Ateizm

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Din Bilimleri kategorisinde fides tarafından oluşturulan Ateizm başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 19,595 kez görüntülenmiş, 128 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Din Bilimleri
Konu Başlığı Ateizm
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ÜstünKişi
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
O zaman benim buradan anlamam gerekenin numenal yeti olarak bahsettiğiniz yetilerin ve bunu tetikleyen fonksiyonlar zincirinin bir teori olduğu mu? Çünkü bunlar gözlem vermiyor sadece algı.

Hayir. Bilissel bilim numenal yetiyi iki turlu gozlemliyor. Bir beynin icindeki dalga hareketi ile, digeride insanoglunun sosyal ve psikolojik her turlu davranisinin ve dusuncesinin gozlemi ile.
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Hayir. Bilissel bilim numenal yetiyi iki turlu gozlemliyor. Bir beynin icindeki dalga hareketi ile, digeride insanoglunun sosyal ve psikolojik her turlu davranisinin ve dusuncesinin gozlemi ile.

Numenal yetinin beyindeki dalga hareketleri ile bağlantısını gösteren bir kaynak verebilir misiniz? Az önce aradım ama bulamadım, nihayetinde bilmediğim bir şey ile karşılık verdiniz önce ne olduğunu bir öğreneyim.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Numenal yetinin beyindeki dalga hareketleri ile bağlantısını gösteren bir kaynak verebilir misiniz? Az önce aradım ama bulamadım, nihayetinde bilmediğim bir şey ile karşılık verdiniz önce ne olduğunu bir öğreneyim.





 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Verdiğiniz linklerde bir komut hatası var sanırım açılmıyorlar, düzenleyerek tekrar verebilir misiniz? Linklerdeki terimleri aratarak baktığımda sadece blişsel bilimin açıklamalarını buluyorum.

Son link pratik calismalari iceriyor.

Aslinda bu konu buranin konusu degil. Konu ile ilgili uzerinde yazisilabilecek yeni bir baslik actim, ordan devam edebiliriz.

http://www.felsefe.net/psikoloji/74060-insanoglunun-davranisi-uzerine-yazismalar.html#post107834
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42

Bağdat'ın karşı sahilinde oturan Ebu Hanife'nin tartışma saatinde yerini almamış olması, ateistin ve kalabalığın zihninde değişik soruların şekillenmesine neden olur. Herkes merak içindedir... "Neden gelmedi? Gelmeyecek mi? Korktu mu? Delil mi bulamadı? vb. sorular.! İmam Azam, belirlenen saatten bir müddet sonra gelir. ateist, son derece moral kazanmış, gururu daha da artmıştır...

Ebu Hanife, özür dileyerek gecikmesinin sebebini anlatmaya başlar: Karşı sahilden bu tarafa gelebilmek için bir vasıta bulamadım. Beklemeye başladım. Belki bir kayık veya sal gelir de, onunla giderim diye düşünüyordum. O esnada ağaçların birdenbire devrildiğini gördüm. Devrilen ağaçların kendiliğinden kereste, kerestelerin kendiliğinden kayık olduğuna şahit oldum. Yine kendiliğinden bir kürek ve yelkenin vücud bulduğunu gördüm. Sizlere karşı daha fazla mahcub düşmeyeceğimden sevinerek, kayığa atladım. Kayık kendiliğinden beni buraya getirdi...

Ateist ve dinleyenler bu sözlere bir mana veremezler. Tabiatçılığı savunan, herşeyi tabiatın var ettiğini iddia eden tartışmacı, böyle bir olayın, anlatıldığı tarzda gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söyler.

Büyük İmam'ın beklediği de sanki budur...

Tebbessüm ederek şöyle der: "Bir küçük kayığın bile kendiliğinden, yapıcısı ve sanatkarı olmadan meydana gelebileceğini kabul etmediğiniz halde, nasıl oluyor da, bu muazzam kainatın bir yapıcısı, bir yaratıcısı olmadan kendiliğinden vücud bulduğuna inanıyorsunuz? Kainat kainatın değil, Allah'ın eseridir. Bütün bunca belgeler ortada iken, Allah'ın varlığı ile ilgili bir tartışma ve münazara başlatmak gereksizdir.

Kusura bakmayın ancak İmam efendinin milyarlarca yıl ile yarım saat , bilemediniz onbeş dakika içerisinde olabilecekler arasında bir ayrım (olasılık hesabı)yapamamasını, kendisi adına bir talihsizlik olarak gördüm...
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Bu dediğiniz gerçekten doğru ise şayet bu muazzam fonksiyonların gelişimini sağlaması için muazzam düzenli bir evrim süreci gerektirir. Peki bu denli muazzam bir düzene sahip evrimi destekleyen bir delil varmı? İnanın şuan gerçekten böyle bir delilin olup olmadığını bilmediğimden soruyorum, varsa bilgilendirin lütfen. Bana diğer konu başlığı altında bahsettiğimiz konuda ki evrim teorisinden bahsedecekseniz eğer, onun bilimsel olarak kesinliği olmadığında hemfikir olduğumuzu unutmayalım. Ama yinede böyle bir evrim süreci olsada dahi bu sürecin de bir sebebi olmalı ki sonuç olarak evrim olsun.

Ama bence raslantısal bir gelişim ile bu son derece birbirini tetikleyen fonksiyonların birbiri ardına meydana gelip ortaya numenal yeti gibi bir yetiyi çıkarmasını düşünmek sizce ne kadar mantıklı?

Bu bana çok eskilerden duyduğum birşeyi hatırlattı. Bu İmam-ı Azam Ebu Hanife nin bir ateist ile arasında geçen tartışmadan bir diyalog.

...

Bağdat'ın karşı sahilinde oturan Ebu Hanife'nin tartışma saatinde yerini almamış olması, ateistin ve kalabalığın zihninde değişik soruların şekillenmesine neden olur. Herkes merak içindedir... "Neden gelmedi? Gelmeyecek mi? Korktu mu? Delil mi bulamadı? vb. sorular.! İmam Azam, belirlenen saatten bir müddet sonra gelir. ateist, son derece moral kazanmış, gururu daha da artmıştır...

Ebu Hanife, özür dileyerek gecikmesinin sebebini anlatmaya başlar: Karşı sahilden bu tarafa gelebilmek için bir vasıta bulamadım. Beklemeye başladım. Belki bir kayık veya sal gelir de, onunla giderim diye düşünüyordum. O esnada ağaçların birdenbire devrildiğini gördüm. Devrilen ağaçların kendiliğinden kereste, kerestelerin kendiliğinden kayık olduğuna şahit oldum. Yine kendiliğinden bir kürek ve yelkenin vücud bulduğunu gördüm. Sizlere karşı daha fazla mahcub düşmeyeceğimden sevinerek, kayığa atladım. Kayık kendiliğinden beni buraya getirdi...

Ateist ve dinleyenler bu sözlere bir mana veremezler. Tabiatçılığı savunan, herşeyi tabiatın var ettiğini iddia eden tartışmacı, böyle bir olayın, anlatıldığı tarzda gerçekleşmesinin mümkün olmadığını söyler.

Büyük İmam'ın beklediği de sanki budur...

Tebbessüm ederek şöyle der: "Bir küçük kayığın bile kendiliğinden, yapıcısı ve sanatkarı olmadan meydana gelebileceğini kabul etmediğiniz halde, nasıl oluyor da, bu muazzam kainatın bir yapıcısı, bir yaratıcısı olmadan kendiliğinden vücud bulduğuna inanıyorsunuz? Kainat kainatın değil, Allah'ın eseridir. Bütün bunca belgeler ortada iken, Allah'ın varlığı ile ilgili bir tartışma ve münazara başlatmak gereksizdir.
İmam'a Allah'ın yaratıcısınıda soralım bakalım. Ama tabi o ne doğurmuş ne de doğurulmuştur. Sonra da kalkıp, herşey tesadüfmü? diye sormazlarmı.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir Tanrı varmış. Canı sıkılmış(adeta bir insan acizliği içerisinde- ki bu muhteşem, kusursuz bir varlık-), hadi bi melekleri yaratayım demiş. O da yetmemiş bi de insan yaratayım demiş. Sonra şeytanla iddaaya girmiş. Çok heyecanlı bakalım kim kazanacak.

Ne? İnsanları kendisine inanmaları koşuluyla seven bir tanrı ha?
Bu sevgiye inanmayanlara korkunç gözlerle bakan,
tehditler savuran bir Tanrı!
Ne yani!
Her şeye kadir bir Tanrı duygusu saklı kalmak koşuluyla bir sevgi!
Onur duygusunu da,
öcalma susamışlığını da altedememiş bir sevgi!

F.Nietzsche
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
İmam'a Allah'ın yaratıcısınıda soralım bakalım. Ama tabi o ne doğurmuş ne de doğurulmuştur. Sonra da kalkıp, herşey tesadüfmü? diye sormazlarmı.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir Tanrı varmış. Canı sıkılmış(adeta bir insan acizliği içerisinde- ki bu muhteşem, kusursuz bir varlık-), hadi bi melekleri yaratayım demiş. O da yetmemiş bi de insan yaratayım demiş. Sonra şeytanla iddaaya girmiş. Çok heyecanlı bakalım kim kazanacak.

Ne? İnsanları kendisine inanmaları koşuluyla seven bir tanrı ha?
Bu sevgiye inanmayanlara korkunç gözlerle bakan,
tehditler savuran bir Tanrı!
Ne yani!
Her şeye kadir bir Tanrı duygusu saklı kalmak koşuluyla bir sevgi!
Onur duygusunu da,
öcalma susamışlığını da altedememiş bir sevgi!

F.Nietzsche

Madem bu Tanrıyı böyle algılıyorsun, bize inanabileceğin bir Tanrının profilini çiz? ama bunu yaparken varlıga,dünyaya ve insana bakmayı unutma .

Bu soruya bir cevabın yoksa veya cevap vermek istemezsen eleştirin bir yönden eksik kalacak bana göre..

Tanrı yok diyorsanda eğer tesadüf tanrısından(!) bahset bize..eminim çok mantıklı bir yaratıcıdır kendisi...
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Madem bu Tanrıyı böyle algılıyorsun, bize inanabileceğin bir Tanrının profilini çiz? ama bunu yaparken varlıga,dünyaya ve insana bakmayı unutma .

Bu soruya bir cevabın yoksa veya cevap vermek istemezsen eleştirin bir yönden eksik kalacak bana göre..

Tanrı yok diyorsanda eğer tesadüf tanrısından(!) bahset bize..eminim çok mantıklı bir yaratıcıdır kendisi...

Tesadüf Tanrı'sından niye bahsedeyim ? İnananlar dünyanın oluşumunu tesadüfen mi diye eleştiriyorda kendi inandıkları şeye bakmayı unutuyorlar tesadüf konusunda.

İnanabileceğim bir Tanrı profili mi ? Sizin için Tanrı o kadar mutlak ve gerçek ki, Tanrı'nın olmaması seçeneğini göz önünde bile bulunduramıyorsunuz. Evrenin oluşması için bir Tanrı'nın gerekli olacağını zannetmiyorum. Herşeyin sonucunu illa ki ilahi bir varlığa , daha doğrusu açıklanamayan herşeyi bir doğaüstü varlığa atfetmek en kolayı olsa gerek.

Eğer bir Tanrı'dan da bahsedilecekse( yani olağanüstü, kusursuz vb.) her türlü insanı zaaftan(Öç, kıskançlık, tehditkarlık, geriye dönük beklenti vb.) arınmış olması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde çok gülünç oluyor.
 

sakal

Kahin
Yeni Üye
Katılım
8 Nis 2012
Mesajlar
2,000
Tepkime puanı
1
Puanları
38
Kusura bakmayın ancak İmam efendinin milyarlarca yıl ile yarım saat , bilemediniz onbeş dakika içerisinde olabilecekler arasında bir ayrım (olasılık hesabı)yapamamasını, kendisi adına bir talihsizlik olarak gördüm...[/QUOTE]
Sayın Ferdinand Bardamu
O devirde kimsenin atomdan, ışıkyılından,ışık hızından ve çoğaltabileceğimiz pekçok gözlemden bihaber olduğunu gözönünde bulndurur isek imamın böyle basit bir örnekleme ile izahat getirmesi o an için doğru olabilir.Bu günkü anlayışla bu hadiseyi yorumlamak bence yanlıştır diyorum.
 
P

Pyramos

Ziyaretçi
İnanabileceğim bir Tanrı profili mi ?

Tanrı kavramına bakış açınızı /ufkunuzu açmak için sormuştum. yoksa zaten böle bişi olamaz.

Sizin için Tanrı o kadar mutlak ve gerçek ki, Tanrı'nın olmaması seçeneğini göz önünde bile bulunduramıyorsunuz. Evrenin oluşması için bir Tanrı'nın gerekli olacağını zannetmiyorum. Herşeyin sonucunu illa ki ilahi bir varlığa , daha doğrusu açıklanamayan herşeyi bir doğaüstü varlığa atfetmek en kolayı olsa gerek.

Evet Tanrının olmaması diye bir seçenek olamaz. (molla Pyramos yönüm)ama bu benim bunu düşünmediğimden değil diğer ihtimallerin imkansızlığındandır. evet tesadüf demek kolaycı değil oldukça zor bir seçenek olsa gerek:)

Eğer bir Tanrı'dan da bahsedilecekse( yani olağanüstü, kusursuz vb.) her türlü insanı zaaftan(Öç, kıskançlık, tehditkarlık, geriye dönük beklenti vb.) arınmış olması gerektiğini düşünüyorum. Aksi halde çok gülünç oluyor.

Tanrı öc almak istese alır sonrada sana unutturur, o zaman nasıl bir egosal Tanrıdan bahsediyoruz?ya da şu tehdit olayı..hani nerde tehdit !! ortada gerçek bir tehdit yok ayrıca herşeyin sahibi ve hakimi olan bir kudret sence tehdit ediyorsa bile bu nasıl bir tehditdir acaba? İnsanın ve dünyanın formatı Tanrının bir çok özelliğinin kanıtı ve doğrulayıcısıdır.

Nasıl bir Tanrıdan, Tanrı yoktur sonucu çıkarmak öyle kolay değil kısacası..
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Kusura bakmayın ancak İmam efendinin milyarlarca yıl ile yarım saat , bilemediniz onbeş dakika içerisinde olabilecekler arasında bir ayrım (olasılık hesabı)yapamamasını, kendisi adına bir talihsizlik olarak gördüm...

Peki sizce milyar yıl sonra o ağaçlar kendiliğinde keresteye dönüşüp sonrada bir araya gelip kayık olabilecek mi? Ama akıl bunun milyarlarca yıl sonra bile imkansız olduğunu söyler değil mi? Çünkü ortaya bir kayık gelebilmesi için o kayığı yapan bir kişi gerekir. İmam efendi de bunu baz alarak söylemiş. Buradaki talihsizlik nerede?

İmam'a Allah'ın yaratıcısınıda soralım bakalım. Ama tabi o ne doğurmuş ne de doğurulmuştur. Sonra da kalkıp, herşey tesadüfmü? diye sormazlarmı.

Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde bir Tanrı varmış. Canı sıkılmış(adeta bir insan acizliği içerisinde- ki bu muhteşem, kusursuz bir varlık-), hadi bi melekleri yaratayım demiş. O da yetmemiş bi de insan yaratayım demiş. Sonra şeytanla iddaaya girmiş. Çok heyecanlı bakalım kim kazanacak.

Ne? İnsanları kendisine inanmaları koşuluyla seven bir tanrı ha?
Bu sevgiye inanmayanlara korkunç gözlerle bakan,
tehditler savuran bir Tanrı!
Ne yani!
Her şeye kadir bir Tanrı duygusu saklı kalmak koşuluyla bir sevgi!
Onur duygusunu da,
öcalma susamışlığını da altedememiş bir sevgi!

F.Nietzsche

Öncelikle haşa Allah ile mi konuştunuz, dertleştiniz de onun canının sıkıldığını filan öğrendiniz? Eğer böyle bir konuşma geçti ise zaten varlığına inanırdınız, e siz inanmadığınıza göre (yazdıklarınızdan anladığım bu) o halde nerden biliyorsunuz? Şeytanla iddaa dan bahsettiniz? Pardon da bu iddaa yı ilk sizden duyuyorum, oradamıyızdınız da böyle bir şeye tanıklıkmı ettiniz?

Firdinand Bardamu nun söylediği talihsizlik olsa olsa burada olur. F.Nietzsche nin bir sözünü yazmışsınız, gerek F.Nietzsche, gerek siz, gerek başkaları önce bir şeyi karalamaya çalışmadan önce, o şey hakkında bilgi sahibi olun. Bilmediğiniz bir şeyi nasıl karalayabilirsiniz?
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Peki sizce milyar yıl sonra o ağaçlar kendiliğinde keresteye dönüşüp sonrada bir araya gelip kayık olabilecek mi? Ama akıl bunun milyarlarca yıl sonra bile imkansız olduğunu söyler değil mi? Çünkü ortaya bir kayık gelebilmesi için o kayığı yapan bir kişi gerekir. İmam efendi de bunu baz alarak söylemiş. Buradaki talihsizlik nerede?



Öncelikle haşa Allah ile mi konuştunuz, dertleştiniz de onun canının sıkıldığını filan öğrendiniz? Eğer böyle bir konuşma geçti ise zaten varlığına inanırdınız, e siz inanmadığınıza göre (yazdıklarınızdan anladığım bu) o halde nerden biliyorsunuz? Şeytanla iddaa dan bahsettiniz? Pardon da bu iddaa yı ilk sizden duyuyorum, oradamıyızdınız da böyle bir şeye tanıklıkmı ettiniz?

Firdinand Bardamu nun söylediği talihsizlik olsa olsa burada olur. F.Nietzsche nin bir sözünü yazmışsınız, gerek F.Nietzsche, gerek siz, gerek başkaları önce bir şeyi karalamaya çalışmadan önce, o şey hakkında bilgi sahibi olun. Bilmediğiniz bir şeyi nasıl karalayabilirsiniz?
Can Sıkılma Meselesi --> Tanrınızla tanışmışlığımız yahut bir sohbetimiz yok. Olağanüstü bir Tanrı'nın insanı yaratma sürecinden bahsettim. Olağanüstü mükemmel kusursuz bir varlık, insan denen palyaçoyu niye, neden yaratır ki? Hadi yarattın, tapınmayı beklemek ne demek? Tanrı'nın böyle şeylere ihtiyacı var mı? Tapınma isteği? Geriye dönük bir sevgi içinde gördüm kendisi.

İddaa Meselesi -->Tanrı'nın şeytanla hikayesini böyle özetleyebiliriz : İddaa. Yani Tanrı insanı yaratıyor. Meleklere sizden üstün bi varlık daha yaratacağım vb. diyor. Tüm melekler itaat ediyor. Ama Şeytan başkaldırıyor. Madem öyle senin insanlarını caydıracağım bana izin ver diyip cennetten kovuluyor.Tanrı Hodri meydan diyor. Fakat bilki yoldan cayanlar cehennem ateşinde kavuralacaklar cinsinden... Sonra kendini insanları yollarından saptırmaya yöneltiyor.İddaa bundan ibarettir. Ya Şeytan dediğiniz varlık çok aptal, yahut Tanrı ''Yok ol'' dediğince nesnelerin yol olacağı mazeretini unutmuş.
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Can Sıkılma Meselesi --> Tanrınızla tanışmışlığımız yahut bir sohbetimiz yok. Olağanüstü bir Tanrı'nın insanı yaratma sürecinden bahsettim. Olağanüstü mükemmel kusursuz bir varlık, insan denen palyaçoyu niye, neden yaratır ki? Hadi yarattın, tapınmayı beklemek ne demek? Tanrı'nın böyle şeylere ihtiyacı var mı? Tapınma isteği? Geriye dönük bir sevgi içinde gördüm kendisi.

İddaa Meselesi -->Tanrı'nın şeytanla hikayesini böyle özetleyebiliriz : İddaa. Yani Tanrı insanı yaratıyor. Meleklere sizden üstün bi varlık daha yaratacağım vb. diyor. Tüm melekler itaat ediyor. Ama Şeytan başkaldırıyor. Madem öyle senin insanlarını caydıracağım bana izin ver diyip cennetten kovuluyor.Tanrı Hodri meydan diyor. Fakat bilki yoldan cayanlar cehennem ateşinde kavuralacaklar cinsinden... Sonra kendini insanları yollarından saptırmaya yöneltiyor.İddaa bundan ibarettir. Ya Şeytan dediğiniz varlık çok aptal, yahut Tanrı ''Yok ol'' dediğince nesnelerin yol olacağı mazeretini unutmuş.

Bu arada varsayımlar ne denli doğru olabilir? Düşüncelerinizle olanları varsayımlarla yola çıkarak yazmanız (can sıkılması vs.) ne denli doğrudur?
Kesinliği olmayan şeylere inanmaya olan yöneliminiz burada da devrede heralde.

Öncelikle Tanrı nın ne tapınmaya ihtiyacı vardır nede sevilmeye. Tıpkı sizinde söylediğiniz gibi. Zaten konu hakkında bilginiz olsaydı, inanan insanlarında bunun bilincinde ve farkında olduğunu bilirdiniz.

İkinci olarak oradaki olan biten ile ilgili ciddi bilgi eksikliğiniz olduğunu düşünüyorum. Bence önce bu konu hakkında bilgi edinin. Bu arada tabi ki yaratıcı isterse yarattığını yok da edebilir. O son sözünüzü pek anlamış değilim.
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Bu arada varsayımlar ne denli doğru olabilir? Düşüncelerinizle olanları varsayımlarla yola çıkarak yazmanız (can sıkılması vs.) ne denli doğrudur?
Kesinliği olmayan şeylere inanmaya olan yöneliminiz burada da devrede heralde.

Öncelikle Tanrı nın ne tapınmaya ihtiyacı vardır nede sevilmeye. Tıpkı sizinde söylediğiniz gibi. Zaten konu hakkında bilginiz olsaydı, inanan insanlarında bunun bilincinde ve farkında olduğunu bilirdiniz.

İkinci olarak oradaki olan biten ile ilgili ciddi bilgi eksikliğiniz olduğunu düşünüyorum. Bence önce bu konu hakkında bilgi edinin. Bu arada tabi ki yaratıcı isterse yarattığını yok da edebilir. O son sözünüzü pek anlamış değilim.

Peki bilgi eksiğim var. Anlattığım olay burda yazılıdır, kayıttadır. Siz doğrusunu yazında bakalım nekadar fark varmış arada görelim.
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Peki bilgi eksiğim var. Anlattığım olay burda yazılıdır, kayıttadır. Siz doğrusunu yazında bakalım nekadar fark varmış arada görelim.

Öncelik ile konunun yeri burası değil. Sora bana konuları hep saptırarak farklı yerlere çektiğimi söylemenizi istemem. Onun için ilgili bir konu başlığı var ise, yoksa da siz açarsanız, sizi orada güzel bir şekilde bu konu hakkında bilgilendirebilirim.

Burada sadece bir düzeltme yapayım. Allah şeytanı kovarken "Yok ol" dememiştir. Elbette isterse yok edebilir.
Gerçeği bu şekildedir; “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın”(Araf, 13)
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Burada sadece bir düzeltme yapayım. Allah şeytanı kovarken "Yok ol" dememiştir. Elbette isterse yok edebilir.
Gerçeği bu şekildedir; “Şimdi in aşağı oradan. Çünkü senin orada büyüklük taslamak haddine değil! Hemen çık! Çünkü sen aşağılıklardansın”(Araf, 13)
Yok ol dedi demedim zaten. Anlaşılamamış herhalde herneyse. İlgili konuda konuşmak dileğiyle.
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
İlgililere duyurulur : Tehditkarlık ...
Ekli dosyayı görüntüle 906

Sanırım Ana Fikir : Korku

--"Korku beyni felce uğratır. İlerleme cesaretten doğar.
Korku inanır, cesaret şüphe eder.
Korku yere düşer ve dua eder.
Cesaret ayakta durur ve düşünür.
Korku kaçar, cesaret ilerler.
Korku barbarlıktır, cesaret uygarlık.
Korku tanrılara, şeytanlara, ruhlara inanır.
Korku dindir. Cesaret bilim."
/Robert Ingersoll/
 
P

Pyramos

Ziyaretçi

şak şak şak !!! oleyy !!! yaşaaa!!! susma susdukça sıra sana gelecek!!!

Harika sloganlar paylaşmışsın kardeş.. içi boş, çarpıcı, tarafsız (!)

duvar yazısı gibi olmuş maşallah ! 10 üzerinden 10 verdim turu geçtin finaldesin tebrikler !
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Tanrının olmadığını ispatlayamadığı sürece ateizmin bir anlamı yok.

O zaman; sevimli hayalet Casper, diş perisi, şirinler vs. yokluğu ispatlanamadığı için gerçekler yani...
Sanırım şirinleri görmek için biraz daha uslu bir çocuk olmalıyım...
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst