- Konbuyu başlatan
- #1
hangi ilişki daha sağlamdır peki ? sevgi mi kazanır bu savaşı, yoksa saygı mı ?
Birçok kişi onun (sevginin) açlığını çeker, mutlu ve mutsuz aşk öyküleri anlatan bir dolu film izler, yüzlerce ucuz aşk şarkıları dinler. Buna karşın, pek azı sevgiye ilişkin birşeyler öğrenmenin gerekli olduğunu düşünür.
Birçok kişi, sevgi sorununu ilkel bir biçimde ele almakta ve kendi sevebilme gücünden, sevme ediminden çok sevilme olarak görmektedir.
Sevgi konusunda öğrenilecek birşeylerin bulunmadığına ilişkin düşünceyi doğuran nedenlerden biri de sevgi bir beceri sorunu değil, bir nesne sorunu olduğunu düşünmekten kaynaklanır. İnsanlar sevmenin kolay olduğunu, fakat sevecek —ya da sevilecek— doğru nesneyi bulmanın güç olduğunu düşünürler.
"Sevgi nesnesinin seçiminde yirminci yüzyılda büyük değişiklik oldu. Gelenekçi toplumların bir çoğunda olduğu gibi, Victoria çağında da sevgi, kişinin yaşamı içinde birdenbire ortaya çıkıveren ve evlilikle sonuçlanan bir şey değildi. Tam tersine evlilik-toplumsal yargılara uygun olarak ya ailelerin karşılıklı görüşmeleriyle, ya çöpçatanlarca ya da bu aracıların hiçbiri olmaksızın-bir anlama ile gerçekleştirilir ve sevginin evlilikten/beraberlikten sonra doğup gelişeceğine inanılırdı.
Batı dünyasına, romantik aşk kavramı son birkaç kuşakta egemen oldu. Birleşik Amerika'da geleneksel yapının etkinliği tümüyle silinmemesine karşın, büyük çoğunluk kişisel yaşamı içinde o kendiliğinden oluşuverip evlilikle bitecek olan "romantik aşkı" aramaktadır. Sevgide oluşan bu yeni özgürlük kavramı, nesnenin önemini, oldukça artırmış olsa gerek.
Tüm yönelimlerin merkezini karşılıklı alışveriş ve çıkar sağlamanın oluşturduğu, maddi başarıların en önemli değer olduğu bir uygarlıkta, insanlar arası sevgi ilişkilerinin de meta ve emek pazarını yöneten aynı değişim yolunu izlemesine şaşmak için pek az neden var.
..
Sevgi kişinin soyutlanma ve ayrı olma duygularını yenmesini sağlar...
Erich Fromm Sevgi Sanatı
Sorumluluk, sevginin üçüncü bileşeni olan başkalarına saygıyı içermiyorsa; kolaylıkla karşısındakine egemen olmaya ve ona kendin için sahip olmaya dönüşebilir. Saygının korku ve çekinmeyle bir ilgisi yoktur: Saygı bir insanı olduğu gibi görme, onun kendine özgü bireyselliğini algılamaktır. Saygı diğer insanın büyüyüp gelişebilmesine olan gerçek ilgidir.
Bu nedenle sömürüyü içermez. Diğer insanın büyüyüp gelişmesinin kendi yararına, kendine özgü olmasını isterim, bana faydası olsun diye değil. Karşımdakini gerçekten seviyorsam kendimi onunla bir hissederim, ama bu o öyle olduğu içindir, benim gereksinimlerimi karşılayacak bir nesne olduğundan değil. Başka bir insana saygı duyabilmem için, kendi bağımsızlığıma ulaşmış olmam gerektiği çok açık. Eğer koltuk değneği olmadan ayakta durup yürüyebiliyorsam, bunun için başkasını kullanmama gerek yoktur. Saygının ön şartı özgürlüktür. Eski bir fransız şarkısında şöyle denir: "I'amour est I'enfant de la liberte." Sevgi özgürlüğün çocuğudur, hiçbir zaman baskının değil.
Erich Fromm - Sevme Sanatı | Felsefe.Net - Düşünce Kırıntıları Platformu!