Uçan Kuşlar, Lanetli Yazılar!

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler kategorisinde NuriKara tarafından oluşturulan Uçan Kuşlar, Lanetli Yazılar! başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 4,377 kez görüntülenmiş, 69 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Şiir, Hikaye ve Güzel Sözler
Konu Başlığı Uçan Kuşlar, Lanetli Yazılar!
Konbuyu başlatan NuriKara
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan NuriKara

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Oradan, birileri geçti. Onlar o yolu gördüler. Sen geçmedin, görmedin. Bağlantı kurabilirsin, anlatırlar, şu yola benziyordu. Ne kadar benzeyebilir? Bildikleriniz, gördükleriniz ile sınırlıdır. Kitaplar ile bilgeler, gözünde gözlük, önünü göremez olmuş, kitapla dolmaktan. Gafil olma, düşünmeden okuma, bu bir öğüt ister alma, istersen alma. Ben bana en güzelinden aldım, keyif yapar, caka satarım. Senin elindekine güler, işime bakarım.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Aksini söyleyene kadar öyledir. Delinin attığını çıkarmak zordur bu yüzden. Niye çıkartıyorsunuz ki, kalsın olduğu yerde. Evet her bir köşede keramet göstermişler, azizler ve de dedemiz evliyalar. Gördüm diyor, elinde bastonuyla ateş ediyor. Biri diyor, gördük ki uçtuğunu senden başkası bilemiyormuş. Uçmuşsun işte görüyor. Taşlar kuyuda kalsın, ta ki suyumuz çekilecek halde kalsın. Sana zararı yok uçanların. Benim ailem de uçuruyor, belki senin ailen de. Uçmuştur deyip susuyorum, ardından anne cömert ol, sana bu yakışır diyorum.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Bir tek ben mi, yoksa sen de mi. Gerçekten mi. Biliyordum oradasın, bir başıma kalmadım: dünyanın her yerinde benim canlarım. Güzellikler ile donatırlar yeryüzünü, gönlümü. İyilik şiarları, gözleri capcanlı. Selam olsun oradaki, ben buradaki.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Kutsal olan kimdir?, insan mı, kitaplar, su, melekler. Kutsal kılan nedir, kutsal olanı kutsal yapıp önünde eğdiren büyük bir hale sokan dokunulmaz yapan. Kusursuz kılan, kusursuz olmayan kutsal olamaz. Sevgi bile kutsal değildir. Kutsala yakın olan yakındadır içinde değildir. Ağlama severken gocunma, dikkatli ol, sevgin seni haktan ayırmasın. Sevgin doğruyu yapmana engel olursa, sevdiğim için mi diyeceksin. ... Devamını yazarsam taşa tutarsınız.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Kutsalın dokunulmazlığı, yüzeysel değildir. Yüzeysel beyinleriniz için hariç. Beyinleriniz bir buçuk kilo değil, sadece yüzeyden oluşuyor, yüz gram.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Neoldu, okumuyormusunuz. Acaba varmı bunları yazabilen, örnek verin, beni susturun. Kimse uğraşmaz, uğraşsada bulamaz.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Soruyorum, bir sözü değerli kılan nedir? Merak etmeyin siz vermeyin, veremezsiniz. Ben cevabını vereceğim. Ben övünmüyorum, olanı söylüyorum. Olan buysa biçare ben anlatıyorum. İki şey değerli kılar, birincisi yüzeysel, seversiniz, ikincisi ve de derin ben severim. Sözlerin uyumu, ahenk. Bir de o sözlerin anlattığıdır değerli kılan, ifade ettiğinin güzelliği, hayata etkisi. Soruyorum öyleyse, kim benim gibi yazabilir. Sadece ben. Ah, bunları yazabilmek için neler çektim. Şimdi kalemim ve müziğim bırakırım kendimi, kendiliğinden yazar kalemim.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Gece oldu. Bir gün daha solmadı, sadece son buldu. Alnım ak, işlerimi bitirdim. Bu sefer son, ne bir kandırmaca, ne bir gizlilik, sadece gerçeklik. Uzandım, muzaffer olmuş biri gibi. Elime aldım sigaramı, ne o tadı bayat mı, yok derdim yokmuş, sigara dertsiz için toymuş.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Ormandaki bir çocuk, her yer aynı gözüküyor ona, evinin yolunu arıyor, bir türlü emin olamıyor. Gözünü göğe kaldırıyor, bir bakıyor. Hangi yıldız kutup yıldızı bilmiyor, bütün yıldızlar aynıymış gibi geliyor ona. Daha fazla dayanamayıp vazgeçiyor aramaktan, bir yöne doğru koşmaya başlıyor. Koştuğu yön sayesinde annesine kavuşuyor.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Annesi sarıp sarmalıyor onu, nasıl kaybolduğunu soruyor. Sadece diyor, sana gelmeye çalışıyordum. Bazen çok özlüyorum, bu sefer özlemime esir düştüm. Bıraktığı için kendisine kızıyor annesi. Ne olursa olsun yanında kalmalıydım diyor. Siz siz olun anneler, bırakmayın. Sonra çocuklarınız kaybolurlar. Yolu nasıl buldun kaybolduktan sonra diye soruyor annesi, kalbimi dinledim diyor çocuk. Senin sevgin doğru yolu gösterdi bana. Kutup yıldızı gibisin diyor annesine.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Ekselansları, bugün nasıllar, ayağının öpülmesini dilerler mi, babadan oğula geçen yönetme hakları. Halk sanki malları. Ahmaklar kabül etmişler, ayaklarını öpmüşler. Daha komiği ise geçmişte kalmamış olması. Bir insan yönetmek için doğmaz, hakeder, haketmesinin sebebi ise halka refahı getirecek olmasıdır. Babadan oğula olan sistemde de bir nevi halkın refahı düşünülüyor tabi. Ancak böyle bir sistemde kraliyet kanı değer kazanır, o kan insanı lider yapmaya yetecek tek şeydir çünkü. Kısacası babadan oğula mülk geçebilir, yönetme hakkı geçemez. Halk kraliyetin malı olmadığı sürece. Halk bilinçlenince, kanın sadece damarlarda gezdiğini, kendilerine refahı getiremeyeceğini anlar. Ancak oluşmuş bir sistemi bozmak zahmetlidir.

Bazı olaylar insanlara ders niteliği taşır, dersini alan çıksın kasıyor. Yine de tarih geçmişte kaldığı sürece eskir, eskir, daha da eskir, okunmaz hale gelir. Onların davranışlarını anlamlandıramamaya başlarız. Bu da tarihten çıkarılabilecek derslerden biridir.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Aklı, kalbi işin içine katarak konuştuğumu biliyorsanız, benimle dua edin. Duamız, anı güzel kılmak olsun. Yetmiş, beş yüz yılı daha uzununu değil. Beş yüz yıl bir an değil de nedir? Yetmiş yıl anı yaşamak değil de nedir. Yaşlılar, dün gibi. Zaten dündü o yüzden öyle geliyor. Felsefeyi bir kenara bırakalım, sadece anı düzeltelim. Öyle ya da böyle, fazla olduğumuz sürece sadece kendimizi değil, her şeyi düzeltebiliriz. Türklere değil, dünyaya sahip olabiliriz. Benimle dua edenler dünyanın sahibi olmalılar. Kendileri ve başkaları için de isteyenlerden bahsediyorum. Tek yapmamız birlikte dua etmek. O zaman, ben ölmeden göreceksiniz. Birlikteliği bozamazlar. Kendinden başkasına kör olanlar düşmanlarımız, cezaları ölüm değil. Cezaları kendilerine engel olunması, zarar veremeyecekler, önündeki insanları geçemezler. Tek yapmamız gereken birlikte dua etmek. Birbirlerini umursayan insanlardan daha güçlü kim duvar örebilir. Kenetlenip açılmayacağız, aramıza bir fitne girmesin diye...
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Daha, daha fazla, hayır, daha fazla. Ümit. Yapabilirim, daha fazlasını. Bunun için, böyle. Gayretim bunun için, yapabilirim, ben beklerken hep çabaladım, hazırım. Evet yapacağım, hayır zorlanmayacağım. Eskiden zorlandım, şimdi zorlanmamak için, hayır, bana güvenme, evet kendime güveniyorum, hayır kendine güvenme. Hazır olduğumda gelsin, evet yollayın. Soru sorun, kızın, hazırım. Peki. Kendime dönmeyeceğim, hayır ve evet, her şey hizaya gelir. Saf iradenin önünde eğilirler. Kendime güvenmeliyim, bir cahil gibi değil.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Birinin kırılmış kemiği. Neden ben demiş. Sen olmasaydın başkası olacaktı, tamam deyip izin vermiş, kırılabilir, başkalarına gelmesin. Çünkü birlikte dua ettiği insanlarmış. Dualarını bilirmiş. Demek ki böyle oluyormuş.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Birlik olup yaşamadıkça toplum olunamaz, herkes bir konuda birlik oluyor, para. Herkes kabül ediyor, haklı haksız demeden. Ben onların parasını kabül etmeyeceğim, alıp bir taraflarına soksunlar, hizmetim onlara satılık değil.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Kendimden şüphe ettim. Yapacak mıyım. Ben lafta mıyım. Lafta isem onlara ne. Ben yanarım.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Rahatladım. Lafta olamam. Onurlu insanlar, onurlarını satmayanlar anlarlar. Onur meselesi. Bana ancak bir şey engel olabilir. Gerekli görmem. Menfaatlerim değil. İnanmıyorlar mı, ben inanayım yeter, o zaman ben yanmam.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Arkası karanlık, dönme diyor, dönersen korkarsın, yokmuş gibi yap, belki huzur dolarsın. Aşağıya bakma ki ayağında kaymasın. Çocuk muyum ben dedi, hayır dedi, sadece ben gibi insansın. İyi de ya ben de seninle beraber isem, bakmadan göremem.
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Abı demlenmiş, der ki seziyorum. Gelecekte bir olay var. Anlatılar söylemiş, dilden dile gelmiş. Hazırmış, çünkü diller onu anlatmış, yabancılamamışlar. Peki bize denk gelen, bize anlat, sen, sen isen, ben ne olayım?.

Ben isem ben, sen kendin ol. Kır pırangaları aklına sonra kalbine esir ol. Kul, köle ol. Böyle buyruldum, kalbimden. Ben ben isem, biz kimiz. Biz biriz, bir olan biz, bir şeyi dileriz. Hayat adil, adil olan hayat söylüyor bunu. Kelimeler dile gelip anlatsalardı, kendisi olurlardı. Ancak hiçbir yalan dile gelemez. Böyle buyuruldu, aklımdan. Sana tavsiyem
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Kalkıp gelir isem, özlediğimden. Özlediysem senin yüzünden, bil ki kalbim sana karşı çekiliyor. Ben seni sevdiğimi söylesem de, bunu seçmedim. Söylediğini bilmeyenler herşeyi kendilerinden bilirler. Artık ayırd etmekte zorlanıyorum, ne kadarı bana ait. Kendime bakmayı istiyorum, neredeyim göremiyorum. Zaman geçti, bilgim arttı, bilgim bana anlattı, bilmediklerimi anlattı. Herşeyi bilen, aslında en az bilendir. Bilip bilmeden, barışık olduğum herşeyimi seviyorum.

Kırmızı kan, kırmızı gül, kırmızı kalp, aramaktan yorulmuş kırmızı gözlerim. Barış, barışmak isterim. Bildiklerimle mutlu olmayı. Hepinize barışı dilerim, kendinizle, insanlarla, tanrıyla, herşeyle. Kalp kırıldığında, telafisi olmazsa, barış mümkün olmaz. Barışmış gibi yapanlar, barışın felahını tadamazlar. Gibiymiş gibi, kalp özgür ve deli. Kalbini ikna etmeyi diliyorsan kulak ver sözüme sonra kalbine, sözüm şu, kalbinin ne istediğini biliyor musun? Biliyor ve sağlıyorsan, barış nerede? Fedakarlık olmadan olmazı anlıyor mu kalbin. Yoksa feda etmek zorunda oldukların için ağlıyor mu?

Beni alıp sarmalasa sevdiklerim, belki derim, bu şekilde kalabileyim. Sonra gözlerim açılır, o halde bir dertleyim, kayıbı iliklerimde dahi hissederim. Her güzellik niye yanında korkuyu getirir. Zalimlik verip almayanda mıdır, kimde zalimlik. Gözlerin alıştı mı, kayıplara. Neden alışmaz, birisi kaybetse, çok kayıp etse, durmadan kaybetse. İlk seferki gibi sevildiği gibi, ilk seferki gibi acıtır. Bir yol gördüm, onunla ve onsuz mutlu olmanın yolunu, sevmeyi ve bağlanmamayı, kalbin anlıyor mu, benimki anlıyor.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst