Aşıklara tavsiyeler

Nefret hüsrana uğramış sevgidir. sözü büyük sözdür özellikle aşk konularında büyük sözdür. aşkın kendisi bir değer değildir. ve aşk duygunuz değerlerinizle girdiği savaşta ilk başta tüm değerleri felce uğratsa da. bu kalıcı değildir. sonunda değerleriniz aşk duygunuzu boğacak ve nefrete dönüştürecektir. aşk duygusunun boğulmaya başlamasının ilk belirtisi aşkın size önceden yaptırdıklarının artık aptalca gelmeye başlamasıdır.

Aslında ilk değerlerinize ters davranışında o kişiden uzak durmak/geçip gitmek gerekir. ancak bunu yapamaz herkes. ben gibi sonrası daha berbat oluyor işte. insanın kendi değerlerine ve aklına ihanetinin bedeli daha ağır sonuçlara götürüyor..bu kaçınılmaz birşey..

Aklın/rasyonalitenin aşk konusunda hiçbir işe yaramaması üzerine düşünmeli..ben düşünüyorum..çok düşündüm ve düşünüyorum..bundan aldığım/alacağım dersleri ömür boyu unutacağımı sanmam..

Önce bu satırlar yerine bir şarkı yayınlamıştım burada maşukayı ahlaken eleştiren..sonra sildim..haksızdım..Aşk adamı bağnaz yapıyor malesef..

Bu da senin şanssızlığın olmalı, böyle karabasan gibi aşk mı olur? Yaşa gitsin, gittiği yere kadar belki de bu kadar sorguladığın için arapsaçına dönüyor. Bir zamanlar ben de aşkım için dağları delerim falan diyordum, şimdi 2 sokak öteye gitmeye hevesim yok Bu zamanların değerini bil tahminen 10 yıl sonra bu hissettiklerini aynı şekilde hissedemeyeceksin. Yaşın ilerledikçe duyguların, tepkilerin de olgunlaşacak ve mantık duygularının önüne geçecek. Şu an her ne yaşıyorsan sorgulamadan ve sonunu tayin etmeden yaşa sadece çünkü zamanla herşey değişebilir. Aşkta çok mantık aranmaz zaten fakat sen baştan bu ilişkiye bir son belirlemiş olduğun için bu kadar acı çekiyorsun. Seni sevmediğine ya da sevmeyeceğine o kadar inanmışsın ki ona hiç şans vermiyor, belki de bu tavırlarını ona da belli ederek kendinden uzaklaştırıyor olabilirsin. Ben kendi çevremde asla sonu olmaz denen ilişkilerin evlilikle sonuçlandığına ve leyla-mecnun misali asla ayrılmazlar denen kişilerin çok çabuk ayrıldığına şahit oldum. Sonu ne olur hiç belli olmaz ancak seninki Çin işkencesine dönmüş, ikinize de yazık biraz rahat ol bakalım zaman ne gösterecek. Tüm forum okurları merakla bekliyordur emin ol, nerdeyse kız arkadaşını bulup yeter artık bu zulme son ver diye yakasına yapışacağız, bize de acıAşktan korkan insanlar oluşacak sayende İyi haberler ver biraz da iyi tarafı yok mu hiç???????Olmalı şayet yoksa da bulmadan yazma!

yaşadığım şey gerçekten çok zor.. tam bir bunalım..kendimi mi suçlayım,onu mu,hayatımı bilemiyorum..fikirlerim sürekli değişiyor..ne desem boş...

@dijital

Aşktan korkacak insanlar olacak sayende demişsin ya, korksalar iyi olur

***

bazen şu başlığın linkini verip , al oku lem beni ne hale getirdin diyesim geliyor

donkişot' Alıntı:

@dijital

Aşktan korkacak insanlar olacak sayende demişsin ya, korksalar iyi olur

***

bazen şu başlığın linkini verip , al oku lem beni ne hale getirdin diyesim geliyor

Genişletmek için tıkla ...

İşin cidden çok zor ve karmaşık görünüyor. Bu durumda seni Aşk Doktoru-Mehmet Coşkundeniz'e havale etmekten başka çare kalmıyor, belki o derdine derman olur.

Şaka bir yana bu kadar stres-endişe ile kendini harap etmekle bir yere varamazsın, gittiği yere kadar gitsin derim. Şöyle mi olur acaba böyle mi diye boş yere kafa yorma çünkü tahminler genelde boş çıkıyor.İlişkini hayatının merkezine koyduğun sürece mutlu olamazsın. Merkezde sen ve çevrende değer verdiklerin olmalı fakat asla saplantıya dönüşmemeli çünkü kaybetmekten korktuğun sürece emin ol bir gün mutlaka kaybedersin.

Geçenlerde Discovery Science'da bir belgesel izledim. Beyin yapımız hayatımızı kontrol ediyor yani duygularımızı, olaylara bakış açımızı v.s. beyindeki farklılıklar belirliyor. Beyinin içinde oluşan nöronlar en çok hangi konuya saplanıp kalırsan o konuda yoğunlaşmaya başlıyor yani kalınlaşıyor ve doğal olarak da o olayın oluşacağı şartları bir şekilde yaratıyorsun. Daha da ilginç olan cinayet işleyen kişilerin beyin yapılarını incelediklerinde işlemeyen kişiler ile arada ciddi farklar olduğu ve katillerin beyin yapılarında aynı bölgelerin aktif olduğu ortaya çıkmış. Bu aktifliğin genetik olarak geldiği kişiler de var sonradan aktifleşen kişiler de...Neye göre aktifleşiyor? İzlediği filmler, yaşam koşulları, dinlediği müzik, ortam v.s. ile bu bölge aktif hale gelebiliyormuş. Bu konuda araştırmalar devam ediyor. Kısacası; ne düşündüğümüz çok önemsizmiş gibi görünse de beyin içinde belli bir aktivasyon sağlıyor ve bu aktivasyonun kalitesini belirleme şansımız var. Odaklandığımız konuları doğru şekilde seçmeyi başarabilirsek yaşamımızı biraz daha huzurlu sürdürebiliriz. Bu ilişkinin sonunun hüsran olacağına inandığın sürece kötü bitmesi için gerekli koşulları farkında olmadan hazırlıyorsun. Üstelik karşı tarafa da bu hissi aktarıyorsun.

Aşkı bilime bağladığım için beni kalpsiz sanma fakat biraz daha gerçekçi çözümler sunmaya çalışıyorum. Beynimizi yönetmeyi başarabilirsek doğal olarak olaylara bakış açımız ve tavrımız da değişiyor. Kısacası; yaşamak istediğin bu ilişkiyi akışına bırakıp biraz başka konularla ilgilenmelisin yoksa saplantı haline gelecek ve hiç içinden çıkamayacaksın sonra da Bakırköy'e ziyaretine gelmek zorunda kalacağız.

Güzel demişsin @dijital. ancak kendimle boğuşsam da değişim mümkün olmadı...hani demişler ya; insan niçin intihar eder; kendini değiştiremediği için.. gerek duygu yoğunluklarında,gerek derin acı ve kederlerde,gerekse egomuzu veya öz saygımızın sert biçimde kıran durumlarda düşüncelerimizi çok fazla kontrol edemez ve değiştiremeyiz.. doğamız böyle yapacak birşey yok..herkesin acı eşiği veya duygusal eşiği tabiki aynı değil aynı düşünce yapılarımız veya bakış açılarımızın farklı olması gibi..

İşyerimi bile değiştirdim..bu ilişki sonlanma noktasına geldi zaten..şimdilerde o ,eskiye göre daha gayretli ama zaten sakat olan ilişkimizin sonu kaçınılmaz..bende duygusal olarak bitiremesem de düşünsel olarak bitirdim diyebilirim. bu kadar acı yeter akışına bırakayım,kazanmaya çalışayım dedim ama olmadı..ha o rahat ona bişi olmaz, o benden kat kat tecrübeli ,o alışmış ayrılıklara ,ona bişi olmaz merak etme

Ya bide ben ; aşk konusunda milletle çok dalga geçerdim (hafife alma babında söylüyorum) ..ettiğim başıma gelmişte olabilir neyse bundan sonra aşığım diyene laf etmem tövbeee.

Aşk bir ızdırap demiş ya Zara aynen öyle uzak durun,aşkı övenleri dövün tavsiye edenleri düşman belleyin

[MENTION=4198]donkişot[/MENTION] İş değiştirecek kadar hayatını etkilemişse zaten bir an önce bir karar verip, uygulaman gerekiyor ki anlaşılan karar verilmiş, uygulama aşamasındasın. Çok zor bir durum gibi görünüyor, en kısa sürede atlatmanızı dilerim.

İntihar konusunda ise yine beyin aktif rol oynuyor. Kişi kendini değiştirememekten öte beynini kontrol edemiyor ve sürekli mutsuzlık, depresyon sonucu yaşamına son vermeyi deniyor. (Araştırmalar depresyonla ve intihar ile nörotransmiter adı verilen beyin kimyasalları arasında bir bağlantı olduğunu göstermektedir.Serotonin gibi belli bazı kimyasallarınızın düzeyinin düşüşü intiharı kaçınılmaz kılıyor.-Alıntı)

Senin bu yazdıklarını okuyan tedbir alır zaten merak etme!Bu durumu aşmanın hiç kolay olmayacağını tahmin ediyorum, başlık katılımcı ve okuyucuları olarak dualarımız seninlebol şans...

[MENTION=4324]dijital[/MENTION]

İyi dileklerin için çok teşekkürler..

bu bir vazgeçiş değil kabulleniş oldu..

Gözden ırak olan gönülden ırak olacaktır umarım..en kuvvetli formülü atalarımız söylemiş

Hakkınızda hayırlısı olsun ne diyelim...Bu arada dün gece Medcezir dizisinde Mira ile Yaman'ın ayrılık düeti çok güzeldi, bu vesile ikinize armağan olsun ve senden ona, ondan sana ve tüm ayrılanlara


[video=youtube;q8NmvVeL00Y]https://www.youtube.com/watch?v=q8NmvVeL00Y[/video]

Mantık dışı bir arzu ile aklınız ve ilkeleriniz arasında kapanmaz bir uçurum vardır.



Bu mantık dışı arzuya bir kere kapılırsanız.. kalbin karşıda gözlerinin önünde yanarda yanar..

ama sen uçurumu geçip ona yardım edemezsin..

anca karşıdan üflersin

**

Bu neden böyledir bilmiyorum. ama koskoca filozofları bile. O erdemli olmayı seven ,erdemleri ile övünen filozofları bile ..bir anda komik karakterlere dönüştürdüğünü biliyorum..

Bazen bittiğine değil, verdiğin değerin boşa çıktığını gördüğün için ağlarsın...

Bazen bittiğine değil, yarınların hayalini onsuz kuramazken, onun bir başkasına ‘hiçbir şey yaşanmamış’ gibi dokunacak kadar ucuz olduğuna ağlarsın...


Bazen yarım kaldığına değil, doğru sandığın yalanlardan inşa edilmiş koca bir yanlıştan ibaret olduğuna ağlarsın..

***

1,5 yıllık eşi tarafından aldatılan ve boşanan bir iş adamının instagram hesabında yazdığı sözler bunlar. gerçekten çok büyük bir acı. Allah yardımcısı olsun..

Hani şimdiki zamanda aşk yalan ,sevgi yalan diyoruz ya... Oscar Wildenin söyle bir sözü var

Başka birinin sevmeyi bıraktığı bir insanın duygularında her zaman saçma bir şey vardır.

Evet. aslında etrafımız hep gönül yarası almış kişilerle dolu. bu yarayı bir kere alanlar artık ister istemez güvensizleşiyor ve gaddarlaşıyor..
Aşk neymiş ya sevmek neymiş ya diyenlerin birçoğu birilerinden darbe yemiş insanlardır..ve ister istemez savunma mekanizmaları geliştirirler..

İlişkilerde aslında herşeyin sebebi basittir..tüm terkedişlerin ,hatta tüm ihanetlerin sebebi oldukça net ve basittir..ama bu ikisinide yapanlar bu basit nedeni asla söyleyemezler..hep yalan söyler,süsler ve karmaşık hale getirirler.. böyle yaparak kendimizce basit görünmemeye çalışırız..aslında basitizdir..insan kendi kendini kandırdığı kadar hiç kimseyi kandırmamıştır şu hayatta..sonrada hayat ve ilişkiler zorlaşıyor işte ve kandırmacalar sarmallaşıyor belkide dünyadaki en büyük sistem insanların kandırmaca sistemidir

Googleye sözleri arattımda Mehmet Ali Kılınç'ın ''yalnızca yalnızım'' adlı kitabında alıntı yapmış bu sözleri o işadamı.. ee napalım bu ifade işlerini yalnızca edebiyatçılar yapabiliyor, bizlerde onlardan yardım istemek zorunda kalıyoruz...

aşk şeyleri en olmadıkları biçimde görmektir. demiş nietzsche. O'nu harbiden en olmadığı biçimde görmüşüm sanırım.. ona olan saygımın azaltması kendime olan saygımının da azalmasına yol açıyor. ne kadar aptalmışım diyorum. bencilce ,arsızca işler yapıyor. sanırım bencillik arsızlığı tetikliyor. bencil insanların sevgisi bile sevgiden sayılmaz belkide..

yanıltıcı aşk görüp kabul etmemektir, gerçek aşk ise sevgiyi görmektir; aşk asla bencilce yaşanmaz.

Nejdet Evren' Alıntı:

yanıltıcı aşk görüp kabul etmemektir, gerçek aşk ise sevgiyi görmektir; aşk asla bencilce yaşanmaz.

Genişletmek için tıkla ...

Sebeplere bağlı sevgiden bahsedersek fayda ve bencillik ekseninden kopamayız,sebepsiz sevgiden bahsedersek bunu da açıklayamayız.
evet kabullenemedim bazı şeyleri ve benim sevgim fiyasko çıktı. ama sevgi neydi ki, benim sevgi konusunda aklım karıştı.(akıl belkide bu konularda beş para etmezdi) insanın sevgi için kendinden herşeyden vazgeçmesi demek bu sözleriniz. bu mümkün mü? bu mümkünse bunu yapabileni yüce ilan etmek etmeli. sevgiyi hep yüceltmemizin sebebi de bu olmalı. sevgi hep yüceltilir. ama ben şimdilerde sevgimin hiçte yüce olmadığını gördüm ve hüsrana uğradım. belkide gerçekten sevmemiştim. ama gerçekten sevmek neydi ki? bilmiyorum...

donkişot' Alıntı:

Sebeplere bağlı sevgiden bahsedersek fayda ve bencillik ekseninden kopamayız,sebepsiz sevgiden bahsedersek bunu da açıklayamayız.
...

Genişletmek için tıkla ...

sevgi özneldir, bu da onun sebepsiz olmayacağını gösterir; her sevgi bir sebebe dayanır...ancak, ben-merkezli sevgi öz-seviciliğine işaret etse de aşka işaret etmez; aşka dair ben-merkezli olmayan sevgi öz sevginin aşkın durumudur; aşkınsal sevginin muhatabı/karşı tarafı, herhangi bir canlı ya da nesne olabilir; biz burada iki cins arasındaki ya da insanlar arasındaki sevi/aşktan söz ediyorsak bu sevgi kendinden vazgeçmeyi değil o/n/lar için var olmayı gerektiren bir sorumluluğa dayalı bir sevgidir...

sevgili [MENTION=4198]donkişot[/MENTION] dostum şöyle baştan sona konuyu tekrar okuyunca evreleri,sorguları,cevapları ,sonuçları gördükçe aşkın yıkıntılarından bir bilgelik öğrencisinin çıktığını görüyorum.Büyüyor değil mi insan tecrübe ettikçe ..
sayın @Nejdet e katılmamak mümkün değil; yıkan ve yıkılabilen şeyin adına aşk denmemeli.Bir bütün olarak aşk öznesine bakıp hüsnü kabul ile ona dair onun için iyiler düşündüğümüzde gerçek olgun aşktan bahsedebiliriz sanıyorum.
Öznenin uyumsuzluğunu keşfedip,büyüsünün bitişini seyredebildiğimiz şey bizim ihtiyacımızın isteklerimizin arzularımızın yansıması ,tatminin sağladığı bir son.Ve sanırım aşk bu değil.Yada öyle efsanevi aşk lardan değil.Bir önemide yok aslında bunların,öz benim sensin senin ne hissettiğin çünkü sen olmazsan duygunda yok etkileşiminde.Her acı gibi kalan öğretici yanları kucaklayıp bir sonraki yaşantıda daha az canını yaktırmak olabilecek tek çare dilek sanırım.
Hayırlısı olsun iki taraf içinde..