Tanrı akılla kanıtlanabilir mi?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Felsefi Tartışmalar kategorisinde BayNietzsche tarafından oluşturulan Tanrı akılla kanıtlanabilir mi? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 1,710 kez görüntülenmiş, 20 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Felsefi Tartışmalar
Konu Başlığı Tanrı akılla kanıtlanabilir mi?
Konbuyu başlatan BayNietzsche
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Salih1971

BayNietzsche

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
3 Kas 2020
Mesajlar
5
Tepkime puanı
1
Puanları
3
Konum
Kıbrıs
Mesela Pascal tanrının duyguyla yani imanla inanılan birşey olduğunu savunmuş. Gerçekten akıl ile kanıtlayamaz mıyız?
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63

Burayi okumani tavsiye ederim
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Mesela Pascal tanrının duyguyla yani imanla inanılan birşey olduğunu savunmuş. Gerçekten akıl ile kanıtlayamaz mıyız?

Kanıtlarız, kendimizle sınırlı kalır ama evet kanıtlarız..
Daha genişi ...
Kimi subjektif sonsuz Tanrı ve varlıklar (Tanrı varlıklar) tanıtlar, kimi monoteizm, kimi politeizm..
ve subjektif-objektif ayıklamasına girecek gerçek bir ölçütümüz yok bu yüzden eğer ille de olacaksa (oldurulacaksa) Spinoza'nın Tanrısı iyi bir Tanrı.
Kanıtın kökünde bile kanı var....Daha ilk önermeyi kuracak -olan- subjektif...
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Şöyle düşünelim derim.
Tanrı Teoloji'nin (İlahiyat'ın) konusudur alanıdır ve zeminidir.
Örneğin modern biyoloji ve antropoloji Evrim, İnsan (Homo-Sapiens) hücre vb bir zemin içerik kullanır.
Modern fizik, Evren, enerji, madde kütleçekim gibi imgeler kullanır.
Bu felsefeye gelindiğinde temel taban Varlık, ilişki kurulan temel kavramlar bilgi ve öğrenmedir. Kabaca.
Felsefe teoloji değildir, filozof teolog değil. Felsefe patikasındaki kişi bu bağı koparmalı ve felsefe tanrı tartışmamalı. Monoteist ya da teolojik aklı ve düşünce tabanını felsefeye dayatmak ya da felsefe içine/gövdesine yamamak/giydirmek. Bu her tarihte tartışıldı. Bu uygun değil.. Tanrı'yı teologlar tartışmalı...
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Mesela Pascal tanrının duyguyla yani imanla inanılan birşey olduğunu savunmuş. Gerçekten akıl ile kanıtlayamaz mıyız?

Kanıtlayamayız, akılla sadece ipucu üretebiliriz..

üzerine düşündükçe anlıyorum ki Tanrı konusunda kanıt kavramı bizlere teologlarca aşılanmış birşey, onların anlattıkları şeyler kanıtlar değil ,ipucları..
 

NuriKara

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Ara 2018
Mesajlar
565
Tepkime puanı
106
Puanları
43
Aslında ipucu bile değil, çünkü ipucu kanıtlanabilir veya yanlışlanabilir olmalıdır. Ne yazık ki bu konuda herhangi bir kanıtlanabilir argüman yok, olamaz da bence. Ancak varsayım filan olabilir, yaptıkları.
 
  • Beğen
Tepkiler: ls2

eyba

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Kas 2020
Mesajlar
17
Tepkime puanı
3
Puanları
3
Konum
izmir
Üniversite Bölümü
maliye
Akıl neden-sonuç üzerine çalışır. Tanrı ise nedensizdir, daha doğrusu nedeni kendisidir.
İkincisi akıl zaman-mekan üzerine çalışır. Tanrı ise zamandan ve mekandan münezzehtir.
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Aslında ipucu bile değil, çünkü ipucu kanıtlanabilir veya yanlışlanabilir olmalıdır. Ne yazık ki bu konuda herhangi bir kanıtlanabilir argüman yok, olamaz da bence. Ancak varsayım filan olabilir, yaptıkları.

evet. ipicundan kastım (varsayım / olasılık) aynı seninle genç..
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
Akıl neden-sonuç üzerine çalışır. Tanrı ise nedensizdir, daha doğrusu nedeni kendisidir.
İkincisi akıl zaman-mekan üzerine çalışır. Tanrı ise zamandan ve mekandan münezzehtir.

bu mentalite ile tanrıyı akılla ispatlamış olmuyorsun. Tanrıyı aklın dışına (aşkın alana) alarak,aklı tanrı konusunda yetersiz bırakıyorsun. ..başka deyişle varlığa bakıp bunu bir yaratan olmalı diyorsun ama o yaratanın zatı konusunda aklı saf dışı bırakıyorsun.. bu hristiyan teolojisin ürettiği iyi bir argüman ama çelişkili..
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Tum kavramlarin oldugu gibi Tanri kavrami da insanligin ihtiyacindan oturu cikmistir.

Varlik ispatina gerek yoktur, felsefe neden ihtiyac duyuldugunu sorgular.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Mesela tanrı..... Gerçekten akıl ile kanıtlayamaz mıyız?

Bunu yaptılar ama bunların geçerli akıl ya da mantık ilkeleri ve uslamlamaları olacağını diğerlerine tanıtlayamazsın (gösteremezsin). Bunu anlayanlarla sınırlı kalır ama kendi içince evet kendine gösterebilirsin (kendine kanıtlayabilirsin) ve bu gerçeği paylaşacağın çok az kişide yine aynı görüşü edinecek. Muhtemelen Yüzde 1' le 3'ümüz.

Parmenides'in "On Natura"sı bu denilene ve sorulana ilişkin oluşturulmuş bir uslamlamalanın birebir ta kendisi, gözden geçirin...

Geçmişte yapılmış olanlar bunlar

Bugün pek çok insan, şeylerin bir zamanlar yoktan varolmuş olması gerektiğine inanıyor. Eski Yunanlılarda ise bu düşünce öyle yaygın bir düşünce değildi. Onlar "bir şeylerin" hep var olmuş olduğundan hiç şüphe etmiyorlardı nedense.


Empedokles: Hiçbir şey yok olmaz hiçbirşey de yoktan var olmaz

Anaksagoras yoktan hiçbir şeyin var olmayacağını ve hiçbir şeyin de yok olmayacağını düşünüyordu. Dolayısıyla ona göre mutlak anlamda bir oluş ve yok oluş yoktu.

Parmenides, her şeyin bir, bozulmaz, başlangıçsız ve hatta zamansız olduğunu düşünüyordu. Hiçbir şey yoktan var edilemez veya yok edilemezdi.
 

eyba

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Kas 2020
Mesajlar
17
Tepkime puanı
3
Puanları
3
Konum
izmir
Üniversite Bölümü
maliye
Öklit matematiğini kurarken postulatlara dayanır. Misal nokta der: bölünemeyen şey. Doğru parçası: iki nokta arası en kısa yol... Üçgen, kare diye inşa eder. Öyle güzel kurulur ki matematik ve öyle uyar ki tabiata o kertede artık nokta var mı yok mu diye sorgulamaya gerek kalmaz.

Gelenekte de yüzlerce yılda Tanrı, şeytan, iyilik, kötülük,dua, tövbe ile öyle güzel-yararlı kurulur ki dünya ve öyle uyar ki topluma artık o kertede Tanrı var mı yok mu diye sorgulamaya gerek kalmaz. Demek istediğim Arabi, Gazali, Farabi... bu insanların akıl güçleri tartışılır mı?

Merak eden ve şüphe duyan bir bilgelik sevdalısı değilsen...

Yani Sokrates'i yargılayanlar ne istediler? Ya da neyi istemediler? Kurulmuş dünyanın ön kabulleriyle oynanması... Noktanın tabiatta varolmaması matematiği yıkar mı peki?

Sorgulanmaması gereken tek şey sorgulamak olmalı. Belki de bu minvalde asıl soru: Neden idealistler ya da materyalistlerden bir taraf haklı çıkmıyor?
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Öklit matematiğini kurarken postulatlara dayanır. Misal nokta der: bölünemeyen şey.
Evrende nokta bir küredir

Üçgen, kare diye inşa eder.

Evren 3 boyutlu, (ya da 3boyutlu bir evrende) üçgen piramit ve kare küptür ve düzlem hiç bir zaman düzlem değil.. Eğer yeryüzünün en büyük masasını yapsaydım kuşkusuz yüzeyi -bize göre- bir düzlem olurdu ama uzaydan ona baksam bu bir dairenin yüzeyi olurdu.
En basiti düzlem bir daireyi iki ayırmanın somutu ve daire üzerinde tanımlanan bir doğru kendi ucuna kapandığında/birleştiğinde buna çember diyoruz. Bu gerçek bir doğru..

Öklid felan yok, felsefe basit özgür bir iş, bunları bırakın, kendinize engeller koymayın. Eğer Öklid iyi biliyorsa (ya da her kimse Garabi felan) gidin Öklid (ve Garabiler) okuyun ya da tartışacak bir Öklid (ve Garabi-ler) bulun.. Bunu beyan edecekseniz (ve bunu yapacaksanız da bana ya da benim gibilere açıkça belirtin ki) ben (o durumda) bu tarafta iletişimsiz kalmayı (sizi kendi doğrularınızla bırakmayı Öklid ve Garabi gibilere yönlendirmeyi ve paslamayı) tercih edeceğimi yinelemek isterim...

Gelenekte de yüzlerce yılda Tanrı, şeytan, iyilik, kötülük,dua, tövbe ile öyle güzel-yararlı kurulur ki dünya ve öyle uyar ki topluma artık o kertede Tanrı var mı yok mu diye sorgulamaya gerek kalmaz.

Aşağıda sorgulamaktan bahsediyor bunu anlamadım, Tanrı tabunuz mu? yani sorgulanmazınız mı? Sorgulamayacak mısınız?
Bunu açıklayın..
Sorgulanmaması gereken tek şey sorgulamak olmalı. Belki de bu minvalde asıl soru: Neden idealistler ya da materyalistlerden bir taraf haklı çıkmıyor?

Çıkıyor, kendi içinde.... ama subjektif... Subjektifi objektife dayatamazsınız...
 
Son düzenleme:

eyba

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Kas 2020
Mesajlar
17
Tepkime puanı
3
Puanları
3
Konum
izmir
Üniversite Bölümü
maliye
Felsefe tarihi, bilim tarihi, siyasi tarih okumamak harita olmadan su aramak ya da çıplak elle ceylan avlamak gibi. Suyu bulursun belki ceylanı avlarsın da ömür yeter mi?

Tanrı'yı sorgulayalım, sorgulayalım da bu ne kadar doğru olur? Kutsal (dini kutsal, milli kutsal), düşüncenin konusu olur mu?

Ayrıca, bir kişinin kafasındaki özgürlük ideasını dikte etmesi, kendi içinde çelişkiye götürmez mi o kişiyi?

Burada biraz da önemli olan dünyamızı kurmak ve o dünya ile yaşamak (tabi sürekli geri dönüp temelleri sağlamlaştırıp güncellemek de olmalı). Yaşamak ve düşünmek aynı anda olmuyor malum. Yanlış, çok mu yanlıştır? Dünya'da 8 milyar insan varsa 8 milyar macera olmalı.

Bir de küre 3 boyutlu bir objedir, nokta boyutsuzdur yani obje değildir (sıfır boyutlu). Basit düşündüm.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Kutsal (dini kutsal, milli kutsal), düşüncenin konusu olur mu?

Düşüncenin konusu olmayanlar antidüşüncenin konusu ya da düşüncenin antikonusu olur... Antiler anti bağlamı. Konu olmayan şey tartışılamaz. Daha kısa ve özetle; anlamadıklarınızı karşıt ve anti görmeye ve anlamamaya devam edersiniz ya da verili zemin ve statüko neyse o hüküm sürer. Yani kabullerinizin başkalarınca nasıl karşılandığına ve ele alındığına o halde karışmamalısınız... Özellikle bunlar üzerine düşündüğünü söyleyenlerin yaklaşımları hakkında fikir yürütmemek ve sınıflandırma yapmamak en akıllıcası çünkü kişi en işine geleni seçecek. Her anlamda muhafazkarlık güzel bir şey. Kişiyi değişim gelişim ve bu anlamda sarsıntıdan koruyor. Sizi anlıyorum...
 

eyba

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Kas 2020
Mesajlar
17
Tepkime puanı
3
Puanları
3
Konum
izmir
Üniversite Bölümü
maliye
Ordinaryus profesör de 2 artı 2 eşittir 4 dese insanın aklına ilkokul 1 geliyor değil mi? Buna uzun tartışmalar, düşünceler, incelemeler, tecrübeler sonunda ulaştığına inanmak istenmiyor. Filmi baştan sona izleyen biri için meğer adam ölüymüş dediğinde... Neyse uzadı konu ama benim yolum Farabi'nin yoludur, bilgi verme gereği duydum. Platon ile Aristoteles'i uzlaştırmaya çalışıyorum, çalıştım. Yıllarca taktığım materyalist gözlüğümü de yitirmek istemiyorum. Bu kolay olmuyor, anlaşılmıyor zaten... yoksa biz o konfor alanımızı çok yırttık attık.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Ordinaryus profesör de 2 artı 2 eşittir 4 dese insanın aklına ilkokul 1 geliyor değil mi?

Bu denilen zaten Ordianryus profesörü yani sadece geçerli sayılan birilerinin bilgi ehliyeti oluşu ya da bilgi üzerine sadece onların söz söyleme yetkisi oluşu ve algılama süreçlerinin onların tekelinde oluşu reddetmeyi gerekli kılıyor.

benim yolum Farabi'nin yoludur,
Şimdi Farabi deniyor. Bence bu kişiyi zaman yolculuğu yaptırıp yakınçağ Avrupasına ya da Eski Yunan'a konumlasam bambaşka biri olur. İfade özgürlüğünün sınırlı olduğu toplumlarda kişilerin açıklamaları politize. Hala bu toplumda bile ifade özgürlüğü sınırlıdır. Sanalda özgür sanılır oysa karşıt olacağı varsayılanlar tarafından her anlamda hem ifade hem de ifadenin toplumsal erişimi-evrimi sınırlanır ve daraltılır.
Farabi dediğim açmazlar nedeniyle üzerinde durmadığım ama diğer sayılan adlara göre biraz daha sempatik bulduğum bir tarihi kişilik...

yoksa biz o konfor alanımızı çok yırttık attık.

Konfor alanında çıkıldıysa yani bu ifade dürüstse -ki aslında başka konfor alanı aranmıyorsa- mevcut kürkçü dükkanları hakkında az çok fikrim olduğunu varsayalım... Bana göre Farabi'yle takılma oldukça konfor alanı, etliye sütlüye karışmama...

materyalist gözlüğü
Adı geçtiği için söylüyorum. Bu kavramın benle ilgisi yok. Eğer öyle bir yanılgı ya da ilişkiyle verildiyse...
 

eyba

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 Kas 2020
Mesajlar
17
Tepkime puanı
3
Puanları
3
Konum
izmir
Üniversite Bölümü
maliye
Tabi bilim insanları ve bilimsel bilgi sorgulanmalı. Zaten bilim felsefe ile ilerler. Misal Einstein Newton'u sorgulamasaydı...

Tarihe baktığımızda ise -hayır, diyen insanların lokomotif olduğunu görüyoruz. Marx kapitalizme hayır demiş, Hz.İsa adaletsizliğe, sevgisizliğe, Atatürk sömürüye, saltanata hayır demiş, Hz.Muhammed cehalete, Farabi ise tutuculuğa hayır demiş: Hem A hem B doğru olamaz mı?(orijinallik anlaşılıyordur umarım)

Etliye sütlüye karışmayan insan doğru bilgiyi aramaz, bildiğini okur. Belki bir alanda öğrendiği bilgiyle yetinir. Oysa Farabigiller kolay tatmin olmazlar. Misal fizikte enerji - ezeli, ebedi (deneysel bilgi), bu onlara yetmez, matematiğe de bakarlar sonsuzluk - ezeli, ebedi (bilimsel bilgi), yetmez psikolojide ya da bilinçte var mı diye sorarlar Tanrı- ezeli, ebedi (süper bilgi). Yani Farabigiller çoğalırsa dünya daha demokratik, bilgi daha sağlam olmaz mı?

İnsanın dünyasını kurması ne kadar zor bilirim. Deney ya da akıl, teizm ve ateizm, iyilik veya doğruluk, hakikat peşinde mi mutluluk peşinde mi? Hepsinin yıkılabildiğini gördüm. Belki bu insan olmaktır. Dücane Cündioğlu'nun dediği gibi: Gökdelenlerim bir bir yıkıldı, şimdi bir kulube yapabilirsem...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Etliye sütlüye karışmayan insan doğru bilgiyi aramaz, bildiğini okur.
Tam da bunu yapıyordun bu iletişim boyunca ne güzel açıkladın.

Tanrı merkez almışsınız ve tabu, kumanda merkezi, her neyse onun gibi bir şey ve o sorgulanmazınız ve hala özgür bilgiye/sorgulamaya geçit olduğunu söylüyorsanız?. Dürüst olunmadığını söylemek benim dürüstlüğüm olsun...

A merkezi yerine B merkezi inşası ve güvenli kabuk değiştirme adı altında yeni değişimsizlik için adlar arama gibi geliyor.. kusura bakmayın o halde... Dürüst gözlem ve fikirler yazıyorum. Burdan öyle göründüğünü bilmelisin... Sadece bu...
 
Son düzenleme:

ignostik üye

Filozof
Uzaklaştırılmış
Katılım
1 Ocak 2021
Mesajlar
969
Tepkime puanı
131
Puanları
43
Yaş
57
Konum
Mars gezegeni.
Üniversite Bölümü
felsefe
Ne demis niceze abimis.inandigin seyi ispatliyamiyorsan ve bunun farkinda isen sen bir sahtekarsin.yada cahil!!saygilar sevgiler.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst