Hayattan Yansımalar

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde hudrikerem tarafından oluşturulan Hayattan Yansımalar başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,119 kez görüntülenmiş, 17 yorum ve 1 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Hayattan Yansımalar
Konbuyu başlatan hudrikerem
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ls2

hudrikerem

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
14 Eyl 2020
Mesajlar
1
Tepkime puanı
1
Puanları
1
Konum
Karabük
Gözlerimizin önünden akan zaman, her gün uyanıp bir şeyler için strese girmek, yaşamak için efor harcamak ve düşüncelerimiz arasında boğulmuş bir beyin. Bu düşüncelerin sonu var mı veyahut düşüncelerimizin sonuna geldiğinde tatmin olacak mıyız? Şu yazı bile çok şey düşündürdü size. En saf halimizle; evren hakkında bilgisiz, din hakkında yorumsuz ve benliğimiz hakkında fikirsiz kalsaydık ne düşünürdük sizce? İlk düşüncemiz ne olurdu? Yıldızlar mı bitkiler mi insanlar mı toprak mı güneş mi? Veya bir şey üzerine düşünür müydük? Düşünmemiz gerekir miydi? Bence sadece içgüdülerimiz sayesinde hayatta kalmaya çalışıp kurulmuş ekosistemin yapılması gerekenlerine ayak uydururduk. Her canlı gibi döngüye yerleşip sonunda yok olup giderdik. Şu an yaptığımız bundan farklı mı? Değil.



Takas bulundu, para icat edildi, deneyler yapıldı, teknoloji ilerletildi, hayatlarımız basit ve konforlu bir hâle geldi. Çok geliştik, hepsini düşünerek yaptık. Düşündük, düşündük maddesel olarak bir şeyler başardık fakat duygu aleminde ne konumdayız? Duygularımızı da geliştirebildik mi? Hayır geliştiremedik. Düşüncelerimiz ve duygularımız birbirleri ile ilişki halindedir. Sevgi duyduğunuz kişiyi düşünürsünüz veya soruyu düşünüp çözdüğünüzde mutlu olursunuz. Biz duygularımızı sadece maddesel olarak gelişmek için harcadık. Maneviyatımıza çok az duygu kaldı. O kadar az kaldı ki düşünmemiz gereken asıl soruyu hep unuttuk. Stres, yoğun tempo, yaşamın kendisi, mücadele bize hep unutturdu. Neden varız? Bu soruyu hayatımız boyunca kaç kere sorduk? Bu sorunun peşinden kaç kere gittik, gitmeyi denedik? Belki de iyi ki denememişiz. Çünkü bu sorunun peşinden gidenler sonunda karanlıkta buluyor kendini. Depresyona giriyorlar, çıkıyorlar, kendilerine zarar veriyorlar, üzülüyorlar, düşünüyorlar... Karanlığa düşenler artık ordan çıkamıyor ve intihar baş başa kalıyorlar.

Neden intihar edenlerin geneli sanatçıdır? Çünkü sanatçılar -tabi gerçek sanatçılardan bahsediyorum- ruhla, duygularla ilgilenirler; hassastırlar, duygusaldırlar, düşüncelidirler. Fakat düşüncelerinin sonuna geldiklerinde bulacak, arayacak bir şeyleri kalmamıştır. Bir bilim adamının bulacak ve arayacak çok şeyi vardır çünkü sürekli yeni bir şeyler keşfedilir ve takiben keşfedilmeye devam eder ancak gerçek sanatçılar amaçsız kalmışlardır, bulacak herhangi bir şeyleri kalmamıştır ve .intihar en derin soruda boğulmuşlardır.



Bu kadar intiharkişinin yanında bir de kendine amaç bulmaya çalışanlar ve bulmuşlar vardır. Onlar hâlâ ümitlidir, beklentileri vardır. O soruda boğulmayacaklarına dair ümitlidirler. Hayatın içine zorla dahil olmaya çalışırlar. Kimisi için bu amaç dünyanın zevklerini tatmak, kimisi için hayalinin mesleğini yapmak, kimisi için eşi ile mutlu bir şekilde yaşayıp ölmek, kimisi için büyük paralar kazanmaktır. Ümitlerinize, amaçlarınıza ve beklentilerinize sımsıkı tutunup o sorunun üzerine güçlü bir şekilde gitmeniz dileğiyle.



William Erskine, 1813'te bir penceredenintihar sonra şöyle söyledi: "Şimdi bunu niye yaptım ki?".

Bana göre intihar açıklaması bu şekildedir. Yazıyı dinden sıyrılıp yazdım herhangi bir dine bağlı olanlar için yazdıklarım elbet geçerli değildir. Yanlış bulduğunuz ve eklemek istediğiniz şeyleri aşağıda tartışabiliriz.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Intihar dusuncesi muazzam bir tesellidir, onun sayesinde bir cok insan karanlik geceden sag cikar...
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: ls2

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Forum içerisinde her yastan insanların olabileceğini ve intihar gibi sözlerin yada paylaşımların yaş gruplari arasında kötü ve sakıncalı hatta özendirici bir durum teşkil edeceği devamında insanlar arasında saplantı oluşturacağı için bu tarz paylaşımlarin forum kurallarına uygun olmadığını belirtmek istiyorum baslik ve bazı yazılar düzenlenmiş olup konu kapatılmıştır

Paylasimlarimizda daha özverili ve sağduyulu olmamiz devamında gelişim aşamasında olan küçük yas gruplarinda ki kardeşlerimizin ruhsal dünyalarını dusunmemiz umuduyla diyelim

Anlayışınıza teşekkür ederim

Sevgilerimle
Asher

Böyle
 
Son düzenleme:

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
@hudrikerem degerli dusunceleriniz icin tesekkurler.

Konu aciktir, fikri olan arkadaslar paylasim yapabilir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
evet. hayatımızın herhangi bir zaman diliminde duygu ve düşüncelerimizin bizi getirdiği ruh hali ile sarmalanıp ölüme yürüyebiliriz.. ya da o ruh halinden dümen kırıp saydığınız sebeplerden birine tutunup hayata devam edebiliriz.. ve evet hangisini yaparsak yapalım dediğiniz gibi ''bunu neden yaptık?''

neyi neden yaparız?

bu sorunun; mutlak,sarsılmaz,değişmez,açık,belirgin veya tasavvufi bir tabirle mutmain olunmuş bir cevabı yoktur.

varoluşa dair inançlarımız elbet vardır ancak hiçbir inancımız ;değişmez,sarsılmaz veya mutlak güvenilir değildir.

bunun sebebi belliki gerçeği bilmiyor olmamızdır..mutlak bir tanrıya inanıp varoluşunun ve dünyada olup biten herşeyin sebebini ona bağlayanlar sürekli bu düşüncelerini besleyip fırtınalı zamanlarını daha kolay atlatabilirler, sartrenin dediğini gibi bu varoluşun sorumluluğunu omuzlarına almak yerine başkasına (tanrıya) atmaktır. yıllarca bende bunu böyle yasadım ama sonra tanrı inancım (kendiliğinden gelişen -aslında çok kontrolümde olmayan) bir süreç sonunda yok oldu ve yerine bilinmezliğin mutevazıliği geldi.. belkide üzerine yıllarca düşündüğüm 'kendini bil'' (diğer bir versiyonu neden varız) sorusunu daha geniş daha derin ve daha alçak gönüllü düşünmeye başladım..tabiki hala cevabını bulamadım ama artık bunun bir cevabı olmadığını düşünmeye başladım..bizler her ne kadar bilinçli canlılar olup gerek kendimizi gerekse dünyayı sorgulama gücüne sahip olsakta, bizler tüm canlılığın ve dünyanın ürünleriyiz.. düşüncelerimizin,duygularımızın ve davranışlarımızın geldiği bu milyonlarca yıllık tarihi belleği çözümlememiz kolay değil veya belkide imkansız..çünkü görüyor ki o kadarda gelişmiş bir zekaya ve haliyle bilgiye sahip değiliz..özetle buyuk oranda otonom canlılarız..bu sebepten hayatımız aşırı bir çıkmaza girmez,duygu ve düşüncelerimizin zorbalığına maruz kalmaz isek intihar etmekten yana değilim..

yaşayalım ve görelim..
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Eger dinin sana oldurme hakki veriyorsa, once kendinden basla; otekiler icin hayati kolaylastir.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
.mutlak bir tanrıya inanıp varoluşunun ve dünyada olup biten herşeyin sebebini ona bağlayanlar sürekli bu düşüncelerini besleyip fırtınalı zamanlarını daha kolay atlatabilirler, sartrenin dediğini gibi bu varoluşun sorumluluğunu omuzlarına almak yerine başkasına (tanrıya) atmaktır.
Hocam, ben de herşeyin sebebini Tanrı'ya bağlıyordum, fakat o kadar çok buhranlı günlerim oldu ki, yaşadıklarımı o kadar çok kaldıramayacak duruma geldim ki zamanla Tanrı'yı ya da ilahi dünyayı bana zulmettikleri, dışlanmış varlık olduğum düşüncesiyle suçlamaya başladım, ya da birşeylerin bedelini ödüyorum diye ilahi alemden soğudum, başıma gelenleri şeytana bağlasak bile ona bana eziyet etmesi noktasında ona izin veren de ilahi alem değil miydi diyorum, artık Tanrı'yı reddetmemek ile birlikte dini ödev olarak sunulan hiçbir görevi yapmamaya başladım. Artık doğrularımı vicdanımdan karakterimden alıyorum.
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Eger dinin sana oldurme hakki veriyorsa, once kendinden basla; otekiler icin hayati kolaylastir.
İslam hukukundaki ya dinimizi kabul edin ya da cizye verin yoksa sizinle savaşırız inancı ne kadar da empatiden uzak, insanları bir inanç içerisine zorla sokmaya çalışmak doğru değil çünkü bizlere duygularımız/karakterimiz yön veriyor, karekterimizin bir kısmını da doğuştan/genetik getiriyoruz, o halde bizim doğuştan getirdiğimiz duygularımız değişmeyecekse insanları da şuna inan diye zorlamamalıyız.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Hocam, ben de herşeyin sebebini Tanrı'ya bağlıyordum, fakat o kadar çok buhranlı günlerim oldu ki, yaşadıklarımı o kadar çok kaldıramayacak duruma geldim ki zamanla Tanrı'yı ya da ilahi dünyayı bana zulmettikleri, dışlanmış varlık olduğum düşüncesiyle suçlamaya başladım, ya da birşeylerin bedelini ödüyorum diye ilahi alemden soğudum, başıma gelenleri şeytana bağlasak bile ona bana eziyet etmesi noktasında ona izin veren de ilahi alem değil miydi diyorum, artık Tanrı'yı reddetmemek ile birlikte dini ödev olarak sunulan hiçbir görevi yapmamaya başladım. Artık doğrularımı vicdanımdan karakterimden alıyorum.

Tanrıyı yada ilahi düzeni suçlaman sana dikte edilen tanrı anlayışını kırmak olmuş ve bu eleştiriyel yaklaşımın senin bu forumda paylaştığın varoluşa dair düşüncelerine temel olmuş sanırım. seni şimdi biraz daha anladım :)

Doğruları vicdanımızdan almamız din/vahiy ile almamızdan tartışmasız tanrısallığa daha yakışır bir yöntemdir. başka deyişle tanrı herkesin vicdanına seslenmek varken neden elçiler ve bu elçilerin demek istediğini bize anlatan sözde vekiller seçiyor..şuan dünya inanç sisteminin çoğunluğuna 2 ci yol hakim ve sonuclar ortada..

freudun dediği gibi vahiyci tanrı büyümemizi engelliyor, çocukken babamızın dediğini yaparsak ödül yapmazsak azar işiteceğimizi bilir ona göre davranırdık. büyüyoruz baba korkusunu yeniyoruz ama bu seferde göklerdeki babamızdan alıyoruz doğruları..ne oluyor aynı korku ile vicdan ve karakterimiz baskılanıyor..Tanrı bunu mu istiyor..!? belli ki bu tanrı anlayışı insanları yönetmek isteyen babaların tercihidir..
 

Prens Ernak

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
13 Ocak 2015
Mesajlar
1,330
Tepkime puanı
258
Puanları
83
Yaş
35
Konum
Ankara
Üniversite Bölümü
Tarih Öğretmenliği
Ünvan
Dr.
Tanrıyı yada ilahi düzeni suçlaman sana dikte edilen tanrı anlayışını kırmak olmuş ve bu eleştiriyel yaklaşımın senin bu forumda paylaştığın varoluşa dair düşüncelerine temel olmuş sanırım. seni şimdi biraz daha anladım :)
O kadar üst üste geldi ki hocam artık bu imtihan değil dedirtti bana ve suçladım :giggle:
 
  • Beğen
Tepkiler: phi

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
O kadar üst üste geldi ki hocam artık bu imtihan değil dedirtti bana ve suçladım :giggle:

Güzel olmuş.) illa entellektüel nedenlerle kırılmaz bu inanç denen pranga bazende böyle kırılır:) ne sınavı dostum, tanrıya sınav yapıyor demek tanrıya hakarettir, şu kainatı yaratabilecek kudretteki bir tanrı kendi yarattığı küçücük canlılar olan bizleri sınav mı eder? tanrı yarattığına sınav mı yapar ya! beynimiz gelişmemişken bize inandırdıkları saçmalık bunlar işte..
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
Bir çok düşünceyi kendi içinde temellendirip kendi mantığıyla irdeleyebiliyorken intihar düşüncesini bir türlü anlamlandıramıyorum. İntihar eden insanlara da gerçek intihar motivasyonlarını öğrenecek kadar empati yapamıyorum.

Şu ana kadar gözlemlerime göre intihar eden kişiler @hudikerem 'in yazısında da rastladığım kadarıyla nedensizlik, amaçsızlık ve çaresizlik yüzünden intihar ediyorlar. Nedensizlik ve amaçsızlık daha çok duygusal, felsefi, zihinsel ögelerden kaynaklanırken; çaresizlik ise maddi ve ahlaki ögelerden kaynaklanıyor.

İşte benim anlamlandırma becerim bu noktada çıkmaza giriyor: İnsanlar her şeye bir son vermek için karar alabiliyorlar ama neden kendilerini intihara sürükleyen şeyden kurtulmak için karar almıyorlar? Karşılık veremeyecek kadar güçsüzler mi? Hayatları dahil kaybedebilecekleri hiçbir şey yokken neden karşılık vermeyi seçmiyorlar?

Buyurun cevabı siz verim.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
@ÜstünKişi

Resat Pasa Cigiltepe'yi verdigi saatte kusatamadigi / alamadigi icin intihar etmistir.

Ryoichi Kishi İzmit Osmangazi Koprusunun halati koptugu icin, bu durumu kendi hatasi ve sorumlulugu olarak gorup intihar etmistir.

Yakin ve uzak ornekler verdim ki durumun gucsuzlukle ne kadar alakali oldugunu kavrayabil.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bir çok düşünceyi kendi içinde temellendirip kendi mantığıyla irdeleyebiliyorken intihar düşüncesini bir türlü anlamlandıramıyorum. İntihar eden insanlara da gerçek intihar motivasyonlarını öğrenecek kadar empati yapamıyorum.

Şu ana kadar gözlemlerime göre intihar eden kişiler @hudikerem 'in yazısında da rastladığım kadarıyla nedensizlik, amaçsızlık ve çaresizlik yüzünden intihar ediyorlar. Nedensizlik ve amaçsızlık daha çok duygusal, felsefi, zihinsel ögelerden kaynaklanırken; çaresizlik ise maddi ve ahlaki ögelerden kaynaklanıyor.

İşte benim anlamlandırma becerim bu noktada çıkmaza giriyor: İnsanlar her şeye bir son vermek için karar alabiliyorlar ama neden kendilerini intihara sürükleyen şeyden kurtulmak için karar almıyorlar? Karşılık veremeyecek kadar güçsüzler mi? Hayatları dahil kaybedebilecekleri hiçbir şey yokken neden karşılık vermeyi seçmiyorlar?

Buyurun cevabı siz verim.
İntihar güdüsü bende olan bir şey. İyi hissetsem bile hala orada olduğunu görebiliyorum. Anlamlandıramamanı acı çekmemiş olmana bağlıyorum. Karşılık veremeyecek kadar çaresiz insanlar. Birçok sebebi olabilir intiharın, bir tanesi çok açık benim için, artık acı çekmeyi istememek.
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
@ÜstünKişi

Resat Pasa Cigiltepe'yi verdigi saatte kusatamadigi / alamadigi icin intihar etmistir.

Ryoichi Kishi İzmit Osmangazi Koprusunun halati koptugu icin, bu durumu kendi hatasi ve sorumlulugu olarak gorup intihar etmistir.

Yakin ve uzak ornekler verdim ki durumun gucsuzlukle ne kadar alakali oldugunu kavrayabil.
Verdiğin örnekler ahlaki çaresizlik yüzünden intihara giriyor.

İntihar güdüsü bende olan bir şey. İyi hissetsem bile hala orada olduğunu görebiliyorum. Anlamlandıramamanı acı çekmemiş olmana bağlıyorum. Karşılık veremeyecek kadar çaresiz insanlar. Birçok sebebi olabilir intiharın, bir tanesi çok açık benim için, artık acı çekmeyi istememek.
Zaten en değerli şeyin olan canından vazgeçmeyi belli bir noktaya kadar göze almışsın, neden sana acı veren şeylere karşı mücadele vermek yerine (kaybedecek bir şeyin olmadığı için daha fazla zarara giremezsin) her şeyden vazgeçip yok olmayı seçiyorsun.
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Sen ona ahlaki caresizlik dedin diye o ahlaki caresizlik olmuyor ama sen oyle bil.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Verdiğin örnekler ahlaki çaresizlik yüzünden intihara giriyor.


Zaten en değerli şeyin olan canından vazgeçmeyi belli bir noktaya kadar göze almışsın, neden sana acı veren şeylere karşı mücadele vermek yerine (kaybedecek bir şeyin olmadığı için daha fazla zarara giremezsin) her şeyden vazgeçip yok olmayı seçiyorsun.
Mücadele etmediklerini sanıyorsun.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Bir çok düşünceyi kendi içinde temellendirip kendi mantığıyla irdeleyebiliyorken intihar düşüncesini bir türlü anlamlandıramıyorum. İntihar eden insanlara da gerçek intihar motivasyonlarını öğrenecek kadar empati yapamıyorum.

Şu ana kadar gözlemlerime göre intihar eden kişiler @hudikerem 'in yazısında da rastladığım kadarıyla nedensizlik, amaçsızlık ve çaresizlik yüzünden intihar ediyorlar. Nedensizlik ve amaçsızlık daha çok duygusal, felsefi, zihinsel ögelerden kaynaklanırken; çaresizlik ise maddi ve ahlaki ögelerden kaynaklanıyor.

İşte benim anlamlandırma becerim bu noktada çıkmaza giriyor: İnsanlar her şeye bir son vermek için karar alabiliyorlar ama neden kendilerini intihara sürükleyen şeyden kurtulmak için karar almıyorlar? Karşılık veremeyecek kadar güçsüzler mi? Hayatları dahil kaybedebilecekleri hiçbir şey yokken neden karşılık vermeyi seçmiyorlar?

Buyurun cevabı siz verim.

İntiharı seçenlerin çok azında intikam duygusu görüyoruz. (medyadan takip ettiğim kadarı ile kendi istatistiklerim)
yani hayatları hakkında birilerini elbet suçluyorlardır ancak çoğunlukla onları öldürmüyorlar.

Bu durum bana intihar ruh halinin tam bir vazgeçmişlik olduğunu düşündürüyor, yani senin gibi hayatı en değerli şey olarak görmüyorlar veya mucadele dediğin kavrama senin gibi bakmıyorlar. ayrıca mucadele gücün /güdün varsa yaşama bağlısın demektir.

İntihar düşünsel ve duygusal olarak yaşama dair herşeyi reddetmek ise ne ahlak nede başka değerlerle bu durumu ölçemeyiz.

freud cansız maddelerden geldik oraya tekrar dönüş özlemi çekeriz veya insan şiddet doludur bu kendini yıkma biçiminde kendine dönebilir gibi düşünceler üretmiş.. bunlarda mantıklı..

sonuç olarak bu konu çok karmaşık ve her intihar öznel sebepler içerir burdaki her tahminimiz elbet eksik kalacaktır..

intiharı birçok nedenin yarattığı duygusal bir girdap gibi düşünüyorum ama bakıyorum buna uymayan şeylerde var, kadının çocugu ölünce anne kendini girdap falan oluşacak şey yaşanmadan direkt hastane camından atabiliyor..

insan pskolojisi hakkında sevdiğim bir laf var; derin,karanlık,kaotik.. yani bir cevap ya da açıklama değil elbet..aynı intihar gibi işte..
 
Son düzenleme:
  • Beğen
Tepkiler: phi
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst