saygı mı gerek sevilmek için ? sevgi mi gerek sayılmak için ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Serbest Kürsü kategorisinde düşünceli prenses tarafından oluşturulan saygı mı gerek sevilmek için ? sevgi mi gerek sayılmak için ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 607 kez görüntülenmiş, 8 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Serbest Kürsü
Konu Başlığı saygı mı gerek sevilmek için ? sevgi mi gerek sayılmak için ?
Konbuyu başlatan düşünceli prenses
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan "ictenlik"

elbisss

Kahin
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
28 Mar 2019
Mesajlar
1,322
Tepkime puanı
266
Puanları
83
Her ikiside olmalı her ikisi olduğunda ortaya aşk çıkar bu aşk kı herşeyi yandirir

İnsan bir kere aşık oldumu kalbi yanar kor alevi gibi olur bu aşk öyle birşey ki doğaya canlıya bile aşkla bakarsin

Aşkla seversen bakmışsın ki sevilenin olur aşkla yürürsen bakmışsın ki senle saygıyla yürüyenler olur

Aşk öyle birşey ki gözünü kapattiginda bile halen sevgini yesertirsin bence dunyadaki en güzel duygu bilmek ve bilebilmektir devamında tabiat ve canlıya sukredebilmektir

Böyle
 

phi

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
13 May 2008
Mesajlar
1,906
Tepkime puanı
174
Puanları
63
Saygi zorunludur sevgi gorecelidir.

Bu sebeple saygi sevgiden once gelir.
 

Nejdet Evren

Kahin
Yeni Üye
Katılım
19 Ağu 2008
Mesajlar
3,589
Tepkime puanı
179
Puanları
63
Yaş
60
nefret edilmediği sürece sevgi beslenemeyene karşı saygı duyulabilir, fakat saygısı yiritilmiş olan da sevilemez. ozan diyor ki; "dünyayı güzellik kurtaracak ve bir insanı sevmekle başlayacak herşey", bir adım ileri taşırsak dünyayı herşeyi sevmekle başlayacak her yeni olan ve sevgi olmadan hiçbir şey düzelemeyecek; dolayısı ile bu savaşı sevgi kazanmak durumundadır...
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Birçok kişi onun (sevginin) açlığını çeker, mutlu ve mutsuz aşk öyküleri anlatan bir dolu film izler, yüzlerce ucuz aşk şarkıları dinler. Buna karşın, pek azı sevgiye ilişkin birşeyler öğrenmenin gerekli olduğunu düşünür.

Birçok kişi, sevgi sorununu ilkel bir biçimde ele almakta ve kendi sevebilme gücünden, sevme ediminden çok sevilme olarak görmektedir.

Sevgi konusunda öğrenilecek birşeylerin bulunmadığına ilişkin düşünceyi doğuran nedenlerden biri de sevgi bir beceri sorunu değil, bir nesne sorunu olduğunu düşünmekten kaynaklanır. İnsanlar sevmenin kolay olduğunu, fakat sevecek —ya da sevilecek— doğru nesneyi bulmanın güç olduğunu düşünürler.

"Sevgi nesnesinin seçiminde yirminci yüzyılda büyük değişiklik oldu. Gelenekçi toplumların bir çoğunda olduğu gibi, Victoria çağında da sevgi, kişinin yaşamı içinde birdenbire ortaya çıkıveren ve evlilikle sonuçlanan bir şey değildi. Tam tersine evlilik-toplumsal yargılara uygun olarak ya ailelerin karşılıklı görüşmeleriyle, ya çöpçatanlarca ya da bu aracıların hiçbiri olmaksızın-bir anlama ile gerçekleştirilir ve sevginin evlilikten/beraberlikten sonra doğup gelişeceğine inanılırdı.

Batı dünyasına, romantik aşk kavramı son birkaç kuşakta egemen oldu. Birleşik Amerika'da geleneksel yapının etkinliği tümüyle silinmemesine karşın, büyük çoğunluk kişisel yaşamı içinde o kendiliğinden oluşuverip evlilikle bitecek olan "romantik aşkı" aramaktadır. Sevgide oluşan bu yeni özgürlük kavramı, nesnenin önemini, oldukça artırmış olsa gerek.

Tüm yönelimlerin merkezini karşılıklı alışveriş ve çıkar sağlamanın oluşturduğu, maddi başarıların en önemli değer olduğu bir uygarlıkta, insanlar arası sevgi ilişkilerinin de meta ve emek pazarını yöneten aynı değişim yolunu izlemesine şaşmak için pek az neden var.
..
Sevgi kişinin soyutlanma ve ayrı olma duygularını yenmesini sağlar...

Erich Fromm Sevgi Sanatı

Bugün sevgi dediğimiz de bir tür ortaklık/partner arıyoruz ve sevgi dediğimiz duygular bütünü genelde bunun doğru uyum olduğunu bize söyleyen/hatırlatan şeyler bütünü gibi oluyor. Başta kopamama, özel bir çekim duyma, heyecan ve bağlılık duyma ya da cazibe ve deneyim isteği beraber olma ve deneyimleme isteği dahil.. Sevgiye daha geniş bir anlam yüklersek başka bir yere gidebiliyoruz..

Bunun iki taraflı oluşunu farketmek ve kavramın kendi bilişsel yapılandırması önemli...
Bu ortaklık, partner beraberlik ve birliktelik (iki taraflılık) kavramına yoğunlaşma ve bunun üzerinde durmayı önemli, buluyorum..

Bize ailenin en küçük kurumsal birim ve yapı olduğu söylenirdi. İlişki ve evlilikler küçük bazen geçici bazen kalıcı ticari/ilişkisel birlik ve şirketler gibi...

Özel olarak sevgi kavramının çok geniş, sonsuz, bir anlamı var. O yüzden bu soru sevginin nasıl tanımlanacağına bağlı..

Sevgi ortağı, iş ortağı, ilişki ortağı ve partneri... Tıpkı böyle...
İki taraflı bu kavramları kolluyor olursak ideal ya da doğru ilişki ve beraberliği yaratırız... Sonunun biraz dışına çıktım mı bilmiyorum ama öyle..

Sağlamlık ve kazanç gibi tanımlar ne kadar uygun bilmiyorum..
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Sevgi kaybetmez...
 

ls2

Kahin
Onursal Üye
Katılım
1 Kas 2012
Mesajlar
2,737
Tepkime puanı
180
Puanları
63
İkisi birbiri ile; ilgili,ilişkili,bağlı duygular bence, ayıramadım.

ama sevgi tabiki daima önde, aşk ise başka bir boyutta:love:
 

ÜstünKişi

Ordinaryus
Yeni Üye
Katılım
21 Ocak 2018
Mesajlar
744
Tepkime puanı
114
Puanları
43
İkisi de birbirlerinden bağımsız duygular. Düşmanınıza saygı duyabilirsiniz ancak bu onu sevmenizi gerektirmez. Evcil hayvanınızı sevebilirsiniz ama bu ona saygı duyduğunuz anlamına gelmez.

Bu duyguların (tutumların) çoğu zaman bir arada kullanılmasının sebebini ikisinin de bağlayıcı duygular olmasında görüyorum. Bireysel açıdan ikisini de düşünceleri körleştirdiği fikrindeyim ve bu duygularda aşırıya kaçılmaması gerektiği görüşünü benimsiyorum.
 

"ictenlik"

Kahin
Onursal Üye
FS - KT. Yöneticisi
Katılım
7 Ara 2013
Mesajlar
6,615
Tepkime puanı
504
Puanları
113
Sorumluluk, sevginin üçüncü bileşeni olan başkalarına saygıyı içermiyorsa; kolaylıkla karşısındakine egemen olmaya ve ona kendin için sahip olmaya dönüşebilir. Saygının korku ve çekinmeyle bir ilgisi yoktur: Saygı bir insanı olduğu gibi görme, onun kendine özgü bireyselliğini algılamaktır. Saygı diğer insanın büyüyüp gelişebilmesine olan gerçek ilgidir.

Bu nedenle sömürüyü içermez. Diğer insanın büyüyüp gelişmesinin kendi yararına, kendine özgü olmasını isterim, bana faydası olsun diye değil. Karşımdakini gerçekten seviyorsam kendimi onunla bir hissederim, ama bu o öyle olduğu içindir, benim gereksinimlerimi karşılayacak bir nesne olduğundan değil. Başka bir insana saygı duyabilmem için, kendi bağımsızlığıma ulaşmış olmam gerektiği çok açık. Eğer koltuk değneği olmadan ayakta durup yürüyebiliyorsam, bunun için başkasını kullanmama gerek yoktur. Saygının ön şartı özgürlüktür. Eski bir fransız şarkısında şöyle denir: "I'amour est I'enfant de la liberte." Sevgi özgürlüğün çocuğudur, hiçbir zaman baskının değil.

Erich Fromm - Sevme Sanatı | Felsefe.Net - Düşünce Kırıntıları Platformu!
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst