Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Korona Virüsü Yalanları 2. Bölüm.

Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Zamanının Herkül dizisinin oyuncusu Kevin Sorbo'nun bir ifadesi. Bu ifade sol'a, özgürlükçülere ve demokratalara söyleniyor...

Benim covid komplo teorim, tüm pandeminin beni kişisel olarak muhafazakar yapmak için bir komplo olduğudur!

 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Kabul etmekten utanıyorum ama covid'e kadar her aşının güvenli ve etkili olduğuna ve aşı karşıtlarının tehlikeli deliler olduğuna inanıyordum. Artık hiçbir aşının bize söylendiği kadar güvenli veya etkili olmadığını ve aşı karşıtlarının ilkeli özgürlük savaşçıları olduğunu biliyorum.


Aynı! çok cahildim


Aynı.
Ben bir inanandım.
Şimdi, tıp mesleğine bir daha güveneceğimden emin değilim.


Evet. Eskiden çok aşı yanlısıydım. Ablamla aşı karşıtlarının moronlar olduğunu söylerdim. Şimdi kızımı bir saat ötede bir pratiğe çevirdim çünkü bütünleştirici tıp yapıyorlar ve iğne yapmıyorlar.


Utanma. Tasarım gereği böyle. İtibarsızlaştırmak için insanları deli ya da komplo teorisyeni olarak etiketliyorlar.


Ve lütfen unutmayın, covid aşısını almamayı seçen birçok insan antivax değil, bilinçli bir seçim yaparak bu sözde aşıyı vücutlarına sokmama kararı aldılar.


Sorun çoğunlukla mRNA... ve sistemin bunu herkese dayatma hırsı.


Kabul. Kennedy Jr kitabını okuduktan sonra, güvenlik ve etkililik ile ilgili şeyleri artık yüz değerinde görmüyorum.


Ben de. Ama daha da fazlası. Son 20 yılımı Bio teknolojiye, küçük şirketlere ve yeni kurulan şirketlere yatırım yaparak geçirdim. 2 uzun toksin iğnemi yaptıktan ve sert bir darbe aldıktan sonra bütünü yeniden değerlendirdim. 20'de 19'u satıldı, oran olarak.


Emekli bir NP olarak, genel olarak aşılarla ilgili düşünce süreçlerimin biraz değiştiğini itiraf etmeliyim.


%100 aynı tepki

Şimdi hepsinden şüpheleniyorum


Aynı şekilde


Benim deneyimim (ben bir doktorum), yeterli bilgilendirilmiş onam ile hiçbir aşı yapılmamaktadır. Hekimler, onları yönetirken (bilerek veya bilmeyerek) devletin halk sağlığı işlevinin bir kolu haline gelirler. Etik olarak çok şüpheli.


Aynı!!!


Utanmadım ama ben de öyle düşündüm. Gözüm açıldı


Koluma ne olduğunu ve yaşadığım şiddetli yan etkileri bilmek fikrimi değiştirirdi.

Okuduğum bir alıntı İnsanlar, tıbbi bir prosedürün riskleri ve faydaları hakkında bilgilendirilmiş onay alma hakkına sahiptir. Riskler gizleniyorsa bilgilendirilmiş onam verilmez.


Bundan daha nüanslı. Ama aşı karşıtı bireyleri daha çok anlıyorum. 2020'ye kadar onları yalnız bıraktığımız ve herkesle aynı haklara sahip oldukları için mutluyum.


Kendimi hiçbir zaman aşı karşıtı olarak görmedim ama şu anda Aşılar için Güvenlik konusunda profesyonelim ve Big Pharma ve tüm sağlık kurumlarımızın şeffaf olmaması nedeniyle güvenimi kaybediyorum.


Çoğu " Aşı karşıtları", bir aşı ürününe kötü tepki veren veya bir ailenin kötü tepki verdiğini izleyen sıradan insanlardır.


Kesinlikle onlara olan bakışımı da değiştirdi.


Teşekkürler Dan. Ama biz aşı karşıtı değiliz. Biz sağlık ve bilgilendirilmiş rıza yanlısıyız.


Ben de. Standart set bile olsa aşı emirlerine karşıyım. Hala çocukların bazı aşıları olması gerektiğini düşünüyorum, ancak tekrar yapacak olsam kesinlikle hepsini çocuklarıma vermezdim.


Covid vaxx yalanları/propagandası/zorlama gözlerimi açtı. Hayatımda bir daha asla vaxx almayacak. Kızlarımın “Aşı Dostu Plan”ı okumaları ve bebekleri için çok azaltılmış/gecikmeli programlar kullanmaları beni çok rahatlattı. Keşke geri dönüp çocuklarım için farklı şeyler yapabilseydim


Kendimi aşı karşıtı biri olarak görmüyorum, eski bir aşı uzmanı olarak, çocukluk aşılarının güvenli olduğuna güvendim, o zaman yaklaşık 24 yıl önce en büyük iki çocuğuma verdiğim zararı gördüm. Tüm güven o zamana kadar gitti, ancak diğer insanların bunu fark etmeye başlamasına sevindim!


Aşı karşıtlarının hepsi bir zamanlar aşıcıydı, aşı karşıtı olmak her yıl okul hemşiresiyle tartışmak ve çocuk doktorunu kovmak anlamına gelir, bu kalpsizler için bir yol değildir!


Çoğu insan kendilerini antivaxxers btw olarak adlandırmaz. Bir aşının ardından arkadaşlarımız veya aile üyelerimizle yaşadığımız korkunç yan etkiler veya ölüm deneyimlerimiz nedeniyle daha çok eski aşıcılara benziyoruz. Herhangi birine antivaxxer demek, isim arama ve ayrımcı olarak kabul edilir.


%1000. Aslında neden bu kadar çok “vaxxer yanlısı” olduğunu bilmiyorum. Özellikle de bir şeylerin doğru olmadığını gösteren tüm kanıtların ışığında.

Covid sonrası, her şey mantıklı. Son 20/30 yıldır bir eylem olan şimdi gördüğünüz aynı tuhaflar.


Aşı karşıtları, aşıyı yaptıran ve yaralananlardır.


Çoğu aşı ve hatta bu yeni aşılar hakkında bol miktarda bilgi var. Sadece araştırmak zaman alır. Merak eden varsa oradadır.
Kesinlikle deli değil. Büyük ilaçlara güvenmiyorum. Hükümetimize güvenmiyorum. Bilim burada kasıtlı olarak kaybedildi.


Hiçbir aşının güvenli veya etkili olmadığını söyleyecek kadar ileri gitmem, ancak 2 yıl önce aşı karşıtı dengesiz olduklarını düşündüğüm insanlarla ilgili %100 farklı bir fikrim var.


Senin utanacağın bir şey yok. Tıp fakültesine gitmeden önce, immünoloji alanında yüksek lisans yaptım ve ayrıca aşıların güvenli olduğunu düşündüm ve RFK'nin korkak bir fanatik olduğunu düşündüm - Fauci ve Pharma'nın ABD'de tıbbı nasıl kontrol ettiği hakkındaki kitabını okumadan önce. Bir sürü arkadaşın var.

 

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
Covid aşısı tamamen devrim niteliğinde yeni bir teknoloji ile üretildi. Bilgisizlerin kuşku duyması normal. Bilimden anlamak gerekiyor. Anlamayınca her şey kuşkulu.

Bu gerçekten devrim niteliğinde, tıpta çağ atlamaya yol açma potansiyeline sahip bir teknoloji. Öldürülmüş virüs filan kullanmıyorsun eski teknoloji gibi, virüsün proteinini direk kendin gen teknolojisi ile yaratıyorsun!

Bu teknoloji daha gelişecek ve I'm Legend kurgusu gibi bir felakete yol açmazsa (çok zayıf olasılık) tıpta devrimlerin önünü açacak. Teknolojide her zaman bir risk bulunur ve göze alınır, pek bir şey de olmaz. Bir sakınca ortaya çıkarsa yine teknoloji çare bulur.

Diğer yandan bilimin bağlayıcılığına ihtiyacımız var. Aman bağla bizi, bir de kırbaçla filan diye mazoşistlik yaptığımızdan, keyfi olarak bilimi bağlayıcı filan kabul ettiğimiz yok.

Bilimin bağlayıcılığı olmazsa adalet çalışmaz, suçlular yakalanamaz ve hak ettikleri cezayı alamazlar. Adli tıp olmazsa her şey itirafa kalır ve suçlular da itiraf etmez, ceza verilemez. Adli tıbbın bağlayıcılığı sayesinde suçlu suçunu inkarla kurtulamaz, suçu kanıtlanır ve mahkum edilir.

Tabii bilimin başka bağlayıcılıkları da var. Zorunlu eğitim gibi. Kimse ben cahil kalma hakkımı kullanıyorum diyemez. Aynı aşı olmama hakkımı ve herkese virüs bulaştırma hakkımı kullanıyorum diyemeyeceği gibi. Cahil kalmak bir özgürlük değildir. Zorla beynine sıkamayız ama bir zorunlu eğitim sürecinden geçiririz. Olmazsa olmaz yine, yatırıp zorla beynine bilim sıkamayız. Ama zorunlu eğitime sokmak toplumun hakkıdır.
 
  • Beğen
Tepkiler: phi

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
İşin ilginç yanı, insan eliyle gen teknolojisi ile üretilmiş proteini gören bağışıklık sistemi, "bu ne lan böyle, yapay bu, doğal protein değil, lan cılkını çıkardılar işin" demiyor. Aynen doğal proteinmiş gibi tanıyor, bağışıklık listesine kaydediyor.

Bu bilimin büyük bir başarısı. Yakında yapay et de yapıldı mı dünya değişmeye başlayabilir. Bilimden asla ve asla ayrılmayın, bilimin sadık izleyicisi olun ve bilimi daima destekleyin. Bilimden başka yol yoktur.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Covid aşısı tamamen devrim niteliğinde yeni bir teknoloji ile üretildi. Bilgisizlerin kuşku duyması normal. Bilimden anlamak gerekiyor. Anlamayınca her şey kuşkulu.

twitter da sansürlü

Robert W. Malone (* 1959 veya 1960) Amerikalı bir virolog, immünolog ve moleküler biyologdur. 1980'lerin sonlarında ve 1990'ların başlarında, önemli bir teknik olan m-RNA ile geliştirilmesi üzerine öncü çalışmaların ortak yazarıdır.


doktora öğrencisi iken, o zamanlar Gen Tedavisi umutlarının bir parçası olarak yabancı bir hücredeki protein ekspresyonunun yağ globüllerine (Lipozom) nasıl çevrildiğini ilk kez açıklayan bir çalışmanın arkasındaki öncü yazarlardan ve itici güçlerden biriydi. Bu çalışma, örneğin 2020/21 Covid-19 pandemisinde aşılanan RNA aşılarının temel ilkelerine ilişkin ilk bilimsel yayın olarak kabul edilmektedir.



bilimin sadık izleyicisi olun ve bilimi daima destekleyin. Bilimden başka yol yoktur.

Bilimin sadık izleyicisi olun ve bilimi daima destekleyin. Bilimden başka yol yoktur.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Yakında yapay et de yapıldı mı dünya değişmeye başlayabilir.

Bu bilim erkânıyla din erkânı var. Bunları tanıdıktan sonra diyorum ki buradan ufak ufak sıvışalım bu dünyayı onlara bırakalım artık birbirini mi yerler ne yaparlarsa yapsınlar

Dünya da tapu mülkiyet iddiam yok

Benim yerime düşünmeye kalkmayın, kimse kalkmasın

Kimse benim adıma karar vermeye de kalkmasın

Kalkanın kalkışı beni bağlamyacağı için kendi kalkışıyla kalır
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Tabii bilimin başka bağlayıcılıkları da var. Zorunlu eğitim gibi. Kimse ben cahil kalma hakkımı kullanıyorum diyemez. Aynı aşı olmama hakkımı ve herkese virüs bulaştırma hakkımı kullanıyorum diyemeyeceği gibi. Cahil kalmak bir özgürlük değildir. Zorla beynine sıkamayız ama bir zorunlu eğitim sürecinden geçiririz. Olmazsa olmaz yine, yatırıp zorla beynine bilim sıkamayız. Ama zorunlu eğitime sokmak toplumun hakkıdır.

Benim gibileri din, bilim ya da üretip uyduracağınız yeni başka adlar farketmez denetleyemezsinizz. istediğinizi yazamayacağız, düşünmeceyeceğiz ve susmayacağız demektir

Buna alışsanız iyi edersiniz

İster bilim diye bir şey çıkıp ben bilginin sahibiyim desin, ister din diye bir şey üretin ve bilginin asıl sahibinin o olduğu iddia edilsin, ister tanrılar ister bilgi adlarının önüne dizilmiş ünvanlar getirin

Burada karar verici ve bilici benim. Burada öğrenici ve öğrenci benim. Burada gözlemci benim.

Toplumun beni eğitemez. Ben öyle bir yetki vermedim.
 

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
Kanser tedavisindeki en ciddi sorun, sadece kanser hücrelerini bulup öldüren, sağlıklı hücrelere ilişmeyen bir tedavi geliştirilememiş olması. Bu da normal, çünkü bağışıklık sistemi bile hangi hücreye saldıracağını sıklıkla şaşırıyor. Başka MS olmak üzere bir çok ciddi hastalık, immün savaşçı hücrelerin kendi vücut hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkıyor. Yani insan teknolojisi, doğanın da aciz kaldığı bir sorunla savaşmaya hazırlanıyor.

Bunu yapmak için CRISPIR teknolojisi, ki bu yeni nesil Covid aşısının da temelinde yatıyor, gen mühendisliği diyelim biz buna, bu teknoloji ile geliştirilen aşılarla bağışıklık sistemine o vücutta gelişen kanser hücrelerini tanıtmak ve onları öldürmeye koşullamak amaçlanıyor.

İmmün savaşçı hücreler vücudu dolaşarak aşı tarafından kendilerine tanıtılan kanser hücrelerini gördükleri yerde teker teker, hiç birini atlamadan, şaşırmadan, kendi vücut hücrelerine yanlışlıkla saldırmadan öldürecekler. Amaç bu. Plan bu. Başarılı olursa. Bu girişim bir I'm Legend senaryosuna kapı açar mı, bu tür korkular yersiz. Böyle bir olasılık sıfır olmaz, hiç bir olasılık sıfır olmaz, risk hayatın ta içindedir. Yaşamanın kendisi risktir. Bu riskleri almaktan çekinmek için gerekçe yok. Ya yanlış koşullanır beynimize saldırır bizi zombiye çevirirlerse?

Olamaz diyemeyiz, çünkü henüz otoimmün hastalıkları tedavi edemiyoruz, yani immün hücrelere kendi vücut hücrelerine saldırmaktan vaz geç komutu vermeyi bilmiyoruz. Fakat yine de Covid aşısı teknolojisine dayalı kanser aşısı üretme çalışmaları çoktan başladı. I'm Legend filmindeki gibi kansere çare bulduk derken hepimizi zombiye çevirecekleri korkusu elbette olabilir ama öyle bir şey olmayacak. Bu son derece düşük olasılık. Bu kadar düşük olasılıktan korkulmaz.

Ama bilinmeyen, çok bulaşıcı ve çok öldürücü bir virüs çıkma riski zaten her zaman vardır. Fakat doğanın olanakları da ikisine birden yetmiyor. Doğa da hem çok bulaşıcı, hem çok öldürücü bir virüs yaratamıyor. Bu da çok düşük olasılık. Hatta böyle bir virüsü bizim yaratma olasılığımıza göre doğanın yaratma olasılığı çok daha yüksek. Buna rağmen doğa da bu güne kadar defalarca virüs üretmeyi denediyse de hem çok sinsi bulaşıcı, hem de sonuçta mutlaka öldürücü bir virüs yaratmayı başaramadı.

En iyi denemesi doğanın, Ebola virüsüydü. Çok tehlikeli bir virüstü. Ama yeterince sinsi ve bulaşıcı olamadığı için insana yenildi. Bir de yanlış yerde çıktı, Afrika iyi bir çıkış noktası değil.

Aslında doğanın en iyi denemesi, insana darbe vurmak için, Covid'dir. Bu iyi deneme. Sinsi, bulaşıcı ama öldürücülüğü yeterli değil. Bazıları virüs kaptığını anlamıyor bile ve bu kişiler az sayıda değil. İyi denemeydi ama olmadı başaramadın yine doğa anne! Bu gidişle de insan türüne karşı asla kazanamayacaksın! İnsan yine indirici darbeyi kendine kendi eliyle vuracak, senin bu asi evladına yapacağın bir şey kalmadı gibi gözüküyor.

Neyse, ben olsam kanser aşısı bulmaya çalışırken bir yandan da otoimmün hastalıkları önlemenin yollarına bakardım. Çünkü bunlar da kanser kadar önemli hastalıklar ve dediğim gibi immün savaşçı hücreleri yanlış koşullandırırsak önleme yolunu da bulmamız gerekiyor. Ama bilimciler bunları benden iyi düşünüyorlar elbet.

Otoimmün derken başta MS, bunda immün savaşçı hücreler sinir hücrelerine saldırıyor yanlışlıkla, düşman zannediyorlar. Şeker hestalığı keza, immün hücrelerin pankreası düşman sanıp hedef almaları yüzünden. Karaciğer hücrelerini düşman zannedip saldırıyorlar, siroz oluyor. Yanlışlıkla beyin hücrelerine saldırıp zombi yaparlar mı, olamaz diyemeyiz. Bilimciler bu konuda dikkatli olacaklar ve I'm Legend senaryosunun gerçek olmasına izin vermeyeceklerdir.

Dediğim gibi böyle bir virüsü doğanın yaratma olasılığı, insanın yaratma olasılığından çok daha yüksek.
 
  • Beğen
Tepkiler: phi

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
Ben topluma beni eğitmesi yetkisini vermedim beni zorunlu eğitime tabi tutamaz demek tam bir cahilliktir. İnsan sadece eğitimle insan olur. Başka yolu yoktur. Eğitim olmadan, bilim öğretilmeden insan olmanın bir yolu yok.

Git o zaman topluma sana tedavi etme yetkisini de verme, dağ başına çekil, diş apsesi, apandisit gibi basit bir arıza sonucu ölüp git. Oksijeni de israf etmemiş olursun.

Öyle bir şey olmaz. İnsan bir sürü hayvanı, bir sosyal canlıdır. Şempanze bile, aslan bile, kurt bile sürüsüne ters çıkarak hayatta kalamaz. Öleceksen tek başına, öl kimse karışmaz ama insan içinde yaşayacaksan insanlık kültürü sana öğretilecek. Buna zorunlusun.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
İşin ilginç yanı, insan eliyle gen teknolojisi ile üretilmiş proteini gören bağışıklık sistemi, "bu ne lan böyle, yapay bu, doğal protein değil, lan cılkını çıkardılar işin" demiyor. Aynen doğal proteinmiş gibi tanıyor, bağışıklık listesine kaydediyor.

Bu bilimin büyük bir başarısı. Yakında yapay et de yapıldı mı dünya değişmeye başlayabilir. Bilimden asla ve asla ayrılmayın, bilimin sadık izleyicisi olun ve bilimi daima destekleyin. Bilimden başka yol yoktur.

İşin ilginç yanı

Aşı eczanelre ve sağlık kruluşlarına konularak/verilerek kitlesel taleple uygulanmadı

Aşıyı yaşlı bakım evlerinden ve yaşlı nüfustan başlayarak neredeyse zor ve baskıyla/sindirmeyle uygulamayı denediniz

Yoğun bir biçimde kitle propaganda araçları ,tv, yayınları, sansür sürece eşlik eşik etti .. Bu da etkili ve yeterli olmayınca insanların seyahat etme özgürlüğünü kısıtladınız, restoran ,bar ve spor, salonalarına girişini engellendiniz ve yasakladınız. İşyerlerini toplumsal eğlence mekanlarını kapattınız. Hala olmayınca insanları işiyle ve kamsual hizmetlerle tehdit ettniz

Aynı aşı olmama hakkımı ve herkese virüs bulaştırma hakkımı kullanıyorum diyemeyeceği gibi.

Lancet- Aşılılar aşısızlara eşit virüs bulaştırıyor


Bununla birlikte, çığır açan enfeksiyonlara sahip tam aşılı bireyler, aşılanmamış vakalara benzer en yüksek viral yüke sahiptir ve tam aşılı temaslılar dahil olmak üzere ev ortamlarında enfeksiyonu verimli bir şekilde iletebilir.


Lancet- Aşılanmamış kişileri damgalamaak meşru değil

ABD ve Almanya'da üst düzey yetkililer, aşılanmamışların pandemisi terimini kullanarak aşılanmış kişilerin COVID-19 epidemiyolojisiyle ilgili olmadığını öne sürdüler. Yetkililerin bu ifadeyi kullanması, bir bilim insanını “aşılanmayanlar aşılıları COVID-19 için tehdit eder” iddiasına teşvik etmiş olabilir.1 Ama bu görüş çok basittir.
Aşılanmış bireylerin bulaşmada önemli bir role sahip olmaya devam ettiğine dair artan kanıtlar vardır.

Üst düzey yetkilileri ve bilim adamlarını, hastalarımız, meslektaşlarımız ve diğer yurttaşlarımız da dahil olmak üzere aşılanmamış kişilerin uygunsuz şekilde damgalanmasına son vermeye ve toplumu bir araya getirmek için ekstra çaba göstermeye çağırıyorum.


O halde sen aşılanmamış kişileri damgalıyor ve ayrıştırıyorsun

O halde?

Sen ve senin gibileri bilimi temsil ettiklerini, bilimsel düşünceyi temsil ettiklerini ve bilimin o olduğunu öne süreceklerse iki seçenek

ya bilim bizi ayrıştırıp ötekileştirip damgalayan (kontro letmeye uğraşan) şeydir
ya da senin gibilerin düşünceleri bilimi temsil etmiyor
 

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
Aşıyı depolamak, saklamak, korumak rasgele bir iş değil ve herkese bırakılamaz. Bu aşı bir protein çözeltisi.

Bağışıklık geliştirmiş olanla geliştirmemiş olanın eşit bulaştırıcı olması söz konusu bile olamaz. Bu saçma iddiayı lancet değil kim ortaya atsa gülünür ve cahil denir.

Bilim içinden bilime ihanet edenler daima çıkabilir, çıkmıştır ve çıkacaktır. Bilim karşıtları kadar sahte bilimcilerle de savaşmak zorunda kalır.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Kanser tedavisindeki en ciddi sorun, sadece kanser hücrelerini bulup öldüren, sağlıklı hücrelere ilişmeyen bir tedavi geliştirilememiş olması. Bu da normal, çünkü bağışıklık sistemi bile hangi hücreye saldıracağını sıklıkla şaşırıyor. Başka MS olmak üzere bir çok ciddi hastalık, immün savaşçı hücrelerin kendi vücut hücrelerine saldırması sonucu ortaya çıkıyor. Yani insan teknolojisi, doğanın da aciz kaldığı bir sorunla savaşmaya hazırlanıyor.

Bunu yapmak için CRISPIR teknolojisi, ki bu yeni nesil Covid aşısının da temelinde yatıyor, gen mühendisliği diyelim biz buna, bu teknoloji ile geliştirilen aşılarla bağışıklık sistemine o vücutta gelişen kanser hücrelerini tanıtmak ve onları öldürmeye koşullamak amaçlanıyor.

İmmün savaşçı hücreler vücudu dolaşarak aşı tarafından kendilerine tanıtılan kanser hücrelerini gördükleri yerde teker teker, hiç birini atlamadan, şaşırmadan, kendi vücut hücrelerine yanlışlıkla saldırmadan öldürecekler. Amaç bu. Plan bu. Başarılı olursa. Bu girişim bir I'm Legend senaryosuna kapı açar mı, bu tür korkular yersiz. Böyle bir olasılık sıfır olmaz, hiç bir olasılık sıfır olmaz, risk hayatın ta içindedir. Yaşamanın kendisi risktir. Bu riskleri almaktan çekinmek için gerekçe yok. Ya yanlış koşullanır beynimize saldırır bizi zombiye çevirirlerse?

Bu tartışma yersiz. Ben ve benim gibilere almayanlara/seçmeyenere karışmayın
İnsanlar bunu seçerek bilerek rızayla ve bilgilendirilmiş onayla alsın
Denen bu

Kaplanlar MS oluyor mu?

Senin yukarıda dediklerini ben biliyorum. 2019 da pandemi başladıktan sonra bir kaç sosyal medya grubunda yazarlık yaptım, bunları yorumladım. teyit.org diye bir çakal sürüsü en son bizi banladı hesap sildi.

Bilim adına hesabımı sildiler

İlk ceza aldığım içerik Jama pediatri (Amerikan Tabipler Birliği) çocuklar için maske çalışamsı olan bir makele. Makaleyi yayınladığım için ceza aldım ve hesabım sansürlendi
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Aslında doğanın en iyi denemesi, insana darbe vurmak için, Covid'dir. Bu iyi deneme. Sinsi, bulaşıcı ama öldürücülüğü yeterli değil. Bazıları virüs kaptığını anlamıyor bile ve bu kişiler az sayıda değil. İyi denemeydi ama olmadı başaramadın yine doğa anne! Bu gidişle de insan türüne karşı asla kazanamayacaksın! İnsan yine indirici darbeyi kendine kendi eliyle vuracak, senin bu asi evladına yapacağın bir şey kalmadı gibi gözüküyor.

Neyse, ben olsam kanser aşısı bulmaya çalışırken bir yandan da otoimmün hastalıkları önlemenin yollarına bakardım. Çünkü bunlar da kanser kadar önemli hastalıklar ve dediğim gibi immün savaşçı hücreleri yanlış koşullandırırsak önleme yolunu da bulmamız gerekiyor. Ama bilimciler bunları benden iyi düşünüyorlar elbet.

Otoimmün derken başta MS, bunda immün savaşçı hücreler sinir hücrelerine saldırıyor yanlışlıkla, düşman zannediyorlar. Şeker hestalığı keza, immün hücrelerin pankreası düşman sanıp hedef almaları yüzünden. Karaciğer hücrelerini düşman zannedip saldırıyorlar, siroz oluyor. Yanlışlıkla beyin hücrelerine saldırıp zombi yaparlar mı, olamaz diyemeyiz. Bilimciler bu konuda dikkatli olacaklar ve I'm Legend senaryosunun gerçek olmasına izin vermeyeceklerdir.

Burada çok fazla sorun var. En başta şu. Ben 40'ların başında herhangi kronik oto-immun bozukluğu ve sağlık sorunu olmayan yarı atletik sağlıklı bir bireysem benim sağlık riskim 75 yaş üstü evde yatan diyabet tansiyon hastasıyla eşit değil. Bana verilen risk rakamı uygun değil. Benim risk grubu tanımlanmam uygun değil. Bana göre otoyolda kaza yapma riskim kadar düşük ölüm riskim var.

Diyabet dedin. Bir çok uzman dünyada yıllardır diyabet salgını varken niye yıllardır şeker ve karbonhidrat tüketimiyle ve standart amerikan diyetiyle savaşılmıyor dedi.

Dediğim gibi böyle bir virüsü doğanın yaratma olasılığı, insanın yaratma olasılığından çok daha yüksek.

Daha hayvanlardan izole edilemediğine göre halihazırda insanın yaratma olasılığı yüksek gözüküyor. Virüsün etiyoloji tartışmasın bakarsak ABD Çin'i (Wuhan) ve Çin de ABD yi (Fort Detrick) suçladı. Kaldı ki dünyanın en iyi virologlarından birinin açıklaması var. Luc Montaine



Ben topluma beni eğitmesi yetkisini vermedim beni zorunlu eğitime tabi tutamaz demek tam bir cahilliktir.

Nasıl ele alınacağı size bağlı. Diyojen anekdotlarını bilir misin?

Beni bilgisiz olarak ele almak, görmen beni bilgisiz yapmayacağı gibi seni de bilgili yapmayacak

Bilgi ölçer getir bakalım

Eğitim olmadan, bilim öğretilmeden insan olmanın bir yolu yok.

eğitiminiz bilgi mi dağıtıyor? ben kaçırmışım
Git o zaman topluma sana tedavi etme yetkisini de verme, dağ başına çekil, diş apsesi, apandisit gibi basit bir arıza sonucu ölüp git. Oksijeni de israf etmemiş olursun.

Kamusal hakları sorguluyorsun
Hekim ve tedavi seçme hakkım var ,kamusal sağlık hakkım var, insan hakkı
Bunu tartışırsan benim özgürlüğümü tartışırsın
Çokta ileri gidersek ben özgürlüğüm için o hakkı feda ederim
Daha ileri gidersek ohalde ödediğim zorunlu sağlık sigortalarını iade et (anayasanı yeniden yaz) ben alternatif bir yolunu bulurum diyebilirdim
Toplumun beni tedavi etme yetkisi dediğin emek
Karşılığıdan bendne emek aldı
Biri üretim emeği, diğeri zihin emeği, onun ki de insan tedavi etme emeği. Hepsi aynı.
Ben seçiyorum...
Kimse diş apsemi zorla tedavi etmiyor. Sağlık kruluşuna gidip ben yardım istiyorum.
Diş apsemi tedavi ettirmedim diye sosyal hak ve özgürlüklerim kısıtlanıp sorgulanmıyor.
Bana kimse diş apsesini tedavi ettirme karşıtı demiyor

Öyle bir şey olmaz. İnsan bir sürü hayvanı, bir sosyal canlıdır. Şempanze bile, aslan bile, kurt bile sürüsüne ters çıkarak hayatta kalamaz. Öleceksen tek başına, öl kimse karışmaz ama insan içinde yaşayacaksan insanlık kültürü sana öğretilecek. Buna zorunlusun.

Şimdi sen insanlık kültürünü bildiğini onun sahibi sorumlusu olduğunu zannediyor ve sanıyorsun

Bana göre de benim ve ben biliyorum ve insanlık kültürünü daha iyi temsil ediyorum
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Bağışıklık geliştirmiş olanla geliştirmemiş olanın eşit bulaştırıcı olması söz konusu bile olamaz. Bu saçma iddiayı

Aşının kouyuculuk mekanizmasını açıklıyorsunuz. Antikor oluştıuruyor koruyor. ok

Tamam bulaşıcılık önleme mekanizması ne?

Sen şimdi o yukarıdaki saçma iddiayı neye temellediğini getir.
Viroloji orada, immunoloji orada
 

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
Bilindiği üzere (tabii biliniyor, cahil değil kabul ediyorsak) virüsler üreme mekanizmasından mahrumdur. Üremek için başka hücrelere girme ve o hücrelerin üreme mekanizmalarını kullanmak zorundadırlar.

Virüse karşı aşı olup bağışıklık geliştirince virüs vücuda girdiğinde immün savaşçı hücreler tarafından tanınıp saldırılarak etkisiz hale getiriliyor, o zaman da çoğalamıyorlar. Çoğalamayınca o girdikleri beden etrafa virüs saçamıyor.

Bilale anlatmak sabır istiyor ama sabır zorlanmadığı sürece anlatırız. Bilim karşıtlığı benim sinirlerimi zıplatan bir olay ise de zamanla her şeye de bağırıp çağırmamayı, cahiller için sinirlerimi bozmamayı öğrendim.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Bilim karşıtları

Şimdi bak bir kaç şeyi açıklığa/netliğe kavuşturalım

(burada bu gönderi, bir başka korona gönderisi ve bir kaç kişisel gönderiye de yazdım ama link derlemektense yeniden yazalım)

Ben covid, salgın ve virüs inkarcısı değilim. Salgın öncesinden aşı karışıtı değilim. Tüm aşılarımı oldum, çocuklarımda tüm aşılarını aldı. Salgını Çin'de çıktığı andan itibaren gözlemledim. İtalya ya ve İran'a girişi. Bir salgın, virüs, hastalık olduğuna kesin oalrak ikna olanlardanım. Biz toplumsal önlemleri sonra sorguladık neden?

İlk salgın yorumu şuydu. Şu an TV de gezen uzmanlar bile bir pandemi sırsaında bir aşı üretilemeyceğini bir aşıın 4-5 yılda üretilip test edilebileceğini söylüyorudu. Geçerli viroloji, immunuloji bilgisi bu idi.

İkincisi aşılar üretildi, fazlara alındı ve faz 3 gönüllü denek olunan aşamada nerdeyse tüm topluma zorunlu dayatıldı. Bu bizi ürküttü, irite etti, diğer şeylerle beraber. (Seçen alsa hiçbir sorun yoktu.) Doğru kavramın ne olduğunu bilmiyorum açıkçası bunun gibi şeylerden rahatsız olduk ve rahatsız oldukça irdeledik.

Ben hala bu süreçte mrna bu ülke için tartışılmamış inaktive Çin aşısı tartışılıyor ve Rusların aşısı vardı. Şunu düşünüyorum. Sanırım tek bir aşı olacak geçecek ve biz de bir aşı oluruz. Sonra aşı pasaportları çıktı. Aşı kredili taksitli gibi sürekli oldu. Yani ben "tek bir" aşı olacağız tamam bitecek bu işi diye düşünüyordum ve böyle olsa o aşıyı alacaktım.

Sonra sosyal medya haberler. Avrupa da yaşlı kadınlar bakımevlerinde şunu diyor. Bu aşının torunalrımı görmeme izin vereceğini umuyorum. Çocuklar ve gençler ,genç nüfus kilitlendi. Bundan nasıl rahatsız olduğumu anlatamam. Bunlar sosyalleşmeli. Anksiyetenin salgından daha yıkıcı olacağını ben biliyorum. Çocuklara maske dayatıldı. TV ye bir uzman çıkıp 10 yıl boyunca her yık köpek gibi aşı alacaksınız dedi. İzole edilmiş virüs yok söylemi ve virüsün etiyolojisi sorunu çözülmüş değil. Her neyse sayması uzun bunlar bizi irrite etti ve taraf olduk araştırmaya girdik

Sonuç olarak ben şu kanıya vardım. 2009 H1N1 giribi salgını var. Eski ABD başkanı Bush'un bir salgın çalışması olmuş. Şu an ki DSÖ sorumlularından biri olan Fauci'yle ilgili bir HIV örtbas ya da başka şeyler içeren bir belgesel izledim. 2019 Eat Lancet gısa raporu, dünya ekonmik forumu ve ekoloji, ekonomi çevre sürdürülebilir gelecek sorunları, nüfus ve enerji sorunları söylemleri var. Bunları birleştirdim.

Bana göre bir salgın var ya da yok farketmiyor. Salgın üretilmiş bir virüs gerçek bir vürüs o da farketmiyor. Dünya elitleri, yöneten konsorsiyum belirli kararlar aldı ve mevcut virüs salgını bunu uygulamaya başlamak için halihazırda bir sörf dalgası gibi bir fırsat sundu ve bunun üzerine binip kullanmaya başladılar ki buna hazırlıklıydılar.

Ne olacak_?

2030 a kadar size yeni bir ekonomo ekoloji modeli önerecekler
Dünya nüfusunun şiştiğini üremenin kontrol edilmesi denetlenmesmesi gereketiğini denetleneceğini söylecekler. Buun için Afrika daki en ücra köşeye kadar tüm ülkelerin birleşmesi ve ortak bir yönetim ya da konsorsiyum gerekli dieycekler
Enerji krizleri için önlem alacaklarını söyleyecekler.
Gıda krizleri için önlem alacaklarını söyleyecekler
Suçlar ve sorunler olmaması için, tekno refah için sizi denetleyeckelerini izleyceklerini ve bunların sizin hayrınıza olacağını söyleyecekler. Belki para kontrolü içinde çünkü artık teknodigit bir çağ ve tekno para üretilebiliyor sistem bunu da kontrol etmek ister.
biyoteknoloji ve biyogenetiğin geleceğin yatırımı teknolojisi ölümsüzlük arayışı ve tüm hastalıkların çözümü olabileceği müjdesi verecekler
Yani sonuç ve yaklaşık olarak 2030 a yeni bir dünya ekonomik modeli ve sistemine göç ediyorsunuz.
Göç kaçınılmaz ve mutlak emin olun. (tüm sosyolojik emareler ışığında)

Corona yeni haliyle şu. Muhalifleri bulma, itaat etmeyenleri cezalandırma, susturma, denetleme ayıklama, uyum sağlatma, itaat etmeyen azılınlıkla onlarla ne yapılacağına karar verme süreci gibi
Aşıları rutin alıyorsunuz çünkü geleckete biyoteknoloji ajnaları alackasınız ve alıştırılmanız gerekecek
mrna ilaç geleceğin teknolojisi
Aşıalrı ruti nalıyorsunuz çünkü çocukalra aşı vurma mecburiyeti ve resmiyeti gerekiyor ve çocuklara da uygulanması gerek. çünkü öyle
Bebeklere uygulanması gerekecek çünkü öyle. Bilmiyoruz belki de yapay et dediniz ona uyum geni taşıyor. Belki daha az sebzeyle daha iyi beslenebilme/uyabilme geni taşıyor. Belki de hiçbir şey taşımıyor da aşıya uyum taşıyor çünkü gelecekte aşılanacaksın.
Şuna bakın. Onay alan tüm neredeyse aşılar blackrock diye bir tekelin ürünü ve hepsinde aynı spike var ve hala da aynı hiç değişmedi

Şimdi yukarıda söylenenlere benim gibilerin sorunu yok bu doğal evrim çoğunluk seçti gidiyor bu dönemez.

Ben eski dünyayı istemiyorum. Beni rahat bırakın. Tek istenen bu.. Bana karışmayın. Ne haliniz varsa görün...
Dünya da sizin olsun, gelceğiniz de sizin olsun, ne istiyorsanız o olsun sizin olsun..

Yok aşı almamışım bilmem neymiş. Almadım. Budur.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Bilindiği üzere (tabii biliniyor, cahil değil kabul ediyorsak) virüsler üreme mekanizmasından mahrumdur. Üremek için başka hücrelere girme ve o hücrelerin üreme mekanizmalarını kullanmak zorundadırlar.

Virüse karşı aşı olup bağışıklık geliştirince virüs vücuda girdiğinde immün savaşçı hücreler tarafından tanınıp saldırılarak etkisiz hale getiriliyor, o zaman da çoğalamıyorlar. Çoğalamayınca o girdikleri beden etrafa virüs saçamıyor.

Bilale anlatmak sabır istiyor ama sabır zorlanmadığı sürece anlatırız. Bilim karşıtlığı benim sinirlerimi zıplatan bir olay ise de zamanla her şeye de bağırıp çağırmamayı, cahiller için sinirlerimi bozmamayı öğrendim.

Bu sorumun cevabı değil

Kişi yine de konakçı ve taşıyıcı, aktarıcı yani bulaştırıcı

Aşı bulaşıcılığı (bulaştırmayı) nasıl önlüyor.;? Hangi mekanizma? ve buna dair bilismel referanslar isteniyor
Hepsi bu..

Yüce sakinliğim bana eşlik ,ataraksiyadaki kelebekler gibiyim
Canın ne istiyorsa onu yaz ben laftan alınmam

Yani sinirlerinle ne ilgisi var ama seni rahatlatacak içinden geçeni yaz
 

DemoKratos

Yeni Üye
27 Ocak 2022
170
35
28
Bilale anlattık ana sınıfı çocuğuna anlatsak bundan iyiymiş. O olsa şu açıklamayı gayet net anlardı.

Ana sınıfı çocuğu şu açıklamayı son derece net anlar haaa tamam anladım derdi!
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Bilindiği üzere (tabii biliniyor, cahil değil kabul ediyorsak) virüsler üreme mekanizmasından mahrumdur. Üremek için başka hücrelere girme ve o hücrelerin üreme mekanizmalarını kullanmak zorundadırlar.

Virüse karşı aşı olup bağışıklık geliştirince virüs vücuda girdiğinde immün savaşçı hücreler tarafından tanınıp saldırılarak etkisiz hale getiriliyor, o zaman da çoğalamıyorlar. Çoğalamayınca o girdikleri beden etrafa virüs saçamıyor.

Bilale anlatmak sabır istiyor ama sabır zorlanmadığı sürece anlatırız. Bilim karşıtlığı benim sinirlerimi zıplatan bir olay ise de zamanla her şeye de bağırıp çağırmamayı, cahiller için sinirlerimi bozmamayı öğrendim.

Çünkü çoğu tam aşılı insan ilk etapta enfekte olmuyor


Ne yani enfekte olmayan kişi taşıyıcı değil mi bunun ne alakası var?

Çocuklar enfekte olmuyor ama taşıyıcı olduklarını iddia ediyorsunuz. Dürüst düşünün

Bunlar bilimden çok propaganda haber ve metinleri. İyi bakın.

Son olarak aşı alanlarda gayet enfekte oluyor. İddia aşı alanın enfekte olacağı ama hafif atlatcağı ve bu yolla daha az yoğun bakım ihtiyacı olacağı. Gözden geçirin.

Ben buraya kırk tane de aşı alanın da enfekte ve hasta olacağı ama hafif atlatacağı ve daha düşük yoğum bakım ünitesi ihityacı olacağı refreransı sunabilirim

Mesele yukarıda söylenen %60-70-80 referanslar doğru olsa -ki çelişik- aşılılarda enfeksiyon oranı 1/4 ,1/5 olmalı.

İsrail ve İngiltere verilerine bakın. Halka açık.

Yani aşı oldun diye solunum yoluna virüs alınamaz ve bu taşınamaz bulaştırılamaz diye bir şey var mı?
Aynı yükte virüs alır ve taşırdın ve bu bağışıklığına göre hastalık yapar ya da yapmazdı.

Bu bilim mi?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Durum
Üzgünüz bu konu cevaplar için kapatılmıştır...

Yeni Konular

Üst