- Konbuyu başlatan
- #21
- Katılım
- 19 Ağu 2008
- Mesajlar
- 3,589
- Tepkime puanı
- 179
- Puanları
- 63
- Yaş
- 60
Tartışmak her şeyden önce bir kavga/kuru-gürültü değildir. Her olgunun bir nedeni olduğuna göre, tartışmanın da bir nedeni vardır; her tartışma kendi özgül-nedenini içinde barındırır. Kültürün çok tanımları var; hepsini tek potada eritmek istediğimizde şu kalır elimizde; kültür bir yabancılaşmadır ki hem de doğada önceden olmayanı yaratan bir yabancılaşma! Evet kültür, özünde ve son düzlemde doğaya bir yabancılaşmadır. Tartışma kavgadan uzaklaşma olduğuna göre doğaya yabancı olan bu çelişki bir açıdan imgesel doğruların/yanlışların/hipotezlerin/aksiyomların vs. zıtlaşmaları ve çelişerek kendi doğrularını kanıtlamalarına yönelik düşün-sel var-olma biçimidir. Tüm imgeler anlamlı bir-bütünü oluşturma/yaratma/değiştirme girişiminden başka bir uğraşı değildir; öylesine bir uğraşıdır ki bu, maddeyi zorlayan tek gücün kaynağı olmayan aday bir uğraşı. Demek ki tartışmak, salt havanda-su-dövmek de değildir; o, maddeden aldığını ona değiştirerek geriye yansımak isteyen düşün-selinin bunu arayışı, sentezleyebilmesi için çelişkisini görme girişimidir.
Tartışılmadan benimsenen düşünce olsa olsa bir tabudur; yıkılır ve asla doğru kabul edilemez. Düşüncenin doğruluğu tartışılması ile doğru, tartışılmaması ile ters orantılıdır.
Tartışılmadan benimsenen düşünce olsa olsa bir tabudur; yıkılır ve asla doğru kabul edilemez. Düşüncenin doğruluğu tartışılması ile doğru, tartışılmaması ile ters orantılıdır.