Tanrı ile barışık mısınız? uzlaşık mı?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde ls2 tarafından oluşturulan Tanrı ile barışık mısınız? uzlaşık mı? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 9,779 kez görüntülenmiş, 56 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Tanrı ile barışık mısınız? uzlaşık mı?
Konbuyu başlatan ls2
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan lamei

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
tanrı ile karmaşığız;
tanırıdan büyük ilahlar-idealler ve kutsallar uğruna!
 

odinhan

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
8 Nis 2015
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
tanrı ile karmaşığız;
tanırıdan büyük ilahlar-idealler ve kutsallar uğruna!

:smile:

bu akıl işi değil dostum :) insan psikoloji ile anlaşılır. psikolojimizi hesaba katmayan tüm paradigmalar veya sistemler yanlıştır.(bakınız; varoluşçuluk :))

Tanrıyı felsefe ile aramanın akibeti büyük çoğunlukla ya ateizm ile ya da deist,panteist veya bunların türevi olan tutarsız kanı veya inançlarla sonuçlanıyor sitedeki üyelerin büyük çogunluğundan da anlaşılacağı üzere :)

Kierkegaardda tasavvuf etkisi çok görülmez ama onun tavsiyesi de teslimiyet. sürekli sebeplerle uğraşmanın kısır döngüden başka ulaşacağı bir yer yok gibi işte. eğer Tanrıyı,hakikatı,varoluşu,nedenleri idrak etmek istiyorsak bir sufi gibi tüm kalbimizi O'na adamalı ve tüm sabrımızla beklemeliyiz belkide :) yoksa felsefe yapmak kirli paslı bir aynaya bakarak kendimizi tanımaya çalışmaktan başka bişi deil gibim :)

tasavvufa meylettiğim falan yok. iddiaları hala ulaşılmaz geliyor bana ama bu konuda bayağı bir haklılar sanırım :)
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
tanrıdan büyük tanrılarla insancılık-cıklık- tanrıcılık-cıklık oynuyoruz
 

odinhan

Felsefe.net
Uzaklaştırılmış
Katılım
8 Nis 2015
Mesajlar
41
Tepkime puanı
0
Puanları
0
tanrıdan büyük tanrılarla insancılık-cıklık- tanrıcılık-cıklık oynuyoruz

Tanrı objektif realitesi olan bir alem yarattı ..

ve..

buna dayanamayan insan...

tanrıcılık oynamaya başladı.
 
Son düzenleme:

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
müzik hoştur hepsi bu!

dışardan baktığında nasıl görünüyor acaba? yani bu şeye dışarıdan -bir tanrı gözüyle ya da bir izleyici gözüyle -sonra ne olacak en son bu da var
ne yapacak bu şey ve neden -öğrendi ne? devindi ne? yapacak olacak
tüm merak ettiğim bu! beni başka görmek ya da görmemek ama amaç
tüm bunlar mantıklı mıdır?-mantıklı bi bütün müdür? sonra?
nasıl bir his vardır? sonsuz
biz ne yapıyoruz? gerçeklik?
neden bu kadar acı? subjektif -sadece su...
subjektivite nedir? genelgeçer
geçilir ve unutulur? nasıl?
ben yok muyum? yok mu? olacağım? yani yokolarak
ama bu şey? de ne?

ne yokolmaktayım-ne varolmakta yani yokolmakla ilgili bir sorunum yok yani bu acı sürecekse; ama sürmeyecekse nasıl çıkılacak bunun içinden gibi bir hal bu

bu şey eğlenceli mi? dersem hiç eğlenceli olmuyor -hiç bir düş ve bitirme ve anlatma biçimi de yetmiyor? yani ne olabilir ki? gök gözlerimizin önüde patlasın -bir şölenle- ve ikiye ayrılsın-çoğalsın-duygular yüzsün boşalsın-türlü sonsuz saçma çeşitliliklar ve coşkunluklar da olsun nereye varır? ne anlatır bizi bize?

-tüm bu şeyin anlamı anlam olsun -anlamlı olsun- ve çözülsün neye yeter ki ve -(nereye)- varır ki de!

gerçekliksin bir gerçekliksin ve sonsuz gerçeklik türet (ve yap hayal et!vision-umur ve saçma! da) nereye varır? neyi deneyimlemek? deneyimin sonsuz olması/oluşu bile (ki tanrı olmakta ve tanrının kendi olmakta ve birliğin ya da mutlaklığın aynısı ve paradoksu birbiri olmakta) neyi ifade eder ve bu olsa-oluverse ya da zaten öyle bile olsa ne olur?
subjektif

müzik var sadece! var gibi-bunu biliyorum-müzik var hala!- müzik-sadece müzik!
-ve müzik yaşıyor
bu önemli olmalı !

bazen bilgi gelir ve bazen kavrayış gider! uçkurunu çözer ve döşer işte hepsi bu -bilirsin
bazen yüksek olur ve ve bazen uçuşkan -dalgalar uçuşur heryerde

kafamı duvara sokmak isterdim- ya da duvara girmek/duvara gömülmek-sesler uçuşuyor
ya da istedim bugün ve bardağın içine atlamak ve kahvenin içinde yokolmuş gibi olmak sonra kahveye dönüşmek ve geri dönmek sonra duvara dönüşmek-duvara dönüşünce kafamın erimesi ve başka şeyler- hayallerini kaybetmek ve düşlerini ve umutlarını-/hiçe inanmak-karışmak birden ve- inancını kaybetmek ve hazfızanı kaybetmek-hafızanda sadece iyi şeylerin olması ve birden iyi olmak -birden herkesin iyi olması-
hiç başkasını/yorgunlukları bile hatırlamamak ve öyle bi hafızanın bile olmaması gibi bi şey bu! yani hafızasını düşlerle yoğurmuş bi adam ve kötü anıları/sarsıntıları ya da duygulanım yüklerini bile- bi daha bulamamak üzere gerçekten kaybetmek ve evrende sonsuz olması-silinmesi gibi bi şey bu! tüm her şeyin- tüm karabasının ve kötü hislerin birden unutulması ve geçmesi-silinmesi ve hatırlamasız yitmesi gibi mi de bilmiyorum ama?

ben na yapıyorum?- ben kimim ve neyim de? -nerdeyim? neden yeniden? -nasıl bu ???

tanrı inancını kaybeder mi?
 
Son düzenleme:

Thetoyman

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
13 May 2014
Mesajlar
88
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Güç istencinin entelektüel gerekçelerinin temel beylik ve bilinen cümlesi;
Her insan tanrı olmak ister!

Buralar değişti diye girmiyordum. Bi bakinayim bari
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bu soruya en büyük zorluk karşısında verilecek cevap, en doğru cevap olacaktır çünkü iyi ya da normal koşullarda barışık ya da uzlaşık olmak kolaydır ancak büyük bir sorun karşısında doğduğun güne lanet okumaya başlıyorsan uzlaşma da kalmaz barış da...
 

Quantum

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
2 Eyl 2015
Mesajlar
17
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tanrıyla barışık olmak aslında kendinle barışık olmaktır.14 milyarlık evrenin yaşına bakarsak , insanın 70 yıllık ömrü , kelebeğin dala konup kalkması gibi kısa bir zaman aralığıdır.Benim dinimde Yaratıcımın benden istedikleri zor şeyler değildir.Ezan okununca 10 dakikanı ayırıp namaz kılmak , içkiden uzak durmak , faizden uzak durmak .....Bunlar inanan için zor şeyler değil.24 saate sahip bir insan günde 5 kere 10 dakika ayırması , işe mola vermesi , aslında zorlanılacak bişey değil , keyif alınacak bişeydir.Dünyadaki sayısız meyve , yiyecek , içecek arasından içkiden uzak durmak o kadar da zor olmamalı.Faizsiz ticaret gayet güzel yapılabilir.Hem daha güzel olur , insanlar mağdur olmaz , faiz yükü altında ezilmez.

Görüldüğü üzere Tanrı bizden kötü bişey istemiyo ki , bu kavga neden?Dersen ki neden savaşlar var , neden bu dünyada haksızlık var?E savaş varsa en fazla canını verirsin.Zaten hepimiz vermeyecek miyiz?Ama önemli olan senin hangi tarafta olduğundur.Zalimin tarafındaysan Tanrı'dan korkarsın ama malum tarafındaysan Tanrı zaten senin haklarını koruyacağını söylüyor.Dünyada yaşadığın zulümlere karşı canını verecek derecede sabır ve savaş verdiğini görecek.Kimsenin hakkı kimsede kalmayacak diye sana söz veriyor.Sen günde 5 kere 10 dakikanı ayırıp namaz kılamıyacaksan Tanrı'ya değil kendine kızacaksın.Bu dünyada karşılaştığın zulme karşılık mücadele vermeyip , oturup ağlayıp Tanrı'ya kızacaksan bu senin problemin.Tanrı arenayı yaratmış , iyi ve kötü aynı arenada çarpışıyo.Sen kendine bi taraf seçemiyosan , azınlık bile olsan doğru tarafta yer alamıyosan Tanrı ne yapsın?Tanrı sana akıl vermiş , sen oturup televizyon karşısında dizi izliyosan , sana verilen vakti boşa harcıyosan kendine kızacaksın.Neden hırs yapamıyosun , neden iradeli olup imkansızı başaramıyosun , bunlar senin kendi iç problemlerin.Yapamadıkların yüzünden Tanrı'ya kızmak en büyük hatadır.Senin zeka kapasiten ortada.İnsan beyni çok büyük işler yapabilecek kapasitede yaratılmıştır.Ancak sen kullanmayı beceremiyosan , kendnden başkasına kızmayacaksın.
 
Son düzenleme:

tolg

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
31 Ağu 2015
Mesajlar
7
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tanrıyla barışık olmak aslında kendinle barışık olmaktır.14 milyarlık evrenin yaşına bakarsak , insanın 70 yıllık ömrü , kelebeğin dala konup kalkması gibi kısa bir zaman aralığıdır.Benim dinimde Yaratıcımın benden istedikleri zor şeyler değildir.Ezan okununca 10 dakikanı ayırıp namaz kılmak , içkiden uzak durmak , faizden uzak durmak .....Bunlar inanan için zor şeyler değil.24 saate sahip bir insan günde 5 kere 10 dakika ayırması , işe mola vermesi , aslında zorlanılacak bişey değil , keyif alınacak bişeydir.Dünyadaki sayısız meyve , yiyecek , içecek arasından içkiden uzak durmak o kadar da zor olmamalı.Faizsiz ticaret gayet güzel yapılabilir.Hem daha güzel olur , insanlar mağdur olmaz , faiz yükü altında ezilmez.

Görüldüğü üzere Tanrı bizden kötü bişey istemiyo ki , bu kavga neden?Dersen ki neden savaşlar var , neden bu dünyada haksızlık var?E savaş varsa en fazla canını verirsin.Zaten hepimiz vermeyecek miyiz?Ama önemli olan senin hangi tarafta olduğundur.Zalimin tarafındaysan Tanrı'dan korkarsın ama malum tarafındaysan Tanrı zaten senin haklarını koruyacağını söylüyor.Dünyada yaşadığın zulümlere karşı canını verecek derecede sabır ve savaş verdiğini görecek.Kimsenin hakkı kimsede kalmayacak diye sana söz veriyor.Sen günde 5 kere 10 dakikanı ayırıp namaz kılamıyacaksan Tanrı'ya değil kendine kızacaksın.Bu dünyada karşılaştığın zulme karşılık mücadele vermeyip , oturup ağlayıp Tanrı'ya kızacaksan bu senin problemin.Tanrı arenayı yaratmış , iyi ve kötü aynı arenada çarpışıyo.Sen kendine bi taraf seçemiyosan , azınlık bile olsan doğru tarafta yer alamıyosan Tanrı ne yapsın?Tanrı sana akıl vermiş , sen oturup televizyon karşısında dizi izliyosan , sana verilen vakti boşa harcıyosan kendine kızacaksın.Neden hırs yapamıyosun , neden iradeli olup imkansızı başaramıyosun , bunlar senin kendi iç problemlerin.Yapamadıkların yüzünden Tanrı'ya kızmak en büyük hatadır.Senin zeka kapasiten ortada.İnsan beyni çok büyük işler yapabilecek kapasitede yaratılmıştır.Ancak sen kullanmayı beceremiyosan , kendnden başkasına kızmayacaksın.

içki içince ne oluyor tanrı insana kızıyormu bırak bu işleri Quantum içelim, güzelleşelim
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Tanrıyla barışık olmak aslında kendinle barışık olmaktır.14 milyarlık evrenin yaşına bakarsak , insanın 70 yıllık ömrü , kelebeğin dala konup kalkması gibi kısa bir zaman aralığıdır.Benim dinimde Yaratıcımın benden istedikleri zor şeyler değildir.Ezan okununca 10 dakikanı ayırıp namaz kılmak , içkiden uzak durmak , faizden uzak durmak .....Bunlar inanan için zor şeyler değil.24 saate sahip bir insan günde 5 kere 10 dakika ayırması , işe mola vermesi , aslında zorlanılacak bişey değil , keyif alınacak bişeydir.Dünyadaki sayısız meyve , yiyecek , içecek arasından içkiden uzak durmak o kadar da zor olmamalı.Faizsiz ticaret gayet güzel yapılabilir.Hem daha güzel olur , insanlar mağdur olmaz , faiz yükü altında ezilmez.

Görüldüğü üzere Tanrı bizden kötü bişey istemiyo ki , bu kavga neden?Dersen ki neden savaşlar var , neden bu dünyada haksızlık var?E savaş varsa en fazla canını verirsin.Zaten hepimiz vermeyecek miyiz?Ama önemli olan senin hangi tarafta olduğundur.Zalimin tarafındaysan Tanrı'dan korkarsın ama malum tarafındaysan Tanrı zaten senin haklarını koruyacağını söylüyor.Dünyada yaşadığın zulümlere karşı canını verecek derecede sabır ve savaş verdiğini görecek.Kimsenin hakkı kimsede kalmayacak diye sana söz veriyor.Sen günde 5 kere 10 dakikanı ayırıp namaz kılamıyacaksan Tanrı'ya değil kendine kızacaksın.Bu dünyada karşılaştığın zulme karşılık mücadele vermeyip , oturup ağlayıp Tanrı'ya kızacaksan bu senin problemin.Tanrı arenayı yaratmış , iyi ve kötü aynı arenada çarpışıyo.Sen kendine bi taraf seçemiyosan , azınlık bile olsan doğru tarafta yer alamıyosan Tanrı ne yapsın?Tanrı sana akıl vermiş , sen oturup televizyon karşısında dizi izliyosan , sana verilen vakti boşa harcıyosan kendine kızacaksın.Neden hırs yapamıyosun , neden iradeli olup imkansızı başaramıyosun , bunlar senin kendi iç problemlerin.Yapamadıkların yüzünden Tanrı'ya kızmak en büyük hatadır.Senin zeka kapasiten ortada.İnsan beyni çok büyük işler yapabilecek kapasitede yaratılmıştır.Ancak sen kullanmayı beceremiyosan , kendnden başkasına kızmayacaksın.

Bu satırların büyük çoğunluğunda uzlaşma çabası var..mesele aslında bu. neden uzlaşıyorsunuz?
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Bu satırların büyük çoğunluğunda uzlaşma çabası var..mesele aslında bu. neden uzlaşıyorsunuz?

Uzlaşma değil de yaratıcıyı sevdiğin için başka türlü hareket etmeye hevesinin olmaması yani içinden geliyor, başka türlüsünü yapamıyorsun.

Şöyle örnek vereyim annene öfke duyabiliyor musun? Ne yaparsa yapsın kabulün yaratıcı için de "Mevla görelim neyler. Neylerse güzel eyler." mantığı ile hareket ediyorsun ama bu bir zorunluluk değil içten gelen bir tutum, bilemiyorum herkes böyle hissediyor mu ama benim için böyle...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Uzlaşma değil de yaratıcıyı sevdiğin için başka türlü hareket etmeye hevesinin olmaması yani içinden geliyor, başka türlüsünü yapamıyorsun.

Şöyle örnek vereyim annene öfke duyabiliyor musun? Ne yaparsa yapsın kabulün yaratıcı için de "Mevla görelim neyler. Neylerse güzel eyler." mantığı ile hareket ediyorsun ama bu bir zorunluluk değil içten gelen bir tutum, bilemiyorum herkes böyle hissediyor mu ama benim için böyle...

:)

burda büyük sorunlar var. hiç görmediğin Tanrıyı nasıl sevebilirsin?(anne örneği pek olmadı gibim yani) ve Tanrı bizleri nasıl sever. Tanrının bizler gibi duyguları mı var? hristiyanlar bu sorunu aşmak için Tanrı sevgidir der . ve sevgi herşey. ve sevgi aşkındır.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
:)

burda büyük sorunlar var. hiç görmediğin Tanrıyı nasıl sevebilirsin?(anne örneği pek olmadı gibim yani) ve Tanrı bizleri nasıl sever. Tanrının bizler gibi duyguları mı var? hristiyanlar bu sorunu aşmak için Tanrı sevgidir der . ve sevgi herşey. ve sevgi aşkındır.

Yaratmak derken kendinden yaratmak yani ruhundan bir parça üflemedi mi? Anne örneğini o yüzden verdim anne de karnında taşır, evladı kendinden bir parçadır. İnsan annesini sevmek için kendini zorlamaz bu içten gelen bir duygudur.

Yaratıcıyı görmek istesen de göremezsin. O'nun bir insanın karşısına çıkması mümkün değildir çünkü o an ölür, paramparça oluruz o enerjiyi kaldıramayız.

Kuran'da bahsi geçen Hz.Musa'nın "Seni bir kere göreyim" sözüne gelen cevabı biliyorsun; "Sen beni görmeye güç yetiremezsin."şeklindedir. Kaldı ki orada görebileceği Yaratıcı'nın kendisi değil Rab-Tanrı diye bahsi geçen İlahi Varlık'dır. (Eloha-Yehova)

Bilmek isteyene ben görünürüm der Rab, bu görünmek fiziki bir görüntü değil içten gelen bir akıştır. "Şah damarından daha yakınım" ifadesinde olduğu gibi.

Bilmeyi istedin mi hiç tüm kalbinle? Dene istersen şayet niyetin gerçek ve astral bedeninde tortu yoksa (öfke-kin-ayrımcılık-kibir)v.s. ile oluşan bir tortun yoksa o zaman varlığını hissetmeye başlarsın hem de bir daha asla şüpheye düşmeyecek kadar net bir şekilde hissedersin şayet tortu varsa arınman gerekiyor.

Yıllar önce insanlar manastıra kapanıp arınma çalışmaları yaparken, zikir-oruç-namaz kılarken amaç cennete gitmek değildi sadece Rab ile bağlantı kurabilmek, o planla irtibata geçebilmek içindi bu da ancak temiz-arınmış-saf niyet ve eylemlerle mümkündür...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Yaratmak derken kendinden yaratmak yani ruhundan bir parça üflemedi mi? Anne örneğini o yüzden verdim anne de karnında taşır, evladı kendinden bir parçadır. İnsan annesini sevmek için kendini zorlamaz bu içten gelen bir duygudur.

Yaratıcıyı görmek istesen de göremezsin. O'nun bir insanın karşısına çıkması mümkün değildir çünkü o an ölür, paramparça oluruz o enerjiyi kaldıramayız.

Kuran'da bahsi geçen Hz.Musa'nın "Seni bir kere göreyim" sözüne gelen cevabı biliyorsun; "Sen beni görmeye güç yetiremezsin."şeklindedir. Kaldı ki orada görebileceği Yaratıcı'nın kendisi değil Rab-Tanrı diye bahsi geçen İlahi Varlık'dır. (Eloha-Yehova)

Bilmek isteyene ben görünürüm der Rab, bu görünmek fiziki bir görüntü değil içten gelen bir akıştır. "Şah damarından daha yakınım" ifadesinde olduğu gibi.

Bilmeyi istedin mi hiç tüm kalbinle? Dene istersen şayet niyetin gerçek ve astral bedeninde tortu yoksa (öfke-kin-ayrımcılık-kibir)v.s. ile oluşan bir tortun yoksa o zaman varlığını hissetmeye başlarsın hem de bir daha asla şüpheye düşmeyecek kadar net bir şekilde hissedersin şayet tortu varsa arınman gerekiyor.

Yıllar önce insanlar manastıra kapanıp arınma çalışmaları yaparken, zikir-oruç-namaz kılarken amaç cennete gitmek değildi sadece Rab ile bağlantı kurabilmek, o planla irtibata geçebilmek içindi bu da ancak temiz-arınmış-saf niyet ve eylemlerle mümkündür...

Gurularla sonsuz ruh/bilinç dedikleri yaratan ile irtibata geçtiklerini iddia ediyorlar.. dün bir başlık açmıştın ya 10 dakka birbirinin gözlerine bakanlar halüsinasyonlar görmeye başlıyor diye. eğer birşeylere fazlaca odaklanırsak beynimiz melekelerini kaybetmeye başlıyor. en basitinden herhangi bir kelimeyi sürekli tekrarlayın bir süre sonra beynin kimyası gerçek dışı şeyler göstermeye başlar. kısacası bu tür yüksek odaklanama veya sürekli tekrarlar vs gibi şeylerle Tanrıyı veya yaratıcıyı sezgisel olarak duyumsadığı iddia edenlerin hiçbirine inanmıyorum. Dinende böyle birşey olamaz. neymiş hissediyorlarmış biliyorlarmış bilen bilirmişte anlatamazmış falan filam. peygamber bile kendisine 3 yıla yakın vahiy gelmediğinde şüpheye düşmeye başlamıştır acaba hayal mi gördüm diye. ama maşallah bazıları biliyor(!). ayrıca buraya sınav amaçlı gönderilmiş insanların yüksek takva ve iman haricinde biliyorum mertebesine ulaşması imkansızdır. eğer böyle biliniyorsa imanın ne anlamı kalır !? bu temel gerekçelerle bu iddialarda bulunan insanların yaşadıkları hallerin ilahi bir geçerliliği olduğuna inanmıyorum.
 

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
Gurularla sonsuz ruh/bilinç dedikleri yaratan ile irtibata geçtiklerini iddia ediyorlar.. dün bir başlık açmıştın ya 10 dakka birbirinin gözlerine bakanlar halüsinasyonlar görmeye başlıyor diye. eğer birşeylere fazlaca odaklanırsak beynimiz melekelerini kaybetmeye başlıyor. en basitinden herhangi bir kelimeyi sürekli tekrarlayın bir süre sonra beynin kimyası gerçek dışı şeyler göstermeye başlar. kısacası bu tür yüksek odaklanama veya sürekli tekrarlar vs gibi şeylerle Tanrıyı veya yaratıcıyı sezgisel olarak duyumsadığı iddia edenlerin hiçbirine inanmıyorum. Dinende böyle birşey olamaz. neymiş hissediyorlarmış biliyorlarmış bilen bilirmişte anlatamazmış falan filam. peygamber bile kendisine 3 yıla yakın vahiy gelmediğinde şüpheye düşmeye başlamıştır acaba hayal mi gördüm diye. ama maşallah bazıları biliyor(!). ayrıca buraya sınav amaçlı gönderilmiş insanların yüksek takva ve iman haricinde biliyorum mertebesine ulaşması imkansızdır. eğer böyle biliniyorsa imanın ne anlamı kalır !? bu temel gerekçelerle bu iddialarda bulunan insanların yaşadıkları hallerin ilahi bir geçerliliği olduğuna inanmıyorum.

Gurular dahil hayal görüyor ya da kendimizi kandırıyoruz, öyle mi?:)))

Şu detayı atlıyorsun; vahiy almak başka Yaradan'ın varlığını hissetmek bambaşka.

Yaradan zaten her yerde, herşey O'na ait ve O'ndan bir işaret taşıyor.

Astral bedende oluşan negatif enerjiler bu bağlantıyı engeller. Hz. Muhammed vahiy almadan önce dağa çıkmış, günlerce bir mağarada tek başına bu bağlantı için hazırlanmıştı. Hz. Musa ve Hz. İsa da öyle.

Sen bu hissi yakaladıktan sonra zaten istesen de kaybedemezsin. Bunun için guru olmaya ya da çok sıradışı biri olmaya gerek yok isteyen herkes gerekli koşulları oluşturduğu zaman ilahi plan ile bağlantı kurabilir. Kötü niyetli varlıklarla bağlantı kurma ihtimalin yok çünkü astral beden temizse negatif enerji ile temasa girmezsin. Benzer benzeri çeker bu da bir doğa yasasıdır.

Zikir-Mantra çalışmaları da yine enerji alanı değişikliği sağlar fakat bu tekrarlanan kelimenin böyle bir özelliğinin olması gerekiyor. Mesela 4444 kere tekrarlanan dua mutlak surette sonuç verir fakat bu duayı okumaya başladığın an 4444 tamamlanana kadar hiç ara vermemen gerekiyor. Yanlız ve sessiz bir ortamda gerçekleştirdiğin takdirde (astral bedenin temiz olacak) olacaklara kendin bile inanamazsın.

Her an gözetlendiğimizi ve şu an ben bunları yazarken bile İlahi Plan'ın takibi altında olduğumuzu bir bilsen her eylemin yavaş yavaş ilahi yönde ilerlemeye başlar. Her doğru eylem, öfke kontrolü, kin duymamak, oruç, namaz v.s. de sen farkında olmadan astral bedenini temizler. Böyle olunca da bakış açın değişir, olumsuz olaylar sana teğet geçmeye başlar.(daha büyük belalardan da korunmaya başlarsın)

Hz. İsa demiştir ki; "Göklerin melekutu sizin içinizdedir."

Kuran der ki; "şah damarınızdan yakınım"

Yunus der ki; "Bir ben vardır bende benden içeri"

Eflatun der ki; "Gölgeye değil oynatana bak"

İnsan isterse ve çabalarsa her zaman İlahi Plan ile bağlantı kurabilir yeter ki eylemlerini, düşüncelerini sadece iyi olana yöneltsin, en zor olan da budur zaten dünya yaşamında bunu başarabilen Yaradan'ın yolundan sapmaz, saptırmak isteyenler yanına yaklaşamaz. Sen, ben bir yanılsama dünya koşullarında olması gereken algılama şekli bu ama gerçekte sen-ben yok sadece "O" var ve her yerde olanı ayrıca aramana gerek yok şu an farkında değilsin sadece ama farkında olmak da senin elinde.

Bakara Suresi / 186

"Şayet kullarım beni senden sorarlarsa gerçekten ben çok yakınım. Bana dua edince duacının duasını kabul ederim; O halde onlar da benim davetime koşsunlar ve bana layıkiyle iman etsinler ki, doğru yola gidebilsinler."

Kaf Suresi / 16. ayet

"Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız."

Mücadele Suresi / 7. ayet

"Allah’ın göklerde ve yerde olanların tümünü gerçekten bilmekte olduğunu görmüyor musun? (Kendi aralarında gizli toplantılar düzenleyip) Fısıldaşmakta olan üç kişiden dördüncüleri mutlaka O’dur; beşin altıncısı da mutlaka O’dur. Bundan az veya çok olsun, her nerede olsalar mutlaka O, kendileriyle beraberdir. Sonra yaptıklarını kıyamet günü kendilerine haber verecektir. Şüphesiz Allah, herşeyi bilendir."

Yunus Suresi / 61.ayet

"Hangi işte olursan ol, Allah'tan Kur'an namına ne okursanız okuyun ve ne yaparsanız yapın; yaptıklarınıza daldığınız an, biz mutlaka üstünüzde şahitlerizdir. Yerde ve gökte hiç bir zerre Rabbinden gizli değildir. Bundan daha küçüğü de daha büyüğü de şüphesiz apaçık bir kitaptadır."
 
Son düzenleme:

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
''Ve İsa sordu onlara;
Sizce ben kimim ?
Ve onlar dediler ki;
Sen varoluşun kökeninin eskatolojik manifestosu,birbirimizle ilişkilerimizin gerçek anlamını bulduğumuz simgesin.
Ve şöyle dedi İsa onlara:
''Ha?''

benim için durum bu,güzel özetlenmiş.
 
Son düzenleme:

Objectivity

Kahin
Onursal Üye
Katılım
23 Ara 2012
Mesajlar
4,763
Tepkime puanı
319
Puanları
83
''Ve İsa sordu onlara;
Sizce ben kimim ?
Ve onlar dediler ki;
Sen varoluşun kökeninin eskatolojik manifestosu,birbirimizle ilişkilerimizin gerçek anlamını bulduğumuz simgesin.
Ve şöyle dedi İsa onlara:
''Ha?''

benim için durum bu,güzel özetlenmiş.

Bu söylemi hiç duymadım, size uygunluğunu biraz açabilirseniz sevinirim.
 

meyelan

Filozof
Yeni Üye
Katılım
25 Ağu 2013
Mesajlar
785
Tepkime puanı
26
Puanları
28
@Dijital ;söylem için kaynak gösteremiyorum.Zekice hazırlanmış bir metin bence.Nasıl başka bir lisanı tam karşılıkla çeviremiyorsak(bilgi eksikliğimde buna sebep olabilir) metnide kendimce açayım.
Din/tanrı kavramı insanlık tarihinde; akıbeti selamete ulaştırsın diye muhtaç olunmuş bir güç.Fakat bu azınlığın dışında kimsenin direk muhataplıkla ispat edemeyeceği Tanrı kendini ispat etmek için şekillere sokuldu.İnsan eliyle ,kısıtlı aklıyla esas düzen yorumları yapıldı,tıpkı benim şimdi yaptığım gibi,onu erittik,kalıba koyduk,yonttuk,şekil verdik ,her insan ayrı ayrı kendi dinini yarattı ..benzeşik alanları birleştirici unsur sayıp birlikte sayıkladı.Ve İsa onu bu şekle sokanlara ha diyecek hale geldi. :)
Anlaşılır halde ancak böyle bişeyler denebilir,gerçek istenen imanla inanan kaç kişi kalmış olabilir,72 fırkanın hangisi tek ve doğru olandır.
Bu kadar seçimsizliğe mahkum bir gidişat ile hangi doğru seçimi yaptığımızı kumar usulu belirleyen Tanrı ile uzlaşmak için ne yapmalı.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Dijital; arkadaşın hatrına 3 gün için 600 TL bayılıp guruların seminerine gidecektim . sonra diğer bir arkadaş taş koyunca gitmedim. gidenler çok mennunmuş parayı bayılan olayı çözüyomuş tavsiye ederim :)



ya kusura bakma neresinden başlıyacağımı bilmediğim için yazdıklarına cevap veremiyorum. temelsiz şeyler bunlar açıkça çelişik ve yalan dolu şeyler. tavsiyem temellerine bak. temelleri tutarsız. tutarsız temel üzerine ihtişamlı gökdelen inşa etmişler ama altı boşlukta.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç
Üst