Ivan Illich Alıntıları

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitaplardan Alıntılar kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Ivan Illich Alıntıları başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,519 kez görüntülenmiş, 45 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitaplardan Alıntılar
Konu Başlığı Ivan Illich Alıntıları
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Limits to Medicine: Medical Nemesis, the Expropriation of ... (İlacın ve Sağlığın Sınırları.. Tıbbi Nemesis ve Sağlığın Kamulaştırılması)

Giriş (İatrojenik Pandemi ya da Bireysel Sağlık Üzerindeki Otoriter Egemenliğin Salgını )

Tıp kurumu sağlık için büyük bir tehlike haline gelmiştir.

Tıptaki otoriter profesyonelleşme ve tıp profesyonellerin egemenliğinin kendi olumsuz etkisi salgın boyutlarına ulaşmıştır..
Bu yeni salgının adı olan İatrojenezdir. İatrogenesis in kökeni, klasik Yunanca "hekim” anlamına gelen iatros ve "köken” anlamına gelen genesis sözcüklerinden oluşmuştur. (Bu tabir hekim ya da sağlık uygulamaları kökenli sağlık zaralarını ifade eder.)

Tıptaki ilerlemenin yol açtığı hastalıklar tartışması tıbbi konferansların gündemlerinden, tanı ve tedavinin kendi hasta edici etkileri üzerinde yoğunlaşan araştırmacılara; hastalıkların tedavisinin neden olduğu hastalıklara ve giderek tıbbi vukuat listelerinde oldukça fazla yer kaplayan paradoksal zararları sergilendiğini yansıtan raporlara kadar uzanmıştır.

Tıp mesleği, benzeri görülmemiş bir temizlenme/arınma (temiz eller süreci ve) kampanyasına girmek zorundadır. Tıpkı Roma Kulübü'nün Ford, Fiat ve Volkswagen'in himayelerinde "analizcileri” toplaması gibi, adını doktorların yetiştiği bir Yunan Adası'ndan almış olan "Cos Kulübü” de ortaya çıktığı andan itibaren doktorları, ünlü eczacıları ve bunların endüstriyel sponsorlarını bir araya getirmiştir.

Tıbbi hizmet satıcıları, "daha uygun araç ve tedavi” seçeneğine karşılık "ilerlemenin sınırları” sopasını göstererek başka alanlardaki meslektaşlarının yaptığının benzerini izlemektedirler.

Profesyonel sağlık koruma mesleği, sınırları hızla büyüyen politik bir sorundur. Bu sınırların kimin çıkarına hizmet edeceği, büyük ölçüde, bu sınırların gerekliliğinin formüle edilmesinde İnisiyatifi kimin aldığına bağlıdır: Ya halk statükocu profesyonel güce karşı politik eylem için örgütlenecek ya da sağlık profesyonelleri tekellerini daha da genişletmek amacını güdecektir.

Kamuoyu, toplum sağlığı görevlilerinin aralarındaki belirsizlik ve karmaşaya dikkat kesilmiştir. Gazeteler tıbbın ileri gelenlerinin geriye çark etme manevralarından söz eden yazılarla doludur: Dünün cephe yarma denebilecek ileri harekâtlarının öncüleri henüz bulmuş oldukları mucize tedavilerin tehlikelerine karşı, hastalarını uyarmaktadırlar. Rus, İsveç ya da İngiliz sosyal tıp modellerini taklit etmeyi öneren politikacılar, son olayların kendi bakım-gözetim sistemlerinin kapitalist tıbbın daha az bir artışla da olsa yarattığı aynı patolojik sonuçları yaratmada bir hayli verimli olduklarını göstermesinden ötürü utanç verici bir duruma düşmüşlerdir.

Modern tıbba karşı bir güven bunalımı yaşıyoruz. Ancak bunda çakılıp kalmak, kendi kendini kandırmaya yol açan kehanetlerin ve olası bir paniğin artmasından başka bir İşe yaramaz. Bu kitap, paniğe gerek olmadığını savunuyor.

Tıbbi konular üzerindeki mistik havayı kaldırma konusunda diretmekle işe başlayarak iatrojenik pandeminin kamuoyunda akılcı bir şekilde tartışılmasını sağlamak kamu yararına aykırı bir şey olmayacaktır. Aykırı olan, tıptaki yüzeysel bir temizlik olayına güvenen, edilgen bir kamuoyudur.

Tıptaki bunalım meslekten olmayan kişileri, tıbbi anlayışlar, sınıflamalar ve karar oluşturma üzerinde kendi denetimlerini talep etmeye yöneltebilir. Asklepion Tapınağı'nın laikleştirilmesi, soldan sağa tüm endüstri toplumlarının onayladığı şimdiki modern tıbbın temel dinsel öğretilerinin meşruluğunu yitirmesine yol açabilir.

Benim savım, güncel iatrojenik epidemiyi durduracak potansiyel perspektifin ve etkili gücün hekimlerde (İng. physician) değil, hekim olmayan kişilerde var olduğudur.



-1976-
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kritik sınırların ötesine taşmış, otoriter/profesyonel ve doktora dayalı/bağımlı bir sağlık sistemi üç nedenden dolayı hasta edicidir:

1- Potansiyel yararlarından daha ağır basan klinik zararlar verir;

2- Toplumu sağlıksız kılan koşulların üstünü örterek (görmezden geldirerek) onları daha da arttırmaktan başka bir şey yapmaz

3- Bireyin kendi kendini iyileştirme ve çevresini biçimlendirme gücünü ve yeteneğini saptırma ve elinden alma eğilimindedir.

Çağdaş tıp sistemi katlanılabilir sınırları aşmıştır. Toplum sağlığı metodolojisindeki medikal ve paramedikal tekel, bilimsel başarının ve insanın değil de, sanayinin gelişimini güçlendirecek biçimde yanlış kullanımına net bir örnektir.

Böylesi bir tıp, toplumdaki rahatsız ve bıkkın insanları; hasta, güçsüz ve teknik onarım gerektiren kişiler olduklarına ikna etmeye yarayan bir araçtan fazlası değildir.

Ivan Illich
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Güncel tıbbın insanların sağlığına karşı oluşturduğu tehdit, trafik yoğunluğunun ve sıkışıklığının devingenliğe karşı oluşturduğu tehdide; eğitim ve medyanın öğrenmeye karşı oluşturduğu tehdide benzemektedir. Bunların tümü tıbbın iatrojenik hastalık yaratmasına benzer ya da paralel fenomenlerdir.

Günümüzde yerleşik iatrojenez tüm sosyal ilişkileri etkiliyor. Bu, özgürlüğün, refah nedeniyle içe dönük sömürgeleştirilmesinin sonucudur. Zengin ülkelerde tıbbi sömürgeleştirme hasta edici boyutlara varmıştır; yoksul ülkeler hızla bunu izlemektedir. (Tek bir ambulansm sireni Şili'deki bir kasabanın hastalara yardım tutumunu yok edebilir.) "Yaşamın tıplaştırılması” adını vereceğim bu sürecin politik yönden açıkça tanınmasının zamanı gelmiştir. Tıp, sanayi toplumunda bir dönüşümü amaçlayan politik hareketin ilk hedefi olabilir..

Yalnızca, karşılıklı kendi kendine bakım yetisini elde eden ve bunu çağdaş teknoloji uygulamasına bağımlılıkla bütünleştirmeyi öğrenen kişiler, üretimin sanayi biçimini öteki alanlarda da sınırlamaya hazır hale gelebilirler.

Ivan Illich
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Hastalıkların sınıflandırılması her toplumda, toplumsal örgütlenmenin biçimi ve durumunu yansıtır. Toplumun ürettiği hastalıklara , doktorlar tarafından verilen isimler bürokratlar ve teknokratların çok beğeneceği ve işine yarayabileceği kılıklara büründürülür. Örneğin; "Öğrenme yetersizliği", "hiperkinezi'' ya da "minimal beyin disfonksiyonu", gibi isimler okulların hoşgörüsüzlüğü ya da beceriksizliğinin mazereti işlevini yerine getirir. Ana-babaya, çocuklarının neden öğrenemediğini açıklar. Yüksek kan basıncı, artan stresin; dejeneratif hastalık ise dejenere olmuş toplumsal örgütlenmenin mazeretidir. Teşhise ne denli ikna olunursa, gelecek tedavinin değeri o ölçüde büyük olur. insanları ikisine birden yani hem teşhis hem tedaviye gereksinim duyduklarına ikna etmek ne denli kolay olursa, endüstriyel büyümeye karşı isyan etme olasılıkları da o denli az olur. Sendikalaşmış işçiler, tabii eğer vergilere ya da sigortaya ödedikleri paranın bir bölümünü geri almak gibi ahlaksızca bir zevkten başka nedenleri yoksa, en pahalı tedavileri talep ederler ve bunun daha çok eşitlik yaratacağını düşünerek kendi kendilerini kandırırlar.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kloramfenikol adlı antibiyotik doktor reçetesine koşulsuz güvenmenin hasta sağlığına yarar sağlayacağı ya da hastayı iyileştireceğini düşünmenin yanlış bir düşünce olduğunu gösteren en iyi örneklerden biridir.

Bu ilaç "Cloramfecitin" adı ile "Parke Davis" firması tarafından Amerika'da 1960 larda satışa çıkarıldı ve firma toplam kârının üçte birini kadar bu ilaçtan kazandı. İlacın yan etkileri arasında aplastik anemi gibi ölümcül etkiler vardı. Amerika'da istatistiki olarak 1 hastaya verilmesi gereken ilaç 400 hastaya yazıldı. Basit soğuk algınlığından sivilceye, şeytan tırnağı iltihabına kadar doktorlar, her hastalığa kloramfecitin yazdı. İlaç tifo basiline sebep oldu tifo salgını başladı. Mahkeme ilacın yan etkilerini prospektüse yazmaya , firmayı 10 yıl sonra mecbur bırakmıştır. İhraç edilen ilaçlarda ise bu yan etkiler yazmaz. Meksika da tifo salgınının sorumlusu bu ilaçtır firma Meksikalıları bir süre daha bu ilaca ikna ederek kârını korumuştur.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tıbbi karar verme kuralları sağlığı değil de hastalığı teşhis ederek insanları güvenlik aramaya iter.

Bu eğilim 1934 yılında yapılmış bir denemede ortaya çıkmıştır. New York’taki kamu okullarında okuyan 1.000 öğrencinin yüzde 61'inin bademciklerinin alınmış olduğu görülmüştür. Geriye kalan yüzde 39'u bir grup hekim tarafından muayene edilmiş ve bunların yüzde 45'i bademcik amaeliyatı' gerektiği için seçilmiş, gerisi de bırakılmıştır. Bırakılan çocuklar başka bir grup hekim tarafından yeniden muayene edilmiş ve ilk muayeneden sonra bunların da yüzde 46'sına bademcik endikasyonu tanısı konulmuştur. Geri kalan çocuklar üçüncü kez muayeneye girdiğinde benzer oranda çocuk bademcik sorunu gereğiyle seçilmiş, böylece üç muayene sonucunda geriye, bademcik endikasyonu tanısı konmayan yalnızca 65 çocuk kalmıştır Bu çocuklar tekrar muayene edilememiştir, çünkü onları muayene edecek hekim kalmamıştır.
Bu test, parasal düşüncelerin eğilimleri etkilemediği, ücretsiz bir klinikte yapılmıştır.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
“Okullar mevcut toplumsal düzenin olması gerektiği gibi olduğunu vaaz eden reklam ajansları olarak çalışırlar”

Ivan Illich, Okulsuz Toplum
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
"Yoğun eğitim kendi kendini yetiştirmiş kişileri (diplomasızları) vasıfsızlaştırmış, yoğun tarım, kendine yeterli tarım yapanı yok etmiş ve polis örgütü toplumun kendi kendini kontrol etme yeteneğinin altını oymuştur."

Tıbbın niteliksiz bir biçimde yayılması da ortak sağlık hizmetini ve kendi kendinin hekimi/doktoru olmayı suça ya da cinayete dönüştürmüştür.
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
3- Bireyin kendi kendini iyileştirme ve çevresini biçimlendirme gücünü ve yeteneğini saptırma ve elinden alma eğilimindedir.
Herkesin evinde laboratuvar mı var?
Bir birey kendini nasıl iyileştirebilir?

Eskiden biri öldümü eceli gelmiş öldü denilirdi. :)
Şimdi neden öldüğü belli oluyor.
Tıpta ilerleme hastalıklara yol açmıyor.
Yazar hastalıkların sebeplerini öğrendiğimiz için tıpta ilerleme hastalıklara sebep oldu deme hatasına düşmüş. :)

Şu anki düzen geçmişteki anarşist yaşamımızın devamı sonucu oluştu.
Güçlü olan kazansın ilkesinin devamı bu.(evrim teoriside bunu savunuyor zaten)
Güçlülerin yönetiminde kaos anarşi hala devam ediyor.
Doğal olan her zaman doğru değildir.
Örneğin doğada eşcinsellik var diye eşcinsellik doğru değildir.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tıpta ilerleme hastalıklara yol açmıyor.

Doğal olan her zaman doğru değildir.

Örneğin klasik müzik caz değildir ve bunu ele alıp bu caz ya da pop formunda değil diyemezsin.

Herkesin evinde laboratuvar mı var?
Bir birey kendini nasıl iyileştirebilir?

Bu soru yanıtlanamaz. Sorunun yanıtı kuramsal olarak tüm anarşizmi sonra kitabı bütünüyle incelemeyi gerektirir. Daha doğrusu bunlarla ilgilenmeni gerektirir. Yani yanıt istememe yanıtlanamaz..
Yazar hastalıkların sebeplerini öğrendiğimiz için tıpta ilerleme hastalıklara sebep oldu deme hatasına düşmüş. :)

Şimdi hepimiz yaşamı şimdi sizin şu an bilim dediğiniz biçimde kavramak zorunda değiliz. Birilerinin sesi öyle çıkar birilerinin böyle. Uygun empati noktası yazarın olguyu neden öyle gördüğünü algıladığını aktif sorgulamayı ve anlama istencini gerektirecek. Diğer kavram boğuşma oluyor.

Bir felsefe sitesinde dini ya da bilimsel bakışın sınırlamalarının ele alınmasıyla boğuşmak istemiyorum.

Yazar özgürlük hatası işlemiş anlıyorum. Özgür düşünce ve özgür düşünme ürünü olduğu için bağ kuramıyorsunuz. Bilim vahiyleriyle çelişmesi olağan...
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
Örneğin klasik müzik caz değildir ve bunu ele alıp bu caz ya da pop formunda değil diyemezsin.
Bunu örnek vermekle neyi anlattığını anlamadım.

Bu soru yanıtlanamaz. Sorunun yanıtı kuramsal olarak tüm anarşizmi sonra kitabı bütünüyle incelemeyi gerektirir. Daha doğrusu bunlarla ilgilenmeni gerektirir. Yani yanıt istememe yanıtlanamaz..
Yanıtlanır.Yanıtlamak istemiyorsun.
Direk anlatmak yerine dolaylı uzun anlaşılmaz yazıyorsun.
Örneğin "yanıt istememe yanıtlanamaz" ne demek? :)
Uzun yazılardan nefret ederim.Çünkü birkaç cümlelik konuyu sayfalarca yazarlar.
Kitap kalın olacak kilo ile satılıyorlar sanki. :)

Anarşizm kaosu savunur.
Doğal olarak kendiliğinden düzene gireceğini savunur.(evrim teorisi gibi)
Birde liberal kapitalistlerin ekonomiyi düzenleyen gizli eli var.
Dindarlar ona tanrının eli diyorlar.:)
Ama doğal olarak düzene girmez.Güçlü olan kazanır.
Haklı olan kazanmaz. :)

Şimdi hepimiz yaşamı şimdi sizin şu an bilim dediğiniz biçimde kavramak zorunda değiliz. Birilerinin sesi öyle çıkar birilerinin böyle. Uygun empati noktası yazarın olguyu neden öyle gördüğünü algıladığını aktif sorgulamayı ve anlama istencini gerektirecek. Diğer kavram boğuşma oluyor.

Bir felsefe sitesinde dini ya da bilimsel bakışın sınırlamalarının ele alınmasıyla boğuşmak istemiyorum.

Yazar özgürlük hatası işlemiş anlıyorum. Özgür düşünce ve özgür düşünme ürünü olduğu için bağ kuramıyorsunuz. Bilim vahiyleriyle çelişmesi olağan...
Doğrular ile yanlışları aynı pakete koyup ortaya süren TBMM meclis kanunlarına dönmüş. :)
Keşke istesende anlatsan neymiş bu sınırlamalarda öğrensek.
Özgür düşünceyi savunmak ile özgür düşünce adına söylenen sayıklamalar aynı şey değildir.
Hayvansal içgüdüler zaten mantıklı karar vermeye engel oluyor.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bir birey kendini nasıl iyileştirebilir?

Tıpta ilerleme hastalıklara yol açmıyor.
Mevcut tıp bilgisi literatürü çöp yığınıdır. Çöp yığını üssü çöp yığını. İnsan hastalıklarının sanıyorum ki e naz %80 i yanlış ve yetersiz beslenme . Buna ille de bir şey eklersek yaşam tarzı derdik. Sosyal yapı derdik, güç mücadelesi derdik. Genetik doğuştan kusurları ayır sıfır tıbbi müdahale doğru beslenme ve yaşam tarzı ile travmatoloji ortopedi ve bir kaç genel hizmet dışında hastane diye bir şey neredeyse bırakmayabilirdin. Bunu olmaz diyorsak insan binyıllarca hastanesiz yaşadı. İkincisi aslanlar ve kaplanlar hastanesiz yaşıyor ama eğer kent toplumu kurup aslan buğday yemeye kalksa hastaneler diyabet ve kalp hastası kaplan dolardı. Bunu bilimdar arkadaşlar düzgün tartışmıyor. Saldırganlar, bilgi almıyorlar. Bilgiye saldırıyorlar.. Bilim diyenler. Sahte bilgiyle...

Şimdi sen değil gelsin buraya 8 milyar insan yanlış X yazsın üstüne teyit.org ve evrimağacınıza teyit yaptırın yalanlasın. Bu kararmayacak. Ben yazdım. Yalanla anca örtersin. Kıvrak yalanla ,otoriteye yaslanmış dolanla, konfor uğruna para uğruna yalan söylersin ..

Kırk katrilyon ton da makale yığ benim görüşüm değişecek mi?
Onbin kütüphanelik tersi yaz ..

Öğrenmek öğrenmektir bilmek bilmektir.

Kurumsal bir otoriteden icazet alarak arka/sırt yaslayarak bilgi dağıtıyorsunuz. Yanlışlama yapıyorsunuz.
Niye?
Coni'nin kitabı ayrı yazıyo ya da akademisi makale dağıtıyo. Bu yeni nesil vahiy sistemi.

Geldim gördüm öğrendim kimse hiçbirşeyi değiştiremeyecek. Benim için...

Illich'in analizi güzel...Katılıyorum....
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Anarşizm kaosu savunur.

Çöpten yemek artığı toplayan kedi köpekten farkı yok insanın ,çöp yiyor, buğday
İnsanca yaşayın yaşayalım
Ot tohumudur buğday, çayır başağı, aç kalırsan son çaredir, köle beslenmesi ,ordu artık beslenmesi
Bir şeyler yazıp çizenleri özgürce düşünüp söyleşenleri susturmayın ya da susturmaya girişmeyin
Medikal Nemesis i ve anarşizmi eleştiriyorsun, yetersiz üzerine düşünmemiş araştırmamış bir bilgi tabanıyla bunu yapıyorsun çünkü bilim diye bir abiniz var en güçlü o sanıyorsun

Ne geçer eline tıp savunmadan, bilgi bilim savunmadan ne geçiyor mesela?

Doktorluk/Tıp dediğin mesleğin medikal bilinci olsa durdurmaya çalışırdı. Arkasında bilim olsa bir şeyler yapardı. Ete saldıranlardan bahsediyorsun: Belki birazdan sen de saldıracaksın bilmiyorum.

Senin tıp literatürün Amerikan ve İngiliz akademileri. %45-55 karbonhidrat beslenmesi. Medeniyetin yarısını çolak yaptı. Bunu %85 e çıkarmaya çalışıyor:

Dedin bilmezsek köle oluruz.

İnsan insan gibi yaşamalıdır.

Benim gibilerin düşüncelerin bilim dediğin yumak artık belirleyemez ya da etkileyemez
Bir kere düzgün bir şekilde bilgi toplamalı ve düzgün dürüstçe araştırma yapmalısınız bilginin yolu bundan geçer

Sistemin belli açıkları var ve sözde bilimsel bilgiyle öyle bir kapatmış ki. Yani dezenformasyonu öyle bir bilgi kılığına sokmuş ki. Ben kafamdan 20 yıl dezenformasyon ayıkladım. Bilim bilgisi, din bilgisi. Öğrendikçe hayrete düştüm.

Travma durumuna verilen tepki gibi insan kendine berbat halini hoş gösteriyor.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Medical Nemesis'le ilgili bir makaleyi geçmişte Lancet yayımladı. Sanıyorum ya da anlıyorum ki 50 yıl önce insan nesli bu kadar yozlaşmış değildi ya da kendi kendine özeleştiri verebiliyordu. Bugün bilim adında bilgiye saldırtılan lejyonerler türetilmiş. Düşman bu diye hedef göster tamam.

Bilgi sentezleme için doğaya bakma gibi serbest bir taban kullanırız kitap ya da başkalarının sözleri değil.
Bir ikincisi bilim diye bir yerden/makamdan emir kumanda almayız
Yani medikal Nemesis i kendin farkedebilirsin

Şöyle düşün doktor olsan dünya da hasta bırakır mıydın?
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
Mevcut tıp bilgisi literatürü çöp yığınıdır. Çöp yığını üssü çöp yığını. İnsan hastalıklarının sanıyorum ki e naz %80 i yanlış ve yetersiz beslenme . Buna ille de bir şey eklersek yaşam tarzı derdik. Genetik doğuştan kusurları ayır sıfır tıbbi müdahale doğru beslenme ve yaşam tarzı ile travmatoloji ortopedi ve bir kaç genel hizmet dışında hastane diye bir şey neredeyse bırakmayabilirdin. Bunu olmaz diyorsak insan binyıllarca hastanesiz yaşadı. İkincisi aslanlar ve kaplanlar hastanesiz yaşıyor ama eğer kent toplumu kurup aslan buğday yemeye kalksa hastaneler diyabet ve kalp hastası kaplan dolardı. Bunu bilimdar arkadaşlar düzgün tartışmıyor. Saldırganlar bilgi almıyorlar.

Şimdi sen değil gelsin buraya 8 milyar insan yanlış X yazsın üstüne teyit.org ve evrimağacınıza teyit yaptırın yalanlasın. Bu kararmayacak. Ben yazdım. Yalanla anca örtersin. Kıvrak yalanla ,otoriteye yaslanmış dolanla, konfor uğruna para uğruna yalan söylersin ..

Kırk katrilyon ton da makale yığ benim görüşüm değişecek mi?
Onbin kütüphanelik tersi yaz ..

Öğrenmek öğrenmektir bilmek bilmektir.

Kurumsal bir otoriteden icazet alarak arka/sırt yaslayarak bilgi dağıtıyorsunuz. Yanlışlama yapıyorsunuz.

Geldim gördüm öğrendim kimse hiçbirşey değiştiremeyecek

Illich'in analizi güzel...Katılıyorum....
Bütün tıp bilgisi çöp yığını değildir.
Çöp olanlar bu bilgiyi kullanmayanlardır.
Doktorların kişisel çıkarları için tıp bilgilerini kötüye kullanmaları var.
İnsanlar binlerce yıl hastahanesiz yaşadılar ama basit bir hastalıktan ölüp gidiyorlardı.
Geçmişte ortalama yaşam süreleri meydanda.
Doğru beslenmeyi uygulamak için tıp bilgisine sahip olmalısın.
Kendinle çelişiyorsun.
Eskiden genetik bakımdan şanslı olanlar yaşıyordu.
Şimdi sakat olanaları bilim yaşattığı için hastahaneye bağımlı oluyoruz.
Beslenme bozukluklarıda doktorlar gibi kişisel çıkarlarını kullanan insanlardan dolayı var.
Kimse üretmesin sadece ben üreteyim diye yediğimiz bitkileri hayvanları kısırlaştıran bilim değil insandır.
Kimseye boyun eğmeyeceksen herşeyi bilmek onlardan güçlü olmak durumundasın.
Herşeyi bilmek mümkün değildir.
Bu ilkel yaşantımızdada aynıydı şimdide aynı.
Eş seçimi için erkek aslanlar gibi birbirlerini öldürüyor.
Ölmeyenler ise dışlanıyor.
Dişi aslanlar gibi avlanamadığı için açlıktan ölüyorlar.
18 19 yuzyıla kadar düello yapıyordu erkekler eş seçimi için.
Şimdi sözde yasaklansada hala devam ediyor.
Gerçi şimdi kadınlar kas gücünden çok zenginliğe önem veriyorlar. :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Senin tıp literatürün Amerikan ve İngiliz akademileri.

Tıpta ilerleme hastalıklara yol açmıyor.
İmzanda şöyle diyor

Gözlem ve deney ile doğrulanmayan şeyler anlamsızdır.

Ben Amerikan akademilerinin tıp bilgisi ve literatürünü gözlemle doğrulayamadım. Gözlem ve deneyle doğrulayamadım. Sağlık özgeçmişim var bize yalan söylediler ve yeterince biliyorum ve farkıdnayım ve zıtlaşıp duracaksan insan gibi dinlemeyeceksen bunları tartışacak ya da açacak değilim. Buraya ucuz üçüncü sınıf güzellemeler karşıtıklar yazarsan karşında ben olmayacağım, üzgünüm. Anladığın lisanı bilmiyorum.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bütün tıp bilgisi çöp yığını değildir.

40 yaşımı geçtiğimde 10 yıldır et yiyen insanlarla karşılaştım . Tıp literatürünü ayaklar altına almışlardı hasta değillerdi. Hepsi sağlıklı dinç ve atletik. Sıfır damar plağı. CAC 0...

Çevrimiçi et yeme toplulukları kuran herkesin olağanüstü bir sağlık öyküsü var
İnsan etçildir demiyorum ama bolca sağlıklı nitelikli et tüketmeli gibi görünüyor.
ve insanlar çöp yiyor. Ben duygusuz değilim, sağır kalamam. Göz yummayacağım.

Bana bir daha kimsenin yalan söylemesine izin vermeyeceğim.
İnsan onuruna dayalı insan gibi yaşamak istiyorum..
İnsan gibi yaşamak istiyorum.

Çöp yememe göz yumanlara kardeşim demeyeceğim..

(( 40 yaşımı geçtiğimde 10 yıldır et yiyen insanlarla karşılaştım . Tıp literatürünü ayaklar altına almışlardı ))

Benim durumumda kandırılmış hissetmekti ve kaç defa kandırılmış hissettiğimi bilmiyorum. Kandırılmaya izin vermeyeceğim.
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
İmzanda şöyle diyor

Gözlem ve deney ile doğrulanmayan şeyler anlamsızdır.

Ben Amerikan akademilerinin tıp bilgisi ve literatürünü gözlemle doğrulayamadım. Gözlem ve deneyle doğrulayamadım. Sağlık özgeçmişim var bize yalan söylediler ve yeterince biliyorum ve farkıdnayım ve zıtlaşıp duracaksan insan gibi dinlemeyeceksen bunları tartışacak ya da açacak değilim. Buraya ucuz üçüncü sınıf güzellemeler karşıtıklar yazarsan karşında ben olmayacağım, üzgünüm. Anladığın lisanı bilmiyorum.
Bende çoğunu doğrulayamadım.
Evimde laboratuvarım yok. :)
Anarşistlerin kişisel laboratuvarı var mı?
 
T

TENTEN

Ziyaretçi
40 yaşımı geçtiğimde 10 yıldır et yiyen insanlarla karşılaştım . Tıp literatürünü ayaklar altına almışlardı hasta değillerdi. Hepsi sağlıklı dinç ve atletik. Sıfır damar plağı. CAC 0...

Çevrimiçi et yeme toplulukları kuran herkesin olağanüstü bir sağlık öyküsü var
İnsan etçildir demiyorum ama bolca sağlıklı nitelikli et tüketmeli gibi görünüyor.
ve insanlar çöp yiyor. Ben duygusuz değilim, sağır kalamam. Göz yummayacağım.

Bana bir daha kimsenin yalan söylemesine izin vermeyeceğim.
İnsan onuruna dayalı insan gibi yaşamak istiyorum..
İnsan gibi yaşamak istiyorum.

Çöp yememe göz yumanlara kardeşim demeyeceğim..

(( 40 yaşımı geçtiğimde 10 yıldır et yiyen insanlarla karşılaştım . Tıp literatürünü ayaklar altına almışlardı ))

Benim durumumda kandırılmış hissetmekti ve kaç defa kandırılmış hissettiğimi bilmiyorum. Kandırılmaya izin vermeyeceğim.
Ömrü boyunca sigara alkol kullanıp uzun ömüre sahip olanlar var o halde herkes sigara alkol kullanmalı mı demeliyim.
Otistikliğin pskiyatrik rahatsızlıkların et yiyerek düzeldiğini söyleyen bir takipçim var.
Hangi foruma üye olursam beni bulup bana bununla ilgili makale atıyor. :)
Düzelmeyen otistikleri görmezlikten geliyor.
Düzelenlerin zaten otistik olmadığınıda akıl edemiyor.
Bende yanlış teşhis aldım.
%35 psikotik depresyon raporum var. :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
İnsanlar binlerce yıl hastahanesiz yaşadılar ama basit bir hastalıktan ölüp gidiyorlardı.
Basit bir hastalıktan ölüp gitmenin neresi kötü ama benim ölçme yöntemim basit doğaya bakarım. Senin bu söylediğini ölçerken kafam kendi içinde ölçüyor. Mesela nasıl yapıyorum. Aslanlar kuşlar ölüp gidiyor mudur diye düşünüyorum..

Kaldı ki önemi yok dediğim bu değil

Geçmişte ortalama yaşam süreleri meydanda.

Ortalama yaşam süresi bir şeyin göstergesi ya da ölçütü değil

Kedileri için yaşam süresini düşünüyorum
Aynı şeyden bahsetmiyoruz

Doğa da kedi ve köpekler açlık sefalet deneyimlemiyor. Acı deneyimeldiklerimi de sanmıyorum. Hem deneyimliyorlarsa bile uygun güç ve dayanma gücüne eminim sahipler..

Burada benim anlattığım şu. Doğa da vahşi bir köpek ya da kedi et yer özgür bir topluluk yaşamı sürer küçük güç müdaleleri ve farkları olsa da özgürdür. Patronu yoktur. Bence çok az sağlık sorunu var hepsi bu. Kedi köpeksen ve insan çöpü yerse diyabet ve diğer hastalıklar olur sefil bi hayat yaşarsın. Kediler dışarı da yiyecek dileniyor. İnsan buna benziyor..
Beslenme bozukluklarıda doktorlar gibi kişisel çıkarlarını kullanan insanlardan dolayı var.
Kimse üretmesin sadece ben üreteyim diye yediğimiz bitkileri hayvanları kısırlaştıran bilim değil insandır.
Kimseye boyun eğmeyeceksen herşeyi bilmek onlardan güçlü olmak durumundasın.
Herşeyi bilmek mümkün değildir.
Bu ilkel yaşantımızdada aynıydı şimdide aynı.
Eş seçimi için erkek aslanlar gibi birbirlerini öldürüyor.
Ölmeyenler ise dışlanıyor.
Dişi aslanlar gibi avlanamadığı için açlıktan ölüyorlar.
18 19 yuzyıla kadar düello yapıyordu erkekler eş seçimi için.
Şimdi sözde yasaklansada hala devam ediyor.
Gerçi şimdi kadınlar kas gücünden çok zenginliğe önem veriyorlar. :)
Hayır sistemin çöp yemeni teşvik ediyor ve bilim bu teşvikin altını güzelce dolduruyor ve bilimsel bilgisel paradigmayla değil
. Bilim sadece politik yalana alet ediliyor. Tıpkı din gibi..

Kimseye boyun eğmeyeceğim... Hayvanlar arasında güç mücadelesi var evet ama güçlü aslan zayıfa bana yemek avla demiyor.

Doğa bilgi ben. Bu araya set çekmeyeceğim. Otoriteler dostum değil. Benim cimsimden olsalardı diğerlerini aç sefil bırakmazlardı. Bu en basit empati. Bilim üreticisi olsaydım bu bilimi üretmeyeceğim, oynayamayacağım ve otoriteyle oldukça çatışacağım kesin ve bu nedenle baştan bilgi üreticisi olamıyorum çünkü bişgi üreticisini seçen ve denetleyen otoritenin kendi ve emirlerine uyandığımda kapı dışıyım. Yani bilim üretilemez..

Açlıktan ölmenin neresi kötü?
Yeterince hızlı ve acısız olacağını tahmin ediyorum. Psikotik dönemlerimde direnç için aç kaldım. Açlığın zihin durumu farklı.. Ketoz da..

Bunları denemeyen bilmiyor ve laboratuvara gerek yok..

Ölüm kötü değil özgürlüğü baskılayan her şey kötü, özgürlükten verilen her taviz kötü. Ölümle bir sorunum yok.

Yaşam süresi ölçmeniz bilmemne ölçmeniz gibi özgürlük ölçüyorum. Özgürlük süresi özgürlük boyu özgürlük yoğunluğu özgürlük derinliği diyelim. En önemlisi bu.

Özgürlük sadece özgürlüktür. Özgürsen hasta da olsan acı çekmezsin yemek bulamazsan bir kaç güne ölürsün sefil bir hayattan iyidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst