Werther Şiirleri

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Amatör Şairler ve Şiirler kategorisinde werther tarafından oluşturulan Werther Şiirleri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 14,615 kez görüntülenmiş, 85 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Amatör Şairler ve Şiirler
Konu Başlığı Werther Şiirleri
Konbuyu başlatan werther
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan werther

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Beklenesi yerler

Dalgaların boyundan küçük bir kulübe.
Tahtaları yosundan da yeşil.
Beklenesi bir yerse gelinesi değil.
Hani bir ömürlük dönmemelerin mekanı,
Hani bıraktığın gibi olmaz anlamı,
Öyle bir kuytu köşe işte.
İşte buradan seslenecek hüzünler kimsesizliğe.
Sarılıp boyundan büyük terk edilişe,
Uykuya dalacak bekleyen her gece.
Beklenen katıp gidecek güneşi önüne.
Dönmeyecek…
Gelmeyecek…
Ve anlatmayacak kimselere…
Hiç kimse herkes olmayacak bundan böyle.
Karşı kıyılarda yıkılacak bekleyişler.
Buradan seyredilecek ,
Yaz ortası kış mevsimi kulübeler.
Kayıklar dönmelere küreksiz kalacak.
Gelmek isterken dalgalarda alabora olacak biri,
Ölüsü vuracak kıyıya gecikecek dirisi.
Bir deniz alabora olacak dalgaların arasında.
Denizliğinden utanacak ve ağlayacak okyanusa.
Ağlayışı karışacak rüzgara.
Herkes hiç kimse olacak artık.
Hatta bir şarap şişesi boş yahut kırık,
Getirecek kıyıma kığıda yazılmış ayrılık.
Bedenin üzerine yazıp çaresizliği,
Sığdırıp kendini şişeye denize bırakmalı geri.
Sahipsiz bir kulübe kalmalı geride.
Bir avuçluk ağaç oyması güzelliğinde,
Küreksiz oyuncak kayıklar bırakmalı denize.
Hani beklenesi bir yerden gidilesi bir yere,
Hayali dönmeler taşısınlar diye.
Ulaşınca karşı kıyılara ,
Karşılayanları olmayacak belki de.
Yinede bekleyeni anlatacaklar beklenenlere.
Son sözleri olacak yorgun ve gayretli,
Yani karşı kulübelerde
Kimse beklemiyor artık dönmeleri….
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Ynt: Werther Şiirleri

Şehrim

Şehrin arsızlığına göz yumdum bu gece
Bu gece karanlığıma nispetti aydınlığı
Ben hariç süslüyordu insanlığı ışıkları
Geçmiş zamandan çıkardığı nefreti
Tutuşturdu elime dilenmezken sevgiyi
Sorusuzluğuma cevap verdi yinede
Sorgusuzluğuma işkenceler kattı
Zaten yaşamazken ölümü hatırlattı
Ne yoksuldu oysa sokakları
Bense merhamet sundum sabahları
Herkes görmezden gelip kimse beklemezken
Hatta çocuklar bile kendine layık görmezken
Sakladım derin bir suskunlukla kaçaklığını
Tanığı ise bendim cinayetlerinin
Gece vakti genç bir kızın çığlığıydı
Arka cepten çıkan sustalının akıttığı kandı
Ürperten tanığı
Hatta en beter tecavüz sahnelerinin
Hiç eskimeyen afişli duvarlarıydı
Sevdalara sunduğu ise
Her an üstüne basılıp geçilen kaldırımlarıydı
Ruhlar dolaşıp üzerinde şikayet ettiler tanrıya
Felaketlere boyun eğdi şehir
Dizlerinin üzerine çöküp teslim oldu yalvarışa
O gece göz yumdum yok oluşuna....
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Bir gizlenebilsem

Çırılçıplakcasına üşüyen gözlerime
Yağmurdan siperler yaptım
Rüzgarın inadına yenilmedim
Ayazların yabancılığına yabancıydı düşlerim
Kuytularda kalmış hikayelere
Beş santimlik kalemle akıttım mürekkebi
Metrelik hor görülmelere
Sarıp sakladım baş kahramanın hüzünlerini
Hatırladıklarımı unuttum aniden
Cebimdeki üç beş gitme hayalindeki
Sonu olmayan yollara yürüdüm yeniden
Astım şafakta günü yakalama fikrini
Ardımda bıraktım bedenini
Üstelik henüz saat sabahın beşiydi
Yani sabah doğururken günü
Evladının bende yittiğini gördü
Telaşlı ve korkak artık gündüzler bende
Hatta gecelerimin arsızlığında bile
Geriye dönmeler hüküm sürüyor
Düşlerimdeki kaçaklık ise gizlenmeye yetmiyor
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
HERKES YAŞAR

Herkes yaşar…

Kimse bilmez,
Ne kış ayazında donmuş yüreğimi,
Ne de yaz sıcağında kavrulan düşlerimi.
Deli aklından esinlenmiş,
Ustan demlenmiş serseriliğimi.

Kimse görmez,
Kaç sevdadan yorgun düştüğümü.
Hangi gecelerde zamansız öldüğümü.
Toprak misali düşmüşlüğümün,
Beni zahir siyahlara gömdüğünü.

Kimse duymaz,
Kendi ölümün başındaki yasımı.
Kefensiz ve kana boyanmış aslımı,
Tereddütsüz ve hayretsiz
Hayali bir mezara sığdırdığımı.

Kimse anlamaz,
Eylül sarhoşluğumun isyanını.
Karanlığımın aydınlık kuşatmalarını.
Cinayete tanık olmadan,
Zindanlarda tutsak kaldığımı.

Kimse utanmaz,
Mayısta boy vermiş dar ağaçlarından.
Bedensiz cellat gibi kana susayan,
Kaç gence sebep olmuş
Ölüm kokan yağlı urgandan.

Ben bilirim mevsimlerdeki kaçaklığımı.
Gözlerim görür benim acıtan siyahları.
İşitirim bir feryadı şafakta.
Anlarım tükenmeler hüküm sürüyor,
Ve utanırım eylül sabahlarında…

12 eylül sabahının gölgesindeki insanlığa
Ve kuşatmalar altındaki ülkeme armağan…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Uyuyorsun…
Bütün ömrünü yük edinmiş bedenin.
Yorgun,türlü anlam diyarı gözlerinse
Kapanmış karanlığa özlemle.
Elin koynunda kalmış
Yüreğin yüreğimde
Gözlerimin önündeyken dağlarda duruşun
İzledim tedirgin yarı uykulu halimle.

Gülüyorsun…
Dudaklarında herkesin göremeyeceği
Benimse hissedişimden seni
Belli belirsiz içime yazılan bir tebessüm.
Ruhuna işleyen efkarı dağıtıyorsun.
Her zamanki gibi midir bilmem yüzün
Ben ay olup günden kaçarken
Sen güneş olup tenimi yakıyorsun.

Ağlıyorsun…
Gün yüzü görmemiş gözyaşlarını içine akıtarak.
Türkü sarhoşluğunda
Geçmiş günlerinden demleniyorsun
Ağlıyorsun sevdiğim
Acıdan bilenmiş kılıçtan kederi gözlerime batırarak
Elini avcuma alıyorum
Ellerimi kendi yalnızlığından kurtararak…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
SEVSEM

Kimi sevsem yıkıp viran eyler ömrümü
Tahtımı kırıp saltanatımı devirir
Öyle bir darbe ki bu
Başım vurulur sorgusuz sualsiz
Keder kadar keskin kılıç
Boynuma iner kanım akar
Kılıç kadar keskin keder
Gözlerime düşer,dirimi yakar.

Kimi sevsem kaçak olurum
Sürgün yüreğim can bulur kaçaklığımda
Hürriyetine kavuşur
Hürriyet o vakit esaretten beter olur
Yarin zincirlerine özlemim büyür
Bileklerim kesilir özgürlükten
Kanım hasret olup yurduna yürür
Yüreğin telaşlanır ölümümden

Seni sevsem tenim gurbetim olur
Ellerim gece yarısı baskın yemiş
Harap olmuş sevda düşkünü ruhumu
Taşıyarak yokluğunda boğulur
Gözlerim tanık olur,zindana düşer
Yargılanmadan yüzünü idama döner
Yüreğim bilir fail kimdir
Seni ele vermez,hem sağır hem dilsizdir.
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
BİTİŞ

Bugün bir şehri yıktım yine
Ardıma bakmadım hiç
Duman kokusunu duymadım bile
Sadece terk ediş telaşı
Bir o kadarda ayrılığın yangını içinde
Bitimsiz bir acı büyüttüm içimde
Şehir şaşkın ve çocuksu ağlarken ardımdan
Dönüp silmedim yaşını
Oysa avuçlarımın içine alıp yüzünü
Avutmalıydım yaslayıp omzuma başını
Şimdi ne o minnet duyuyor
Nede ben merhamet
Tek bilinen şey
Bir sevdaya biçilen duygusuz nihayet…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Yarım bir sevdayı yaşamak seninle
Süzülüp hayatın kenarından
Konup donmak yurduna
Bedenim çözülsün diye baktığım gözlerinin ardından
Sevdanın hüznünü görmek yüzünün yangınında
Böylesi bir azaptı olabilmek yanında
Böylesi bir günahtı sevdan

Şimdi yaşamak sende ve yanmak seninle
Ya da ömrün en titreyen,korkak zamanlarında
Deli cesareti dokunmak türkü kahrındaki yüzüne
Ve öylesi bir ölümdü artık ayrılık yurdunda.
Nefesin ise hükmü geçmiyor gidişime…

telaşlı ve korkak yaşamak seninle çoğu zamanı
ve bir anlığına kaygısızca bir gülüş yarı çıplak hallerimiz
hani ayaküstü bir ölünün yaşama uğraması gibi
hani sen bende saklıyken şimdi
yaşamın kapısında beklemekteyiz
koynuna alsın diye bizi...
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Biri çıkıp geldi karanlığın ardından
Penceremin önünden geçip
Sokağımdan yürüdü
Salaş bir meyhane kederi kalmış üzerinde
Ağlarken dalgalara boynu büküktü
Sol yanında bir sevda oturuyor besbelli
Elleri hafiften sıkıyor boğazını
Hani dokunsan devrilecek metaneti
Dokundum
Yüzünde gördüm aksimi…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Bu gece düşen karların düşmüşlüğüne aldırmadan
Çekip alsam üzerlerinden beyazı
Aydınlığı söksem sokaklardan
Seni sarsam beyaza
Sokakların aydınlığı da yansıyınca sana
Hatırlasa gözlerim gülmeyi yeniden
Bakabilsem o an gözlerine
Hüzün silinir mi ömrümden…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
gözlerim gözlerinin kölesi bu gece
bu yüzden belki azad düşmanlığım
belki en tutsak zamanında ruhumun
özgürlüğün en canlı hali ellerin
bundandır belki yıllara sürgün hürriyet sevdalarım...
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
bu gece karanlığa sarılmış beklerken dağlarda ışığını
ellerinin sıcaklığını hissetmeli tenim bir yandan
bir yandan varlığını düşünerek düşlemeliyim seni
ve aydınlığı içmeli ruhum gözlerinin gözlerimdeki duruşundan
özleminle yıkmalıyım şehirleri...
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
Dağ başlarından indim
Düzde boy versin diye sevdam
Ne işkenceler ne davam
Bir tek hüzün diyarı gözlerin
Kaç eşkıya vuruldu
Adları gümüş yazılı yüreklerindeki sevdalarıyla
Korktum kırılır diye yazman
Döndüm kendimi vurdum
Bu gece ölümü indirecekler munzurdan ağıtla
Yarın üç adımlık toprak ve adınla
Kaçaklığım kalacak gözlerinde
Birde gitme dediğinde hüzün yüzümde
Çaresiz bir susuş dağ başları
Bilemezsin bahar gelmez oralara
Dört mevsim kış,her kış ölüm
Her ölüm ağlamaksızın karşılanır göğüslerde
Yüreklerde akar yaş sevdanın yazıldığı yerden
Kovsan gidilmez sürgünden
Serdeki kaçaklık,eşkıyalık sinmiş günlerimize
Lakin ağlanmaz buralarda
Buraya gelen gelir,vurulur,ölür…
Burada her gün ötekinden beter olur…
 

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
...Hani dokunsan devrilecek metaneti
Dokundum
Yüzünde gördüm aksimi…


şiirleriniz çok güzel, yüreğiniz ve kaleminiz dert görmesin :)
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
teşekkür ederim şiirlerin güzelliği okuyanın yüreğinde saklıdır;)
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
yorgun düştüm mayısta
bilesiniz mayısta doğdum
mayısta ölüyorum
bu memlekette doğdum,yaşadım,ölüyorum
bu kent huzur vermiyor artık bana
tek tek adları siliyorum ömrümden
isimsiz anılar kalıyor geriye
doğduğum şehirde olmak istemiyor günlerim
gecelerim tutunmuş sıkı sıkıya
karadenizin intihar düşlerine
öpüşlerim değmiyor yarin yüreğine
beklemek ölmeyi yaşamayı beklemek kadar boş
gözümü doldurmuyor ne yer ne gök
yüreğimide.
karanlığınız değmesin ateşime
daha dağlara savrulacak küllerim
ben bugün sevdamı bitirdim
yüreğim alışık değil dönmelere
sırf bu yüzden yaşamın yedi kat ötesine gittim
bana gel demeyin gelemem
yaşam beni almıyor koynuna
bana yaşam demeyin ölemem....
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
KUZEYİN RÜZGARI

Bu gece karadır sular
Hangi yönden baksan hep kuzeyi gösterir
Karadenizin dövdüğü kayalar
Ağlamaklı bir yüz bekliyor fenerin yanında
Kayıkların soluğu kesiliyor
Uzanmış ellere bakarken yangının ortasında
Ve sen çok uzaklarda her şeyden habersiz
Kedersiz ve nedensiz bakıyor gözlerin
Oysa sözlerindeki hüzne aşıktım ben
Ağlayışına sevdalıydım başın omzumdayken
Limanlara takılı şimdi ömrüm
Bir eski çapada seni beklerken küflenip öleceğim
Ve sen döneceksin ölüme ağıt yakmaya
Yüzümde göreceksin dönüşüne sakladığım gülümseyişi
Çünkü yaşarken büyüttüğüm hüznümü götürecek ruhum uzağa
Sen yine habersiz olacaksın her şeyden
Bir akşamüstü ansızın küskünlüğüm gelecek aklına
Toprağıma süremeyeceksin elini
Yangındı yüzüm yangın yeri mezarım
Korkup bakışlarını kaçıracaksın benden
Bedenin yanmasın diye gözyaşlarını akıtacaksın
Ben yangınlarda tutsak başını omzuma almak için doğrulacağım
Son kez öpüp gözlerini
Kuzeyin rüzgarına ruhumu salacağım….[/SIZE][/SIZE][/SIZE]
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
YİRMİ BİRİNCİ ASRA

Yirmi birinci asırda doğmak
Ve yaşamak bu asrın insanlarıyla
Merhametsiz büyümek zalimliğin çukurunda
İrkilmek doğan güneşle,saklanmak geceye

Yirmi birinci asırda yaşamak
Bir madencinin göçükten gelen sesi
Filistin’den yükselen çocuk çığlığı
Tank,tüfek,askeri üs yirmi birinci asır

Yaşıyor olmak bu asırda
gözlerimin en büyük utancı
zihnimin cesareti,yüreğimin sancısı
ve bedenimin ölüm korkaklığı

yirmi birinci asır diyorlar
insanların yüzyılı
nükleer silah,sömürü insanların çağı
ezilen ve korkan seslerin ağlayışı

yirmi birinci asırda yaşlanmak
huzura vermiyor elini
kırık ayakları sallanan sandalyelerimizin
ve boynu bükük düşlerimizin

bu asırda yok oluyor insanlık
birazdan tufan kopacak
ikinci bir Nuh insansız yürütecek gemisini
yirmi birinci asırda tufan her insanın kimliği

bu asırda ölüyor olmak
yaşamış olmanın ağırlığıyla
bakamadan torunlarımızın suratına
kardeşlik türküsü yerine ağıtla gömülmek toprağa

yirmi birinci asır diyordum kardeşim
bu asırda sevda yoktu benim bildiğim
dağlar çiçek açmazdı,bulutsuz olmazdı gökyüzü
yıldızlar alabildiğine uzaktı

bu asrın insanları diyordum kardeşim
kana susamıştı
nerde bir yaşamak görse ağlar,ölümlere susardı
anlayacağın bu asrın insanı görmez,duymazdı

yirmi birinci asır zulümdü dünyaya
o kadar çoktu ki ölülerimiz
taş toprak mezarlık her şehirde
ve öyle çoktu ki yaşayanımız
ceset kokusunu duyan olmazdı hengamede…
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
bugünün ötesinde bir gün olmayacak,
güneş yeniden doğmayacak
ve hiç bir dalga vurmayacak kıyıya,
buluttan düşen tek bir damla bile ıslatmayacak yüzünü,
hatta sevdiğinin gözlerinde çakılı kalacak hüznü
ve türkülere aç kalacak ruhun yerin yedi kat dibinde...
yinede ölümdür istediğim bu çağda yaşamak yerine...
 

werther

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 Ağu 2009
Mesajlar
91
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
seni sevmek,
kaybolmuşken derin bir suskunlukta
ansızın gelen çocuksu bir sevinç gibidir
seni sevmek,
ölmek üzereyken kör bir kurşunla
inadına yaşam diye bağırabilmektir
ve seni sevmek
doğduğun güne
çölün ortasında çağlayan bulmuşcasına şükretmektir.
yani sevmek seni
dini belirsiz bir mabedde ibadet etmek gibidir...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst