- 24 Eyl 2019
- 13
- 20
- 3
Tabi bu konuya başlamadan önce, " Varoşçuluk Nedir? " konusuna bir göz atlamak gerekebilir.
Bu haftanın konusu : Günümüzde Varoluşçuluk mümkün müdür?
Bu haftanın konusu : Günümüzde Varoluşçuluk mümkün müdür?
insan aslında kimliksiz doğar.Sanırım en büyük yanılgı bu.Uzun uzadıya bir konu yeteri vaktim yok fakat kısaca sunu söyleyebilirim insan dogdugundan hayatını sonlandırdığı noktaya kadar hayatı deneyimleyerek öğrenmeye başlar insan dogdugundan çok farklı bir kimlik içerisinde olması varoluşsal sebeplerdendir insan göründüğü gibi değil kendini geliştirdiği gibi görünür
Bu gelişim kişilik envanterinden tutunda ortaya sunduğu real görünüşüne kadar bir çok süreçte kendini gösterir o yüzden kişinin gelişimi tamamiyle kişinin sunduğu akredite ile ilgilidir diyebilirim.
Böyle.
Üzgünüm size katılmıyorum her insanın aslında birer kimliği vardır ve var olduğu esas kimliği ise hayatın doğduğu anda kendine biçmiş olduğu roldür ve bu rolün ismide yaşamın kendisidir..Bununla birlikte DNA zincir sarmalındaki doğuştan elde ettiği kimlik bilgileride cabası diyebilirim..insan aslında kimliksiz doğar.Sanırım en büyük yanılgı bu.
Üzgünüm size katılmıyorum her insanın aslında birer kimliği vardır ve var olduğu esas kimliği ise hayatın doğduğu anda kendine biçmiş olduğu roldür ve bu rolün ismide yaşamın kendisidir..Bununla birlikte DNA zincir sarmalındaki doğuştan elde ettiği kimlik bilgileride cabası diyebilirim..
İnsanın hayatı deneyimleyerek öğrenmeye başlaması aslında var olan kimliğinin yeniden düzenlenmesi anlamına geliyor aslında bizler farkında olmadan kimliğimizi bir çok kere değiştiriyoruz ve bu kimlik değişiminde sınır yok insan deneyimledikçe sürekli yeni değerler ve olgular elde edecek ta ki bu süreç olgunluk ve erişkinlik doyum noktasına gelesiye kadar devam edecek..
Olgunluk ve erişkinlik devresinde insan hayata dair kazanımlarını artık bir kenara bırakacak artık topladığı meyvaların keyfini yada cefasını sürecek o yüzden varolmak aslında varlık savaşının temel sebeplerindendir İnsan savaştıkça kaybetmeyi yada kazanmayı öğrenecek insan mücadele verdikçe yeni kimlik ve yeni anatomiler ortaya çıkarmış olacak ve her çıkarımından yeni tez ler ortaya dökecek işte bu noktada tecrübe ve birikim insanın esas kazanımları olacak diyebilirim.
Böyle.
Öncelikle Felsefe.net e Hoşgeldiniz derim paylaşımlarınızı her daim bekleriz inşallah...Ben de üzgünüm tam anlatamadan , tek bir cümle ile yazdım.. sözler beynimin içindeydi aslında..Kimliksiz doğardan kastım sizin dediklerinizle esdeğer olan genetik ve yaratım kodlarıydı..
Bir dini , bir korkuyu, bir önyargıyı bilmeden gelip sonradan kendine edindiği kimlik yada kımlıklerdi bahsetmek istediğim.
Benim "kimliksizliğim" ise çevresel , ailesel , öğretilerle kabuk kabuk olan insandı..
Doğumdan itibaren geçirilen safhalarda, geliş kodlarını , içinde var olanı keşfedemeyip , kendinen bir enkaz yaratmayı basarıyor zaten..
Rica ederim..Zaman su gibi akıp geçiyor sanal ortamlara bende 2008 li yıllarda ilk geldiğimde çok çekingen biriydim birşeyler yazdığımda acaba yanlış anlaşılırmıyım diye çekiniyordum çok fazla yazılar yazamıyordum ama zaman insanı çok iyi eğitiyor hakikaten aradan 11 yıl geçmiş 11 yılda bana dair hayatıma dair düşünceme fikirlerime dair çok şeyler değişti nice keyifli güzel yıllarımıza inşallah diyelimTesekkur ederim..Aslında eski felsefe net zamanlarında bayaa bir eğlenmiştim buralarda..
yıllar sonra tekrar , belki uzun belki daha sonraki yıllar için bir merhaba demek geldi..
Saf bir sekilde gözümüzü açıp, ruhumuzu saf koruyarak belki , koruyamayarak süreci tamamlıyoruz..süreç uzun gözükse de , hayat kimilerine göre bir nefes alma ve verme süresi kadar da hızlı ama bir okadar da güzel..
yazdıklarınızda ki tüm olumlu olma, ve güzel gözle ve öğrenerek bakma süreçleri ise hayatımız , kendi zaman dilimimizde yasanır kılmaya yarayan estrumanlar gibi bakıyorum..
Rica ederim..Zaman su gibi akıp geçiyor sanal ortamlara bende 2008 li yıllarda ilk geldiğimde çok çekingen biriydim birşeyler yazdığımda acaba yanlış anlaşılırmıyım diye çekiniyordum çok fazla yazılar yazamıyordum ama zaman insanı çok iyi eğitiyor hakikaten aradan 11 yıl geçmiş 11 yılda bana dair hayatıma dair düşünceme fikirlerime dair çok şeyler değişti nice keyifli güzel yıllarımıza inşallah diyelim
Abartmıyorum belki ama sanal ortama ilk benliğimle girdiğim şekilde devam ediyorum real yaşamımda nasılsam burada da aynı karakterimi sunmaya özen gösteriyorum real de belki bu kadar uzun uzadıya kon uşan biri değilim genelde söz hakları ve dinleme uslubunu elden düşürmeyen biriyim belki burada sunduğum fikirlerimi realde çok nadir sunuyorum ama gerçekten zemin olduğunda karşılıksız da sunabilen biriyim belki realde zemine göre hareket ediyorum neticede sadelikten hoşlanan biriyim Hayat seninde dediğin gibi bir su misali bana kalırsa bir göz açıp kapayasıya kadar geçen bir süreç diyebilirim....
Geçn süreçler içerisinde sanalda çok güzel birbirinden ayrı ve bir o kadar da değerli insanlar tanıma fırsatım oldu ve o güzel günler için rabbime ne kadar şükretsem az kalır o kadar güzel insanlar tanıdım ve buluşma fırsatı yaşadım ki hayatımın renkli sayfasından bana sunulan en renkli anlardı diyebilirim.
11 yıl geçti geçen süre zarfında site yöneticiliğinden tutda dergi editörlüğüne kadar bir çok işlevsellikte rol ve görevlerde yer aldım ama en çok insanların sadeliklerini sevdim her insan sadeliğini koruyamıyor belki ama koruyabilenler kendilerini belli ediyorlar zaten insan yazılarla farkedebiliyor diyebilirim.
Hayatımızda ki enstrumanlar aslında hayatımızın guzel yardımcıları diyebilirim önemli olan bu yardımcı aletleri olumlu ve pozitif kullanabilmek diyelim..
Böylesi.
Aynen öyle aslında saflık duruluk temizlik ve berraklığı ifade edebilmekte söylenidiğine katılıyorum insanın içi nasılda özde de dışsallıktada öyle olması gerektiğine katılıyorum Dünya böyle insanlar çok nadiren var bugün güvendiğin insan bile yeri geldiğinde seni kırabiliyor yada içindeki şeytanını sana yada bir başkasına karşı gösterebiliyor ama herşeye ragmen saflık ve berraklık o kadar güzel ki insanın gerçekten yaşayıp hissetmesi kadar güzel bir duygu yok diyebilirim...Mükemmel bir haz diyebilirim..Elbiss, sade insanları sanırım saf bilinçleri veya saf ruhları olduğu için seviyoruz.. Deriz ya olduğu gibi insan, ii dışı bir insan , ruhu tertemiz vs zaten insanın sureti Tanrıdan bir parçaysa zaten saf, sade ve guzel olmalıyız.. Ne yazık kı bazen bu sadelik , bu saflık biçimini bırakıp şeytanla iş birlikçi hale gelebiliyoruz.. şeytan kavramı tamamem obsiyonel inana ınanmayana göre..
İki kısımda( real - sana) da objektif olmak ve düşünce ve eğlem çizgisinde aynı kalmak tabi ki çok önemli.. Bu aynı zamanda güzel ve ıyı gelişmiş bir huy ve karakter hali de oluyor insan için.. Burada felsefe olarak, inanç olarak, sanat olarak insan paylaşıyor bir seyler, aktarmak istiyor veya teklik duygusunu yenmeye çoğalmaya gitmek istiyor.. Sebep ne olursa olsun dogru ve içten her şey guzel..
Aynen öyle Teşekkür ederim.Dedenizin ögretsi çok ölumlu ve insan etiğine hizmet eden bir ögüt..![]()