KADER NEDİR ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Adem tarafından oluşturulan KADER NEDİR ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 6,192 kez görüntülenmiş, 100 yorum ve 2 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı KADER NEDİR ?
Konbuyu başlatan Adem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Citrus

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Bismillahirrahmanirrahim

Kader hep anlaşılması çok güç karışık bir konu olarak bilinir, gerçekten de öyledir ama bilenler için hiç zor değil. Bazıları insan kaderini kendi çizer der bazıları da hayır kader önceden yazılmıştır...

Anlatacaklarım bu iki görüşün de doğru olduğunu dolayısıyla ikisinin de yanlış olduğunu açıklayacak..

Muhyiddin Arabi Hz.leri kader sadece ilmin maluma tabi olmasıdır der. Ne demektir bu ?

Bu şu demektir :

Allahu Teala Hazretleri yaratıklarına ol der ve onlarda olur. Burada yaratılanların OL emrini duyması ve karşılık vermesi gerektiğini görüyoruz. Halbuki onlar YOK iseler emri nasıl duyacaklar ki? Aslında onlar sonsuzluk aleminde SONSUZ olasılıklardan biridirler ve aslında hep orada bulundukları halde VARLIK alemi dediğimiz bu aleme gelmeyi beklemektedirler.

Allahu Teala Hazretleri sonsuz ilminde hepsini olduğu halde bilirken onlar o sırada MALUM olarak orada durmaktadır. Yani Allahu Teala Hazretleri bildiğinde MALUM u yani yaratılanı bilmektedir. Yaratılacak olan orada durmaktadır ve Malum dur.

İşte insan da bir yaratılan olarak OL emrini işitir, Allahu Teala Hazretlerinin ona verdiği güçle kendisini yaratır. Bu yaratma işi insan için sonsuz olarak devam eder. Yani insan kendisini yaratır ve yok olur, sonra tekrar yaratır ve yok olur. Var olup yok olmak sonsuzluk aleminden varlık alemi dediğimiz görünen aleme gelmektir burada. Şimdi insan KADER ini kendi mi çizmiştir ? Bu soruya hem evet hem hayır cevabı verebiliriz.
 
Son düzenleme:

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
Zaman illüzyonunda var olan insanın kaderi değerlendirmesi zordur.. Aslında zamanın akmadığı her şeyin aynı anda var olduğu bir yapıdır uzay.. Bu açıdan düşününce gelecekte ne olacak veya kader önceden mi yazıldı soruları değerini yitirir..
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Zaman illüzyonunda var olan insanın kaderi değerlendirmesi zordur.. Aslında zamanın akmadığı her şeyin aynı anda var olduğu bir yapıdır uzay.. Bu açıdan düşününce gelecekte ne olacak veya kader önceden mi yazıldı soruları değerini yitirir..

Kader sırrını anlattığım şekilde bilmek geçmiş ve geleceği ortadan kaldırmaz. İnsan için geçmiş ve gelecek aynıyla baki kalır. Yani geçmiş ve gelecek, her ne kadar aynı anda var bulunsa da, insan için yaşanan bir gerçektir. Fakat kaderi bu şekilde bilen insan tam bir rahatlık ve huzur içinde olabilir çünkü hiç bir şeyi beklemesine gerek yoktur. Hiç bir şey için üzülmesine de gerek kalmaz...

Fakat insan kendisinin şu anda YOK luk aleminde bulunan tüm suretlerinden haberdar değildir. Yani insan kendisi için kendisine daima MEÇHUL kalacaktır. O halde kader sırrını bilen insan, kendisinin yokluk alemindeki suretlerinden birinin KADER sırrından cahil olup olmadığını gerçeklerden habersiz olup olmadığını ve bu yüzden azap çukurlarından birine düşüp düşmeyeceğini hiç bir zaman bilemez, ta ki ölene kadar...

İşte bu yüzden kader sırrını bilmek insanı bazen dehşetin pençeleri , bazen de mutluluğun şefkatli kolları arasında dolandırır durur...
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
Bismillahirrahmanirrahim

Kader hep anlaşılması çok güç karışık bir konu olarak bilinir, gerçekten de öyledir ama bilenler için hiç zor değil. Bazıları insan kaderini kendi çizer der bazıları da hayır kader önceden yazılmıştır...

Anlatacaklarım bu iki görüşün de doğru olduğunu dolayısıyla ikisinin de yanlış olduğunu açıklayacak..

Muhyiddin Arabi Hz.leri kader sadece ilmin maluma tabi olmasıdır der. Ne demektir bu ?

Bu şu demektir :

Allahu Teala Hazretleri yaratıklarına ol der ve onlarda olur. Burada yaratılanların OL emrini duyması ve karşılık vermesi gerektiğini görüyoruz. Halbuki onlar YOK iseler emri nasıl duyacaklar ki? Aslında onlar sonsuzluk aleminde SONSUZ olasılıklardan biridirler ve aslında hep orada bulundukları halde VARLIK alemi dediğimiz bu aleme gelmeyi beklemektedirler.

Allahu Teala Hazretleri sonsuz ilminde hepsini olduğu halde bilirken onlar o sırada MALUM olarak orada durmaktadır. Yani Allahu Teala Hazretleri bildiğinde MALUM u yani yaratılanı bilmektedir. Yaratılacak olan orada durmaktadır ve Malum dur.

İşte insan da bir yaratılan olarak OL emrini işitir, Allahu Teala Hazretlerinin ona verdiği güçle kendisini yaratır. Bu yaratma işi insan için sonsuz olarak devam eder. Yani insan kendisini yaratır ve yok olur, sonra tekrar yaratır ve yok olur. Var olup yok olmak sonsuzluk aleminden varlık alemi dediğimiz görünen aleme gelmektir burada. Şimdi insan KADER ini kendi mi çizmiştir ? Bu soruya hem evet hem hayır cevabı verebiliriz.
İnsan yaratana bağımlı varlıktır.
Bu yüzden kendi kaderini kendisi çizemez.
 

xmatrix

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
19 Ocak 2017
Mesajlar
90
Tepkime puanı
10
Puanları
8
İnsan yaratana bağımlı varlıktır.
Bu yüzden kendi kaderini kendisi çizemez.

Ondan geldik ona döneceğiz..
o zaman onun özgür iradesinden insanda da olması gerekir..
çünkü tam bağımlı bir yapı sınava tabi tutulamaz...
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Zaman illüzyonunda var olan insanın kaderi değerlendirmesi zordur.. Aslında zamanın akmadığı her şeyin aynı anda var olduğu bir yapıdır uzay.. Bu açıdan düşününce gelecekte ne olacak veya kader önceden mi yazıldı soruları değerini yitirir..
Zamanın akmadığı geçmiş ve geleceğin aynı o tek anda varolduğu gerçeği kaderin önceden yazılan bir şey değilde sadece yaşanan bir şey olduğunu bize gösterir. Çünkü önce ve sonra yoktur. Allah (C.C) her şeyi olduğu gibi bilir ve kader O na malum dur.

Buradan bakinca kader insanın kendisidir diyebiliriz. Hayatı boyunca insana baktığımızda onun her anında farklı bir varlık olarak görürüz. Acaba insan doğduğu andaki bebek midir ? Yoksa ölmesine yakın yaşlı insan mı ?

Hayır insan hepsidir ve aslında hepsi aynı anda vardır.

Şu an ( diye adlandırdığı varlık durumu ) daki insan, bir sonraki an ( diye adlandırdığı varlık durumu ) daki durumunu bilmeyen insan olarak var olur.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Evet hayattaki en garip şeylerden birisidir bu. Bu soru inanıyorum ki çoğumuzun aklına gelmiştir:

- Acaba hangisiyiz ? O küçük bebek mi ? O genc delikanlımı ? Yoksa bu yaşlı insan mı ?

Hepsi birden olmak mümkün mü ?

Bebek ile yaşlı adam nasil aynı kişi olabilir sizce ?
 
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Doğada özgür irade yok dini açıdan da bakarsak dinde de yok. Zaten Allah'ın var olması durumunda özgür irade filan kalmaz. Birincisi Allah'ın el-adil sıfatına aykırı. Yani yaratıcı zalim olmadığına göre, mutlak adil olduğu için kullarını kendi halinde bırakması mantıklı değil.
Kuranda da kaderle ilgili bu ayetler var.

Kıyâme Suresi 36. Ayet​

"İnsanoğlu kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?"

O halde kader sırrını bilen insan, kendisinin yokluk alemindeki suretlerinden birinin KADER sırrından cahil olup olmadığını gerçeklerden habersiz olup olmadığını ve bu yüzden azap çukurlarından birine düşüp düşmeyeceğini hiç bir zaman bilemez, ta ki ölene kadar...
Kadere inanan deistlerde var. Bazen, İnsanları Allah kontrol ediyor olabilir diye düşünüyorum. Bir insanın tanrıya inanıp dine inanmaması cidden saçma.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Doğada özgür irade yok dini açıdan da bakarsak dinde de yok. Zaten Allah'ın var olması durumunda özgür irade filan kalmaz. Birincisi Allah'ın el-adil sıfatına aykırı. Yani yaratıcı zalim olmadığına göre, mutlak adil olduğu için kullarını kendi halinde bırakması mantıklı değil.
Eğer insanın özgür iradesi olmasaydı yaptıklarından sorumlu tutulamazdı. Eğer özgür iradesi olmayan bir varlığı yaptığı işlerden sorumlu tutarsanız bu büyük bir zulüm olurdu. O halde insanın özgür iradesi vardır.

Ancak bu özgür irade sınırlı bir alanda geçerlidir o da insan düşüncesi ve duygularıdır. Yani insan YARATAN a inanmak ya da inanmanak , kendisinin bir kul olduğunu düşünmek ya da düşünmemek , ibadet etmeyi istemek veya istememek gibi konularda hürdür.

Kişi kendi iradesiyle bunlardan birini seçer ve yaptıklarından yine kendisi sorumlu olur.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Eğer insanın özgür iradesi olmasaydı yaptıklarından sorumlu tutulamazdı. Eğer özgür iradesi olmayan bir varlığı yaptığı işlerden sorumlu tutarsanız bu büyük bir zulüm olurdu. O halde insanın özgür iradesi vardır.

Ancak bu özgür irade sınırlı bir alanda geçerlidir o da insan düşüncesi ve duygularıdır. Yani insan YARATAN a inanmak ya da inanmanak , kendisinin bir kul olduğunu düşünmek ya da düşünmemek , ibadet etmeyi istemek veya istememek gibi konularda hürdür.

Kişi kendi iradesiyle bunlardan birini seçer ve yaptıklarından yine kendisi sorumlu olur.

Burada akla takılabilecek soru şudur :

- Yaratanın insanın iman etmesinde de hüküm sahibi olması gerekmez mi ? Yaratan her konuda tek hüküm sahibi değilmidir , ya da tek hüküm sahibi olması gerekmez mi ?

Burada şunu söyleyebiliriz ki tek hüküm sahibi O dur. O halde insanın verdigi ( iman edip etmeme konusunda ) hüküm kimindir ?

Önceki yazımda YARATAN ın yaratacağı varlığa OL dediğini ve yaratılacak varlığın kendisini yarattığını açıklamıştık. İşte insan da YARATAN ın yaratma gücü kendisine verilmiş bir varlık olarak verdiği hükümler YARATAN ın verdiği hükümler olmuş olur.

İnsan kendisini ve inandığı ilahı kendi benliğinde yaratırken YARATAN ın yaratma gücünü kullanmış,ve o güçle dilediğini yapmıştır. Yaptığı işlerde YARATAN ın ona verdiği gücü kullanmış olması , kendisinden sadır olan fiillerde YARATAN ı insana ortak kılmaz. Fail YARATAN iken sorumlu insan olur.
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Burada kader dediğimiz , ilmin maluma tabi olması demektir ve insan her an dediğimiz yaratılış durumunda kendisini ol emriyle yaratırken yani görünmezlik durumu olan YOK luk halinden varlık durumuna geçirirken her şeyi bilen YARATAN ın , YARATAN ın "OL" emriyle kendi kendisini yaratan insanın durumunu bilmesidir...
 
Son düzenleme:

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Hiçbir şeyin Yoktan var Vardan yok olamayacağını biliyoruz. Bu Bilgiden yola çıkarak şunu söyleyebiliriz ki her şey Hep vardı Ve hep olacak demektir .Çünkü olmayan bir şey var olamaz var olan şey de yok Olamaz. Şu halde tüm varlıklar geçmiş ve gelecek hepsi aynı anda VAR dır.

Bu şu demektir ki , var olmuş ve olacak dediğimiz her şey sonsuz tek bir AN da (o şeyin yokluğu-görünmezliği şeklinde de olsa ) VAR bulunmaktadır. Bu şeylerin bilgisi de o varlıkla birlikte bulunmak zorundadır.

İste kader dediğimiz şey bu bilgidir.

İlim maluma tabidir....
 

Citrus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
28 Eki 2021
Mesajlar
49
Tepkime puanı
13
Puanları
8
Konum
Vaesrade
Eğer insanın özgür iradesi olmasaydı yaptıklarından sorumlu tutulamazdı. Eğer özgür iradesi olmayan bir varlığı yaptığı işlerden sorumlu tutarsanız bu büyük bir zulüm olurdu. O halde insanın özgür iradesi vardır.

Ancak bu özgür irade sınırlı bir alanda geçerlidir o da insan düşüncesi ve duygularıdır. Yani insan YARATAN a inanmak ya da inanmanak , kendisinin bir kul olduğunu düşünmek ya da düşünmemek , ibadet etmeyi istemek veya istememek gibi konularda hürdür.

Kişi kendi iradesiyle bunlardan birini seçer ve yaptıklarından yine kendisi sorumlu olur.
Seçim denilen şey insanın aklındaki birikime göre hareket etmesidir.

İnsanın bilinci doğumundan itibaren tabiat şartlarına göre oluştuğu için özgürce seçim yapan bir irade söz konusu olamaz. İnanmak inanmamak, düşünmek düşünmemek, istemek istememek, tüm bu zihinsel faaliyetin nesneleri sonradan edinilir ve kavramlara dönüşür. İnsanlar da kavramları ve hisleri bildikleri ölçüde bir dil bütünlüğü oluşturur ve değer yorumlarında bulunabilirler, eylemler de ancak bu değer yorumlarından doğar. O yüzden irade de özgür değil tepkisel olarak var olur.
Burada akla takılabilecek soru şudur :

- Yaratanın insanın iman etmesinde de hüküm sahibi olması gerekmez mi ? Yaratan her konuda tek hüküm sahibi değilmidir , ya da tek hüküm sahibi olması gerekmez mi ?

Burada şunu söyleyebiliriz ki tek hüküm sahibi O dur. O halde insanın verdigi ( iman edip etmeme konusunda ) hüküm kimindir ?

Önceki yazımda YARATAN ın yaratacağı varlığa OL dediğini ve yaratılacak varlığın kendisini yarattığını açıklamıştık. İşte insan da YARATAN ın yaratma gücü kendisine verilmiş bir varlık olarak verdiği hükümler YARATAN ın verdiği hükümler olmuş olur.

İnsan kendisini ve inandığı ilahı kendi benliğinde yaratırken YARATAN ın yaratma gücünü kullanmış,ve o güçle dilediğini yapmıştır. Yaptığı işlerde YARATAN ın ona verdiği gücü kullanmış olması , kendisinden sadır olan fiillerde YARATAN ı insana ortak kılmaz. Fail YARATAN iken sorumlu insan olur.
Yaratanın ol deyip varlığın kendisini yaratmasının bir anlamı yok. Varlıkları var eden kendi iradeleri değildir, hiçbir varlık kendi varlığından sorumlu olamaz, bu anlamsız bir düşünce ve gerçeklikle bir ilgisi yok.

Selamlar.
 

Adem

Düşünür Üye
Moderatör
Katılım
26 Nis 2009
Mesajlar
623
Tepkime puanı
62
Puanları
28
Seçim denilen şey insanın aklındaki birikime göre hareket etmesidir.
Aklındaki birikim ? Akıl nasıl biseydir ki içinde bişeyler biriktirebiliyor ?

Hard diski düşünelim, içinde bilgiler var. Cpu eğer o bilgileri alıp işlemese bu bilgiler ne işe yarayacak ?

Cpu sizin yaptığınız programa göre o bilgileri alır ve onlara bir değer atar. Başka bir program aynı bilgilere farklı değerler vererek onları bambaşka şekilde kullanır. O halde her bilgi farklı değerler alabilir konumdadır.

Zaten hayat , sizin bu tezinize karşı duruyor. İnsanlık bir çok konuda aynı veriye sahipken, aynı durumlarda her insan için farklı secimlerle doludur.

Tabiat ya da olaylar insanı AKIL landirmaz. Akıl insana verilmiş bir yetenektir ve onu kullanarak neyin ne olduğu konusunda fikir yürütmesini sağlar. O halde tabiat ya da olaylara değer biçen insanın aklıdır. Hangi konuda nasıl hareket edeceğini söyleyen insanın kendi aklıdır.

Mesela bir elma insana beni yemelisin demez. Bir atin kalkıpta insana "Bin üstüme de gezelim " dediği görülmemistir. Herhangi bir olay insana korku ya da mutluluk verme yeteneğine sahip bir olgu değildir. Olayı görüp korkan ya da mutlu olan insanın kendisidir. Bir deliyi düşünün olaylara nasil trpki verir ?

Aklıma bir fıkra geldi
Bir sürü Deliyi bir uçağa bindirip yolculuğa çıkarmışlar Deliler çok gürültü yapınca Kaptan görevliye onlara birer tane gazoz vermesini söylemiş görevli gidip onlara birer gazoz vermiş .Ses tamamen kesilince Kaptan işkillenmiş , görevliye bak bakalım ne oluyor demiş . Görevli gidip bakınca sadece bir tek deliyi görmüş uçakta ve gördüğü deliye sormuş diğerleri nerede ? gazoz şişelerini geri vermeye gittiler demiş deli. Görevli Peki sen niye gitmedin deyince Delinin Cevabı da şu olmuş :
-Ya demiş Bugün Pazar Ben deli miyim, bugün dükkanlar kapalı :)
 
Son düzenleme:
T

TENTEN

Ziyaretçi
Aklındaki birikim ? Akıl nasıl biseydir ki içinde bişeyler biriktirebiliyor ?

Hard diski düşünelim, içinde bilgiler var. Cpu eğer o bilgileri alıp işlemese bu bilgiler ne işe yarayacak ?
Cpunun çalışması için program gerekiyor.
O programı Cpu yazmıyor.:)
Program bilgidir.
 
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
O programı yazan işte insanın kendisi...
Kurana göre özgür irade yok. Dini açıdan "programlamayı" Allah yapıyor.
enam suresi 39. ayet: âyetlerimizi yalanlayanlar karanlıklar içerisindeki bir takım sağırlar ve dilsizlerdir. allah kimi dilerse onu şaşırtır. kimi de dilerse onu dosdoğru yol üzere kılar.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst