Giyojenin Fıçısı /Sustuklarımız Fıçısı

"ictenlik" nickinin bir anlamı da içten olması..
Söylemek istediği, düşündüğü, kafasında devindirdiği herşeyi direkt engelsiz yazma açıklama isteği.
Bunu yaparsan düzenli kayda değer bir kimlik olarak sanırım algılanmıyorsun
Uzun geniş karalamalar
Bu ikisi araasında bocalıyorum
Yani içtenlik bütünüyle bir hayal olabilir
Bilmiyourm belki de "durgunluk" "dinginlik" "sakinlik" "usturupluluk" felan olmak isterdim artık
ama sanırım en çok usturupluluk ve ayrıca "ciddiyet" ve "resmiyet"te bana uygun

Isparta da iki gündür elektrik yokmuş. Kapalı evlerde yaşayan giyinebilen insanlar soğuktan şikayet ediyor. Kapitalizmin ne olduğuna bir dönüp bakın. İki gün elektrik alamasanız yaşayamıyorsunuz.
Sobalılar yaşadı o halde...
Belki biraz empati yapardıınz...

Oluşmanın/oluşanın masalı ya da destanı

Tüm her şey ya da tüm diğer şeyler ama tüm diğer olmayanlar (boş ya da boşluk olmayan) boşluklarda sonsuzluğun (dans etmesi) titreşimi ile oluşur ya da görünür. Aslında tam böyle değildir. . Boşluk ya da titreşen doluluk ya da tüm herşey ya da kendinde titreşen, antisi olmayan ve varolan adıyla belirlenen kapsanan; kendini kendinden koparmaksızın kendini kendini koparmışçasına kopararak ve bölünmeksizin bölümlenmişçesine bölümlenerek ve artmaksızın çoğalmışçasına çoğalarak oluşturduğu kendi içindeki birbirinden koparık ve ayrışıklar aracılığıyla kendini görümler..
Aslında böyle de değildir.
Bunlar dans etmenin doğal sonucudur
Sonsuzluğun sonsuzluğu bizim sonsuz nedenimiz ama bir o kadar da nedensizliğimiz olarak ve hem kendilik hem nelik olarka kendiliktir.

Doluluk ya da sonsuzda ve boşlukta sonsuz dans eden ve şarkı söyleyen sonsuzluk tüm bunların nedeni ya da tüm bunları oluşturdu ve oluşturuyorsa oluşturuyor ve oluşturacaksa oluşturacak..
Gökyüzü ve yeryüzü çocukları ve insanları da böyle oluşmuştur....

İnsan çocuktan oluşur ve çocuk daha önce çocuk olmuş bir yetişkinden oluşur ve bunlardan en ilk çocuk altımızda yer ve en son çocuk üstümüzde gök gibidir...

İnsan çocukları; yeryüzü ve gökyüzü çocuklarının birleşerek başlattığı bir oyunun kazan çömlek patlama aşamasına gelmiş bıkkın hiçlenmiş oyuncuları gibi...

Dans bizim nedenimizdir...ve ilk dans yok..

Oluşmanın nasılı ya da nasılsızlığı

Oluşmamış olarak var-olanın, var devinenin, var devinimindeki oluşmalardan sözediyoruzdur.

Bilim denilen örgütlü iktidarsal yapının ürettiği seçkin sınıfı dahil sınıf din denilen yapı ve onun ürettiği sınıfın üst yapısı gibi .Bunların her ikisi danışık jandarma lejyonerler gibi açık özgür bilgiye saldırır, (tabiri caizse girişimsel zapteder, tutuklar)

Bilim kabaca orta sınıfın dini gibi ya da iktidar açısından dinin revize edilmiş güncellenmiş güvenlik açıkları giderilmiş (yamanmış) üst versiyonu gibi.
Bir aracın (örn. otomobil) üst yeni çıkan adı değişmiş (ve sözde geliştirilmiş/karmaşıklaştırılmış ve yine sözde hareket yeteneği artırılmış) üst versiyonu gibi

İktidara göre bilim insanı/adamı din insanının tıpkısının aynısı olarak üst sınıfı gibi .Yaklaşık aynı işlev.
Din lejyonları, bilim lejyonları. Tamamen paralel işlev.

Bir insan inandığı düşündüğü şeyi söyleyebilir tersi susmak olur
Peki ya ama inanılan düşünülen toplumsal yargılara ve toplumsal ağlara takılıyorsa?
İşte yine, kaçış, susuş demagoji, laf yuvarlama vs.
Bunu son on yılda çok iyi ve çok açık/iyi anladım
Konuşmak zorunda olduğumu sanmıyorum. Dinl(ş)eşmek çok taraflı bir eylem.
Bütün dinleyicilerin dinlemeyi bildiği gökyüzünde konuşmak istiyorum
Bu gökyüzünü istemiyorum, bura benim değil

Konuşacağım ya da konuşmak istenen ya da ağzından öylece doğal çıkacak şeyler kimse müdahale etmese ya da toplumsal tepkiler olmasa tam öyle konuşacağın öyle konuşulmadığında boş eylem, hiç eylem
Burada özgürlük iki paralık...

Çoğu şey susulmak, kılıklara sokulmak, demagoji formunda yuvarlanmak bunu yapmazsan sarmaşıklar ve hiçleyicilerle boğuşmak sorundaymış gibi..
Balzac'ın dediği gibi söyleyeceğini başka kılıklara büründürmek zorundasın gibi...

Bu bir yerde değil her yerde. İnsan gökyüzünde işler öyle yürüyor. Nedenleri de konuşulmuyor..
Bu bir konu değil .: Gözümü kestiğim her konu da başıma geldi. Bu bir kişi değil ağzımı açtığım da (üç beş kişi hariç) herkeste başıma geldi.

Burası panoptikon burada herkes gözetleyici, yargıç ve gardiyan burada insan yokmuş gibi, çok az insan kaldı.
İnsan istiyorum arıyorum

Gökyüzü ya özgürlük ya özgürlük gökyüzü...
Tersi ya bu gökyüzü bensiz, benimsiz ya ben bu gökyüzüsüz.

Kimseye beni yargılama hakkı vermek istemiyorum.