Eşcinsellik

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Anketler kategorisinde Kartal tarafından oluşturulan Eşcinsellik başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 31,690 kez görüntülenmiş, 193 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Anketler
Konu Başlığı Eşcinsellik
Konbuyu başlatan Kartal
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan evrensel-insan
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
Ağa-bey; Mor ve Ötesi, öncelikle "
eşcinsellik insan denilenin mükemmelliğinin ortaya çıkardığı sonuçtur" gibi Osho vari bir ibare ile giriş yapıp ardından yine her zaman olduğu gibi konuyu "İnsan nedir?" gibi belalı bir soruya bağladığınız için minnettarım; felsefe.net forumuna hoş geldiniz.

Bende Osho vari bir iki ibare yaratıp saymak istiyorum:

-Eş-cinsellik insanın yaratıcı mükemmelliğini yansıtır!
-İnsanın yaptığı hiç bir şey yanlış olamaz çünkü insan doğal olmayan bir şey yapamaz, bir şey yapabiliyorsa o doğaldır zaten..

Tahmin ediyorum ki bu forumda herkesin bahsettiği eş-cinsellikten bambaşka bir eş-cinsellikten bahsediyorsunuz. Ama ben sözü kısa kesip sizin istediğiniz soruyu sorayım; o bahsettiğiniz eş-cinsellik bizi insan nedir sorusunun cevabına götürür mü götürmez mi? Eğer götürmezse o zaman o eş-cinselliği zaten tanımı meçhul insanın bir yerine koyamayız. Bahsettiğiniz eş-cinsellik ne işe yarar? İşe yarar gördüğünüz şeylerin asıl amaçları nedir? Eş-cinselliği kınamak/kınamamak kavramına ulaşan için zaten zihnen eş-cinselliğin kavramı düşer o kişiden..


"eşcinsellik" insan nedir sorusunun can alıcı cevaplarının girişinde duran satır başlarından birisidir,
nefs ve ruh hakkında konuşabilenler bu konu hakkında çok rahat konuşarak sonuca gidebilir,
diğerleri ise sadece "gay bar" muhabbetinde öte gidemez...


 
K

kuzeys

Ziyaretçi
nefs mi ? ruh mu ? hangi dinin terminolojisine göre konuşacağız ? Subjektif ithamlar üzerinden mi gideceğiz. Hiç güleceğim yoktu.. Ayrıca gay bar muhabbetleri fena değildir, "en azından lez barlar öyle" iş politika siyaset bilim ne ararsan döner.. İnsan her yerde insandır. Eş cinselliğin yadırganmasının ve yadsınmasının sebebi toplum terminolojisi ve toplum eğilimleridir. Yani burada mesele insan doğasından çok toplum ve güç ilişkisidir. İngiltere'de 1600 yıllarda kurulan Oliver Cromwell cumhuriyeti'ne bir göz atın isterseniz. I. Charles 'u idam ettikten sonra toplum kurallarını tekrar düzenleme ve yargılama isteği ve çabası ; Kralların gücünü tanrıdan aldığı inancı ve toplumların buna göre şekillendiği gerçeğini açık ve seçik olarak ispatlar. Sadom ve Gomara 'da ilahi bir lanetten çok dünyevi bir yönetimsel beceriksizlik örneğidir. Toplumlar ve devletler tarihten ve insan özgürlüklerinden ders çıkararak acımasız yasalar inanışlar ve töreler oluştururlar. Çünkü mutlak güç ve otokrasi doğası gereği bunu emreder.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
nefs mi ? ruh mu ? hangi dinin terminolojisine göre konuşacağız ? Subjektif ithamlar üzerinden mi gideceğiz. Hiç güleceğim yoktu.. Ayrıca gay bar muhabbetleri fena değildir, "en azından lez barlar öyle" iş politika siyaset bilim ne ararsan döner.. İnsan her yerde insandır. Eş cinselliğin yadırganmasının ve yadsınmasının sebebi toplum terminolojisi ve toplum eğilimleridir. Yani burada mesele insan doğasından çok toplum ve güç ilişkisidir. İngiltere'de 1600 yıllarda kurulan Oliver Cromwell cumhuriyeti'ne bir göz atın isterseniz. I. Charles 'u idam ettikten sonra toplum kurallarını tekrar düzenleme ve yargılama isteği ve çabası ; Kralların gücünü tanrıdan aldığı inancı ve toplumların buna göre şekillendiği gerçeğini açık ve seçik olarak ispatlar. Sadom ve Gomara 'da ilahi bir lanetten çok dünyevi bir yönetimsel beceriksizlik örneğidir. Toplumlar ve devletler tarihten ve insan özgürlüklerinden ders çıkararak acımasız yasalar inanışlar ve töreler oluştururlar. Çünkü mutlak güç ve otokrasi doğası gereği bunu emreder.

senin sahip olduğun terminoloji üzerinden konuşmaya ne dersin???
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
benim terminolojim varoluşçu felsefe içerisinde sınırlıdır. Olayları olduğu gibi kendi doğasında görmek ve kabullenmek kafidir. Sırf devlet ve toplum büyükleri geniş kitleleri yanına katıyor, istiyor diye kutsal kitaplar ahlak yasalarından dem vuruyor diye insanın kendi öznelliği yadsınamaz ve yadırganamaz.
 
M

Mor ve Ötesi

Ziyaretçi
yazdığım yazılarda kutsal kitaplardan bahsettim mi?
var oluşçu felsefe insan nedir? sorusuna cevap verip insan için bir tanım ortaya koyabilmiş mi?
eğer var oluşçu felsefenin insan için,ortaya koymuş olduğu bir tanım varsa ve bu tanım insanı tanımlamayı becerebiliyorsa üzerinde konuşmak isterim,
ancak unutma varoluşçu felsefe dediğin şeyi de ortaya koyan insan denilenlerden bir gurup ve her gurup ve ortaya koyduğu fikirler gibi eleştiriye açıktır...
varoluşçu felsefeyi doğru kabul edip ve bu felsefenin sağladığı gözlüğü takarak başkalarının doğru buldukları ile taktıkları gözlüklere laf söylemek bilimsellik adına sadece boş konuşma olarak isimlendirilir...

varoluşçu felsefeye göre insan eşcinsel ise eşcinseldir (sana göre...),ama aslında böyle değildir,
bunun kutsal kitaplarla ve devlet-toplum büyükleri ilede bir alakası yoktur...
eğer öyle olsaydı ayni inanışta olanlar ile ayni toplum büyüklerinin idaresinde yaşayanların ayni düşünüyor olması gerekirdi,
oysa eşcinsellik inançların açıklamasından,devlet-toplum büyüklerinin ortaya koyduklarından daha büyük bir realite ve tıp denilenin bu günkü seviyesinde sebebini açıklayamadığı bir olgudur...

hadi bu yazdıklarımdan sonra varoluşçu felsefe üzerinden insanı ve varoluşçu felsefenin insanı nasıl tanımladığını konuşalım,
belki o zaman sana eşcinselliğin varoluşçu felsefe ile izah edilemeceğini anlatma fırsatım ortaya çıkar...

 

homoeconomicus

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
17 Eyl 2011
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
63
Tartışmanın yukarılardaki gibi kantar başında kan-ter içinde okkasal olarak tartışılmak yerine selametle muhabbetle yürütülmesi dileğiyle. ))

Duzenleyen - Phi
(Sitemiz harici dis baglantilara yonetim olarak izin vermemekteyiz)
 
K

kuzeys

Ziyaretçi
efendim öncelikle varoluşçuluk hakkında pek bilginizin olmadığını varsayıyorum çünkü varoluşçu felsefe mutlaklar zemini içinde haraket etmediği için kendi yazarları tarafından yoruma açık farklılar içerisinde gelişir.. Spinozadan tutun; dostoveykiye kadar bir çok yazarın ve düşünürün farklı dünya görüşleri ve tanımlamaları olduğu gibi Satre gibi farklı temsilcileri vardır.Sadece Fenomensel (öz ile görünüş arasındaki fark) bakış açıları ortaktır. Ben varoluşçu felsefenin nihilist kanadını temsil ediyorum şahsen.. bkz. Nihilizm Gördüğüm kadarıyla siz bir insan tanımı arayışı içine girmiş debelenip duruyorsunuz.. Aristo İnsanın tanımı gayet açıktır yapmışken engels ve marx 'da bunu yeterince zenginleştirmişlerdir zaten. En ilkel deyimi ile insan baş paramağını kullanabilen alet yapıcı bir hayvandır.. Bunun dışındaki her şey insan zihninin kurgu atölyesinden çıkan varsayımlardır. İnsan düşünceleri nezdinde şekillenen ve gelişen bir varlıktır.

Bir erkeğin erkekle bir kadının kadınla seks yapması* (seks sadece vajinal ilişki değildir), aşk yaşaması insanın biyolojik doğasına aykırı olmadığı için öz itibariyle bu eylem diğer canlıların ki kadar normal bir durumdur. "güdü ve iç güdü - toplum ve birey " ilişkilerini inceleyelim isterseniz.

toplumlar bireylerden şekillenirken
güdüler - içgüdülerden şekillenir.. * ( insanın baş parmağını kullanarak ağaçtan inmesi ve etrafındaki dünyadan etkileşimsel olarak şekillenmesini düşünün - tabi siz dünyayı kadim lahitlerdeki gibi açıklamak isterseniz bu konuyu farklı bir alan taşıyıp tanrının faşizmi* konusuna değinebiliriz. -- * insandaki en ilkel en saf en vahşi duyguların yaratıcısı ve tasarlayıcısından söz ediyoruz.. Bkz. En insancıl günahlar - günah kavramı -- sevap gökten mi inmiştir..)

insan ise düşünceleri ve eylemleri ile şekillenir. Komedi bu ya insan düşünceleri ise yalnız ve yalnız yaşam biçimleri ve koşulları ile şekillenir. Bu yüzden devlet, toplum, aile ve din ilişkileri üzerine olan düşüncenizi bir kez daha gözden geçirmenizi öneririm size.

Sorularınızı kendi kendisinin nedeni olan şeyler ve bir başka şeyin neden olduğu şeyler olarak ayırırsanız ( töz- modus ilişkisi) insan doğasının ve insan kimyasının nasıl şekillendiğini rahatlıkla görebilirsiniz.

Ha birde; Yönetilenler gibi yönetenlerde aynı değer yargılarını paylaşır. Bkz. Bakunin Anarşizm ve toplum -- Sorunuz. Değer yargıları nasıl doğar nasıl oluşur.
 

turko29

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Şub 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
65
hastalık, -ğı
a. 1. Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, çor, dert, sayrılık, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtı 2. Ruh sağlığının bozulması durumu. 3. Bitkilerin yapılarında görülen bozukluk: 4. mec. Aşırı düşkünlük, tutku
Güncel Türkçe Sözlük
hastalık İng. disease
Çeşitli dış faktörlerin etkisi sonucu vücudun bir bölümü veya tamamında normal fonksiyonun bozulması durumu.
BSTS / Su Ürünleri Terimleri Sözlüğü
hastalık İng. disease
Nedeni, vücutta oluşturduğu değişimleri ve iyileşme olanağı bilinen veya bilinmeyen, karakteristik belirtiler ve bulgular dizisiyle kendini gösteren vücudun herhangi bir bölümü, organ veya sisteminin normal yapısı ve işlevlerinin kesilmesi veya sapması, sayrılık, maraz, rahatsızlık,
BSTS / Veteriner Hekimliği Terimleri Sözlüğü
tercih Ar. terc³§
a. Yeğleme:
Güncel Türkçe Sözlük
tercih İng. preference
İktisadi karar biriminin herhangi bir kısıt olmaksızın farklı seçenekler arasında yaptığı sıralama.
BSTS / İktisat Terimleri Sözlüğü 2004

Birtakım etmenlerle canlı organizmasının genel canlı organizmalarının genel prensiplerinden farklı çalışmasına hastalık diyoruz.

Tercih ise seçenekler arasından bir kısıtlama olmadan sıralama yapma işlemine verdiğimiz tanım.

Sokaktan geçen arabaların yarattığı gürültü odamda kitap okumamı engelliyorsa tercihimi değiştirebilirim.
Karnım çok açsa yine kitap okuma tercihimden vaz geçe bilirim.
Okuduğum kitabın içeriğine ve etkisine göre salgı bezlerimin yaptığı salgılama ile istek duyduğum gereksinimi gidermek için okuma tercihimi değiştirebilirim.

Bu tercih değiştirme nedenlerimi çoğaltabilir ve genel prensiplerin bir çok konuda dışına çıkmış olabilirim, genel insan (yada ben)davranışımın dışına çıkan bir tutumla hastalık tanımına uygun bir konuma gelebilirim, buraya kadar hastalık konusu olup olmadığı tartışılabilinir, 5-6 saat yemek yememiş birisinin sevdiği yemeği anlatan bir kitap miğdesinin asit üretmesine neden olarak açlığını hatırlatırken, cinsel içerikli bir dergi okuyanında farklı cinslerde farklı hormonal çalışmalar oluşturarak farklı istekler doğurabilir, sanırım erotik bir kadın resmi ise konu erkeklerde uyandırdığı tepkinin aynısını kadında hormonların farklı çalışması nedeni ile aynı tepki şeklinde oluşmaz.
Sonuçta tercihi etkileyen bir çok faktör vardır, ilk başta oluşumu ile ilgili biyolojik hormonsal yapılanma, bu doğrultuda yaşantısı sürecindeki gelişimine etki eden çevresel algılamalar sonucu kişilik yapısı, ve cevrenin tepkisel dokusu gibi bir çok unsur.
Galiba hepimiz erotik yada porno dergi okumuşuzdur ama bunu hiçbir zaman ailemizin yada arkadaş guruplarımızın içerisinde yapmamışızdır, yapmaya kalkanıda sapıklıkla suçlamışızdır.
Bu açıdan tekrar bakıldığında hastalık tanımında da, tercih tanımında da dış faktörlerin ve iç faktörlerin önem derecesinin yüksekliği kadar tanımlarında zorluğu ortadadır, Bunu normal bir hastalıkla özleştiren aynı zamanda kendisinin de ruhsal bozuklukla değerlendirilmesini kabullenmiş olur. Hormonların yapısal bozukluğundan ve salgılama biçiminden kaynaklanan yaşamın farklı tercih yönlendirmesi, fakat toplumsal baskının bu tercihi özgürce yapmasını engellemesi ruhsal sıkıntılarla esas sorunları yaratmakta, tercihinden dolayı iş bulma toplum içinde yaşama hakkı alınan bu insanların yaşamak için sokaklara düşmesine neden oluşturmakta…
İşte konunun iğrenilmesi gereken yada gerekmeyen yanı burada yatıyor
bunları iğrenilecek hastalıklı (cüzamlı) yaratıklar gibi görüp sokağa düşmek zorunda bırakan anlayışlardan iğrenirim.
Kendini beyaz olarak görüp kızıl derili siyah derili insanları aşağılayan anlayıştan iğrenirim.[FONT=&quot]…[/FONT]



Çok güzel bir konu açılmış ama ne yazık ki konu çığırından çıkarılmış…
Konuyu açan arkadaşa teşekkür etmek ve sabır dilemek istedim…
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
her olgunun çok basit olduğu düşüncesi genel eğilime hakim görülmektedir. ne de olsa genel-geçer bazı düşünce kalıpları vardır ve bu düşünceler egemen olduklarından dolayı yeri geldiğinde sığınılacak limanlardır. ne ben dediğiniz siz ne o ne de öteki dediğiniz kişi/olgu genetik geçmişinden bağsız değildir. ben, sen ve onun genetik gelmişi ile içerisinde bulunduğu zorunlu toplumsal doku arasındaki ilişki nedir? cinsin seksüel değerini belirleyen öge nedir? böyle bir değer var mıdır? insan sadece cinsel bir değere mi sahiptir? sorgulamak gerek...
 

turko29

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Şub 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
65
evet bu sorgulamaları yapabilecek yetkinliğe gelmek ve toplumsal yönlendirmenin olabileceği ve sonuçta mağdurların doğabileceği sorumluluk bilinci ile dikkatli paylaşımarda bulunmak gerekiyor...
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Beynin işlevlerinin ve ruhun doğal yapısının bozulmasının sonucu da rauhsal hastalıklar ortaya çıkmaktadır. Sadece bedensel organizma bozukluğu sonucu oluşmaz hastalıklar. Eşcinselliğin bu beyinsel ve ruhsal bozulmalar sonucu oluştuğuna inandığım sürece eşcinsellere saygı duyarım, hiç sorunum olmaz. Hastalığı küçümsemenin acziyetini her zaman kabul etmişimdir. Hasta olmak ayıp değildir.

Ancak eşcinselliği tercihim bu diyerek savunanlardan ve yaşayanlardan EVET İĞRENİRİM. Töreyle, örfle hiç alakası olmayan bir inanış benim için. Bu da benim tercihim.
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Ancak eşcinselliği tercihim bu diyerek savunanlardan ve yaşayanlardan EVET İĞRENİRİM. Töreyle, örfle hiç alakası olmayan bir inanış benim için. Bu da benim tercihim.
Tabiki mutlaka sizin tercihiniz.Ama nekadar mantıklı ve çağdaş bir tercihtir tartışılır. Gerçi töre,örf, adet diyorsanız ''çağdaş değilsiniz'' dediğimde pek de umrunuzda olmasa gerek :)
 
M

monaliza

Ziyaretçi
Tabiki mutlaka sizin tercihiniz.Ama nekadar mantıklı ve çağdaş bir tercihtir tartışılır. Gerçi töre,örf, adet diyorsanız ''çağdaş değilsiniz'' dediğimde pek de umrunuzda olmasa gerek :)

Tabii ki umurumda değil. Bazıları gibi çağdaş geçineceğime, çağdaş değil, ama aklı başında olmayı tercih ederim.
 

şehrin yabancısı

Sorgucu Üye
Yeni Üye
Katılım
22 Şub 2009
Mesajlar
426
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
52
eşcinselliğe böyle çağdaş olup kabul etmek; veya örf ve adetlere aykırı diye kabul etmeme.birde hastalığa indirgemek.. İnsanın fiziki kimyasının değişimini kabullenmeme. Nasıl bir mantık ve zihniyettir.böyle mahalle karısı ağzı ile gelip felsefe sitelerinde içi boş cümleler kurma bu nasıl birşeydir tanrım... hiçmi birşey anlamamak kendini geliştirememek... Bağnazlık yobazlıkla farkı yok bu gibi düşüncelerin. İki cinsi taşıyan bir insan mı tehlikelidir yoksa böyle bir düşünce güruhunu besleyen sosyal adalet ve düzen mi?. kendilerine doğru diye bir düşünce üretip onun at gözü ile yaşayanlar gerçeğin dipsiz kuyusun da yok olacaklar.bütün eşçinseleri yok edelim…!
 

__tılsım__

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Eyl 2011
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Eşcinsellerin yaşadığı sorunların nedeni hepimiziz. Hepimizi bu sistem zehirliyor. Ancak siz “bazı eşcinseller toplum içinde sorun yaşayabiliyorlar” diyerek sorunu hem hafifletiyorsunuz hem de sorumluları yok sayıyorsunuz. Bu tür yaklaşımlar hayatımızın birçok alanında tehdit olarak karşımıza çıkıyor.
Bir süre önce bir transseksüel öldürüldü. Sırf transseksüel olduğu için. Bu cinayetin katili, onu öldüren kişi değil. Eğitim sisteminde, aile yapısında, çalışma hayatında eşcinsel, biseksüel, transseksüellerin yaşamını değersizleştiren, onların insan olduğunu unutturan sistem ve bu sistemin içimize sinmesine neden olan herkes.
Bir eşcinsel erkek ya da kadın, karşı cinsle yattığı zaman cinsel yönelimi değişmez. “Evlen, çoluk çocuğa karış” tadında yaptığınız bütün tavsiyelerle hayatlarını yanlış yönlendiriyorsunuz. “Eşcinselsen eşcinselsin ama bunu yaşama” demek istiyorsunuz.
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Toplumun eşcinsellere yaklaşımı hakkında bilgi almak istiyorsanız ''İzdivaç Esra Erol - Lezbiyen '' yazın, çıkan ilk videoya girin.Ve telefondaki hanımefendi konuştuğunda Esra Erol'un suratındaki ifadeye bakıp ''Hadi anam başka kapıya'' deyişini bir görün. Yüz ifadesi çok ilgi çekici...Lezbiyen kelimesini ilk defa duyup, kafasına balyoz inmiş gibi...
 

__tılsım__

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
16 Eyl 2011
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
39
Toplumun eşcinsellere yaklaşımı hakkında bilgi almak istiyorsanız ''İzdivaç Esra Erol - Lezbiyen '' yazın, çıkan ilk videoya girin.Ve telefondaki hanımefendi konuştuğunda Esra Erol'un suratındaki ifadeye bakıp ''Hadi anam başka kapıya'' deyişini bir görün. Yüz ifadesi çok ilgi çekici...Lezbiyen kelimesini ilk defa duyup, kafasına balyoz inmiş gibi...

TOPLUMUN BAKIŞI ne yazıkki dogmatik sapmalarla örülü olduğu için yanlış kimin kimle yatıp kalktığının kime ilgi duyduğunun niçin bu denli ilgi çektiğini anlayabilmiş değilim mesela ben burda sizlerle konu paylaşırken akşam kiminle beraber olduğumun ne önemi var ki _?
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
İnsan Olmak...

Subcomandante kadar olamayanlara... (!) :


Cia'in kendisi hakkında çıkardığı eşcinsel dedikodularına cevaben :

"Marcos, san francisco'da bir eşcinsel, güney afrika'da bir karaderili, Avrupa'da bir asyalı,san ysidro'da bir chicano yerlisi, ispanya'da bir anarşist, israil'de bir filistinli, san cristobal sokaklarında bir maya kızılderilisi, neza'da (meksiko şehrinde büyük bir gecekondu bölgesi) bir çete üyesi, (solcu halk müziğinin büyük etkisi olduğu) ulusal üniversite'de bir rockçu, almanya'da bir yahudi, savunma bakanlığı'nda bir halk temsilcisi, soğuk savaş sonrası dönemde bir komünist, galerisi veya mevkii olmayan bir sanatçı, bosna'da bir barış taraftarı, meksika'daki herhangi bir şehrin herhangi bir mahallesinde bir cumartesi gecesi evde yapayalnız bir ev kadını, ctm'de (grevlere şiddetle karşı olan hükümet taraftarı sendika federasyonu) bir grevci, arka sayfalara yer dolduracak haber yazmak zorunda bırakılan bir muhabir, gece saat 10'da metroda yalnız başına bir kadın, topraksız bir köylü, işten atılmış bir işçi, mutsuz bir öğrenci, serbest piyasa ekonomisinin tam ortasında bir muhalif, ne kitabı ne de okuyucusu olan bir yazar ve tabii ki meksika'nın güneydoğusundaki dağlarda bir zapatista'dır."

"Yâni marcos bir insandır, bu dünyadaki herhangi bir insan. marcos; bütün sömürülenler, kenara itilmişler ve ezilen azınlıklar, direnenler ve 'yeter!' diyenlerdir."
 

glsezinrs

Kahin
Yeni Üye
Katılım
12 Ara 2010
Mesajlar
1,358
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
62
Eşcinselliğin kendi "olgusal/biyolojik" yanından çok , sergileniş tarzını dikkate aldık belki...Travestilerin bu anlamda olumsuz katkıları oldu toplumsal belleğimize..Bedenimize rağmen Kadınsı/erkeksi düşünmek ve yaşamak niye bu denli gerdi bizi?Çünkü eşcinselliğin de doğallıktan kopuk yanları afişe edildi bize.Köyde-kentte hangi sosoyal konumda olursa olsun,hiçbir kadın travestinin giyindiği gibi giyinmez, öyle el kol haraketleri ve jargonlar kullanmazken, bunlar kötü bir kadınsı(lık) karikatürü gibi sergilendi bize...Sevgili medyada da yangına körükle gitti eline sağlık.Gerilmemiz ondandır.Ünlü, sanatçı, tuzu kuru olanları alkışladık.Eşçinsel ama...diye başlayıp onu tolere eden diğer vasıflarını saydık döktük.Bir simitçinin, eğitmenin, manavın eşcinsel olmasını yasakladık.Toplumsal ikiyüzlülüğümüz 7/24 işbaşındaydı.Bu arada mutsuz arayışlarında sağlıklı bir cinsel kararlılık sürdüremeyip gelgitler yaşayan, aslında eşçinsel olmayıp da onların direnişlerinden kendilerine pay çıkarmak isteyen "özgür tercihçiler" yedi pastanın kremasını...Kime niyet, kime kısmet?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
İnsanların ne düşündüğünü merak ettiğim bi konu :)

Sizce hastalıkmıdır? Seçimmidir?

Bilimsel olarak bir hastalik degildir, secim olup olmadigi ise, basindan gecen bir olaydan dolayimi yoksa cinsel bir yonelimden dolayi mi olduguna baglidir.

Bilindigi gibi, erkek demek % 60 erkek % 40 disi, disi demek te % 60 disi ve % 40 erkek hormonel dengesi ile belirlenir. Bunun % 50'ser oldugu durumlarda cinsel yonelim her iki tarafa da kayabilir, kisi hetero, homo ya da bisexuel de olabilir.

Insanoglunun kimin ile ve nasil cinsel iliskiye girmesi gerektigi, dogada bulunmaz. Bu bir etik yonlendirim ve yaptirimdir. Burada bilimsel olan ureme olabilmesinin iki farkli insanoglu gorunumu olan erkek ve disinin cinsel iliskisine bagli olmasidir. Ureme disindaki her turlu cinsel birliktelik eger ortada cocuk yoksa, yetiskinlerden her ikisi de (erkek ya da disi) bu cinsel birliktelige razi ise ortada hukuki bir yaptirim yoktur.

O yuzden escinsellik ne bir hastaliktir, ne de bir secimdir. Kisinin cinsel yonelimidir. Bu yonelimin ne kadarinin fiziksel ne kadarinin zihinsel oldugu ise, kisiye, icinde bulundugu cografya ve toplumun bu iliskiye bakis acisina, birey bilincine ve bireyin kendine verilen her turlu cinsel degerlerine, tabularina ve bunlari kendisinin nasil algiladigina ve bu konuda ne dusunup nasil davranacagina karar vermesine baglidir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst