Ivan Illich Alıntıları

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Kitaplardan Alıntılar kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Ivan Illich Alıntıları başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 2,522 kez görüntülenmiş, 45 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Kitaplardan Alıntılar
Konu Başlığı Ivan Illich Alıntıları
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ömrü boyunca sigara alkol kullanıp uzun ömüre sahip olanlar var o halde herkes sigara alkol kullanmalı mı demeliyim.
Yani uğraştım didindim bu tip bir karşılık almamak için yorumu duygusal tabanda yazdım.
İkincisi bu yorumu üretecek girdi sunmadım bana göre. Yani bir şey iddia edip genellemiş olmam lazım.
Alıntı turulursa sevinirim.

Yorum anlamsız ama isteyen sigara alkol kullanır.
Otistikliğin pskiyatrik rahatsızlıkların et yiyerek düzeldiğini söyleyen bir takipçim var.
Bu bilgiyi ilk kez nereden nasıl edindiğini sorar mısın?
Hangi foruma üye olursam beni bulup bana bununla ilgili makale atıyor. :)
Bununla ilgili makale yok gibi
Daha ziyade insan deneyimlerine atıfta bulunuyor olmalı. Bir kere senin o bilimin onu yazamaz.

Düzelenlerin zaten otistik olmadığınıda akıl edemiyor.
Bende yanlış teşhis aldım.
%35 psikotik depresyon raporum var. :)

Anlattığım şeylerin anlattığım gibi algılanmayacağını düşünüp baştan bir şey yazamıyorum ya da sınırlı ve politik davranmak zorunda kalacağız. Kimse burada düşüncelerini kişisel ilgi ya da öğrenimini eminim reddiye yağmuruna ya da değillemeye tabi tutmak için yazmıyordur. Yani cümle cümle yazdıklarım alınıp yere çalınsın diye yazmıyorum. Bu tip kavramları tartışma özgün ilgi araştırma gerektiriyor.

Yine son olarak duygusal tabanda yazacağım. Kişisel araştırmamı yaptım kişisel öğrenmemi sürdürdüm. Öğrendiklerimle mutluyum eskiye dönmeye niyetim yok bura konforlu. Bana bilim vaazı çekilmesi eski dindara dinden özgürleşene din vaazı çekilmesi din savunulması gibi üzgünüm.

Çarpık bir bilgi yapılanması var. Bilimsel tabanın bir tarafı değil her tarafı yanlış. Bu burada bir forum da ileri geri tartışılarak görülecek iş değil.

Elinde din vardır sorgularsın bakarsın içinde 3 doğru vardır ama her tarafı yanlıştır yani temeli bozuktur. Bunu başka bir bişgi tabanına ihtiyacın olduğunda bir şeyler yanşış gittiğşnde yaparsın ya da doğal bir şekilde bilgi toplarsın olur. Farkında değilsiniz. Örneğim dinden kurtulan insanlar yıllarca bunlara nasıl inandığına hayret edebilir ve kurumsal olarak dinin içindeyken sorunu farkedemez. Dindem kopuş yıllar alır ve uzaklaşmafan yıllar sonra bazı detaylar ortaya çıkmaya başlar duygusal bağlar vs vardır.


Bilimin tutar dalı yok korunacak bir tarafıda yok.. Gelip geçen üç beş güzel insanın ürettiği bilgi olabilir ama kurumsal yapı .. Şu an bilimin kendisi bişgi engelleme işlevi görüyor. Özgür bilginin engellenmesi. Bazı sözde değerleri özgür bilgi için tam bir tıkaç. Bu köle bilimidir... Bununla işim bitti..
 
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Ömrü boyunca sigara alkol kullanıp uzun ömüre sahip olanlar var o halde herkes sigara alkol kullanmalı mı demeliyim.
Otistikliğin pskiyatrik rahatsızlıkların et yiyerek düzeldiğini söyleyen bir takipçim var.
Hangi foruma üye olursam beni bulup bana bununla ilgili makale atıyor. :)
Düzelmeyen otistikleri görmezlikten geliyor.
Düzelenlerin zaten otistik olmadığınıda akıl edemiyor.
Bende yanlış teşhis aldım.
%35 psikotik depresyon raporum var. :)
Benden bahsetmen güzel.

Seninle yazışırken makale filan atmadım. Amacım sana bir şey kanıtlamak değildi. Hastalığına yardımcı oluruz belki diye tavsiye vermek istedim.
Düzelenlerin otistik olmadığını akıl edemediğimi söylemişsin. Bana hakaret etmişsin ama daha otizm nedir onu da tam olarak bildiğini sanmıyorum. Psikiyatrinin yalanlarına inanıyorsun, yüksek işlevli otizm diye bir aptallık uydurmuşlar millete bunu yediriyorlar. Senin gibilerde buna inanıyor.

Yani otizm ağır bir hastalıktır öyle ortası filan yoktur, düşük karbonhidrat diyeti ise asıl tedavisidir. Birde, bu insanlar psikiyatrinin yazdığı ilaçlarla bir senede en fazla üçgen çizmeyi öğrenebilirler.
 
  • Beğen
Tepkiler: phi

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Birde, bu insanlar psikiyatrinin yazdığı ilaçlarla bir senede en fazla üçgen çizmeyi öğrenebilirler.

Öncelikle foruma hoşgeldiniz.

Otizm çok genel bir tabir. Kabaca içedönüklük spektrum bozukluğu deniyor ve etiyolojisi yaklaşık belli. Aşılardaki civa yükü sizi otistik yapabilir. Hamile annenin kullandığı bir ilaç çocuğu otistik yapabilir. Hamilelikte glifosat a maruz kalma çocuğu otistik yapabilir. Otistiğin yaşam kalitesini artırılabileceğine katılıyorum ancak nihai bir tedavi ya da çözümü olup olamayacağı tartışmalıdır. A nın hasarı B ile aynı değildir ve ikisi de aynı tanıyı alır. A otistiği B otistiği eşit değil, aynı değil.
Bu epilepsi içinde böyledir. Keto ve özellikle de etobur epilepsi de çok etkilidir ancak herkeste aynı düzeyde iyileşme bekleyemeyiz. Özellikle çocuk yaşta daha etkili ve çoğu durumda atakları durdurabilir. Mesela Macaristan Paleomedicana kliniği kendi etobur diyetiyle 9 yaşında bir çocuğun epilepsi krizlerini 6 haftada durdurdu. 6. haftadan sonra eliminasyonla gıda eklendi. Krizler tekrarlamadı. Bugün yıllar sonra hala atak yok ama başka bir epilepsi öyküsünde bu öyle olmayabilir. Tip1 diyabette mesela 2 yıldan sonra gelişim umulup bekleniyor ancak insülin üretiminin eskisi gibi olup olmayacağı ya da (et ve yağ dışı) yeni gıda eklenip eklenmeyeceği kestirilemez.

Psikiyatrik tanılara yani mental disorders a gelince; Bunlar belirli spesifik hastalıklar değildir. Bozukluk rahatsızlık tanımı kullanılıyor. Kimileri beyne atfedilir. Bunun saçmalık olacağını düşünüyorum. DSM diye bir tanı kitabı icad edilmiştir. Bozukluk kategorileri belirlenmiştir ve bu belirleme tamamen kişilerin yakınmalarının gruplanması (kümeleştirilmesi) genellenmesi üzerinden oluşturulmuştur. Mesela başı ağrıyanlara "baş ağrısı bozukluğu" demek gibi düşünelim. Tanı koyma kriterleri subjektiftir. Ölçüm gözlemi yoktur.
Fiziksel ölçülebilir bir bozukluğa anomaliye atfedilmediği sürece bunların ne diyetle ne de başka bir yöntemle kesin çözümü ya da tam ve kalıcı iyileşmesi iddiası öne sürülmemeli ancak şu var. Kişi keto ya da etobur diyet deniyor ve bir ölçü de daha iyi hissediliyor ve atıyorum diyeti deneyenlerin %60-70 neredeyse sorunundan tamamen ya da kısmen kurtulmuş gibi hissediyor. %5-15 daha kötü hissedebiliyor. %5-15 fark bildirmeyebiliyor. Bunu genelleyemiyoruz. Bu kişiden kişiye değişebiliyor ancak genel olarak çoğunluğa yardımcı olabileceğini varsayabiliriz. Bunu kişisel gözlem ve diğerlerimizin hikayelerini okumaktan biliyorum diyebilirim

Psikiyatrik bozukluk denen tanılarda bir asıl sorun da ilaç etkisidir. Bir kez psikiyatrik ilaçlar kullanıldıktan sonra (beyni ya da sinir sistemini manipüle eden ajanlardır) kişisel sorun etkisiyle ilaç etkisi artık ayrılamaz olur. Hızlı kesme krizlere yol açar, kendi yan etkileri ağır ve yaygındır. Bazıları kalıcıdır. Yani saf bir psikiyatrik/psikolojik tanı ve sorundan sözedebilmek için ortada öncesinde farmakolojik müdahale olmamalı.
Tanı öncesi psikiyatri ilacı varsa asla tanıya güvenmeyin. Bu saf tanı değil.

Psikozların çoğu antipsikotiklerden (nöroleptik) ya da diğer ticari kimyasal farmakolojik ajanlardan sonra peyda olur. Psikoz tanısına en yakın fizik tablo tiroid sorunları bazen ensefalit ve enfeksiyonlar bakteriler vs buna yol açar.
Mani krizleri ele alalım. Mesela antidepresanlar buna yol açar, serotonin sorunlarına yol açar, maniye yol açar ve kişiye yanlış bir tanı olarak Bipolar tanısı konur.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Birde, bu insanlar psikiyatrinin yazdığı ilaçlarla bir senede en fazla üçgen çizmeyi öğrenebilirler.

Bir kere otizm ilacı diye bir ilaç yok. Psikiyatri ilaçları geneldir. Spesifik olarak bir şeyin tedavisine yönelmez. Örneğin..

SSRI/SNRI antidepresanlar ( serotonin geri alım inhibitörleri ) -(Depresyon da serotonin eksikliği ve kimyasal dengesizlik hipotezdir ve esasen pro anlamda onay da görmez)
Antipsikotikler (Nöroleptikler)
Anti-epiletikler
Benzo'lar
Dikkat artırıcılar vs

Tanı ne olursa olsun herkese bunlar reçete edilir ya da denenir. Bir kere Otizm Psikiyatri ile ilgili değildir. Genel/bütün bir fizyolojik yaralanmayı (belki bu anlamda gelişim öğrenme sorununu) ifade eder.

Bunun dışında bir kaç ekleme sunmak istiyorum. Son 5 yıldır psikiyatri gruplarındayım. Şu an twitter facebook bir çok yabancı hesap grup takibi de yapıyorum.
Son bir kaç yıldır Türkiye de ilaçsız psikiyatri arayışını temsil eden gruplarda oluştu. Bunlara da katılıp yazdım çizdim. Genel gözlem, fikirlerimi aktarayım.

Psikiyatrik ilaç kullananlara bilgi aktarın ancak ilaç bırakmayı tavsiye etme konusunda ihtiyatlı olun çünkü çoğu kesemez bağlıdır. İlaçlar psikolojik ya da fizyolojik bağımlılık yapma potansiyeli taşır. Bazen hiç bir işeyaramasa hatta zararı olsa bile plasebo anlamında çoğuna destektir. Yani bir kez kullanırsa kişi kesme durumunda atak yaşayacağını işlerin kötü olacağını düşünür ya da bu gerçekten geçmişte başına gelmiştir çünkü hızlı kesmiştir. İlacımı alıyorum rahat ediyorum diye düşünür. Sorun olmayacak diye düşünür.

Şu an sanırım İngiliz uzmanların antipsikotiklerin nasıl kesilmesi gereceği konusunda yeni makaleleri var ve bir kerede en fazla %10 azaltma ve neredeyse ay da bir doz düşürmeyi önerir. Yani bu ilaçları güvenli (çekilme yoksunluk olmadan) bırakmak neredeyse bir yıl (bazen daha uzun da) sürebilir

Psikiyatri de ilaç kullanımı ya da ilacın hızlı kesilmesi sonucu oluşan ilaç yaralanmaları (kimyasal nörolojik vb sakatlanma ya da nörotoksin) ve bunun dışında uzun süreli hatta kalıcı atfedilen yan etkiler yaygındır ve bunlar pek bilinmez. Bu etkiler çoğu zaman kişiye ya da hastalığa (hastalığın nüksüne) atfedilir. Antidepresan kesip mani yaşayıp Bipolar tanısı alan kişi bunun antidepresandan olduğunu bilmez, doktoru da farkında değildir. Sormamıştır bile.

Örneğin survivngantidepressants.org sitesi kurucusu Adele Framer Paxil adında bir ilacı kesip zor anlar yaşar. (Beyin zapları, kafa cızırtıları, uykusuzluk vb. diye uzuyor.) Biraz araştırır. Bunun ilacın geri çekilmesi, yoksunluğu olacağını düşünüp doktorlara gider ve doktorlar bunu kabul etmez. Hastalığın nüksetti der. O da şunu söylüyor. Ben hasta değildim ki psikiyatriye hiç gitmedim dahiliyecim bir sohbet sonrası yardımı olur diye verdi. Psikiyatristlerden yardım istemektedir çünkü zor durumdadır yardım alamaz çünkü öyle bir yardım yok.
Adele Framer 50. psikiyatrist ziyaretinden sonra bu çabadan vazgeçer . Yani artık doktorlara bunu anlatıp durmaktan vazgeçer ve dönüp savaşmaya karar verir. Paxil i dava edip uyarı etiketi koydurur. Bir antidepresan bırakma web sitesi kurar. Her neyse Adele Framer Paxil kesme sonucu oluşan bu etkilerin (yoksunluk geri çekilme ve yan etkilerin) tam olarak durup geçmesi tam 11 yıl aldı diyor.
Yani gidip bir psikiyatrik tanı almış birine yardım edeceğim diye diyet öneririz yukarıdakine benzer bir durumu vardır asla yardım alamayabilir hatta şu olur. Diyet iyi ediyor tedaviye yardımcı olabilir dedik değil mi? Kişi diyet yapıp beklenti içine girip diyetten bir ölçü de metabolik zihinsel fayda alsa da belirli ölçü de sorun deneyimlemeye devam edebilir diyete fayda görmeme atfedebilir.

Psikotiklerle ve özellikle antipsikotik kullananlarla konuşmak zordur, iletişim çok zordur. Yani ilaçsız bir durumu tartışamayabilirsiniz ki antpsikotiklerin ajitasyon vb uzayan etkileri var. Çoğu anlıyormuş dinliyormuş gibi yapar duymaz kendi kafasını duyar.

Diyetlere inanıyorum ve psikiyatri gruplarında diyet sunmaya kalktım. Bulduğum bir kaç makale yetersiz olunca ben de kişisel öykü topladım. reddit forumlarından keto ve carnivore alanları ve bir kaç İngilizce facebook grubu kullandım. Yüzlerce öyküye rastladım. İnsanların kurduğu cümleler olağanüstüydü. Örneğin. Hiç bir şey bu diyetin etkilerinin yanına bile yaklaşamaz, boyut atlamak gibiydi, zihinsel değişimim youtube videosunu 480p den 4k ya almak gibiydi , bir daha asla ağzıma karbonhidrat sürmeyeceğim. Bu kişilerin gönderilerini, profilleri linkleri vs ile paylaştım.
2 sene aralıklarla psikiyatri gruplarında diyet sundum. Tek bir psikotik ya da psikotik yakınının diyete yanaştığını ya da bunu cidden denediğini araştırıp sorguladığını görmedim. Sadece boğuştular, pahalı dediler, bazıları kanıt ister (ki bana ne!) ama istediği o değil. Yani görmezden gelmenin uygun bahanesi..

Yani şunu söyleyeceğim bu konu da kişiye bir kapı açtık ve bilgi verdik diyelim araştırmak ona kalacak. Yani diyet ya da yaşam tarzı düzenlemeleriyle psikiyatrik tanı ya da sorun yönetimi bunu seçene/seçebilene özgü duruyor. Emin olun ben de inanıyorum. Bunun bir çok insanı iyi edeceğine inandım ve mücadele verdim sundum. Sıfır iletişim. Hiç iletişim. Berbat tepkiler. Aklı başında insanlarla boğuştum. Yani doktor ve hastaneler bunu yap demedikçe yüzde 90 ı bunu yapamaz. Herkes seni dinler dinliyormuş gibi yapar aynı an da 3 kişiyle konuşuyordur. Kanıt sunmaya kalkılmamalı bir kaç örnek verip geri çekilmeli çünkü 1000 kanıt sunsan 1000 aksi tepki bulursun. İnsanlar sistem tarafından hipnotize edilmiş gibidir, insan tepkileri ilkeldir, bilgiye kıymet vermez. Psikiyatri bilim güçtür algısı toplumda yüksektir ve bu kırılmaz bir bariyer ve çok nadiren tersi oluyor. Doktorluk mesleği kutsallanmıştır, bilginin onlarda olduğu olacağı sanısı da pek kırılamaz. Yani konuşursan sen kimsin ki? olur. Sen onlarrdna iyi mi bilcen olur. Var da onlar niye bilmiyor söylemiyor olur.

Sistem dezenformasyonları var. Et zararlı keto kalbi ve böbreği yorar gibi,. Yani birine keto tavsiye edersin ve ilk aramada bunu bulur.

Bence alternatif fikir ve arayışlara yakınlaşacak biri zaten bir şeyin adını duysa bir umut görse kendi araştıracak potansiyeldedir ve ben ikna ısrar çabalarının sonuç vereceğini sanmam. Gerekli de değil ama bu bilgiye ihtiyacı olan birine ve zor durumda olan birine alternatif bir yol olarak mutlaka sunulup hatırlatılmalı ve son olarakta kendine yardım etmeyen biri ne hali varsa görsün denemeli.

Yani benim bilgim işe yarıyor doğru diye kendinizi hırpalamayın ve üzmeyin ve bilgi alışverişiyle kişilerle çatışmayın derim. Bilim savunucuları din savunucuları gibidir ulaşamazsınız. Bilgi veremezsiniz.
Ben bunları çok yaşadım. Bilim savunucuları dar kafalıdır. Sağ sol ikiye ayrırır, herşeyi ikiye böler kategorize eder. Doğru yanlış, arası yok.

Diyetler kesin bir tedavi olarak değil de alternatif bir terapi, umut ışığı belki ya da ya olursa tavrında sunulmalı, bazıları fayda görüyor denmeli. Çünkü baştan şunu derler. Metabolik depresyon vıdı bıdı. Hı der kalırsın..
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Mesela resmi sağlık sisteminin bir uzantısı olarak ilaçsız psikoz yardımı/desteği sunan tek ülke dünya da Norveçtir. Kuzey ülkeleri biraz Amerikan tahakkümünün dışında davranabiliyorlar ve muhtemelen bir kaç idealist hekim ya da insanın çabasının sonucu. Yaptıkları çok basit. Kapıları açık bir hastane/klinik. Nasıl psikotik hissedip sesler duyup bunalımda hissediyor bir psikiyatri kliniğine yatıyorsan (ve ilaçlanıyorsan) gidip buraya istediğin zaman ve saatte yatış yapıyorsun. Muhtemelen güvende hissetmen sağlanıyor, derdini dinleyen ilgi veren birileri oluyor, belirli aktiviteler var (sanat spor gibi) bunlar katılabiliyorsun, terapiler var ve tekrar iyi güvende hissettiğin zaman çıkabiliyorsun. Bir hastane ve ilaçsız. Yatış ve çıkışa sen karar veriyorsun. Hepsi bu.
Mesela psikotiklerle ilgili söylenen şu. İlaçları almasın da intihar mı etsin. Yukarıda sunulan desteği kullanan hiç bir kimse şu ana kadar intihar etmedi.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
düşük karbonhidrat diyeti ise asıl tedavisidir.

Psikiyatride tedavi kavramı yerine belki terapi geçebilir. Psikiyatride iyileşme/şifa kavramını nadiren kullanırız. Bunun dışında hasta ve hasta yakını tedavi, iyileşme, kurtulma, normale dönme, normale çevirme gibi kalıplar kullanır. Biz bu kavramları kullanmıyoruz. Rahatsızlığı yönetme, kontrol altında tutma, remisyon gibi kavramları seçiyoruz. Bu Otizm için farklı olabilir.

Bir de bazı durumların çözümü yoktur, hafifletilebilir, yaşam kalitesi artırılabilir ancak nihai/kalıcı çözümden sözedilemeyebilir. Mesela sf (sosyal fobi)I gruplarında bir laf vardır. Sf ölene kadardır.
Örneğin sosyal fobisini hafifleten rahatlan insanlar var. Topluluk önünde konuşma yapabiliyorlar vs ama tam normal, diğerleri gibi olma/hissetme değil.

Bir diğer kavram da "drop the disorder" (bozukluğu bırak, bozukluktan kurtul, bozukluğu düşür). Bu tanıyı saymama ya da kendi durumunu kendine özgü normal olarak sayma gibidir . Yani bir bozukluğa sahip düzeltilmesi gereken biri gibi kendini addetmeme. İnsan arasında farklar olabilir, bazılarımız diğerlerimizden farklı ya da sorunlu olabilir. Herkes tek tip normal olamaz ve neyse odur, olduğu gibidir. . Bu biraz da doğadır. Toplum farkları içsellemeli ve zorlantı duyanlara sorunu olanlara destek yardımcı olmalıdır. Bu kişilere düzeltilmesi ve normale çevrilmesi gereken bozuklar olduğunu söyleme asıl akıl hastalığının kendisi..

Kişi başka birine dönüşemez ne ilaçlar ne terapi bunu sağlayamaz. Yani fıtrat, kader, oluş biçimi ne diyorsak. Mesela ilaçlarla zeka ya da yetenek yüklenemez. Bu anlamda kişi kendini sorunlu algılamayı bırakması tanıyı saymamasına drop the disorder diyoruz. Bu isimde bir facebook grubu var ve bun danışanlarına öneren terapistler var.

Normal kavramı üzerine duran, normal kavramını inceleyen eleştiren bir düşünür de Foucault.

Tanı kişiye negatif bir anlam olumsuzluk yükler, suç yükler, kendini sorun olarak ya da sorunlu algılamasına yol açar. Bunun dışında toplumsal stigma (damga) ve ayrımcılık dediğimiz bir olgu var.

İyileşme genelde psikiyatride travma çözümlenmesi travma yükünü atmaya ,travmadan özgürleşmeye vs vurgu yapar. Yani olumsuzluk ya da travma yükü kişinin yaşamını yönetmeyi bırakırsa.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
düşük karbonhidrat diyeti ise asıl tedavisidir.
Bazı şeyler tedavi edilemez, tedavi toplumsal. Asperger'ı ele alalım. Asperger'ı normal yapamazsın, Asperger'ı normale dönüştürmezsin. Aspergersız doğmuş bir insan gibi olmayacak böyle bir tedavi koşullanması yanlış
Kolsuz da kol çıkaramazsın. Toplum içsellemeli. Ben Asperger lıyım dediğinde alan açmalı, saygı göstermeli ve sosyal ilişkilerdeki gecikmesini ve tuhaf davranışları kişinin sorunu olarak almak yerine desteklemeli, anlanmadığını düşündüğü matematik sanat gibi eğilimler varsa durumu ve farkı ona açıklanmalı, kendini de büyütmemeli yani Asperger da toplumu iyi etmelisin. Tüm toplumu bilinçlendirmeli ve eğitmelisin. Hayır Asperger lıyı düzeltemezsin toplumu düzeltmelisin.

Sorun nerede oluşuyor bakın. Kişiye bir sosyal ucube gibi davranılıp uzaklaşılıyor iletişim kurulmuyor küçük görülüyor kişi başka şeylere sığınıyor. Bu toplumun hastalığıdır kişinin değil. Bu bilgisizlik.
 
Son düzenleme:
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Kişi başka birine dönüşemez ne ilaçlar ne terapi bunu sağlayamaz. Yani fıtrat, kader, oluş biçimi ne diyorsak. Mesela ilaçlarla zeka ya da yetenek yüklenemez. Bu anlamda kişi kendini sorunlu algılamayı bırakması tanıyı saymamasına drop the disorder diyoruz. Bu isimde bir facebook grubu var ve bun danışanlarına öneren terapistler var.
IQ veya zeka ne dersen de, çok kolay bir şekilde arttırılabilir.
Bu konuda yapılmış bir çalışma var.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
IQ veya zeka ne dersen de, çok kolay bir şekilde arttırılabilir.
Bu konuda yapılmış bir çalışma var.

Normale dönme-k, normal olma, değişme, başka biri olma gibi kavramlara saplanmış birini hiç kimse tedavi edemez normalleştiremez. Kişi kendi durumunu algılamalı, bunu sorun olarak görmeyi bırakmalı ve gelişebileceği kadar gelişmeli ama takılmadan yoluna devam etmeli.
Tüm bunlar kişinin sorununa değil toplumun eksikliğine vurgu yapar. Gerçek bir toplum insanı eksik kusurlu ve sorunlu hissettirmez. Bu empati yükünü taşımaz.
Burası dünya, çolak, aciz, yaşlı, hasta çok şeyiz ve bazılarımız acı çeker bazılarımız yaşamı kaçırır, bazlarımız uyum sağlayamaz ya da diğerlerini yakalayamaz ve bunlar normal, acı normal. Realite bu.
Birey varoluşunun sorunlarını kendi varoluşuna tekil bölmemeli. Daniel Blake diye bir öykü var. Kişi kalp krizi geçirip çalışamaz hale geliyor ve çalışamaz durumda olduğunu sisteme ispatlamakla uğraşıyor. Toplum zayıfla uğraşamayacak onu başından savacak derecede kirlenmiş ve yozlaşmış. Psikiyatrik sorunlar bunu anlatıyor.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Toplum zayıfla uğraşamayacak onu başından savacak derecede kirlenmiş ve yozlaşmış. Psikiyatrik sorunlar bunu anlatıyor.

Toplum der ki; Hastaysan git tedavini ol (normal ol gel!)

Diyorum ki Asperger lı normal olamaz normal olmayan olarak içsellenmelidir .Bu toplum için zordur, ilişkilerini aksatır kişi yetişkin çocuk gibi özen gerektirebilir herkes özel eğitimden geçmiş değildir ama toplum olmak odur onu gerektirir ve ilgi halleder

Diyemezsin Aspergerlıya iyileş gel ilacını al diyemezsin, bu işyerinde sorunlu tuhaf insan istemiyoruz, kafetarya da masa da donuk çocuğu istemiyoruz diyemezsin

Bunlar iyileşmeyecek

Hastaysan git tedavini ol ilacını al
Nöroleptik uyuştucular. Bnular ağır akıl hataları sonra yaşlı bakımevlerinde uyuşturma işinde kullanıldı, sonra haşarı çocuklar vs. ebeveynlerini başedemedikleri hafif aksak sorunlu genç ve çocuklar
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
IQ veya zeka ne dersen de, çok kolay bir şekilde arttırılabilir.

Çok bilindik bir hikaye der ki; Japonyaya atom bombası atıp 50 bin insanı çocukları öldüren savaş pilotu normal mi? Akıl sağlığı yerinde mi?
Emir aldı?
Emir verenin akıl sağlığı yerinde mi?
Onlar psikiyatri hastanesi ya da tımarhaneye kapatılmadı ama düşünen söyleşen çok konuşanlar zararsızlar deli ilan edildi biliyorsun değil mi?

Mesela 120 IQ neye delalaettir çocuk öldürmemeye mi?

Sence kimse bir psikiyatriste gidip ben de pedofili nekrofili var düzelt der mi?
Eminim bunun için bir tedavi şablonu yoktur ve DSM de Pedofil ya da nekrofil bozukluk konumlandı mı? Bilmiyorum ama etiyoloji (kaynak neden) incelenir o ortadan kaldırılır. Hastalık böyle yokedilir. Şunu ekleyelim hiçbir toplum bireyinin ruhu duymadan bir pedofil nekrofil herhangi biri olarak aramızdan varolup geçebilir

Kişi kendiyle beniyle çoğu zaman barışıktır kendini sever. Toplumsal empati bozuk. Kişiye sorunlu yansıtması yapılır izolasyon başlar

Toplumun %10 dan fazlası diyabet ve %1 i şizofrenidir. bu her doğan 100 kişiden biri zorunlu bir kader olarak şizofreni taşıyacak demektir. Dünyaya insan olarak gelmişsen 1/10 diyabet ve 1/100 şizofren riskin vardır, kim olacağını bilemeyiz. Şizofrenleri normal insana dönüştüren bir çare tarih boyu icad edilmedi şizofreninin varlığıyla çelişik, matematiğin ve istatistiğin kendiyle çelişik.

Zihin durumu diğer herşeyden önemlidir. Basitçe sade barışık olma.
 
Son düzenleme:
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Şizofrenleri normal insana dönüştüren bir çare tarih boyu icad edilmedi şizofrenini varlığıyla çelişik, matematiğin ve istatistiğin kendiyle çelişik.
Şizofreni psikolojik bir problem değil. Yanlış anlama ama bana göre düşüncelerin tamamen hatalı. Ayrıca şizofrenlere farkında olmadan hakaret ediyorsun.
Şizofreni ve psikiyatrik ilaçlar konusunda da çok hatan var. Otistikler psikiyatrik ilaç kullanmaz demiştin ama kullanıyorlar. Hatta genellikle abilify türü saldırganlığı engelleyen antipsikotikleri kullanıyorlar.
Hastaysan git tedavini ol ilacını al
Nöroleptik uyuştucular. Bnular ağır akıl hataları sonra yaşlı bakımevlerinde uyuşturma işinde kullanıldı, sonra haşarı çocuklar vs. ebeveynlerini başedemedikleri hafif aksak sorunlu genç ve çocuklar
Söz konusu ilaçlar otizm de fazla işe yaramıyor ama şizofreni, bipolar ve majör depresyonda kullanılması çok önemli. Sadece bu ilaçlarla tam tedavi olanlar var.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Şizofreni psikolojik bir problem değil. Yanlış anlama ama bana göre düşüncelerin tamamen hatalı. Ayrıca şizofrenlere farkında olmadan hakaret ediyorsun.
Şizofreni ve psikiyatrik ilaçlar konusunda da çok hatan var. Otistikler psikiyatrik ilaç kullanmaz demiştin ama kullanıyorlar. Hatta genellikle abilify türü saldırganlığı engelleyen antipsikotikleri kullanıyorlar.

Şizofreni psikolojik problem dedim mi? Olgusal olgu

Otizmle psikiyatri arasında ben bağ kurmuyorum dedim evet .Ben bağ kurumuyorum. Yani tıp bilgi tedavi sistemini ben inşa etsem atıyorum Otizmi dahiliyeye felan yönlendirirdim ya da psikoloji/pedagoji vs farmakoterapi içermeyen bir alan inşa eder orada bakardım

Söz konusu ilaçlar otizm de fazla işe yaramıyor ama şizofreni, bipolar ve majör depresyonda kullanılması çok önemli. Sadece bu ilaçlarla tam tedavi olanlar var.

Tam tedavi?
 
Son düzenleme:
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Anladığım kadarıyla hasta olmayı bir eziklik belirtisi olarak görüyorsun. Böylece, bir insanın tedavi olması da sana göre eziklik olmuş oluyor.
Şizofreni tıpkı fiziksel hastalıklar gibidir ve eziklik değildir. Hiçbir hastalık eziklik değildir. Ben yazdıklarından bu sonucu çıkarttım, yanlış anladıysam kusuruma bakma.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Anladığım kadarıyla hasta olmayı bir eziklik belirtisi olarak görüyorsun. Böylece, bir insanın tedavi olması da sana göre eziklik olmuş oluyor.
Şizofreni tıpkı fiziksel hastalıklar gibidir ve eziklik değildir. Hiçbir hastalık eziklik değildir. Ben yazdıklarından bu sonucu çıkarttım, yanlış anladıysam kusuruma bakma.

Bilgi tabanımız aynı değil

Ben yazdıklarımın okunup okunmadığını anlamadım sonucu çıkardım

Şizofreni ismini örnekleme için kullandım ve şöyle. Bazılarımız kel olacak ve bazılarımız sarı saçlı gibi...
 
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Bilgi tabanımız aynı değil

Ben yazdıklarımın okunup okunmadığını anlamadım sonucu çıkardım

Şizofreni ismini örnekleme için kullandım ve şöyle. Bazılarımız kel olacak ve bazılarımız sarı saçlı gibi...
Anlatım şeklin çok yanlış, konudan konuya atlıyor gibisin.
Merak ettim de acaba, bu forumda senin yazdıklarını benden daha rahat anlayabilecek biri var mıdır? Yazdıklarını Tenten de anlamamış, bu konuda daha önce ignostik kahin tarafından dan uyarıldın bende uyarmak istiyorum. Bence yazış şeklini daha anlaşılır hale getirmelisin.
Yazdıklarından sonuç çıkarmakta zorlandım. Ne demek istediğini anlamıştım ama emin olamadığım için hastalıktan bahsettiğini düşünmüş gibi yaptım.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Söz konusu ilaçlar otizm de fazla işe yaramıyor ama şizofreni, bipolar ve majör depresyonda kullanılması çok önemli. Sadece bu ilaçlarla tam tedavi olanlar var.

Şizofreniden tam iyileşme/remisyon ilaçlara atfedilen varsa paylaşılmasını rica ederim

5+ yıl psikiyatri gruplarındaydım. 16 yıl 26 yıl ilaç kullanmış insan öyküleri okudum ve psikiyatriden taburcu oluyor . Psikiyatri ve ilaçları bırakıyor. :Nadir remisyon olarak tanımlanır. Sonsuza kadar ilaç kullanıyorsan sonsuza kadar hastasın ömür boyu ilaç.
Remisyon ya da iyileşme sorunun ortadan kalkması kendi başına yönetme artık ilaç kulanmamadır. Psikiyatri de bu psikiyatriden kaçılıp kurtulunduğu firar edildiği noktada olur. İlaç kesmezler ilaç bıraktırmazlar ve hiç bir doktor senin artık iyileştiğini öne sürmez. Elinde bir bulgu yok. Psikiyatrinin yeterince bilindiğini sanmıyorum...

Bipolar: antidepresan kullanımı ya da kesmeye bağlı mani ya da serotonin dengesizlikleri gelişir. Bu tabloyla doktora gidersen Bipolar teşhisi yersin. Mani gerçektir, mani zorludur, etkileri kalıcı ömür boyu olabilir. Bu bir tür kimyasal nörolojik sakatlanma gibi ve ilaçsız yönetim zordur ama başarılabilir ve hem bunlar kişiden kişiye durumdan duruma değişir.

Majör depresyon..
Majör depresyon tanıları insülin direnci bir süre izlendikten ve varsa normalleştirildikten ve aynı zamanda inflamasyon varsa yönetildikten sonra kişinin yakınmaları hala buharlaşmamışsa konmalıdır. Majör depresyon tanısı almış onlarca psikiyatrist ve ilaç değiştirmiş yakınmaları azalmamış onlarca insan tanıklık ettim

Depresyon inflamasyon bağlantısı araştırılabilir
İnflamasyon da SSRI ların çalıp çalışmadığı araştırılabilir
Majör depresyon diyabet prediyabet ya da hiperinsülinemi hiper ve hipoglisemi bağlantıları varsa soruşturulabilir
Tiroid ve hormon sentezi incelenmeli

Vasküler depresyon hipotezi diye bir şey var bunu soruşturun. Bu kavram ilk icad edildiğinde 65 yaş üstüne önerildi şu an 30-40 yaş geri çekin

Majör depresyon gerçekten nadiren majör depresyondur
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Anlatım şeklin çok yanlış, konudan konuya atlıyor gibisin.
Merak ettim de acaba, bu forumda senin yazdıklarını benden daha rahat anlayabilecek biri var mıdır? Yazdıklarını Tenten de anlamamış, bu konuda daha önce ignostik kahin tarafından dan uyarıldın bende uyarmak istiyorum. Bence yazış şeklini daha anlaşılır hale getirmelisin.
Yazdıklarından sonuç çıkarmakta zorlandım. Ne demek istediğini anlamıştım ama emin olamadığım için hastalıktan bahsettiğini düşünmüş gibi yaptım.

İzleyici kalma. Forumu izliyor okuyorsun neden üye olmuyor yazmıyorsun

Farketmiyor ben bildiğim gibi yazacağım.. içimden geldiği gibi olan o... çok konuşur açıklar hallederiz

Bir şeyi bir şey gibi yapmamalısın açıklamalı sormalısın
 
M

Mantıksız2022

Ziyaretçi
Depresyon inflamasyon bağlantısı araştırılabilir
İnflamasyon da SSRI ların çalıp çalışmadığı araştırılabilir
Majör depresyon diyabet prediyabet ya da hiperinsülinemi hiper ve hipoglisemi bağlantıları varsa soruşturulabilir
Tiroid ve hormon sentezi incelenmeli

Vasküler depresyon hipotezi diye bir şey var bunu soruşturun. Bu kavram ilk icad edildiğinde 65 yaş üstüne önerildi şu an 30-40 yaş geri çekin

Majör depresyon gerçekten nadiren majör depresyondur
Benim depresyonum tür olarak sanırım buydu. Diyetin ikinci haftasında neredeyse %70 iyileşmiş durumdaydım. Çok hızlı iyileştim ve antidepresanı çok hızlı kestim. Neyse ki yoksunluk yapmadı.
Majör depresyon hastalarında hafif şiddetli migren ne sıklıkla görülür? Bende vardı, oda diyetin ilk haftasında hızlıca geçti.
Şuan depresyonum hiç yok, ara ara ekmeği zararlı gıdaları yemeyi kesiyorum.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Yazdıklarından sonuç çıkarmakta zorlandım. Ne demek istediğini anlamıştım ama emin olamadığım için hastalıktan bahsettiğini

Majör depresyonların çoğu genç erken vasküler depresyon ve sebebi ölçülmeyen prediyabet .
Hiperinsülinemin gerçek nedeni sanıldığı gibi karbonhidrat tüketimi kadar da yeterli uygun yağ asidi almama ,damarı yağlayın korkmayın . Çoğu yağ ve et tüketmediği için hasta.. Karbonhidrat ancak uygun yağ lif dengesiyle kendi ölçüsünde tüketilmeli . Karbonhidrat tüketmenin alkol tüketme gibi bir kurgusu var ama tam bu değil, fizik aktivite metabolizma hızı vs de denklemde

Majör depresyon ilacı serotonin blokajı mı?
Tedavi etiyolojik/kaynak nedeni ortadan kaldırma ya da tamire yönelirse tedavidir diğeri manipülasyondur
Buna tıp bilgi bilim diyoruz bunu benle tartışacak varsa şanını alsın gelsin ben burdayım

Neden yanlış anlaşılma olduğunu 2-3 mesajda açtım. Tüm bunları açmamak için
"Tam tedavi?" yazmıştım

Psikiyatri zırvalıktır.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst