Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde burakender tarafından oluşturulan Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 137,303 kez görüntülenmiş, 1,062 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Tanrının varlığı veya yokluğu hakkında somut kanıtlar
Konbuyu başlatan burakender
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Ruairi

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Azadi öncelikle hoşgeldin :) ama bu söylediklerin bilimsel veriler.. Sen diyorsun ki Tanrının koyduğu kurallar.. Ben diyrum ki tanrı koymadı bunları.. Bunlar hep vardı.. sonsuzdan gelip sonsuza gidecekler.. :) Bilimsel bilgiler için sağol :)
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Bu tür konulara aslında girmeyi hiç sevmem lakin madem bu kadar popüleritesi arttı bu konumuzun bende birşeyler ekleyeyim.

Bilimsel araştırmalar Kur'an'daki bir gerçeği daha ortaya çıkardı. Kapı çalmasını ve tokmaklanmasını andıran yıldız sesleri, Kur’an-ı Kerim’deki "Tarık"ın manasını ortaya çıkardı.Bilim adamları Güneş’e benzer yapıdaki üç parlak yıldızın sesini kaydedildiğini açıkladı. Geçtiğimiz yıllarda Corot uzay teleskopu kullanılarak kayıtların yapıldığını belirten bilim adamları, seslerin kalbin nabız atışlarına benzediğini söyledi.


Nötron Yıldızındaki patlamalar...

Yıldız seslerinin yaklaştıkça da kapı çalması veya tokmaklanması gibi ses çıkardığını vurgulayan bilim adamları, bu yöntem sayesinde ilk kez, 100 ışık yılı uzaklıktaki yıldızların doğasına ilişkin bilgilerin elde edildiğini bildirdi. Yıldız sismolojisi adı verilen ses kayıt tekniği, uzay bilimcilerin giderek daha çok ilgilendikleri bir araştırma yöntemine dönüşüyor.
Nötrondan ayrılıp ortaya çıkan yeni parlak yıldızlar...

Kalifornia Üniversitesinden Richard Rothschild, yıldızların hem içlerinde hem de dış kabuklarında benzeri sesler çıkardığını açıkladı. Bir güneş gibi olan nötron yıldızlarındaki patlamaların ardından parlak bir yıldız doğurduğunu belirten Rothschild sözlerini şöyle bitiriyor; “This explosion was akin to hitting the neutron star with a gigantic hammer, causing it to ring like a bell/Bu patlama nötron yıldızına dev bir tokmak gibi çarpıyor ve ardından zil sesi gibi ses çıkarıyor.”

Kur’an’ın bir mucizesi daha ortaya çıktı

Mısırlı ünlü bilim adamı Prof. Dr. Zağlul en-Neccar (Zaghloul Al-Najjar), yıldız sesinin kaydedilmesi ile Kur’an-ı Kerim’deki bir mucizenin daha aydınlatıldığını belirtti.

Kur’an’ı Kerim’deki Tarık Suresinin buna işaret ettiğini ifade eden Prof. Dr. Zağlul, Arapça olan Tarık’ın manasının "[bir şeye] vurdu" veya "bir şeyi [döğdü/tokmaladı]" anlamındaki taraka fiilinden türetildiğini, bu nedenle, taraka'l-bâb, "kapıyı çaldı/tokmakladı" anlamına geldiğini söyledi.
Prof. Dr. Zağlul en-Neccar

Kur’an-ı Kerim üzerine yaptığı araştırmaları ile tanınan Prof. Dr. Zağlul en-Neccar, Wales Üniversitesinde jeoloji alanında doktorasını tamamladı.
Kur’an-ı Kerim’de yüce Allah şöyle buyurmaktadır; “Yemin olsun göğe ve Târık'a; o, gece gelene/o, tokmak gibi vurana/o, kapı çalana/o, çıkıverip de yürek hoplatana. Tarık, bilir misin nedir? O pırıl pırıl parlayan bir yıldızdır.” (Tarık Suresi / 1-3)


Prof. Dr. Zağlul en-Neccar'ın bir televizyonda NASA'dan alıp izleyicilere dinlettiği yıldız sesi ve video için tıklayın;



Alintidir.
 

nil sarı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Eyl 2009
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
kalp sesinden çok etkilendim yalnız orada tarık sesine benzer bir ses duyamadım ben o biraz yakıştırma gibi geldi bana,
tanrının varlığına dair somut kanıtlar;var olduğunu gördüğümüz,hissettiğimiz herşeydir.
sevgili hoşça..
bilimsel gerçekleri hepimizin gösterdiği kaynak çok farklı elbette,fakat onlar hep vardı demek ne kadar bilimsel ve gerçekçi bir yaklaşım?doğadaki mükemmel uyum ve denge eğer hep varsa,bir yaratanı yoksa bu mükemmellik nereden geliyor?insan ve evren mucizevi özelliklerle karşımızda duruyor,ancak mükemmel bir güç bunları var edebilir ve aslında yaratılmak zorundadır..
 

Türkmen

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
-

Soyut bir varlığa somut kanıt ararsanız dinden çıkarsınız. Olmayan şeyi arayıpta rezil olmayın. O kanıt gibi koyduğunuz şeyin çoğu aslında ateistlerin müslümanlara karşı kullanabileceği bir şey olabiliyor. Her yer kanıt dolu olsaydı Allaha iman diye birşey olmazdı. İman demek somut bir şey görmeden inanmak demek. Lütfen somut arayıştan vazgeçin artık. Öyle bişiy yok.
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
kalp sesinden çok etkilendim yalnız orada tarık sesine benzer bir ses duyamadım ben o biraz yakıştırma gibi geldi bana,
tanrının varlığına dair somut kanıtlar;var olduğunu gördüğümüz,hissettiğimiz herşeydir.
sevgili hoşça..
bilimsel gerçekleri hepimizin gösterdiği kaynak çok farklı elbette,fakat onlar hep vardı demek ne kadar bilimsel ve gerçekçi bir yaklaşım?doğadaki mükemmel uyum ve denge eğer hep varsa,bir yaratanı yoksa bu mükemmellik nereden geliyor?insan ve evren mucizevi özelliklerle karşımızda duruyor,ancak mükemmel bir güç bunları var edebilir ve aslında yaratılmak zorundadır..

Tanrının sonsuzluğuna inanan insanlar neden evrenin sonsuzdan gelip sonsuza gidebileceğine imkan vermezler ki :)

elbetteki sadece bir örnek bu.. Fakat bu mükemmel düzen her yerde aynıdır.. Bir başlangıç ondan sonraki milyarlara yılın yaratıcısı olmuştur.. Yada hiç başlammaış ve hiç de son bulmayacaktır..
 

nil sarı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
15 Eyl 2009
Mesajlar
24
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
hiç son bulmayacak bir düzen ve dönüşüm için bir başlangıç noktası ve bir yaratan olmak durumundadır..hep var olan ve yaratıcısı olmayan şey evren değil tanrıdır:p
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
:) neden böyle olması gerkeli ki :) hiç son bulmayacak bir düzen ve dönüşüm için bir başlangıç noktası ve bir yaratan olmak durumunda değildir.. Sonu olmayanın başı da olmak zorunda değildir..

hep var olan ve yaratıcısı olmayan şey tanrı değil evrendir.. :) :p
 

Türkmen

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
-

Bu konuda deyebileceğim tek bir şey var.
Bütün maddi varlık ya da sistemlerin bir ömrü var. Atomlardan tutta canlılara kadar her maddenin. Neden evrenin bir ömrü olmasınki o da bir madde. Ve madde olması onu kısıtlar.
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Enerjinin ömrü yoktur Türkmen.. Ve Kuantum fiziğinin kanıtladığı şekilde atomlar değil en küçük yapılar kuark ve lepton adı verilen enerji parçacıklarıdır.. Yani sen de, oturduğun sandalye dei baktığın yol da enerji parçacıklarından oluşuyor.. e enerji vardan yok yoktan var olamayacğına, sadece şekil değiştirebileceğine göre ve herşey de enerji olduğuna göre evren de sadece şekil değiştirir asla yok olmaz ve var da olmamıştır..
 

Türkmen

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
-

Hoşça adlı üye. O senin dediğin vardan yok yoktan var olamaz durumu normal durumlarda geçerli. Çok ciddi bir yıkım olduğunda yok olamayacağına dair bir kanıt yok ve zaten de olmayacak. Onların sürekli bir dönüşüm içinde olması da seni hiç düşündürmüyor mu? Dönüşüm ancak başlangıcı olan şeyler için geçerlidir.
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
Dönüşüm başlangıcı olmayan şeyler için de geçerli olabilir.. sen hiç düşündün mü bunu?? :) çok ciddi yıkım olduğunda yok olamayacağı vs. mevzusunda da eğer kanıt yoksa aksinin de kanıtı yoksa iki ihtimal de eşit derecede geçerlidir :)
 

Türkmen

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
4 Eki 2009
Mesajlar
33
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
xD

Zaten bu hep böyle devam edecek. İki ihtimal de dünya varolduğu sürece geçerliliğini koruyacak. Ama başlangıcı olmayan bir şeyin dönüşmesi konusunda biraz derinlere inersen ateizmin çok ciddi bir yanılgısını bulacaksın. Burda değinmek istemiyorum, isterimki bunu kendiniz görün ama çok uğraşıp bulamazsanız değinebilirim. Bu tür işler başkasının anlatmasıyla değil kendi kavrayışımızla oluyor çünkü ve ben kendi kendinize kavramanızı istiyorum bu mevzuyu.
 

HoŞÇa

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Haz 2009
Mesajlar
227
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
44
dönüşüm olan şeyin başlangıcı olması gerektiğini düşünmüyorum.. sonsuz diyoruz.. sonsuzdan gelip sonsuza gider.. sonsuz.. aynı inançlardaki tanrı gibi...
 

Turgut Saka

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
13 Eki 2009
Mesajlar
498
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
41
sonsuz bir kavramdır, varlık da bir kavramdır, yokluk da bir kavramdır... sadece bildiğimiz şeyler için kullanırız bunları. bilmemek de bir kavramdır ve ne gariptir ki bu kavramı da bildiğimiz şeyler için kullanırız...
varlığa inanılmaz ki, varlık bilinir ya da kabul edilir... yani inanç da bir kavramdır ama kesinikle "bilemediğimiz" için kullandığımız yegane kavram budur...
 

Meth

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
24 Eki 2009
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Bu çok yazmak, çok okumak ile ilgili değildir, ölmek ve yaşamak ile ilgilidir, YOKLUK ve VARLIK ile ilgilidir, KANITLANABİLİRLİK ve KANITLANAMAZLIK ile ilgilidir...

Daha net olmaya ne gerek, İnanmak( İnanmamak ) için...
 

dmL..

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
6 Kas 2009
Mesajlar
5
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
var olan hiçbir şey kendisi var olmamıştır..yani insanı yaratan bir şey vardır onu yaratan ayrı bir şey daha.. işte o noktadan sonra insanın aklı daha fazlasına yetmiyor
 

cadetyilmaz

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
22 Ara 2008
Mesajlar
22
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
2023
acaba gercekten madde hep var miydi ve ezeli ebedi miydi? yoksa sanatci ornegindeki gibi herseyin bir yaraticisi olmak zorunda mi? tanri intahar edebilir mi?.. bu sorular uzar gider ve herkes karsisindakine kendi dusuncesini kabul ettirmek icin rekabete girer. ama anladigim kadariyla sonuc sudur:

kanitlayamadigimiz bir varliga ya inaniriz ya da inanmayiz. inanc olarak bizim tanriyi sorgulamamiz aslinda soyle bir sebebe yatiyor. Din konusunda insanlar ikiye bolunmuslerdir. Ilki cani sikildiginda, mutlu oldugunda ya da yardima ihtiyaci oldugunda kendini rahatlaticak bir varliga inanma geregi duyanlar. Digeri ise kendi gelisimi icin dini bir metal pranga gibi gorup onu uzerinden atmaya calisanlar.

Dunyada 6 milyardan fazla insan varsa 6 milyardan fazla inanc vardir kanit yoktur.
 

AndroNova

Üye
Yeni Üye
Katılım
17 Ara 2009
Mesajlar
245
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Etrafına bakman ve sanki küçük bir bebek gibi herşeye hayranlık etmen yeterli. Ozaman cevabını bulacaksın. Hayran olman sorunu çözecek.
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Somut olmayan bir şey üzerine nasıl somut deliller ortaya koyabiliriz? Örneğin islamiyetteki Allah inancında, Allah'ın varlığının başlangıcı yoktur, sonu yoktur, herşeyi görendir ama biz onu göremeyiz, bir tarifi şekli yoktur, bir yerde değil her yerdedir. Bana göre ne varlığını ispat edebiliriz ne de yokluğunu ispat edebiliriz.Ancak inanmak ihtiyacı hissedebiliriz ki bu da somut bi kanıttan dolayı değildir.
 

mavi

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
20 Ocak 2010
Mesajlar
63
Tepkime puanı
0
Puanları
6
Yaş
42
Bir takım mantıksal deliller var.Ama somut denemez.
En başta, ontolojik delil var: Ontolojik delilin en popüler versyonu, Tanrının var oluşunu ispatlamak için Tanrı kavramının kendisini kullanıyor. Başlangıç noktası, Tanrı sözcüğünün tanımıdır: “daha büyüğü düşünülmesi mümkün olmayan varlık”. Onun ardından, var olmak, var olmamaktan daha büyüktür diye öne sürülüyor. O yüzden düşünülebilen en büyük varlık gerçekten var olmalı. Tanrı var olmazsa, Tanrı düşünülebilen en büyük varlık olmaktan çıkardı – oysa bu, Tanrının tanımına ters düşüyor.
İkinci bir delil, teleolojik delildir. Teleolojik delil, evrenin şaşılacak bir tasarı sergilediğini ortaya koyuyor ve ona bakarak tasarlayan bir Tanrının var olduğu sonucu çıkarıyor. Örneğin: dünya güneşten sadece birkaç yüz kilometre uzak ya da ona daha yakın olsa, şu anda yaptığı gibi, yaşam desteklemeyecekti. Atmosferin içindeki elementlerin oranı ancak yüzde bir olarak farklı olsa, yeryüzünde yaşayan her varlık ölecekti. Tek bir protein molekülün rastlantı sonucu meydana gelmenin olasılığı 10243’ta birdir (o da 243 tane sıfırın izlediği bir birden oluşan bir sayıdır). Oysa tek bir hücre milyonlarca protein moleküllerden oluşuyor.

Tanrının var oluşunu ispatlayan delillerin üçüncüsü de kosmolojik delildir.. Her sonucun bir sebebi olması gerekiyor. Evren ve içinde bulunan her şey bir sonuçtur. Her şeyin var olmasına sebep olan bir şeyin olması gerekiyor. Son olarak, ‘sebeplenmemiş’ bir şeyin var olması gerekiyor ki, ondan başka her şeyin var oluşuna sebep olsun. Bu ‘sebeplenmemiş şey’ Tanrıdır.
Dördüncü bir delil, ahlaksal delildir. Tarih boyunca her medeniyet bir çeşit yasa meydana getirmiştir. Katillik, yalan, hırsızlık ve ahlaksızlık neredeyse evresel bir biçimde kınanıyor. Bu doğru ve yanlış ayrımını meydana getiren nedir, eğer Kutsal Tanrıdan değilse?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst