibi el değmemiş, beyaz tenli, gözünün beyazı bembeyaz, siyahı da simsiyah, ahu gözlü, bakire ve her cinsel ilişkiden sonra tekrar bakire olan, kocalarına aşık, işveli, sevişme sırasında aşk nağmeleri fısıldayan, otuz üç yaşında ve hiç yaşlanmayacak şekilde yaratılan, yalnız eşlerine bakan, eşlerine başka dilberlere bakmak ihtiyacını duyurmayacak şekilde bakışları etkili ve çekici olan, hiçbir erkeğin eli dokunmamış ve gözü değmemiş, yanakları kırmızılıkta yakut gibi, vücutları berraklık ve beyazlıkta mercan benzeri, yüzleri güzel mi güzel, tenleri zar gibi ince ve şeffaf, memeleri yeni oluşmuş, kübik şeklinde turunç memeli, vücutları her türlü kirden arınmış, temiz, güzel ve tatlı dilli olan, eşlerini, içi boş bir inciden yaratılmış 60 mil uzunluğunda özel döşenmiş cennet çadırlarında, özel yatak odalarında ağırlayan kızlar sunulmuştur.' (Bakara 25, Saffat 48, Rahman 56-58-70-72, Vakıa 22-24-35-38, Nebe 31-34. Ayrıca bkz. M.İ. Kesir-Et Tac-Taberi-Kurtubi- Hak Dini Kur'an Dili).
'Mümin, bir günde yüz bakire ile cinsel ilişkide bulunacaktır.' (M.İ. Kesir. 3/434) .
'Mümine yüz erkek kuvveti verilecektir.' (S.Tırmızı. K. Sıfatıl Cenneti B. 6. Aktaran A. R. Demircan) .
Yukarıdaki alıntıların ışığında yorumlarsam;
1.Saraylar /çadırlar , hizmetçiler ve her türlü yiyecek/giyecek var.
İstemeyen cehenneme gitsinJ
2.Sınıflar vardır.
Marksistlerin işi zor.Bu dünya yetmiyormuş gibi bide öteki dünya!
3.Şarap var.
Hani Hayyam diyor ya;
Tanrı, cennette şarap içeceksin der
Aynı Tanrı şarabı nasıl haram eder
Hamza bir arabın devesini öldürmüş
Şarabı yalnız ona haram etmiş Peygamber
Bu dünyada şarap haram.
Gerçi bunda şaşılacak bişi yok:
Şişede durduğu gibi durmuyor ki bu meret.
Cennette de ırmak olarak akıyor, şişede değil ki.
Belki de alkolsüzdür.
İç içebildiğin kadar.
Hayyam da söylüyor.
Bilir misin yüceler yücesi tanrı
Şarap ne zaman coşturur içenleri?
Pazar, pazartesi, salı, çarşamba, perşembe,
Bir de cuma, cumartesi günleri....
4.Ebedi gençlik var.
5.Huriler var.
Bu iki şıkkı da ,
'Mümin, bir günde yüz bakire ile cinsel ilişkide bulunacaktır.' (M.İ. Kesir. 3/434) .
'Mümine yüz erkek kuvveti verilecektir.' (S.Tırmızı. K. Sıfatıl Cenneti B. 6. Aktaran A. R. Demircan) .
bu açıklamalar çerçevesinde yorumlarsam;
Bunlar hesap yapmasını bilmiyorlar bir.
Bakireliğin ne anlamda kullanıldığını bilmiyorlar iki.
Bunlar bu işi (seks) hiç bilmiyorlar üç.
Dervişin fikri neyse zikri de odur dört.
Bunlar külliyen sapık beş.
Üzgünüm hanımlar.
Huriler bize….
Size nuri… muri yok.
Mücavir kapıya lütfen.
Sizi bir dogma olarak görebilirdim. Fakat anlıyorum sizi. Öyle bir tuzağın içindesiniz ki. Kaybetmekten delicesine, acı çekmekten vs. Bunlardan okadar çok korkuyorsunuz ki. Sadece kendinizi kandırıyorsunuz. Benzer bir örnek vereyim;
Zenigin bir adam hayatını bütün insanlarınkini sömürerek, onların alması gereken paranın büyük bir kısmını cebinize indiriyorsunuz ve bu yaptığınızı anlamamaları için onlara her ay belli bir miktar pirim veriyorsunuz.
Ve zamanı geliyor. Ölümün yaklaştığını hissediyorsunuz. Acaba ben cehenneme mi, cennete mi gideceğim? diyip. Kazandığı parasının sadece kendine yeticek kadar olanını alıyor ve gerisini işcilerine dağıtıyor. Adam artık kendisinden emin. Cennete gideceğinden hiç bir kuşkusu yok. Fakat soluğu cehennemde aldığını varsayalım.
İşte sizin inandıklarınızda bunlar gibi. Sadece kendi hayallerinizin var olmasını istiyorsunuz. Cennet diye bir yer olsun ruhlarımız orada yaşasın. Ev olsun, konak olsun, araba olsun, huriler, nuriler, şarap, sınırsız yiyecek ve içecek, giyecek vs. Bunlara sadece bir kitabı yada duyduğunuz 3-5 sözün adına mı inanıyorsunuz. Eğer Tanrı o kitapta yazanları yapmamızı emretseydi(o ol dediğinde oluyorduya hani) ozaman herkez yapardı. Peki ya şimdi ne oldu da Tanrı sizi ve bizi cennet yada cehenneme gönderiyor. Benim böyle davranacağımı bilen bir tanrı neden sırf kendi istekleri doğrultusunda günah ve sevap işletip beni cennetine yada cehennemine koyacaksa ben neden yaşıyorum?
Ben zaten kurallara karşı bir insanım ve beni yönettiğini iddaa edip beni cehenneme yada cennete gönderecek diyorsunuz. Buna bir kitap yada bir kaç sözle nasıl inanmamı beklersiniz. O vakit bende giderim kendime olağan üstülüklerle dolu peri masalları kitapları alırım ve orada yazanlara inanırım. Sonuçta 2 sininde de kağıt ve mürekkep var değil mi? Sadece içindekiler farklı diyorsanızda bende onların tam tersini yazarım. Buda benim dini kitabım olur.
Kim bana bunu Tanrının indirmediğini söyleyebilir?
Peki sorarım size bu cennette neden genellikle hurilerden bahsediliyor. Erkek istediği kadar huri alıyorda, kadın neden 1 tane ile yetiniyor? Yada dünyada şarap yasakta neden orada var? Sınıflandırma var diyorsunuz hani köle ile Peygamber eşitti? Ne oldu dediklerinize?
Bunlar sadece hayal gücü... Sadece bu kadar.
Saygılarımla...
Bende böyle bir şey olacağına inanmıyorum. Söylenen her şey birer varsayım. Tanrı bizi yarattı deme ihtiyacını bile duymuyorum. Hatta tanrı denen birşeyin sadece bir madde yığını olduğunu düşünüyorum.
Kimisi Tanrının akıllı birşey olduğunu söyler. Ben buna da inanmıyorum. Tanrım sadece madde. Evrende kural koyan birşey var diyorum. Kuralı koyan düşünen birşey değil sadece madde. Eğer o madde yerine daha değişik birşey olsa onunda farklı kuralları olurdu.(kuraldan kastım fizik kuralları vs.)
Sadece biraz onların açısıyla bakıyorum. Onları konuşturmak ve birşeyleri göstermek bizim bilmemizle değil onların anlaması ile olacak...
Yorumlarınızı bekliyorum...
Saygılarımla...
Çok komik bir açıdan bakmışsın açısız bir açı.Neden Tanrıyı sadece cezalandıran yakan yıkan ..olarak görüyorsun?Tanrı insana kendini inkar edebilecek hakkı dahi vererek, bir akıl vermiştir.Ben Tanrının insanları yakacağına yıkacağına inanmıyorum o yıkımı yine insan kendisine yapacaktır.Yıkım için yapıml değil ,yapım için yıkımlar gereklidir.Arkadaşlar neden hep bir tanrı olması üzerinde yoğunlaşıyoruz?
tanrı olmayadabilir zaten varsada bizim bildiğimiz gibi olmadığı kesin
bizim bildiğimize göre yarattı sonunda ya yakıcak yada ödüllendiricek
hayır işte
kolaymı
biz bile insan olarak başka bir insanı yakmak gibi bişey çok zor düşünürüz oysaki tanrı çoook kolay yakabiliyor
niye kendi yarattığı ve neler yapacağını bildiği insan tamda tanrının tahmin ettiği gibi yaşar ve hadi yan sen.bilgiye göre insanlar hiç olmadan önce bile tanrı onları yaratıcağını ve hangilerinin cehenneme gideceğini biliyormuş.yani yakmak için yakacağını bildiği canlılar yarattı . yaahu bu hangi vicdan vkabul eder şahsen benimki kabul etmiyor tanrınınki ediyorsa ,ben böyle bir tanrıya varsa bile saygı göstermem yakıcaksa yaksın ne yapabilirim
Çok komik bir açıdan bakmışsın açısız bir açı.Neden Tanrıyı sadece cezalandıran yakan yıkan ..olarak görüyorsun?Tanrı insana kendini inkar edebilecek hakkı dahi vererek, bir akıl vermiştir.Ben Tanrının insanları yakacağına yıkacağına inanmıyorum o yıkımı yine insan kendisine yapacaktır.Yıkım için yapıml değil ,yapım için yıkımlar gereklidir.
Çok maddesel bakıyorsun..TÜM DÜNYA GÖKYÜZÜNE BAKIP,TANRIYI BEKLİYORUZ.AMA TANRININ KENDİ İÇİMİZDE OLDUĞUNU HİÇ FARKETMİYORUZ.NİCE KAFASI HAVADA SONSUZ BEKLEYİŞLERE(!)
Ben size şu söyledi istedi diye yaşamanızı söylemedim?Tanrının somut anlamda birçok kanıtı var zaten her tarafa yayılan zihinsel bir enerji.İnsanın insanı öldürdüğü bir toplumunda en azından kendilerine ait savundukları görüşler vardır, böyle bakmak çok mantıksız. Bu ,üflediğimiz sigara dumanını yıllar sonra aramaya benzer.Benim ordaki kastım çok farklıydı siz yine olaya dar bir çerçeveden bakmışsınız yazdıklarımı özümseyerek okursanız mutlu olacağım.Amacımın bu olduğuda nerden çıktı?Gerçekten abes örnekler..Bana verilen cevaplarınızı benle ilgili yapınız yada alıntı yapmayınız ki üstüme alınmayayım.Nasıl bakmamı beklerdiniz gidip o öyle istedi diye sahip olduğum yaşamı saçmalıklara mı harciyim? Evrende bizi yaratacak birşeye inanıyorsanız bende inanıyorum oda madde. En azından somut bir kanıtı var...
Hatırlarsanız Tanrının kim olduğu hakkında sizinle konuşmuştuk. Ve benim söylediklerime benzer bir yorumda bulunmuşsunuz...
Kafası havada yürüyen insanların en azından kendilerine ait savunduğu birşeyler var. Diğerleri gibi başımız önde yürüyüp koyun yada köle mi olalım? Eğer isteğiniz buysa böyle insanlar Afrikada can çekişiyorlar. Herkezi onlar gibi yapmaksa amacınız bir daha düşünün derim.
Bir kac kelime sunuyorum size;
"Kuzey Afrika'daki zenci bir kadının resmiydi. Korkunç bir kuraklık yaşıyorlardı. Ve
ölü bebeğini kucağında tutup olabilecek en üzgün ifadeyle gökyüzüne bakıyordu.
Resme baktım ve düşündüm: "Bu kadının tek ihtiyacı olan şey yağmurken
merhametli ya da sevgi dolu bir tanrıya inanabilmek mümkün mü?"
Charles Templeton
Umarım sevgi dolu Tanrınızı bu söylenenler üzerine bir daha düşünürsünüz. Eğer gerçek bir yaratıcı istiyorsanız elinize bir taş alın yada kendinizden yola çıkın. Tanrı siz ve biziz tanrının içinde bulunan herşey tanrıdır...
Tanırnın kafası tanrı olup kulaklarının sığar olması gibi...
Ben size şu söyledi istedi diye yaşamanızı söylemedim?Tanrının somut anlamda birçok kanıtı var zaten her tarafa yayılan zihinsel bir enerji.İnsanın insanı öldürdüğü bir toplumunda en azından kendilerine ait savundukları görüşler vardır, böyle bakmak çok mantıksız. Bu ,üflediğimiz sigara dumanını yıllar sonra aramaya benzer.Benim ordaki kastım çok farklıydı siz yine olaya dar bir çerçeveden bakmışsınız yazdıklarımı özümseyerek okursanız mutlu olacağım.Amacımın bu olduğuda nerden çıktı?Gerçekten abes örnekler..Bana verilen cevaplarınızı benle ilgili yapınız yada alıntı yapmayınız ki üstüme alınmayayım.
"Tanrının somut anlamda birçok kanıtı var zaten her tarafa yayılan zihinsel bir enerji."
Dikkatinizi çekti mi bilmiyorum fakat bu zihinsel şeyin oluşmasını sağlayan maddelerin bir araya gelmesi değil mi?
"İnsanın insanı öldürdüğü bir toplumunda en azından kendilerine ait savundukları görüşler vardır, böyle bakmak çok mantıksız. "
Peki inandığınız Tanrı kavramını kendiniz tasarlamadınız mı? Bende kendiminkini tasarladım. Sadece hayallerle varedebileceğimiz şeyler hakkında konuşuyoruz. Bırakında hayallerimi yaşıyım ve inanıyım...
"Bu ,üflediğimiz sigara dumanını yıllar sonra aramaya benzer.Benim ordaki kastım çok farklıydı siz yine olaya dar bir çerçeveden bakmışsınız yazdıklarımı özümseyerek okursanız mutlu olacağım."
Peki siz benimkileri hiç özümsediniz mi? Dar bir çerçevemin olması olaya başka bir gözle baktığımın göstergesi.
"Amacımın bu olduğuda nerden çıktı?Gerçekten abes örnekler..Bana verilen cevaplarınızı benle ilgili yapınız yada alıntı yapmayınız ki üstüme alınmayayım."
Ozaman kendi görüşlerinizi daha iyi açıklayacak yazılar yazılar yazmayı tavsiye derim.
Ve bu konuda haklı olabilirsiniz. Dar, kıt ve abes bir kişiliğim var. Ve sanırım birazda vurdum duymazım... :/
İnsanlar sadece konuşur. İnsanlar sadece anlatır. İnsanlar sadece yaşar. Ne yaşatırlar, nede düşünürler. Yaptıkları tek şey onlara verilenleri harcamak...
Andronova
tanrının hiçbir şekilde somut kanıtı yoktur sayın andronova
eğer olsaydı o halde tüm sayısız din tanrılarının birer kanıtı var öylemi siz müslüman bir ailede yaşadığınız için benimsediğiniz tanrıyı savunmak zorunda hissediyorsunuz btüm dinler mensuplarıda bunu yapıyor zaten
bence felsefe tarafsız düşünebilmektir!
kendi inançlarından sıyrılıp düşünmesi gerekir insanların
cennet cehennem varsa eğer ben çook üzülürüm.
beni yakmak için yaratan bir tanrının oluşu beni çok üzer
o yakmak istemiyor ki insanın kendisi kendisini ateşe atıyor cümlesini duyar gibiyim
hayır onun yarattığı özelliklerin dışına çıkmamız zaten imkansız
Cogito,ergo sum!