İlk Madde nasıl kendiliğinden var oldu?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde Ümit Zafer Bağcı tarafından oluşturulan İlk Madde nasıl kendiliğinden var oldu? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 25,885 kez görüntülenmiş, 233 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı İlk Madde nasıl kendiliğinden var oldu?
Konbuyu başlatan Ümit Zafer Bağcı
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ÇaresizDüşünen

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Sizin arkadasiniz ne kadar hristiyan bilemem ama ben bizahati hristiyan bir ulkede yasadim, dini torenlerini gordum, kiliselerini gezdim, ainlerine katildim. Hristiyan dininde Hz. Isa'ya elbette dua edilir, musvilerde Hz. Musa'ya eder muslumanlarda Hz. Muhammed'e eder, cunku yol gostericileri peygamberleri onlardir. Hristiyanlikta kul ile yaratici arasinda peder vardir. Gunah cikartirken Hz. Isa'ya gitmezsin, pedere gidersin. Hristiyanlikta da islam dininde oldugu gibi tek Tanri vardir. Tabii soyle orneklerde verebilirim, Hz. Muhammed'i tanrilastiralar oldugu gibi Hz. Isa'yi da ve diger peygamberleride tanrilastiranlar olabilir. Yani beline bomba baglayip Allah'u ekber diye onlarca kisinin arasina girip ben Allah icin bunu yaptim diyenlerin oldugu gibi, dini istismar edip kaldi ki degistirildigini dusundugumuz (inanlar icin) bir kitaptan dolayisi ile onun dinine bagli olan insanlarin Hz. Isa'yi Tanri olarak gormesi elbette dogaldir.

Evrenin nasil yaratildigini anlatan Hawking'in bunca teknolojiye ve duzenege sahipken ortaya attigi fikirlerin dediginiz gibi 1400-2000 yil once birilerine anlatilmasi ve bildirilmesi mantigin ozudur bence :)

Tanri vardir demek ile Tanri yoktur demek arasinda koca bir yasam vardir. Herseye inanmak icin veri mi gerekiyor size? Bu verilerin yeterliliginin olcutu nedir? Ornegin A kisinin anne ve babasinin gercekten onlar mi oldugunu anlamak icin illa DNA testi mi yaptirmak gerekiyor? Bir yerden sonra teslimiyetin oldugunu gormek gerekir.

Bu arada koca evren tek bir kitap demissiniz, burayi atlamisim, bunca seyi kucucuk olan bir beyin dusunebiliyorken, su katresinden yasam elde edilebiliyorken koca evren bir kitaba neden sigmasin?
 

geceinci

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Ağu 2013
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Sizin arkadasiniz ne kadar hristiyan bilemem ama ben bizahati hristiyan bir ulkede yasadim, dini torenlerini gordum, kiliselerini gezdim, ainlerine katildim. Hristiyan dininde Hz. Isa'ya elbette dua edilir, musvilerde Hz. Musa'ya eder muslumanlarda Hz. Muhammed'e eder, cunku yol gostericileri peygamberleri onlardir. Hristiyanlikta kul ile yaratici arasinda peder vardir. Gunah cikartirken Hz. Isa'ya gitmezsin, pedere gidersin. Hristiyanlikta da islam dininde oldugu gibi tek Tanri vardir. Tabii soyle orneklerde verebilirim, Hz. Muhammed'i tanrilastiralar oldugu gibi Hz. Isa'yi da ve diger peygamberleride tanrilastiranlar olabilir. Yani beline bomba baglayip Allah'u ekber diye onlarca kisinin arasina girip ben Allah icin bunu yaptim diyenlerin oldugu gibi, dini istismar edip kaldi ki degistirildigini dusundugumuz (inanlar icin) bir kitaptan dolayisi ile onun dinine bagli olan insanlarin Hz. Isa'yi Tanri olarak gormesi elbette dogaldir.

Evrenin nasil yaratildigini anlatan Hawking'in bunca teknolojiye ve duzenege sahipken ortaya attigi fikirlerin dediginiz gibi 1400-2000 yil once birilerine anlatilmasi ve bildirilmesi mantigin ozudur bence :)

Tanri vardir demek ile Tanri yoktur demek arasinda koca bir yasam vardir. Herseye inanmak icin veri mi gerekiyor size? Bu verilerin yeterliliginin olcutu nedir? Ornegin A kisinin anne ve babasinin gercekten onlar mi oldugunu anlamak icin illa DNA testi mi yaptirmak gerekiyor? Bir yerden sonra teslimiyetin oldugunu gormek gerekir.

Bu arada koca evren tek bir kitap demissiniz, burayi atlamisim, bunca seyi kucucuk olan bir beyin dusunebiliyorken, su katresinden yasam elde edilebiliyorken koca evren bir kitaba neden sigmasin?

Hristiyanlık konusundaki mesele mühim değil, kısaca anlattığım bir durum du diyelim ki o konuda siz haklısınız.

Onun dışında mesele benim inanıp inanmamam meselesi değil, ben o defteri kapayalı baya zaman oldu, İslam dinine iananmıyorum,herhangi bir dine de mensup değilim, Tanrı fikriyse karmaşık bir konudur bence bireyseldir, ben sadece başlık altında kendimce bakış açımı sunmak istedim, tek kaynak Hawking değildir, seçmemin sebebi daha kolay anlaşılır bir anlatım ve görsel desteği olması, onun dışında tabiiki araştırmalarını önemsediğim bir bilim insanı.

Kuran ve evrenin sığıp sığmaması konusuna gelince, kuran hakkındaki eleştirilerimi burada paylaşmak istemiyorum, sitenin konseptine bile uygun değil :) ayrıca inanç kişisel bir meseledir konuyu saptırmak istemiyorum. saygılar.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Ben zaten fikirlerimi sunarken sizin neye inanip inanmadiginiz ile ilgilenmiyorum. Dusuncelerinize karsilik dusuncelerimi dile getiriyorum.

Hawking ornegini ben sicak diye verdim, en populer olani o su aralar genclik icin. Nietzsche'nin Tanri anlayisini orneklendirerek Tanri'nin yok oldugunu iddaa edene daha rastlamadim ben :)
 

geceinci

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Ağu 2013
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Ben zaten fikirlerimi sunarken sizin neye inanip inanmadiginiz ile ilgilenmiyorum. Dusuncelerinize karsilik dusuncelerimi dile getiriyorum.

Hawking ornegini ben sicak diye verdim, en populer olani o su aralar genclik icin. Nietzsche'nin Tanri anlayisini orneklendirerek Tanri'nin yok oldugunu iddaa edene daha rastlamadim ben :)

pek alaa :)
 

nesimi

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 May 2013
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
kişisel her konu sosyal konudur,insan kaynaklı olunca kaçınılmaz. bu sebeple bilhassa inanç konusunda birikimlerinizi paylaşmanızdan yanayım,sizce uygunsa tabi.
 

geceinci

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Ağu 2013
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
kişisel her konu sosyal konudur,insan kaynaklı olunca kaçınılmaz. bu sebeple bilhassa inanç konusunda birikimlerinizi paylaşmanızdan yanayım,sizce uygunsa tabi.

İnsanlara çocukluklarından beri benimsetilen zihnine yerleştirilen bir inanca ben inanmıyorum demek bile bazen hakaret gibi geliyor, Tanrı ve Din kavramlarını sorgulamayn bir insana bu iki kavramı eleştirmek ve algılatmak çok zor bir durum, sosyal hayatımda da mecbur kalıyorum bu konular hakkında konuşmaya ama inanın insanı yıpratıcı bir durum .
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Yaratıcının eserlerine bakıyorumda o birşeyi isteyemez olması gerektiğini düşündüğü an olur. O nun eseri olan bir şey kendini belli eder kimse o şeye müdahale edipde amacından farklı kullanamaz. Mesela insan aklına kimse müdahale edebiliyormu aklın yolu hep bir.Vicdana müdahale edebiliyormu vicdanın yolu bir.Ve bu iki kavramda yeryüzünde bütün insanlarda bulunan Yaratıcı nın yarattıklarına bir ihsanıdır. Oysa a dini b dini c dini hep kendine göre adaletsizlikler ve çelişkilerle doludur.

Akılla vicdanın yolu bir olsa ne dünya bu hale gelir nede bu kadar kötülük/zulm/sömürü vs olurdu. bize akıl ve vicdan verip bu dünyaya atan yaratıcı burada bulunma sebebimizi söyleyen/ açıklama yapan /din gönderen yaratıcıdan daha mı az çelişik ve adil oluyor? Tanrı ne söylerse söylesin bizde bu akıl oldukça paradoks kaçınılmazdır..bu sebeple aklımızda konuşmayan bir Tanrı tasarlayarak çelişkileri azaltmaya çalışmak bence makul değildir, Bizde bu akıl oldukça Tanrı zaten ancak paradoksal olarak tanınabilir.. aksini iddia etmek mümkün mü??

[MENTION=4505]geceinci[/MENTION], öncelikle hoşgeldiniz. Tanrının bilinemez olduğunu rasyonel olarak kabul ediyorsanız, ateizm felsefesinin olmadığını biliyoruz aha işte şöyle şöyle deyip anlattığı şeylerde geçersizdir sonuçta, metafizik hiç birşeyi kabul etmiyorlarsa neden habire çökertmeye çalışıyorlar? metafizik alanla ilgili ne desek inancın ötesine geçemeyiz sonuçta..
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
[MENTION=4505]geceinci[/MENTION] hoşgeldiniz gerçekten hoşgeldiniz tarafsız akılcı yorumlarınızı okumak keyif ve heyecan verici. :) Evet evet işte düşünebilen gerçekten düşünebilen biri daha var diye bağırasım geliyor o heyecandan bahsediyorum. (özellikle sizin yazdıklarınızın aksine birtakım rahatsızlık verici budala yazılar okumanın üzerine iyi geldi diyebilirim.)

Ve merak ediyorum sizin net fikriniz nedir sizce tanrı varmı yokmu ? Ateist agnostik panteist panenteist hangi düşünceyi savunuyorsunuz.
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Akılla vicdanın yolu bir olsa ne dünya bu hale gelir nede bu kadar kötülük/zulm/sömürü vs olurdu. bize akıl ve vicdan verip bu dünyaya atan yaratıcı burada bulunma sebebimizi söyleyen/ açıklama yapan /din gönderen yaratıcıdan daha mı az çelişik ve adil oluyor? Tanrı ne söylerse söylesin bizde bu akıl oldukça paradoks kaçınılmazdır..bu sebeple aklımızda konuşmayan bir Tanrı tasarlayarak çelişkileri azaltmaya çalışmak bence makul değildir, Bizde bu akıl oldukça Tanrı zaten ancak paradoksal olarak tanınabilir.. aksini iddia etmek mümkün mü??

[MENTION=4505]geceinci[/MENTION], öncelikle hoşgeldiniz. Tanrının bilinemez olduğunu rasyonel olarak kabul ediyorsanız, ateizm felsefesinin olmadığını biliyoruz aha işte şöyle şöyle deyip anlattığı şeylerde geçersizdir sonuçta, metafizik hiç birşeyi kabul etmiyorlarsa neden habire çökertmeye çalışıyorlar? metafizik alanla ilgili ne desek inancın ötesine geçemeyiz sonuçta..


Bu yazının cevabı bana göre durumun bir paradoks olması değil insanların bildiklerinin aksine inandıkları ile hareket etmeleridir.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Felsefe dedigimiz sey insanin dogasinda olan inanma duygusuyla baslamistir.
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Felsefe dedigimiz sey insanin dogasinda olan inanma duygusuyla baslamistir.

Bence söylediklerinizin aksine inanma duygusu ile yetinmeyip bilmek duygusuna duyulan sevgi ile başlamıştır. Felsefenin kelime anlamı bile tam olarak Bilgi/Bilgelik sevgisi manasına gelir.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Bence söylediklerinizin aksine inanma duygusu ile yetinmeyip bilmek duygusuna duyulan sevgi ile başlamıştır. Felsefenin kelime anlamı bile tam olarak Bilgi/Bilgelik sevgisi manasına gelir.

Insan merakla baslayan bilme arzusunu inanma ile tamamlayarak bilgiyi olusturur. 10 yil once atom maddenin parcalanamayan en kucuk yapi tasi idi. Bunu merakla arastirdik bulduk ve ogrendik, daha sonra bu bilgiye inandik onu gercek kildik. Simdi ise elektron notron dan bahsediyoruz. Yeni bir merak yeni bir arzu yeni bir inanis. Felsefe sadece sorgulama ve karsi cikma sanati degildir. Tanri'nin varligina inanan ve dunyaya damga vuran bilim adamlari oldugu gibi filozoflarda mevcut.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Geceinci, sen de fark ettiysen ben inançlı olduğum için inandığım kaynaklardan ve kendi felsefe görüşlerimden yararlanarak cevap veriyorum. Sen de inanmadığın için geçmişte inanmayan insanların araştırmalarından ve kendi felsefe görüşlerinden yola çıkıyorsun. Ama şurası da kesin ki ne sen ne ben veyahut başka bir insan, kimse tanrının varlığını veya yokluğunu kesin delillerle kanıtlayamayacak. Çünkü tanrının varlığı kesin olarak kanıtlanırsa bu inanç ekseninden çıkar ve bilim halini alır. Böylece herkes inanmak zorunda olur. Nasıl ki normal akla sahip bir insanın 2.2=4'e zorunlu bir şekilde inandığı gibi. Eğer tanrının yokluğu kanıtlanırsa yaklaşık 4000 yıllık ilah tarihi ve tanrıya inanan insanların aklından şüphe edilir. (Oysa inananlar da inanmayanlarla aynı akla sahip) Ve herkes zaten tanrı yok der ve dünyanın sonu gelir. Çünkü herkes nasıl olsa bu dünyada yaptıklarımızın karşılığı yok der ve her istediğini yapar. Demek ki tanrı sadece fizik ile değil her yönden bu yaşamı dengeliyor ve ilerlemesini sağlıyor. Evren önümüzde herkesinde aklı var. İşte tanrı bizim bu aklımızı kullanmamızı ve onu bulmamızı istiyor. Yoksa madde gözüyle gören herkes inanırdı. Mesela hayvanlar inanmaya yönelik bir sınava tabi değiller. Çünkü onların aklı yok. İşte anlayacağın sınav burada başlıyor size önerim eğer inanmazsanız bile onu anlatan dinlere hakaret etmeyin. Çünkü eğer bir gün bu harika zeka ürünü olan kainatın bir yaratıcısı çıkarsa ve dediklerini yaparsa siz kaybedersiniz. Dawkings de bir röportajında senin gibi demişti. Yaşam uzaydan başka bir taraftan bizim dünyamıza geldi veyayut yüksek teknolojiye sahip uzaylılar tarafından geldi gibi ifadeler kullanmıştı. Oysa o uzaylılarına bir var olma sebebi olmalı. Aslında tanrı demek istiyor ama kariyeri sağolsun anca uzaylı diyebiliyor. Özetliyorum tanrının varlığı kanıtlanamayacağı gibi yokluğu da kanıtlanamaz. Ama biz varız ve bir evrende yaşıyoruz. Bu evreni sorgulayan bir aklımızda var. İnananlar (sınavı geçenler) ve inanamyanlar (sınavı geçemeyenler) işte burada belli olaacak. Tek yapmamız gereken ise aklımızı kullanmak...
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
geceinci, hassas yaratılmış evren adlı videoyu izledim. Ve sizin kaybettiğiniz noktayı tekrar anımsadım. Siz evreni, tanrıyı hep maddeye indirgiyorsunuz. Her şeyi insanı baz alarak düşünüyorsunuz. Kendinde dedin ruhun varlığına inanmıyorum diye. Yani ne yazık ki 21.yy'da olmamıza rağmen hala materyalistsiniz. Ama maalesef hakikati görmek için ölümlü gözler değil insanın özünü oluşturan taraf ile felsefeye yaklaşmamız lazım. Bu video da tanrıyı resmen insan yapmışlar. Evet video çok haklı eğer tanrı bir insan veya insansı olsaydı bence de bu videodaki durumlar yaşanabilirdi. Ama Allah'ı düşünün tanrıları değil. Eğer tanrıcılık ile yola başlarsanız herkes kendi hayalindeki tanrısına kazandırdığı özelliklerden yola çıkarak evrende farklı farklı saçmalıklar bulabilir. Oysa biz tanrılarımızı astık ve evrene Allah tarafından bakıyoruz. Yani Allah düşündüğünüz gibi ak sakallı yaşlı tombul bir amca değil. O maddeden öte bir varlık. Biz de onun özelliklerinin tümü olmadığı için onun varlığını ve nasıl bir yapıda olduğunu idrak edemeyiz. Bu yüzden onu anca sanatıyla tanıyabiliriz. Bu sonsuz evren onun sanatının küçük bir parçasıdır. Aslında Allah bir tarafta ve bizler de ayrı bir tarafta değiliz. Bizler Allah'ın isimlerinin tecellisiyiz. Yani Allah evreni yaratmadan önce ne yapıyordu diyorlar ya. Şuan evrenin yaratılmamasında ki zamandan farksız değil. Yine sadece Allah var bizler ayrı ayrı bulunmuyoruz. Sadece Allah'ın isimlerinin tecellisiyiz. Anlatmak istediklerimi de tam olarak aktaramıyorum aslında çok derin bir konu. Yani en büyük hatanız tanrıyı insan boyutuna kadar düşünmeniz. Tanrıyı evrenden gördüğünüz kesitlerle düşünüyorsunuz. Oysa ustanın her eseri usta değildir sadece ustanın eseridir. Bu materyalist kafayla işiniz zor gibi gözüküyor :( Allah ıslah etsin...
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Ayrıca şunu da söyleyeyim bilim geliştikçe evrenin yaratılış amacını ve Allah'ın varlığının delillerini de daha iyi anlama yolunda gidiyoruz. Belki de eski ateistler inananlara siz bekleyin ileride bilim gelişsin düşüncelerinizin saçma olduğu ortaya çıkacak diyorlardı ama bilim bu görüşü tersine çeviriyor. Daha demin internette bir yazı gördüm, adam Allah'a inanmıyormuş sebebi de Allah'ın kullarını yakmakla tehdit ettiğini zulmedici olduğunu düşündüğü içinmiş. Ama bu ve buna benzeri düşüncelerde ne yazık ki İslam'ı idrak edememekten kaynaklanıyor. Ve sadece kulaktan dolma bilgilerden öte değiller. "Allah Kur'an'da diyor ki '' Benim kullarıma zulmetme ihtimalim bile bulunmamaktadır." '' Kaf/29" Allah sizin düşündüğünüz gibi kötü, kullarını yakmak isteyen bir tanrı değildir. O zaten bir tanrı değil. Ama bize elçileriyle bildiriyor ki bu dünyada ektiklerinizi ölüm ötesi yaşamda biçeceksiniz. Yani bu dünyada kötülük yaptın seni yakacağım demek değil bu. Bir din adamı bahsetmişti. İnsan ana karnında ruha kavuştuktan itibaren yaşadığı her şeyi beynine kaydeder. Ve ölünce beyindeki kayıt ruha aktarılır böylece insan ölüm ötesine hazırlık yapmışsa öldükten sonra cennet hayatı yaşar. Ama hazılığı yoksa, sırf dünya için çalışmışsa beynin ruha ölüm ötesi adına yollayacağı bilgi olmadığından orada cehennem hayatı yaşar. Aslında İslam'ı bilimsel anlamda yorumlayan büyük tefsircilere ihtiyacımız var. İslam bilimle asla çelişmez ama onu bilimle değerlendirecek tefsirci az olduğu için hala hakiki islamı biz de yaşayamıyoruz. Bu da ne yazık ki çok büyük kayıp. Eskisi gibi ünlü İslam bilim adamlarının yetişmesine ihtiyacımız var ama o da laik bir ülkede zor :(
 

geceinci

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Ağu 2013
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
@geceinci hoşgeldiniz gerçekten hoşgeldiniz tarafsız akılcı yorumlarınızı okumak keyif ve heyecan verici. :) Evet evet işte düşünebilen gerçekten düşünebilen biri daha var diye bağırasım geliyor o heyecandan bahsediyorum. (özellikle sizin yazdıklarınızın aksine birtakım rahatsızlık verici budala yazılar okumanın üzerine iyi geldi diyebilirim.)

Ve merak ediyorum sizin net fikriniz nedir sizce tanrı varmı yokmu ? Ateist agnostik panteist panenteist hangi düşünceyi savunuyorsunuz.


Bu sıcak karşılama için teşekkür ederim, Düşünebilmek bencede gerçekten güzel hatta çılgınca hatta belli dogmaların dışına çıkmışsanız nefes kesici heyecan verici, Tanrı hakkında dediğim gibi büyük ihtimalle olmadığını düşünüyorum, ama ateist agnostik vb gibi düşünceler kesin hatlar çizdiği için biraz rahatsız edici benim için ama kendi düşünceme en yakın olan düşüncenin agnostizm olduğunu düşünüyorum ...
 

geceinci

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
11 Ağu 2013
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
[MENTION=4226]Ümit Zafer Bağcı[/MENTION] Yazdıklarınızı okudum ve aslında cevap vermemin sadece bir kısır döngü yaratacağını düşündüm, çünkü kişisel inanç meselesine dönüştü konu, yani biz ''ilk madde nasıl kendiliğinden oluştu?'' sorusunu tartışırken, şimdi ben inaçlıyım sen ve lanet biliminiz habire işimize taş koyuyor modeline döndük, bilim dışında güvenebileceğiniz hiçbir somut kaynak yoktur efendim siz bile eminim hasta olduğunuzda doktara gidip teşhis koymasını ve reçete yazmasını istiyorsunuzdur, çünkü biliyorsunuz ki dua etmek sizi yada en sevdiklerinizi iyileştirmeye yetmez ve kendinizi islamın anlamasız kader algısının kucağında bulursunuz.

Tanrı'yı insanlaştırmaktan bahsetmişsiniz, Bizler insanız ve tanrıyı kendi algılarımız çerçevesinde değerlendirmek zorundayız.
İnsanları sınayan ve cennet yada cehennemle ödül ve ceza sistemine bağlayan basit bir döngü, çağdaş insan zekası için bunlar çok basit sonlar :) Ayrıca ben bir dini istediğim gibi eleştirir yargılar askıya alır ve istediğim kadar hoşlanmayabilirim. İslam bana göre basit bir 7.yüzyıl çöl hayatı düzeninin bir insan tarafından anlatılmaya çalışıldığı bir kitaptır, ve benim üzerimde hiçbir yaptırımı olamaz onun dışında elbette sizin inanma hakkınıza saygılıyım.

Her ne kadar olayın din-inanç tartışmasına dönüşmesini istemesem de laik düzenden şikayeti hakaret olarak algılıyorum, hatta başlık alevlensin vs gibi sebeplerle bilinçli olarak yazınızın bir köşesine eklediğinizi düşünüyorum, bu yüzden konuyu tartışmaya açmayacağım akıl sahibi bir insan çağının gereklerini ve şeriat düzeni uygulanan toplumların bugünkü halini görür saptar ve vicdani yönleride ağır gelerek anlamsızlığını kavrar o toplumdarda kan durmamıştır sayın zafer bey durmayacaktır da. din kana doymaz, bütün büyük ve sonu hala gelmeyen savaşlar dinlerin savaşlarıdır.

Ve kadını dışlayan geri plana atan toplumlar geri kalmaya mahkumdur.

Ayrıca da lütfen tekrar sorgulayın; hayvanların aklı var mıdır ? :) bilimden de pek bi uzakmışsınız yahu :) Hayvanların aklı duyguları ve belli bir miktar planlı düşünme sistemleri vardır buna içgüdülerde eşlik eder, öğrenme yetenekleri ve geliştirilebilir zekalarıda mevcuttur :)

Birde birşeyler yazarken zihninizde oluşan düzensizlik yazılarınızda mevcut konudan konuya durumdan duruma atlama ve düzensizlik mevcut.
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
geceinci, beni anlayabilmen için öncelikle ahlakı ve ruhu öğrenmen lazım. Şuan materyalist fikirde olduğun için maddenin dışına çıkamıyorsun ve felsefeyi de madde üzerine kurguluyorsun. Böylece sadece maddenin özelliklerinden faydalanıp, yorum yapıyor maddenin ardında yatanları idrak edemiyorsun ve dolayısıyla şimdi içinde bulunduğun durumla karşılaşıyoruz. Ben de sana dedim zaten bilim çok önemlidir, zaten İslam savunucuları bilimden ayrılmıyorlar. Lütfen İslam'ı yunan veya mısırdaki veyahut bozulmuş Hristiyanlıkla karıştırma. Sadece sen değil ateistlerin birçoğu din kelimesi geçince bütün dinleri bir olarak ele alıyor bir dinde duyduğu kavramları diğer dinler içinde geçerli sayıyor. Demek istediğim öncelikle İslam'ı araştırıp sonra eleştiri yapsan daha mantıklı olacaktır. Yoksa Avrupalı ateistlerin tezlerini aynen alıp İslam'a yansıtma. Çünkü onlar o tezleri savunurken Hristiyanlığa karşı bir tavır alıyorlar. Ve senin gibi İslam'ı araştırmadıkları için veya kulaktan dolma bilgilerle yetindikleri için islamı da hristiyanlık gibi sanıyorlar. İslam'da kadına hak verilmediğini söyleyerek tekrar İslam'ın şuurunu elde tutmadığını belirtmiş oldun. İslam kadına en büyük hakkı tavsiye ediyor ve ona tesettür emrini veriyor. Unutma ki kadına tesettürü çıkar diyenler kadının özgürlüğünü değil, kadına ulaşma özgürlüğünü (Dr.Ömer Abdulkafi) istiyorlar. Bu konuda ahlakın içine giriyor maalesef materyalist görüşte olduğun için bu dediklerim de sana saçma geliyordur. Ayrıca tesettür kişiliği dişiliğin önüne çıkarır. Bilim çok önemlidir ama maalesef sadece bilimle de hakikate ulaşılamıyor çünkü bilim de gün geçtikçe yenileniyor değişiyor. İşte din hakikate ulaşmamız için biliminde katkılarıyla bize yardım ediyor ve sizin başaramadığınız ahlak, ruh gibi madde ötesi şeyleri de idrak edebiliyoruz. Ve şuanlık sizde bu yeti olmadığından yazdıklarımız size mantıksız geliyor. Önceden ateist olup da sonradan teist olan birçok bilim adamı ruhun varlığını hissettiğimiz zaman yani her şeyin maddeden ibaret olmadığını anladığımız anda ateist olamanın saçma olduğunu anladık diyorlar. İsmini hatırlamıyorum ama bir ateist bilim adamı hastanede kalbi duran hastaların tekrar kalp atışları başladıktan sonra ameliyat sırasında kendi bedenlerini seyrettiklerini doktorların neler yaptıklarını gördüklerini kendilerini yukarıdan izlediklerini söylüyorlar. Adam bu sonuçları görünce ruhun varlığına biraz daha inanmış... Yani eğer tarafsız bir şekilde hakikate ulaşmak istiyorsanız bence materyalizmi bir süreliğine askıya asıp bir de bu taraftan bir felsefe yapın. Yok böyle rahatız diyorsanız da bizim kimsenin görüşüne müdahale etme hakkımız yoktur...
 

Ümit Zafer Bağcı

Üye
Yeni Üye
Katılım
19 Kas 2012
Mesajlar
233
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Ayrıca şunu söyleyeyim yazdıklarımda düzensizlik yok bütün konular birbiriyle bağlantılı olduğu için ister istemez arada geçişler olabiliyor ama sizin bütünü görme sorununuz varsa elimden bir şey gelme...

Ayrıca hastalandığımız zaman doktora gideriz evet ama doktorların reisinin lokman hekim olduğunu unutma sakın. Lokman Hekimin ismi de Kur'an'da geçiyor, peygamber olma ihtimali var. Blimsel bir şeyin bulunması ve onun geliştirilmesi insanlar için çok zor ve çok uzun yıllarda kafa yorarak evrenden esinlenerek anca buluşlar yapılıp geliştirilebiliyor. Allah peygamberler aracılığıyla her alanda insanlara yardım etmektedir yoksa insanoğlu kendi başına bilimde asla ilerleyemez. Tıpta da lokman hekim devrimi gerçekleştirip yeniliklerin önünü büyük ölçüde açmıştır. Ayrıca doktora gidince doktorun sana yazdığı ilaçlar yine bu evrende bulunan nimetlerin bir ürünüdür. Evren nereden bilebilirdi ki insanın hastalanacağını ve ona yararlı gelecek bitkilerden ilaçların yapılacağını? Muhakkak ki bizi tanıyan bir doktor var ki bizi bu dünyaya gönderdiği için hastalıklarımıza çare olacak ilaçları da verdi. Ve bize akıl verip o nimetleri ilaca dönüştürmeyi öğretti. Her hastalığın bir şifası vardır...
 

flzf

Filozof
Yeni Üye
Katılım
12 Mar 2009
Mesajlar
850
Tepkime puanı
2
Puanları
0
Yaş
37
Insan merakla baslayan bilme arzusunu inanma ile tamamlayarak bilgiyi olusturur. 10 yil once atom maddenin parcalanamayan en kucuk yapi tasi idi. Bunu merakla arastirdik bulduk ve ogrendik, daha sonra bu bilgiye inandik onu gercek kildik. Simdi ise elektron notron dan bahsediyoruz. Yeni bir merak yeni bir arzu yeni bir inanis. Felsefe sadece sorgulama ve karsi cikma sanati degildir. Tanri'nin varligina inanan ve dunyaya damga vuran bilim adamlari oldugu gibi filozoflarda mevcut.

İnanmak ve bilmek diye bir yazı yazmıştım uzun zaman önce inanmak kavramı sıksık çeşitli anlamları ile karıştırılıyor. Başarıya inanmak güzel bir şey midir ? Belki kişiye yararlı ama güzel yada iyi olup olmadığı kişinin neyi başaracağını inandığına göre değişir. Misal bir insan birini öldürebileceğine inanıp onu öldürmek istiyorsa ? Yada bir insan çaresiz bir hastalığa çare bulacağına inanıp çare olmak istiyorsa. Bu durumların bile kendi içinde iyilik kötülük durumları değişir. İnsanın inandığı şeyin akılcı olup olmaması o kadarda önemli olmayabilir. Fakat insanın bildiği şeyin AKIL kurallarına uygun olması mantık taşlarının yerine oturması gerekir. Örneğin Bütün kuşlar uçar tavuk kuştur o halde tavukta uçar ? hımmmm mantık doğru ama tavuk uçamıyor. Neden ? İşte böyle tek kelimelik amaç çıkar gözetmeyen sorularla başlar bilmek isteği. Düşünen sorgulayan insanların sık sık kullandığı sözcük neden ve türevleri nasıllar başlar. Ardından düşünce süreçleri çözümler. İnançlarda bir çıkar amaç ilişkisi sürekli söz konusu olur ama bilgide bu her zaman söz konusu olmaz .Demokritos un atom u herhangi bir şeyi başarma arzusu ile ortaya attığını hiç sanmıyorum. Düşüncelerinin ,mantığının, elindeki verilerin bir ürünü olarak nedenlere nasıllara böyle cevap vermiştir. Felsefe tabiki sadece karşı çıkma sanatı değildir. İnançların bilgi den iyi olduğunu savunan görüşlerde olabilir. Yeterki mantıklı akılcı olsun.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst