Aşıklara tavsiyeler

bi yerde şu alıntıyı gördüm;

Bir insandan bu kadar nefret etmek ve onun tarafından önemsenmeyi bu kadar istemek aynı anda nasıl mümkün olabiliyordu? Bu iki istek de aynı bedende kendilerine nasıl yer bulabiliyordu? Kim bilir ne acılar çekiliyordu o an içimde ? Ne kavgalar dönüyordu? Nasıl giriyorlardı birbirlerine? Nasıl bir savaş? Korkunçtu mutlaka.

Hakan Günday - Daha

bunun üzerine bende google da bi arama yaptım; Bu sayfa çıktı karşıma; Buradan bi kaç alıntı da hayatın anlamı başlığına eklemek isterim;
Düşünceler mükemmel, ancak davranışlar kusurludur..
Bir insanı sevdiğini düşünmek, ona bunu söylemek ve ardından sarılmakla anlatılamayacak kadar mükemmeldir..

(Sf.31)

Son paylaşımlarını çok beğendim Sanalmanik teşekkürler.. benim iş çok karışık..aslında biraz anlatmaya çalıştım ama içinden çıkamayıp vazgeçtim.. mektup yazmak iyi fikir ama emin ol benim durumuma uygun değil

donkişot' Alıntı:

Son paylaşımlarını çok beğendim Sanalmanik teşekkürler.. benim iş çok karışık..aslında biraz anlatmaya çalıştım ama içinden çıkamayıp vazgeçtim.. mektup yazmak iyi fikir ama emin ol benim durumuma uygun değil

Genişletmek için tıkla ...

teşekkür ederim donkişot;
ben sizin bu üzgün-bulanık karmaşık ya da anlayamadığım halinizi görmekten-uzaktanda olsa ne bilim işte bende anlatamadım vazgeçtim şimdi;
göndermeyin üstadım ama gönderme değerli kardeşim,
ve benim ki bi öneri sadece;
tavsiye idi;

genel bi psikolojik destektir bu yanlış anlama; Kişi hiç açılamadığı annesi ya da babası hatta ölmüş yakınına bile yazabilir, Duyguları ifade etmek dökmek ve kişinin görmesi ve üzerinden geçmesi için, kendisiyle yüzleşmesi-çıkmazları açmazları görmesi ve kabullenmesi-rahatlamış ve boşalmış hissetmesi gibi uzayan bi giderim için sunulan genel yöntemdir ve sıklıkla işe yarar;

Ben benzer bi durum ya da durumlar içinde yazmayı ( ve kendini açıkça açıklamayı-ifade etmeyi) kendim denemiş ve bundan yardım görmüş-hissetmiş olmasam sunmazdım inan; Örneğin en temel yöntemdir, Ne istediğini/duygularını açıklığa kavuşturmak, ve ifade etmek, ve devam etmek çözüm yollarını aramak-kabullenmek ya da elden düşünceden her ne geliyorsa işte;

Sanalmanik;

Bu kız gönlünde başkası varken bana gelmiş Sanalmanik..beni kullanmış ya da bana yaslanmış da diyebiliriz..ve benimleyken tekrar ona dönüp tekrar ayrılmışlar..bunu bildiğimi bilmiyor..halada bana mış gibi yapıyor..beni sevebilirmiş/sevecekmiş/seviyormuş gibi yapıyor.. bana oynuyor ve beni azatta etmiyor yani..

Ben artık hiçbir hamle yapmıyorum..ancak vazgeçemiyorum da..bu da benim ahmaklık hatta alçaklığım belki..

O benim kendisine karşı olan zaafımı biliyor ve benimle oynuyor..bende onu öğrendim diyebilirim.. şeytan diyor sende oyna sahte bir kavuşma yap belki böyle kurtulursun..denemek geliyor içimden ama yapabileceğimi sanmam..

Gözümden düştü ama gönlümden düşmüyor diye bir laf var ya durum biraz öyle..ben bu kız beni gerçekten sevse bile ona inanabileceğimi, güvenebileceğimi ve daha anlatamadığım bir çok sorunu aşabileceğimi sanmıyorum..

Bazen sende yalan ol gerisini düşünme ve yalanı yaşa diyorum ama..ama bilemiyorum işte..

en doğrusu vazgeçmek.. yalana meyletmek istemiyorum..

unut diyorum unut!! hiç hatırlanmadığın gibi unut. (bu da aforizmam olsun )

donkişot' Alıntı:

Sanalmanik;

Bu kız gönlünde başkası varken bana gelmiş Sanalmanik..beni kullanmış ya da bana yaslanmış da diyebiliriz..ve benimleyken tekrar ona dönüp tekrar ayrılmışlar..bunu bildiğimi bilmiyor..halada bana mış gibi yapıyor..beni sevebilirmiş/sevecekmiş/seviyormuş gibi yapıyor.. bana oynuyor ve beni azatta etmiyor yani..

Ben artık hiçbir hamle yapmıyorum..ancak vazgeçemiyorum da..bu da benim ahmaklık hatta alçaklığım belki..

O benim kendisine karşı olan zaafımı biliyor ve benimle oynuyor..bende onu öğrendim diyebilirim.. şeytan diyor sende oyna sahte bir kavuşma yap belki böyle kurtulursun..denemek geliyor içimden ama yapabileceğimi sanmam..

Gözümden düştü ama gönlümden düşmüyor diye bir laf var ya durum biraz öyle..ben bu kız beni gerçekten sevse bile ona inanabileceğimi, güvenebileceğimi ve daha anlatamadığım bir çok sorunu aşabileceğimi sanmıyorum..

Bazen sende yalan ol gerisini düşünme ve yalanı yaşa diyorum ama..ama bilemiyorum işte..

en doğrusu vazgeçmek.. yalana meyletmek istemiyorum..

unut diyorum unut!! hiç hatırlanmadığın gibi unut. (bu da aforizmam olsun )

Genişletmek için tıkla ...

tüm bunlar beni fazlasıyla aşar,
sizin çözümlemeniz gereken şeyler gibi duruyor;
ben sadece platonik/olanaksız hatta belki başlamamış bi şeyler gibi sanıyordum; yaşanmış karmaşalar var ortada, siz bilirsiniz; sen bilirsin; ne diyelim o zaman;
dürüstlük bi şeydir ve benim de ilkem ama bilmiyorum,
umarım kalbiniz geçen iyileşen yaralar tutar ve acısızca tatlıya o zaman ne diyebilirm ki,
çok anlamam ben gönül işlerinden ve becerememde bu durumlardan çıkmayı kendi adıma da,
içine düşmeyi beceririm de çıkış nerde-nasıl onu göremem;
senin yerinde olsam ne yapardım onu da bilmiyorum; ama ben olsam galiba karşı tarafın duygularını/içtenliğini düşünür incitmemeye çalışır kendimi azaba-gazaba bile sokardım belki ama kötüniyet/artniyet - kullanılma olarak yorumlasam sezsem ne olurdu hiç bilemiyorum
yok mu tepelerden sızan bi ışık;
yine de kendinize dürüst olun belki bilmiyorum, kendinizi incitmeyin-kendini düşün ve bilmiyorum ki ben kardeşim senin işin zor görünüyor;

belki de kendini tam karşı tarafın yerine koymalısın kendini ya da açık oynamalısın kozları, sana kalmış;
bilmiyorum işte-sonradan gelecekten baktığında ya da açık dürüst bi iradeyle baktığında ne görmek istiyorsan o belki;
duygular biraz karmaşık şeyler ve başka şeyler; duygular incinir mi? geride belki ve acabalar kalır mı?
ben bunların üstesinden gelebilecek değilken konuşmam boşuna
özgün ve mutlu bi son ya da final dilerim ben sana ve size; ne diyenbilirim ki;

Davranışlar ve şartlar ortadadır [MENTION=4628]sanalmanik[/MENTION]. artık bu mesele benim iç meselem haline geldi bence. herşeyi ortaya döküp etik-dürüstlük gibi değerlerle karşı tarafa yüklenip kırıp dökerek ,suçlayarak ve herşeyi değersizleştirerek bir ego-hırs-deşarj yoluna gitmek zaman zaman içimden gelsede bu yola gitmedim... bu adil değildi ve buna hakkım olduğunu sanmıyorum..bu kendine yontmak olurdu...bu gönül işleri böyledir filozofun dediği gibi iyiliğin ve kötülüğün ötesindedir gerçektende..

**

Kadınların çoğu böyle..neden böyleler bilmiyorum bende herkes gibi Cem yılmazın dediği gibi; bana masum bir kadın gösterin hemen orada bileklerimi keseyim

susasım gelmiyor ama söyleyebilecek sözlerimde yok, ki konuşmak için konuşmayı ya da laf olsun diye laf etmeyi de beceremedik denedikse de bazen;
bilmiyorum işte; sizin kendi dürsütlüğünüz ya da karşı tarafın kendi içinde kendi dürüstlüğü; kendine dürüstülük ve karşı tarafa/taraflara dürüstlük;
bilmeden duyguları ve düşünceleri ve içtenliği, beklentileri ve diğer şeyleri yorum yapmak olanaksız; ama sizin hayatınız ve barışmalısınız belki bi şeylerle ki olağan uzun süreli ya da belki geleceğinizin/şimdinizin yaşamınızın bi parçası/parçaları olan unsurlar; Bi şeyler paylaşıp bölüyorsanız ya da gelecektede paylaşıp bölüşecekseniz; paylaşıp bölüşmeyi umuyorsanız bırakın su aksın yolunu bulsun ama kırgın/küskün/dargın mahkumu oymayın belki bilmiyorum, Sizin seçimleriniz ve çözümleriniz;
Şimdi burdan benim için kolay, Ben bakıp gülüyorum öylece hatta bunu matematik problemi gibi öylece insan hayatında yayılmış bi denklem gibi görüyorum; Çözümü eğlenceli ve öğretici ve geliştirici bile olabilir;

Ben şeyi düşündüm hatta insan acı çekmese, karmaşa yaşamasa hayatı bile sorgulamaz, Örneğin sizin acı-keder-karmaşa üzerine belki Tanrı sorgulamalrınız, VE dedim ki bizi bu itiyorsa sorgulamaya ve düşünmeye bırakalım hayatımızda bu çözümsüzlükler ve zorlukalr da olsun, doğsun-gelişsin; Bak işte dedim ne güzel bizi sorgulamaya-düşünmeye-yanıt aramaya ve bulmaya itti, Geliştirdi-yüceltti bizi; ne diyelim hayırlısı; her şeyin hayırlısı;

yanlış anlamayın, acılarınıza gülüyor değilim; ki bunu asla yapmam;

benim bi tavsiyem olsaydı açıklık ve dürüstlük olurdu yine ama lütfen beni dinlemeyin ve bildiğiniz yapın;
ben olsam bugün öyle yapardım ama geçmişteki ben onu bilmiyorum;

konuşur ya da yazardım, incindiğimi yıprandığımı , duygularımı ve düşüncelerimi bile belki çözümleyemediğimi artık ne istediğimi bile bilmediğimi anlatırdım, bi şeyler olmasını istiyordum belki hala istiyorum ama kırgınlıklarım bunu aşıyor-canımı acıtıyor derdim;
bu ilişkinin sürüp-sürmemesini istediğimi bile bilmiyorum emin değilim derdim, Sana karşı duygularım var evet-düşkünlüğümde var (bi yanım hala istiyor ama ne bilmiyorum ve tam olaraa çözümleyemiyorum belki, kaçan-kurtulup/arınıp gitmek isteyen bi yanımda var derdim) ama bilmiyorum kaçıyorum bunda çünkü beni inciten-kıran ve çözümleyip aşamadığım (göğüsleyemdiğim belki) şeyler derdim ve karşı taraftanda tam bir açıklık ve dürüstlük (içtenlik) beklediğimi fade ederdim;
yani dürsütçe ifade ederdim kendimi ve fazlası işte her ne varsa-oluyorsa bitiyorsa; karşı taraftanda bunu beklerdim-en azından empati;
bilmiyorum, bizim hayattan öğrendiğimiz acıları gideren/aşan tek yol ve çözüm bu; yüzleşmek ve diğerleri;
fazla dürstlük iyi değildir der herkes, bilmiyorum; ben çok inanmam buna; ve karşılığını almazsa çözüm sunar mı onu da bilmem;

bunlar işte içimden gelenler, yazmasam-ifade etmesem bende kalırdı, içimde kalırdı, demek istedim öylece ama dedim ya gönül işlerinden anlamam ben, bu işlere çok karışmam-karışamam da;

Gülme komşuna gelir başınaaa (şaka şaka)

Sonuçta yönetilmesi en zor duygudur aşk. sadece bununla kalsa iyi ama kalmaz. öyle bir duygu ki bu sadece gönül dünyanızı değil iç güdülerinizi-psikolojinizide alt üst eder. hatta adama hayatını bile sorgulatır

Çok tehlikeli bir şey olduğu açık görüldüğü gibi

ancak ben aklın otoritesine bağlı kalmak için müthiş bir savaş veriyorum ve kazanacağım Sanalmanik. sonuçta ben bir rasyonalistim eski günlere döneceğim ,yıkılmadım ayaktayım

donkişot' Alıntı:

Davranışlar ve şartlar ortadadır [MENTION=4628]sanalmanik[/MENTION]. artık bu mesele benim iç meselem haline geldi bence. herşeyi ortaya döküp etik-dürüstlük gibi değerlerle karşı tarafa yüklenip kırıp dökerek ,suçlayarak ve herşeyi değersizleştirerek bir ego-hırs-deşarj yoluna gitmek zaman zaman içimden gelsede bu yola gitmedim... bu adil değildi ve buna hakkım olduğunu sanmıyorum..bu kendine yontmak olurdu...bu gönül işleri böyledir filozofun dediği gibi iyiliğin ve kötülüğün ötesindedir gerçektende..

**

Kadınların çoğu böyle..neden böyleler bilmiyorum bende herkes gibi Cem yılmazın dediği gibi; bana masum bir kadın gösterin hemen orada bileklerimi keseyim

Genişletmek için tıkla ...

Erkekler farklı mı sanki...Sonuçta teselleyi başka kişilerde arayan o kadar çok kişi var ki sanırım erkek sayısı kadından fazladır. Mantık ise "çivi çiviyi söker mantığı ki bu sadece zaman kaybıdır.

Çivinin çiviyi sökemeyeceğini onlarda bilirde kaçmak için yaparlar napsınlar

Aşk duygusu ile akıl arasında derin bir uçurum vardır. aşık kişi o uçurumdan düşerde düşer..bir türlü karşıya geçemez ..olsun düşelim bir kere değil yüz kere düşelim. farketmez. bu durum sizi teslim olmaya götürmesin.

ama; mükemmel aşk mutsuz olacağın kişiyi sevmektir diyorsanız kierkegaard gibi koşun tutkunuzun peşinden

Karşınızdaki kişi sizi sevmediği sürece yapacağınız tüm sevgi/duygu komplimanları aslında boşadır...

ancak mış gibi yapılacaktır size. .. çünkü nerdeyse herkes kendisine ilgi gösterilmesinden /sevilmekten/hayran olunmaktan vb. hoşlanır.

özellikle içinde bulunduğu zamanlarda hayatında biri yoksa (yani vakti var ve ilgi göstereni veya odaklandığı biri yoksa) bu mış gibiler artacak mış mışş gibilere çıkacaktır.

düşme dostum akıllı ol !!! seraptan su istemeye benzer bu ! aslında su mu yok! uyann!! içinin yangınını anlık söndüren serap var sadece.

kestanmis' Alıntı:

Hala aşık olmadıysa eğer psikoloji üzerine, insan tabiatı üzerine bir şeyler okusun. Aşık olduysa eğer geçmiş olsun...

Genişletmek için tıkla ...

..aşık olduysa eğer geçmiş olsun. ya öyle şeyler yaşıyor /yapıyorum ki, bu cümleniz zırt pırt gözümün önünde beliriyor. sanırım harbiden bana geçmiş olsun ya bu nedir ya bu nedir ya !! bana da yazıklar olsun küçük iskenderin dediği gibi

''Gönlüm söz dinlemiyor sevdiğimi ver'' diyor ya şarkı.. söz dinlemeyen neden sadece gönül olsun ki ! bende gönlümü dinlemiyorum o zaman

Aklım,zekam,mantığım ve sezgilerimin ittifakından oluşan kuvvete karşı bakalım tek başına gönül orduları ne yapacak

donkişot' Alıntı:

''Gönlüm söz dinlemiyor sevdiğimi ver'' diyor ya şarkı.. söz dinlemeyen neden sadece gönül olsun ki ! bende gönlümü dinlemiyorum o zaman

Aklım,zekam,mantığım ve sezgilerimin ittifakından oluşan kuvvete karşı bakalım tek başına gönül orduları ne yapacak

Genişletmek için tıkla ...

yok ya olmuyor işte..bu aralar tek başına bozguna uğratıyor beni gönül orduları

bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete uçurumdan düşerken felsefe yapan adam gibiyim

bir kızın tesiri altına girmişseniz ondan uzak durmadıkça /kaçmadıkça bu tesirden kurtuluş imkansız sanırım...

Kim aklıyla mutlu olabilmiş ya da kendini garantiye /güvenliye alabilmiş ki abi, tutkunun peşinden gitmeye değer. cesaret erdemdir

aşkın olduğu yerde felsefe susar

11 sayfa olmuş kendiminkiler de dahil hiçbir tavsiyeye uymadım/uyamadım. kamuoyuna bu bilgiyi buruk bir şekide arz ederim

2 gün boyunca nette aşk hakkında ne kadar bilimsel söyleşi/yazı varsa okudum.

beynin aşkı yaratan hormon ve biyokimyasallarla işgalidir aşk. işgal altındaki beyin gerçeği değerlendirme gücünü kaybediyor. kısacası rasyonalite faydasız. aşk bilime göre takıntısal bir hastalık. çaresi yok ama etkisi terapilerle azaltılabilir . ve aslında aşk sandığımız şeyde aşk değil tutku ve heves. gerçek aşk ; yaşanmışlık emek ve zamanla olabilecek birşey diyorlar katılıyorum. bunlar olmadan aşk dediğimiz şey takıntıdan ibaret.

28 yaşındayım. rasyonel yanı güçlü biriyimdir. ancak şuan aslında istemediğim,ilişkimizde gelecek görmediğim, güvenmediğim ve doğrusal/değersel olarak bazı davranışlarını yadırgadığım biriyle bir beraberlik içindeyim. tam bir kişilik bozukluğu bu. tam bir paradoks.açlık gibi susuzluk gibi yok edilemez birşey. hem normal hem nörotik berbat bir durum.

Şu aşkın bana yaşattıklarına bakıyorum da.. hani demiş ya sokrates kendini bil diye..işte aşık olunca bunu ister istemez yapmaya başlıyorsun..kendini bilmeye başlıyorsun..

kendini bil !!

kendini bil !!!

aşkın dokunuşu,motivasyonu,konsantrasyonu,ekstra enerjisi,yoğunluğu vb içinde ister istemez veya otomatikman kendimi bilmeye çalışırken sonuç hiçte filozofun dediği yerlere çıkmadı..

yırtıcı veya vahşi bir hayvan !!!

kendini bil çağrısının bende ortaya çıkardığı sonuç şu anda bu. yırtıcı bir hayvan !!

bu aşkın bende yarattığı hastalıklı çatışmanın tezahürü olmalı bu sonuç.. bu bir algı çarpıtması olmalı...yoksa sokrates ve takipçileri bende bitmiştir

kadınlarrr kadınlarrrrrrrrrrr !!

orada burada istediğimi yapayım ama şurada (sizin yanınızda) saygı göreyim isterler !!

kadınlarr kadınlarr !! herkes hakkına /hakettiğine razı olmalı. sizin yüzünüzden resmen düşünsel/felsefi anlamda amiyane deyimi ile eksen kayması yaşıyorum lemmm !!

ve anlıyorum ki..veya sanıyorum ki .böyle böyle oluşmuş tarihsel süreçteki erkeklerin kadın karşıtlığı