Laetna Şiirleri

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Amatör Şairler ve Şiirler kategorisinde Laetna tarafından oluşturulan Laetna Şiirleri başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 41,947 kez görüntülenmiş, 259 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Amatör Şairler ve Şiirler
Konu Başlığı Laetna Şiirleri
Konbuyu başlatan Laetna
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Laetna

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
yalnızlar durağında bir yaşlı fakir karton ev kurmuş bekler.
Sakalları ak,
saçları ak,
yıldızlar, soğuk ak.
Yalnızlık ve fakirlik kara.

Çirkin dudakları patlak gözleri fakirdir güzellikten
ve yoksun her şeyden.
En başta sevgiden.

Başka vücutlardan yoksun,
sıcaklığından yoksun,
ona sarılacak kolların varlığından.

Bir dili bir, düşüncesi, hayalleri ve kendinden başkası olmadan.
Varolanların hiç birisi onun olmadan.

Yaşıyor yaşlı adam, karton evinin sıcaklığında.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Ses, önce ses gerekli kulaklara.
gözlere, bakmak için başka gözler..

Saçları okşayacak eller gerekli,
elleri tutacak eller olmalı onlar.

Yürek gerekli, kocaman olması şart değil, sığdırabilek kadar bir başka yüreği.

Başka bir ruh gerekli, kendininkine karışacak.

Ve en önemlisi aşk gerekli, tüm varlığının sana tasvirini yaptıracağı.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Sessizlik,
bir yanında kalp atışları
bir yanda kulak çınlamaları.

Nede sessiz yükselir güneş
kızıldan maviye doğru,
çoban yıldızı uykuya dalarken
ben beklerim, beklerim seslerini bu günün.

Kokular bende hissiz olur,
sesler hep sessiz,
dil hep tatsız ve suskun,
kalbim, kalbim benden uzaklarda olur,
sesleri kulağımda atışları gövdemde

ve kalbim benden uzakta
tüm gizlerin güzel kokuları arasında.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Uyuyuşunu düşünüyorum şimdi.
O hep gülen, içinde bir çocuğun saklı olduğu gözleri. Ve o gözlerin altında binlerce yıllık yaşanmışlıkları sindiren bir kadının olgunluğunu hissettiren bakışları..
Yine içerim de bir şeylerin bulantısı çözemeyişimin seni.
Senin sadece benim oluşunun rahatlatması gibi.

Ne de garip uyuyorsun şimdi sen,
sanki sol kolumun altında kalbimin tam içinde gibi. Nefes alışın sol yanağımı sıcacık ısıtırken, saçlarını kokluyorum.
Saçların güzel, kokusu kadar seni sevmenin..
 

birazdahaderinmavi

Kahin
Yeni Üye
Katılım
29 Ara 2011
Mesajlar
1,442
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
58
Cevap: Ynt: Mezardan Bakış

Sen şairsin düşünme ufkun sonsuz ve biraz düşün,ben düşündüğümde mezardan baktığımda gökyüzüne doğru ne görürüm dedim öldüğümde.

İkincisi evet söyledğine katılıyorum mantıksız öyle değil mi? Ama; zaten öyle olması gerekmezmi sonsuz bir düşüme güçünde mantık aramak gereksiz bence.Şiir sürrealizmin etkisinde yazıldığından daha doğrusu mantık gerektirmesi gereksiz.Ben 2. Yeni hayranıyım ve o yoldan gitmekteyim cemal süreya,edip cansever,turgut uyar gibi şairlerin şiirlerine baktığımızdada mantığı şiirin içine katmadıklarını göreceksiniz.

Şiiri sadece o an ne düşünüyorsam onları deile getirerek yazdım, ne bir ön hazırlık nede daha önceden esinlenme olmadı.Zaten buda sürrealizmin altın kuralı.

Teşekkür ederim yoruların için beni kırmayışınız gerçektende beni mutlu etti.

sn.laetna, ikinci yeni hakkında çok şey yazıldı, söylendi ama yine de; -hoşgörünüze sığınarak- size asım bezirci'nin ikinci yeni eleştirisini okumanızı önermeden, geçemeyeceğim...
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Bunu özelden atmanız daha kibarca olurdu sanırım. Ikinci yeni hakkında bilinmesi gerekenleri yeterince bildiğim kanısındayım. O yazının tarihinide hesaba katarsanız, belki de o düşünceyi hâlâ savunup savunmadığımı da sorma gereğinde de olmalıydınız derim. Şuan yeni türk edebiyatından büte kalmış durumdayım, önce o dersin makalelerini bir bitireyim, sonra onu da okur, dilerseniz tartışmamıza benim şiirlerimi paylaştığım bir sayfa dışından devam ederiz. Sağlıcakla.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Düşler, düşmediğin sürece düştürler.
Kanamadığı kadar diz kapağı, ruhunun.
Onlar sadece düştürler.

Gecenin çiselemesi gibi,
saçlarının tellerinden damla damla düşen karanlıklar, düştürler.
Onları düştükleri sürece sadece düştürler.

Senin kulağın sağırdır.
düşen damların, düşlerin,
karanlığın ve benim şarkılarımın sesini duymaya.
Senin gözün kör değildir,
görebilirsin düşleri ama;
düşmediğin sürece onlar sadece düştürler.
 
Son düzenleme:

Süreyya Önal

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
16 Nis 2010
Mesajlar
469
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
49
Değerli Laetna,

bu şiiriniz de muhakkak ki çok özel ve/lâkin bir başka etkiliydi
(verdiğiniz ilhamla ve müsadenizle - kendimce yorumlamak!- isterim ) hoşgörünüzü umarak ...:)

***

karanlığa düşen...
düşün sesiydi Şark'ın
ve sen...
iç kanamalı ağır hastanın
diz kapağına pansuman yaptın
senin gözün kör...
değildi âmâ
düşmediğin! sürecin düşünü yorup
düşten makamlar yaptın
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Laetna, şiirlerine hiç baktın mı eskisiyle şimdisisini kıyaslayınca ben bayağı fark görüyorum da. Sana "Edebiyat" okumak yaramış. Hayat, nerden nereye atıyor düşünsene sen kendindeki gelişmeyi "Edebiyat"sız seni? İyi ki söz dinleyip devam ettin sınavlara...
Şiirlerinin okul bitene kadar daha da güzelleşeceğinden eminim:) Daha sonradan kitap falan çıkarırsan telif hakkı da istersin şimdi sen:)
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
sessiz şarkılar dinliyorum,
sessiz gecenin kanatları altında,
karanlıkta boylu boyunca uzanmış.

Bir kadın gelir yanıma,
yanıbaşıma sessizce böyle gecelerde.
Dudakları sessiz, kulakları sessiz, uzanır yanıbaşıma.

Dilinde eski şarkıların yaraları, Kulakları sessizlikte sağır.
Çatlamış dudaklarından sızan şarkılar sessiz, kelimeler sessiz.
gözleri anlatır halini, ben dinlerim.

Karanlığın gizemine sığınmış iki anka olup, yanar yanar diriliriz.
Ateşi ışıksız, külleri renksiz...
Sessizce diriliriz, yanıbaşında yanmak için bir birimizin.

Sessiz şarkılar söyleriz, böyle gecelerde.
Gözlerimiz anlatır olup biteni.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Neydi sevmek?

Neydi sevmek?
Her şeyi bir kenara bırak,
ve kalbinin atışlarına kulakver.
Ritimleri sana denizlerin mavilerini getirecek.
Ritmi sana toprağa düşen her damlanın özünden gelen sesi getirecek.

Ve sen soracaksın,
neydi sevmek?

Ağustosböceklerinin nameleri anlatacak sana onu.
Belki bir kelebeğin kanat çırpışını hissedeceksin ellerinin altında.
Avuçlarından küçük bir ter damlası, kalbinin derinliklerine akacak.

Sen soracaksın,
neydi sevmek?
Dudaklarında belli belirsiz bir tad..
Gözlerin boşluklarda soracaksın belki.

Sana cevabı veremeyecek kadar yorgun olacak nefesim.
Her şeyi bir kenara bırak
ve kalbinin atışlarına kulakver.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
öyle ufak sebeblerden insan öyle büyük kırılıyor ki;
ne sormaya dili, ne bakmaya yüzü yetiyor.

Sesler susuyor, dil susuyor.
Bir sen konuşursun içimin dili, senin sesin bitmez, sen susmazsın ki hiç..
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
gölgeler büyür güneş batarken.
Karanlık bir hüzünün dişleri gibi kenetlenmiş, omuzlarıma.

Sessizliğin verdiği durgunluk ve yalnızlık, tüm oluşların durması düşünebildiğin, aklın aldığı tüm oluşların.

Renklerin kaybolmasının verdiği rahatsızlık.
Güneş batarken uzar gölgeler.
Güneş batarken uzar hüzünün tadı dudaklarında.
Yalnızlığı dudaklarında eritmek...
Ruhunun her zerresinde Karanlığın tadına varmak olur tüm oluşlar.

Güneş battıktan sonra kaybolur gölgeler.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
senin olduğun şehirlerde başka türlü yağar yağmurlar.
Hep o göz yaşı tadı, her bir damlasında bulutların.

Buz kesiği yaralarım, hep bu yağmurların tuzunda yıkanır.
Içimdeki korlar hep bu yağmurlarda alev alır.

Şehrin her yarığından bana sızar;
her kanalından bana dökülür,
senin yağmurların.

Üşürsün bilirim,
cami avlusunda ki serçeler gibi titrer küçük bedenin.

Buz kestiğin de sana sarılacak kollardan mahrum,
ben buz kesiklerinden mahrum.

Güneşi çağıran şarkılar söylerim ben.
Güneşi gözlerine taşıyan şarkılar, sesi buzları eritecek şarkılar.

Bulutlar okşasın kirpiklerini,
yedi renk ol gel hadi.
Güneşi çağırın türküler söyleyelim şehirlerin her birinde.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
ölüm karabulutların koynunda bir çocuk kadar sessiz.
Kundaklanmış aç köpekler kadar ürkünç.
Kara meşin beşikte mavi kundak bezlerinin kokusu..

Ağlamayı bekleyen gözleri bir köşede.
Sen sesleri duyabilir misin?
Söyle, ey duyan kulaklar.
Kanın ağladığını görebilir mi,
bu gün batımında hüzünlenen gözler.

Gözyaşları benzer mi yağmura,
dilekler hep iyi midir,
beddualar kötü kokan insanların kalbinin çürümüşlüğünden midir?

Sen, ölümü bekleyen kundakda ki bebek.
Sen duyabiliyor musun sesleri.
Seni çağıran namelerin göz yaşlarını?

Öylesine masumdur ölüm,
seni götüren ayakların olmadıkça gökyüzüne.
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
kalp mekanizması

diller susmaya,
gözler ağlamaya mı yarar?
Insan geç öğrenmesiyle meşhur,
kalbin ne işe yaşadığını.

Tüm bedenininle hissetmeli,
içinde yanan ateşin sıcaklığını.
Dilin hararetinden kurumasını.
Göz yaşlarının kalbin sıcaklığında ısındığını.

Ruhun cansızı canlı,
kalbin ruhu insan yaptığını.

Sesler duyacaksın,
renksiz sıcak sesler.
Dilin susmaya,
gözlerin ağlamaya alışacak.

Anlayacaksın,
anlatacak kalp sana ne işe yaşadığını.
 
P

pissen

Ziyaretçi
ateş ana rahminden kucağa düşmüş olsa gerek ki , insan kendinden ayrı arar canını kalbini ve hep sonradan özümser ruhunu..
yazdıklarını okuduğumda hep bu şarkı geliyor aklıma

ve meleklerin sebepsiz yere düşmediğini anlıyorum
her zaman güneşi çağıran şarkılar söylemen dileğiyle leatna.. esenkal..
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Sen

Güzeldir senin duyguların.
sesin, sessizliğin, gözlerin, saçların, kokun..
Ve sen bazen bana sevgiden başka herşeyin bir hiç olduğunu hissettiren küçük bir melek olursun;
omuzlarımda, kalbim de ve bedenim, ruhumun her zerresinde..

Gülüşü güzel, çocuksu kadınım.
Küçük dünyamın,
kalbi büyük, yüreği yufka meleği.

Gözlerin ele verir seni.
gözlerin, ürkek ceylanların otladığı çayırların sessizliği.
Gözlerin, tüm derinliklerin gizemi,
tüm renklerin büyüsü..

Sesin ele verir seni.
Sesin, evrenin uğultusu.
Sesin, müziğin ruha işleyen ahengi

ve sen çocuksu kadınım.
Güzeldir senin duyguların.
sesin, sessizliğin, gözlerin, saçların, kokun..
 

Laetna

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Tem 2008
Mesajlar
443
Tepkime puanı
6
Puanları
18
Yaş
34
Ölü balık

ölü bir balık gibi,
boylu boyunca uzanır içimde bir yalnızlık.
Durdukca dayanılmaz deniz kokusu, ölü.

Pasları yosun tutmuş batık gemi direkleri gibi,
dimdik uzanır bedenim.

Ruhu tuzlu dalgalar..
Gün batımına kucak açan yelkenler nerede şimdi;
gürültücü martılar, nerede?

Içimde ölü bir balık uzanır şimdi, yaşamayı özleyen.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst