Anlamak istemiyor ve kaçamak cevap veriyorsun. Bu yazdıkların yukarıdaki sorumun ve olası bir senaryonun yanıtı deĝil. Devletin kendisi adaletli deĝilse, halkını eziyorsa, özgürlükleri kısıtlıyorsa ve hatta dikatorvari yöntemleri yürürlüĝe sokmaya kalkıyorsa, o zaman sineye çekmek veya kayıtsız kalmak yapılacak en büyük yanlıştır. Çünkü devlet halkın hizmetinde olmalıdır ve devletin kurumlarını yöneten hükümet ve siyasetçiler yaptıkları yanlışların hesabını vermekle yükümlüdürler.odun kardeşim devletin otoritenin ne olduğunu yazdım yukarda.
ama şu da var ki bunlar politikacıdır, yanlış da yapabilir, 80 de insanlar idam edildi, yine dindarlar da bazı baskı yaşadılar, iyi o zamam bu insanlar hemen devlete kurşun mu atacaktı, yok öyle bir dünya, politikacının yaptığı yanlış toplumun oluşturduğu devlete askere kesilmez, çünkü devlet bu toplumdan çıkıyor, ülkemizde bazıları gözünün üstünde kaşın var diye isyan etmeye kaba pislemeye hazır ve hdp pkk isyanı da var, çünkü buralar için sıkıntı çekmemişler mücadele etmemişler savaşmamışlar, bir aidiyetleri yok,
Senin ısrarla gözden kaçırdıĝın nokta şu: Devlet ve kurumları kutsal falan deĝildir ve varlıĝının yegane nedeni halka hizmet etmektir. Daha da önemlisi devleti devlet yapanların başında siyasetçiler gelir, çünkü gücü eline geçiren siyasetçiler her bakımdan devleti yönlendirme imkânına sahip.
Diĝer yandan siyasetçileri de denetleme işi halka, medyaya ve muhalefete düşüyor. Halk yapılan yanlışların, haksızlıkların hesabını sormuyorsa, o zaman halkın kendisi suçlu. En basit hesap mekanizmalarından birisi barışcıl protestolardır mesela. Bir kere yaparsanız belki fazla ses getirmez, ancak sürekli yaparsanız eninde sonunda sizi dikkate alanlar olacaktır. Diĝeri ise 4-5 senede bir yapılan seçimlerde kimsenin gözünün yaşına bakmadan oyunuzu verilen/verilmeyen hizmete(!) göre vermektir. Siyasetçiler başka dilden anlamıyor maalesef, çünkü onların tek derdi yeniden seçilebilmektir.
Ancak bir de şu var tabii. Mesela öyle bir duruma geliniyor ki protesto falan yapmanın yasak olması, her türlü eleştirinin vatan hainliĝi olarak görülmesi, seçimlerin olmaması, muhalefetin susturulması, diktatör bir düzenin keyfi yönetimi vs. Bu durumda geriye sadece iki şey kalır. Ya boyun eĝip köleliĝi kabullenmek ya da başkaldırmaktır.
Tarihin tozlu yapraklarına baktıĝımızda dünyanın neresinde olursa olsun, halk ne zaman ezilmiş ve haksızlıĝa uĝramış ve başka çare görmemiş ise, işte o zaman baş kaldırmış veya isyan etmiş. Bunun çok örnekleri mevcut.
Son düzenleme: