Giyojenin Fıçısı /Sustuklarımız Fıçısı

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefe.Net Arşiv kategorisinde "ictenlik" tarafından oluşturulan Giyojenin Fıçısı \/Sustuklarımız Fıçısı başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 13,055 kez görüntülenmiş, 105 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefe.Net Arşiv
Konu Başlığı Giyojenin Fıçısı \/Sustuklarımız Fıçısı
Konbuyu başlatan "ictenlik"
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Arkadasim yine soyledik yine soyluyoruz. Para kıt degildir. Paranin fiziksel varligi yoktur.
Para toprakta yetisen kit urun gibi degildir.
Paranin islevi varligi bu degildir.
Para surekli doner. Elden ele
Paranin varligi yok. Para donusum degisim aracisi /donusum cemberi kurar
Para artirmanin yolu (ki boyle bi ihtiyac yok) tuketimi hizlandirmaktir.
Devlet gelirini artirmanin yolu tuketimi hizlandirmak ve gelirleri -sonsuz- yukseltmektir
Paranin varligi yoktur...

Paranın döngülü varlığı ve devirdaimi (çemberi) üzerine düşünülmelidir

A devleti o para ile sunu yapacagina bunu yapsin bilinci ortaokul bilincidir... Devlet sonsuz para tedarik edwbilir ancak boyle bi ihtiyac yok
Mal ve hizmet uretmek paraya dolayli degildir
Emek uretimi ya da emek yapimi icin paranin fonksiyonu degeri nedir?

Para diye bir varlık yok once
...
Bir devlet para çarkını (dikkat edin bakın çark diyoruz) çevirirken?
önce çarkı anlamalıyız

para kütlesinden ziyade para hızı? ekseni
kütleden ziyade hız

para var değil-yerde yetişmedi-altın gibi topraktan bulunmuyor-yığılmaya gerek yok-dönüm-dönmeye gerek var
paranın düzenli dönmesi için tabi ki asgari işçilik asgari yaşam şartı ve devletin nafaka sağlaması gibi etkenler var-güven bu parası dönderir-çark durur
çarkın büyüklüğü-hızı
etkisi

devlet tabi ki boşa para vermeye gerek yok-park bahçe bile sulatabilir-kamu hizmetine geçici gönderebilir
asgari yaşam şartı-güvencesi

sanılır ki çok para verilirse para ele geçerse yığılacak herkes kontrol edecek ya da zengileşecek
yeni piyasa yeni denge olur
dönün şeyde yığamazsın-ız
dönen şey durmaz-stabilite üretmez..çark dönmeli

Para diye bi sey yok! Yeniden dusunun
Bakin ve gorun
Para diye bi sey yok yeniden soyluyoruz
Para azligi ve coklugu -diye bi sey- yoktur

Para sonsuzdur ve vardir
para sonsuz üretilebilir-tüketilebilir ya da ihtiyacı karşılar
paranın kendisi araç değil-para olgu yükü
Para sonsuzdur. Ihtiyaci kadardir
Para bir degerdir ya da degersel olcumdur
Para olcuttur.kendi degildir
Para kendi varlik degildir
Paranin olgusal varligi yoktur

Takasi hizlandirmak
Degisimi hizlandirmak

Paranin alim gucu istenildigi gibi belirlenebilir
Paranin alim satim gucu istenildigi gibi belirlenebilir olcutlenebilir
Ne kadar emekle ne kadar emek takas edilecegi? gorecedir.. Bunun hizi artirilabilir. Oldukca artirilabilir...

üretim tüketm hızını artırmak
para harcamayı üretim tüketim çemberi oalrka düşününü
çok para varlığı ya da çok para harcama olgusu düşünmeyin tüketim özgürlüğü düşünün satınalma özgürlüğü düşünün...
ayda yirmibin lira harcayıp hiç bi şey almayabilirsniz hiç bi şey yapmaya bilirsiniz ve hiç zenginleşmeyebilirsniz. Ayda ellibin lira harcayarakta
neye nasıl harcadığınıza bağlı-buradaki kısıtlamalar gelişmeli

çok para varlığı aptalcadır. eğer yirmibin lira harcarsanız yirmi bin lira kazandırırsınız - ekonomiye
20 bin lira döner ne kadar hızla dönerse o -kadar- hızla üretir

eğer herkesin geliri 50 bin lira olsaydı?

hayır 50 bin lira örneğin
üç beş kitap
bir kaç müzik cd si ya da bir beğenilenin komple antolojisi
bir kaç ansiklopedi satın almak
bir mikroskop almak
bir teleskop ve bir fotograf makinesi almak
gibi harcansaydı yetersiz olurdu_ ne karın doyururdu ne birikirdi
kimse bu araçlara ulaşamadı ulaşamıyor bu demek ki az üretiliyor tüketiliyor
para özgürlüğü sağlanmalıdır

üç çocuk bir lunaparkta günde kaç lira harcayabilir
üç çocuğu hiç sınırlamasam
örnekler çoğaltılabilir

beş kuruş zengileşmeden tirilyonlar harcayabilirim bunun farkındayım

sadece sekiz şiş cağ kebabı yiyerek bile iki günde kazandığımı harcayabilirim

(bir hesap yapıldı geçende. 70 li yılalrda bir mühendis maaşı 600 kg (20 adet) koyun-kuzu eti alıyordu..)
(bir hesap daha yapıldı Almanya da asgari işçilikle 500 kg Türkiyede max 50 kg kıyma alınabiliyor)

her gün bir oyuncak alacak param olsa dünyada en az sekiz ama bana kalırsa 36 aktı fazla oyuncak üretilirdi- dengeyi anlamıyorsunuz ne yazık ki!

belirli alanlardaki paralar farklılaştırılmalı o halde
hizmet sektörü parası ve eğlence sektörü parası ve gıda çeşidi parası gibi farklı para biçimleri -krediler olmalı-bazı hizmetler sınırlanmmalı
bir lunaparkta bir gün oynayarak para bitmemeli

eğer bir lunaparkta bir gün bir çocuk sabahtan akşama kadar oynayabiliyorsa 30 yeni lunapark kurulur teori budur
ki oynayamıyırsa o dünya yoktur/çöptür de!
30 balon birden satın alamıyorsam

para bu haliyle -saçma ve çok çok sınırlı üretim kredileri-harcama kredileri- kredibilite
hak-lar

zaman emek gibi kıstaslar ama başka kııtaslarda
eğlence ihtiyaç ve üretim birinci ksıtas olmalı
ama ihtiyaç

Parayi artirmak parayi artirir
Uretim?
Tuketim uretimi artirir
Gelirleri yukseltmek parayi ve uretimi artirir
Tuketim icin gelir saglamak para saglar...

Asgari satinalma gucunu yukseltmek tum sorunlari cozecek....

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:11 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 19:52 ----------

Devlet ne kadar hizli harcar ve ne kadar hizli geri toplarsa o kadar cok tedarik eder
Paranin donusum hizini hizlandirmak etki çapını ya da paranin etkisi esittir tuketimi hizlandirmak artirmak
Artmis tuketim hizlanmis tuketim
Para ne kadar hizli tedarik edilir ve ne kadar hizli elden cikalarilirsa
Hiz buyulukten onemli ancak harcama tedarik
Para sinirliligi anlayisi sorunludur
Sinirli ucret karsiligi calismak hersey sinirli
Mal ve hizmet fiyatlarinin dusuk degersiz yada kit belirlenmesi
Paranin donusum hizi
Kit olmayan tek sey para
Az olmayan tek sey para
Herkese yetecek kadar var
Herkese yetecek kadar para var parayi hizlandirin...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:02 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:11 ----------

hayır 20-30 bin lira harcayarak kesinlikle hiç zengileşmeyebilirim-burada bir tuhaflık var
"eğer akarı olsaydı bunu yapardım"

20 kuzu örneğindeki para bugünün yirmibin lirasıdır
ekonomiyi ve geçmişi iyi inceleyin...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:08 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:02 ----------

Mal ve hizmetlerin satınalınma biçimleri esnetilmeli ve para boyutlanmalı/çeşitlenmeli;
para işlevselleştirilmeli-bunu anlamıyorsunuz -tek boyutlu para-işlevsiz-kör


zaman apra emek para kredi
sapmalar başka -matematiksel- işlevlerle yeni para değeri ve değişken para

para sürekli harcanabilmeli birincisi
ihtiyaç kadar- ya da isteme paralel ihtiyaç sınırlanmamalı
dediğim gibi bir kaç trilyon harcayarak zenginleşmeyebilirdim bunun ayırdı olmalı-

sahip olma ihtiyacını aşan eylem para sınırlanmamalıdır

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:18 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:08 ----------

Bir günde beş trilyon harcarsam ekonomiye beş trilyonluk üretim armağan etmiş olurum. Aslına bakarsanız ben ayda sekiz trilyon harcayabilirim. Örneğin hiç bir şeye sahip olmama sözü vererek

Eğer hiç bir şeye sahip olmayacaksam sahip olduğum/harcadığım paranın ne önemi var
ev almayacağım araba almayacağım,
kara ve faize koymayacağım -sürekli harcayacağım
bunların hepsini kiralayacağım
ortalama ve vasata gideceğim
günlük zevk ve ihtiyaç için kolay harcayacağım örneğin diyelim ne olurdu

Sonsuz ve sınırsız parayla hiç sahip olamdan bugün bir deney yapalım teorik deney
paraşütle atlamak/yamaç paraşütü yapmak
jet skiye binmek
faytonla gezmek
balonla gezmek
bungee jumping yapmak
gibi örneğin hiç birikmeyen isteklerle ne kadar harcaaybilirdik
birikmemiş ve sahip olmayan istekler düşünelim- kaç lira harcayabilirim

tüm ülkelere uçabilsem ayda sekiz ülkeye ülkeye gitsem sadece uçak parasına bilmem kaç milyar verirdim,

sadece gezi ve eğlence parasıyla bile trilyonlar aşırı trilyonlar harcayabilirim
para mantıksızdır-kısıtlı

örneğin;
örneklemeler
sadece zihinsel kırma için;
modern dünyaya uyarlandı -başka şansım yok
üretim modelini tartışmıyorum
üretim tüketim dengesi değişir

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:22 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:18 ----------

eğlence sektörü parası-gıda parası ve mülkiyet parası gibi para ayırtları olmalı
sonsuz istekler sınırlanamaz-tüketilmelidir
para yok
üretim zamanı kadar tüketim zamanı olmalıdır harcama zamanı
bir aylık üretimim bir aylık eğlendirmelidir örneğin bayağıo bi harcayabilmeliydim
bana kalırsa bugünün bir kaç trilyonuna bedel harcayabilmeliydim-bir kaç çırpıda biterdi de


---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:25 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:22 ----------

satınalma yapmadan harcanan para
hızlandırılmış para ve emek parası --yoğun


bu kadar sınır olmamalıydı! satınalmıyorsam olmamalıydı! eğleniyorsam /ve eğleneceksem cidden ama gerçekten olmamalıydı!


---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:28 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:25 ----------

Sanırım devlet bir banka olmalı-hizmet kredileri olmalı ve evet satınalmıyorsam kolay olmalı!

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:42 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:28 ----------

Sadece seyahat ederek ve durmaksızın akfama göre hiç istek sınırlamayarak ve sahip olma mantığı kesinlikle bloke edilmiş biçimde (para sınırsız kredi ile -para bilinmiyor yani-para karşılığ ıyok; istem harcama ve istem tüketimi ile eylem) doğal rahat para harcayarak istem ve ihtiyacını karşılmanın ve kendin sınırlamamanın da pek ötesine gitmeeyrek yani her istediğimi rahatça yaparak ve eve elim boş döenrek (tabi ev varsa ve olacksa) özel çılgınlık felan da aramadan ve yasadışı vb de gayrıahlaki de aramadan sadece günlük amcerelar ordan oraya hayat yaşamak denilen; ne kadar harcayabilirim,

Alaskaya somon avına gitsem?
Ordan Nepale
Belki Endonzeya
ve Afrika ; her yer işte;
böyle olmamalıydı! dünya hiç işlevsel değil!

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:47 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:42 ----------

Burdan Nepal'e gitmek için binlerce para gerekiyor. İnsanların araçları var ama gitmiyor. Seni götürmüyorlar-Devletler para istiyor- izin belgeleri saçma. vatandaşlıklarıysa daha pek saçma şeyler

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:47 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:47 ----------

altı ayda çalıştığımı bir günde yiyebiliyorum aslına bakarsanız ben çalışmıyorum bile

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:51 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:47 ----------

Moğolistan'ı hiç görmeyeceğim
Kahretsin Moğolistan'ı hiç görmeyeceğim
Yine kahretsin Moğlistanı hiç görmeyeceğim
yeniden kahretsin

izin belgelerinizin ta şeyine ....
siz kime izin veriyorsunuz? ne izni

niye vardım ve niye varım?
kim beni sorguluyor
ve kısıtlıyor ne?

oo halde ben bu dünayda niye varım-vardım

Moğolistan'ı alın gözünüze sokun- o kırları bayırları ben görmedim ve görmeyeceğim

çalışıp duruyorum ben aptallar gibi
bunu yazıyorum
bu en güzeli

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:52 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:51 ----------

sokumanya

---------- Mesajlar Birleştirildi at 22:54 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 22:52 ----------

velevki cumhuriyeti -hükümsüzdür
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
kayıplar nere?

--
jiyojen/jiyogen -jioge
hiyoje/hiyoge
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
çarklar ve çarklar
katlar ve katlar; karstlar ve katlar ya da katatonik karstik katlar

çarklar ve çarklar
katlar ve katlar;
kastlar ve kastlar -astlar ve astlar -hastlar ve haslar
azlar ve çoklar
yoklar ve yoklar
karstlar ve katlar ya da katatonik karstik katlar

kartlar ve kartlar
kartlar ve çokkartlar
kartadanak hiç görünmeyenler
körün mü sanarlar sanırganı sandanda

kör mü sandın sanırganı sandanda

---
bi gün bi zengin üst kulübüne/kültürüne kabul ya da kabul töreni/törenge ki na-nadir işlem,
ya da kabul ritüeli-ndeki alıcı damıtması

çok para kazananalar -(-var_)
anlıyorum
-z-anlıyorum
siz misiniz? /-o musunuz?
onlar bunlar ve şunlar -diğer ikilemler

sistemden (-zorunlu) seçkinlik ç/almışların azınlıkları -ikinem,
zorunluluk
zorungu,

sistemden seçkinlik ç-almışların doğal koruduğu /i-ş-kilemler
canım
nazik

kendi zorbaları

hepsi birbirini koruyor-herkes birbirini koruyor -/doğal*!
ideal ya da martaval ama
hikaye
ünlem için
koruma için
doğal sonuç

hiç bi şey anlamayackasınız değil mi?
dolomiç

aday yerleştirme; alt basamağa; sistem böyle çalışır
basamak çöküşleri ya da basamak dışılar -bunları ? anlamıyorsunuz anlamayacaksınız da

başamak aşmışları ya da -diğer bağımsız basamak çalışanları -hiçi- ile birlikte nadir -ama bağımsız itkili çöküş- bağımsız-ları- anlamıyor -olur-sunuz ya da tanımlamıyor tanımlayamıyor nerden geldi kim _ kimdir? çözüngü sorunları

sistemik ç_arklar
sistemik arklar ve basa _holeler
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
sıkışmış bir yaşamdaki sıkışıklık

bunal ıdüşüyüz başlığıa mayzmışım ilgisizdi silemk temedi mve taşıdım

"insan buğdayı bıraksın/bırakmalı ve gerekirse ağacı öğütüp/ağaç kabuğundan ekmek yapsın."

"gluten free"

Yenilebilir herhangi besin çekirdeğinden tutunda öğütülebilir düşük karbonhidratlı ve lifli benzeri ürünler -yeni- ekmek üretimi için düşünülmeli/tüketilmelidir...

Buğday -zorunlu olarak- alternatifi/alternatifleri ile -(sonsuz)- değiştirilmelidir....

Hayvan kemiklerinden tutunda, hindistan cevizine kadar ya da bilinen-bilinmeyen diğer sebze ve bitki türlerine kadar alternatif un ve takas unu için her şey insanlığın yeni ekmek ihtiyacına kullanılmalı ve insanlığın ekmek bağımlılığı yitene kadar, glutensiz ve düşük karbonhidratlı - kalorili (mümkünse yağlı ve protein bazlı) alternatif ekmek üretimleri ve un üretimleri/çözümleri düşünülmeli- sağlanmalıdır....
ve bunlar bizatihi ev de üretilen ekmeğin değil fırın ekmeğinin de yerini almalıdır

---
et ve kemik unlarını hayvan yemi yapan insanlık bozuk buğday başağı tüketiyor
--

Kemik unu -kusura bakmayın ama insan yemeğinin ekmeğinin ve öğününün çoğul katkısı -temel katkısı ve etkili maddesi olmalıdır. ya da olabilir- bunda tuhaf bi şey yok. aksi tuhaf....
eğer insan sağlık istiyorsa-

Alternatif un katışımlı ekmek teknikleri geliştirilmelidir.

-

İnsan nasıl eti tüketiyorsa? kemiği de tüketmeyi -birincil öğrenmelidir.
en hızlı protein ve ekmek unu kaynağı ya da -birincil- katkısı olarak olarak birincil hayvan kemikleri dönüştürülebilir... Diğer katkılarla bu un zenginleştirilebilir....

--
kinoa tohumu gibi alternatif tohumlar, gerekirse başka bağımsız bilinmeyen tohumlar ve bunların içerikleri ve çoğaltılması araştırılmalı ve buğday tohumu yerine doğada yetişebilir sonsuz alternatif tohum araştırılmalı, buğdayın yerine düşünülmeli ve insanlığın önüne başka bir nicelikli tohum ekmek -)eğer bu şekliyle tüketilecekse) net olarak konulmalıdır....

insan/insanlık buğdayı bırakmalıdır-çöpe atmalıdır. temel hayvan yiyeceği....

---
Alternatif un üretim çözümleri desteklenmeli ve fonlanmalıdır
ziraat ve üretim anlayışları /bilim çözümleri (tembel) geliştirilmelidir
İnsanın yeme anlayışı budanmalı ve gözden geçirilmeli-
sonuçta hayvan eti ve kanını dolaylı olarak tüketen insan ve metabolizma ; o eti bu sütü şu kemiği gibi saçmasapan saçmalıkları da bırakmalı.. ne yediğinin farkına varmalı
inek plastiktir at ağaçtır
eşek cansızdır koyun canlıdır mı?

anlamıyorsunuz ve anlamadıkça -anlamamaya- devam edeceksiniz....
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Denge Algoritması

Böyle bir matematiksel kuram var mıdır bilmiyorum ancak rastgeleliğin hiç bir insafı ya da mantıksallığı yok gibi....

Denge algoritması bir şans algortimasi ama dengelenmiş şans ya da mantıksallanmış şans ve eşlenmiş şans
Mutlak sınırları olmayan ama rastgeleligin dogasını ya da mantığını arayan bir şanslılık ya da bir digital eşleştirme homojenizasyon mantığı
Sanırım denge kuramını açıklayamadım

Denge degilde adalet kuramı denilebilir. Kader eşitlemesi -denge

Denge kuramı aslında bir piyango çekilişinde sekiz tane sekiz gelmemesini sağlayan şeydir ya da sağlayacak olan
Aslına bakarsanız sanırım bu mümkün. Ve mümkün olmasına rağmen sanırım hiç gelmiyor. Ve sanırım hiç bir karşı matematiksel şey yok yani sanırım şöyle diyemeyiz. Sekiz kere sekiz gelm olasılığı nedir?
Yani diyebilirsekte bana rastgelelikte bir olasılıknkuramayız gibi geliyor çünkü her şey mümkün..
Bence birinci topun sekiz gelme olasılığıyla ikinci bir topun sekiz gelme olasılığı arasında hiç bir fark yoktur. Eğer bunun arkasında bir mantık yoksa matematik nedir?
Yani bütün toplar sekiz gelebilir bir öncekiyle eşleştiriyor mu?
Mantık dediğimiz nedir? Matematik bize ne sağlar?

Denge algoritmasını scrabble`ın taş verme mantığı üzerine düşündüm.
Elle taş çekiyordsanız rastgelelik sonsuzdur oysa arada bir bilgisayar olunca dengeli taş verme ikilemi doğuyor.
Eğer bir bilgisayar size sürekli sessiz sürekli sesli ya da sürekli düşükndizilimli taş verirse veriyorsa bunda bir mantık ya da denge arıyorsunuz
Taş verme tamamen mantıksallanırsa rastgelelik ortadan kalkar oysa rastgelelik bicimlenebilir

Aynı kuram oyuncu eşleştirme manttığındada uygulanabilir.
Örneğin 1 dakkalık havuzda

Bilgisyara rastgele bir sayı seç komutunu verdiğimizde bunu nasıl veriyoruz ve nasıl yapıyor
Hayır bir seçim yapıyor.. Sonra ikinci bir seçim mi yapıyor?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
yönge; -/dar -/zor

düşyüznden buraya taşınanla ryeien oraya taşıdım
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
falanfilanoji ve idiyotloji;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 10:44 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 10:44 ----------

kaldurkuldurizm ve bitirizm;

---------- Mesajlar Birleştirildi at 11:58 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 10:44 ----------

uu-yan
u-uv
uyuku
uyk

uygu ;_uyugu -uydurma
uyma_uygun_uygulama_uyuku
uyuglu_
uyugulu _(uygulanan/uykulanan/uyuglanan/uyuklanan uykulamalı)

uykulamadan

uymak_uyan

uykulamasız

---------- Mesajlar Birleştirildi at 12:21 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 11:58 ----------

sanırım insanın özgürlük olarak tanımlayabileceği şey ölüme karşı gelme.. diğerleri anlamsız-geçici

ölüm anlamını yenerse insan?
başka bir yerde bir özgürlük patlaması ben pek bulamıyorum düşünce muğlaklığında;

ölüm anlamının bilgi bilim ile yenilmesi. ya da anlama bilme..
ölüme karşı;
diğer türlü toplumsal kuramlar hep çökecek ...(durumlar/özgürlük ya da yanıtlar) yine varoluş sorunun da ..

insan ölüyor oldukça geçicilik duyumsayacak ve toplum kurmanın ya da adaletin yanına yanaşmayacak-doğanın kuramı bu!
hızlı günü kurtar ya da benzeri -bu özgürlük evet -tersi özgürlük
tüm bu saçmalıklar -özgürce- olmazdı yoksa ve özgürce var bulmazdı...
yani saçma bir şeyin var bulması özgürlüğü var buluyor burda bir özgürlük ararken
saçmalığın ve düzensizliğin varlığı özgür ve özgür olmayan toplumların varlığı özgür ve özgür olmama özgür............
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Adaletin terazisi (ya da kantarı) boşlukta durursa hiç bir şeyi tartmayacaktır ya da dengele_ye_meyecektir;

Zemindeki, adalet ya da adalet varsayımı tabanı ya da tartan adalet kantarı terazisi ve ölçüsü/ölçütü ya da kantarı tutan el tabanları ya da tartılan ölçülen değerler ise, hep, bilincin/öğrenimin koşulun ya da varlık'ın devinimi tabanlarına yaslanabilir sanırım...
Adalet, sanırım, iki şeyi ya da birden çok şeyleri denkleştirmek/dengeleştirmek gibi bir şey...
O şey hep kayıp/nelik?
tanımsız bi senfoni; boşluğa çalınmış bir yakarış
Adalet bir tür optimizasyon;
denge optimizasyonu

Başka kavramlar ya da kavramalar gerekiyor_başka kavramalar ve yeniler...tanımsız hep yokluğun adaleti_ neliğin ve kimliğin kayıplığı tanımlanmalı...
kim olduğumun adaleti gibi adaletler ve kim olunduğunun

gözlerim adalet bakıyor/adil;
varlık'a adalet diktiğim bakışta ben (kimim?) benim.. -beni ben yapan-kendini yapan ve üreten yapan ve kotaran benim...

ÖLDÜRME HAKKIM VAR.. ÇOĞUNUZU ÖLDÜRDÜM , YAŞAMIYORSUNUZ
YAŞAMIYORSUNUZ, BENİM İÇİN YOKSUNUZ
ADINIZI YOK KOYDUM,SANINIZ BENİM İÇİN YOK.. VARLIĞINIZ ÇAPUT
ÇOĞUNUZUN VARLIĞINI HİÇLEDİM-PİÇLEDİM-GENÇLEDİM...
..ÖYLE OLMAMANIZI DİLERDİM -UMARDIM.. BU ÖLDÜRMEK DEĞİLDE NEDİR Kİ? ZATEN HİÇ YOKTUNUZ...
ÖYLE OLMAMANIZI DİLERDİM.....
HİÇ YOKSUNUZ..

Adaletin terazisi (ya da kantarı) boşlukta durursa hiç bir şeyi tartmayacaktır ya da dengele_ye_meyecektir;
Zemindeki adalet ya da adalet varsayımı, ??
varlığın kendine oturacak. Geminin kıyıya ya da karaya oturması gibi...

hak neye yaslanacak
varlığına
varlığa
var var hep

çekim denge ama devinim var diyeceğiz-görüngü bu diyeceğiz..varlık bu ya da bunu ortaya koyan diyeceğiz ,,bunu çözemeyeceğiz..........

haraket var...

---------- Mesajlar Birleştirildi at 14:50 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 14:44 ----------

hareket olarak tanımlanabilen olgu durum. bu devinim durağan sabit olmayan gibi ya da değişimin kendisi;
varlık kendi yerinde sabitse bile hareket ediyor-nesneyi hareketle
zorunlu devinim bile olsa sınırlı onu hareket tarif ediyor
bu kavram
bu kavrama ne var?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Düzenli et yiyenler sağlıklı / gözlem
Düşük karbonhidrat diyetleri işe yarıyor..az yemek ve (sağlık ve gençlik için, dinclik icin)
Düzenli kaliteli nitelikli protein tüketenler evet sağlıklı

Eğer hergün et yiyebilen azınlıktaysanız ve şanslıysanız? sanırım anlardınız ya da gözlem sıkı gozlem

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:42 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:38 ----------

Sanırim paraya ve refaha bağlı tüketim evet
Yumurta ya da kavurmalı yumurta ile kahvaltı, dönerle ogle yemeği ve kofteyle aksam yemegi sanirim..

---------- Mesajlar Birleştirildi at 21:45 ---------- ilk Atılan Mesaj Zamani at 21:42 ----------

Eger belirtilen gidalar cocukluktan itibaren serbest sınırsız ve sorunsuz tuketilebiliyorsa buyuyunce bilinçlili secim?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
bir varolma biçiminin; soru işareti?

--
Varlık'ın, etkenliği /etkinliği oldurgan/olagan devinimi içinde -....- olanlar/bitenler- var...

--
Varlık'ın, (ya da o ne dediğimizin) etkenliği /etkinliği içinde olan biten devinim (öyle olduğu) var

Varlık'ın, etkenliği /etkinliği içinde, - olanlar/bitenler- var...

-antiler olmadan//
--
Varlık'ın, etkenliği /etkinliği içinde ve olagan devinimi içinde -olanlar/bitenler- var.../olmakta-kendi;

olagan/olağan devinim ya da olduğu gibi olan/devinim

suçlu mesul yok; yokta yok
ne ararsan o da yok- kendini açıklar/tanımlar -bakışmak bakışmaktır;
gözlemin kendini ya da gözlem veren ne derseniz deyin/ olan şey;

özne, sorumlu bulunmuyor-kendini yapan bulunmuyor
---

olan olmakta-/zaman
kendi
ney
...
durum//
--
çatal
-
paradoks
-zaman
..imge
düş
--

öylece olan /olanın olduğu gibi olan-/olacağı

"öylece olanın olduğu gibi olacağı"
"var"- geçerli-tüme-kural ilke elki bekim bakı -damı var

olduğu olanın olduğu olacağı -var

olduğu şey/ne olanın kendi olacağı var
bir diğere göre?
tanımsız belirsiz ya da ikilemli-tepişik neilk

varlık var dediğimizde? olmayacakları -varlık olmayanı ya da bir antiyi?
bi şey diyemiyoruz<

öylece bu durum var
var olduğu gibi var-kaçış yok
--
öylece? işte olduğu gibi -var- olduğu şekliyle,, demek -kendini açıklar;
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Tanrı Bilmecesi -Varlık Bilmecesi Serbest Alan Başlangıç

Başlık için denemesel öntaslak ve ön karalama denemesi

Arkadaşlar öncelikle ben tanrının varolamayacağını kendi klasik mantık argümanlarıyla getirmeye çalışan ya da tanrının varsızlığına ilişkin mantık argümanları kullanımı üreten-türeten bir üyeyim diyelim, eski bir üyeyim. Bu forum alanında geçmişte dağınık ve duygu durumu karmaşık yazımlar yaptım ve sürdürdüm ...
Kimliğimi toparlayıp arada tekrar geldiğimde yada olaylara daha seyirci kalacağımı ve az yazıp söyleyeceğimi ve küçük cümleler kuracağımı kendi kendime söylediğim dönemler de bile sanki bir biçimde kendimi eskisi gibi olay ve duygu akışına kaptırmış bir biçimde yazar buluyorum. bunu burada bu geçtiğimiz hafta da yaşadım ve bunun olumsuzluklarını toparlamak için yeniden yazıyorum

--

Arkadaşlar Merhabalar;

Bu foruma karalanmış binlerce saçma post gömenlerden biri de benim.. Ne yazacağımı da inanın bilmiyorum. Tüm yazdıklarımı toparlamak isterdim...

Bu forumu kısmen bıraktığımda ve uzaklaştığımda başka forum alanlarında da bulundum ve kendimi denedim..

Buraya tanrı hakkında ve tanrı sorgulaması hakkında bir didaktik yapı bırakmak yazmak istiyoruz
Burada tanrı tersi didaktik üretmek ,üretmenlik denemek ve yapmak istiyoruz
ya da önceki yazdıklarımızı aşmak ve yenilemek ,doğal doğaç olan

Çünkü -bir gün- tanrının yokluğuna (ve kendi varlığımıza) ihtiyacımız olacağını biliyoruz
Çünkü tanrının yokluğunda da birbirimize ,diğerlerimize ihtiyacımız olacağını er-geç görüyor biliyor olacağız...

bu tanrı araştırmacılığı ve soruşturmacılığı benimde yaşamımın bir parçası idi.. ve herkes gibi, bir çoğumuz gibi ben de bu yola sırtımda bir tanrı düşüncesi ve ağırlığı ile çıkmıştım
İnternetin yeni yaygınlaştığı dönemlerde, çok eskiden yazdığım forum alanlarında, ben de buradaki bir çok arkadaş gibi kendi tanrı düşüncemden sözeden, tanrı anlayışına ılımlı yaklaşan yazımlarımı ya da bu konu hakkındaki bilgisizliğimi buluyorum

Bizi yaratan denilen düşünce bulutu ile ilgili olarak yaşamaboyu biz de bir şeyler yaptık. Üzülerek söylüyoruz ki ne yazık ki bildiriyoruz ki bizim için varlığını bütünüyle kaybetti.
Benim, bizim için artık kişisel bir tanrı yok .


Siz benim için şimdi hiç olmamış ve hiç varolmamış bir şeyden sözediyorsunuz..
Ben kendi içimde bunu bir yanılgılama bulutuna hapsettim Geçmişimle örtüştürdüğüm bu. Diğerlerinin,sizlerin idelai olarak onu ele alıyoruz şimdi bizler
Bana kişisel tanrınızı nakledersiniz. Bunun evrensel bir ortak bilgi ve bilme,bilişim olacağından ise sözedemezdik. elimizde çok fazla mantık donesi var..

bunu,bunları dostluktan ve umursamaktan söylüyoruz
ve gelecekleri, insan ıssızlığını, başsızlığını ve insanın kendi kendine yetmesi ve kendine sahip çıkması/olması gereğini de bilip umursamaktan söylüyoruz, ateistlikten değil...

Bizce, Ateizm Teizm karşıtlığı diye öne sürülen şey basit bir düşünce oyalamadır, geçiştirmedir. Bu tuzağa düşmeyin.. Kişisel tanrınızı madem dürüstçe araştırın ve soruşturun, sorgulayın..

insanlık kendi kurumsal özgün değerlerini yapılandırmalı
iki dünya arasına sıkışmış bir yaşam ve bilinmezcilik mi yaşayacaksınız?

Empati büyük ve güçlü bir varlıktır,
İnsanın birbirine olan güveni, bağlılığı, sarılması ve saygısı ,sevgisi gibi büyük erdemler var

İnsanın tanrı yerine koyabileceği sevgi değerleri, birleşmecilik, doğallık-dürüstlük istenci ve varlık değerleri yine de var..

Bizim için yoksanmış kişisel bir tanrıyı ve bizdeki tanrısızlığı, ve bizim tanrısızca başsız -başlangıçsız varlık ve özgür sahipsiz doğa ve varlık öne sürmemizi yine bizim için bizim adımıza da görmezden gelmek biraz fazla...
Kendinizi için bunu görmezden gelebilirdiniz ve gelmeye de devam edin...


Bizce varlık, öylece yapımsız (kendinden) var ve kendi kendine sürekli bir biçimde hareketli ve deveran,
ne zaman ne mekan hiç bir şey bölünüp başlatılamıyor...Zaman mekan bellek örgüsünü bölerek ve zaman diye sınırlayarak ve başlatarak buraya bir yaratıcı artık konumlayamıyoruz bizler...
Varlık için oluşma ve başlama gibi kavram ve sentezlerin yapay olacağını gördük ve çözdük bizler

varlık'ın tüm hareketi ve devimi ve tüm enerjisiyle birlikte (her zaman ve heryerde ve heryerinde zamanında) vardır..
varlık'n başlama zamanı yoktur. başlatma zamanı da bulunamaz..
tüm hareketi ve tüm enerjisi ve tüm oluşu onun tüm zamanlarında eksiksizce vardır. zaten buna ezeliyet ebediyet ya da "zamansızlık" deriz.

felsefeyi seviyoruz ve bunu önemsiyoruz..

varlığın oluşması ya da yoktan varoluşması ve ortaya gelmesi gibi bir süreç ve zaman anlatımı ezeliyet ve ebediyet ilkeleriyle birlikte ortaya konulamaz. tanrı da konulamaz ...

süreçsel bağımlılıkla ezeliyet/ebediyet birbirine ilinemez. birinden vazgeçmelisiniz. ancak herhangi türden hakikat (ya da arayışı) sizi tanrısızlığa ve kendi varlığınızı ve özvarlığı -doğayı kucaklamaya itecektir.

varlığın oluşması ya da yoktan varoluşması ve ortaya gelmesi ya da birinin ve bir şeylerin onu ortaya koyması ve getirmesi (ya da ille de bir şeyin onu ortaya koyması gerektiği gibi bir zorun-zorunluluk) gibi bir süreç ve işlem aslında
ortaya sürülemez ve konulamaz


ve bu (süreç demek-zaman demek) bizi ne tanrıya götürür ne de evrimciliğe...sonsuz aynı şey...
evrimcilikte benzer yanılgalamanın ürünüdür bizce...
biz birine birine kara diyor değiliz..

Varlığın ve zamanını ne geride başı ne de ilerde sonu bulunabilirdi..

"Daha tanrı dediğiniz anda varoluşun olmadığı gibi olduğunu, başladığını ve yapıldığını -yoktan türediğini ve birinin ve bir şeyin onu türettiğini ve sebebi, sahibi ve başı sorumlusu olduğunu, ve yokluktan oluşmaya ihtiyaç duyacağını, yokluğa muhtaç olacağını, birinin onu tutup yokluktan getirip icad edip yapıp bulduğunu ve bulması gerektiğini söylüyor olurdunuz.."[/I][/B]

Deniliyor ki bunu nasıl bu kadar iddialı söyleyebilliyor ve ortaya koyabiliyorsunuz? ne görüyorsunuz siz ya da neyin kafasını yaşıyorsunuz?
bizde ki bu inanç denilen saf kandırmaca, bilmeme ya da çocukluk mu? ne biliyorsunuz?
yani bu bir aldatmaca mı? uyuşturmaca mı ? çocukluk mu? gerçekten biliyor musunuz?

"gerçekten biliyorum ve anlıyorum"

--
tanrı inancım ve düşüncem çocukça olamaz. Sen bir ateistsin?
Eğer biri bana bunu derse onda Kendi geçmişimi görüyorum sadece
Eğer bunu diyorsan sende kendi geçmişimi görüyorum

ben adı burada sanalmanik olan bu gökyüzünde/yeryüzünde yaşadım ve tanrıyı yok buldum, yoksadım
Bütün düşünce ve mantık argümanlarıyla ,iyi niyetli araştırmalar ve sentezlerle. hatta belki ona inanıp doğrulamaya gidişirken bunu yaptım ve oldu

Bana sorulursa kafamın içinde parlanmamış tek bir damar/atardamar ,uğranmamış tek düşünce topağı ve tomurcuğu ve düşüncemde çarpılmamış tek bir yamaç, durak ve kıyı yoktur bu arayışta

Bir Azizin parçalanması ve hidayet yordamıyla da belki yeri geldi tanrı ve kurtuluş-özgürlük ,refah-ferah aradım ben bayım.
bunu bana yapma ve dürüste beni dinle..

Dürüst bir özlemdi o göğümde göçmeden önce

Buralarda tanrının varlığı yokluğu ile ilgili kendi dürüst argümanlarımı ve yeni nesinlerimi, çözümlemelerimi dürüstçe yazmak isterdim..
----


Tanrının varlığını ortaya koyan nedir?
Vahiy
Bir insanın iddiası,
Tarihin toplumun ve insan gerçeğinin topluca bir iddiası
Dinsel metinler ve Mitler
Peygamberler olarak tanrıyı duyduğu söylenen insanlar ve onların yazdığı ya da onlara tanrı varlığının yazdırmış olabileceği söylenen kitap ve metinler

-Kökensel Olgu Çözümlemesi-

onu ben ortaya koymadım. bana toplum verdi. bu düşünceyi toplumumdan emdim...

Tanrı varlığı dolaylı olarak vahiy ve diğerlerinin, toplumun bir iddiası ve öyle demesi ve kabul ettiği olgusu üzerinden sunuluyor ve ortaya konuyor. Yani aslında bireysel bir tanrı varlığı inancı ortaya koymuyoruz. Toplum tarafından yapılan bir aşılamayı, empoze ve kitlesel bir kafakarışıklığı ve maipülasyonu bireysel düzeyde dillendiriyoruz

-İnceleme-

Tanrı İle İlgili Araştırmalar-Düşünmeler
Tanrı ile İlgili Felsefi Düşünsel, Mantıksal Sorgulamalar
Ve Dinsel Tanrıdan denilen Kitapların İncelenmesi

Kitapların incelenmesi bir kere kendi içinde çelişik bir durum.
Eğer o kitapları tanrı yazdırmamışsa? Kitapları yazdıranın tanrı olmadığını bularak sanırım kişisel bir tanrı varlığını kolayca reddedemezdik. Bunun için felsefi, düşünsel ve mantıksal ya da bilimsel-bilgisel argümanlar kullanmalıydık

--
Giyojen kadar susabilirim
ya da söylediklerimi öyle değil de böyle ve sizin işinize geleceği gibi söylememi istiyorsanız bunu yapmayacağım...

Bu yazım -eğer yazarsak ve açılırsak- tanrı düşüncenizi ve inancınızı bir kımıldatmayı ve sancılatmayı ve onun biçimselliğini size göstermeyi hatta tarının yücesini, yenisini ve aşkınını doğurtmayı da hedeflemektedir bu yüzden hiç ...

insan kendine nesnedir/şeydir/nedendir...
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Arkadaşlar merhabalar

Bu forum özgür açık kaliteli seviyeli bir forum ve söyleşim ortamıdır ve her türden düşünceye mutlaka açıktır. O yüzden biz burada özgürce örneğin tanrısızlığımızdan ve tanrı varlaştırmayan ya da karşı tanrı yeni argümanlarımızdan da açıkça ve kolaylıkla, özgürce sözedebildiğimiz için de mutluyuz. Bunu ve bunları dile getirebildiğimiz ve yukarıdaki gibi şeyleri burada da yazabiliyor olduğumuz için de mutluyuz..

bu yine düşyüüz başlığımdan yttaşınsı

"Gökyüzünüzü yanlara genişletin arkadaşım" "Yanlara da gökyüzü kurun kuralım arkadaşlar"
Gökyüzxü açın Gökyüzxü!!!
Yepyeni gökyüzleri açın/kurun...
Özgürlükleryüzüne gidiyoruz
Yenibilimleryüzüne gidiyoruz

Kuşak kuşak gökyüzleri yapacağız...patlatacağız:



"Gökyüzünüzü yanlara genişletin arkadaşım" "Yanlara da gökyüzü kurun kuralım arkadaşlar"
Gökyüzxü açın Gökyüzxü!!!
Yepyeni gökyüzleri açın/kurun...
Özgürlükleryüzüne gidiyoruz
Yenibilimleryüzüne gidiyoruz

Kuşak kuşak gökyüzleri yapacağız...patlatacağız:

Bu şu anlamda üretildi

Gökyüzü yukarı genişlemiyor bunun farkında mısın? kaç kişi farkında?
Üst kavramı yanlış ele alınıyor, kaç kişi farkında?
Dikey kavramı yatay kavramına eşitlenmeli, kaç kişi farkında?

Yanlara genişlik kavramı düşünce de gevşetilmeli esnetilmeli
Bunun felsefi faydasını görecekler, var
Dikeylik kavramı yataylık kavramına yıkılmalı
Bunu felsefi faydası görülecektir

Ters evler var.. Görsellik ve sanat diyorlar...
Düşünceyi de devirmek ve evirmek gerekiyordur...
Bunun gibi artık yatay piramitler düşünün. Piramitlerin sivri ucu sağ ya da solu gösterecek

Yatay tabakalaşma. Bu düşünceye direk edilmeli başka çıkış yok....
Üsttekiler yanda.
Dikeyler evrilmeli d_evrilmeli... Yana devrilmeli yıkılmalı dümdüz olmalı edilmeli

Ben bunları genel yazıyorum...

Yüreğinizi ve kalbinizi de yanlara genişletin, yanlara boşluklar ve yandakilere özgür boşluk alan ve yer açın bakalım neler oluyor...
Bırakın yan da yaşasınlar bakalım neler oluyor...
Varlığı yanal yanallayın. Yanal varlıklayın... Yanal genişlikle....
Bir küreye biz sığamadık mı azizim. Barışık sığamadık mı koca küreye
Hadi insanları bu küreye yanal ve barışık sığdırın...
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
zihniniz ve düşüncelerini oldukça yavaşlatmalı durgunlatmalı ve tane tane sırayla çekip çevirerek düşünmelisiniz

anlamayı isteme ve anlamayı düşünme ve anlamayı içerme .
ne anlatıldığını anlama -isteği- ve mantığıyla düşünerek gitmelisiniz

Gerekirse bir cümlenin üzerine bir kaç dakika durup düşünün. odaklanın ve düşünün. anlamadığınız cümlede durumda duraksayın ve bakın

sorularınızı bir düzenle yavaş yavaş düşünerek sıraya koymalısınız
Siz bir şeyin öğrenilemeyeceği ve bilinemeyeceği kanısı ile hızlıca cümleler yuvarlıyorsunuz

Bu hızda ve bilinmezlikte ve bu bilinmezcilikcilikle de birlikte işleri düşünür ve cümleleri hızlıca ve toparlak biçimde ne anlattığına bile emin olmadan yuvarlarsanız?
ve düşünsel zihinsel karşı hızlıca refleksler sunarak kendinizi yönlendirirseniz ,bu gidişle bir şey öğrenemeyeceksiniz

Bir kere soru, sorun ve düşünceleri ham biçimde tartın
ve sorunun ve içeriğin üstüne bakın bir kere
Bir şeyin ne anlattığına..
Birisi bir şey anlatıyorsa o bir şey anlatıyordur ve bir biçimde anlaşılabilirdir

Yazma kurgulu insanın tuhaf bir alışkanlığı ve tuhaf bir biçimde uyguladığı bir yapı...

Düşüncelerin ucunu ve ne anlatıldığının da ucunu, hem daha derinden, hem daha sert ve hem de çok daha sıkı tutmayı ve anlamın tam üstüne şimşek gibi bakıp anlamı boğup alıp ordan çıkartmayı da öğrenmelisiniz
Öğrenilmeyecek hiç bir şey yoktur
Bilinmeyecekte

İnsan anlaşmak refleksiyle yazardır-yazıyor. Kendini anlatma sıkıntısı ya da iletişme sıkıntısı bir bilgi sorunsalı değil öncelikle...

Bir olgunun, size aktarılan bir düşüncenin , yazılı bir nesinin ve yazar refleksinin , cümle yapısının ve anlatımın ne ifade ettiğini de , -anlamın- ne demek olduğunu da öğrenmekten ve anlamaktan korkmayın ve çekinmeyin

tek tek sırayla kelimeleri çözümleyebilirsiniz-yazan insandır. yazar insandır .arkasında insan düşüncesi var
eğer kelimeleri özenle tek tek çözümleyip birini hala anlamıyorsanız muhtemelen ya boş konuşuyordur ya ne anlattığını bilmiyordur ve anlattığından emin değildir ya da eminim dans ediyordur ve yıldız ve bulut kovalıyordur

Yüzeysel okumalar ve bakışlar yapıyorsunuz

Anlamak isteğini ya da anlamakın kendini ve anlamın da kendini sınırlayan gerçek olgu, bunun bir şey anlatmadığı ve anlaşılmayacağı gibi düşüncelerdir

ve sınırlamalardır.

ben -okuyupta hala birşeyler anlamıyorum sınırlaması bir sınırlamadır, sınırlandırmadır. kendinizi sınırlamayın

bir kere kendiniz-i sınırlayan sizsiniz-öğrenme ve anlama güçlüğü çekmiyorsunuz,

bir şeylerin karmaşık görüldüğünün sanılması
bu bir yanılgılatma
karmaşık formasyonlar ,deformasyonlar
hepsi insan üretimi
karmaşık insan yok
evren karmaşık, kısmen karmaşık ama o şimdi bize göre

toplum ve diğerleri size fikirler ekti, zor fikirler ve insanlar anlaşılamaz gibi şeyler
karmaşık kompleks şeyler vardır ve bunlar-onlar anlaşılamaz
karmaşık hiç kimse yok -evrende anlaşılamaz ve bilinemez, kavranamaz bir şey yok-
insan insandır buluş icad etmeyin
serbest araştırmayı ve düşünmeyi tıkamayın, böyle engel ve buluş icatlarla bir kere
anlayamayacağınız hiç bir şey yok
olgular ne derinlikte olursa olsun ve ne komplekslik ve ne karmaşıklıkta olursa olsun uygun düzen sıralama ve yöntemle ve birlikte tartışmayla, işbirliğiyle çözümlenebilir-özümlenebilir...
Kavrayış denenle düşünülürse herkes bir şekilde kendi ölçütünde bir duruma kavrama üretir
Bilgi yapıları ve bilişsellik çarpıtılıyor en çokta kavramlarla
sıraya koyarak düşünüp anlamayacağınız hiç bir şey yok- olamaz
serbest düşünmenin mantığını tıkamayın-kendinize anlamazlık ve istese de bilemezlik gibi hurafe yapılar eklemlemeyin
en büyük engel budur
bu düşüncelernin ve ve anlamazlık algılayışın kendisiyle çalışılmalı ve bunlar yıkılmalıdır önce öğrenmek için...
aklınızın alamayacağı hiç bir şey yoktur
aklınızın alamayacağı büyüklükte ve karmaşıklıkta hiç bir şey yoktur. kendinize gelin ve öğrenin
bu düşünceler öğrenmenin en büyük yıkımcısı ve engelcisidir.

Birilerinin anlaşılıp anladığı , bazılarının kavrayabildiği ve sizin henüz bunları anlamadığınız gibi bir düşünce çarpıtmasına kanmayın çünkü eşlik eden refleks dur orda yapma dır...sınırlanmışsınız...
Kendinizi öğrenmekten alıkoymayın...

Kavrayış kavrayıştır ve kelimesel düzende nasıl yapılanıyor olursa olsun herkeste bir kavrayış var. İfade ve anlamsal kavramsal yapılandırma sorunları var asıl düşünce de değil sorun .İfade engelleri ve kavramsal karışıklık var. Toplum ya da gerçeklik berbat bir örüntü kurmuş ve anlaşamıyoruz sadece. Kavramsal yapılar sadece bizi takıştırıyor..

Bilgi sorunu bu kadar büyük bir şey değil. Bilgi sisi ve karanlığı ve örtüsü var sadece-kavram sisi yaratılmış e basit olgular karmşıklaştırılıp herşey bilinmezcilikle harmanlanıp birbirinin içine sokulmuş. Karşıt uçlar ve karmaşalar yaratılmış. Toplum ya da gerçeklik ve saçma düzen kendini ayakta tutmak için bunca karmaşayı oluşturuyor sadece

Ve tüm bunlar ayıklanarak sıraya ve hizaya getirilebilir..
kavranamayacak ve bilinmeyecek hiç bir şey yoktur

İnsan bildiğini bilerek ve kendi bildiğinden şaşmayarak ilerlelemli.
Onlar biliyormuş ve aslında geçerli ve gerçek bilgi buymuş ve bu bilgi değerliymiş düşünü ile kendi bilme -kavrama durumunu bozmamalı ve anlamadığı bir yapıyı özümsemeye girişerek algılayışını bozmamalı.

Kendi kavrayışsal düzenine ve özümlemesine herşeyi uydurabilir insan
Bilgi ile yapılacak asıl çalışma bilmenin önünde ki engel ve tıkanmaların defidir..
Bilgi ile değil bilmenin önündeki engel...

Bilmenin önünde engelleri olanlar ve çarpıtılmış yapıları içselleştirmiş olanlar genelde yanlış kavramsallaştırma ve bozuk bilgi-biliş üretiyor

Bilmenin önüne ,bilişin önüne resmi engeller eklemlemeyin
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
'Giyojen'in Suskunsuzluğu'


Bir forum ortamında paylaşılan "Bunları bilmeden Ateizmi anlayamazsınız" başlıklı bir alıntı yazım (Odatv yazımı) sonrası oluşmuş söyleşi dinamiği


---
Yukarıda yazılanların neredeyse hepsi (kavramsal kafakarşıklığına ve) bilgi kirliliğine ve Kalender'lerin, "Engellerin oluşturulması bin yıllar aldı ancak kurulan bu engelleri aylar içinde yıkabilirsiniz" dediği şeye benziyor sanırım

Tanrı diye bir kavramı -önce- üretmek (yapılandırmak-ele almak) ve bunun olacağı varsayması ve sonrasında, bunun varolup olmayacağının araştırılması..?!

Daha baştan bu bir bilgi sorunudur ya da kirliliğidir. Daha yukarıdaki ifade de bir hipotez ya da varsayımın doğrulatmaya girişildiği görülüyor...
Bu neden yapılıyor?
Bu eylem özgürlüğü için mi? Biri ve birileri Tanrı diye bir engeli ve varsayılmayı zaten daha önce oluşturduğu ve diktiği için mi?
Hayır bilgi sorunu mu? Tanrı bir bilgi sorunu mu?

Eğer tanrı yoksa? özgür hareket edebiliriz, kendimizi kısıtlamayız ya da varoluşumuzda ki üzerimize atılmış bu dini yüklerden/engellerden ve bunun ceremelerinden kurtulabiliriz sanırım
başka? sonra?
Üzerimize bırakılmış dini düşünceler var zaten
toplumdan emilmiş bunlar

Varoluşun içinde bir özne aramak (soyut bir özne (ve özne-biliş) aramak) ya da bunun en üstünü-üstününü aramak ve onun da herşeyle bütünselliğini iyice kopararak, onu seçkin/seçkinci, tekilci-tikelist (ve bazılarını ve bazılarımızı da özellikle seçen) bir özne'ye dönüştürmek arayışı ve buluşu yani ideal özne-cilik sorunu tam olarak ne anlatıyordu acaba?

tanrı o özellikle seçendir
ona iyi bak. ateizm de ancak böyle anlaşılır


varoluşun'un içinde bir seçkin özne (-benci ben, ) aramak!
tanrı düşüncesinin en çok tabanlandığı şeylerden biri

beni seçen -ben- aramak. -beni diğerlerine yeğ tutan ve seçen (üstün bilinçli varlık) aramak
Tanrı, bir tür; Benim babam seni döver mızmızcılığı ve hımhımcılığıdır
--

Örneğin Brahmanizm dersek; bütün bir doğacılık, bütün bir doğa içiçecilik, özdeşçilik ve herçeyçilik görürüz. Herşey Brahmandır, Brahman'ın görünümleridir. Brahman'dan gelir Brahman'a gider. Doğa Brahmandır-Brahman'ın ifadesi ve görünümleridir...

Örneğin Spinoza'cılık dersek; Tanrı ancak herşeydir ve herşey olabilir gibi bir yaklaşım buluruz

Monoteist tanrı, benim annemcilik gibi bir şeydir ve monoteizm denilen de...

Tanrı düşüncesinden önce ki ya da tanrı düşüncesi için taban alınan durum, varoluşun araştırılması ve varoluş sorununun adlandırması ya da eylem özgürlüğünün ve iradenin sorgulanmasıdır
ve bunlar sorunsalıdır. asıl sorunsal budur/bunlardır, sayılanlardır.. özgürlük varoluş ve irade gibi sorunsallar tanrıya tabandır...
tanrı denen de ya da bunun/bunların (ama en çok özgürlüğün) yapılanışı -yapısalı, yapılandırması ve adlandırmasıdır
ve belki de aranmasıdır.

Tanrı sorunsalı, beni ve eylemimi kontrol edebilen ve denetleyebilen güçlü varlıklar varsa? gerekirse eylem için onlardan icazet alınması ve bu varlıklar varsalar onların nasıl bir eyleme izin vereceğinin bilinmesi gibi bir sorunsaldır

İşin aslı, şu an bile, Tanrı düşüncelerinin çoğu, Gökteki-Keleyi ya da bazen de Gnostik Demiurgos anlayışlarını işaret ediyor ve onu işaretliyor. Çoğu büyük harfli bir tanrıyı değil.-aramıyor...

RAB diye bahsedileni ele aldığımız da ve birkaç kutsal kitap okuduğumuzda hala inanıyorsak ya da okuduklarımızı anlıyorsak; muhtemelen bir patron, bir şeyler, ilginç bir şey, -bir söz sahibi- güç sahibi vb. buluyoruz orda . kim ne derse desin
Spinozacılık gibi bütün bir tanrıyı değil. Efendimsi bir tanrı

Tanrı düşüncelerinin bir çoğu, bir evcil bir hayvanın sahibi ya da kendinin efendisi ve hamisi olan gibi bir yakınlaşım da içerir.. Bunu insanlar üzerinden de gözlemledik

Arkadaşlar İdealizm ve Materyalizm adında iki kavga var.
Bunların tanımlarını ben belirlemekte ve anlamakta da güçlük çekiyorum oysa
Biri diyor ki özne vardır-gerçektir ,diğeri diyor ki nesne vardır-gerçektir
Böyle mi?
böyle değil sanırım

İdealizm denilen, monoteizm denilenle birebir örtüştüğü-kardeş olacağı ve onu yaşattığı, bilgi kirliliği ürettiği düşüncesi nedeniyle artık çok tepki görüyor
ve Materyalizm denilen sanırım bir karşı idaelizmdir
aidealizm

soyut ve ideal özne/ben arayışı ve özlemi sanırım idealizm olarak kavramsallaşıyor.
Başka ve (doğadan herşeyden bağsız) kopuk ve dışsal oluşlara ve güçlere bağlı bir varoluş saptaması da sanırım monoteizm olarak kavram görüyor...

hayır aynısı
oysa özne mi?, nesne mi? olduğumuz gibi bir sorun ve aslında ne olacağımız gibi bir sorun yok ortada...b uda bir yapay bir adlandırma ve sorun tümseği
ne olduğumuz adlandırmasını biz yapıyoruz zaten
özne ya da nesne demek bir adlandırma ve kavramalaştırmadır

yaratılan ve üretilen tüm bu çatışmalar ve bölünmelerin çoğu da hayali
ve tartışılan bu kavramların çoğu da boş ve zaman kaybı,iş kaybı emek kaybı

-------------

İkincil post (zaten yapıştırılacağı için)

yukarıdaki pasaja ilişkin facebook Akıl & Bilim ve Din guru'bundan bir söyleşme

Yorumcu
Bütün bu anlatılanlar <sosya karakter> ve sosyal karakterin meydana getirdiği <dinsel ihtiyaç>lardır.

Ortalama ve sıradan bireyler ile bu bireylerin içinde yaşadık*ları toplumun sosyo-ekonomik yapısı arasında karşılıklı bir iliş*ki vardır.
.... (oldukça uzun hepsi alınmadı.)

Sonuç olarak "Tanrı ve Dinler" toplumu sistemli bir biçimde yönetmenin idare etmenin diğer bir yoludur.

Sunan
Evet öyledir ama İyi cins bir ev Köpeğinin ve Kedisinin psişesini ve ben kavramını ele alırsam Tanrı başka bir parçacığa dönüşür ve özgürlük ikilemi de değişir..

Örneğin BDSM olgusunda ki sahip ihtiyacını, kıstırılma ihtiyacını ve ceza görmeyi isteme reflekslerini ve bunlardan doyumlanmayı ya da bunu aşamamayı ve aşmayı istememeyi ele alalım. .ve bunu sevgi olarak adlandırıyorlar sanırım...

Yorumcu

Tanrı kavramı insanların kendilerinden daha güçlü yetenekli bir varlık hayalidir.

Sunan
Belki de daha güçlü bir tek başına tek varlık hayali ...ve daha güçlü tek sorumlu varlık hayali. her şeyin tek-bir sorumlusu olacağı hayali ve tüm doğanın bir sahibi olduğu ve olacağı hayali de..


Yorumcu
Özür BDSM nedir?

Sunan
BDSM ..bondage -disiplin sadomazoşizmin kısaltması. İnsanlar arasında çok yaygın ve genel bir tinsel-cinsel doyumlanma durumu... ve alt üst ilişkilerinden zevk görme, birine aşırı bağlanma ve ondan emir görme ve o kişi tarafından sahiplenip yönetilme ve kıstırılma anlayışları. .At rolü ,hayvan rolü, kedi köpek rolü çok yaygındır... Süreci domine edene Sahip diye hitap ve ifade olunur..

Yorumcu
İnsanın daha huzurlu yaşayabilmesi, kendini güvende hissedebilmesi için, kendine yön verecek bir düşünsel sisteme ve yücelteceği bir nesneye ih*tiyacı vardır. Bu da TANRI'dır. Sözün sahibi aklımda değil.. "Tanrıyı insanlar yaratmış insanlar öldürecek" gibi bir söz kullanmıştır. Ki tanrının yaratılma ihtiyacını uzun uzun konuşma gereği duymuyorum

Sunan
Tanrıyı, doğa ve bağımlaşma-bağımlılaştırma ikilemi ile birlikte uygar insan ilişkileri de yaratıyor... Bir sırtlanı doğadan koparırsak insanı biz tanrılaştırırız. ve bir atın sırtına binerken tanrıyı üretiyoruz..

Özgür doğaya müdahale edip herhangi bağımı sevgi olarak imlediğimizde tanrıyı yaratıyoruz... Kaplan tarafından yenilen geyiğe acırken tanrı oluşuyor.. Kendi çocuğumuzu diğerinden seçerken ve güçlendiririken de tanrı oluşuyor..

Free Spirit diye bir film vardır. Beyaz Adam ve Kızılderilinin "At"ıyla ilişkisi ve iletişimi çok farklıdır..

Yorumcu
İnsan da tıpkı şempanze, bir at ya da kırlangıç gibi, kendine özgü özellikle*ri olan bir canlı türüdür. Her tür, anatomik ve fizyolojik olarak kendi özelliklerine ve karakteristik yönlere sahiptir. Bir takım evrim sayesinde hayvanlardan farklı özelliklere sahip olmuşuz ve ayrılmışız. Fakat burada evrimleşirken hayvanlardan farklı ihtiyaçlarımız olmuş.. Beslenme, konaklama, barınma vs vs.. Bunun yanında din inancı, insan türünün doğal bir özelliği haline gelmiş.. Çünkü din, insanlara kendilerini güvende hisseymelerini sağlıyor..

Sunan
Tanrıyı en çok üretenlerden biri ,uygar insanın uygarlaşması yani bir kedi ve köpeğin evcilleşmesi/evcilleştirimesi ve bunun içsellenmesi gibi olan süreçtir... Doğadaki özgürlüğün (kendilindenliğin) bölünmesidir.. ve irade devirleri paylaşmaları paslaşmalarıdır. Doğal irade geçişmeleridir/bağlaşmalarıdır...

Diğeri de başka göksel varlıkların ve özgürlerin ve uygarların/uygarlıkların sorgulanmasıdır.. İnsanın bir atı kontrol edebilmesi ve kendine ve gerçeğine çekip bağlayabilmesi gibi insanı kontrol edebilecek, insanüstü özgürlük ve güçte göksel uygarlık mitleri var. İnsanın en büyü kafakarışımı budur/bundadır.. Bunu açıklayamıyor..-mitoloji bunlarla dolu... Gökte kim varolursa olsun özgürlük yine de vardır... Bunu anlayamıyor.. Barbar güçlüler ve uygarlar olabilir bunu anlamayamıyor... Gökten insan kenti yıkacak güçte bir uygarlık ve güç teknoloji gökte bir varlıkta olabilir ve bu olsa dahi olsa özgürlük gene de vardır... İnsan bunu anlamıyor. İnsan tam olarak bunu anlamalıdır..

Sunan
Bütün dinler aynıdır. Eski (mitolojik) dinler ile bugünki dinlerin tek farkı birinin sözlü diğerinin yazılı olmasıdır. Yazılı olan dinler toplumlar üzerinde birer kanıt olarak benipsenip daha etkin durumdadır. Oysa yazılı dinler sözlü dinlerin yazıya dökülmüş yeniden uyarlanmış bir fsrklı bir versiyonudur. Kökenleri yine aynıdır.

Yorumcu
Doğanın ya da dünyanın bir kendi içinde çeşitlilik olması gibi evren ve tüm varlık başka bir varlıksal çeşitlilik atmosferi olamaz mı? İnsan dan çok güçlü varlıklar ve tiranlar ....ve bunlarla bir şekilde karşılaşmış ve bunu adlandıramamış olamaz mıyız? ve bunu anlamamış olamaz mıydık? Mitoloji denilen bence buna vurgu yapıyor. Tarih denilen de-... ve din kitapları da başka bir düzeyde bunu içeriyor

Yorumcu

Şu da pekala kabul edilebilir ki, doğadaki kaynaşmalar, düzensizlikler, acayiplikler..
Çileden çıkma, gazaba gelme, öfkeden kudurma.. Depremler, seller, volkanlar.. (doğal afetler)vs vs..
O zaman ki olayların nedenleri, en bilinmez ve en açıklanmaz nitelikte göründükleri için, insan üstü bir gücün/varlığın varolduğuna inanılmıştır. Bu da insanlarda en güçlü din duygularını uyandırmıştır. Bununla birlikte bir çok hayali efsaneler hikayeler yaratılmıştır..

Buna örnek olarak Yunan mitolojisindeki 10 Yıl sürdüğünden bahsedilen Titanlar savaşı..

Verimli ve akıcı sohbetiniz için teşk ederim de az daha devam edersem hem yemeğe geç kalacak hem de işlerimi aksatmış olacağım.

Şimdilik müsaade bana..

Sunan

Belki gerçekten de insanüstü güçler ve uygarlıklar zaman içinde bir şeyler yapmıştır. Ama bunlar tanrı değildir ve Gnostik Demiurge'lerdir. Örneğin maymundan evrimleştik-insanlaştık diyoruz... Kendi kırdığımız genetik karma kurt köpeğimiz var ...Laboratuvarda et yapıyoruz.. Bir gün hayvan ve insan yapabiliriz belki ve belki bizim genetiğini değiştirip bozduklarımız olursa biz burdan gittikten sonra onlar burada kalıp köken asıl ya da bunun/bunların ve bu genetik bozukluklarının nedenini ve bunu yapanları arayabilirler. ve cahil deneylere kurban gitmiş beden ve genetiklerini bulurlar. Bizim genetik müdahale yaptığımız bir hayvan üste evrimleşirse? bana da müsaade ve ben çok çok teşekkür ederim..

Yorumcu

Evet bunla ilgili bir çok kuramlar oluşturulabilir.. Belkide kainat ve insanlar bir kollektif çalışmanın ürünüdür. Bu kollektif çalışma kendini yok etmiştir.

Sunan

Son sonuçta ve tahlil de ise bizce; Kolektif olan da ve kolektif çalışma denilen de varlık'ın kendi sebepsizliği içindeki zorunlu ve olağan içkin devimlerini/devinimlerini işaretleyecektir..

Hareket yasası olumu ve idamesi gereği sonsuz süreksel devinmeli. Yani hareket başlamadı ve var. Başlatılmadı ve var .Yani tekrar tekrar aynı şeyi kurup bozuyor-oluyor vb. diyebilirdik sanırım..

Yani varlıkın içsel devimlerinin zorunluluğu olarak varız benzeri işaretleme sanırım kurabilirdik ve bu bizi tanımlardı

başlamamış bir daimiyet ve içizafelik, tanımlıyoruz sonuçta
başlamamış bir daimiyet ve içizafelik, içgörüngüler de tanımlıyoruz sonuçta
başlamamış başlatılmamış ve yapılmamış bir olum ve olma..ama daimisel çünkü başı ve başlatanı, kuranı ve olduranı da yok-olamaz.. iç-devimlerin hareketi ve paradoksu

başlamaya dayanılmayan varlıklandırma da son gibi kavramlar da yapaydır, yapay olacaktır... ve hareket (ve oluşlar da) bir tür ritmik ya da senkronizasyona, döngüselliğe, tekrara vb. indirgenip imlenmelidir...

---
ve ayrıca yazımım daki bir alanı şöyle yeniden düzeltmek istiyorum

Tanrı o özellikle seçendir
Onu, buna ve şuna seçendir. tutup yeğ kılandır...diğeri kılandır. Kendini diğeri kılan ve aynıyı aynı işaretlemeyen ve -kendini seçendir/seçtirendir...

Birini ve bir şeyi özel olarak işaretlemek, özel olarak seçmek (özelleme/seçkinleme). ve birini bir şeyi -diğerine göre- özel ve seçkin olarak işaretlemek. Özel bir seçkin tür ve oluş biçimi .diğerleri gibi olmayan şey ve varlık işareti
Aynı varlıktan aynı özdekten yansıyan varlıklar olmanın reddi..

Seçkinler yaratmak..,O ya da bu, ya da herhangi biri ve şey varoluştaki başka şeylerden ve materyallerden mi yapıldı ve ayrı şeylerden mi oluştu-k. ayrı şeylerden mi oluştuk?
özeli işaretleyen kulsa/köleyse ve özel işaretlenen de, sahip işaretlenen de tanrı imidir...

minions ya da millions karmaşası hipotezi özeti..

varlık varlıktır. varlıkta herşey özdeksel denklikte ve materyalde eşit-özdeş ve aynı olacağı gibi sözde kimliksel durum ve materyalde de ve backrounda da aynı değil mi?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Giyojenin Sustukları /Daha Önceden Sustukları

Diyojenin Diyojensel Sessizliği-ni Bozması Üzerine

Çeşitli face gruplarından susmalar ve suskunluklar
ve yazılmamışlar

-Diyojen konuşturulmazsa ya da açık konuşturulmaz-sa en az-ından bunları susar ve susturulur anlamında..
Bu dil mirasidir. Diyojen suskuncalığı ve suskunculuğu kaybı... Eğer internet özgürlüğü -kısmen olmasa/sağlanmasa yazamıyorduk. Hala tereddütlerle yazıyoruz...
Yahu özgürce yazmak istiyoruz! çok özgürce!! dip-dil doğuracağız bunu yaparsak biliyoruz
Sadece özgürce yazmak istiyoruz. Herhangi tehditsiz ve can korkusuz-sıkıntısız ve ververişsiz de .. bu kadar...

Yazmaktan çekince duymayacağımız güne selam olsun! barış olsun! barış kalsın! umarım!

--

-Giyojenik/Diyojenik/Homojenik (Diyonsosif) (Ters Devirmeler) (Geri Cevaplar- Geri Bildirimler-Geri Vermeler) (Geri Düşünce Kalıpları) Düşünce -ve cevap- Kalıpları

Diyon Hoca ve Diyon Nasreddin ,The ne diyon lanlar'la bir arada...

Soran
Ruhun cinsiyeti var mı? Yok mu? Varsa neden var? yoksa niye yok?!

Nasreddin Diyojen=Giyojen
Ruh, bilinç bilme ya da biliş olarak soyutup soyutlanan. ki varlığı soyarsak zaten geri bir şey kalmaz. Gerçekliği açarsak ve soyarsak sanırım gerçeksizlik diye bir şey kalacaktır...
bu kavramlar hep akıl kaybı-zaman kaybı...ruh içkin ...
eğer bu monist merkezlenmiyorsa-bilişlenmiyorsa ve ruh/tin/t-öz denilen tek merkeze sentezlenmiyorsa ve madde denilenle dual/dualist bir iletişime ve ikileme sokulmuyorsa? o iyidir...o felsefe biraz idare eder...

Ruh olarak varlıktan soyulan ya da süzülen demlenen özütsü?
varlık var- biliş var-kopmaz bir biliş....ruha mı ihtiyacınız var? istenciniz? ruh mu istiyorsunuz.?..ruh bilmenin matriksleridir. matriksel dağılımıdır.. evrene şeylerin/çiçeklerin dağılması ve şekiller oluşturması (çiçekler oluşturması ve açması) gibi bilişin kalıplaşıp şekiller alması-olmasıdır..

(sonra nesneye dağışımı/dağılımı, geçigenliği ve buluşum/kavuşum birlikteliği vb. diyebilirdik bunu özüteyemedik bakın/sentez tam değil eksik.. bilinç ve nesne ilişkisine ilişkin soru vermeyeceğiz çünkü cevap yok. iki uç ama iki aynı şey)

ve yani çiçeklerin cinsiyeti olduğu kadar... ve ağaçların... hermafrodit çiçekler tanıyoruz...

----------------------------------

Soran
Sizce "Tanrı" neden?'üreyen ,bütün canlıları neden sadece iki cins olarak yaratmıştır¿...

Giyojen
Tanrı yaratmamıştır o halde soru terstir ama tanrı yaratmışsaya da soruyu geri ters evirirsek düzü şudur..
gereklilik ,ihtiyaç, belirleme, sınama gibi şeyler. kendinin sınanması ve yaratıcılığının sınanması.yaratmanın zorunlu edim olması. tanrının yaratmak zorundalığı... Tanrının nedenlerine gitmeliyiz.Tanrının yaratma nedenine. Yaratma genel nedenine ve nedenlerine...

tanrı yoksa soru boş-bomboş....

ne yani üçlü mü deneyelim ya da dörtlü? bu tanrı üç türlü ya da dört türdeşli yaratmaya da başlamalı anlamına geliyor...yani bir çocuğu yapmak için dört kişi ve dört şey birleşmek zorunda kalacaktık...ya da kaç taneyse o kadar

---------------------------------------------

Soran
19:71. (Ey insanlar!) Sizden cehenneme varmayacak hiç kimse yoktur. Rabbin için bu, kesin olarak hükme bağlanmış bir iştir.

Giyojen
vardık vardık. daha da varalım mı? cehaletin öneminden ve cehlin neminden, küfünden isyandır cehennemsizlik....

-----------------------------

Soran
Allah; İslam peygamberi Muhammed'in duruma göre konuşturduğu hayali arkadaşıdır.

Giyojen
allah olmayan bir canlının/olmayanın isimlendirmesi ya da olan bir canlının/olanın yanlış isimlendirmesi ya da tanrısal olmayan bir varın tanrı gölgesi giyinmesi ve ismi alması sorunsalı, (yani olan bir varsalın kendini tanrı sandırması-sanması yada sanılması) yanılsamı

islam peygamberi adı alan muhammed insan kişisinin sandığı ad olan allah isimlendirmesi hayali bir kurgul sangı değilse de bir şeylerin eminim ve çok fazla yanlış anlaşılmasıdır...

-------------------------------------------------

Soran
Bana öyle bir bilgi söyleyin ki "işte hakikat budur " diyebileyim .

Giyojen
öyle bir bilgi söylemek çok subjektif. öyle bir merak ve soru-n sorun ki bir bilgi /cevap söyleyebileyim ve elimden geleni yapayım ve bir cevap üretebileyim/sentezleyebileyim...

------------------------------------------------------------

Soran
Tanri canlıları yarattıysa, neden birbirlerini yemesini istiyor.

Giyojen
Tanrı canlıları yarattıysa birbirlerini yemelerini istiyor yargısı ve önermesi?

-subjektif- se;

tanrı canlıları yarattıysa -a
tanrı canlıları yaratmadıysa -b.. sonuç boştur ,bomboştur. olumsuzdur..cevap döndürür-soru ters .cevap tanrı istemiyor olurdu...

tanrı istiyor... tanrının isteme eylemi..tanrının istenci. istediği için...
tanrının isteme edimini yüklenmesi ve istenme ediminin çözümlenmesine/çözümüne bağlıdır..

TANRININ İSTENÇSEL ÇÖZÜMLENMESİ -HİPİNOZA yazmalı yani....
burda 300 sayfadan sonra bir şey de anlaşılamayacak

ki yargının doğruluğu da geçerliliği, neliği de ne olduğu ve ifade ettiği de ayrıca tartışılmalı...

---------------------------------------------

Soran
Aklı ve mantığı ön planda tutan bireyler iman eder.Zaten tümü arafta kalmış bana soruyorlar hangisine 4 bin tanrı var zeusamı inancam rayamı.İşte dedim ya kardeşim Akıl.

Giyojen
aklı ve mantığı ön planda tutmayan (arka planda tutan) gardını şimdilik indirmiş iman etmeyenler var çocuklar dikkatli olun... siz siz olun bunu unutmayın.... aklı ve mantığı öne arkaya çekmeyip olduğu yerde bırakan ve tutan imangirişikler... Gençler bu konularda öğrenmek istiyorsanız boş sözleri ve safsataları bırakın emi! Bırakın öğretmeyi de öğrenin! Ne biliyosun. Kaç sene yaşadım ben ne çektim Tanrı Tanrı araştırdım kafa yedim düşündüm ne oldu? Benim çektiğimi mi çekmek istiyon sonunda ..Sen bilirsin... Akılla mantığın bir de cinsliğin sağlı-sollu -ortalı kroşesini yemeyin bizden şimdi. Düzgünce getir tanrı tanıtlarını ve tanrı belgilerini düşünceni inancını, getir aç bize ... tartışalım söyleşelim bizbize- Yabancı yok...

----------------------------------------------

Soran
Geçmişte kibire kapılıp rabblerini inkar eden kavimlere bir bakın onlardan bir eser gorebiliyormusinuz.......?
(Titaniğin batışı ve Afrikayı sömüren Avrupanın batışı lanetlenmesi resmi-fotosu)

Giyojen
Geçmişte değil de bugünde Rab olmayanı inkar edenlere ne olacak acaba? Tanrı olmadığına inanmayan inançsızlara ne oluyor?

İnsanlar bir şeyi birlikte yaparak elbirliği ve düşüncebirliğiyle, birlikteleşmeye, ayrışmamayla batırabilirdi... Yani burdan yazmak tan daha fazla eylem olarak ve bir şeylerin karşısında durarak...Tanrı diye gökteki hamilerin, göksel efendilerin yardımı olmaksızın ve gökten gökteki bir şeyin bir şeyleri yapmasını bekleme-k yerine birbirine tutunarak ve yaparak değiştirebilirler...

--------------------------------------------------------

Soran
boşlukta tek başınınza tanrı olsanız ne yapardınız?gibi bir soru-n da..

Giyojen
düşünürdüm bunu..oracıkta

--------------------------------------------------------------

Soran
Arkadaşlar hepinize cumalar ALLAHIN RAHMETİ VE BEREKETİ ÜZERİNİZE OLSUN......

Giyojen
peki cumanız/cumalarınız (mecmuanız) kutlu olsun ve bizim varolmadığını düşündüğümüz allah varlığının rahmeti sizlerle-bizlerle olsun... ya da varolan olarak tanrısallık nitelemediğini ve tanrısallık gövdesini giymediğini (ya da yeterince edimsel giymediğini) düşündüğümüz göksel uygarsalın aklı başına gelsin ve bereket ve rahmet imleyen insana bir umarım kulak versin ve kendini yeniden nitelesin o halde...

----------------------------------------------------------------

Soran
yeryüzünde ne yazıldıysa insan yazdı! kitab-ı kitap insan yazımıdır, düsturudur benzeri resimli yorumsal'a
ve peygamberin şehvetine el/dil uzatanlar-a ayar veren teiste eşyorum


Giyojen
Tanrının ontolojik hiçlemesi ve değillemesi için bir, o bu kitabı ve o bu peygamberi insanı kişisi hedef alınmalı değil diyoruz işte bu yüzden biz de...

Kuran kurmayan ve o bu kitabı zemininden bu işi çekip çıkarıp ontolojik bir zemine indirebilirsek işte o zaman tarihin tüm masalları belki uyuma ve sağlığa kavuşabilirlerdi... Tanrı ontolojik ya da bilişsel olarak hiçlenebiliyor.. Kişilerin direkt bilmelerindeki tanrıyı ve tutumu ve düşüncelerini ve dşüncelerinde ki yanlış inançların karşısına doğruları belki sözederek onları yer değiştirerek bunu yapabiliriz diyorum bilmiyorum.
Yani ben kişinin şehvetine o denilen tarihsel olgulara masallara takılmayanlardan biriyim.. Ama tanrı bir masalsı yine de...

Yani tarihten tanrıyı, insan peygamber adı alan birini sözederek ve ona saldırarak yüklenerek felan hiç edemem ve kazıyamam.. ben bunu biliyorum merak etmeyin, bana güvenin. Tarihten tanrıyı böyle kazıyamayacağımızı ben en azından biliyorum... İşte bu yüzden size başka yollar üzerinden (,ontolojik bilgisel/varlıksal deliller -işaretler ve işaretmelerle ve sözetmelerle) yardım etmek ve bilgi vermek,ve size tanrı dan kurtulmak ve tanrı düşüncesinden arınmak için başka yoldan yardım etmek ve sizinle insani-insanca-bilgisel söyleşsel iletişim kurmak istiyoruz.....

----------------------------------------------------------

Soran
Herkesin iman mukabilinde bu zemin yüzü kadar bağlar ve kasırlar ile müzeyyen ve bâki ve daimî bir tarla ve mülkü kazanmak veya kaybetmek davası başına açılmış. Eğer iman vesikasını sağlam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asırda, maddiyyunluk taunuyla çoklar o davasını kaybediyor.
Asa-yı Musa - 21 R.N.K.


Giyojen
iman vesikam sağlam .Sizi dinden döndürecek kadar sağlam. Sizi dinsizliğe ,imansızlığa ve bilişe/bilgiye çekecek kadar sağlam kuşanmış ve sağlam vesikam... dinsizliğe ve imansızlığa olan inam vesikam ve dinsizliği imansızlığı giyinmiş aklıma-bilişime güvencim ve dinsizliğe inansızlığa/imansızlığa imanım çok sağlam .vesikayı da buralardan toplayıp alıyorum geliyorum şimdi yetişeceğiz...

İman inanç güvenç mi?
Benim tanrısız göğe ve başsız varlık ve göğe olan (bilim/bilgi//bilişimim) imanım, güvencinde (dinine-tanrısına) imanı kani olan, öylesi ve böylesi benim gibi tanrı inanlı bulun getirin bana... Tanrısız ve başsız varlık bilişine olan kanım/kanim ötesinde bir iman gücü gövdesi ve bilişi, kanısı kudreti taşıyan bilen inançlı dost getirin tartışalım-söyleşelim... dostça dostça.. dostça ama- dostlukla .öğrenmek için. birbirimizden birlikte öğrenmek için... eski inanlıyım... eski çok inanlıyım... eski çok kuvvetli inanlı... Benim şimdi ki ters inancım ve kanım kuvvetinde bir güçte inanç iman ifade eden var mı? Gelsin. toplaşın, toplayın, gelsinler delilleşelim-karşılaşalım. Endişeleriniz bir kenara bırakın ..En bilgelerinizi getirin. En üstünüz ve en bileninizi çağrışın, yordama gelsin..
ikrar tutuşalım...

hiç aklındakini kırmadan ve dökmeden ve hiç bir en ufak kötü karamsar yafta sana vurmadan tanrının ne olmadığını sana gösterebilirim... çatışmadan, çarpmadan ve yıkmadan ve hiç aklını ,aklındaki kırmadan ve incitmeden seni dinden döndürebilecek güçte ve olumdayız..biliş ve bilgiyle yavaşçacık sorularla ve konuşmalarla akarak ve bilerek -bilişerek gideceğiz... bunu yapabilecek dindeyim.. bu bilgide ve bilişteyim korkmayın -dostlukla sadelikle... Hiç bir hakaret ve karşı incitme olmayacak. hiç bir seyriklik ve kaçış yok..senden çok seni ve aklını düşüncelerini ben/biz koruyacağız ve saracağız. yenileri uydukça eskileri çıkarmanı sağlayacağız merak etme...Aklın ve bilişin doğadan, havadan sıcağı emer ve hisseder gibi kani ve açık dürüst bir bilişle tanrısızlığı tam ve berrak emecektir-erecektir hiç şüphe yok sonuçta-sonucumuz da ..ve bunu geliştirecek, görecektir ve bilecek hiç korkma.bize bu oldu-ysa sana da olacaktır .biliş oluş taşkını devrinde seyrişiyoruz.. ölmeden önce ne yaparsak artık-yapabilirsek...

Buradaki hiç bir yazımcıya hiç bir eski söylemciye ve onların söylediklerine de benzemiyoruz ve benzemeyeceğiz biz..takışıklık sizin işinizdir-se.. Tanrın kalması olanaksız bizle görüşürsen ve arkadaşlık edersen.. Söyleceklerimiz de bambaşka bir başkalıkta ve yenilikte olacaktır ama unutma yüzleşmelisin bununla sonuçta hazırsan gel buluşalım ve söyleşelim şimdi... senden çok seni koruyacağız söz üstüne söz ..senden çok ve önce seni koruyacağız, biliştireceğiz söz

hiç ve en ufak bir biçimde bile şüphe kırıntısı kalmayacaktır-dürüst bir biçimde birbirimize açılır-açıklarsak herşeyi...ve dinleşir söyleşirsek...dürüstçe...

---------------------------------------------------

Soran
Gerçekten
İslam Barış ve Hoşgörü dini mi .. ???


Giyojen
tabanımda yatan post ya da toprak .binlerce yıl boğuştuğum meşakkat. bana öğreten islam cehli şimdi yıktığımdır..

------------------------------------------------------------

Soran
"Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanımız! Bize gösterdiğin numunelerin ve gölgelerin asıllarını, menba'larını göster. Ve bizi makarr-ı saltanatına celbet. Bizi bu çöllerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize merhamet et. Burada bize tattırdığın leziz nimetlerini orada yedir. Bizi zeval ve teb'id ile tazib etme. Sana müştak ve müteşekkir şu mutî' raiyetini başı boş bırakıp i'dam etme."
Sözler - 52 R.N.K...BASİR:Hadsiz nihayetsiz bir surette bütün yarattıklarını gören ALLAHTIR.demektir....


Giyojen
--korku ile embede travmatize olmuş bir varlığın anlatımları gibi duruyor kim bu? tanıyor muyuz? ona yardım edelim mi_?

---------------------------------------------------------------

Soran
Ortalama 60-70 yıl yaşayıp da sonunda hesap vermeyeceğin öldükten sonra yok olup gideceğini düşündüğün bir sistemde seni iyilik ve kötülük yapmaya yada yapmamaya iten sebepler nelerdir???

Giyojen
balıkların hesabı kuşlardan sorulur ancak yokolup gitmek kavramını tanımanız, tanımlanamız açmanız ve yeniden (kurmanız yapmanız) yapılandırmanız gerekiyor. Varoluş böyle yapıyor çünkü,, herşeyi kurup bozup yeniden yapıp hiç bir şeyi yoketmiyor,, kendi olanı kendine ve birbirine dönüştürüp duruyor...

neyin yokolduğunu bana anlatır mısınız? siz neydiniz vardınız ve varoldunuz ki yokolacaktınız? siz şimdi bugün mü varoldunuz? siz bir araya getiren tüm bu parçacıklar ve atomlar varoluştan derlendiğinde ve bir araya gelip bu anne babanızın çocuk istenci ve seçimi olarak bize yansıdığında mı oluştunuz ve varoldunuz ?sadece?
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Toz-lu ar.şiv
ve .an.demi.

dd.png

dde.png

ddee.png

derz.png

derz2.png
 

durustluk

Felsefe.net
Moderatör
Katılım
27 Nis 2019
Mesajlar
31
Tepkime puanı
3
Puanları
8
İnternette oyun oynamak, sörf yapmak ya da üçüncü ve beşinci sınıf porno izlemek yerine burada yazmayı ya da az ve çok bir miktar zaman geçirmeyi tercih ediyorsam; tam olarak bunu ve burada bulunmayı, yine benim gibi burada olmayı seçenlerle buluşmayı söyleşmeyi, bilgi ve düşünce ve öğrenim paylaşmayı, bilinç bölüşmeyi yine bunu önemseyen biri/birileri varsa burada olmak isterdim
Bir kişi ya da çok kişi
Bunu yönetmeye kalkanlar kendi zamanlarını/varlıklarını ve tutumlarını yönetmeyi umarım öğrenirler

Bu arada burada (bu başlıkta) (içerikte) yazanlar çöplüktür kimse zaman ayırıp okumasın yani ne var ne yok ne yazıyor acaba diye bakmasın gerek yok
 
Son düzenleme:

durustluk

Felsefe.net
Moderatör
Katılım
27 Nis 2019
Mesajlar
31
Tepkime puanı
3
Puanları
8
@Adem, bak burda ne yazmışım.
Senin özgür-özgürlük tanımından gidelim. Eğer özgürlük sahiciyse aşağıda irade sahibi bir varlık olarak istediğim gerçek olmalı mıydı? Bunu ister miydik?
İstediğim;
İnsanların benim zamanımı çalmaması ve sahici olmasıydı çünkü doğru dürüst ve açık tartışmıyor ya da dürüstçe düşündüklerini konuşmuyor ve demagoji yumakları yumurtluyorlardı.

buraya insanların içseslerinin, içdüşünlerinin ve içsusularının bir istek olarak belirmesi dileğiyle

kişilerin lanse ettikleri gibi değil.. düşün susuları
tüm kayıp seslerin birikimi
forum etkileşiminin üye etkileşiminin doğurduğu tüm düşün /kayıp sesleri

evren böyle bir isteğimi gerçekleştirebilir mi?
 

durustluk

Felsefe.net
Moderatör
Katılım
27 Nis 2019
Mesajlar
31
Tepkime puanı
3
Puanları
8
Felsefenin dinden ya da dini dogmadan saldırı gördüğü düşünülür bu bazen bir ölçü de doğru ama şu var.
Felsefe din ve bilimden dinsel ve bilimsel düşünce dini ve bilimsel gerçeklik algı kabuller vb adında saldırı görür. Bu ikinci saldırı odağı henüz kimilerince anlaşılmış değil ve birinciye nazaran daha otoriter bir güç merkezi.
Tıpkı dinle felsefeyi bazen uzlaştırma bazen birleştirme çabası gibi aynı şey bilim içinde geçerli. Yeni bilimi ısrarla savunanlar bunu felsefenin yerine koymaya çalışıyor. Felsefe bitti artık bilim var diyenleri duydum ya da bilimsel düşünce denenin felsefeyi temsil edeceğini ve onunla ilişik olduğunu düşünüyorlar.
Şu an dünya da bilim denen bilim diye yayınlanan olgu olgusal düzeyde ortaçağ karanlığı ve ortoriterliği ve dinsel dogmaya eşit ve paralel katılıkta ve karanlıktadır.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Bir gün başka bir forumda adıma bir başlık açıldı ve forumu tıkadığımı söylediler.. Forumu tıkamak nedir? Herkese yazacak kadar alan yok mu?

"Gerçekleri yazma çünkü o zaman sahte/imitasyon/kopya neşriyat zarar görüyor"
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst