Ateizm

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Din Bilimleri kategorisinde fides tarafından oluşturulan Ateizm başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 19,645 kez görüntülenmiş, 128 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Din Bilimleri
Konu Başlığı Ateizm
Konbuyu başlatan fides
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan ÜstünKişi

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Önemli olan felsefi mesele şudur benim açımdan: Başlangıcı olan herşey yaratılmıştır..Tanrının başlangıcı yoktur, bu sebeple Tanrı yaratılmamıştır..O halde Tanrının başlangıcı yoktur..Başlamamış birşey nasıl var olabilir?..Siz Tanrının başlangıcı yok derken, bu deyiş bir yandan da Tanrı'nın olmadığı anlamına götürmüyor mu kişiyi? Zira başlamamış birşeyin var olduğunu iddia etmiş oluyorsunuz..Bunun için tek argüman "çünkü Tanrıyı biz anlayamayız yahut o bizim bildiklerimiz gibi bir şey değildir" olmamalıdır..Bu dediğim çıkmaz sadece Tanrı için değil başlangıcı olmayan tüm diğer kavramlar için de geçerlidir..bence aşılması gereken felsefi problem budur..Yoksa şu yahut bu bilim adamının kişisel anlamda görüşleri değildir..Bu soruya cevabınız nedir? yhut bu kişilerin bu soruya bir cevabı var mıdır? Başlamamış olmak, ancak şu an var olabilmek mümkün müdür? Bunun Tanrıdan başka (ki bence o da salt bir akıl ürünüdür) bir örneği var mıdır?

Var olan şeylerin bir başlangıcı ve bir sonu vardır..Tanrının bir başlangıcı ve bir sonu yoktur ...O halde Tanrı var değildir..Bu çıkarımı nasıl reddedebiliriz?
 

sheid

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Tem 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Varlık vardır.Bu realistler tarafından kabul görmüştür.Ancak kesin bir tanımı yoktur.Kesin bir tanımı olmayan bir şeyin olup olmadığıda meçhul olabilir.Tanrı varlıktanda öte bir şey.Bir insanla yaratıcının kıyaslanabileceğini düşünmüyorum.Tanrı sonsuzdur evet bir başlangıcıda yoktur.Ama bu var olmadığını kanıtlamaz.Sadece senin varlık tanımına uymaz.
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Ama bu var olmadığını kanıtlamaz
Aslında mantık hatası şurda başlıyor. Tanrı'nın var olduğunu söyleyenler, Tanrı'nın varlığını ispatlamaya çalışmalı. Çünkü birşeyin var olduğu iddaasını ortaya onlar atıyor. Ben bunun varolmadığını kanıtlamak zorunda değilim yani.
 

sheid

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Tem 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
İspatlama gereği duymadım hiç.Çünkü zaten ortada.Bu bir iddada değil başından beri olan bir şeydi.Tolstoy itiraflarım okumanı tavsiye ederim ;) Evet O var her şey zaten ortada.Ben sizden varolmadığını kanıtlamanızı beklemiyorum zaten böyle bir şey yapmanızın olasılık dışı olduğunu biliyorum.Bazı gerçeklerin oyunun bozulmaması için saklı kalması gerektiğinide biliyorum oyunun bir kurucusunun olduğunuda.Yani varolmadığını kanıtlamak zorunda değilim diyorsunuz da bunun için mi sürekli tezler ortaya atılıyor bu konuda?
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Tolstoy - İtiraflarım'ı sanırım 3yıl öncesine kadar okudum. Hala daha başucu kitabımdır. İçinde kendimle alakalı birçok şey buldum. Derinden hissettim adeta Tolstoy'u :)

Herşey ortadaysa, durmak yok yola devam :)
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Varlık vardır.Bu realistler tarafından kabul görmüştür.Ancak kesin bir tanımı yoktur.Kesin bir tanımı olmayan bir şeyin olup olmadığıda meçhul olabilir.Tanrı varlıktanda öte bir şey.Bir insanla yaratıcının kıyaslanabileceğini düşünmüyorum.Tanrı sonsuzdur evet bir başlangıcıda yoktur.Ama bu var olmadığını kanıtlamaz.Sadece senin varlık tanımına uymaz.

Var olmadığını nasıl kanıtlamaz.? Önemli olan nasıl kanıtlamadığının mantıki izahı yoksa kanıtlayamadığının tespiti değil..Bu tespitin dayanak noktası nedir?Bugüne kadar bizzat deneyimlediğiniz şeylerin tamamı bir başlangıç ve sona sahip iken, deneyim dışında olan ve başlamamış olmasına rağmen varolabilen birşeyin varlığının (insanın dışında ve insan yaratımı olmadan) akla uygunluğu nerededir?
 

sheid

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
1 Tem 2011
Mesajlar
69
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
27
Sevindim :) Bazen bazı noktalarda durup düşünmekte gerekiyor tabi herneyse sorun yok o zaman. :)
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Önemli olan felsefi mesele şudur benim açımdan: Başlangıcı olan herşey yaratılmıştır..Tanrının başlangıcı yoktur, bu sebeple Tanrı yaratılmamıştır..O halde Tanrının başlangıcı yoktur..Başlamamış birşey nasıl var olabilir?..Siz Tanrının başlangıcı yok derken, bu deyiş bir yandan da Tanrı'nın olmadığı anlamına götürmüyor mu kişiyi? Zira başlamamış birşeyin var olduğunu iddia etmiş oluyorsunuz..Bunun için tek argüman "çünkü Tanrıyı biz anlayamayız yahut o bizim bildiklerimiz gibi bir şey değildir" olmamalıdır..Bu dediğim çıkmaz sadece Tanrı için değil başlangıcı olmayan tüm diğer kavramlar için de geçerlidir..bence aşılması gereken felsefi problem budur..Yoksa şu yahut bu bilim adamının kişisel anlamda görüşleri değildir..Bu soruya cevabınız nedir? yhut bu kişilerin bu soruya bir cevabı var mıdır? Başlamamış olmak, ancak şu an var olabilmek mümkün müdür? Bunun Tanrıdan başka (ki bence o da salt bir akıl ürünüdür) bir örneği var mıdır?

Var olan şeylerin bir başlangıcı ve bir sonu vardır..Tanrının bir başlangıcı ve bir sonu yoktur ...O halde Tanrı var değildir..Bu çıkarımı nasıl reddedebiliriz?

Burada bizi yanılgıya götüren götüren Yaratıcıyı yaratıklara benzeterek anlamaya çalışmaktır.

E yine mantıksal bir açıdan bakalım o halde. Allah'ı yaratılan bir yaratık olarak düşünen mantık, onu da yaratan birine ihtiyaç duymalı. Bu da aslında bir kısır döngüye sebeb olur ve imkansızdır.

Sonsuza uzayan bu kısır döngüde ki yaratıcıları birinciden başlayarak, sonsuz olarak, yan yana dizer isek. İkinci yaratıcıdan başlayarak, ikinci bir sıra daha düşünelim. Bu halde sonsuza giden ikinci sıra, birinci sıradan bir noksan olacağı için, kısadır. E o halde kısa olana sonsuz denilemez. İkinci sıra, sonsuz olamadığı için, bundan bir fazla olan birinci sıra da, sonsuz olamaz. Yani, bir ucu sonsuza giden yarım doğru düşünülebilir; fakat böyle birşey mevcut olamaz. Sonsuz sayıda yaratıcılar olamaz, sonsuz var olan bir yaratıcı olur. Bu tek yaratıcı, ezelidir, ebedidir, sonsuz olarak vardır. Varlığı kendinden olup, başkasından değildir.

Aslında mantık hatası şurda başlıyor. Tanrı'nın var olduğunu söyleyenler, Tanrı'nın varlığını ispatlamaya çalışmalı. Çünkü birşeyin var olduğu iddaasını ortaya onlar atıyor. Ben bunun varolmadığını kanıtlamak zorunda değilim yani.

Biraz çelişki içindeki bir insan gibisiniz. En nihayetinde evrim teorisi hakkında ortaya bilgi koyarken sizden bunu kanıtlamanızı istediğimde siz şöyle söylemiştiniz;

"Daha da ispatlanmak" ne demektir? Böyle bir saçmalıktan bahsedilemez.

Aslında bana ders vermeye çalıştığınız yazılardan bir ders almanız ne güzel :) . Demek ki ortaya atılan bir bilgi bir olgu var ise bunun kabullenilmesi için ispatlanması gerekir.
 

Kartal

Üye
Yeni Üye
Katılım
28 Ağu 2011
Mesajlar
110
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
33
Biraz çelişki içindeki bir insan gibisiniz. En nihayetinde evrim teorisi hakkında ortaya bilgi koyarken sizden bunu kanıtlamanızı istediğimde siz şöyle söylemiştiniz;
Anlaşılıyor ki, Hâla daha Teori, Hipotez, Kanun , Gerçek kavramları hakkında bilgi edinmemişsiniz. Bu yüzdendir ki ''Daha da ispatlanmak ne demektir'' cümlesini bana karşı kullanmış hissediyorsunuz kendinizi.

Demek ki ortaya atılan bir bilgi bir olgu var ise bunun kabullenilmesi için ispatlanması gerekir.
Sizin için 4.kere tekrar edeyim. Bilimsel anlamıyla bir Teori (Kuram), var olan ve bilinen bilimsel gerçekler kullanılarak, çeşitli durumlar için yapılan kapsamlı açıklamalar demektir. Kısaca bir teori, farklı bilimsel gerçekleri birbirine bağlayarak bir olaya getirilen gerçek ve bilimsel açıklama demektir.

Koyu renkli yerler yeteri kadar açıkmı bilmiyorum.

Şunu da ayırt etmek gerekir. Tanrı ve Evrim arasında kulvar farkı vardır. Evrim ile ilgili çalışılırken tamamen bilimsel gerçekler üzerinden çalışılınır. Tanrı öyle değildir, işin içine bilimle uzaktan yakından alakası olmayan şeyler girer.

Evrim, ispatlanmamış bir teori değildir. Tekrar ediyorum. Teori kavramı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalısınız. Keza tekrar tekrar açıklamaktan yoruldum.
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Anlaşılıyor ki, Hâla daha Teori, Hipotez, Kanun , Gerçek kavramları hakkında bilgi edinmemişsiniz. Bu yüzdendir ki ''Daha da ispatlanmak ne demektir'' cümlesini bana karşı kullanmış hissediyorsunuz kendinizi.


Sizin için 4.kere tekrar edeyim. Bilimsel anlamıyla bir Teori (Kuram), var olan ve bilinen bilimsel gerçekler kullanılarak, çeşitli durumlar için yapılan kapsamlı açıklamalar demektir. Kısaca bir teori, farklı bilimsel gerçekleri birbirine bağlayarak bir olaya getirilen gerçek ve bilimsel açıklama demektir.

Koyu renkli yerler yeteri kadar açıkmı bilmiyorum.

Şunu da ayırt etmek gerekir. Tanrı ve Evrim arasında kulvar farkı vardır. Evrim ile ilgili çalışılırken tamamen bilimsel gerçekler üzerinden çalışılınır. Tanrı öyle değildir, işin içine bilimle uzaktan yakından alakası olmayan şeyler girer.

Evrim, ispatlanmamış bir teori değildir. Tekrar ediyorum. Teori kavramı hakkında daha fazla bilgi sahibi olmalısınız. Keza tekrar tekrar açıklamaktan yoruldum.

Siz zaten benim size anlatmaya çalıştığımı anlamadığınız yahut anlayamadığınız için sürekli hep aynı açıklamaları yapıyorsunuz. Oysa ki ben zaten o açıklarmalarınızda koyu renklerle göstermeye çalıştığınız yerden size soruyu yöneltiyorum.

Bilimsel gerçek; Her bilim adamı tarafından aynı sonuçlarla tekrar edilebilen gözlemlerdir. Yani farklı sonuçların elde edilemediği ve gerçekliği su götürmez bir gerçeklere denir.

Şimdi savunduğunuz teoriyi bir daha düşünün.

Burada bilimin gelişmesi için teoriler üretmeye hakkı yok mudur sorusu gündeme gelebilir.

Akabinde elbette ki bilimin hipotez ve teoriler üretmeye hakkı vardır. Hatta bu hipotez ve teoriler felsefik ve ideolojik referanslarla da üretilebilir. Ancak çok dikkat edilmesi gereken nokta teorilerin bilimsel gerçek olmadığının unutulmaması ve bilimsel gerçeğin sınırlarının korunmasıdır. Eğer felsefik, ideolojik, dinsel ve düşünsel referanslı olabilen teorileri bilimsel gerçek olarak sunarsak insanlığın ortak değeri ve ortak kabulü olan bilime en büyük kötülüğü yapmış oluruz.

Kaldı ki insanlar evrimi eleştirebiliyor, ancak bilimsel gerçeklerin eleştirilme şansı yoktur. Çünkü bilimsel gerçeğin beş duyu organıyla ispatlanma zorunluğu vardır.


Öncelikle bir şeyi yada bir kişiyi eleştirirken karşınızdaki şeyin yada kişinin bilgi yetersizliğini orataya çıkarmak gibi bir sonuca varmak yerine, onun söylemlerini yahut eylemlerini tartışarak üstün gördüğünüz bilgi dehanızla sarssanız daha iyi olmaz mı? Yani sürekli olarak evrim hakkında birşey bilmediğimi, teoriler hakkında birşey bilmediğimi iddaa ediyorsunuz. Oysaki ben bunları bildiğim için evrimi size eleştiriyorum. Ama siz nedense düz zihniyetle eleştirilerime karşılık veriyorsunuz.
 

Ferdinand Bardamu

Kahin
Yeni Üye
Katılım
30 Nis 2012
Mesajlar
1,302
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
42
Sonsuza uzayan bu kısır döngüde ki yaratıcıları birinciden başlayarak, sonsuz olarak, yan yana dizer isek. İkinci yaratıcıdan başlayarak, ikinci bir sıra daha düşünelim. Bu halde sonsuza giden ikinci sıra, birinci sıradan bir noksan olacağı için, kısadır. E o halde kısa olana sonsuz denilemez. İkinci sıra, sonsuz olamadığı için, bundan bir fazla olan birinci sıra da, sonsuz olamaz. Yani, bir ucu sonsuza giden yarım doğru düşünülebilir; fakat böyle birşey mevcut olamaz. Sonsuz sayıda yaratıcılar olamaz, sonsuz var olan bir yaratıcı olur. Bu tek yaratıcı, ezelidir, ebedidir, sonsuz olarak vardır. Varlığı kendinden olup, başkasından değildir.

Evet sizin söylediğiniz de başka bir açmazdır ancak benim söylediğim açmazı, karşısına ikinci bir açmaz koyarak ortadan kaldıramazsınız...Başlamamış bir şeyin var olabilmesinin akla yatkın olmayışı problemi ile bir başlangıç noktası olması gerekliliği problemi söz konusu..
 

fides

Kahin
Yeni Üye
Katılım
15 Şub 2008
Mesajlar
1,694
Tepkime puanı
5
Puanları
38
Kaldı ki insanlar evrimi eleştirebiliyor, ancak bilimsel gerçeklerin eleştirilme şansı yoktur. Çünkü bilimsel gerçeğin beş duyu organıyla ispatlanma zorunluğu vardır.


Öncelikle bir şeyi yada bir kişiyi eleştirirken karşınızdaki şeyin yada kişinin bilgi yetersizliğini orataya çıkarmak gibi bir sonuca varmak yerine, onun söylemlerini yahut eylemlerini tartışarak üstün gördüğünüz bilgi dehanızla sarssanız daha iyi olmaz mı? Yani sürekli olarak evrim hakkında birşey bilmediğimi, teoriler hakkında birşey bilmediğimi iddaa ediyorsunuz. Oysaki ben bunları bildiğim için evrimi size eleştiriyorum. Ama siz nedense düz zihniyetle eleştirilerime karşılık veriyorsunuz.

Susayım diyorum da Bora, "zalımeyler" bilmiyor teorinin anlamını. Gündelik kullandığımız anlamdaki gibi bir anlam içermez "bilimsel teori."Sürekli başa döndürüyorsun konuyu.Daha önce teoriyi evrim konusunda ben de açıklamıştım.İstersen oraya yaz.Konu dağılmaz hem de.

http://www.felsefe.net/bilimsel-makaleler/3714-insan-sempanze-benzerligi-ve-evrim-uzerine.html
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Evet sizin söylediğiniz de başka bir açmazdır ancak benim söylediğim açmazı, karşısına ikinci bir açmaz koyarak ortadan kaldıramazsınız...Başlamamış bir şeyin var olabilmesinin akla yatkın olmayışı problemi ile bir başlangıç noktası olması gerekliliği problemi söz konusu..

Demek istediğim ama anlaşılmayan Yaratıcı ile yaratılan bir tutularak bir cevaba ulaşılmamalı. Yaratıcı nın bir başlangıç noktasının olması gerekliliği neden olsun?

Bakınız İmam-ı Azam Ebu Hanifi ne güzel anlatmış;

1 den önce bir sayı var mıdır?
Sayıları sonuna kadar sayabilirmiyiz? Ne kadar sayabiliriz milyon, milyar, trilyon, katrilyon? Bunun sonu gelmez.
Sayıların bile 1 den öncesi ve sonu olmadığına göre, kâinatı yoktan Yaratan ezeli ve ebedi olmaz mı?
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi


Demek istediğim ama anlaşılmayan Yaratıcı ile yaratılan bir tutularak bir cevaba ulaşılmamalı. Yaratıcı nın bir başlangıç noktasının olması gerekliliği neden olsun?

Bakınız İmam-ı Azam Ebu Hanifi ne güzel anlatmış;

1 den önce bir sayı var mıdır?
Sayıları sonuna kadar sayabilirmiyiz? Ne kadar sayabiliriz milyon, milyar, trilyon, katrilyon? Bunun sonu gelmez.
Sayıların bile 1 den öncesi ve sonu olmadığına göre, kâinatı yoktan Yaratan ezeli ve ebedi olmaz mı?

Aklin yaratici ve yaratan cikmazi bir kisir dongudur. Cunku sonucta her bir yaraticinin bir yaratani ve onun da bir yaraticisi olma durumu vardir.

Burada bir yaratici da aklin karar kilmasi sadece bir tatmindir. Sonucta ilklik, teklik, mutlaklik olarak ne bir yaratici ne de bir yaratan vardir.

Yalniz bunlari ortaya atan kaynak bellidir, o da insanoglunun numenal yetisi olan aklidir.
 
E

evrensel-insan

Ziyaretçi
Sebeb-Sonuç kanununa; göre her şey, başka bir şeyin sonucudur. Peki aklın sebebi nedir?

Akil insanoglu fenomeninin bir organi olan beyin fenomeninin soyutlama fonksiyonlarindan biridir. Genelde kisisel, duygusal ve mantiklidir. Bir yerde kisiye dusunce ve davranis uygulamasi saglayandir. Tatmin olmak durumundadir. Bu yuzden de sorulara cevap arar ve kendince kendini inandirarak bir cevabi dogrular.

Ya da bulundugu cografi toplumsal ve tarihi ortamin dogumdan itibaren verdiklerini bilincaltina alir ve otomatik olarak uygular ya da karsi cikar.
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Akil insanoglu fenomeninin bir organi olan beyin fenomeninin soyutlama fonksiyonlarindan biridir. Genelde kisisel, duygusal ve mantiklidir. Bir yerde kisiye dusunce ve davranis uygulamasi saglayandir. Tatmin olmak durumundadir. Bu yuzden de sorulara cevap arar ve kendince kendini inandirarak bir cevabi dogrular.

Ya da bulundugu cografi toplumsal ve tarihi ortamin dogumdan itibaren verdiklerini bilincaltina alir ve otomatik olarak uygular ya da karsi cikar.

Peki beyinin o akılı oluşturma sebebi nedir?
 

Boraa

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
25 Haz 2012
Mesajlar
45
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
37
Çok güzel, beynimizin numenal yetisi yani fonksiyonu soyutlaması ile beynimiz aklı oluşturuyor. Sorularımdan anladıysanız aklın çıkış noktasını aramaktaydım.

Pekhala o halde beyindeki bu numenal yetinin sebebi ne?
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst