Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

Kasyopya üzerine sohbet

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
üçtür ben bu foruma girip çıkıyorum belli aralıklarla.
ve 2013 ten bu yana bu içeriği sunduğum belki 5 , belki 6.forum
hani bu forum da bunun atışma ve takışmasının zaten geçmişi var. yazdırmayız demek mi? ney yani bu?
tepki gördük. örneğin ateist forumda bu içeriğe çöp yazdılar. bunu anlarız.. 2018 oldu hala arada girip post güncelleyip yazıyoruz...şimdi karışan yok...

ama hiç tepki görmeden de işleyip sözettiğimiz yerler ve forumlar oldu...
facebook gruplarına sunum denedik. hem de 7.000 yıl önce gökten gümüşi nesnelerle gelen sürüngen ahbap ( rab ) eki ile. bunu din namaz gruplarına bile attık.

ben bireysel fikirlerimi zaten sundum.bunun gel-git çatışması burada zaten oldu. bu subjektif çatışmalar zaten olduğu yerde birebir duruyor.. bu çatışma yüzünden bu siteye ara verdik. geri döndük ki zaten kendi postlarımızı yazıyoruz. örneğin bir evrensel gibi yukarıdan aşağıya artık sanalmanikte dizmiyoruz...
hani gerekte yok.hani yeni bir şey de yok..

hani yazılmaması isteniyorsa bu da tüm ortamı temsil ediyorsa rica edilir yazmayız da
batışan ya da gereksiz çatışan ve üste bildiren bu tavır, nasıl desem biraz tuhaf.uygun cümleleri vermek istemedim
. ben sevmedim denir? benim o içeriğe ilgim yok denir ya da bana göre öyle değil şöyle görünüyor felan denir..neyse işte...
neyse ne desem subjektif bir çelişmenin de içinden çıkamam sonuçta ama şunu yaptım...
bugün 500-600 adet mail adresi topladım interneti gezip. biraz mail attım diğer başlıktaki içerikten. haber sitelerine yeniden mailler geçtik. facebook grup ve kişilerine mailler attık ve yayınlar sunduk..
yarın da böyle devam edeceğiz sanırım....

---------- Mesajlar Birleştirildi at 18:44 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 17:57 ----------

bu arada ben buradan sunduğum içeriği eş ve yakın zamanlı 5 ayrı forum ve bir çok facebook grubunda da paylaşıyor olmama rağmen aldığım en eğreti ya da irrite edici tepki burada oluştu ki ben burda 3.700 postla yazan eski bir üyeydim değil mi?
bilişim özgürlüğü ya da gerçeğin özgürlüğü.. bu ikisi içinde yaşamboyu herşeyi göze alıp elimizden geleni yapıyor olacağız.
gerekirse tüm yaşam zamanızı buna harcayıp aç açık önemli değil...
susmayacağız.bu can bu bedende oldukça ...bu biline.

sanalmanik rumuzu 4 ayrı forumda içerilmiş ve 4 ayrı forumda tüm susturucu, caydırıcı ve bezdirici ya da çatışmacı kimliklere ve (tüm din bilim) karşı savlara rağmen gerçeğini savlamıştır ve susmamıştır.

tarih sokratesi de yargıladı ve iadei itibarı binyıllar sonra geri verildi. batının engizisyonunda tüm ilericiler yakılıyordu.. adımlarımızı iyi hesapladık ve sanal özgürlükleri sonuna kadar kullanacağız

bu ülke insanı için dünya halkları ve insanları için pylaşılan içerik yüksek ve bilinmesi duyulması gerekli önemdedir..

anlaşılmamak ya da gerici ve karanlıkçıl ve subjektif bu çatışmalar ve dinamikler/ tepkiler bizi çıkmaza soksa da anlaşılmak noktasında daha daha fazla adım atmaya götürüyor ve cesaretlendiriyor ve kendimize getiriyor ve adımlarımızı hızlandırıyor. demek ki dopru yoldayız.kızanımız da sevenimiz de neyse.sağolun varolun. .

allahaşkına biri digital'e bunun ne olduğunu anlatsın
gelecek iletişimi diyoruz.gelecekle kurulan iletişim diyoruz...

allahaşkına biri digitale kasyopya gelecekle iletişim denemelerinin bir gelecek iletişimi olduğunu ve bunu bilmediğini ve henüz onu okumadığını da bununla ilgili henüz hiç bir fikri de olmadığını da söyleyebilir mi?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 19:17 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 18:44 ----------

yine söylüyorum allahaşkına aklı başında biri yüzüne bakıp fikir oluşturmaktan öte bu veriyi doğru düzgün sorgulamadığını, gerçekten ve gerçekten bu konuyu bilmediğini ve henüz onu dopru düzgün okuyup değerlendirmeden gelişigüzel etiketleyip hiç yere karaladığını be gerçekten gelecekle kurulan bir iletişimin söyleşimini baltaladığının da farkında olmadığını digitale lütfen bir hatırlatsın ve anlatsın rica ediyoruz...

sevgili digital en çok senin için ya da sizler içinde yazıyoruz farkında değil misin?
benim bundan ne çıkarım var digital?

digital kasyopya verileri gelecekle kurulan bir iletişimin ürünüdür...tüm insanlık için bu önem..lütfen...rica ediyorum...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 19:28 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:17 ----------

digital bir kere serbest felsefe yazıyoruz.sen beni hiç okudun mu?

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:22 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:28 ----------

arkadaşım bu metni gelsin 1000 din bilim adamı karalasın.. kim karalarsa karalasın gerçek bas bas bağırıyor.örtülemez.
gelecek iletişimi sentezi demek ve ona kulak kapatmak, durumu başka yöne çekmek ya da başka türlü etiketlemek ve duyarsızlık saçma. duyarsızlık er-geç farkedilecek.ne yani tersini yazarak ve yazdırarak mı bunu çürütecektin?
subjektif veryansınlarla bu örtülemez. bu arada biz ne yazıyor olursak olalım sevgili digitali doğal dürüst buluyoruz ve tuhaf bir şekilde içten ve bulup karşılıyoruz. hani birbirimizi ölçüyormuşuz gibi yazdık. bir çok sözümüzü alay ve mübalağa ile süsledik ancak sinir bozucu. okunmadığı belli bir kere .konuya hakim ve ilgili olunmadığı da ucundan tutulduğu da belli. diğer yazımların okunmadığı belli.başka subjektif telaşlar ve örtmeler var ve bu ilk olmuyor..

arkadaşım bu senin dediğin sandığın icke picke maçu piçu değil bu..

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:22 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:22 ----------

arkadaşım bu metni gelsin 1000 din bilim adamı karalasın.. kim karalarsa karalasın gerçek bas bas bağırıyor.örtülemez.
gelecek iletişimi sentezi demek ve ona kulak kapatmak, durumu başka yöne çekmek ya da başka türlü etiketlemek ve duyarsızlık saçma. duyarsızlık er-geç farkedilecek.ne yani tersini yazarak ve yazdırarak mı bunu çürütecektin?
subjektif veryansınlarla bu örtülemez. bu arada biz ne yazıyor olursak olalım sevgili digitali doğal dürüst buluyoruz ve tuhaf bir şekilde içten ve bulup karşılıyoruz. hani birbirimizi ölçüyormuşuz gibi yazdık. bir çok sözümüzü alay ve mübalağa ile süsledik ancak sinir bozucu. okunmadığı belli bir kere .konuya hakim ve ilgili olunmadığı da ucundan tutulduğu da belli. diğer yazımların okunmadığı belli.başka subjektif telaşlar ve örtmeler var ve bu ilk olmuyor..

arkadaşım bu senin dediğin sandığın icke picke maçu piçu değil bu..

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:00 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:22 ----------

bir kere olgu insanlığın mehdiyet olgusu bekleyişiyle paralelleştirildi ve biz hiç bi türden şaka yapmıyorduk digital

bu olguyu insanlığın dinsel bilimsel çıkmazlarnın ve açmazlarının çözümüyle ve bunların çöküşüyle ve çözülüşüyle ilişkilendirirken de biz şaka yapmıyorduk

elinizde üç-beş sene sonra bir din ve tanrı kalmadığında hala o olgu duruyor olacak.tuhaf kimseyle çatışmıyor herkese eşit mesafede objektif bir sunumcu desteği ile...

olguyu geçtim digital tarih incelemesi, mitoloji incelemesi ve felsefe birleştirmesi söylediklerimi söylemem için yine de tek başına yeterli.
siz tuhaf uykunuzun bölünmesinden ve rahat hayatınızın kaçmasından ve bunlatın elinizden yitip gitmesinden rahatsız olabilirsiniz.bu felsefe işi.başınızı öbür tarafa çevirin ya da kuma gömün ne isterseniz onu yapın. diğer materyalist/dünyacı tedarikçilerle birlikte takılabilirsiniz. burada materyalist ifafesi felsefi bağlamda ele alınmadı.felsefi materyalistik tabana saygımız sonsuz. çünkü gün geçtikçe destek artıyor bunu görüyoruz
er-geç aydınlanacak bunlar merak etme...yine de elinde dostluğum kalır. yalanlarla kurulmadı bu kimlik ve subjektif örgüleri nasılda doğallaştırıyor değil mi?

biz sanalmanik kimliğinin kolektivizasyonundan ve ben olmayışından da bahsettik.içine belki digital de katılmış ve katışmış bir sanal bulabilirsin gelecekte buna dikkat et.
gelecek geçmişi tamamlayacak ve ne söylediğimizi gayet iyi biliyoruz.üç beş piyona pabuç bırakacak değiliz. ve bu söz sana değil.....

kendileri engizisyon olmaya kalkanlar ve felsefeyi kapatanlar ve bu tuzaklara aracı olanlar kendi döküntülerini temizlemeyenler ve gerçeğin sessizliği
..

asla yolumdan alıkoyamazlar beni digital güven
bu metni gerçekliğe koyamasam bile istediğim ölçüde bir tepki mutlaka üreteceğim...

digital bunu mehdiyet olgusuyla ve doğal mitlerle paralelledik ve bu bir şaka değil .gelecekte yanılacaksın ve bunu şimdiden ben sana söylüyorum dostluk için anlıyor musun? bir bildiğim var da konuşutyorum rahat ol ve içinde rahat olsun kendine gel...senden asla çatışmacı bir kimlik sezmiyoruz sadece yem olarak kullanılıyorsun ve çabuk oltaya geliyorsun ve gerçeği çabuk farkedeceksin eğer peşine düşersen ve seni kovalayanı biliyoruz. neyin paranoya olup olmadığını da..
bu forum kimliğini kaybetmekte olası..bu önemli mi? beni susturacak mı? bu tuzakları döşeyenlerle ben hesaplaşacağım bir gün bir yerlerde yolunu bulup....

digital bunu mehdiyet yani insanlığın kurtuluşu (çıkışı ve çözümü) olgusuyla eşitledik..ne beni, ne de laurayı ve diğer arkasındakileri bunu anlıyor musun?
iletim desteğine ihtiyacımız var.şu an farkında değilsin sadece....

ben sıradan bir sanal kimliğim ve sanal olmaktan öte hiç bir beklentim yok bunları yaparken ve yazarken...ve bu uğurda oldukça zorlanmış ve aşınmış bir hayata sahibim...bunu unutma....hiç kimseden de çekincem korkum yok..olgu dinlerden üstün ve gerçek masalara vurulacak..olgu bilimden üstün...yapacak bir şey yok yüzleşecekler.herkes erine erine korka çekine yüzleşecek. yalanlaya malanlaya yüzleşecekler.buner geç olacak iyi bakın diyoruz.

insanım kardeşim ben insanım.. gel bi tanı bak bi çayımı çorbamı iç...yarı köylü toprak adamıyım ben. gel beni bir çalışırken izle....gel yaşantımı gör tanı brni derdin varsa yüzyüze dostça konuşalım...

digital olguyu görüyoruz da söylüyoruz ve bunu size de sunuyoruz niye yabana atıyorsunuz ve süpürüyorsunuz..
beşinci senfoniyi sen dinlemesen ne kaybeder beşinci senfoni beşinci senfoniliğinden....

güzel kardeşim okumuşsun bir şeyler ama teknik taban yok.kafan karışık.ben de bunu ojumadan öyleydim.tam senin gibiydim. yıllarda kayıptım güzel kardeşim. olgunun içi altı boş değil. 4-5 tur ve 4-5 yıl onu okumuş biri olarak söylüyoruz. bu veri okunmadan artık tarih din bilim mitoloji işlenemez.. marksistle olsan leninistte olsa reel politik işlenemez.....herkesin yolu ona çıkacak.tarih kurgusı ve tarih düğümü..herkes onda ucunu bulacak...

yaymak değil de ülkem için ya da dünya için bir kaç kuruma ya da hükümete iletmek isterdim.bundan neden korkuyorsunuz? neden bilimsel bilgiden korkuyorsunuz? bilimden bilgiden? baştan sona incelenir okunur bu bir şey kaybettirmez...

kaldı ki hep diyoruz ki grup bu. el emeği göz nuru insanlık ürünü bu...laura değil tüm insanlık var arkasında eğer sıcak bakarsan ona.okumuyorsun tabi bizi.forumları var.laura denilene o forumdan bizzat şu an erişilebiliyor...google translatle ingizlizce yazarak ben mesajıma bizzat laura dan cevap aldım o forumdan..

hayır bu kadar karalayanlar dürüstçe bunu gitsin laura ve o ekibin yüzüne o forumdan yapsın. git bir sor siz tarihin şarlatanları mısınız diye istersen...

çok basit arkadaşım bir kaç ülke gurubu uzak bağlantıyla canlı celse yaptı soru sordu.. ikincisi yeri belli canlı kişiler amerika da bir kilise bazlı örgütlenme var.bizzat tanışılabilir canlı sıcak insanlar...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:04 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:00 ----------

içindeki verinin kimseye bir zararı yok... eğer dini ,siyasi ve bilimsel otoriteleri ve engisizyonları saymazsan. insana hiç bir zararı yok. insanı alıyor varoluş karşısında konumluyor. insanların birleşeceğinden bahsediyor. hiç bir zararlı bilgi yok... bin yıllık köhne yalanların beline vuruyor sadece..

hocam dinci bilimci seçkin ve üst tabakadan tam yiyen değilsen, insan yöneten ve sömüren tuhaf azınlık değilsen, rahat hayat tutkunu ve uyku düşkünü de değilsen sana bir zararı yok. bilgi peşindeysen zaten anahtar-gerçeği kaçırıyorsun

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:14 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:04 ----------

veri, içerik ve sunulan gerçek insan varlığıyla çatışmıyor. bireysel özgürlüklerle de..kaldı ki gelecek onu yazdırıyor diyoruz yeniden....felsefi tabanı var sağlam....hocam içeriği baştan sona okuyan, baştan sona doğru dürüst okuyan çatışmayacak.çatışanlar okutulmadı .....bu ezbercilerin hepsi okumamışlardan çıkıyor......
neymiş efendim tahtayla bu olmazmış.olmuş işte.bal gibi de olmuş işte.....
arkadaşım kıçı yiyen, büzük sıkan okusun ..isterse tartalyalist olsun.bitirsin öyle görüşelim ben falancayistim desin ondan sonra..tahtayla bu iş olmazcılarla bu iş olmaz....

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:22 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:14 ----------

arkadaşım metnç okuyan bitiren arkadaşlarla dürüst oturum ve görüşmeye varım.bunun dışındaki karalamacılar.onların söyşesikleri şeyler çöplüktür ve önyargıdır.metni bitirmiş tammalmaış herhangi insan kardeşimle ben nasıl medeni bir şekilde anlaşoçıyor olacağım......

metni bitirmiş arkadaşım metni bitirmiş
kasyopya hakkında öyle böyle söz söyleme yetkiniz o metni okuyunca başlayacak işkembeden sallayınca bilime milime yaslanınca ya da salağa yatınca değil...

arkadaşım o metni okuyan biriyle benim ters gittiğimi gören var mı içerğin gelecek iletişimi olmadığı konusunda...

arkadaşım o metni bitiren hiçkimse şimdi dindar değil yazık....metninson kaleminenkadar okuyan kimse onu inkar etmiyor yazık-dilimizde tüy bitti dünyadan haberiniz yok ne saçmalarsanız da saçmalayın....

bu laf genel...
büzüğün sıkıyosa oku..oku da gel görüşelim.tamamını düzenle oku ben her lafına kabulum.istersen şeyist ol.herkes bu lafım.sekizinci dan bilim adamı ol büzük sıkıyosa oku. adamsan oku bak ben nasıl anlaşcaz sonra..valla isterse teizmin kitabını yazdın büzüğü sıkıyosa okusun.madem çok inanıyo ve emin okusun bakalım da gelsin bize inanç anlatasın sonra....

o metni tammalayanda din yok....

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:29 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:22 ----------

bitirmiyorlar arkadaşım.bitirmiyorlar.yüzüne bakıp geri çeviriyorlar. 24 üncü senesi bu gelecekten ayet bindirmelerin ve hala da bindiriliyor...
olguyu tastamam okuyup bitirip irdeleyip bizi anlamayan kalmadı vesselam.ondan bu kadar rahatız ya...dost kaybetmeyiz bu açık. her türlü dost kazanacağız.ne kadar zorda olsa. bunu apaçık görüyoruz. şimdi din karşıtlığı diye tefe tutanlar bir gün dostluk verecekler.bilmesem yazar mıyım bunu. bilmesem bu kadar ısrar eder miyim? .valla isterse peygamber okusun yola gelir yolda buluşuruz... o olguyu okuyan hiç bir dostu mümkün mü? bu okumayı tamamlayan hiç bir dostu kaybetmeyiz bu mümkün mü?

büzüğü yiyen okusun elinde mesleği kalmaz...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:37 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:29 ----------

hocam 2-3 haftada bu iyi zaman ayırıp okunuyor.okumayan ve okumadan geri dönen arkadaşlar tuhaf arkadaşlar. orda tuhaf bi değil başka ifade kullanılacaktı ama neyse..
hocam üç-beş haftsını ya da bir kaç ayını ayırıp bunu bitirmemiş arkadaş bize kabarmasın. hiç gereği yok....adı isterse süper füzyon bilimci olsun.....
kaç yıllık dünya hayatı.olgu gelecekle iletişim işaretli....onun üzerine yıl yedik belki okumayla ..bubayıp insanca da değil limse bana boş konuşuyor diyemez okuyacak gelecek lafı varsa edecekni sonra boş boş konuşmayacak...
merak etmeyin bitirenler dostluklarımızı bulacaklar.....

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:43 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:37 ----------

forum burda işte yüzüne söylüyorum
işte hodri meydan
duyan duydun işte meydan ..digital dahil tamamını okuyup dindar mimdar kalamaz
o metnin tamamını okuyup hala tanrıdan sözetmek mümkün gözükmüyor. digital bunu yaparsa ancak alkışlarız ancak yapamaz tamamına sabredemez
hazır değil hazır hissetmiyor henüz
lazım olunca kullanırsın digital kırmızı hap gibi
geri dönüşü yok ama bilmelisin
ve burda bir mavi hapta yok artık ve hapı yuttun yani

---------- Mesajlar Birleştirildi at 23:53 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 23:43 ----------

metni okdunuz mu?
okumayı tamamladınız mı?
metni okumayan kimseyle tartışmıyoruz
metni okumayan, görmezden gelen şarlatanlarla hiç tartışmıyoruz
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Hocam Mehdi/Mesih sembolizmasını bu metin herşeyiyle karşılıyor ve tutuyor. ve yani dopdolu dolduruyor. Her ne kadar şimdi bizimkilerin (bizim çocukların) işine gelmese de... Hani o müslümanların kurtarıcısı olan. Bu nasıl olabilir diyebilirsiniz. Eğer Mehdi/Mesih olgusu bir an bile kişi olması/olunması gerçeğinden sıyrılırsa tüm insanları bir amaç ya da gerçek etrafından birleştirebilecek bir paradigmaya soyutlanırsa tüm insanlara ve dinlere eşit mesafede yaklaşan bir metin var. ortaya konulan bilgi var-algı var...
diğer çırpınmanın ve terslemenin nedenini biz görüyoruz. bunun reflekslerini bilip anlıyoruz. miskin bir ev kedisine seslenmek ve onunla konuşmak gibi olan şey bu...din ya da rab da değil sorun orda..

Metin Müslümanların kurtarıcısıdır-aydınlatıcısıdır diyorsun neden?
Çok yönlü bu. Birincisi Rab denen varlığın kucağına itilmiş ve görülmezden gelinen Ortadoğu halkları ve bu Rab denenin insan varlığıyla etkileşimi nedeniyle gelişen iki tuhaf dinin tüm çarpıklığını gideriyor ve meydana seriyor. Dinsel uyumayı da ,toplumsal ve bilimsel uyumayı da gözler önüne seriyor... Yahu okuyunca Müslüman diye bir şey kalmıyor ki! Din Tanrı diye bir gerçekte. Herkes için bu böyle...

İkincisi sanırım Yahudilerden dinsel miras ve daha fazla kulluk hakkını kapmaya yarışan ve çalışan ya da gerçek Samileri oynamaya ve olmaya çalışan yani Tanrının gerçek kitap ve kulluk verdiği ilk karşılaştığı bizizcileri olmaya ve oynamaya girişen Müslümanlara da yol gösteriyor..
Hocam bu Yahudilik ve İslamı birbirinden bölünmüş mezhep gibi (islamın Alevilik ve Sunnilik mezhebi gibi neredeyse) görüp çözüyoruz... Burda başka bir çatışma var. Hocam orda sanırım ordaki Patris Pleb, seçili azınlıktan İsrail diye bir şey yaratmış ya da sonuç olarak doğmuş öyle görüyoruz. Oyun dışı kalan çocuklar gibi bir şey var. Annem babam topu bana verdi diye alıp kaçmak gibi.. Bunları birbirini bölüp yiyorlar aynı çıkar kavgası. bu geçmişin başka bir kavgası.
Her neyse sonuçta bu Rab gerçeği Tevrat okumalarıyla da ve bununla da birleştirilince aydınlanıyor... Hocam biz o Yahudi Müslüman kavgasının ucunu görüyoruz... bi şey yok orda ikisi de bir. geçmiş bir mücadele o..hocam israil deyince sami kavramından arapları da kapsayın bunu anlayacaksınız-kapı dışında kalmak gibi. muhammed halkını birleştiren/kucaklayan ve sırtını saran-sıvazlayan, küskünleri toplayan/birleştiren ve onlara yeni bir gerçek veren bir lider önder de olabilir bunu bilemem karışmayacağım ben.. Hocam bu israil müslüman çatışması haneden çatışması, soy çatışması gibi... Hocam bu hem kardeş kavgası gibidir. Bir babanın malını mülkünü bölüşemeyen iki kardeş kavgası gibidir hem de taraflar yüzleşmezse bu çözülemeyecektir... ve her ikisi de ???
Hocam bizim bildiğimiz kardeş kavgası pek ayrılmaz_meselenin içine ve yumağa sarılmış olanlar belli oluyor...

---
Hocam
Metinde içerilen ; "İsa gerçekte bütün insanlara Tanrı tarafından eşit şekilde sevildiklerini ve gözetildiklerini ve tanrının koşulsuz sevdiğini öğretti anlattı" ifadesi filozofik bağlamda hepimiz aynı varoluşun parçalarıyız bağlamında/anlamında içeriliyor örneğin..

Hocam bu Rab hadisesi şunun gibi. Bu da çok yönlü ama.. Para, güç makam mevki sahibi bir seçkini ya da bir köylü çocuğa göre bir kentliyi düşünün... . İşte o seçkinin gözdesi olmak gibi olan şey. Sonuçta o varlık gerçek ve insanın gerçeğini bir ölçüde yönetebiliyor ve insana göre güçlü ve üstün bir yaratık bu... Bir de burdan direkt ve hazır almak var. Yani bir ev kedisi gibi ihtiyaçları giderilen rahatı konforu sağlanan, kendini böyle hisseden -buna razı olan-doğasının bu olması sağlanmış olan.....
Hocam bu sorunlar o metin iyice okunmadan çözülmeyecek.
Doğal bir içeriklendirme gerekiyor..

Rab denilen Ortadoğuya gelmiş inmiş. ya da orda kentler yıkmış. Doğulu batılı tam bilmiyor bunu. hem anlamıyor. yeni yeni çözecek

Hocam bu Rab denen denirken, tam olarak evcil bir köpek sahibi bir insan gibi bir şey düşünün. Bu ilişki insana hoş gözüküyor. Köpek tarafından da belki hoş gözükebilir. Köpek doğanın bir sırtlanı ve öyle idi. Ama insan onu doğadan içine çekti.. Bu ilişkiler ve gerçeklik öyle bölünemeyecek... şimdi özgürlük yönleri bir karmaşa.... metni okuyanlarda yarım yamalak okuyor ve işine geleceği gibi tutuyor onu..

olgu mehdiyet ifadesini dolduruyor evet/taşırıyor. isteyen görmezden gelsin...

Hocam bu metin okunmadan artık tarih siyaset işlenemez. isteyen görmezden gelsin ve gerçeğin çözümleri sonsuzdur..
benlik sorunu duyanlar var hocam biz duymuyoruz. öyle bir aidiyet sorunumuz yok....

hocam israilliler (geniş anlamda) almancılar gibi bir şey ama metnini okunması gerekiyor/gerekecek
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Bu metin gerçekten de ve gerçekten de akılalmaz derece de gerçekçi ve ciddi ulusal güvenlik sorunudur ve ulusal güvenlik bilgisi ihtiva eder ve en üst makamlarca mercilerce bilinmelidir diyoruz
ve biz erişim çabası denedik

Eğer ilgili kurumlara bağınız ya da erişen kanallarınız varsa kullanınız, amirinize üstünüze bunun çok geçerli ve en önemli düzeyde ulusal güvenlik bilgisi içerebileceğinin söylendiğini bunu söyleyenin bir kaçık olduğunun sanıldığını oysa mantıklı konuşulduğunda gayet aklı başında biri olduğunu ve bunda önemle ısrar ettiğini ve bu bilginin ve milli düzeyde önemli oluşunun ve milli şuurda bunun yer etmesinin gereğinin samimiyetle hatırlatıldığını samimiyetle lütfen rapor ediniz ve bunu bir kenara not ediniz

ve kimliksel korkumuz çekincemiz olmadığını da ileterek ve bunu size hatırlattığımızı bunu da buraya belgilediğimizi ve tarihe not düştüğümüzü es geçmeyiniz
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Bu metin gerçekten de ve gerçekten de akılalmaz derece de gerçekçi ve ciddi ulusal güvenlik sorunudur ve ulusal güvenlik bilgisi ihtiva eder ve en üst makamlarca mercilerce bilinmelidir diyoruz
ve biz erişim çabası denedik

Eğer ilgili kurumlara bağınız ya da erişen kanallarınız varsa kullanınız, amirinize üstünüze bunun çok geçerli ve en önemli düzeyde ulusal güvenlik bilgisi içerebileceğinin söylendiğini bunu söyleyenin bir kaçık olduğunun sanıldığını oysa mantıklı konuşulduğunda gayet aklı başında biri olduğunu ve bunda önemle ısrar ettiğini ve bu bilginin ve milli düzeyde önemli oluşunun ve milli şuurda bunun yer etmesinin gereğinin samimiyetle hatırlatıldığını samimiyetle lütfen rapor ediniz ve bunu bir kenara not ediniz

ve kimliksel korkumuz çekincemiz olmadığını da ileterek ve bunu size hatırlattığımızı bunu da buraya belgilediğimizi ve tarihe not düştüğümüzü es geçmeyiniz

nedir bu ulusal güvenlik bilgileri Sanalmanik?

devletle haşir neşiriz birilerine ulaşabiliriz. ancak ne diyeceğiz dostum amerikada bir kadın varmış gelecekle iletişim kurmuş (iletişim şeklini söylemesek hissetmiş desek daha iyi sanki:)) yani en azından kehanet olarak söyleyebirim eğer dedikleri çıkarsa en azından belki ilerde ciddiye alırlar..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Eğer içerik bir veri bütünü olarak ele alınarak araştırılır incelenirse ya da bir roman okumak, İncil okumak Tevrat okumak, Das Kapital araştırmak ya da Kuran okumak gibi kapsanırsa tamamını okuyan ve reddiye veren yok bildiğimiz
bu sözümüz asılı
Okuyucu ve okur reddiyesi ve karşı çıkışı yok yani açık bu
Okumamışlardan bilinçsiz ve meraksız tepkiler alıyoruz sadece şu aşamada
açıkçası önyargılar ve ilkel tepkiler

dostum bu aynı şey değil.

kuran üzerinden gideyim(kısaca). kuran gücünü; küçükken (muhakeme gücümuz yokken) bize verilen ögretilerden,haliyle oluşan duygusal bağdan, toplumun ortak inancı olmasından ve dünyayı ve bizleri var eden şeyin belli olmamasından alıyor. (Allah yarattı diyorlar)

hiçbirimiz kuranı okuyup müslüman olmadık

ayrıca kuran çok fazla içerik içermemesine rağmen(görece) anlamak çok zor. üzerine yapılan tartışmalar hala devam ediyor..

kasyopyayı okuyup derleyip bişi çıkartamayız yani..bize kendini okutacak, kendi içimizde veya hayatta karşılık bulan birşeyler söylemesi lazım. kanıtsız yaklaşın söylemide gayri insani..dinler boşa sözde mucize kanıtı uydurmamışlardır..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
nedir bu ulusal güvenlik bilgileri Sanalmanik?

devletle haşir neşiriz birilerine ulaşabiliriz. ancak ne diyeceğiz dostum amerikada bir kadın varmış gelecekle iletişim kurmuş (iletişim şeklini söylemesek hissetmiş desek daha iyi sanki:)) yani en azından kehanet olarak söyleyebirim eğer dedikleri çıkarsa en azından belki ilerde ciddiye alırlar..

Ulusal güvenlik denilebilecek bilgi barındırıyor mu ?
Evet aslında ama ben dün akşam sanırım biraz duygusal mı takıldım.
Bir de bunu Kasyopya dan bahsediyorsam genel olarak yapıyorum. Bu uyarıyı da...

Ulusal güvenlik bilgisi ney?
Birden çok ve karmaşık..

İnsan ırkı bize göre yarı tanrısal yüksek teknolojili uzaylı ırklarca genetik müdahalelere uğramıştır. Bu müdahaleler kontrol,sınırlama, enerji sömürüsü, köleleştirme ve fetih amaçlıdır.
Binlerce yıl önce Ortadoğu ya inen bu uygarlık İsrail devleti ile gizli örtük kısmen bir işbirliği yapmıştır.
Uygarlaşma, uygarlaştırma ve evcilleştirme görünmündeki bu müdahaleler yabani bir hayvanın insan gerçeğine çekilmesi gibi bir anlam ifade eder.
Dünya da kullanılan gelişmiş teknolojilerde bunların katkıları ya da izleri vardır.
İnsanlık bu uygarlık tarafından yarı kolonize edilmiştir ve gerçeği, hatta duygusal gerçekliği dış uzaydan bilinmeyen yüksek teknolojilerle kontrol ve manipüle edilmektedir.
Dünyayı uzaydan örten ve dünyada (gözlemlenebilir) iki ayağı olan büyük bir enerji örtüsü ile matriks benzeri bir enerji sömürüsü gerçekleştiriyorlar.
ABD ve İsrail devletleri kısmen bu komplolara ortaklık ediyorlar.
Belirtilen uygarlığın güneş sistemiminde güneş yakınında konuşlanmış karargah benzeri bir yapısı bulunmaktadır.
Monoteizm asılsızdır ve dinler kontrol araçlarından başkası değildir.
Monoteist dinlerin Rab kavramı yukarıda belirtilen varlığı işaret eder. Sodom ve Gomorayı yüksek teknolojiyle uzaydan bunlar yıkmıştır. Ahit sandığı denilen kutuyu İsrailoğullarına bu varlıklar vermiştir. Matematik ve bilim öğretme uygarlaştırma görünümü altında insan ırkı bir çok müdahale geçirmiştir. Dış uzaydan 4 metrelik bir türü dünyaya getirerek insanla melezmeye çalışmış ve daha bir sürü bilinen bilinmeyen tarihsel karmaşaya karışmışlardır
Bunlar ulusal güvenlik sorunudur ya da bilgisidir

Dünya da 3600 yıllık güçlü yıkımsal komet döngüleri vardır
Güneşin bilinmeyen bir ikizi vardır

Özgür bilim yapmamız gerekiyor.

Vs vs
Uzatabiliriz
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
anladım.. dostum bu dediklerini anlayacak birini bulmak zor, ezkaza bulsak bile bu kezde idarecilik vasıfları bu işe zaman,para ve çalışan ayırmasına engel olur. ancak üniversitelerin sosyal bilimler bölümünde çalışan insanlara bunlar yazılabilir. eğer bu iddialar mesleki vasıfları olan insanlarca derlenip sunulursa ancak o vakit devlet bu işe eğilebilir...

benim düşüncem böyle, ama bu sizi yıldırmasın çünkü devlette bu işlerle ilgilenebilecek bir birim olup olmadığını bile bilmiyorum.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
anladım.. dostum bu dediklerini anlayacak birini bulmak zor, ezkaza bulsak bile bu kezde idarecilik vasıfları bu işe zaman,para ve çalışan ayırmasına engel olur. ancak üniversitelerin sosyal bilimler bölümünde çalışan insanlara bunlar yazılabilir. eğer bu iddialar mesleki vasıfları olan insanlarca derlenip sunulursa ancak o vakit devlet bu işe eğilebilir...

benim düşüncem böyle, ama bu sizi yıldırmasın çünkü devlette bu işlerle ilgilenebilecek bir birim olup olmadığını bile bilmiyorum.

Ben mail yoluyla kamu kurumları ve siyasal partilere bu içeriği attım ama bakmazlar ki
Haber kurumlarına attım ama bakarlar mı ki
Kimi üniversite araştırma görevlisi maili toplayıp yüzlerce hatta binlerce maile bunu attım acaba bakan varmıdır ki

Ben suya taş, göle maya atıyorum
ne olursa artık ya da da ya tutarsa
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
dostum bu aynı şey değil.

kuran üzerinden gideyim(kısaca). kuran gücünü; küçükken (muhakeme gücümuz yokken) bize verilen ögretilerden,haliyle oluşan duygusal bağdan, toplumun ortak inancı olmasından ve dünyayı ve bizleri var eden şeyin belli olmamasından alıyor. (Allah yarattı diyorlar)

hiçbirimiz kuranı okuyup müslüman olmadık

ayrıca kuran çok fazla içerik içermemesine rağmen(görece) anlamak çok zor. üzerine yapılan tartışmalar hala devam ediyor..

kasyopyayı okuyup derleyip bişi çıkartamayız yani..bize kendini okutacak, kendi içimizde veya hayatta karşılık bulan birşeyler söylemesi lazım. kanıtsız yaklaşın söylemide gayri insani..dinler boşa sözde mucize kanıtı uydurmamışlardır..

Hayır orada anlattığım aslında şu. İçeriği gerçek anlamda incelemek,sorgulamak ya da okumak diyeceğimiz bir çıtayı geçipte gerçekten buna reddiye çeken yok yok
Harbiden yok
Böyle şeyler şöyle şeylerdir, asılsız şeylerdir uyutmacadır fostur diye var ama ezbere.

İçeriği tamamlayan hiç kimse ve içerik bütününü dürüst okuyan araştıran hiç kimse böyle bir iletişim fenomeni olamaz demedi ve bu içeriği reddetmedi
Baştan olamaz deyip geçiyor ve kapanıyor, konuyu kapatıyor yani direkt olarak bir önyargıyla boğuşuyoruz

ben beş sayfa okudum baştan ya da ilk dört ay okudum fikrim aynı diyen var
Ben bir baktım bu abuk subuk diyor adam.
tamam buna katılıyoruz.

İlk on-onbeş yılı olsun okumaksızın buna fos diyen lafın fosunu ediyor...
İçeriği okumamış kimsenin yorumlarını kabul etmiyoruz ve önyargı olarak işaretlememiz normal
ve içeriği okumak incelemek denilen şey bir yüzüne bakmak değil kabul edelim
Okuyucu yorumunu yorumlarınız önemsiyoruz önyargıları değil
ve aşağı yukarı okuyucu sayılacak herkes -ki bence içeriği bitirmiş ve tamamlamış olana okuyucu denir sanırım- bizimle hemfikir...
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
dostum bu aynı şey değil.

.

şimdi sevgili ls-iki konu şu.
Esaretin Bedelinde adam aynı mektubu tepki ya da cevap alana kadar belirli aralıklarla yazmayı sürdürüyor
bir de tecavüze karşı hep aynı karşılığı veriyor. Hiç bir zaman kanıksamıyor ya da artık kaçınılmaz olandan zevk almaya bakmıyor
yani ....
elini taşı altına koymayanlar olabilir tünelde kazsam ışığı bulacağım
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
Hayır orada anlattığım aslında şu. İçeriği gerçek anlamda incelemek,sorgulamak ya da okumak diyeceğimiz bir çıtayı geçipte gerçekten buna reddiye çeken yok yok
Harbiden yok
Böyle şeyler şöyle şeylerdir, asılsız şeylerdir uyutmacadır fostur diye var ama ezbere.

İçeriği tamamlayan hiç kimse ve içerik bütününü dürüst okuyan araştıran hiç kimse böyle bir iletişim fenomeni olamaz demedi ve bu içeriği reddetmedi
Baştan olamaz deyip geçiyor ve kapanıyor, konuyu kapatıyor yani direkt olarak bir önyargıyla boğuşuyoruz

ben beş sayfa okudum baştan ya da ilk dört ay okudum fikrim aynı diyen var
Ben bir baktım bu abuk subuk diyor adam.
tamam buna katılıyoruz.

İlk on-onbeş yılı olsun okumaksızın buna fos diyen lafın fosunu ediyor...
İçeriği okumamış kimsenin yorumlarını kabul etmiyoruz ve önyargı olarak işaretlememiz normal
ve içeriği okumak incelemek denilen şey bir yüzüne bakmak değil kabul edelim
Okuyucu yorumunu yorumlarınız önemsiyoruz önyargıları değil
ve aşağı yukarı okuyucu sayılacak herkes -ki bence içeriği bitirmiş ve tamamlamış olana okuyucu denir sanırım- bizimle hemfikir...

ya dostum kim bunların hepsini okuyacak..hadi okudu diyelim..nasıl derlelecek toplayacakta doğru yada yanlış diye bir karara varabilecek?

doğru: çünkü aha şunlar şunlar kayıtlı gerçeklerle örtüşen şeyler
yanlış: aha şunlar şunlar kayıtlı gerçeklerle örtüşmüyor.

ee kayıtlı gerçekler neler? ra bilgileri, pleiades ögretileri, monoteist dinler,çeşitli efsaneler falan

bunlara atıf yapıyor kasyopya. ee bunlar kayıtlı gerçek falan değil, tarihte baştan aşağı tartışmaya açık.

ayrıca celse içinde onlarca kafa karıştırıcı,belirsiz,imalı,tuhaf ve manipülatif şey var. oldu mu iyice çorba!

yani nasıl karara varacak bu celseleri okuyan biri?

varamaz. hayal kuruyorsun. ya adam gibi delil getirirsinler ya da tak sepeti koluna..

sen doğru kanısına varmışsın ,eyvallah o senin kararın ve hissiyatın.

ya açık konuşayım mı, senin gibi (zeki-kültürlü buradan gördüğüm kadarı ile) bir adam bu şeylere nasıl bu kadar gönül vermiş şaşıyorum!

monoteist dinleri bu uzaylılar yazdırmış diyosun. ya o kitaplarda çagının ötesinde tek bilgi yok, pagan geleneklerin,geçmiş mitlerin, efsanelerin derlemesi ve tek tanrıcılığa revize edilmesi ya bu kitaplar. o kitapları bizzat İNSAN KÜLTÜRÜ yazmış bu çok net!!! o kitapları uzaylı yazdıramaz çünkü oturupta insanlık kültürünü derleyemez!!

illa bu hayata bir anlam bulacam, yok olma kaygısını uzak tutacam diye saçma sapan şeylere değer vermeyi bıraktım artık. hem hayatın anlamı yoksa yok,şeyler saçmaysa saçma , sonsuza kadar yok olacaksak olalım, napalım yani, sanki inançlar akibeti mi değiştirecek? birimize ne olacaksa hepimize o olacak..

sonsuzluğa selam olsun.. hedefim kendimi geliştirebilmektir..bunun yoluda kendi kendine düşünmeyi öğrenmektir.. şamanlar,gurular,sözde peygamberler,felsefeciler,senin gelecekle konuşan kadın ve hatta bilime bağlanmanın anlamı yok.. demem o ki sende bırak şu işi.. (haddimi aşmış olabilirim ama böyle, ama içinden bir ses doğru bu diyorsa devam et ne diyeyim)
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
ls2 dostum dürüst ve kişisel bir tonda mı konuşayım bir demagog gibi mi? bilemedim

ya dostum kim bunların hepsini okuyacak..hadi okudu diyelim..nasıl derlelecek toplayacakta doğru yada yanlış diye bir karara varabilecek?

O önerme, yani okuyanın ve pesetmeyenin bununla sonra sonra bağ kurması ya da içeriğin önemini sonradan farketmesi ve büyük bir bölümünü objektif tarayanın bunu uzun vade de gerçekle örtüştürmesi yavana atılır bir önerme değil. Bunun asıl bağlamını açmam sayfalar sürer ve bunu içten savunmam gerekir ve bunu yaparım. ne gerek var buna ne de anlam
Üç aşağı beş yukarı sayfalar gideriz, yoruluruz üzülürüz, subjektif kaymalar ve tantanalar yaşarız. ısrarcı değiliz. Siz öyle bilin, sanın ve düşünün şimdilik..

ya dostum kim bunların hepsini okuyacak..)

hepsini okuyan var
bir sürü insan ve dürüst açık konuşayım mı? isterseniz bunu sileyim
sizi var ya; bir avuç zavallı, olan bitenden dünyadan-gerçeklerden habersiz uyuyan uyuşan ve zihinsel ket vurmalar ve diğer paradigmalar nedeniyle bu tip bir olguyu kolayca reddeden ve çöpe atan bir topluluk olarak görme eğilimindeler..

oluşan bilgi kaybı büyük-çok büyük.. susamazdık

yani nasıl karara varacak bu celseleri okuyan biri?
zaman ,at time

zamana bırakmak fiili bu konuda işe yarayacak, bir şeye karar vermek gerekmiyor

ya açık konuşayım mı, senin gibi (zeki-kültürlü buradan gördüğüm kadarı ile) bir adam bu şeylere nasıl bu kadar gönül vermiş şaşıyorum!
)

vicdan muhasebesi ya da borcu
kayıtsız kalamadım- susamadım, susamazdım, görmezden gelemezdim.. nokta
açık

monoteist dinleri bu uzaylılar yazdırmış diyosun.)
öyle demiyorum. bu cümleyi düzeltmek uzun zaman alacak o yüzden geçelim mi?

o senin hissiyatın.
hissiyat subjektif

neden bunları yazmak zorundasın ki?

görüyorum ki monoteizmden kopamamışsın-sıyrılamamışsın

subjektif bir şekilde bu metni savunmak istemiyorum
sorular varsa alayım mı?

bu arada gerçek kasyopya dan gelmeli öğrenilmeli ya da ille Kasyopya geçerli ya da geçersiz kayıtlanmalı değil tabi
biz dayanak olarak o noktaya temas ediyoruz
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
bana kasyopyadan gelen bir gerçek söyle Sanalmanik? tek bi tane söyle üzerine araştıralım, tartışalım. en güvendiğini söyle. söz üşenmiyecem dediğin şeyle ilgili araştırma yapacam
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
bana kasyopyadan gelen bir gerçek söyle Sanalmanik? tek bi tane söyle üzerine araştıralım, tartışalım. en güvendiğini söyle. söz üşenmiyecem dediğin şeyle ilgili araştırma yapacam

ls2 tek bir şey sorayım İngilizce biliyor musun?

ve bunu söyleyemem ls2 bunu incelemek ve incelememek sana kalmış ve serbest fikirlerine kalmış
benim ki genel bir uğraş sadece
özel soruluyorsa dedim ya ben tavsiye ederim bu yeterli mi?
o halde bana neyin yeterli olacağını söyleyin ben ona göre yol alayım

----
genel okuma gerektiriyor
Diğer durumda dokunun kendine temas edilmiyor

İçinden gerçek söyle demek bana ormandan bir gerçek söyle demek gibi

ls2; 7-8 yıl bir insanı oyun eğlence ve keşif tadında meşgul edebilecek bir içerikten sözediyoruz

bir de
taş çağından bir insanın bilgisayar oyunu oynaması fikrini bununla yanyana getir

bu birini sevmek ve onun iyi biri olduğuna ikna olmak gibi
cevaplayıcının yetkinliği, etkinliği ve objektivitesi ve kendi içinde tutarlılığı geniş zamanda ve bir çok yanıtla kendi içinde sınanıyor ve değerlendiriliyor olacak
kendi içinde bir dolaşma var burda ve bu geniş bu...
cevaplayıcının sağladığı güven bağı ve tutarlılık bağı sınanıyor olacak, güven sonra burdan gelişebilirse gelişebilir...
Örn.
Laura kendisi hala gelecek diye biriyle konuştuğuna ikna oldu mu? acaba?

ls2 orman.. girmek istemiyorsan girme.. içlerine girersen çıkamayacağını/çıkamayabileceğini ya da çıkışın bir hayli uzun bir süreç alacağını unutma
Briç öğrenmek gibi demeyelim ama yeni bir kavrama takılmak gibi olacak ve oldukça hayat değişimi ve yeni kavram getirebilir yaşama yeni ve geniş bir yük ve pfarklı perspektif getirebilir.
Yeni bir eve ve ülkeye taşınmak gibi yeni kavram..
Kendi düzleminde rahat olanlara okuma önermiyoruz. Yaşamı kaplayacaktır...

bu daha çok dostoyevskiyi araştırmak gibi dostyevski den bir gerçek söylemek gibi değil
ve bergman filmografisini izlememişsen bergman bilmiyorsundur bunu anlatamıyorum..

roman son sayfasında okunmuyor ne de ilk
bir de bir dizi bittiğinde hala bitmemiştir senaristine bağımlı ama izleyene de bağımlı
ve okunacak olan "Yalan Rüzgarı" değil

ne yaparsak yapalım bu bir örgü ve delinmeyecek
5 yılı okuyup hala fikriniz olmayabilir ve saçmalık bulabilirsiniz...saçmalığın daniskası...

bu arada kasyopya dan gelen bir şey yok
sorulmuş sorulara yanıtlar var
ve yanıtlar her yerde

süreci iyi takip eden iyi bir okuyucu geniş zamanlarda objektivite ve objektif tutarlılık edinebilecekken (ki bu bir işe de yaramaz sosyal geçerliliği felan da yok) ya da subjektif kayıplar yaşayabilecekken bu evdeki subjektiviteyi götür yenisini getir olayına benzemez
ve sonuçta ben bunu okudum ,iyi ve yepyeni güpgüzel bir subjektivitem var diyemez artık
objektif bir çarkın ve içeriğin düzlemine girilmek istemiyorsa rende yontar gibi azar azar subjektivite kaybına uğranmak istenmiyorsa ve ya da buna hazır değilsek okunmamalı...
gerçek bu
içindeki gerçek bu

yanıt sağlayıcının yanıt biçimiyle -bir süre sonra- her defasında duvara toslanmış gibi olacak. açık açık şaka yapmıyoruz
yanıtlayıcının biçim sentezi asıl hedef sonuç
nokta....

İy bir matematiksel bir model ve iyi bir dede gibi...

Yaşam anlayışının kökten değişimi/değişmesi ve çok ciddi (inanç düşünce sistemi ve) paradigma değişiminden , belki üç beş yıllık sarsıntıdan, yaşamı kaplayan bir şeyden sözettiğimizden emin olunsun ya da anlansın isterdim .
Kimi için futbol yerine şu yerine bu yerine geniş bir alanı kaplayacak...

Teolojik bilgi tabanı pek çoğumuzun altyapısını oluşturuyor ve teolojiden kurtulduğumuzu sandığımız da bile bunun yerini bir boşluk, hiççilik, nihilizm, bilimcilik, anlamsızlık ve karşıcılık çatışmaları gibi pek çok şey alıyor. Bunların eski durumun yerine pek yeni bir şey koyduğu söylenemez ya da alttaki teolojik ahlakı ve bilgiyi yenilediği söylenemez.
Burada ontolojik içeriğe temas eden bir şeyden, şeylerden ve dokudan ve yepyeni bir şeyden sözediyoruz. Biz şaka yapmıyoruz. Biz bu içerikle de olguyla da şaka yapmıyoruz. Kimse de şaka yapmasın isterdim.
İçeriğin gücünü hafife almayın. Bu bir şaka değil... Bu içerik okunursa bir şeyler artık eskisi gibi olmayacak...

Bu içerik için uygun tanım ya da doğru tanım bilinmedik, beklenmeyen ya da umulmadıktır... Beklenti aralıklarınızı değiştirin...

Çok büyük bir ontolojik yükünüz ve ağırlığınız olacak artık bunu okursanız yani bir çıkar ya da getiri değil.
Tüm yaşama yayılan ve tüm yaşamı kaplayan bir sorumluluk ve sorun gibi olacak.
Her gün başetmek zorunda olacaksınız ve büyümek sorumluluğu gibi şeyler eklenecek yaşama.
Savaşa ya da askere katılmak gibi yeni ve beklenmedik bir şey. Yaşamın birden değişmesi etiketi bu metine mutlaka kondurulmalıdır.
İçinden gerçek felan bulamayız-içindeki gerçek bu...

Bir non-teistin bir teistle eskisi gibi sosyal ilişki ve sosyal birlik kuramaması, örneğin evlilik partneri olarak -yaşam partneri olarak bile zorlanabilecek olması gibi bir durumu yukarı yuvarlayın..Mutlak olarak yaşamınızı ters yüz edecektir...bu kaçınılmaz....

İçindeki gerçek ontolojik bir ilüzyonu sürdürüyoruz olduğumuz ama ilüzyonun gerçek olduğu..
İçinden özgürlük çıkabilir, tersi de..karmaşa çıkabilir
İçinden aydınlanma çıkabilir mide bulantısı ve tuhaf hisler çıkabilir bilemem

3-4 yıldan önce okunup hazmedilebileceğini söyleyemem. Eski tabanın konuşlanması ile etkisi geniş zaman yayılacaktır. 20 yıl sonra hala sorularınız olacak. Ontolojik olarak çakılacaksınız . ne yazmalıyım....

Sevgili ls2 sayılmayabilir, sevilmeyebilir, şu ya da bu sanılabilir, şöyle ya da böyle ele alınabilir ancak biz gelecekle iletişimden ve gelecekle gerçek bir conduitten ve bağdan sözediyoruz. Başka bir şeyden değil.

Gelecekle iletişim kurulduğu bunun kendi içeridiği gerçek zaten başka bir şey söylemeye gerek yok ve araştırılacaksa bu araştırılabilir

Cümleyi yeniden düzenleyelim.
Gelecekle iletişim kurulduğu ve bu iletişimde geleceğin sorulara bir biçimde yanıt verdiği * gerçek zaten.. Süreci gözlemlemek ve deneyi sınamak denilen es geçiliyor. Gelecekle iletişim kavramı es geçiliyor.

(((*Geleceğin (kendince bir biçimde ve kendince teknik argümanlarla) yanıt verdiği ve okuyan, öğrenen ya da iletişim kuran için en gelişimci ya da öğrenmeyi öğrenme kavramını destekleyecek biçimde yanıt verdiği))

Metnin içerdiği bir kavramlardan /gerçeklerden biri bu evet. Bu iletişimdeki amaç varlığımızı kanıtlamak değil öğrenmeyi öğrenmenize yardımcı olmak .

Teknik olarak ben bir şey ispatlama gayretinde değilim. Yukarıda dediklerim anlaşılmıyorsa bu dökümana bulaşmayın derim...

Ls2 bu metinle ilgili tanımlamalardan biri de şu. Sahibinden bunalan ya da her gün dayak yiyen bir köpeğin özgürlük araması.. Sonra bir insanla konuşmayı başarıyor. İnsanda diyor ki; İster başka sahipler bul, ister özgür yaşa ve çöp karıştır, ister kendi kendine takıl. Özgürsün ama yani sunulabilecek opsiyonlar sınırlı... Ve köpek bir insanla konuştum ve iletişim kurdum diye dönüp köpek gerçeğine ve köpek toplumuna dönse bile ne sunabilir. İnsandan ne öğrenmeli mesela?

s2 son olarak yine şunu söyleyebilirim. Teknik olarak soru sor ve ben metin içeriğine ya da cevaplayıcının yanıt tekniğine indirgeyerek ya da yakınlaşarak yanıt sunmayı deneyeyim.

Bu soru sorma işini teknik bir eğlence oyun olarak vb görüp uzun uzadıya uzatabiliriz, zamana yayabiliriz . Yargı ve yorumdan ziyade sürekli tekrarlayan sorular. Soru biçimi değiştirilmiş sorular ve yine sorular. Sadece sorular...
 
Son düzenleme:

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
o zaman bize ormandan bahset ya da dostoyevskiden ne anladığını.. ne değiştirdi hayatında, nasıl görünüyor dünya bu ontolojiden?

İngilizce bilmiyorum.kasyopyaya şu an için ilgi duymuyorum. uzaylı saçmalıklarına inanmıyorum. dostum ben üniversitede oldukça aktif ülkücüydüm ve bir zamanlar beş vakit namaz kılan biriydim. inandığım şeyleri test ettim ve testi geçemediler. bu sureçte insana, insan inançlarına ve bilgiye (sözde bilgiymiş) olan güvenimide kaybettim. insanlar birşeylere ruhlarını teslim ediyorlar ,hayatlarını adıyorlar,hatta uğrunda ölüyorlar ancak inandıkları şeyi test edemiyorlar. daha da acısı beynimiz ve duygularımız öyle birşey ki; en fazla kendi aklımız kadar akıllı olabiliyoruz ve beynimizi gene beynimizle test etmek zorundayız.
inanmak beynin alt yapısına sürekli o inançla ilgili data yüklemektir, beyin bir süre sonra size o inançla ilgili düşünceler üretmeye başlar ve haliyle o inançla ilgili duygular yaratılır.. ve işiniz biter.. oyleyse yeg olan bilinmezci duruştur.. sende şu an benim nazarımda inanmış adamsın..

üzgünüm..
 

ihaveanidea

Yeni Üye
25 Ocak 2017
848
8
18
(...)Teolojik bilgi tabanı pek çoğumuzun altyapısını oluşturuyor ve teolojiden kurtulduğumuzu sandığımız da bile bunun yerini bir boşluk, hiççilik, nihilizm, bilimcilik, anlamsızlık ve karşıcılık çatışmaları gibi pek çok şey alıyor. Bunların eski durumun yerine pek yeni bir şey koyduğu söylenemez ya da alttaki teolojik ahlakı ve bilgiyi yenilediği söylenemez(...)



Evet.

Monoteist, politeist... herhangi bir dinin emir ve yasaklarına uymak istemeyen kişi dinsel inancın simetriği olan nihilizme kayabiliyor.

Bunu yaparken moral, hayat çizgisi ya da sistematik tutarlılık ihtiyacı değil, bireysel etik değerler...

Bu durumun ne kadar bilimsel sınanabilirlik sunduğu ve istatiksel verilere kaydetmeye değer olup olmadığı tartışmalıdır.



Yine de istisnalar hariç din dışı bireylerin çoğunluğu hiçliğe geçişin ilk adımı olarak dinsel öğretileri sınama ve yanlışlama sonrası re'sen gerçekleşen bir adım olarak görüyor.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
1 Kas 2012
2,737
180
63
sorunun kaynağı islami teolojide değil ölümde. islamdan çok çok öncede atalarımız ölümü kabullenmemiş çareler aramıştır. ruhculuğun temelinde de bu var, totemlerin ve destanların temelinde de...ve ben islamı doktirinlerden arındım demiyorum zaten..ama boşluğun sebebi bu değil bilinmezlik ve ölüm bana göre..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
o zaman bize ormandan bahset ya da dostoyevskiden ne anladığını.. ne değiştirdi hayatında, nasıl görünüyor dünya bu ontolojiden?

İngilizce bilmiyorum.kasyopyaya şu an için ilgi duymuyorum. uzaylı saçmalıklarına inanmıyorum. dostum ben üniversitede oldukça aktif ülkücüydüm ve bir zamanlar beş vakit namaz kılan biriydim. inandığım şeyleri test ettim ve testi geçemediler. bu sureçte insana, insan inançlarına ve bilgiye (sözde bilgiymiş) olan güvenimide kaybettim. insanlar birşeylere ruhlarını teslim ediyorlar ,hayatlarını adıyorlar,hatta uğrunda ölüyorlar ancak inandıkları şeyi test edemiyorlar. daha da acısı beynimiz ve duygularımız öyle birşey ki; en fazla kendi aklımız kadar akıllı olabiliyoruz ve beynimizi gene beynimizle test etmek zorundayız.
inanmak beynin alt yapısına sürekli o inançla ilgili data yüklemektir, beyin bir süre sonra size o inançla ilgili düşünceler üretmeye başlar ve haliyle o inançla ilgili duygular yaratılır.. ve işiniz biter.. oyleyse yeg olan bilinmezci duruştur.. sende şu an benim nazarımda inanmış adamsın..

üzgünüm..

Çocukken dindardım. İlk gençlikte ben de ırkçı pompalamalara maruz kaldım. Devletçiydik . Ailem devletçidir . Sıkı bir kamu ahlakı ,devlet bilinci ve kamu malı bilinci edindik. Atatürk tipi bir Türkçülük , üstün-insanlık , üstün kültürlülük aşılaması ve bunun bilinci bende de vardı..

Uzaylı saçmalığı değil, gelecekle iletişim
Bir şeye inanmak gerekmiyor

Benim metne aracı olmam bile, özellikle subjektif aracı olmam, her defasında bir çatışma
Metin size benden daha yakın
ya da metnin en az benimle olduğu kadar sizinle ilişkili olacağını da söylemeliyim.
Metin sizinle benden önce birincil elden ilişkili. Yani metin kendinizle ilişkili
Benim sunumumun da sunumculuğumun da aradan çekilmesi ve çıkarılması gerekiyor. Bu en doğrusu.
"Metinle okuyucu arasına girmemeliyim ya da metinle okuyucu arasına benim fikirlerim girmemeli"

Her defasında subjektif tanıtımlar sizin zaten sahip olduğunuz, ait olduğunuz bir şeyi benim ele almam.
Yani benim olmayan -ortak- -ve herkese ait- bir ormanı daha önce içine girmiş olmam nedeniyle ele alır gibiyim...

Dünya nasıl görünüyor.
Belki çocuklukta göründüğü gibi. Kirletilmemiş haliyle.bilmiyorum...
Ama şu var Bu metin hiç değilse toplumun bize doldurduğu ve aşıladığı yanlış zihinsel paradigmalarla boğuşma şansı veriyor.

Ls2 (dünya) görünmüyor. Bilincin ilüzyonu ya da delüzyonu. Bir ikilik yok
ama ben bu beden de ben olarak yaşamak zorundayım. Ben tek ben olarak yaşamak zorundayım.
Dünya yukarıda verdiğim bunalan köpek örneğinde verdiğim gibi gözüküyor daha ileri gitmeyelim...

5 vakitten fazla da kıldım ben ls2 namaz mı yarıştıryoruz

İnsanlara bende güvenimi kaybettim
Nerdeyse yarı zombilerle iletişim kurmak gibi. Kaç yıldır. Sabah sabahta bunu düşünüyordum.
Dile ve aktif iletişime olan inancımı kaybettim.

Diğerleri subjektif ve subjektif bir alana girmeyeceğim, girmek istemiyorum. Yok bu inanç değil bu bir şeyin farkında olmak felan diye düzeltmek ya da ısrar sunmak zorunda mı bırakılıyorum?

Bu arada ben İngilizce bilinip bilinmediğini de bu metin için ve durum için daha geniş bir test aracı, test fikri ve şansı yaratmak-üretmek üzere sunmuş-sormuştum
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
sorunun kaynağı islami teolojide değil ölümde. islamdan çok çok öncede atalarımız ölümü kabullenmemiş çareler aramıştır. ruhculuğun temelinde de bu var, totemlerin ve destanların temelinde de...ve ben islamı doktirinlerden arındım demiyorum zaten..ama boşluğun sebebi bu değil bilinmezlik ve ölüm bana göre..

Bu metne bakarken gözlerimle ruhçuluk ifadesinin üzerine bir çapraz çizgi atıyordum ve o ifadenin üzerini çiziyordum. bunu yaparken kendimi yakaladım. Sonra da böyle naklettim

Kendimin bununla ilgileniyor buldum diğeriyle değil..

Fire_Shot_Capture_15_Felsefe_NET_D_nce_Ele_tiri_ve_Payla_http_www_felsefe_net_newreply_php.png


Bunlar yazmak istediklerim değil ama sunulan kavram bu karşılığı veriyor.

Gerçek her zaman çatışkılı olacaktır
Gerçek ya da kavramlar kendi antisiyle birlikte devinimi sürdürebilir.
Zihin düzeyinde gerçek kendi antisi/gayrısı ya da bunun sanısı olmaksızın devinemez-çatışamaz ya da hareket edemez
Ontolojik bir hakikat yok ya da dil düzeyinde ifade edilecek hakikatler başka hakikatlere gebe
Varolmak ya da olmak hakikat ki bu tüm nesneler için ortak hakikat
ki öncesiz ve baki biçimde
Olan gerçektir diğeri sorulardır

Ölüm dediğimiz şöyle
Burda çok sunduğum bir alıntı var

Erich Fromm, insanın büyük yalnızlığından ve bu yalnızlığından kurtulmak için kendi dışındaki dünyayla bütünleşme arzusundan söz eder.
Doğal ve toplumsal güçlerin karşısındaki çaresizliğinin farkında olması, doğadan kopuk varoluşunu dayanılmaz bir hapishaneye çevirir. Ayrılık yaşantısı kaygı yaratır. Ayrı olmak demek insanca güçlerini kullanma kapasitesinden yoksun bir şekilde dışarıda kalmak, çaresizlik ve dünyayı aktif bir şekilde kavrayamamak demektir.
İnsan, dışa yönelmediği, kendini şu veya bu şekilde dış dünyayla bütünleştiremediği takdirde delirme noktasına gelecektir. İnsanın en derin ihtiyacı, ayrılığın üstesinden gelme, yalnızlığından kurtulma ihtiyacıdır. Her çağın ve kültürün insanı, bu ihtiyaca çeşitli şekillerde karşılık vermiştir. Hayvanlara tapınma, insan kurban etme, askeri fetihler, lüks düşkünlüğü, çileci bir yaşam seçimi, işkoliklik, sanatsal yaratım, tanrı sevgisi, insan sevgisi bunlardan bazılarıdır.
Yalnızlıktan kurtulma ve bütünleşme ihtiyacının bir yolu da her türden esirikçe durumlarda yatmaktadır. Bu durum (esiriklik), bazen ilaçların yardımıyla, bazen ritmik seslerle yaratılan translarla, bazen tütün, alkol ve uyuşturucuyla, bazen “sürüye uyma” ve işkoliklikle, bazen seks(sevgisiz) ve orgazmla, bazen sanatçı veya zanaatkâr olsun yaratıcı etkinlikle sağlanabilir.

Ölüm ya da ölüme takınma bu yukarıda sunulanın son paragrafı gibi bir sorun sanırım...

Ölümü bir takıntı ya da sorun haline getirme ya da daha açık tabirle bahane haline getirme, psikoljik bir savunma mekanizması gibi bir davranış .Aslında sorun ölüm değil...Başarısızlık ,yaşama başarısızlığı ya da diğer türden başarısızlıklar

Ölüm tamamen bir yadsıma ya da bahane...mi?
Ölümü bir sorun ilan etme bir mızmızlanma hali mi?

Kendi bilincine-varma, us ve imgelem (düşgücü), hayvansal varoluşu karakterize eden «uyum»u bozmuşlardır. Bunların doğuşu, insanı ötekilerden ayrı bir varlık, evrenin doğal olmayan bir yaratığı haline getirmiştir. O, doğanın bir parçasıdır; doğa yasalarına boyun eğer, onları değiştirecek güçte değildir ama yine de doğadaki tüm öteki varlıkları aşan bir yana sahiptir. İnsan doğanın bir parçası olduğu halde, doğadan ayrılmıştır. Bir yuvası olmadığı halde, tüm öteki yaratıklarla paylaşmakta olduğu yuvaya zincirlenmiştir. Rastlantısal bir yer ve zamanda bu dünyaya fırlatılmış olan insan, yine rastlantısal bir şekilde oradan çıkmak için zorlanmaktadır. Kendi bilincine varmış olduğu için, güçsüzlüğünü ve varoluşunun sınırlamalarını algılamaktadır. Kendi sonunu yani, ölümü gözünün önüne getirmektedir. O, varoluşunun ikiye-bölünmüşlüğünden hiçbir zaman kurtulamaz; istese bile, kendisini ruhundan özgür kılamaz. Yaşadığı sürece bedeninden de kurtulamaz. Bedeni ise, onun yaşamayı istemesini sağlar.

İnsanın kutsanması olan us, aynı zamanda onun lanetidir de, Us, onu içinden çıkılmaz bir ikiye-bölünmüşlüğün içinden çıkma ödeviyle başa çıkmak üzere sürekli olarak zorlar. Bu yönüyle insansal varoluş, tüm öteki canlılardan farklıdır. İnsan, sürekli ve kaçını-lamaz bir
dengesizlik durumu içindedir. Onun yaşamı kendi türünün örneğini yineleyerek «yaşanılamaz».

İnsan, yaşamaya mecburdur. O, canı sıkılabilen, hoşnutsuzluk duyabilen, cennetten çıkarıldığını hissedebilen tek hayvandır. İnsan, varoluş sorununu kendi başına çözmek zorunda olan ve bu sorundan kaçamayan tek hayvandır da. O, insansal durum öncesinde yaşadığı, doğa ile uyum durumuna geri dönemez. Usunu doğanın ve kendi kendisinin efendisi oluncaya değin geliştirmeyi sürdürmesi gerekir. Usun doğuşu, insanın içinde bir bölünmeye neden olmuştur. Bu ikiye-bölünmüşlük onu sürekli olarak yeni çözümler bulmak üzere savaşmaya zorlar. İnsanın tarihinin canlılığı (dinamizmi), gelişmesinin nedeni olan ussal varoluşuna özgü bir canlılıktır. İnsan, bu ussal varoluş aracılığıyla, içinde kendisini ve türdeşlerini kendi yuvasında hissettiği, kendisinin olan bir dünya yaratır. Ulaştığı her basamak onu hoşnutsuzluk ve şaşkınlık içinde bırakır. Ama bu şaşkınlık, onu yeni çözümlere doğru devinecek şekilde zorlar.

İnsanda «ilerleme için» doğuştan getirdiği bir «itki» yoktur. Onu yola çıktığı noktadan ileriye doğru götüren şey, varoluşundaki çelişkidir. İnsan, cenneti, doğa ile olan birleşikliğini yitirmiş olduğu için ebedi gezginci (Odyseus, Oedipus, Abraham, Faust) haline gelmiştir. O, ileriye doğru gitmeye; ve sürekli bir çabayla bilinmeyeni, bilgisinin boş bıraktığı yerleri yanıtlarla doldurup bilinir kılmaya zorlanır. İnsan kendisine, kendisinin ve varoluşunun anlamının hesabını vermek zorundadır. O, içsel bölünmüşlüğünü, «saltıklık» için duyduğu yeğin isteğin acısın çekerek yenmeye itilir. «Saltıklık», onun doğadan, türdeşlerinden ve kendinden ayırılmasına neden olan laneti kaldırabilecek bir başka uyum türüdür.

İnsan'ın doğasındaki bu ayrılma, insan varoluşunun asıl özünden kaynaklandıkları için, benim varoluşsal diye adlandırdığım ikiye-bölünmelere yol açar. Bu ikiye-bölünmeler, insanın ortadan kaldıramayacağı, ama özyapı ve kültürüne göre, değişik biçimlerde tepki göstereceği çelişkilerdir.

En temel varoluşsal ikiye-bölünme, yaşam ile ölüm arasındakidir. Ölmek zorunda olduğumuz olgusu insanın değiştiremeyeceği bir olgudur. İnsan, bu olgunun bilincine varmıştır ve bu türden bir bilinçlilik onu derinden etkiler. Ama, ölüm yaşamın tam karşıtı.
Bu terimi varoluşçuluğun terimler dizgesine gönderme yapmaksızın kullandım. O, yaşama deneyinin dışında ve onunla uzlaşmayan bir şeydir. Ölüme ilişkin tüm bilgiler onun yaşamın anlamlı bir parçası olmadığı ve bizim için ölüm olgusunu, bundan ötürü yaşamamız sözkonusu olduğu sürece, yenilgiyi kabullenmekten başka yapacak bir şey bulunmadığı gerçeğini değiştirmez. «İnsan, yaşamı uğruna sahip olduğu herşeyi verecektir» . İnsan, bu ikiye-bölünmüşlüğü ideolojiler aracılığıyla yadsımaya çalışmıştır. Örneğin, ruhun ölümsüz olduğunu öne süren Hıristiyanlığın ölümsüzlük anlayışı, insan yaşamının ölümle sona erdiğine ilişkin trajik olguyu yadsır.

İnsanın ölümlü olması, bir başka ikiye-bölünmüşlüğe neden olur. Her insan, tüm -insansal-? güçlerin taşıyıcısı olduğu halde, yaşamının kısa oluşu onun en uygun koşullarda bile, bu güçleri tam olarak gerçekleştirmesini engeller. Eğer bireyin yaşam süresi insanlığın yaşam süresiyle özdeş olsaydı, insan ancak o zaman tarihsel süreç içinde ortaya çıkan insansal gelişmeye katılabilirdi.

İnsan'ın ırkın evrimsel süreci içinde rastlantısal bir noktada başlayan ve biten yaşamı, bireyin tüm güçlerini gerçekleştirme savı ile trajik bir şekilde çelişir. Onun gerçekleştirebilecekleri ve gerçekleştirdikleri arasındaki bu çelişkiye ilişkin donuk da olsa bir algısı vardır. Burada da ideolojiler, çelişkiyi asıl yaşam doyumuna ölümden sonra ulaşılacağını ya da içinde yaşanılan tarihsel dönemin insanlığın son ve en yüksek başarılarını içerdiğini varsayarak uzlaştırma yahut yadsıma eğilimini gösterirler. Yine bir başka ideoloji ise, yaşamın anlamının onun kendisini tam olarak açmasında değil, toplumsal görev ve ödevlerde olduğunu öne sürer. Bu ideolojiye göre, bireyin gelişmesi,özgürlüğü ve mutluluğu, devletin, toplumun ya da bireyi aşan öncesiz-sonrasız gücü temsil eden her ne ise, onun mutluluğu karşısında ikinci derecede önem taşıyan,
giderek yersiz bir olaydır.

İnsan, yalnızdır. Ama o, aynı zamanda bağlantıları olan bir varlıktır da. İnsan, başka hiçkimseyle özdeş olmadığı, eşsiz bir varlık olduğu ve ayrı bir varlık olarak kendi bilincine vardığı ölçüde yalnızdır. O, yargı vermek zorunda olduğunda ya da salt usunun gücü aracılığıyla kararlar vermesi gerektiğinde, yalnız olmalıdır. Ama insan, yalnız başına olmaya, türdeşleri olan insanlarla ilişki kurmamaya katlanamaz. Mutluluğu, türdeşleri ve geçmiş ve gelecek kuşaklarla kendisi arasında bulunduğunu duyumsadığı dayanışma duygusuna dayanır.

Eric Fromm-Kendini Savunan İnsan

Fromm-un yukarıda kendi iradesi dışında oluş (ya da varoluşun -bütünselliğinin- farkında olmama, kesik ben duyuş (hayvansal uyumun bozumu ve belki bizim bilgi eksikliği ve bağım edinme kopma-düşme vb. dediğimiz)) dediği Tanrı kavramını veriyor ya da formalize ediyor-tabiri caize gözler önüne sokuyor. Yani iradenin başka bir iradeye, başka iradelere bağımlı oluşu ya da içiçe oluşu... Başka bir gerçeğin ya da varlığın kontrolüne girme ya da tahhakkümüne uyma, vb.leri
İnsan gerçeğini kendi üretmiyorsa ya da iradesi ve iradesinin kontrolü tümden elinde değilse?

Daha ileri gidersek ben kavramının ya da özne kavramının ve içeriğinin yapılandırması ile ilgili bir soruna da temas edeceğiz. Buna da yaklaşık kozmoloji diyoruz. Bundan ötesi değil

Buraya bir de Giordiono Bruno'nun Kahramanca Delilikler adlı eserinde bahsettiği; Varoluşun büyük çatışkılardan/zıtlıklardan yapıldığı ve bunun da yine varoluşu ve duyulanımı ölçmek, tatmak, tanımak vb. anlama geldiği benzetmesi gibi bir benzetme eklenebilir..

Kozmoloji politik bir sorundur...ve bu sorunu çözümlemek sanırım bireye kalacaktır...

Kozmolojik olarak bir Tanrı, BaşTanrı, İlktanrı ya da en üst kişi -tek- kişiliği yoksa ya da tüm bu sonsuz kozmolojik-ontolojik çeşitlilik/çeşitlenme içinde bir tek (ben sahip) iç salt sorumlu sahip/iye-üye yoksa tüm bu kozmolojik içeriğin ve karakterlerin bağı/bağımı nedir? tüm cevaplar burda yatıyor olacak.
ve bilim de bunun üzerine kurulabilir
monoteizm dediğimiz yanılgı yukarıdakine benzerdir. Monoteizm ne yazık ki; sahip köle ya da bağımlı varlık üst varlık, bağımlı varlık bağımsız varlık vb. uyarlamalarına benzerdir.

Burada yine köpek olmaya, köpek kalmaya ya da varlığından bunalan köpek olmaya dönecek olursak. Köpek yine de köpek olmalıdır. Köpek olarak varolmalıdır. Başka seçeneği yok gibi..
İnsan köpeğe dönüp ben senin sorumlun ve sahibin değilim gidip bir tanrı-başka bir tanrı arayabilirsin diyebilir. Köpekte ona peki o halde beni neden doğadan çektin aldın ve başka bir oluşa bağımlaştırdın ve köpek toplumuyla kendi doğamdaki serbest ve ikiliksiz yaşantıma bırakmadın diyebilir.. İnsan ona dönüp ne yani bunlar kendinden oldu ben tanrı mıydım ki diyebilir..
Köpekte dönüp ben ne yapmam nasıl bir köpek olmam gerektiğini bilmiyorum diyebilir yani doğru bir köpek neleri yapar, iyi bir köpek neleri yapar. ya da nasıl özgürleşebilirim ki diyebilir...

Sahibinden bunalan varlığın yeni bir sahip araması (ya da mutlak sahip fikri) monoetizmi yeterince iyi kavramsallaştırıyor olacak..neysek o...

Sahibinden bunalan varlığın yeni bir sahip araması (ya da mutlak sahip fikri) ve hayvansal doğadan kopma ile bağım ve özel benbilinç edinme denilenler monoetizmi yeterince iyi kavramsallaştırıyor olacak..
Kendini özel ve seçkin hissetme de buna dahildir.

Bu köpek mutlak sahip/öz sahibini bulana kadar o kadar uğraşacak ki en sonun da bir şeyler olacak-bilim felan yapacak...bir şeyler olacak
Annesi babası sahibi değil, onu doğadan edinen sahibi değil bakıyor o da beni biri yarattı ve üretti mi o sahibim olabilir mi? diyor. Bu sorunla da biraz oylandıktan sonra ...felsefeye geliyor....

İnsan, yalnızdır. Ama o, aynı zamanda bağlantıları olan bir varlıktır da. İnsan kendini ve kendi bilincini , salt kendine ait bir bilinç ,başka hiçkimseyle-hiçbirşeyle özdeş olmayan özel ve tek kendine ait bir bilinç, eşsiz bir varlık olarak ve ayrı bir varlık olarak imlediği -ve buna doğadan kopuk tek başına tek ve salt ve tek başına kendi varlık ve kendilik addettiği- ölçüde yalnızdır ve bu ölçüde gerçekten soyuk, soyut ve kopuktur.
monoteizm dediğimiz bu
ve bunu yukarıda denilen süreçler besler. köpeğin esir alınması ya da gerçeğinden ve doğasından koparılması ya da başka bir içeriğe ve doğaya çekilmesi ilk geçiş-kopuşu görüngüsel olarak oluşturur...
monoteizmi oluşturan ya da besleyen zaten sahip olanın, sen benim malımsın, içeriğimsin bilincini yüklemesi ve köleleştirme
sahiplenme denilen kavram

mülkiyet kavramını sahiplenme olarak ele alalım. ortak sahiplenme ya da sahiplenmesizlik. kendine bile ait sahip olmama.
doğada daha bölünmüş-bölüşümlü bir aidiyet ve sahiplik vardır ya da daha bütünlükçü ve paylaşımcı bir duyuşun ve aidiyetin bölüşümünün paylaşımının bir kavraşımı var gibi..

doğa da özel-seçkin (ya da üstün) hissetmezsiniz bakın. Eğer bir özne sizi seçmezse ve koruyup kollayıp hazır yemek vermezse ve bu yolla yine korunmaya muhtaç etmezse
doğa da ne kadar aidiyet olsa da ve kısmen mülkiyet ve egemenlik olsa da kolay kolay köle-sahip hissetmezsiniz.
Seçkin, özel ya da tek ve tek başına içerik kolay kolay hissetmezsiniz..

monoteizm iradeyle ilgili başkalarına mülkiyet hakkı yansıtır ya da dolaylar,
kendinin yönetimini devralmama gibi
çap çarpık bir kavram
beni yönet, beni yap, beni seç, beni koru, bana ver, bana sağla, benim adıma sen yap vb...

monoteizm; kendi dışında sahip, kendinden ayrı sahip arar
ben ilişkisini ve ben bilincini de varlıkla ve oluşla dolaylı bir ilişkiye ve iletişime sokuyor

Daha ileri gidersek bir sırtlan ya da kaplan Tanrı kavramı üretebilir mi? Acizlik cılızlık acziyet ve zayıflık deneyimler mi?
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
23 Ara 2012
4,763
319
83
Ulusal güvenlik denilebilecek bilgi barındırıyor mu ?
Evet aslında ama ben dün akşam sanırım biraz duygusal mı takıldım.
Bir de bunu Kasyopya dan bahsediyorsam genel olarak yapıyorum. Bu uyarıyı da...

Ulusal güvenlik bilgisi ney?
Birden çok ve karmaşık..

İnsan ırkı bize göre yarı tanrısal yüksek teknolojili uzaylı ırklarca genetik müdahalelere uğramıştır. Bu müdahaleler kontrol,sınırlama, enerji sömürüsü, köleleştirme ve fetih amaçlıdır.
Binlerce yıl önce Ortadoğu ya inen bu uygarlık İsrail devleti ile gizli örtük kısmen bir işbirliği yapmıştır.

Uygarlaşma, uygarlaştırma ve evcilleştirme görünmündeki bu müdahaleler yabani bir hayvanın insan gerçeğine çekilmesi gibi bir anlam ifade eder.
Dünya da kullanılan gelişmiş teknolojilerde bunların katkıları ya da izleri vardır.
İnsanlık bu uygarlık tarafından yarı kolonize edilmiştir ve gerçeği, hatta duygusal gerçekliği dış uzaydan bilinmeyen yüksek teknolojilerle kontrol ve manipüle edilmektedir.
Dünyayı uzaydan örten ve dünyada (gözlemlenebilir) iki ayağı olan büyük bir enerji örtüsü ile matriks benzeri bir enerji sömürüsü gerçekleştiriyorlar.
ABD ve İsrail devletleri kısmen bu komplolara ortaklık ediyorlar.

Belirtilen uygarlığın güneş sistemiminde güneş yakınında konuşlanmış karargah benzeri bir yapısı bulunmaktadır.
Monoteizm asılsızdır ve dinler kontrol araçlarından başkası değildir.
Monoteist dinlerin Rab kavramı yukarıda belirtilen varlığı işaret eder. Sodom ve Gomorayı yüksek teknolojiyle uzaydan bunlar yıkmıştır. Ahit sandığı denilen kutuyu İsrailoğullarına bu varlıklar vermiştir. Matematik ve bilim öğretme uygarlaştırma görünümü altında insan ırkı bir çok müdahale geçirmiştir. Dış uzaydan 4 metrelik bir türü dünyaya getirerek insanla melezmeye çalışmış ve daha bir sürü bilinen bilinmeyen tarihsel karmaşaya karışmışlardır
Bunlar ulusal güvenlik sorunudur ya da bilgisidir

Dünya da 3600 yıllık güçlü yıkımsal komet döngüleri vardır
Güneşin bilinmeyen bir ikizi vardır

Özgür bilim yapmamız gerekiyor.

Vs vs
Uzatabiliriz

Sanalmanik,

Bazı kötü niyetli ırklarla, İsrail ve Amerika'nın anlaşma yaptığı bilgisi doğru hatta Kanada Savunma Bakanı da bu konuda üstü kapalı bilgi vermişti fakat dinler ile bu ırkların bir alakası yok.

Amerika'nın uzay polisi - uzay savunma gücü kurması detayını hiç kimse önemsemiyor fakat en kritik nokta bu aslında ve kime karşı hazırlık yapıyorlar diye düşünmek gerekiyor.

Kasyopya Celseleri, bana göre bu kötü niyetli ırkın bir planı ve işgal öncesi bazı insanları kendi taraflarına çekme çabası gibi görünüyor, bu riski dikkate almalısın bence...
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst