Forumumuza Hoş Geldiniz

Hoşgeldiniz. Ücretsiz içerikler ve özel hizmetler sizi bekliyor. Hemen üye olun!

30 Kasım - 06 Ekim Tartışma Konusu : Günümüzde Varoluşçuluk mümkün müdür?

Günümüzde Varoluşçuluk mümkün müdür?

  • Mümkündür

    Oy: 1 50.0%
  • Değildir

    Oy: 1 50.0%

  • Kullanılan toplam oy
    2

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
28 Mar 2019
1,322
266
83
Uzun uzadıya bir konu yeteri vaktim yok fakat kısaca sunu söyleyebilirim insan dogdugundan hayatını sonlandırdığı noktaya kadar hayatı deneyimleyerek öğrenmeye başlar insan dogdugundan çok farklı bir kimlik içerisinde olması varoluşsal sebeplerdendir insan göründüğü gibi değil kendini geliştirdiği gibi görünür

Bu gelişim kişilik envanterinden tutunda ortaya sunduğu real görünüşüne kadar bir çok süreçte kendini gösterir o yüzden kişinin gelişimi tamamiyle kişinin sunduğu akredite ile ilgilidir diyebilirim.

Böyle.
 

kış güneşi

Yeni Üye
11 Eyl 2013
36
21
8
45
Uzun uzadıya bir konu yeteri vaktim yok fakat kısaca sunu söyleyebilirim insan dogdugundan hayatını sonlandırdığı noktaya kadar hayatı deneyimleyerek öğrenmeye başlar insan dogdugundan çok farklı bir kimlik içerisinde olması varoluşsal sebeplerdendir insan göründüğü gibi değil kendini geliştirdiği gibi görünür

Bu gelişim kişilik envanterinden tutunda ortaya sunduğu real görünüşüne kadar bir çok süreçte kendini gösterir o yüzden kişinin gelişimi tamamiyle kişinin sunduğu akredite ile ilgilidir diyebilirim.

Böyle.
insan aslında kimliksiz doğar.Sanırım en büyük yanılgı bu.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
Özel Üye
7 Ara 2013
6,615
504
113
Varoluşçuluğun tam bir tanımını ve mümkün olmasını ne demek olacağını bilmiyorum ancak anladığım kadarıyla "Varoluşçuluk" son bir kaç yüzyılda modern batıda (bireysel özgürlükler ve liberalizmle birlikte) gelişen ve yükselen bir felsefe akımı ve felsefenin bilindik doğa, varlık gibi kavramlarını (hatta belki de ontolojiyi de çok derinlemesine girmeden) bir kenara bırakıp bireyi ve onun varoluş bunaltısını esas alan bir anlayış sanıyorum.
Faucolut; "insan kavramı 19. yüzyılda icad edilmiştir" diyor. Sanıyorum ki, Varoluşçuluk kendi kapsamında bu insan öznesi ile ilgileniyor.
 

Laodikya

Yeni Üye
19 Eyl 2019
18
22
3
Varoluşçuluk ilk olarak Hegel'in toplumcu felsefesine, bireyi kavramsal kılmasına karşı olarak 19. yy da çıkmıştır ama o zamanlar çok zayıftı. Özellikle 20. yy da doğu ile batının ayrılması; doğu da klasik Marksizm varken batı da bireycilik yükselmeye başlamasıyla bu akım çok güçlenmişti. Özellikle küçük-burjuva ideolojilerinin batıda yükselmesi ise Sartre, Heidegger gibi isimler doğudan kopan batı felsefesini bireyciliğinin bir yansımasıydı. Ama o dönemki bireysellik Foucault'tan farklı olarak daha militaristti. Dolaysıyla ne küçük burjuvazi yükselişte günümüzde çünkü zengin ile fakir arsındaki fark artıyor ne de militarist sistemler olmadığına göre varoluşçuluk biraz zor görünüyor günümüzde. Ama yine de insanlığın gitgide yalnızlığa sürüklendiği bir gerçek gibi duruyor sanki...
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
28 Mar 2019
1,322
266
83
insan aslında kimliksiz doğar.Sanırım en büyük yanılgı bu.
Üzgünüm size katılmıyorum her insanın aslında birer kimliği vardır ve var olduğu esas kimliği ise hayatın doğduğu anda kendine biçmiş olduğu roldür ve bu rolün ismide yaşamın kendisidir..Bununla birlikte DNA zincir sarmalındaki doğuştan elde ettiği kimlik bilgileride cabası diyebilirim..

İnsanın hayatı deneyimleyerek öğrenmeye başlaması aslında var olan kimliğinin yeniden düzenlenmesi anlamına geliyor aslında bizler farkında olmadan kimliğimizi bir çok kere değiştiriyoruz ve bu kimlik değişiminde sınır yok insan deneyimledikçe sürekli yeni değerler ve olgular elde edecek ta ki bu süreç olgunluk ve erişkinlik doyum noktasına gelesiye kadar devam edecek..

Olgunluk ve erişkinlik devresinde insan hayata dair kazanımlarını artık bir kenara bırakacak artık topladığı meyvaların keyfini yada cefasını sürecek o yüzden varolmak aslında varlık savaşının temel sebeplerindendir İnsan savaştıkça kaybetmeyi yada kazanmayı öğrenecek insan mücadele verdikçe yeni kimlik ve yeni anatomiler ortaya çıkarmış olacak ve her çıkarımından yeni tez ler ortaya dökecek işte bu noktada tecrübe ve birikim insanın esas kazanımları olacak diyebilirim.

Böyle.
 

kış güneşi

Yeni Üye
11 Eyl 2013
36
21
8
45
Üzgünüm size katılmıyorum her insanın aslında birer kimliği vardır ve var olduğu esas kimliği ise hayatın doğduğu anda kendine biçmiş olduğu roldür ve bu rolün ismide yaşamın kendisidir..Bununla birlikte DNA zincir sarmalındaki doğuştan elde ettiği kimlik bilgileride cabası diyebilirim..

İnsanın hayatı deneyimleyerek öğrenmeye başlaması aslında var olan kimliğinin yeniden düzenlenmesi anlamına geliyor aslında bizler farkında olmadan kimliğimizi bir çok kere değiştiriyoruz ve bu kimlik değişiminde sınır yok insan deneyimledikçe sürekli yeni değerler ve olgular elde edecek ta ki bu süreç olgunluk ve erişkinlik doyum noktasına gelesiye kadar devam edecek..

Olgunluk ve erişkinlik devresinde insan hayata dair kazanımlarını artık bir kenara bırakacak artık topladığı meyvaların keyfini yada cefasını sürecek o yüzden varolmak aslında varlık savaşının temel sebeplerindendir İnsan savaştıkça kaybetmeyi yada kazanmayı öğrenecek insan mücadele verdikçe yeni kimlik ve yeni anatomiler ortaya çıkarmış olacak ve her çıkarımından yeni tez ler ortaya dökecek işte bu noktada tecrübe ve birikim insanın esas kazanımları olacak diyebilirim.

Böyle.

Ben de üzgünüm tam anlatamadan , tek bir cümle ile yazdım.. sözler beynimin içindeydi aslında..Kimliksiz doğardan kastım sizin dediklerinizle esdeğer olan genetik ve yaratım kodlarıydı..

Bir dini , bir korkuyu, bir önyargıyı bilmeden gelip sonradan kendine edindiği kimlik yada kımlıklerdi bahsetmek istediğim.
Benim "kimliksizliğim" ise çevresel , ailesel , öğretilerle kabuk kabuk olan insandı..

Doğumdan itibaren geçirilen safhalarda, geliş kodlarını , içinde var olanı keşfedemeyip , kendinen bir enkaz yaratmayı basarıyor zaten..
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
28 Mar 2019
1,322
266
83
Ben de üzgünüm tam anlatamadan , tek bir cümle ile yazdım.. sözler beynimin içindeydi aslında..Kimliksiz doğardan kastım sizin dediklerinizle esdeğer olan genetik ve yaratım kodlarıydı..

Bir dini , bir korkuyu, bir önyargıyı bilmeden gelip sonradan kendine edindiği kimlik yada kımlıklerdi bahsetmek istediğim.
Benim "kimliksizliğim" ise çevresel , ailesel , öğretilerle kabuk kabuk olan insandı..

Doğumdan itibaren geçirilen safhalarda, geliş kodlarını , içinde var olanı keşfedemeyip , kendinen bir enkaz yaratmayı basarıyor zaten..
Öncelikle Felsefe.net e Hoşgeldiniz derim paylaşımlarınızı her daim bekleriz inşallah...

Eş değer yazılarda olmak ayrı bir güzellik diyelim.(y)

Evet doğarken aslında bir dini bir kokuyu bir önyargıyı bilmeden dünyaya geliyoruz aslında dünyaya gözlerimi açtığımız andan itibaren ne ile karşılaşağımızı gerçekten bilmediğimiz bir yerde oluyoruz doğarken korumasız ve çaresiz olarakta gözlerimizi açtığımızı söyleyebilirim...

Fakat şu var bizler büyümeye başladıkça deneyimlemeye başlıyoruz deneyimledikçe bilgi birikim ve tecrübeler elde ediyoruz tecrübe ettikçe deneyimleyerek yaşamaya başlıyoruz bu haz süreci doyumsuzluk ve tadımsızlık anına kadar devam ediyor Bu süreç ise insanın genelde elden etekten çektiği ileri yaşlılık dönemine denk geliyor olması oluyor

Doğumdan itibaren aslında her insan mahsum doğuyor ve mahsum doğan insan büyüdükçe hata işlemeye başlıyor ve mahsumluğu ortadan kalkıyor sadece insan için örnek verirsek yanlış olur dünyada yaşayan diğer canlı türleride gözlerini dünyada açtıgında açlık hissini yaşıyabiliyor ve yaşamak için mücadele vermesi gerektiğini bilebiliyor...Genetik kodlarında bazı hayvan türleri doğuştan öğretilerle doğabiliyor..

Mesela
Bir kedi dışarıda ihtiyacını gidermeden evvel topragı eşeliyor sonrasında ihtiyacını karşıladıktan sonra eşelediği toprak ile orayı kapatıyor...dogasal içgüdüsel öğretiler diyebilirim..

Yeni doğan bir bebek konuşmayı bilmiyor ama aç olduğunda ağlayarak karnını doyurmasını bilebiliyor yada hasta oldugunda sürekli ağlayarak bir sorun olduğunu anlatabiliyor bunlar içgüdüsel öğretiler olabiliyor

Aslında insanın genetik kodlarında saklı bir çok yeteneği var fakat her insan bu yeteneği açığa çıkaramayabiliyor ben şuna çok inanıyorum her insanın hemde her insanın bir yeteneğinin mutlaka olduğudur işte bu aşamada insanların yetenek ve kabiliyetlerini iyi keşfetmeleri gerekiyor bunun içinde insanların deneeyimlemesi ve öğrenmesi gerekiyor..

İnsanlar deneyimleyerek birikim ve neticesinde tecrübe edinmiş olacak olmasıdır Dünya hayatında akan bir süreç vardır bu sürecin adı da zamandır Zaman içerisinde insan büyüdüğü gibi gelişim ve ivme gösterir fakat benim inandığım bir husus daha var bu hussuta kader seçim duraklarında insanların doğru seçimi yapıyor olması gerektiğidirr bazen kader seçim duraklarında yanlış seçimler yaparsak bir sonraki kader seçim duragına kadar o süreci yaşamak olduğumuzdur..

İnsan doğduğunda hayata yaşama iç güdüsüyle önde başlar çünkü dünyadaki tüm canlılardan daha farklı insanın akli iradesi ve düşünüp üretme yetileri vardır ki bu da insanı dünyada üstün ve özel kılmış olmuş olmasıdır

Dini değerler açısından bakarsak..
Aslında insan bal arıların bal yapmak için aldığı çiçekler gibidir İnsanın çiçekleri ne kadar güzel tohumla sümbüllenirse ne kadar güzel suyla beslenirse insanın hayata verimi ve bakış açısıda bir o kadar değerli olabiliyor..

Hayat çok zor dünyada mücadele vermek çok zor aslında bu zorlukları oluşturan yinee biz insanlarız.. Düşüncelerimizi negatiflikten uzaklaştırmak gerekir Düşüncelerimizi tamamiyle pozitif bir bakış açısıyla bakmaya çevirdiğimizde aslında insan için hazırlanmış ve sunulmuş muhteşem bir dünya içerisinde yaşamış olduğumuzu göreceğiz ve bizle birlikte hayat bulan canlıları ve hayvan türlerinide yaşam şekillerinide farketmiş olacağız o yüzden bakmak ve görebilmek için bazen insanlar olarak görebilmeyi denemek gerektiği ve gerçekten istemek gerektiği ve deneyimlemeye devam etmek gerektiğini düşünmekteyim..

Hayata olumlu bakabilirsek hayata ve yaşama çok şeyler katabiliriz kanaatiindeyim..Genetik kodlarımızda doğustan var olan sevgi acı uzuntu kaybı sevınc mutluluk gıbı bır çok degerler var önemli olan etkin ve radikal kullanabilmeye çalışmaktır diye düşünüyorum...Bilmem belki ben yanlış düşünüyorumdur bilemem.

Böyle.
 
Son düzenleme:

kış güneşi

Yeni Üye
11 Eyl 2013
36
21
8
45
Tesekkur ederim..Aslında eski felsefe net zamanlarında bayaa bir eğlenmiştim buralarda..:)
yıllar sonra tekrar , belki uzun belki daha sonraki yıllar için bir merhaba demek geldi..

Saf bir sekilde gözümüzü açıp, ruhumuzu saf koruyarak belki , koruyamayarak süreci tamamlıyoruz..süreç uzun gözükse de , hayat kimilerine göre bir nefes alma ve verme süresi kadar da hızlı ama bir okadar da güzel..

yazdıklarınızda ki tüm olumlu olma, ve güzel gözle ve öğrenerek bakma süreçleri ise hayatımız , kendi zaman dilimimizde yasanır kılmaya yarayan estrumanlar gibi bakıyorum..
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
28 Mar 2019
1,322
266
83
Tesekkur ederim..Aslında eski felsefe net zamanlarında bayaa bir eğlenmiştim buralarda..:)
yıllar sonra tekrar , belki uzun belki daha sonraki yıllar için bir merhaba demek geldi..

Saf bir sekilde gözümüzü açıp, ruhumuzu saf koruyarak belki , koruyamayarak süreci tamamlıyoruz..süreç uzun gözükse de , hayat kimilerine göre bir nefes alma ve verme süresi kadar da hızlı ama bir okadar da güzel..

yazdıklarınızda ki tüm olumlu olma, ve güzel gözle ve öğrenerek bakma süreçleri ise hayatımız , kendi zaman dilimimizde yasanır kılmaya yarayan estrumanlar gibi bakıyorum..
Rica ederim..Zaman su gibi akıp geçiyor sanal ortamlara bende 2008 li yıllarda ilk geldiğimde çok çekingen biriydim birşeyler yazdığımda acaba yanlış anlaşılırmıyım diye çekiniyordum çok fazla yazılar yazamıyordum ama zaman insanı çok iyi eğitiyor hakikaten aradan 11 yıl geçmiş 11 yılda bana dair hayatıma dair düşünceme fikirlerime dair çok şeyler değişti nice keyifli güzel yıllarımıza inşallah diyelim

Abartmıyorum belki ama sanal ortama ilk benliğimle girdiğim şekilde devam ediyorum real yaşamımda nasılsam burada da aynı karakterimi sunmaya özen gösteriyorum real de belki bu kadar uzun uzadıya kon uşan biri değilim genelde söz hakları ve dinleme uslubunu elden düşürmeyen biriyim belki burada sunduğum fikirlerimi realde çok nadir sunuyorum ama gerçekten zemin olduğunda karşılıksız da sunabilen biriyim belki realde zemine göre hareket ediyorum neticede sadelikten hoşlanan biriyim Hayat seninde dediğin gibi bir su misali bana kalırsa bir göz açıp kapayasıya kadar geçen bir süreç diyebilirim....

Geçn süreçler içerisinde sanalda çok güzel birbirinden ayrı ve bir o kadar da değerli insanlar tanıma fırsatım oldu ve o güzel günler için rabbime ne kadar şükretsem az kalır o kadar güzel insanlar tanıdım ve buluşma fırsatı yaşadım ki hayatımın renkli sayfasından bana sunulan en renkli anlardı diyebilirim.

11 yıl geçti geçen süre zarfında site yöneticiliğinden tutda dergi editörlüğüne kadar bir çok işlevsellikte rol ve görevlerde yer aldım ama en çok insanların sadeliklerini sevdim her insan sadeliğini koruyamıyor belki ama koruyabilenler kendilerini belli ediyorlar zaten insan yazılarla farkedebiliyor diyebilirim.

Hayatımızda ki enstrumanlar aslında hayatımızın guzel yardımcıları diyebilirim önemli olan bu yardımcı aletleri olumlu ve pozitif kullanabilmek diyelim..

Böylesi.
 

kış güneşi

Yeni Üye
11 Eyl 2013
36
21
8
45
Rica ederim..Zaman su gibi akıp geçiyor sanal ortamlara bende 2008 li yıllarda ilk geldiğimde çok çekingen biriydim birşeyler yazdığımda acaba yanlış anlaşılırmıyım diye çekiniyordum çok fazla yazılar yazamıyordum ama zaman insanı çok iyi eğitiyor hakikaten aradan 11 yıl geçmiş 11 yılda bana dair hayatıma dair düşünceme fikirlerime dair çok şeyler değişti nice keyifli güzel yıllarımıza inşallah diyelim

Abartmıyorum belki ama sanal ortama ilk benliğimle girdiğim şekilde devam ediyorum real yaşamımda nasılsam burada da aynı karakterimi sunmaya özen gösteriyorum real de belki bu kadar uzun uzadıya kon uşan biri değilim genelde söz hakları ve dinleme uslubunu elden düşürmeyen biriyim belki burada sunduğum fikirlerimi realde çok nadir sunuyorum ama gerçekten zemin olduğunda karşılıksız da sunabilen biriyim belki realde zemine göre hareket ediyorum neticede sadelikten hoşlanan biriyim Hayat seninde dediğin gibi bir su misali bana kalırsa bir göz açıp kapayasıya kadar geçen bir süreç diyebilirim....

Geçn süreçler içerisinde sanalda çok güzel birbirinden ayrı ve bir o kadar da değerli insanlar tanıma fırsatım oldu ve o güzel günler için rabbime ne kadar şükretsem az kalır o kadar güzel insanlar tanıdım ve buluşma fırsatı yaşadım ki hayatımın renkli sayfasından bana sunulan en renkli anlardı diyebilirim.

11 yıl geçti geçen süre zarfında site yöneticiliğinden tutda dergi editörlüğüne kadar bir çok işlevsellikte rol ve görevlerde yer aldım ama en çok insanların sadeliklerini sevdim her insan sadeliğini koruyamıyor belki ama koruyabilenler kendilerini belli ediyorlar zaten insan yazılarla farkedebiliyor diyebilirim.

Hayatımızda ki enstrumanlar aslında hayatımızın guzel yardımcıları diyebilirim önemli olan bu yardımcı aletleri olumlu ve pozitif kullanabilmek diyelim..

Böylesi.

Elbiss, sade insanları sanırım saf bilinçleri veya saf ruhları olduğu için seviyoruz.. Deriz ya olduğu gibi insan, ii dışı bir insan , ruhu tertemiz vs zaten insanın sureti Tanrıdan bir parçaysa zaten saf, sade ve guzel olmalıyız.. Ne yazık kı bazen bu sadelik , bu saflık biçimini bırakıp şeytanla iş birlikçi hale gelebiliyoruz.. şeytan kavramı tamamem obsiyonel inana ınanmayana göre..

İki kısımda( real - sana) da objektif olmak ve düşünce ve eğlem çizgisinde aynı kalmak tabi ki çok önemli.. Bu aynı zamanda güzel ve ıyı gelişmiş bir huy ve karakter hali de oluyor insan için.. Burada felsefe olarak, inanç olarak, sanat olarak insan paylaşıyor bir seyler, aktarmak istiyor veya teklik duygusunu yenmeye çoğalmaya gitmek istiyor.. Sebep ne olursa olsun dogru ve içten her şey guzel..
 

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
28 Mar 2019
1,322
266
83
Elbiss, sade insanları sanırım saf bilinçleri veya saf ruhları olduğu için seviyoruz.. Deriz ya olduğu gibi insan, ii dışı bir insan , ruhu tertemiz vs zaten insanın sureti Tanrıdan bir parçaysa zaten saf, sade ve guzel olmalıyız.. Ne yazık kı bazen bu sadelik , bu saflık biçimini bırakıp şeytanla iş birlikçi hale gelebiliyoruz.. şeytan kavramı tamamem obsiyonel inana ınanmayana göre..

İki kısımda( real - sana) da objektif olmak ve düşünce ve eğlem çizgisinde aynı kalmak tabi ki çok önemli.. Bu aynı zamanda güzel ve ıyı gelişmiş bir huy ve karakter hali de oluyor insan için.. Burada felsefe olarak, inanç olarak, sanat olarak insan paylaşıyor bir seyler, aktarmak istiyor veya teklik duygusunu yenmeye çoğalmaya gitmek istiyor.. Sebep ne olursa olsun dogru ve içten her şey guzel..
Aynen öyle aslında saflık duruluk temizlik ve berraklığı ifade edebilmekte söylenidiğine katılıyorum insanın içi nasılda özde de dışsallıktada öyle olması gerektiğine katılıyorum Dünya böyle insanlar çok nadiren var bugün güvendiğin insan bile yeri geldiğinde seni kırabiliyor yada içindeki şeytanını sana yada bir başkasına karşı gösterebiliyor ama herşeye ragmen saflık ve berraklık o kadar güzel ki insanın gerçekten yaşayıp hissetmesi kadar güzel bir duygu yok diyebilirim...Mükemmel bir haz diyebilirim..

Bana kalırsa sanal ve real farketmez insan neyse öyle olmalı yani sanalda olsa insan değişmemeli İnsanın kontrolü yine insanın kendi elinde olması gerektiğine inanan biriyim Hayatımızda insanlar olarak bir çok zorluklar yaşayabiliyoruz ama önemli olan benim nazarımda değerli olan savaşmaya mücadele vermeye devam etmek olduğudur bir insan savaşmayı ve mücadele vermeyi ne zaman bırakırsa işte o zaman gerçek manada hayatı kaybetmiş gibi oluyor...

Benim dedem bana hep şunu söylerdi..
Hayatında hangi mücadeleyi vereceksen mutlaka vermelisin ama şunu asla unutma savaşırken dahi adil olacaksın çünkü senin en büyük yardımcın adilliğin olacak olmasıdır dediğidir...O günden bu yana çok zaman geçti ne dogruluktan nede durustlukten vazgeçtım kaybetsem bile dogru söylemekten çekinmedim çünkü beni ben yapan adilliğim olsun istedim....

Sanal real hiç farketmiyor o yüzden şunu söylemek isterim ki güzel insan hayatı gerçek manada anlamlandırabilir ve yaşarkende hissedebilirsek aslında bu hayatın bize sunduğu bir çok güzellikleri farkedebiliriz kanaatindeyim..

Her insanın içinde birer şeytan var önemli olan o şeytanı canlandırmak değil kontrol altında tutabilmek ve tutmayı başarabilmektir diye düşünmekteyim..

Öylesi.
 

xena

Yeni Üye
1 Eki 2019
6
1
3
Bu konuyu felsefi olarak değil de dinsel olarak bağlamak istiyorum.
Var olmak ,doğumdan itibaren Allah'ın tüm canlılar için yaratmış bir evrenselliğin içinde bulunma sebebimiz aslında büyük bir sınav sürecinin içerisinde olduğumuz kanunlarin yerine getirmekle hükümlü olduğumuz bir evrende tek başımıza sürdürüp, sonsuzluğa giden ebedi hayatta sorgulanacağımızin varolma sebebimizdir.
Akıl vererek , bu süreçte bize yol izlenim için bir harita verilmiş olup,bu harita üzerinden hareket etmemiz gerektiği durum içerisindeyiz.
Varoluşumuz açık ve nettir.
 
Tüm sayfalar yüklendi.

Yeni Konular

Üst