Korona Virüsü Yalanları 2. Bölüm.

DemoKratos' Alıntı:

Bilale anlattık ana sınıfı çocuğuna anlatsak bundan iyiymiş. O olsa şu açıklamayı gayet net anlardı.

Ana sınıfı çocuğu şu açıklamayı son derece net anlar haaa tamam anladım derdi!

Genişletmek için tıkla ...

Sen hiç bir şey anlatmadın. Sana aşıının kişiyi nasıl koruduğu sorulmadı. Bulaşıcılığı hangi mekanizmayla önlediğinin bilimsel açıklanması soruldu. Bulaşıcılık önleme mekanizması soruldu. (mekanizma)

Buna dayanak viroloji/immunuloji bilgisi/bilimi temeli ya da ilgili makale döküman istendi.

Yukarıda açıkladım.

ve veremez merak etme orjinal ordinaryısunda veremez çünkü öyle bir temel yok
alınma burada bilim tartışıyoruz

DemoKratos' Alıntı:

Bilale anlattık ana sınıfı çocuğuna anlatsak bundan iyiymiş. O olsa şu açıklamayı gayet net anlardı.

Ana sınıfı çocuğu şu açıklamayı son derece net anlar haaa tamam anladım derdi!

Genişletmek için tıkla ...

Tamam soruyu değiştirelim.

Virüs solunum yollarında, boğaz ve çevresi, mi taşınıyor?

Antikorlar ya da bağışıklık hücreleri (akciğer için sanırım t hücreleri ) nerede ne kadar?

yani antikorun varsa bütün antikorlar solunum yolları, burun ve boğazda bekleyip set kurup her virüs geldiğinde anında tamamını yok mu eder?

En basit örnekte akşama kadar virüs taşıyıcısı binlerce insanla aynı havayı solur devrederdin

İkincisi coronavirüsü bırak genel virüslerin etiyolojisi (kökeni/nedeni) açıklanmış değil. Hipotezlere dayalıdır yani virüsün ne demek olduğunu bile biz açık olarak bilmiyoruz.
İnsan DNA'sıınn %10'unun virüsler oluşturuyor ve bunlar gen parçaları, gen hırsızları olabilir.

İnsanlar arası gen değişim araçları (genetik mutasyon aracıları ve taşıyıcı) bile olabilir (yapılandırılmamış gen hipotezi) (ben öne sürdüm az önce)

Virüsler insandan insana gen parçadı taşıyor ve gen nakli yapıyor olabilir.

Son olarak soğuk yoksa virüs yok (ya da %10-20 var). TENTEN bunu güneşe yordu. Influenza nın kuzey yarım kürede ağustosta salgın hastalık yapma riski neredeyse sıfır.

Soğuk algınlığı virüslerinin ilk etiyolojik kapsam ya da bağıntısı soğuk hava ya da gün ışığı ve hava koşulları

Son olarak buradan yorumlarsam .Evlere doluşan beş kat giyinen sıcak evde yaşayan yapay ışığa maruz kalan açık soğuğa maruz kalmayan ve buna dayanıklı olmayan insan kış mevsiminde hasta olur. Muhtemelen doğal bir eskimonun dayanıklılık yeteneği sizin on katınız olacaktır. Virüs saçın çoğunu enfekte edemezsiniz.

DemoKratos' Alıntı:

Bilim karşıtlığı

Genişletmek için tıkla ...

Tanzanya yaz kış 20-25 derece neredeyse tüm yıl güneş görür (bi kaç ay muson yağışı) ,sıcaklık sabit.
covid influenza yok denecek kadar az ve neredeyse yok

Aşıya ihtiaçları yok çünkü soğuk iklimleri yok çünkü soğuk yoksa soğuk algınlığı yok

Takip edin. Ağustos 30 derece .Ocak şubat 5-10 derece ve gece eksi soğuklar

Salgınlar tam eylül,ekim, kasımda başlıyor. Vücut soğuğa geçiş yapıyor ve hazırlanıyor, uyumlanıyor.
Salgın bir kaç anlama geliyor olabilirdi. Kışın soğuğun çetin geçeceği, yakında soğuğa maruz kalınacağı. Kitlesel anomalik soğuk maruziyeti olasılığı.

Bunun dışında a-doğal virüs olasılığı.

Zaman çerçevesini kaldırıp düşün. Eğer covid doğal salgınsa ben buradan oturduğum yerden kuzey yarım küreyi (0-30 yıl içinde) bir buz çağı, iklim anomalisi beklediğini söyler susardım

İkincisi salgından korunmanın en güçlü yolunun soğuk-sıcak ısırmasından kaçınma ve yani hava değişimiden korunmak kaçınmak, bedeni soğuk ve sıcağa aşamalı geçiş yaptırma/uyumlaştırma ve en daha çok güneş görme olacağını söyler susardım.

Basitçe beden ısısını yaz kış sabit tutan bir giysi üretin. Isınma enerjisinden tasarruf edin ve evleri de ısıtmayın..

Soluduğunuz hava ev de 26 derece dış ortamda 0 derece

Ağız için hava sıcaklığı filtresi yapın ya da havayı aşamalı ısıtan soğutan bir cihaz geliştirin bir daha hasta olmazsınız

Duabi de kendini ısıtan kent yapılıyor..

DemoKratos' Alıntı:

Bilim karşıtlığı

Genişletmek için tıkla ...

Benim soğuk algınlığından korunma teorilerim

1- Yaz kış giyinmeme (en az giysi) ve doğal sıcak ve soğuğa maruz kalma, ısıtıcı soğtucu kullanmama ve yada en az kullanım, gerçek ateş ısısı
(bu tüyleri uzatacaktır. geliştirecektir..)

Özellikle ayağın el gibi soğuğa, açık havaya ve doğaya temasını sağlama. Ayakkabı kullanmama ya da doğal materyal en az açık terlik vb gibi ayakkabı kullanımı onu da sürekli kullanmama (Hipokrat'a bak!)

2- Yaz ve kış ortak giysi kullanımı. Kuşlar, geyikler, tavşanlar, koyunlar ve kediler gibi doğal kıl ya da ona en benzer doğal sentetik vb içerikle tüm vücudu kuşatan bir soğuk sıcak bariyeri giyisi üretme ve hava ısıtmaya ev ısıtmaya son verme

3- Evler ve işyerşleri ısıtılacaksa kentlere taşıma ve yol gibi alanlara da kapalı sıcak hava koridoru ve ısıtma uygulama. Hava sıcaklığını denetlendiği kapalı yol ve taşıma alanları.

4- Solunan havanın ısı denetimini yapabilecek giysi başlık vb üretme.

Alimallah bi daha hasta olmazsınız... Aşı maşı da lazım olmaz...

DemoKratos' Alıntı:

bilim karşıtlığı ,bilale anlatır gibi..

Genişletmek için tıkla ...

şimdi bilale anlatır gibi anlatıyoruz

bilim ne zamandan beri benim sağlığım için benim zorunluluklarıma karar vermeye kalktı ya da nasıl?

Ben 110 kiloyken bana kilo vermeyi zorunlu tutmadı, ağzımı bağlamadı. Diğerlerine bulaşır aman topluma gözükme demedi.
Ben tansiyon ilacı alırken insülin ve kan şekerimi denetlemeyi zorunlu tutarak bana sağlığımı korumayı zorunlu tutmadı
Hastalık gibi sağlıkta bulaşır. İnsandan insana nüfuz eder sirayet eder bulaşır. Güçte bulaşır. güçlü seni güçlü kılar, zayıf seni zayıf kılar.
Bilim eğer içtense vücut kitle endeksi sınıra aşana bilimi/diyeti dayatsın
Bilim eğer içtense herkese 30 dakika sabah sporunıu zorunlu kılsın. Eğer kitlesel sağlık için bir şeyi zorunlu kılma y-etkisi varsa hiç çelişik değil iyi bakın.

Okullar spor yuvaları olabilir. Okulların yarı yarıya spor salonuna çevirin. Her gün ama her gün tüm çocuklara yarım gün spor sağlık eğitimi ve öğretimi verin. Tamamen fit ve sğalıklı bir nesliniz olacak. Bilim/biliş/bilgi. Gerçek

Bilim eğer içtense evrensel açlık sınırıyla (asgari gıda temini ve sağlık ilişkisiyle) ilgili bir makale yazsın ve evrensel bir gelir gıda sınırı olması gerekir diyerek tüm hükümetleri önlem almaya davet etsin, çağırsın..
Dürüstlerse yazsınlar ve o makaleye atıfta bulunmadan sağlığa dair tek makale hiç bir dergiden geçmesin, bunu birincil halk sağlığı sorunu yapsınlar, her gü ntüm dünayda TV de ve ana akı memdyada dönsün bak neler oluyor.

Toplumun dürüstse vücut kitle endeksi sınırı aşanları toplumsal eğlence mekanları tiyatro vb alanlara sokmasın.Sağlık pasaportu versin.
Akşama kadar tv de spor yapan fit insanlar göstersin ve spor propagnadası sağlık propagndası yapsın

Bilim eğer içtense sabah yarım saat spor yapmayanı bunun pasaportunu göstermeyini, işyerine diğerlerinin içine almasın.

DemoKratos' Alıntı:

insan sürü hayvanı

Genişletmek için tıkla ...

İnsan eğer sürüyse
a1 - sürüden ayrılabilirim benim meselem
b2- Sürü bana niye tabi değil, sürüyü kim belirliyor önderi kim var mı yok mu sen sürü sözcüsü müsün? kimsin?
c3- benim gibi düşünenlerle ikincil üçüncül ayrı ayrı sürüler örgütler yoluma bakarım;
d4- eğer ille de sürüyü biri yöneteckese ki ben yönetilmem/eğitilmem yönetmeye bakarım ve döner seni yönetir ve döner sizi ben eğitirim öğretirim

üstünlük/güç taslayan gelir karşısında beni bulur. Birebir face to face yüzleşir boynuzları toslaşır almayı deneriz boyunun ölçüsünü. Kim kimi devirirse
Doğa da böyle. Sürü gücüyle tekil güçlü bireye saldırıdan ziyade en güçlüler kendi arasında kapışır
Ben güçsüzlük ve sürüye tabiyet ifade ve iddia etmedim

Sürüyü yöneten yoksa herkes özgür özerk. Yok yöneten varsa ben de talibim ben yöneten olacağım....
Diğer adayları beklerim buradayız gelip beni yönetmeyi denesin

DemoKratos' Alıntı:

diş apsesi ve geberip gitme

Genişletmek için tıkla ...

Diş miş apsesi, inflamasyon zero carb'la bir kaç hafta da yönetilir ve çok gerekirse kendi dişimi ben doldururum.
Ben senin şaban toplumunda yetişmedim
Onun dışında hiç mi benim gibi toplumdan dışlanan dışlanacak dişçi yok. Biz birbirimizin dişini doldururuz boşaltırız o işi bize bırak. Ben antibiyotik yutmam, apse içinde yutmam. normalde de yutmam, şu an yarın apse olsun almam zaten, ölmem de merak etme.

O da olmadı ölümle kalımla derdim yok arkadaş özgürlüğümü/istencimi satmam. İstesme de satamam huydur, yapıdır yani. Yapı meselesidir, içseldir. Bu böyle

DemoKratos' Alıntı:

........

Genişletmek için tıkla ...

özgürlük

kölelikten daha berbat bir hastalık yok. Özgürlükten güçlü sağlık yok.

DemoKratos' Alıntı:

bilim karşıtlığı

Genişletmek için tıkla ...

'bilim yanlılığı' (bilale anlatır gibi...)

Senin bilim yanlıların tek bir tanesi çıksın iktidara laf etsin millet yemeye et gıda bulamıyor hasta oluyor diye

TV de akşama kadar dolaşanların biri de ağzına iktidarı alsın ,açlık sınırını alsın.

Bir tanesinin halk sağlığını insanı (insan sağılığını) umursayan bir tane makalesi omurgalı duruşu olsun. 2.500 lira emekli maaşı. Geliri olmayan var.

Çıkıp zeytinyağı tüketin bilmem ne diyenler. Neyle tüketecek?
Ha bak onlar bile bunu tüketin diyenler bile TV yok kalmadı. Bunlar kim onu da bilmiyorum.
TV yi bıraktım 15 sene oldu da sosyal medyada görüp okuyorum 4 kişi varmış klon gibi çıkıyormuş TV'ye. Diğerleri yaskalanmış..

Ben sana Covidden ölümün gerçek nedenini söyleyeyim. Aşırı yaş, ölüm sınırı bunlar ilk nedenler. Ölenlerin çoğu yaşam beklenti sınırını yani 80 yaşı aşan insanlar. İkincisi metabolik sendrom, kalp damar hastalıkları, obezite, tansiyon, diyabet, oto-immun kronik sorunlar. Kalp damar hastalığıın nedeni insülin ve kan şekeridir. Hareketsiz yaşamla birlikte. Yani asıl ölüm nedeni yüksek insülin, yanlış diyet ve yaşam tarzı. virüs değil. Virüsten bin kat ölümcül ve virüsün asıl ölümcül olmasını sağlayan/gerektiren bu.

Kimse bize daha tek istatistik vermedi. Ölenler hangi ilacı/ilaçları kullanıyor? Sorduk.
Bilgi alma hakkım. Ben sürü değilim.

(Kalp sağlığı) Obezite komisyonu kurdular. Millet açlıktan obez. Yağ et tüketmiyor aşırı karbonhidrat tüketiyor çünkü yeterli iyi yağ ve protein alamıyor. Obezitenin asıl nedeni.
(Ayurvedacı) Diyetisyenin biri cumhurbaşkanına kadar çıktı. Topluma açıklama yaptı Ne dediler?

Bu habare bak

İstanbul, Ankara, İzmir, hatta Doğu Anadolu’da Maraş’ta, Antep’te herkesin göbek bel civarı artmış, inanılmaz bir obezite var. Tansiyon, şeker, insülin direnci ilacı vesaire, kan sulandırıcı gırla ilaç kullanılıyor. Bu bir kere hem ekonomik bir kayıp, artı erkeklerin erkekliğini öldürüyor, bayanların düzenini bozuyor.

Genişletmek için tıkla ...

Ben lisans düzeyinde bir toplumsal bilimciyim merak etme. Bu haberi okuyabilirim

Haber diyor ki; "İnsanlar çok ilaç kullanıyor. SGK zarar ediyor,cari açık var ne yapabiliriz Ender?"

Niye Ender Saraç'a soruyor? toplumun "b" kesimini (b grubunu) kucaklıyormuş. Çünkü kendi seçmenine yayın yaptı. Bir tane bitkici çıkardı yıllarca kür önerdi ilaç tüketimini azaltmak için. Psikiyatrik tanılarda (pahalı ilaçlardır ve yıllarca kroniktir birden çok ilaç kullanılır) ilaç azaltma için ruh, cin hastanesi kurdular. Geleneksel sağlığa döneceğiz dediler. SGK ve ilaç hastane giderleri araç -otomobil- ve telefondan sonra en ciddi dışa kaynak aktarımalrından biridir. "Hepsi ekonomik", kısma tedbiri

Ender Saraç ne dedi?

Sigarayı bırakma kampanyasının başarısı sonucu obezite arttı. Çünkü sigara içmenin esas nedeni gizli depresyon. Sigarayı elinden aldın, gizli depresyonu tedavi etmedin, ne olacak? Akşam güçlü olmak mecburiyeti kalktığında, en kolay diğer oral tatmin yolu, baklava, börek, çörek.

* Erkeklerde testosteron düştü. Testosteron düşmesi demek memelerin büyümesi, artık bütün erkekler memeli oldu. Testosteron düşüklüğünden ve göbek ve bel civarında yağlanma artıyor, kas kaybı var.

Genişletmek için tıkla ...

Erkeklerin ki kalkmıyor (depresyon ilaçları ve diğer ilaçlar ve obezite stresle birlikte iktidarsızlık nedeni) baklava böreğe abanıyorlar (insanlar mutsuz) dedi.
Bir uyuşturucu (sigara) seks vardı, sigara mücadelesiyle milleti obez ettin galiba onu da ellerinden aldın dedi.
Oysa sorun ekonomik.
Bir taşla kırk soru sorulmuş Ender'e. Ender de zırvalamış ne yapsın?

Lan Ender kas kaybı düşük protein tüketiminden olur.
-----

Bana Covid risk hesaplamasını bir yaşam beklentisini aşmamışlardan yap.
İki sağlık kronik sorunu olmayanlardan yap.
sıfır covid propagandası ve doğru sağlık propagandasında bana kisme risk hesabı yapabilir mi?
Çocukların gençlerin geleceğini heba ettiler.

Di vitamini 100 araştırmada ölüm riski ve yoğun bakım riskiyle ilişkilendirildi. Ney d vitamini kaynağı?
Hayvansal yağlar ben söyleyeyim. Bir balık yağı, iki koyun yağı, büyükbaş yağı...
Bunu kabul etmek neye gebe bak.! Labortuvar etinin tersi. İnsaların aç olduğunu, hayvansal gıda tüketemediğini kabul etmek zorunda kalırsın. Güneşle ilgili değil. Tamamen güneşle ilgili olsa ağızdan alınan damla ya da hayvan yağı tek başına yükseltmezdi ama iher ikisi de güneşsiz yükseltiyor.

Nazım'ın lafı var: "siz vatanperseniz ben vatan hainiyim!". Siz bilim taraftarıysanız ben bilim karşıtıyım arkadaş! bunu da böyle yaz bi kenara...

Nazım'ın lafı var: "siz vatanperseniz ben vatan hainiyim!". Siz bilgiliyseniz ben cahilim arkadaş! bunu da böyle yaz bi kenara...

Üçüncü doz palavrası tamamen çocukları aşılatmayı kabul edip etmeyeceğinizle ilgilidir ve çocukları aşılatın ve hemen üçüncü doz palavranızdan ya da bu sahte tiyatrodan kurtulun ama daha doğrusu bu sadece süreci üç sene önceye alıdı ve üç sene sonra zaten oradasın.

Bunu görmüyor musun?

Kanada'nın sahte "En İyi Doktoru" Theresa Tam: 2 doz "seni enfeksiyona karşı gerçekten korumaz, ancak üç doz seni bir süre enfeksiyonlara karşı kesinlikle koruyabilir."

Ne kadar uzun bir "zaman periyodu"? Bu çılgın bir saçmalığa dönüştü. Uymayı bırak.

https://twitter.com/i/web/status/1490733802343129089

Genişletmek için tıkla ...

Aşılı ve hasta olmayan bir insan da virüs elbette taşıyabilir. Markete gider, hasta birisnin burnunu sildiği eliyle dokunduğu bir metaya dokunur. Sonra gider merdivenin korkuluklarını tutar, virüsü oraya bulaştırır. Sonra korkuluğu tutan aşısız biri virüsü kapar ve hasta olur.

Böyle dolaylı bulaşıklar elbet olur. Ama virüsler kendi başlarına üreyemezler. Konakçı bir vücutta ürerler. Bağışıklığı bulunmayan hasta kişiler virüsü üretiyor. Bu kadar açık net anlatımın anlaşılmayacak bir yanı yok.

DemoKratos' Alıntı:

Aşılı ve hasta olmayan bir insan da virüs elbette taşıyabilir. Markete gider, hasta birisnin burnunu sildiği eliyle dokunduğu bir metaya dokunur. Sonra gider merdivenin korkuluklarını tutar, virüsü oraya bulaştırır. Sonra korkuluğu tutan aşısız biri virüsü kapar ve hasta olur.

Böyle dolaylı bulaşıklar elbet olur. Ama virüsler kendi başlarına üreyemezler. Konakçı bir vücutta ürerler. Bağışıklığı bulunmayan hasta kişiler virüsü üretiyor. Bu kadar açık net anlatımın anlaşılmayacak bir yanı yok.

Genişletmek için tıkla ...

Bilimsel veri içeri karaştırma derleyebilirdim ama lütfen siz yapın mrna aşı kalıcı bağışıklık değildir.
6 aylık antikor sağlar deniyor yani 6 ay sorna antikorunuz %20 ye düşüyor ve tekrar aşıalnmalısınız.
Bunlara geçici onay verilirken 1 ya da 2 yıl süreyle en az %50 koruyuculuk şartıyla verildi. Ben hukuk biliyorum.

Yeni varyantların aşının etkisini azalttığı bir gerçek. Virüse yeni varyant üretme şansı kazanacak zamanı aşı ve maske, sosyal mesafe karşıtları verdi. Virüs varyant üretme şansı yakalayacak zamanı bulamasaydı etkisi kalmamış olacaktı. Aşı ve önlem karşıtları direndikçe virüs yeni varyantlar üretme şansı yakalayacağı zamanı elde ediyor.

DemoKratos' Alıntı:

Aşılı ve hasta olmayan bir insan da virüs elbette taşıyabilir. Markete gider, hasta birisnin burnunu sildiği eliyle dokunduğu bir metaya dokunur. Sonra gider merdivenin korkuluklarını tutar, virüsü oraya bulaştırır. Sonra korkuluğu tutan aşısız biri virüsü kapar ve hasta olur.

Böyle dolaylı bulaşıklar elbet olur. Ama virüsler kendi başlarına üreyemezler. Konakçı bir vücutta ürerler. Bağışıklığı bulunmayan hasta kişiler virüsü üretiyor. Bu kadar açık net anlatımın anlaşılmayacak bir yanı yok.

Genişletmek için tıkla ...

İkincisi bu gönderi de bir yorumda ekledim Almanya da doğal olarak hastalığın geçirilmesinden 430 gün sonra doğal antikorları gösteren çalışma var
2003 sars salgıınndan 10 yıl sonra doğal bağışıklığı ve antikoru gösteren çalışma var.
mrna aşıların bağışıklık sisteminin öğrenilmiş tepkilerini yokedip sıfırlayaibleceğine dair bilimsel çalışma var

Aşı bulaşıcılılığı önlerle aynı sözde bilimsel manipülatif propoaganda hastalık geçirilse bile antikor yeterli değil yine de aşı olunmalı diye yapıldı ve bunu yazan Türkçe İngilizce kaynakları ben size çıkaraiblirim. Bundan çok uzun bir dönem sonra CDC dedi ki evet doğal bağışlıklık antikorları aşıdan güçlü. Daha önce bu ifadeyi sarfeden herkese saldırıldı. Ben sosyal medyadayım 3 yıldır.

Kimseye antikor ölçümüyle aşı yapılmıyor.

Eskiden bu ülke de Çiller diye başbakan vardı ve eğer bu salgın dönemindeki dünaydaki uzman ya da sourmlu denilen kurum ve kişiler ya da Türkiye dahil ana akımlarda Tv ye çıkanların ifadeleri toplansa söylemlerinden çark ve gafları derlense Çillerle yarışıyor (ki pharma ajanı/tolü/işbirlikçisi olmayan kimse TV de yok, ana akımda)

Amerika da ana akım medyayla ilaç tröstleri aynı tekele bağlı. Bir ilaç firmaıs var bir medya...
Para herşeyi yapar.

Hatırlayın.
Alt sınıfın aşıya elverişsiz olma hakkı yok. O aşıyı almıyorsa karşıt. İşyerlerinde koyun gibi minbüse bindirildiler.
Üniversiteler mesaj attı kampüse giremezsiniz aşı olmadan gelmeyin. Ord udiğer kurumarlda zorla aşı yapıldı.
Sözde bir hukukçu ordu zoruyla yapılsın dedi. Daha faz 3'teydi.

Aslında en sağlam bağışıklığın doğal yolla, yani sürü bağışıklığı dediğimiz yolla kazanıldığı bir gerçek. Fakat bu da ölen ölsün kalan sağlar bizimdir stratejisi olduğu için onaylamak güç. Elden gelenin yapılması gerekiyor. Hiç bir aşı hastalanıp iyileşen insandaki bağışıklık düzeyini sağlayamaz. Çok sayıda ölümü göze alırsanız aşı yerine sürü bağışıklığını tercih edebilirsiniz. Ama tıbbın görevi en az sayıda ölümle hastalıklarla başa çıkmak olduğu için aşılar üzerinde çalışılıyor.

Yeni bir teknolojinin eksik yanları ortaya çıkması doğal karşılanmalı. Ama aşının etkinliği tartışmasız. Tam ve kesin koruma sağlıyor mu, böyle bir beklenti zaten olamaz. Bağışıklığı düşük bireyleri aşı ciddi şekilde hasta da ediyor.

Ben üç aşı yaptırdım, en küçük rahatsızlık hissetmedim. Bazıları yataklara düştüm aşının ertesi günü, üç gün yattım diyor. Epeyce de duydum böyle aşıdan aşırı etkilenen. İnsan değişken doğa değişken. Kesin çözümler yok.

DemoKratos' Alıntı:

Yeni varyantların aşının etkisini azalttığı bir gerçek. Virüse yeni varyant üretme şansı kazanacak zamanı aşı ve maske, sosyal mesafe karşıtları verdi. Virüs varyant üretme şansı yakalayacak zamanı bulamasaydı etkisi kalmamış olacaktı. Aşı ve önlem karşıtları direndikçe virüs yeni varyantlar üretme şansı yakalayacağı zamanı elde ediyor.

Genişletmek için tıkla ...

Ben bugün olanları 2020 de sosyal medya da yazdım benim hesabım silindi. Doz doz gelecekler mrna için yazdım daha Türkiye de Çin aşısı konuşuyordu ve çocuklar için diretecekler yazdım. Grıup vereyim face te git sor bin kişilik grup. Sadece sosyolojik gözlem ve kestirme kehanet demiyorum bak)

Gelişmiş ekonomiler de aynı mrna dozunun 4. sü

Omicroına' üçlü doz öneriliyor

bu çiçek aşısı değil

koruyor antikor oluşturyosa hani?

Peki varyant

Aşının hangi varyantla ilgisi var?

Aşı da bir varyant spike'ı yok ki!

Aşı spike'ı salgın öncesi Amerikan Sağlık sistmei (NIH) kayıtlarında stabil bir coronavirüs spike dizimi olarak bilinen bir yapı. Salgın öncesinde izole edilmiş bir gen dizimi....

Moderna, astrazeneca, pfizer ve jhonson & jhonson spikeları ortaktır/aynıdır ve bu spike salgın öncesinden NIH'te kayıtlıdır.

Şurası açık ki doğa insana karşı Corona virüsü ile ciddi bir atak yaptı. Başarısız ama ciddi bir deneme.

Aşıları tamamen etkisiz kılacak bir atak da yapabilir. Doğa ile çoğu zaman başa çıkamayız. Ya da geçici başa çıkabiliriz diyeyim. Sonunda zaten doğa kazanacak. Biz uzatmaları oynuyoruz.

Doğanın en amansız atağı, sinsi, bulaşıcılığı çok yüksek ve sonunda, biraz uzun bir süreçten sonra da mutlaka öldüren bir virüs üretmesi olacaktır. Bu atağı başarabilir mi bilemiyorum. Zor. Ama olanaksız değil.

Fakat Covid doğanın oldukça iyi bir denemesi. Elli yıl önce olsa kırar geçirirdi. Bayağı iyi deneme yani. Virüste bağışıklık sistemini atlatmasını sağlayan protein bile var. Bu virüs doğanın insana karşı ciddi bir hamlesi, bunu kabul etmek gerekiyor.

Şunu belirteyim ki bilim aşkına sahip olmayanlar bilim tutkusunu anlayamazlar. Ben yıllardır James Webb uzay teleskopunun fırlatılacağı günü iple çektim. Fırlatma anı geldiğinde nefesimi tuttum. Neyse bir aksilik olmadı. Yörüngeye yerleşti, soğutma ve kalibrasyon manevralarına başladı. Hâla heyecanım geçmiş değil, NASA sitesinden sürekli ne yaptığını izleyip kontrol ediyorum. Çünkü aynalar saç teli kalınlığında kalibre edilemezse net görüntü sağlayamayacak. Hubble uzay teleskopu gibi onarma şansı da yok. Bu çok daha uzağa, güneş yörüngesine yerleşti.

Muhteşem bir ayna teleskop. Bilim tapınağının yeni kâbesi gibi. Hiç bir tapınak beni böyle coşturamaz. Tersine tüm dinlerin bütün tapınaklarından olabildiğince uzak dururum. Çevremdekiler ölünce gideceksin ama o nefret ettiğin yere derler. Ben gitmeyeceğim ki siz götüreceksiniz götürmeyin arkadaşım, götürün diyen mi var, götürmeyin diyorum.

İktidar yanlısı bilim filan gibi laflara ise çok şey söylemeyeceğim. Tek söyleyeceğim, suikast iddiasıyla girilen kozmik odadan açığa çıkan belgelerle dünyanın çeşitli ülkelerinde görev yapan toplam 813 MIT ajanının deşifre olarak bulundukları ülkelerin istihbarat servislerince öldürüldüğü gerçek midir diye soran 14 yaşında çocuğun 3 yıl hapis istemi ile yargılanacağı.

Aynı şekilde NASA'nın Opportunity aracı Mars'a inerken yerimde duramadım, heyecandan hop oturdum hop kalktım yerimde. Her başarılı aşamada NASA çalışanlarının sevincini ben de uzaktan paylaştım. Bilim aşkı böyledir. Şimdilerde havalar kapalı, yaz geceleri kızıl gezegene bakar, robot araçların ıssız, soğuk, rüzgarlı, kupkuru Mars çöllerinde ilerleyişlerini, kayaları analiz edişlerini hayal ederim.

Opportunity'nin bir zamanlar 500 metre derinliğe sahip şimdi kurumuş bir Mars gölüne zamanında akan bir nehir deltasında küçük arkadaşı dron ile hayat izi araması gözlerimi yaşartıyor. Bu benim için insanlık tarihinin en önemli olayı. Bilim aşkının ne olduğundan biraz bahsetmeye çalıştım.

@"ictenlik" sana birsey anlatiliyor, sonra biz onu sormadik bunu sorduk acikla diyorsun, aciklaniyor sonra baska bir soru soruyorsun, yetmiyor daha baska yere geciyorsun.

Sen bu konuda neyi savundugunu soyler misin bana? Gunlerdir yazip ciziyorsun twitter bir kaynakmis gibi bir suru seyelr kopyalayip duruyorsun konular birbirinden apayri uzaklikta ne dedigin inan belli degil neyi savundugun keza oyle.

Bu acilan baslikta savundugun seyi soyler misin bana?

Gerçek şu ki dünyada bir türlü insanların vazgeçmek istemediği bir bilim karşıtlığı var. Bu kendini bazen düz dünyacılık şeklinde, bazen uzaya çıkılmadı Ay'a gidilmedi şeklinde, bazen NASA bizi aldatıyor şeklinde, bazen aşı karşıtlığı şeklinde gösteriyor.

İnsanlar bilimden neden kuşkulanıyor? Elbette bilimi bilmedikleri için. Bilimi kenara atıp dine sarılanları anlayabiliyorum. Tutucu, bilgisiz ve duygusallar. Bu sarmallardan çıkamıyorlar. Din saplantısı olmadan bilim karşıtı olanlar ise sanırsam depresif yapıdalar. Başka açıklama bulamıyorum.

Filmlere bakın, bilim adamları (böyle diyorum çünkü bilim kadınları bundan muaf tutuluyor) çılgın, acımasız, duygusuz, tuhaf, ürkünç, katil, sadist ne kadar kötü özellik varsa öyle canlandırılıyor.

İnterstaller ayrı. Orada bilimciler dünyayı kurtarıyor. O ayrı bir film. Ama İndependent Day'e bile baksak bilim adamı tuhaf, manyak ve kaçık.

Hatta İnterstaller'de bilim karşıtlığı eleştiriliyor. Ay'a gidilmedi inancı cehalet ve aptallık olarak yorumlanıyor astronot film kahramanı yani Türkçesi filmin esas oğlanı tarafından. Dediğim gibi bu film ayrı. İndependent Day iyi uzaylılar inancı ile dalga geçiyor tamam iyi ama bilim adamını kaçık manyak olarak göstermekten geri duramıyor.

DemoKratos' Alıntı:

Şunu belirteyim ki bilim aşkına sahip olmayanlar bilim tutkusunu anlayamazlar.

Genişletmek için tıkla ...

Şunu belirteyim ki bilgi aşkı bilim gibi otoritece belirlenen kapsamı sınırlanmış alanla sınılanammalı ve bilgi aşkına sahip olmayanlar bilgi tutkusunu anlayamazlar

DemoKratos' Alıntı:

İnsanlar bilimden neden kuşkulanıyor?

Genişletmek için tıkla ...

İnsanlar neden dinden kuşkulanır?
Evreni, olan biteni anlamak için yeterli gelmez sınırlıdır belli bir gruba hizmet eder tabular vardır ve belirli gerçekler çarpıtılmaktadır

Aynısını bana dinden sonra bilim de yaşattı. Bir iletişim de iletişim kökü yani söylenen yapılandırılmalı ve o bozulmamalıdır

Siz şu an diyor ve sanıyorsunuz ki işte evet din öldü bilim dostumuz ve bilgi orada

Ben de diyorum ki insanın biliim adında örgütlediği bilgi dinin bir genişi bir bolu ama o da bir kontrol aracı...ve o da oldukça sınırlamalı:
Bilim insan hayrına değil iktidarın belli grupların denetiminde ve kendi de kontrol aracı olarak örgütleniyor

Özgür bilgi ve özgürleşme kovaladığınızda farkedersiniz
Kafanızdaki bilim öznesi/nesnesinin yerini "bilgi", "öğrenme" "özgürleşme" gibi kavramlar aldığında frakedersiniz.
Benimle boğuşmak zorunda değilsiniz
Angaje olduğunuz kavram bilim değilde "özgürlük" ve "bilgi" gibi kavramalar olduğunda dediklerimi göreceksiniz

phi' Alıntı:

@"ictenlik" sana birsey anlatiliyor, sonra biz onu sormadik bunu sorduk acikla diyorsun, aciklaniyor sonra baska bir soru soruyorsun, yetmiyor daha baska yere geciyorsun.

Genişletmek için tıkla ...

Hayır şöyle oluyor şu an sen ne anlatıyrosun anlamıyorum
Benim bir şeyler yaptığımı iddia ediyorsun ama neyden bahsettiğini bilmiyorum

Konuyu okumalısın
Yani, gönderileri okumalısın
Bu senin yanlış anlamalarını giderir
Yorumları ve konuyu baştan oku

phi' Alıntı:

Sen bu konuda neyi savundugunu soyler misin bana?

Genişletmek için tıkla ...

Gönderi sevgili ignostik üye'nin
Yeterince açıklayıcı yorumum zaten var
Okunmamış yorumum olmalı

phi' Alıntı:

twitter bir kaynakmis gibi bir suru seyelr kopyalayip duruyorsun konular birbirinden apayri uzaklikta ne dedigin inan belli degil neyi savundugun keza oyle.

Genişletmek için tıkla ...

tek tek yorumlarıma ve spesifik olarak sunulan içeriğime ve benim yorumuma dayalı yorum sunup sorularını detaylandırır mısın?

phi' Alıntı:

Bu acilan baslikta savundugun seyi soyler misin bana?

Genişletmek için tıkla ...

Başlık bir saldırı mı
içerik bir savunma mı
sorulan ne?
anlamadım

forumda herhangi bir başlık ve konuya yazdığım herhangi ortak refleksle ben bu gönderiye de yazıyorum hepsi o