Siyasal İslam

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde İdeolojiler kategorisinde Leonardo18 tarafından oluşturulan Siyasal İslam başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,202 kez görüntülenmiş, 114 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı İdeolojiler
Konu Başlığı Siyasal İslam
Konbuyu başlatan Leonardo18
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Leonardo18

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
Şöyle bir örnek daha vereyim aslında kendimden daha iyi bilirim... :)

Bazen çok nadirde olsa seevmediğim bir kitap alırım sırf dış kap ı güzel diye ama okudukça sıkılır sonrasında bırakırım sonrasında len para verdik biraz okuyalım bari derim kaldıgım yerden yine başlarım okumaya ama nafile yine bırakırım...

Buradan şunu bağlamak isterim güzel insan...

Biir insan birşeyi sevmedimi nereden başlarsa başlasın sadece kendi dünyasındaki bakış açısıyla olaylara bakıp değerlendirir ve kendi almak istedikleri yeri parantezleyip cımbızlayıp alır....

İnsan yıllarca okusada okudugundan pek anlam çıkaramaz hale gelir bazen ömür bitmeye yakın gelsede artık o kitap anlam yüklenmiştir bile degersizleşir onun nazarında...

Ben sadece Kuranın tercümesini okumadım incil ve tevratı da okudum..her dinde farklı bir anektod almaya farklı değerler yakalamaya çalıştım...ama hiçbirine ön yargı esasıyla okumadım sonuçta ALLAH tan gelenlerdi....

Bak güzel insan ...

Bazen hayatta farkında olmadan bilerek yada bilmeyerek bir çok konulara ön yargılar ile bakıyoruz ama bazen güzellikleri göremeden detayları kaçırabiliyoruz..

Benim sıkça anlattıgım bir hikaye vardı lafı açılmışken sunmak isterim belki burada okumuşundur bilemem ben yinede sunmak isterim..

Yıllar once carsıya gıtmek uzere yuruyerek evden cıkmıştım yolda yururken uzerım oldukça guzel gıyınımlıydı ama oyle bır an yaşadım kı hayatım boyunca hıç unutmadım..

Yolda yururken yolun karsı tarafında kagıt toplayan sıcak altında ceket gıyınmış ustu başı kırlı yırtık elbıselı bır ınsan gordum kedısıne yardım etmek ıstedım fakat bıraz bakıp ızlemek daha dogru olur dedım gonlunu kırmamak ozellıkle onurunu kırmamak benım ıcın onemlıydı bıraz ızledım o ınsan durdu yere oturdu ceketının cebınden ekmek cıkardı ıcınde uzun bır salam vardı belkı o ekmek çöptendı bılemem yoldan geçen ınsanlar onu dışlıyorlardı sert ıfadelerle bakıyorlardı ama o oyle bırşey yaptı kı gozlerım doldu....

Çıkardığı ekmeğı tam yemek uzereyken yanına kedı geldı rızkını almak uzere kedıye hıc dusunmeden yarım ekmegın ıcındekı salamın hepsını verdı paylaştı bu gerçektende ısı sevgıyle yapanın kazanabılecegı bır durumdu ...Bu ana denk gelınce o kadar çok şukrettım kı benım yaşam çemberımde bu ınsan halen yaşıyor kendısını ve bu onurlu davranışını halen anlatırım....

Buradan şunu anlatmak ıstıyorum..

Ön yargılarla degıl gerçekten bırşeyler alabılırmıyım yada neler sorular çıkarıp nelerı cevaplara kavuşturabılırım demelıyız ...Dınler hıcbır zaman ınsanlara zorlama yapmadı seçimler her zaman insanlara aitti tıpkı hz ısanın 12 havarsının olup yahuda ıskaryot un ıhanet etmesı gıbı secım ınsanlarındı ve her zaman oyle oldu....Bırşeyı aramak sadece yeterlı degıl aradıgın şeylere on yargı ıle bakmamak ve gercekten bırşeylere kavusmak gonulden severek ınanmak onemlıdır..

İnsan sevmedıgı bır ısı zorla yapar sadece ekmek kapısı ıcın ama bır ınsan ısı sevdımı ıs yerı kendının olmasada ıs yerını sahıplenır...

bız ne o nede bu yontem dıyoruz olması gereken anlayarak bılerek kavrayarak yapabılmek olmasıdır dıyebılıyoruz hayatın her alanı ıcın bu uclu çok onemlı tekrar bu ucluyu hatırlamak gerekırse ANLAMAK--BILMEK---KAVRAMAK diyebilirim..

Böyle.
cici insan hazir diger kitaplarida okumusken ipin ucunu birakmayip daha geriye gitseydin neden durdun?
ALINTI
"
Anasayfa
Haberler
Gündem

Dünya Mitolojilerinden 7 İlginç Benzerlik
07.12.2014

arpad
119K

9


Mitoloji deyince akla genellikle Yunan Mitolojisi gelir. Oysa biz Türklerin de dahil olmak üzere, bütün Homo Sapiens Sapiens kültür gruplarının kendine has bir mitolojisi vardır. Ulusların mitolojilerini oluşturan öykü, inanış ve fikirler özgün olsa da, bazı temalar, figürler, karakterler birbirlerine çok benzer.

Eskiden, bu benzerliğin bir kaynaktan diğer coğrafyalara yayılma yoluyla ortaya çıktığına inanılıyordu. Artık, "insan her yerde insan" prensibinden hareketle, benzerliklerin düşünce yapımız benzediği ve neticede aynı dünyada yaşadığımız için ortaya çıktığı fikri ağırlık kazanmaya başladı. C. G. Jung'un arketipler kuramı da, her mitolojik karakterin, kolektif hafızadaki arketiplere karşılık geldiğini iddia ederek, bu teze bir temel oluşturdu.

Bu çalışmada, "oha ya!", "hadi canım!", "vay arkadaş" diyeceğiniz 7 benzer motif ya da figür bulacaksınız.

1.
Oğul Tanrı

Oğul tanrı figürü, dünya mitolojilerinin ekserisinde “sevilen, benimsenen” tanrıdır ve birçoğunda bu tanrı kendisini feda eder / ölür.

Japon Mitolojisinden bir örnekle, Susanu ile başlayalım. Nart (Kafkas) mitolojisindeki Sosruko, Sümer’de Gılgamış, kuzeyde (İskandinavya) Thor ve (Yunan) Herakles, az çok bu sınıfa girerler. (Türk mitolojisinde bir dönem beliren Bay Ülgen karakteri de biraz "Oğul Tanrı"yı karşılasa da, doğrudan “Oğul Tanrı” değildir.) Özellikleri, daha “dünyalı” oluşları, “tanrısal kat”ta değil, insanlar katında yaşamayı tercih etmeleri, bir dev, canavar ya da düşman öldürmeleri gibi bir monomit oluşturan işlevleridir. Güney bölgelerde “feda edilen oğul tanrı” motifi de vardır ki, Osiris’te (Mısır) belirginleşir, İsa ile son halini alır. Burada, ilk çarpıcı benzerlik karşımıza çıkıyor:

İskandinav mitolojisinde, iyilik ve güzellik Tanrısı “Baldur”, Odin'in oğlu, 12 kişinin davet edildiği bir yemeğe sonradan gelen Loki’nin hilesi sebebiyle öldürülür. Bir inanışa göre Baldur, Ragnarok’la dirilerek geri gelecektir. Toplamda 13 kişinin bulunduğu son akşam yemeğinden sonra 12 + 1. karakter tarafından hile ile öldürülmesi sağlanan İsa ve İsa’nın dirilişi motifine ne kadar benziyor değil mi?"
sadece isa motifi olsa iyi ama nuh tufanindan tutun baligin karninda ki yunusa kadar bir cok mit tarihte anlatilagelmis ve islama mal edilmeye calisilan efsanelerden ibarettir..
yani neyin tanridan gelip gelmedigini tartisacaksak ve vahyin ozunu sorgulayacaksak ben ictenlik ve durustlugune itimat ederim ama sen tarafsizca aklinami danisacaksin yoksa onceldigi yerden kopmasin diye imaninami sarilacaksin?
iste puf nokta buradadir ki iman sorgulamayi reddeder akla degil itaate dayalidir oysa ben ne dusuncelerim icin olmeyi nede baskasini oldurmeyi goze alirim cunku herseyden evvel "yanlis" olabilirler
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Bazı arketiplerin tekrar ettiği doğrudur.

Bu psikolog Carl G. Jung'un kitaplarına konu olan bir meseledir.

Nors mitolojisi konusu şöyle: BUnlar 10, 11 yy'da Hıristiyan papazları tarafın kaleme alınmıştır. Bu dönemden sonra İskandinav ülkeleri hızla Hıristiyanlaşıyor ve eski dinlerine ait bilgiler büyük oranda kaybediliyor. Senin sayısal benzerlik gibi bazı benzerlikler var. Ama bunları o dönemin papazları da hayal etmiş olabilir. Tam bilmiyoruz.

Benim dediğim: Eski mitoloji ile semavi dinler arasında fark vardır.

Eski mitoloji Mesela mevsimleri bahar Tanrıçasının dyer altı dünyasına kaçırılması (Kışın) ve bu Tanrıçanın dünyaya geri dönüşü (yazın) olarak açıklanır.

Birde "benzerlik var" dediniz. Ama hakkında yazı bulunan mitolojilerde (örn: Yunan + Mısır mitolojisi) Çeşitli kaynaklar arasında farklılıklar var. Mısır mitolojisi dediğimizde farklı dönemlerde ve farklı kentlerde Tanrı'ların rolü hep değişmektedir.

Haklı olduğun konu: Mesela hikayelerin çoğu bize anlamsız hatta saçma gelir. Ama hikayelerin arkasında çoğu zaman evrensel mesajlar vardır.

Eski ahitte de bu bir bakıma öyledir. Mesela cenneten kovulma hikayesi bir sürü sembollerle filan dolu derler. "Bilgi ağacının meyvesi" ile kim bilir ne anlatılıyor? bunu çözmek de mistiklerin veya bu dine mensup olmayı seçenlerin işi.

Yine de Kuranda "Ben sana apaçık anlattım, Ben sana apaçık belirttim" filan der. Eski dinlere göre, bizden beklenen ve bize yasaklanan şeyler ve bize yönelik öneriler / tavsiyeler + bize açıklananlar daha belirgin biçimde anlatılmıştır.

Yani bazı hikayeler üzerinde düşünmemiz, belki bir ömür boyu çözmeye çalışmamız için var. Ama çoğu meselede her şey basitleştirilmiş ve uygulamaya yönelik. On emir örneğini düşünün.

Buna dayanarak, baş örtüsü meselesi aslında çözülmüş bir meseledir.

Camiye girerken, mezar ziyaretleri, namaz kılarken, kabeye giderken örterler (Benim çevremde öyle). Ama denize şemsiye + şalvarla giren insan benim etrafımda yok. Çünkü rahatlıkla Kuran'a bakıyoruz, ve Kuranda böyle bir adaletsiz talep olmadığını biliyoruz. Başörtüsü bir semboldür, tamamen siyasete hizmet eden, din ve inançla alakası olmayan bir davranış biçimidir. Laikliğe de aykırıdır. Bunu bize dinin kendisi söylüyor.
 

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
kurandaki tek adaletsizlik basortusumu yani?
miras meselesi
sahitlik meselesi
acikca dayak meselesi
kole efendi ayrimi
cariyelik
bunlari hallettiniz de en son basortusu kaldi sanirim?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Baş örtüsü iğrenç bir yanlış anlamadır" diyemiyor.

Kusura bakma ama sen neyin kafasını yaşıyorsun dostum. yakmak yok,haşlama yok,ganimet olayı yok,diğer dinleri ve inançları karalama yok,sanırım çok eşlilikte yok sana göre. pardon hangi dinden bahsediyoruz:rolleyes:

Başörtüsü /kadının kapanması konusunda şunları şöyleyim;

Allah; bir arap gibi zeytine,yıldızlara falan yemin ediyor (kültürlerinde var bu yemin şekli)
Allah; araplara has evlatlık kurumunu kaldırmak için peygamberine bizzat kendisi gökte nikah kıyıyor (zeyd -zeynep olayı)
Allah; Kuranı arapça indirdimki okuyup anlayın diye diyor (öyle yapmasaydım bize niye başka dilde kitap gönderiyorsun derdiniz diyor)
Allah; arap bölgesindeki kabeye kıble ve hac yeri yapıyor
Allah; gerek ibadetleri (namaz oruç) gerekse hukuku (kısas,el kesme,sopa vurma) arapların aşina olduğu/bildiği gelenekler üzerinden seçiyor
vb.

amaaa

bak görüyon mu gene bir arap töresi olan başörtüsünü/kadını kapamayı aslında söylememiş yanlış anlaşılmış!!!

ya bi git dağa tepeye falan çık biraz gez oksijen al...
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Sen ne yazıyorum onu oku önce. Salak herifler. Ben seninle dini mi tartışıyorum? neyi tartışıyorum önce ona bak. Hıyar ağası.

Ben sana gördüklerimi anlatıyorum. "Şunları şunları gördüm" diyorum.

Sen (her kimden) cevap:

- "aaa eveeeet. var tabi. gökte nikah kıymak da var. 51 Bölge de var. var hepsi vaaar."

bak ciddi ciddi bir gün birinizi bilgisayarcıya buldurup, o Fatihte gördüğüm herfilerle beraber toplu tecavüz edeceğim. o zaman anlarsın İslamda var mı yok mu.

Salak.

Ben ne yazıyorum önce ona bak. tartışamıyosan da tartışma. Salak herif. Yazdıklarımın hangisini okudun?
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
sana ben para satayım. Bende üzeri bayraklı 1 liralardan var tanesini 10 liraya satıyorum almak ister misin?
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Sen ne yazıyorum onu oku önce. Salak herifler. Ben seninle dini mi tartışıyorum? neyi tartışıyorum önce ona bak. Hıyar ağası.

Kırık olduğundan zaten şüphelenmiştim. şimdi belli oldu senin durum arızalı herif. dua et iyi bir ruh halime denk geldin. yoksa ettiğin küfürlere misliyle cevap alırdın. hadi canım uza, dahada beni muhatap alma küfürden/hakaretten başka birşey duyamazsın
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Neyse.

BU konunun sapmasını istemiyorum. Yurt dışında yeri gelince laik kişiler denize haşema ile giren bayanları polise karşı savunmaktadırlar. BU bir zihniyet meselesi. Onlar bunu "Irkçılık yapmayın, bırakın nasıl istiyorsa öyle girsin" olarak görüyorlar. Bu örtünme davasının kültürel olarak çok yaygın olduğu az gelişmiş ülkelerin vatandaşları için ben de öyle düşünüyorum. Mesela bir Yemenliyi böyle bir şey için küçümseyemezsin. Onların bir nevi geleneksel kıyafeti o.

Diğer taraftan benim yazın tanık olduğum şey kadın düşmanlığından başka bir şey değil.

1) Öyle bir şeyin içinde güneşlenemezsin. Sorun değil. Doktorlar zaten güneşlenme konusunu tavsiye etmiyorlar ve bunun abartıldığını söylüyorlar.

2) Kesinlikle rahat bir kıyafet değil. Bayanın yanındaki erkek misler gibi şort-mayosunu giymiş ister gölgede ister güneşte durabiliyor. O şeyi ben tabi ki hiç denemedim. Ama kumaş sıcağı çeker. Yani 100 TL verseler o şeyin içinde, o sıcakta belki yarım saat dururum. Fazla durmam. Zaten gördüğüm bayan da öyle çok dayanamadı, kocası da rahat edemedi. Hızlı denize girdi, sonra plajdan aynen volta. Duramazsın da. Öyle bir şeyi, kapalı havuzda giyersin ancak. Yani sıcak olmadığında, havuzda gayet iyi gider. Ama hava sıcakken o şeyin içinde geberirsin.

3) Bence denize de girilmez öyle bir şeyle. Ya da denize girmiş sayılmazsın. Çünkü arada temas yok. giyinik halde denize girmekle aynı. Rezalet. Osmanlı zamanındaki gibi kadın plajı yapılsın. kendi aralarında mayo ile girsinler. Öyle olmuyor mu?

Sonuç: BU zihniyeti takip edeceksen, o zaman doğrudan "İslam'da kadınların denize girmesi günahtır" diyelim olsun bitsin.

2) Bu bir din meselesi değildir. Atatürk inkılaplarını istemeyen zihniyetin işleridir. Bunun içinde emperyalistler / liberaller de var ama asıl mesela rönesansı yaşamamış olan, halkın çok cahil olduğu bir kültürün karanlıkçı düşüncesidir. BUnlar ilerlemeye, felsefeye, bilime inanmıyorlar, Bütün bilgilerin tek bir kitapta bulunduğu gibi bir düşünceye (kitabın kendisine rağmen) sıkı sıkı tutunuyorlar.

Bu tamamen gösteriş amaçlı, insanın kendine eziyet ettiği, cinsler arasındaki eşitlik ilkesine aykırı bir davranış biçimidir. Arap islam anlayışında bile artık ortadan kalkmaktadır (Mısır / Suriye vs. gibi ülkelerde bile bu tür bir saplantı düzeyinde örtünme anlayışı ortadan kalkmaktadır). Yani bu bir saçmalıktır ve demagojiye yol açmaktadır.

Dini davranışların neden toplumsal yaşama entegre edilemeyeceğini de örnek olarak göstermektedir.

+ Bu tür kişilerin demagoji / konuyu saptırma yeteneğini de çok güzel sergilemektedir.

Son olarak da: Bu tür davranışlar İslam'ı kötü göstermektedir. Bu tür şeyleri gören Batılı oturup da teoloji araştırması yapmaz. "Müslümanlar böyle" sonucuna varır, sonra (aslında haklı olarak) seni AB'ye filan almaz.

Yani din bir ticaret / vitrin nesnesi değildir. Bunu anlayabilirsek, dindar olabiliriz. Yoksa ben bu tür yaklaşımlar "din" olarak da tanımlamıyorum. Gerçekten inanan insan kendini o şekilde satmaya çalışmaz, ya da bu tür mantık dışı eylemleri teşvik etmez.

Ben böyle düşünüyorum.
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
cici insan hazir diger kitaplarida okumusken ipin ucunu birakmayip daha geriye gitseydin neden durdun?
ALINTI
"
Anasayfa
Haberler
Gündem

Dünya Mitolojilerinden 7 İlginç Benzerlik
07.12.2014

arpad
119K

9


Mitoloji deyince akla genellikle Yunan Mitolojisi gelir. Oysa biz Türklerin de dahil olmak üzere, bütün Homo Sapiens Sapiens kültür gruplarının kendine has bir mitolojisi vardır. Ulusların mitolojilerini oluşturan öykü, inanış ve fikirler özgün olsa da, bazı temalar, figürler, karakterler birbirlerine çok benzer.

Eskiden, bu benzerliğin bir kaynaktan diğer coğrafyalara yayılma yoluyla ortaya çıktığına inanılıyordu. Artık, "insan her yerde insan" prensibinden hareketle, benzerliklerin düşünce yapımız benzediği ve neticede aynı dünyada yaşadığımız için ortaya çıktığı fikri ağırlık kazanmaya başladı. C. G. Jung'un arketipler kuramı da, her mitolojik karakterin, kolektif hafızadaki arketiplere karşılık geldiğini iddia ederek, bu teze bir temel oluşturdu.

Bu çalışmada, "oha ya!", "hadi canım!", "vay arkadaş" diyeceğiniz 7 benzer motif ya da figür bulacaksınız.

1.
Oğul Tanrı

Oğul tanrı figürü, dünya mitolojilerinin ekserisinde “sevilen, benimsenen” tanrıdır ve birçoğunda bu tanrı kendisini feda eder / ölür.

Japon Mitolojisinden bir örnekle, Susanu ile başlayalım. Nart (Kafkas) mitolojisindeki Sosruko, Sümer’de Gılgamış, kuzeyde (İskandinavya) Thor ve (Yunan) Herakles, az çok bu sınıfa girerler. (Türk mitolojisinde bir dönem beliren Bay Ülgen karakteri de biraz "Oğul Tanrı"yı karşılasa da, doğrudan “Oğul Tanrı” değildir.) Özellikleri, daha “dünyalı” oluşları, “tanrısal kat”ta değil, insanlar katında yaşamayı tercih etmeleri, bir dev, canavar ya da düşman öldürmeleri gibi bir monomit oluşturan işlevleridir. Güney bölgelerde “feda edilen oğul tanrı” motifi de vardır ki, Osiris’te (Mısır) belirginleşir, İsa ile son halini alır. Burada, ilk çarpıcı benzerlik karşımıza çıkıyor:

İskandinav mitolojisinde, iyilik ve güzellik Tanrısı “Baldur”, Odin'in oğlu, 12 kişinin davet edildiği bir yemeğe sonradan gelen Loki’nin hilesi sebebiyle öldürülür. Bir inanışa göre Baldur, Ragnarok’la dirilerek geri gelecektir. Toplamda 13 kişinin bulunduğu son akşam yemeğinden sonra 12 + 1. karakter tarafından hile ile öldürülmesi sağlanan İsa ve İsa’nın dirilişi motifine ne kadar benziyor değil mi?"
sadece isa motifi olsa iyi ama nuh tufanindan tutun baligin karninda ki yunusa kadar bir cok mit tarihte anlatilagelmis ve islama mal edilmeye calisilan efsanelerden ibarettir..
yani neyin tanridan gelip gelmedigini tartisacaksak ve vahyin ozunu sorgulayacaksak ben ictenlik ve durustlugune itimat ederim ama sen tarafsizca aklinami danisacaksin yoksa onceldigi yerden kopmasin diye imaninami sarilacaksin?
iste puf nokta buradadir ki iman sorgulamayi reddeder akla degil itaate dayalidir oysa ben ne dusuncelerim icin olmeyi nede baskasini oldurmeyi goze alirim cunku herseyden evvel "yanlis" olabilirler

Mitolojiler beraberinde efsaneleri de barındırır zaten mitolıjinin diger adıda efsane bilimdir. kurgusal öğeler ve eklemelerlede mitolojiler kornikleşip değişik haller ile günümüze kadar gelir HZ İSAnın yaşadığı devirler çok uzun yıllar öncesine dayanan süreçlerdir İnsanın imanına güvenmesi o insanın düşünsel anlamda hiç düşünmeyeceği anlamına gelmez her insan düşünür ama inanan insan ilk önce yaratıcısına karşı saygısında eksilme ve alçalma yapmaz o yüzden demem o dur ki bizler mitolojiye değil yaşanmış gerçekliklere ve bizlere sunulan kitaplara daha yetkin olmaya özen gösteremeye olabildiğince çalışalım derim..

Böyle.
 

fikir_hammalı

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2019
Mesajlar
35
Tepkime puanı
15
Puanları
8
boyle fanus icinde bir mantik bir bakis acisi olamaz..
isa hijayesinin birde tarihsel yuzu vardir ne zaman yasadigi ne zaman oldugu belli kabul edilir!
birde sumerlerin hititlerin tarihsel yani var yani senin kuraninda incilinde ortada yok iken yasamis medeniyetler bunlar..
bu medeniyetlerin kulturunde senin cok kutsal ve tarihsel olarak zamana bagli ve gercekten yasanmis oldugunu iddia ettigin kutsal hikayelerin zaten varsa geriye akli ehliyeti olan insan icin tek bir secenek kalir belliki bu mitleri incil ve kuran hikayelestirmis oznellestirmis yeni isimler ve zaman atfederek kendi icine kopyalamistir buna inanmak neden bu kadar zor anlamiyorum halbuki siz ucan essekle göğün 7 kat üzerine (uzaydanda ötesine) cikilacagina inanmis kisilersiniz..
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Dünya yeryüzeyine Zebur--Tevrat--İncil ve son olarak Kuran gelmiştir her biri ayrı bir cilttir her birinde insanların düşünüp ögrenmesi gerekenlerdir..Müslüman Hristiyan ve Yahudi diye insanların ayrışmasını sevmeyen biriyim ve bu benim şahsi görüşümdür görüşlerimin devamında ek ilave olarak şunu eklemek isterim ki 4 kutsal metni bize ulaştıran tüm peygamberlerimize sonsuz şükürler olsun hepimizin 4 kutsal dinde olanların inanışları değerleri ve ibadet şekilleri farklı olabilir belki ama inananlar olarak hepimiz tek bir ALLAH a inanmakta olduğumuz gibi hepimiz Tek olan ALLAH a karşı sorumluyuz ayrılıklar gayrıklar olmadan birbirimizi ötekileştirip suçlamadan birbirimize önce insan olduğumuz için sonrasında ise ortak olan ALLAH a inandığımız ve kalben imanen kabullendiğimiz ALLAH için değer vermeli ve sevmeliyiz...

Her cilt ayrı bir olayı ve aydınlatmayı anlatıyordu Kuran son halini aldığında aslında tum cıltlerın butun ve son halını almış oluyordu...Eski yaşanmış uygarlıklardan bahsedildiği gibi aydınlatıcı ve bir o kadar da eğiten yön veren bir rehber oldu bugunlerın dunyasından olaylara bakarsak yaşananları ve süreçleri zor anlarız...

Peygamberler insan ayırmayan ve insanları ötekileştirmeyendir biz onlardan böyle öğrendik ve öğrendiklerimizi de böyle uygulamalıyız ...İnsanlar dini yaşamlarında ve ibadetlerinde seçmede özgürdürler çünkü din ve hüvviyet özgürlükleri vardır ki bu da demokrasinin en mihenk taşlarından sadece bir tanesidir...

İnsan birşeye inanabilir yada inanmayabilir bu kendisinin seçimidir Seçimleri kendi hayatının süreçleri içerisinde yer alır biz insanların birşeyleri kanıtlama gibi bir süreç içerisinde olması yanlış neticede kutsal kitaplarda herşey apacıktır Allah bir çok şeyi oldukça açıkça bahsetmiştir

Bizler insanlar olarak yaşamlarımızda iyi ahlak üzere güzel kul olabilmek için mücadele verebilmeliyiz bu azmi eksiltmemeliyiz..Kimileri sırtından yük taşır dertlerle hemhal olur kimileri ise sırtında yük taşımaz başına buyruk yaşar söylediğim üzere mayanın nasıl mayalanıp nasıl yogurt olduğu önemlidir kimi yogurt vardır ekşidir kimi yogurt vardır lezzetlidir Yüce ALLAH tüm insanlığı lezziz eyleesin güzel kılsın insanların dertleriyle dertlenen ve dertlerine derman eylesin inşallah...

Zamanımızı ve vaktimizi insanlar olarak olumlu değerlendirmeli ve insanlığa bir fener de bizler olabilmeliyiz..ve olmalıyız.

Böyle.
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Dinlerin de bir gelişimi/evrimi vardır. Tek sorun şu: Hititlerin Sümerlerin inanışını biz bir yere kadar yorumlayabiliyoruz. Tıpkı Göbeklitepe gibi. Ortada tapınaklar / resimler / yazıtlar var. Ama bunların neyi simgelediğini biz bir yere kadar bilebiliyoruz.

Ama eski inançlarda da mesela gizemcilik vardır. İnsanın Tanrı gibi olma, Tanrıya ulaşma çabaları mesela Roma dönemindeki Mitras kültlerinde vardır. Tıpkı bizdeki Tasavvuf gibi. Bu türden tarikatlar Eski Mısır'a kadar gidiyor. Pytagoras, Aristo, Platon gibi büyük bilim adamlarının bu okullardan çıktığını iddia edenler de var.

Yani eski dinlere de "mitoloji" deyip geçmeyelim. Mesela Şaman inancı vardır. Orta asya şamanizmi vardır. Kızılderili şamanizmi vardır. Bunların inancı da hikaye / mitoloji doludur. Ama onlarda da her hikayenin derin anlamı vardır. Ergenekon destanı gibi yani. Veya Vikinglerin de böyle Saga'ları filan vardır. Hikayelerin çoğunun gizli anlamları vardır. Günümüzde bu anlamlar büyük oranda yitirilmiştir ama Mitoloji dediğin şeyin başlangıç noktası budur.

4 Kitabı bilmiyorum. Yıllardır da anlamadım. Benim için Eski Ahit / Yeni Ahit + Kuran var. Kimi insan Zerdüştlerin Zen-Avestasını bunlara ilave eder de. 3 kitap benim bildiğim. Kuran bunların tamamlayıcısıdır (Bende öyle düşünüyorum, çünkü birçok durumda asıl hikaye Bible'dadır, Kuran bunu tamamlar, ve bazen geliştirir, bazen de düzeltir). Yani aslında 2 kitap var. Yabancıların "Biblos" (yun: Kitap) dedikleri + Kuran'ı'kerim.

Bu kitaplar mitioloji içermez. Yaratılış Hikayesi + Peygamberlerin hayatı bence şamanizmdeki Mitolojiye fazla benzerlik göstermez. BU yüzden, bu dinler belki bilimle ve modernizm ile en çok mücadele etmiş dinlerdir ama, gerçekte bilimle en az çelişen dinler de bunlardır.

- Ben bunu da tartışmıyorum. Yıllar önce Cumhuriyet gazetesinde "Siyasallaştırma olmayan dönemlerde başörtüsü" diye bir yazı çıkmıştı. Resimler / çizimler de vardı. Osmanlı zamanında her yörenin bir örtünme biçimi, bir başörtüsü modası varmış. + Eski yazılarımda da belirttiğim gibi, örtünme sadece Müslümanlarla sınırlı da değilmiş. Fransız köylü kadınlarının da kafası bağlıymış. Daha çok yüneşten ve soğuktan korunmak için onlarda.
+ Ankara'da Anadolu medeniyetleri müzesine gelin. Taşa oyulmuş freskler var. Hitit ve Frig kadınlarının giyinme biçimi, halk oyunlarında orta-Anadolu kadınlarının kıyafetlerine çok benziyor.

Buraya kadar anlaştık. Araplarda tamamen örtünme + peçe filan var. Bunun bir tek sebebi olabilir. O da çöl iklimi. Güneş kreminin olmadığı yerde kadınların çöl güneşinden korunmak için başka çareleri yok. Erkekler de beyaz, ve gerektiğinde yüzü kapanabilen kıyafetler giyerler.

Bunun tek istisnası Eski-Mısır. Fresklerde ve rölyeflerde hem kadınlar hem erkekler neredeyse tamamen çıplaktır. Hindistan'da öyle. Çıplaklık daha yaygın. O da rutubetli sıcak iklimle alakalı olabilir bilmiyorum.

Ama şu kesin: "açıklık günaha sokar" lafı saçmalıktır.
  1. Kızın güzel olması lazım.
  2. Benim niyetimin zaten bozuk olması lazın :)
  3. Bunu tarif etmek öyle kolay değil. Kimisi bakar, kimisi o kadar bakmaz. Ama "Günah" da değildir. Bakıyorsa bakar, bu o kişiyi niye günaha soksun?

Tam tersine şu hikaye aklıma geliyor: Mesela 70'li yıllarda öyle bir genç varmış. Olay da İsrail'de geçiyor bu arada. O zamanlar çok çıplaklık çok az olduğu için playboy'a merak duymuş. Ama o zamanlar çok yeni olduğu için dergi de dolarla satılıyormuş. Genç de babasının emanet ettiği asırlık tevratı götürüp playboy ile takas etmiş. Burada da bitmemiş. Bütün arkadaşları üşüşmüş. Sonunda dergi de kullanılamayacak hale gelmiş.

- Yani "günah" demeyim ama, herkesin bacaklarının arasında bir organı var. Bunu inkar edip de kendini o hale düşürmek komik bence.

Bugün Çok şükür öyle bir sorunumuz yok. Sadece İnterneti de kast etmiyorum. Tabular sona eriyor. Bu kötü bir şey değil ki.

Tabu'yu niye muhafaza etmeye çalışıyorsun? - Tamamen cehalet yüzünden. Bugünün aileleri her açıdan eski ailelere göre daha sağlam ve sağlıklı. Yani insanlardaki zamanı geriye çevirme arayışına eğilmeliyiz. Modern toplum mu daha iyi, eski toplum daha iyi? - her açıdan modern toplum daha iyi / daha sağlıklı. Öyleyse neyin kavgasını yapıyoruz?
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
AKP döneminin yarattığı iki durum:

1) Zengin Tipler:
- Adamın ne zengini olduğu, nasıl zengin olduğu belli değil. Ama izmandut gibi güneş-gözlüklü adamlar ya da bunların aynı giyimli eşleri, cip, Range Rover ya da ona benzer şeyler sürüyorlar ve hiç çalışmadıkları halde çok paraları var.

2) Başörtülüler:

- Ben büyük şehirlerde filan çok dolaşıyorum. Özellikle İstanbul'da mesela ergen nüfusuna bakınca herhangi bir Avrupa ülkesine göre farklı olan bir şey göremiyorum. Ama bunların nüfusu %50 (diğer kentleri de hesaba katarsak).

Yani ikilik var. Osmanlı dönemi gibi. Bir taraftan biz ilerlemeye devam ediyoruz. Diğer taraftan bu arkadaşlar artmaya devam ediyorlar. kendi seçimi olduğu için bir şey diyemiyorsun. Ama diğer taraftan arkasındaki toplumsal mühendisliği bildiğin için ona sinirleniyorsun.

Bilmiyorum herkes ne düşünüyor.

Bende gözü rahatsız eden şeyler bunlar.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Mesela şu Video'da 2:35'e gidin.


Ne kadar ilginç. Örtülü / Örtüsüz, genç / yaşlı karışık. 10 Kasım gününde Atatürklü / Atatürksüz Türk bayrakları ile hep beraber Anıtkabir'e gidiyorlar.

Hem İran gençliği, Hem Atatürk gençliği.

Çok saçma şeyler oluyor.

Ben 15 Temmuz olayına da inanmıyorum. O yüzden saçmalığa da sinirleniyorum.

Hem dinci hem Atatürkçü diye bir şey var mı o zaman? Ben mi anlamıyorum?
 

Leonardo18

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2016
Mesajlar
217
Tepkime puanı
38
Puanları
28
Beni geçmişte okumuş olanlar bilirler:

Ben Feto / AKP ayrımı yapmıyorum. Ona bakarsan İran ve Sudi-Arabistan da birbirine düşman ama ikisinin de savunduğu şey aynı. Çünkü savundukları şey de bireysel güç kazanma yönteminden başka bir şey değil.

Burada da sadece bir strateji farkı var. Ben 20 sene önce yetişkindim. Şimdi de yetişkinim. Aradaki farkı görüyorum. Tek Fark Refah partisi / AKP veya Necmettin Erbakan / Tayyip Erdoğan farkı.

RP açık konuşuyordu. "Kanlı ya da kansız şeriat getireceğiz" diye. AKP daha çok dershanelerin kapatılıp "Lise" olması gibi bir şey. İşlev aynı, parası aynı, sistem aynı. Ama iş merkezlerinde filan "Anadolu lisesi" oldular (hiç mi lise görmedik?).

AKP laikliği savunur / Ama başörtüsünü savunur filan. Asla laiklik / demokrasi karşıtı değil, ama İran'daki siyasal sistemi Türkiye'ye ithal eder. Kanlı şeriat getirmez. De örtülülerin sayısı kararlı bir biçimde artmaya devam eder. Tüm bunlar benim bildiğim kadarıyla tarikatçıların projeleri. Anti-masonik programlarını yavaş yavaş 40 senelik planlar yaparak getirme çabaları.

Yani "Ben de sizin gibiyim" diyor bu arkadaşımız. Da benim gibi değil kesinlikle. Şimdi bir de her masada bir örtülü oturuyor. girebildikleri her yere girecekler. "ben de modernim, bakın" filan.

Da işte bu AKP taktiğidir. Diyorum ya. Laikliğe katiyyen karşı değiller. Ama Cami, İmam hatip lisesi, kuran kursu sayısını 3'e dörde katlar.

Yani bunlar bir şey de bilmiyorlar. Kenan Evren döneminde açılan yoların sonucu sadece. Yani çarpık / bölünmüş / çıkara göre biçimlendirilmiş eğitim sisteminin sonuçları.

Biz de geriye kalan, yani darbe + AKP politikalarının henüz bitiremediği normal / standart / birleşik eğitim sisteminin sonuçlarıyız. Bu bu kadar basit.

Nereden biliyorum?

- Bunlar film + tiyatro izlemeyi bile bilmiyorlar. Devlet tiyatrolarında ben bunları oyundan önce uyarırım. Bilmez çünkü, oyun sırasında muhabbet etmeye filan kalkar.

Sinema'da da hem muhabbet eder, hep de elinde mısır varsa, ben yanına oturmam mesela. Yemeyi bilmiyor. Şapur şupur, film öyle ya da böyle hikaye olur. Bugün öyle yaptım. Salondan çıktım mesela. Onun için film sırasında konuşmak gayet normal bir şey mesela :)

/Yani eğitim sisteminin birleşik ve laik olması gerek. Bir de darbe yapılmayacaksa (bence gayet de iyi olur). CHP'nin seçilip geleneksel cumhuriyet değerlerini (ulusal bayramlar filan dahil) geri getirmesi gerek.

2) Dünya çapında da herkese illallah dedirtmeyelim. Çok basit bir soru: geçen Hindistan Başbakanı / Trump görüşmesini izledim. Trump gibi bir ırkçı bile Hint kökenli Amerikalıları öve öve bitiremedi. Bana suça / teröre karışmış 1 tane Hintli gösterin.

Diğer tarafta: Afgan desen afyon üretir. Sudi desen 11 Eylül teröristlerinin hepsi Sudi vatandaşı. Türk desen Papa'ya suikast düzenlemiş. İranlı desen atom bombası yapıp üçüncü dünya savaşı çıkartmak peşinde.

Müslüman ülkelere benzeyen tek Müslüman olmayan ülke İsrail bence, ki o bile hepsine on basar.

3) Eski retorikleri unutmayalım. Araplar bizi çekemiyorlar çünkü bir Atatürk ve arkadaşları sayesinde çağdaşlaşıp çağdaş Müslüman olduk. Şimdi de bu Erbakan bozmalarını besleyip besleyip bizi tekrar kendilerine benzetmek istiyorlar. Bunun için 30 - 40 senelik projeleri var ev cumhuriyetin başından beri bu böyle.

Demek istediğim: Bana siyaset yapmasınlar

Sokağa çıkıyorum, küçükken filan. Bu karılardan birinin yanında dolmuşa bindin yandın. Öyle büyük popoları var ki altında kalırdım. Kaç kat giyiniyorsa artık. Çoğu da obez bu kadınların.

Sebep?

- kendi bedenini inkar etmiş. Kadın bedeni yemeye, içmeye, oruç tutmaya ve bebek yapmaya yarar. Başka yok. sex desen 16 yaşında filan (ilk evlendiğinde), sonra onun kocası da yapamıyor. O yüzden çok eşlilik var. Kendi yaptığı saçmalık yüzünden o "kadın" 26 yaşında yaşlı kabul ediliyor (5-6 çocuğuna bakmak dışında bir işlevi kalmıyor).

Yani başörtüsünden nefret edilmesinin sebebi bu. Dünya çapında olan bir şey ve çok da doğal bir şey. Barbarca, batıl inanca dayalı, ilkellikten başka açıklaması olmayan bir gelenek. Masada haremlik / selamlık oturmak gibi.

Kaldı ki biz bunla da yetinmiyoruz. Ben mesela görünüşte erkeklerle aynı masada oturan kadınları savunmuyorum ki. Ben her açıdan erkeğe eşit ve erkeklerle aynı hakları olan kadınlara inanıyorum. Yani ben şekilci de değilim ki. Ben o feodal / gerici / yozlaşmış zihniyetten nefret ediyorum. Kumaşla bir sorunum yok. niye olsun?

+
1) Türk kadınları örtünemiyorlar. Suriyeli kadınlar o örtüyü kendilerinde yakışacak şekilde giyiyorlar. gezenler bilirler. Mısırda da öyle. Arap kadınlarının çok da düzenli ve temiz oldukları söylenir.
Bizdekiler:
a) yalap şalap, berbat biçimde ne bulduysa kafasına geçirmiş gibi görünüyor.
b) büyük şehirlerde: "Ben gencim, entelektüelim, eğitimliyim, bakın makyaj bile yaptım." görüntüsü veriyor (İstanbulda bira içenini de gördüö - yeminle) Bunla da benim uğraşacak halim yok.

2) Bazı Afrika ülkelerinin kadınlarına yakıştırıyorum.
3) bazı durumlarda köylü kadınlara da yakıştırıyorum.

Bende o göz var. geleneksel olana her zaman saygı duyuyorum. Ama dejenere / özenti / suni olarak teşvik edilen toplu salaklığı da hemen anlıyorum (Son kelimeye kızacaksınız, ama mesela 15 Temmuz karnavalı için siz hangi kelimeyi kullanıyorsunuz? Veya mesela günrük birliğine girdiğimizde -96 senesi- Çillerin düzenlediği sokak panayırlarını filan nasıl tarif ediyorsunuz? - "toplu salaklık" kelimesini o anlamda kullanıyorum.


- Bu Feto / AKP İslamcı yaklaşımı öyle. Batı'daki ırkçı hareketler de aynı. 2000'den sonra onlar da "aaa hiç olur mu? ben göçmenlere katiyen karşı değilim" deyip silahlanıp, her türlü cinayeti filan işleyebiliyorlar. Zamanın modası "Ben sapına kadar delikanlı bir demokratım" deyip saman altından su yürütmek. Bütün popülist hareketler öyle.

Ve bunlar daha tartışmayı bile bilmiyorlar. Mecliste bize türban şov yapıyorlar. Meclis öyle bir şey onun için.

"Meclis Türk halkının temsilcilerinin bir araya gelip ülkenin yararına karar aldığı yerdir" konusunu anlamamış ki. Eskiden de öyleydi. Meclis kavga edilen, su atılan, türban şov düzenlenen, uyunan, para alınan bir yer onun için. Bu benim yazdığım cümlenin anlamını bilmiyor ki.

Yani Birleşik eğitim sistemi. imam hatipe de gerek yok. Bence ilahiyat okuyan kişiler imam olmalı. (devlette kadrolu olarak). Lise bilgisi cemaat yönetmek için yeterli bir eğitim düzeyi değil. Onun dışında Robert koleji vs gibi, çok süper okullar hariç, birleşik eğitim sisteminin dışında okul olamaz. dini okul olamaz. Hatta din dersi bile olamaz. (git kendin öğren kardeşim, devletin sorumluluğu mu?)

+ Laiklik Tanrı kavramını kabul etmez. Çünkü Tanrı yoktur. yani bilimsel olarak ölçülebilir / kanıtlanabilir / somut varlık olarak yoktur. Öyleyse devletin dini yoktur.

BU komünist ülkelerdeki din yasağı gibi bir şey değil. Ama kimse kamuya açık alanda dini görüşünü sergileme / reklamını yapma hakkına da sahip değildir.

Ve Laik ülkelerde inanan herkes dinini yaşayabiliyor. İşin Aslı, Fransa'daki İranlılar o açıdan İran'daki İranlılardan daha rahat.

Bence bütün rezillik Wahabi Sudi Arabistan ve İran'lı mollalardan çıkıyor. Bence Batı bunlara petrol karşılığında beleş para vermeyi bıraksa, İslam aleminin çoğu 4-5 sene içinde ciddi şekilde rahatlar.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst