Neden Yaşıyoruz ? Mutluluk İçin mi ?

Konu İstatistikleri

Konu Hakkında Merhaba, tarihinde Genel Tartışma Alanı kategorisinde gamzecik tarafından oluşturulan Neden Yaşıyoruz ? Mutluluk İçin mi ? başlıklı konuyu okuyorsunuz. Bu konu şimdiye dek 79,218 kez görüntülenmiş, 487 yorum ve 0 tepki puanı almıştır...
Kategori Adı Genel Tartışma Alanı
Konu Başlığı Neden Yaşıyoruz ? Mutluluk İçin mi ?
Konbuyu başlatan gamzecik
Başlangıç tarihi
Cevaplar

Görüntüleme
İlk mesaj tepki puanı
Son Mesaj Yazan Prens Ernak

Macavity

Üye
Yeni Üye
Katılım
23 Eyl 2009
Mesajlar
138
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Mesajının başında;

...ama şu en özelinizde kalan aile ve sevgi gibi 2 kelime var ya, işte ben onları eleştiriyorum. Burası felsefe forumu, burda sevgi dediğiniz şey de tartışılır.

diyerek "benim" sevgi anlayışım konusunda dediklerini burasının bir felsefe forumu olmasına ve sevginin de felsefenin bir konusu olmasına dayandırıyorsan, daha sonra ben de biliyorum dediklerimin felsefe olmadığını diyemezsin. Eğer onu diyorsan, o zaman bu yukarıdaki cümlenin bir anlamı olmaz, ki ben de bu yukarıdaki cümlen nedeniyle önceki mesajımda onları yazdım.

Forumda ya da başka bir yerde, hiç tanımadığın biri hakkında; boş yazmak, sahte olmak, eleştiri kaldıracak karakterde olmamak... gibi yakıştırmalar yapıyorsan, bunun neden hoş karşılanmadığını düşünürken, evet insanlar böyledir işte şeklinde başkalarında hata aramak yerine kendine dönüp, acaba ben karşımdaki kişi hakkında hiçbir şey bilmediğim halde bu eleştirileri yapabilir miyim? diye de sorabilseydin eğer, işte ancak o zaman haklı olabilirdin ve ancak o zaman gerçekten eleştiri yapmış olurdun.

Ama, ilk olarak, tanımadığın birisi hakkında kişisel yorum yapamazsın, her zaman yanılma ihtimalin oldukça yüksektir ve bu davranış, herhangi bir konuda (örneğin birisinin sevgi anlayışı) bilgi sahibi olmadan konuşmakla aynı şeydir, bu nedenle de doğru değildir. Yok eğer yapıyorsan da yaptıktan sonra bak hoş karşılamadı işte demek ki karekteri zayıf diyemezsin. İkinci olarak, sen insanlar üstü bir otorite, bir yargı mercii değilsin, bu nedenle de bu kişisel eleştirileri yaparken, bilincinde değilsin derken, sen de aynı şeyi yapıyor olabilirsin, sen de içinde bulunduğun durumun bilincinde olmuyor olabilirsin. Buradan da açıkça görülüyor ki bu tür eleştirilerin üzerinde konuşulabilir bir ortaklığı yoktur. "Sen şusun", "hayır sen busun"dan öteye geçemez. Üzerinde konuşulamayan, diyolaga girilemeyen bir şeyin de burada yeri yoktur.

Zaten diyalog (dia-logos) kelimesinin çok güzel bir kökeni ve anlamı vardır. Dia, iki demektir; logos ise hem söz, hem akıl, yasa, bilgi... anlamlarına gelir (bilimlerdeki "-loji" ekinin anlamı da buradan gelir). Bu kelime anlamı bile bize şunu gösterir ki; bir konuşma olabilmesi için iki akıl gerekir. Yani iki kişinin söylediği şeylerin de ortak, akılsal bir zemini olması gerekir. Birisi bir dogmadan, diğeri başka bir dogmadan bahseden iki kişi bu nedenle konuşamaz. Ortak bir akılsallığı yoktur düşüncelerinin. Aynı nedenle bir diyalogun taraflarından biri diğerine, "sen şusun" şeklinde hitap ediyorsa, burada da ortak bir akılsal zemin olamaz. Tamamen kişisel bir yorumdur ve sadece söyleyen kişiyi bağlar. Bu nedenle de bu şekilde konuştuğun sürece hem burada, hem başka forumlarda, hem de günlük hayatında rahatsız olduğun o hoş karşılanmama durumuyla karşılaşman kaçınılmazdır. Arzu ettiğin gibi felsefeden ve kelime oyunlarından bağımsız olmasa da, keşke biri söylese dediğin için naçizane yorumum budur. Ama şunu da ekleyeyim; sana yapılacak eleştirinin felsefeden bağımsız olması o eleştirinin daha iyi olacağı anlamına gelmez, hatta bence tersinin olması daha olasıdır. Felsefe kelime oyunu ya da, kendine yapılacak eleştirilerin ondan bağışık olmasını isteyeceğin türde değersiz bir şey değildir.
 

naz

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
9 Eki 2009
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
63
Doğarken seçim şansımız yoktu, şimdi çekip gidebilecekken bunu yapmadık, hala buradayız. Gitmek için belirsiz bir zamanı bekliyor ve oyalanıyoruz.
 

AndroNova

Üye
Yeni Üye
Katılım
17 Ara 2009
Mesajlar
245
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Pascal'ın bir teorisi vardı. Konumuzla alakalı.
Bu konularda bir kumarbaz gibi düşünmeliyiz.
Tanrı yoksa ve biz ona inanmışsak, bir ömür boş yanlış şeylere aldanmışız demektir.
Tanrı yoksa ve biz ona inanmamışsak, aldanmamış oluruz.
Tanrı varsa ve biz ona inanmışsak, çok şey kazanırız.
Tanrı varsa ve biz ona inanmamışsak, cezasını çekeriz ve çok şey kaybederiz.

Bu olayda buna benziyor.
Eğer biz sadece bir sınav için yaşıyorsak, sadece bir sınav için buradayız demektir.
Eğer biz sadece döngünün bir zinciri için yaşıyorsak, o zaman sadece bir yere ait olduğumuz için yaşıyoruz demektir.
 

ABC

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
22 Ara 2009
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
23
Neden yaşıyoruz? Mutluluk için mi?

Mutluluk A' ya göre patates kızartması, B' ye göre BMW X5 sahibi olmaktır.

Yaşamak, A'' ya göre mükafat, B' ye göre şans olabilir.

A' patates kızarmasını mükafat olarak aldığında mutlu bir yaşam sürecektir.
B' BMW X5 ine kavuştuğunda şansına olan inancı artacak ve mutlu olacaktır.

Peki A' nın patates kızartması bittiğinde; A' mutsuz mu olacaktır.
Peki B' nin arabası yanıp kül olduğunda; B' mutsuz mu olacaktır.

Mutluluk; sadece elde etmek istediklerini elde ettiğin anda yaşanılan kısa bir sürelik duygudur. Sürekliliği yoktur..

Herkesin mutlu olduğu bir dünya düşünülebilir mi? Düşünülemez, insanoğlunda nefs olduğu sürece mutsuzluklar, üzüntüler vb. şeyler yaşanmaya devam edecektir.

Eğer seni ne mutlu ediyorsa onu yap, diyenlerin inancıyla, bir başka kimselerin inancı farklı olabilir. Mutluluk görecelidir. Bu yüzden sorunun temeli yanlış bir mantık üzerine kurulmuştur.

xxx Soru Yanlıştır xxx

Saygılarımla, ABC
 

AndroNova

Üye
Yeni Üye
Katılım
17 Ara 2009
Mesajlar
245
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Pascal'ın bir teorisi vardı. Konumuzla alakalı.
Bu konularda bir kumarbaz gibi düşünmeliyiz.
Tanrı yoksa ve biz ona inanmışsak, bir ömür boş yanlış şeylere aldanmışız demektir.
Tanrı yoksa ve biz ona inanmamışsak, aldanmamış oluruz.
Tanrı varsa ve biz ona inanmışsak, çok şey kazanırız.
Tanrı varsa ve biz ona inanmamışsak, cezasını çekeriz ve çok şey kaybederiz.

Bu olayda buna benziyor.
Eğer biz sadece bir sınav için yaşıyorsak, sadece bir sınav için buradayız demektir.
Eğer biz sadece döngünün bir zinciri için yaşıyorsak, o zaman sadece bir yere ait olduğumuz için yaşıyoruz demektir.

Sınav anlayışı artık beni hiç tatmin etmiyor açıkcası. Şu aralar birkaç kişi ve onların yorumunu gördüm. Sadece amaçları ego üstüne kurulu yapay sınavlarla insanları yönetmek gibi geliyor artık.
Sanırım sadece zinciri tamamlayan bir parçayız. Ve bu zincirin en üstünde tanrı denilen şeyde aslında sadece bizlerin yorumu. Evreni anlama çabamızın saçma bir eseri bu inançlar. Fakat neden şu an açıklayamadığımız şeyler hakkında birkaç safsata üretmeliyiz bilemiyorum...

Varlığımızıda maddeye borçluyuz...

Ve mutluluk anlık birşey gibi geliyor. Sonsuza kadar kalıcı olan fikirlerimiz için yaşıyoruz diyebilirim.

Saygılar, sevgiler ve diğerleriyle...
 

Aksiyom

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
Sınav anlayışı artık beni hiç tatmin etmiyor açıkcası. Şu aralar birkaç kişi ve onların yorumunu gördüm. Sadece amaçları ego üstüne kurulu yapay sınavlarla insanları yönetmek gibi geliyor artık.
Sanırım sadece zinciri tamamlayan bir parçayız. Ve bu zincirin en üstünde tanrı denilen şeyde aslında sadece bizlerin yorumu. Evreni anlama çabamızın saçma bir eseri bu inançlar. Fakat neden şu an açıklayamadığımız şeyler hakkında birkaç safsata üretmeliyiz bilemiyorum...

Varlığımızıda maddeye borçluyuz...

Ve mutluluk anlık birşey gibi geliyor. Sonsuza kadar kalıcı olan fikirlerimiz için yaşıyoruz diyebilirim.

Saygılar, sevgiler ve diğerleriyle...

Zincirin temel nedeni ve temel parçasıyız demek daha doğru olur kanımca.İnsan doğası gereği inanmalıdır inanmamaya dahi olsa.sen varlık olmadan olan ve olacağı varedebilirmisin.
''Fakat neden şu an açıklayamadığımız şeyler hakkında birkaç safsata üretmeliyiz bilemiyorum'' demişsiniz;
Eskiden yaşadığımız dünyayı bile açıklayamıyorduk,belkide kimileri için safsata olduğu için...Dünya neydi?Son teori fraktal!Dünya düz değilmiydi,pardon küre!!
....sonsuza kadar kalıcı demişsiniz'' sizin için herşey maddeyse lütfen önce sonsuzluğun maddesine inin belki o zaman kendi dünyanızda maddelerinizle sonsuz sonsuz yaşarsınız.
Saygılar.
 

AndroNova

Üye
Yeni Üye
Katılım
17 Ara 2009
Mesajlar
245
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Zincirin temel nedeni ve temel parçasıyız demek daha doğru olur kanımca.İnsan doğası gereği inanmalıdır inanmamaya dahi olsa.sen varlık olmadan olan ve olacağı varedebilirmisin.
''Fakat neden şu an açıklayamadığımız şeyler hakkında birkaç safsata üretmeliyiz bilemiyorum'' demişsiniz;
Eskiden yaşadığımız dünyayı bile açıklayamıyorduk,belkide kimileri için safsata olduğu için...Dünya neydi?Son teori fraktal!Dünya düz değilmiydi,pardon küre!!
....sonsuza kadar kalıcı demişsiniz'' sizin için herşey maddeyse lütfen önce sonsuzluğun maddesine inin belki o zaman kendi dünyanızda maddelerinizle sonsuz sonsuz yaşarsınız.
Saygılar.

Evreni anlama çabamızın saçma bir eseri bu inançlar. Fakat neden şu an açıklayamadığımız şeyler hakkında birkaç safsata üretmeliyiz bilemiyorum...

Eskiden yaşadığımız dünyayı bile açıklayamıyorduk,belkide kimileri için safsata olduğu için...Dünya neydi?Son teori fraktal!Dünya düz değilmiydi,pardon küre!!

Artık açıklaya biliyoruz kimi şeyleri. Sırada ne mi var diye sorarsanız. Cevabı vereyim. Tanrının güçleri. Sizin, onların yada bizim yapabileceklerimizin sınırı veya sonsuzluğu.

"sizin için herşey maddeyse lütfen önce sonsuzluğun maddesine inin belki o zaman kendi dünyanızda maddelerinizle sonsuz sonsuz yaşarsınız."

Sonsuzluk maddede gizlidir. Sonsuzluğun maddesi zaten maddedir.
Acaba merak ediyorum şu anda Sokratesin soluduğu havayı solumadığımızı nereden biliyoruz? Dünyamızda var olan ve kullanılan maddeler sürekli bir şekil değişiminde. Belkide siz bir zamanlar bir filin kalıntısıydınız. Veya belkide ben bir dinazor dışkısıydım kim bilir...

Örneklerimi sadece çeşitleri arttırmak amacıyla veriyorum...

Ve bu arada sonsuzluğun maddesi, maddelerin bir araya gelip oluşturduğu benin, kafasının içindeki et yada sinir topunun ürettiği bir kaç fikirden ibaret. Fikirlerimin sonsuzluğu enerjiyi varediyor. Enerjimde büyüyüp bölünerek sonsuza dek devam ediyor. Sonsuzluğumu bunalara borçluyum...

Teşekkürler... Umarım birileri küçücük kafamın içerisindeki yanlışları bana gösterir... Ve farkımı beni farklı kılan şu ufacık farklı kusurlarıma borçluyum...
 

Aksiyom

Düşünür Üye
Yeni Üye
Katılım
4 Tem 2009
Mesajlar
569
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
32
Evreni anlama çabamızın saçma bir eseri bu inançlar. Fakat neden şu an açıklayamadığımız şeyler hakkında birkaç safsata üretmeliyiz bilemiyorum...

Eskiden yaşadığımız dünyayı bile açıklayamıyorduk,belkide kimileri için safsata olduğu için...Dünya neydi?Son teori fraktal!Dünya düz değilmiydi,pardon küre!!

Artık açıklaya biliyoruz kimi şeyleri. Sırada ne mi var diye sorarsanız. Cevabı vereyim. Tanrının güçleri. Sizin, onların yada bizim yapabileceklerimizin sınırı veya sonsuzluğu.

"sizin için herşey maddeyse lütfen önce sonsuzluğun maddesine inin belki o zaman kendi dünyanızda maddelerinizle sonsuz sonsuz yaşarsınız."

Sonsuzluk maddede gizlidir. Sonsuzluğun maddesi zaten maddedir.
Acaba merak ediyorum şu anda Sokratesin soluduğu havayı solumadığımızı nereden biliyoruz? Dünyamızda var olan ve kullanılan maddeler sürekli bir şekil değişiminde. Belkide siz bir zamanlar bir filin kalıntısıydınız. Veya belkide ben bir dinazor dışkısıydım kim bilir...

Örneklerimi sadece çeşitleri arttırmak amacıyla veriyorum...

Ve bu arada sonsuzluğun maddesi, maddelerin bir araya gelip oluşturduğu benin, kafasının içindeki et yada sinir topunun ürettiği bir kaç fikirden ibaret. Fikirlerimin sonsuzluğu enerjiyi varediyor. Enerjimde büyüyüp bölünerek sonsuza dek devam ediyor. Sonsuzluğumu bunalara borçluyum...

Teşekkürler... Umarım birileri küçücük kafamın içerisindeki yanlışları bana gösterir... Ve farkımı beni farklı kılan şu ufacık farklı kusurlarıma borçluyum...
Artık açıklaya biliyoruz kimi şeyleri. Sırada ne mi var diye sorarsanız. Cevabı vereyim. Tanrının güçleri. Sizin, onların yada bizim yapabileceklerimizin sınırı veya sonsuzluğu.

Bunu anlamanıza sevindim..

Sonsuzluk maddede gizlidir. Sonsuzluğun maddesi zaten maddedir.
Acaba merak ediyorum şu anda Sokratesin soluduğu havayı solumadığımızı nereden biliyoruz? Dünyamızda var olan ve kullanılan maddeler sürekli bir şekil değişiminde. Belkide siz bir zamanlar bir filin kalıntısıydınız. Veya belkide ben bir dinazor dışkısıydım kim bilir...

Sonsuzluğun maddesi maddedir demeniz beni şaşırttı açıkcası sonsuzluğu maddeye sıkıştırmanız hiç sonsuz değil.Değişimden bahsetmişsiniz değişim varsa sokratesin soluduğu havayı soluma olasılığınız nedir?

Ve bu arada sonsuzluğun maddesi, maddelerin bir araya gelip oluşturduğu benin, kafasının içindeki et yada sinir topunun ürettiği bir kaç fikirden ibaret. Fikirlerimin sonsuzluğu enerjiyi varediyor. Enerjimde büyüyüp bölünerek sonsuza dek devam ediyor. Sonsuzluğumu bunalara borçluyum...

Aynı zamanda o et parçası dediğiniz sizi sonsuzluğa götürdüğü gibi sizi başka türlü yerlerede götürüyor yada hep orda o kısır döngünün içinde hapsolmanızıda sağlıyor.Bunu yapanda et parçası sonsuzluğa götürende o et parçası ..entrsan hiç güven olmuyor bu et ve nöron yığınına öyle değilmi.. :)

Saygılar.
 

AndroNova

Üye
Yeni Üye
Katılım
17 Ara 2009
Mesajlar
245
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
30
Artık açıklaya biliyoruz kimi şeyleri. Sırada ne mi var diye sorarsanız. Cevabı vereyim. Tanrının güçleri. Sizin, onların yada bizim yapabileceklerimizin sınırı veya sonsuzluğu.

Bunu anlamanıza sevindim..

Sonsuzluk maddede gizlidir. Sonsuzluğun maddesi zaten maddedir.
Acaba merak ediyorum şu anda Sokratesin soluduğu havayı solumadığımızı nereden biliyoruz? Dünyamızda var olan ve kullanılan maddeler sürekli bir şekil değişiminde. Belkide siz bir zamanlar bir filin kalıntısıydınız. Veya belkide ben bir dinazor dışkısıydım kim bilir...

Sonsuzluğun maddesi maddedir demeniz beni şaşırttı açıkcası sonsuzluğu maddeye sıkıştırmanız hiç sonsuz değil.Değişimden bahsetmişsiniz değişim varsa sokratesin soluduğu havayı soluma olasılığınız nedir?

Ve bu arada sonsuzluğun maddesi, maddelerin bir araya gelip oluşturduğu benin, kafasının içindeki et yada sinir topunun ürettiği bir kaç fikirden ibaret. Fikirlerimin sonsuzluğu enerjiyi varediyor. Enerjimde büyüyüp bölünerek sonsuza dek devam ediyor. Sonsuzluğumu bunalara borçluyum...

Aynı zamanda o et parçası dediğiniz sizi sonsuzluğa götürdüğü gibi sizi başka türlü yerlerede götürüyor yada hep orda o kısır döngünün içinde hapsolmanızıda sağlıyor.Bunu yapanda et parçası sonsuzluğa götürende o et parçası ..entrsan hiç güven olmuyor bu et ve nöron yığınına öyle değilmi.. :)

Saygılar.

Aynı zamanda o et parçası dediğiniz sizi sonsuzluğa götürdüğü gibi sizi başka türlü yerlerede götürüyor yada hep orda o kısır döngünün içinde hapsolmanızıda sağlıyor.Bunu yapanda et parçası sonsuzluğa götürende o et parçası ..entrsan hiç güven olmuyor bu et ve nöron yığınına öyle değilmi.. :)

Evet beni anladığınıza yada anlamaya çalıştığınıza sevindim...

Sonsuzluğun maddesi maddedir demeniz beni şaşırttı açıkcası sonsuzluğu maddeye sıkıştırmanız hiç sonsuz değil.Değişimden bahsetmişsiniz değişim varsa sokratesin soluduğu havayı soluma olasılığınız nedir?

Kim biliri belki bizim sonsuz güçlerimiz yada maddenin sonsuz güçleri bunlarada yeter...
 

1980

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
31 Ocak 2010
Mesajlar
3
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
38
Neden yaşıyorum sorusunu kendine sormayan insan mutluluk için yaşar. Bu soruyu kendine sorma gereği bile hissetmez yaşadığı sürece. Kendisine bu soruyu yönelten insan için bunun cevabı yoktur.
 

eda07

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
3 Şub 2010
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
28
bence mutlu olmak bir anlık değildir hoşuna giden şeylerle mutlu olup sonunda hüzün olacaksa mutluluğun ne anlamı varki. mutluluk hayatı sevmektir bence her yönüyle, yaradan için yaradılanı sevmektir yunus emre nin dediği gibi. ben bu soruyu başkalarına sorduğumda zorunda olduğumuz için yaşıyoruz. herkes mutlu olamazki dediler. buna inanmıyorum çünkü mutluluk bizim elimizde. çok başarılı olmak, popüler olmak, zengin olmak veya çok sevilmek gerekmiyor mutluluk için. mutluluk öyle bir kavram ki bizi yalnızca biz mutlu edebiliriz. inanın bunun için polyannacılık oynamak da gerekmiyor. biz gerçekten sevmeyi başarabildiğimizde mutluluğa erişmiş olacağız.soruya dönersek mutluluk için yaşıyor muyuz bilemiyorum ama bence yaşamalıyız
 

usenenadam

Yeni üye
Yeni Üye
Katılım
9 Kas 2009
Mesajlar
80
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
amaneeeyyy... ben de bu dünyanın nesine geldim
seherde öten bülbülün sesine geldim
..........böyle bir türkü vardır..
neymiş, demek ki ozan da düşünmüş mevzuyu
ki- nitekim bula bula bülbülün sesini bulmuş..

yani mutlaka var bir sebep, gelmek için..
ölmeye.. ölmeye geldik..demeden öncee;
işten aştan çorbadan torbadanvakit çalıp düşünmek de lazım..

bok mu vardı, topukları yağlayıp
o kadar milyon spermayı sollayıp
yumurtayı dölleyecek..
yürrüü.. türkiş raki şiş kebap mı dediler,
yoksa arkadan ittiriverdiler mi, adiler..
şeklinde zatım da sorar kendine,
acılar içinde inleyerekten, zaman zaman..

mutluluk süresi.. çıtır simit çaylık..
cebe sadece küsuratı giren aylık..
toplasan bir gün etmez anasını satayım..
gerisi gam tasa keder sürekli çaylaklık......

düşünmek lazım..
ölümü unuttura unuttura nasıl da yaşatıyorr..
atmosfer dünyamızı nasıl kuşatıyorr..
galaksiler, yıldızlar, örümcek, börtü böcek,
taksiler, kaldırımlar.. kader nedir.. kim bilecek..
düşünmek lazım cancağzııım..

işler işler bilene bilene..
bıçak işler bilene bilene..
sevgi işler okşaya okşaya..
kaldı işler aksaya aksaya..

Kaazııım ne bakıyon öyle kuzuuum..
hadi Kaazım hadi Kaazım..
deme sakın neme lazım..

karnın doymaz öpücükle..
gözün doymaz ecicikle..
düşün düşle işle çabuk..
çalış kazan dişle Kaazım..
işte işler başla Kaazım..

devlet malı ballı çörek..
koştur getir kaptı köpek..
vatan kaldı kuru petek..
arı gibi işle Kaazım

Kaazııım.. Ne bakıyon öyle kuzuuum..
hadi Kaazım hadi Kaazım..
deme sakın neme lazım..

kuru kuru sevmek olmaz..
aşka köfte ekmek ister..
çokça para dökmek ister..
vercen vercen öpcen Kaazım..

olan vermez hazır yetmez..
çalış tırnak dişle Kaazım..
doğru ağlar yanlış güler
kafa çalıştırmak lazım..

Kaazııım.. ne duruyon öyle kuzuuum..
hadi Kaazım hadi Kaazım..
deme sakın neme lazım..

olmaz olmaz aman oldur..
dolu dolmaz hemen doldur..
bakan görmez göster gördür
yüzler gülmez çabuk güldür..
hadi giriş paldır küldür..
biter bitmez bildir Kaazım

Dostumm.. İki gözüüm..
Kuzuuum.. Kaaaazıııııım..
İyi ki geldin CanCaağzım
 

cogito

Üye
Yeni Üye
Katılım
30 Ocak 2010
Mesajlar
198
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
45
Mutluluk için yaşamıyoruz, mutlu yaşamaya çabalıyoruz.
 

mozart

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
12 Şub 2010
Mesajlar
11
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
32
peki diyelim mutluluğa ulaştık sonra ne olacak? veya ölmemiz için bir neden var mı?
 

Mühendis

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
3 Eki 2009
Mesajlar
271
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
67
Yaşamın nedeni amaç/amaçlarımız dır.
Mutluluk ise amaç/amaçlara ulaşıldığında/gerçekleştirildiğinde duyulan bir hazdır , an dır
Bu anlar yaşamımızda ne kadar fazla olursa bir o kadar da mutluluk yansıması gösterir.[FONT=&quot][/FONT]
 

Euhemeros

Üye
Yeni Üye
Katılım
14 Şub 2010
Mesajlar
199
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
82
Aslında evet. Mutluluk için yaşıyoruz. Ama hayır. Acılar içinde yaşıyoruz. İnsanların yaşadığı her an acı ile dolu. Yalnızca bir an olsun mutlu olmak acıları unutmak. İnsanlar bunun farkında. Mutlu olmaya çalışıyorlar. Fakat artık liderlerde bunun farkında. Artık kendi yarattıkları oyunlarla, insanları o sahte mutluluklara köle ediyorlar. Yapacak birşey yok. Artık unuttuk mutluluğu. Tattığımız sahte hislerin kölesiyiz. Yapabileceğimiz tek şey bunlardan uzak durarak düşünmek gerçekleri. Dönen deli girdapların farkına varmalı. Saçmalıkları bir kenara atmalı ve tatmalı saf duyguları...
 

turko29

Meraklı Üye
Yeni Üye
Katılım
20 Şub 2010
Mesajlar
322
Tepkime puanı
0
Puanları
16
Yaş
65
Nedenmi yaşıyoruz, elbetteki nesne olduğumuz andan itibaren yaşama tutunmak ve konforumuzu arttırmak için...
 

pheloist

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
3 Nis 2010
Mesajlar
5
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
53
Slm !
Mühendis arkadışıma katılıyorum .İnsan amaç için yaşar ancak amaç insandan insana değişir.Kimisi hiç birşey yoksa içgüdüsel yaşama isteği ile yaşar ve ihityaçlarını karşıladığı oranda tatmin olur. Kimisi daha komplike ihityaçlarını karşıladığı nispette tatmin olur.tatmin kişinin yapısıyla ilgili oranda memnuniyet ya da daha ileri safhada mutluluk olarak tezahür eder.önemli olan memnuniyetin mutluluğa dönüşebilmesi için kişinin bunu doğru algılayıp aklında mutluluğa çevirebilmesidir.
 

repla64

Felsefe.net
Yeni Üye
Katılım
7 Haz 2010
Mesajlar
10
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
35
Çoğu insan ölmekten korktuğu için yaşar bence.
 
Tüm sayfalar yüklendi.
Sidebar Kapat/Aç

Yeni Mesajlar

Üst